Bizi Takip Edin

Ortadoğu

İsrail’den Gazzelilere: Çadırda yaşa ya da git

Yayınlanma

Hamas ile İsrail arasında iki haftadan fazla bir süre önce yürürlüğe giren ateşkesin başlamasıyla birlikte, Gazze’de yerinden edilen aileler yollara düştü ve mahallelerine döndüklerinde harabelerle karşılaştı. The National’dan Nagham Mohanna’nın konuştuğu Gazzeliler, yaşadıkları tüm yıkıma rağmen bölgeyi terk etmeyi düşünmediklerini, aksine evlerini yeniden inşa etmekte kararlı olduklarını belirtti. Ancak bu çabalarının önündeki en büyük engel, İsrail’in enkaz kaldırma için gerekli ağır iş makineleri ve inşaat malzemelerinin girişine izin vermemesi.

Durum, bu hafta ABD Başkanı Donald Trump’ın ülkesinin Gazze’yi ele geçirip halkını tahliye ederek yeniden inşa edebileceği yönündeki açıklamalarıyla daha da karmaşık bir hâl aldı. Trump, bölgeyi kimin kontrol edeceği konusunda ise net bir bilgi vermedi.

Gazzeliler ise bu öneriyi hızla reddetti ve bölgede kalma haklarının olduğunu vurguladı. Yeniden inşa için tek ihtiyaçlarının gerekli malzemeler olduğunu söylediler.

Filistinli bir siyasetçi The National’a yaptığı açıklamada “Gazzeliler baskı altında, ancak bundan daha fazlası yaşanıyor: Şantaja maruz kalıyorlar. Çadırda yaşa ya da git’ deniliyor. Evlerini yeniden inşa etme hakları ellerinden alınıyor. Bu, etnik temizliğin en açık göstergesidir” dedi.

Gazze’nin Mısır’a açılan tek sınır kapısı Refah, mayıs ayında kapatılmasından bu yana ilk kez 19 Ocak’ta yürürlüğe giren ateşkesten birkaç gün sonra yaralıların sevki ve insani yardımların girişi için açıldı. Ancak bölgeye geri dönmek isteyenler için kapı hâlâ kapalı.

Filistinliler, kaldıkları derme çatma çadırlarda bölgede etkili olan kötü hava koşullarıyla da mücadele ediyor. Fotoğraf: Ali Jadallah / AA

Gazze Hükümet Medya Ofisi Direktörü İsmail Sevvabta, “Anlaşmaya göre ateşkes sağlandıktan sonra insani yardımların yani çadırlar, konteynerler ve insani operasyonları destekleyecek tüm temel malzemeleri içeren yardımların girişine izin verilmesi gerekiyordu. Ancak İsrail işgali bu süreci engelledi” dedi. Sevvabta, birkaç gün önce Mısır’dan sadece dört buldozerin girişine izin verildiğini, ancak bunun yetersiz olduğunu vurguladı.

“Durum son derece zor” diyen Sevvabta, “Gazze’yi eski hâline getirmeye çalışıyoruz, ancak sınır kapılarının kapalı olması ve ağır iş makineleri ile inşaat malzemelerinin girişine yönelik yasağın devam etmesi nedeniyle ciddi engellerle karşı karşıyayız” diye konuştu.

Koşullar dayanılmaz boyutlarda

İnşaat ekipmanlarının girişinin engellenmesi, binlerce yerinden edilmiş aileyi sert kış koşullarında savunmasız bıraktı. Bu hafta şiddetli fırtınaların bölgeyi vurmasıyla birlikte, durum daha da kötüleşti. Fırtınalar çadırları sökerek halihazırda zor olan yaşam koşullarını daha da dayanılmaz hâle getirdi.

Fırtınadan etkilenenlerden biri olan 45 yaşındaki Beyt Lahiya sakini Mahmud Gaban, ateşkes sonrası evine döndüğünde yalnızca enkazla karşılaştığını anlattı: “Başka çaremiz yoktu, bu yüzden komşumuzun arazisine bir çadır kurduk. Evimiz tamamen yıkılmıştı.”

Küçük çadırın içinde toplam 23 kişi yaşam mücadelesi veriyor: “On kişilik ailem, anne-babam, iki kardeşim ve onların aileleriyle birlikte tek bir çadırın içinde yaşıyoruz. Zaten dayanılmaz olan koşullar, fırtına sonrası daha da kötüleşti. Sert rüzgarlar çadırımızı parçaladı ve bizi açıkta bıraktı.”

37 yaşındaki Muhammed Ebu Şurh da ateşkes sonrası Gazze’nin kuzeyindeki Safatawi mahallesinde bulunan beş katlı evine döndüğünde sadece enkaz bulduğunu söyledi. Ancak onu daha da yıkan, ailesinin altı üyesinin hâlâ enkaz altında olmasıydı: “Eve döner dönmez iki sebepten dolayı enkazın yanında bir çadır kurdum: Birincisi, burası benim evim, benim toprağım, benim yerim olduğu için. İkincisi ise kardeşlerim ve çocuklarının hâlâ enkaz altında olduğu için.”

