Bizi Takip Edin

ORTADOĞU

İsrail, Lübnan saldırılarının şiddetini artırıyor

Yayınlanma

İsrail’in Lübnan’ın başkenti Beyrut’a düzenlediği saldırılarda altı bina yerle bir olduğunu bildirdi. El-Mayadeen’in ofisini hedef alan saldırıda bir kişi hayatını kaybetti, çok sayıda kişi yaralandı. Öte yandan Lübnan ordusu ülkenin güneyine düzenlenen İsrail saldırılarında üç askerinin hayatını kaybettiğini duyurdu.

Lübnan basını dün Hizbullah’ın Tel Aviv’i hedef alan saldırısından sonra İsrail ordusunun Beyrut’un güney banliyölerine düzenlediği 17 saldırıda altı binanın yerle bir olduğunu ve El Mayadeen’in daha önce boşaltılan ofislerinin vurulduğunu bildirdi.

Hizbullah’ın İHA’sı Netanyahu’nun evini vurmuş

Lübnan Resmi Haber Ajansı (NNA) Laylaki banliyösü çevresinde altı binanın yıkıldığını bildiren belirterek saldırıları “savaşın başından bu yana bölgedeki en şiddetli saldırılar” olarak nitelendirdi.

Saldırılar, İsrail ordusunun Arapça sözcüsü Avichay Adraee’nin sosyal medya platformu X üzerinden tahliye uyarısı yayınlamasından kısa bir süre sonra gerçekleşti. Ancak Beyrut’un güneyindeki Jnah mahallesini vuran ve El-Mayadeen’in boşalttığını söylediği bir ofisi hedef alan saldırı için herhangi bir uyarı yapılmadı.

Lübnan Sağlık Bakanlığı’na göre saldırıda bir kişi hayatını kaybetti, beş kişi de yaralandı. NNA’nın haberine göre, ofise iki roket isabet etti ve içeride yangın çıkmasına neden olan saldırıda ofis tamamen tahrip oldu.

El-Mayadeen’in ofisi Beyrut’taki İran büyükelçiliğinin eski binasının ve Lübnan ordusuna ait bir kontrol noktasının yakınında bulunuyor.

“Arkeolojik alanlarda hasar mümkün”

Öte yandan NNA’ya göre İsrail dün erken saatlerde antik kıyı kenti Sur’da “büyük yıkıma ve evlerde, altyapıda, binalarda, dükkanlarda ve arabalarda ciddi hasara” neden olan saldırılar düzenledi. Lübnan Sağlık Bakanlığı, Sur’daki saldırılarda 16 kişinin yaralandığını açıklarken, AFP görüntüleri tüm mahallelerin enkaz altında kaldığını gösterdi.

İsrail ordusu Sur’un Hizbullah’ın “önemli” bir kalesi olduğunu iddia ediyor ancak Hizbullah’ın siyasi müttefiki Emel Hareketi’nin burada daha etkili olduğu biliniyor. Ayrıca hem Hıristiyanlara hem de Müslümanlara ev sahipliği yapan Sur’da en az 50.000 kişi yaşıyordu. İsrail’in geçen ay Hizbullah’a karşı saldırılarını artırmasıyla birlikte kent nüfusunun büyük bölümü boşaltıldı. Sur’un afet yönetim biriminden Bilal Kaşmar, salı günü kentte sadece 14.500 kişinin kaldığını söyledi. Çarşamba günü, İsrail ordusunun sabah saatlerinde dört mahalle için tahliye uyarısı yapmasının hemen ardından şehirde yeni bir göç yaşandı. AFP ile işbirliği yapan bir video muhabiri, acil durum ekiplerinin şehrin etrafında dolaşarak megafonlarla insanları tahliye etmeye çağırdığını söyledi.

İsrail’in Lübnan’da ateşkes için öne sürdüğü şartlar BMGK kararlarına aykırı

Sur, dünyanın en eski şehirlerinden biri ve başta Roma döneminden kalma olmak üzere önemli arkeolojik alanlara ev sahipliği yapıyor.

Kaşmar, arkeolojik alanlar için henüz bir hasar tespiti yapılmadığını ancak bir saldırının arkeolojik kalıntılardan birine 50 metreden daha az bir mesafeye isabet ettiğini belirterek “hasar mümkün” dedi. UNESCO da uzaktan algılama araçları ve uydu görüntülerini kullanarak “devam eden çatışmanın Dünya Mirası Sur bölgesi üzerindeki etkisini yakından takip ettiğini” söyledi.

ABD Lübnan ordusunun hedef alınmasından “endişeli”

Öte yandan Lübnan ordusu, İsrail güçlerinin, ülkenin güneyinde düzenlediği saldırıda 3 askerinin hayatını kaybettiğini duyurdu.

Ordunun X hesabından yapılan paylaşımda, “İsrail düşmanı, güneyde Bint Cubeyl ilçesinin Yatır kasabası kırsalında yaralıları tahliye eden Lübnan ordusu unsurlarını hedef aldı ve bu saldırıda biri subay, 3 asker şehit oldu” ifadeleri kullanıldı.

İsrail’den BM üssüne beyaz fosfor saldırısı

Lübnan ordusu, pazar günü de İsrail’in Bint Cubeyl ilçesindeki Ayn İbil-Hanin yolunda bir askeri aracı hedef alması sonucu 3 askerinin hayatını kaybettiğini açıklamıştı.

Lübnan ordusunun hedef alınması ABD Savunma Bakanı Lloyd James Austin’in İsrail Savunma Bakanı Yoav Gallant ile yaptığı telefon görüşmesinde de gündeme geldi.

Pentagon’dan yapılan yazılı açıklamaya göre Austin, İsrailli mevkidaşına Lübnan ordusuna yönelik saldırı haberlerinden derin endişe duyduğunu belirtti. Austin, ayrıca Lübnan ordusu ile Birleşmiş Milletler Lübnan Geçici Barış Gücü (UNIFIL) unsurlarının emniyet ve güvenliğinin sağlanması için gerekli tüm tedbirlerin alınmasının önemini vurguladı.

ORTADOĞU

Hamas’ta “kolektif liderlik” dönemi

Yayınlanma

HAMAS

Siyasi ve askeri lideri Yahya Sinvar’ın öldürülmesinden sonra Hamas’ın liderliğine kimin getirileceği merak konusu.

The National’da yer alan habere göre Hamas 2025’e kadar yeni bir lider seçmeyecek. Kaynaklar, altı kişilik Şura Konseyi’nin Sinvar’ın öldürülmesinden kısa bir süre sonra Hamas’ın başına geçtiğini söyledi.

Şura Konseyi, Gazze, Batı Şeria, İsrail hapishaneleri ve Filistin diasporasındaki tüm Hamas üyelerini temsil ediyor. Hamas’ın yeni lideri de 2025’te bu en üst düzey karar alma organı tarafından atanacak.

Hamas daha önce de kolektif liderlik tarafından yönetilmişti. Ahmed Yasin’in grubun ruhani lideri olarak görev yaptığı 1990’larda Gazze’de birkaç yıl boyunca bu model benimsenmişti.

The National’a konuşan kaynaklara göre kolektif liderliğin üyeleri 2017’ye kadar Hamas’ın lideri olan Halid Meşal, Halil el-Hayya ve grubun istihbarat ve finans şefi Zahir Cebbarin. Her üçü de Katar’da bulunuyor ve Cebbarin Türkiye’de de zaman geçiriyor.

Ayrıca Yahya Sinvar’ın küçük kardeşi Muhammed Sinvar ve İsrail’in öldürdüğünü iddia ettiği ancak kaynakların hala hayatta olduğunu söylediği Rawhi Mushtaha da kolektif liderlikte yer alıyor. Kaynaklara göre her ikisi de Hamas’ın askeri kanadının emektarları ve şu anda “operasyonel saha komutanları”. Şura Konseyi’nin Türkiye’de ikamet eden başkanı Muhammed Derviş, Hamas’ın mevcut liderliğindeki altıncı adam.