Gazzeliler evlerinin enkazı üzerine kurdukları derme çatma çadırlarda yaşamını sürdürüyor. Fotoğraf: Doaa Albaz / AA

Bu hafta Trump, Gazze’deki iki milyondan fazla Filistinlinin Ürdün ve Mısır gibi ülkelere yerleştirilmesi gerektiğini öne sürdü. Trump ayrıca, ABD’nin Gazze’yi kontrol edebileceğini ve burayı “Orta Doğu’nun Rivierası” yapabileceklerini söyledi.

Öte yandan İsrail Savunma Bakanı Israel Katz, ordunun Gazze’den ayrılmak isteyenler için “gönüllü çıkış” planı hazırlaması talimatını verdi. İsrail basını, bu planın uygulanması için orduya emir verildiğini aktardı. Ancak Gazze’de yaşayan pek çok kişi için bölgeyi terk etmek, gerçekleşmeyecek bir ABD-İsrail “fantezisi”nden ibaret.

Altı çocuğuyla birlikte hâlâ çadırda yaşam mücadelesi veren Ebu Şurh, “Ateşkesin ilanı üzerinden 15 günü geçti ama hâlâ yeniden inşa süreci başlamadı. Enkaz kaldırılmadı, barınma sağlanmadı. Dünya bu duruma müdahale etmeli” dedi.

Ortadoğu

ABD, HTŞ’yi terör örgütleri listesinden çıkarıyor

Yayınlanma

Suriye’de Beşar Esad yönetimini devirip Şam’da geçici bir hükümet kuran Heyet Tahrir el Şam (HTŞ), El Kaide ve El Nusra bağlantılı geçmişine rağmen, ABD tarafından yabancı terör örgütleri listesinden çıkarılmak üzere. ABD Dışişleri Bakanlığı’nın bir iç yazışmasına göre bu karar, Başkan Donald Trump’ın Suriye’ye yönelik yaptırımları kaldırmasıyla eş zamanlı olarak alındı.

ABD Dışişleri Bakanı Marco Rubio tarafından 23 Haziran’da imzalanan ve 7 Temmuz’da resmiyete giren yazışmada, “Adalet ve Hazine Bakanlıklarıyla yapılan istişareler sonucunda, aynı zamanda Heyet Tahrir el Şam olarak da bilinen El Nusra Cephesi’nin yabancı terör örgütü listesinden çıkarılacağı” belirtildi.

2012’de El Kaide’nin Suriye kolu olarak kurulan El Nusra Cephesi, ABD yaptırımlarından kurtulmak amacıyla ismini daha sonra HTŞ olarak değiştirmişti. Pentagon ve CIA’in El Kaide benzeri mezhepçi yapıları kullanarak yürüttüğü Esad karşıtı operasyonlar, Suriye’yi 2011’den itibaren 14 yıl sürecek bir vekalet savaşına sürükledi.

ABD’nin yanı sıra İsrail, İngiltere, Fransa, Katar, Suudi Arabistan, Kuveyt ve Türkiye gibi ülkelerin de destek verdiği Esad karşıtı cephe, 8 Aralık 2024’te HTŞ liderliğindeki cihatçı grupların Şam’da yönetimi ele geçirmesiyle sahadaki hedeflerine ulaştı.

Şara geçici cumhurbaşkanı ilan edildi, Trump yaptırımları kaldırdı

ABD’nin başına ödül koyduğu HTŞ lideri Ahmed Şara (diğer adıyla Ebu Muhammed Colani), Şam’da yönetimi ele geçirdikten sonra kendisini geçici cumhurbaşkanı ilan etti. Bu gelişmeyle birlikte Batı dünyası Esad döneminde uygulanan yaptırımları gevşetmeye başladı.

Mart ayında Alevi nüfusun yoğun olduğu sahil kentlerinde HTŞ’ye bağlı grupların da katıldığı 1600’ü aşkın sivilin öldürüldüğü mezhepçi katliamlar belgelenmesine rağmen, ABD Başkanı Donald Trump, mayıs ayında Suudi Arabistan’ın başkenti Riyad’ı ziyaretinde yaptırımları kaldırma niyetini duyurdu. Aynı ziyaret sırasında HTŞ lideri Ahmed Şara ile görüştü.

Trump, geçen hafta Suriye’ye yönelik yaptırımları kaldıran başkanlık kararnamesini imzaladı. Beyaz Saray’dan yapılan açıklamada, bu adımın “istikrar ve barışa giden yolu desteklemeyi amaçladığı” iddia edildi.

ABD’den İsrail’le normalleşme ve Filistin direnişine mesafe şartı

ABD yönetimi, yaptırımların kaldırılmasına karşılık olarak yeni Suriye yönetiminden bazı taleplerde bulundu. Bu talepler arasında: İsrail’le ilişkilerin normalleştirilmesi, “yabancı teröristlerle”- İran bağlantılı gruplar kastediliyor – bağların koparılması ve Filistinli direniş örgütlerinin yasaklanması yer alıyor.