The National’a göre 2025 yılı başlarında seçimler yapılana kadar Hamas’ yeni bir lider seçilmeyecek. Ancak kaynaklar El-Hayaa’nın şimdiden Sinvar’ın en muhtemel halefi olarak ortaya çıktığını teyit ettiler.

Hem İran hem de Mısır’la yakın ilişkileri olduğu bilinen El-Hayya, Gazze’de için yürütülen ateşkes müzakerelerinde Hamas’ın baş temsilcisiydi.

Hamas’ın kurucularından olan 63 yaşındaki El-Hayya da 1990’ların başında İsrail tarafından üç yıl hapse atılmıştı. Aralarında iki oğlunun da bulunduğu yaklaşık 30 aile üyesinin öldürüldüğü birkaç suikast girişiminden sağ kurtuldu.

Yahya Sinvar’ın ölümünü duyururken “Hamas, Filistin topraklarında başkenti Kudüs olan bir Filistin devletinin kurulması için çalışmaya devam edecektir” dedi. Kaynaklar El-Hayya’nın Hamas liderliğine yükselmesinin kesin olmadığını, Meşal’in de Hamas’ın başına geçme şansının bulunduğunu belirttiler.

Öte yandan Sinvar, Tahran’da uğradığı suikast sonucu hayatını kaybeden Hamas’ın siyasi büro şefi İsmail Heniyye’nin yerine geçtiğinde askeri ve siyasi liderliği birleştirmişti ancak uzmanlar, bu kez böyle bir senaryoyu olası görmüyor. Uzmanlar siyasi liderlik ile askeri liderliğin yeniden ayrışacağını tahmin ediyor.

Okumaya Devam Et

ORTADOĞU

Blinken’ın ziyaretine “füze saldırısı” rötarı

Yayınlanma

ABD Dışişleri Bakanı Antony Blinken, Orta Doğu turu kapsamında geldiği Tel Aviv’de İsrail yönetimine “esir takası mutabakatına varılması ve Gazze Şeridi’ne saldırıların sonlandırılması” çağrısı yaptı.

ABD Dışişleri Bakanı Blinken 7 Ekim 2023’ten bu yana 11. Kez ziyaret ettiği İsrail’de temaslarını tamamladı. Suudi Arabistan’a hareket etmek üzere olan Blinken’ın programında kentte çalan sirenler nedeniyle kısa süreli bir gecikme yaşandığı bildirildi.

CNN’nin aktardığına göre Tel Aviv’de füze saldırıları nedeniyle sirenler çaldığı için Blinken’ın ülkeden ayrılması kısa bir süre gecikti. İsrail ordusu, sirenlerin Lübnan’dan atılan 2 uzun menzilli roket nedeniyle çaldığını ve bunların havada imha edildiğini açıkladı.

ABD Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Matthew Miller, Blinken’in Suudi Arabistan ziyaretinden sonra yarın Katar’a gideceğini Cuma günü ise Londra’da Arap dışişleri bakanlarıyla bir araya geleceğini açıkladı.

Blinken, Suudi Arabistan’a hareketinden önce beraberindeki gazetecilere yaptığı açıklamada İsrail’in Hamas’a karşı “taktiksel başarılar” elde ettiğini ileri sürdü. Blinken, “Şimdi bu başarıları kalıcı bir stratejik başarıya dönüştürme zamanı. Yapılacak iki şey kaldı, rehineleri (İsrailli esirleri) eve getirmek ve savaşı (İsrail’in Gazze’ye saldırılarını) sona erdirmek” ifadelerini kullandı.

Gazze’ye insani yardımların artırıldığını iddia eden Blinken, ama daha fazlasının yapılması gerektiğini belirtti.

“İran’a yanıt gerginliği tırmandırmasın” uyarısı

Blinken, İsrail’in İran’a olası saldırısına da değinerek, “İsrail’in daha büyük bir gerilim yaratmayacak şekilde (İsrail’in İran’a olası saldırısı) yanıt vermesi de çok önemli” dedi.

İsrail basınında dün çıkan haberde, ABD’nin İsrail’den İran’a vereceği yanıtı “yumuşatmasını istediği” iddia edilmişti.

“İran’ın nükleer tesisleri hala Netanyahu’nun hedefinde”

“ABD desteği önemli”

İsrail Savunma Bakanı Yoav Gallant ise dün akşam Blinken ile yaptığı görüşmede, “İsrail’in İran’a saldırmasının ardından ABD’nin desteğinin son derece önemli” olduğunu söyledi.

İsrail Savunma Bakanlığından yapılan açıklamaya göre Gallant görüşmede, ülkesinin “İran’a saldırmasının ardından ABD ile İsrail’in ortak tutum sergilemesinin son derece önemli olduğunu ve bölgesel caydırıcılığı güçlendireceğini” savundu.

Gallant, Gazze’de esir tutulan İsraillilerin geri getirilmesi ve Gazze’de Hamas yönetiminin “diğer bölgesel ve yerel kuruluşlarla” değiştirilmesi gerektiğini ileri sürdü.

İsrail Savunma Bakanı, “İsrail’in kuzeyinden tahliye edilenler geri dönene ve Hizbullah Lübnan’ın güneyinden çekilene kadar, Lübnan’ın güneyindeki kara saldırıları sona erse bile sistematik bir şekilde Hizbullah’ın altyapısına yönelik saldırıların” sürdürüleceğine değindi.

Generallerin Planı’na karşı olduğu açıklamayı reddetti

Öte yandan Blinken’ın Netanyahu’dan Gazze’nin kuzeyini izole etmeye amaçlayan plana karşı olduğunu kamuoyu önünde açıklamasını istediği ancak Netanyahu’nun bunu kabul etmediği belirtildi.

Times of Israel gazetesinde yer alan haberde, Blinken’ın dün Netanyahu ile yaptıkları görüşmede, Gazze’nin kuzeyinin izole edilmesini ve bölgedeki halkın tehcir edilmesini amaçlayan planın gündeme geldiği belirtildi.

İsrail, “Gazze’nin kuzeyi” için planını Mısır’a iletti

Adı açıklanmayan ABD’li bir yetkiliye dayandırılan haberde, Blinken’ın daha önce İsrail basınına yansıyan ve Filistinlilerin Gazze Şeridi’nin kuzeyinden tehcir edilmesinin ardından bölgenin kuşatılmasıyla gıda, yakıt ve temiz su girmesine izin verilmemesini öngören “generallerin planını” sorguladığı ifade edildi.

Netanyahu’nun görüşmede “generallerin planını” uygulamadıklarını savunduğu kaydedildi. Bunun üzerine Blinken’ın Netanyahu’dan “generallerin planını” uygulamadıklarını kamuoyu önünde açıklamasını istediği belirtildi. Netanyahu’nun ABD Dışişleri Bakanı’nın isteğine olumlu yanıt vermediği aktarıldı.

İsrail ordusu, 6 Ekim’de başta Cibaliya Mülteci Kampı olmak üzere Gazze’nin kuzeyine kara saldırısı başlattı. Saldırılar nedeniyle Cibaliya Mülteci Kampı başta olmak üzere Gazze’nin kuzeyindeki bölgelerde kalan Filistinliler zorla yerlerinden ediliyor.

Bu adımın, daha önce İsrail basınına yansıyan ve “generallerin planı” olarak bilinen, İsrailliler için yerleşim yeri hazırlığı yapmak amacıyla Filistinlilerin Gazze’nin kuzeyinden tahliye edilmesi adına atıldığı düşünülüyor.

“Generallerin Planı”nın mimarı: Ya teslim olacak ya açlıktan ölecekler

Okumaya Devam Et

ORTADOĞU

İsrail’den BM üssüne beyaz fosfor saldırısı

Yayınlanma

Birleşmiş Milletler’in (BM) gizli bir raporuna göre, İsrail’in Lübnan’ın güneyindeki BM üssü yakınlarında beyaz fosfor kullandığından şüphelenilmesinin ardından on beş BM barış gücü askeri tedavi altına alındı.

Lübnan’ın güneyinde beyaz fosfor kullandığı bilinen İsrail’in aynı bölgedeki BM üslerine de beyaz fosfor saldırısı düzenlediği ortaya çıktı. Bu ay yapılan saldırıdan sonra 15 barış gücü askerinin hastanede tedavi görmek zorunda kaldığı BM raporlarına yansıdı.

The National tarafından elde edilen raporda, BM Lübnan Geçici Görev Gücü’ne (UNIFIL) bağlı üslerin İsrail güçleri tarafından kasten hedef alındığı ve aydınlatma kuleleri ile gözetleme kulelerine ateş açıldığı, barış gücü askerlerinin yaralandığı belirtildi.

Beyaz fosfor, solunduğunda solunum yollarında hasara ve organ yetmezliğine, ciltle temas ettiğinde ise ciddi yanıklara yol açabilen zehirli bir kimyasal olarak biliniyor. Oldukça yanıcı bir madde olan beyaz fosfor oksijenle temas ettiğinde haftalar sonra bile yeniden alevlenerek yangınlara, sivil yapılara ve tarım arazilerine zarar verebiliyor.

İsrail’in “zehirli savaşı”

13 Ekim’de UNIFIL, İsrail’e ait iki tankın bir üsse girerek bir güvenlik krizine yol açtığını bildirdi. Tankların geri çekilmesinden yaklaşık 45 dakika sonra barış gücü askerleri bir patlama duydu ve üssün kuzeyinden yoğun duman yükseldiğini gözlemledi.

Raporda, “Koruyucu maskeler takmalarına rağmen, dumandan etkilenen 15 barış gücü askeri cilt tahrişi ve gastrointestinal (sindirim sistemi ile ilgili) reaksiyonlar yaşadı” ifadeleri yer aldı.

Unifil’e asker katkısında bulunan 50 ülkeden biri tarafından paylaşılan raporda dumana “şüpheli beyaz fosforun” neden olduğu belirtildi.

Beyaz fosfor uluslararası hukuk kapsamında yasaklı bir madde değil ve ABD bunun askerî açıdan kullanımını meşru görüyor ancak insan hakları örgütleri bunun sivillere karşı kasıtlı kullanımının savaş suçu teşkil edebileceğini söylüyor.

HRW: İsrail, Lübnan’da 17 bölgede beyaz fosfor kullandı

Pentagon Basın Sekreteri Tümgeneral Pat Ryder rapor hakkında yorum yapmadı ancak beyaz fosforun “hedeflere odaklanmak için kullanabileceğiniz bir sinyal kabiliyeti olarak kullanıldığını … savaş operasyonlarında meşru bir kullanımı olduğunu” söyledi.

İsrail’in UNIFIL üslerinde beyaz fosfor kullandığı iddiası Kasım 2023’e kadar uzanıyor ve Mart ayında BM Güvenlik Konseyi’ne rapor edildi.

Raporda yer alan fotoğraflarda tankların BM üssünün kapılarını aştığı ve duvarlarına zarar verdiği, havada beyaz dumanların yükseldiği ve yaralı Endonezyalı barış gücü askerlerinin görüntüleri yer alıyordu. 10 sayfalık raporda İsrail ordusunun UNIFIL üslerine “kasıtlı olarak” saldırdığı belirtildi.

10 Ekim’de bir İsrail Merkava tankının UNIFIL’in Naqoura’daki merkezindeki bir gözlem kulesine ateş açması sonucu iki Endonezyalı barış gücü askeri yaralandı. Aynı gün İsrail güçleri Labbouneh’deki BM üssüne ateş açarak İtalyan barış gücü askerlerinin barındığı sığınağın girişini vurdu, araçlara ve iletişim sistemine zarar verdi.

İsrail’e BM askerini vurmak bile serbest

11 Ekim’de iki BM barış gücü askeri daha Lübnan’ın güneyindeki gözetleme kulelerinin yakınında İsrail’in saldırısı sonucu yaralandı.

Okumaya Devam Et

Çok Okunanlar

English