İsrail: Normalleşme süreci Golan işgali devam ederken yürütülmeli

Okumaya Devam Et

Ortadoğu

İsrail, kalıcı işgal için girdiği Beyt Hanun’da 5 askerini kaybetti

Yayınlanma

İsrail ordusu, cumartesi günü kalıcı işgal için yeni harekât başlattığı Gazze Şeridi’nin kuzeyindeki Beyt Hanun kentinde dün gecesi yol kenarına yerleştirilen bombayla gerçekleştirilen saldırıda 5 İsrail askerinin öldüğünü, 14’ünün ise yaralandığını duyurdu.

Times of Israel’in haberine göre ölen askerlerin kimlikleri şöyle: Asteğmen Meir Şimon Amar, Onbaşı Moşe Nissim Frech, Asteğmen Noam Aharon Musgadian, Asteğmen Moşe Şmuel Noll, Yedek Başçavuş Binyamin Asulin.

Amar, Frech, Musgadian ve Noll’un İsrail ordusunun Kfir Tugayı’na bağlı ultra-Ortodoks Netzah Yehuda Taburu’nda görev yaptığı; Asulin’in ise Gazze Tümeni’nin Kuzey Tugayı bünyesinde yer aldığı belirtildi.

İsrail ordusunun ön incelemesine göre, askerler pazartesi gecesi saat 22.00 sularında Beyt Hanun’da kara operasyonları sırasında yaya olarak ilerlerken yol kenarına yerleştirilen bir bombayla hedef alındı. Askerlerin zırhlı araçta değil, yürüyerek operasyonda oldukları belirtildi.

Yaralı askerleri bölgeden tahliye etmeye çalışan birlikler, bu sırada ağır ateş altına girdi.

Yaralanan 14 askerden ikisinin durumunun ağır olduğu bildirildi.

Ordu, patlamanın yaşandığı alanın, operasyon öncesinde hava saldırısıyla hedef alındığını açıkladı. Netzah Yehuda askerlerinin, Beyt Hanun’daki “terör unsurlarını temizleme” gerekçesiyle cumartesi günü başlatılan yeni bir harekât kapsamında, yedek paraşütçü 646. Tugay ile birlikte Kuzey Tugayı emrinde görev yaptığı aktarıldı.

Savaşın başından bu yana İsrail ordusu, Gazze’nin kuzey sınırındaki Beyt Hanun’a defalarca girip çıktı. Her seferinde kasabayı ele geçirip birkaç hafta içinde geri çekilen ordunun bu son operasyonda bölgeyi kalıcı olarak elde tutmayı hedeflediği bildiriliyor. İsrail ordusuna göre, Gazze Şeridi’nin yaklaşık yüzde 70’ini ordunun işgali altında.

Netanyahu’dan açıklama

İsrail Başbakan Binyamin Netanyahu, Washington’daki ziyareti sırasında saldırıyla ilgili açıklama yaptı: “Bu zor sabah, tüm İsrail halkı başını eğiyor. Hamas’ı yenmek ve rehinelerimizi kurtarmak için hayatlarını feda eden kahraman savaşçılarımızın yasını tutuyoruz. Ailelerini kucaklıyor, yaralıların tam iyileşmesi için dua ediyoruz.”

Son aylarda Gazze’de ölen birçok İsrail askeri, yol kenarına veya binalara yerleştirilmiş patlayıcılarla hedef alındı. 24 Haziran’da Han Yunus’ta bir Hamas militanının zırhlı personel taşıyıcısına el bombası atması sonucu 7 İsrail askeri ölmüştü.

İsrail’in resmi verilerine göre İsrail ordusunun kara harekâtı kapsamında Gazze’de ve sınır bölgelerinde şimdiye kadar 449 asker öldü.

Okumaya Devam Et

Diplomasi

Soykırım sanığı, soykırım sponsorunu Nobel’e aday gösterdi

Yayınlanma

Gazze’de işlenen savaş suçları ve soykırım nedeniyle Uluslararası Ceza Mahkemesi’nce hakkında yakalama kararı bulunan İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu, ABD Başkanı Donald Trump’ı Nobel Barış Ödülü’ne aday gösterdi. Trump ise Netanyahu’ya verdiği destekle, Filistinlilerin başka ülkelere sürülmesini ve iki devletli çözümün reddini savundu.

İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu, ABD Başkanı Donald Trump’ı Nobel Barış Ödülü’ne aday gösterdiğini açıklayarak adaylık mektubunu Trump’a Beyaz Saray’daki görüşmeleri sırasında teslim etti. Trump, bu jestten memnun olduğunu belirtti.

Trump ise görüşmede Ukrayna’ya daha fazla silah göndereceklerini ifade etti: “Göndermek zorundayız. Kendilerini savunabilmeleri gerekiyor. Çok ağır saldırı altındalar.”

Filistinlilerin “gönüllü” göçü masada

Öte yandan ABD Başkanı Donald Trump, Netanyahu’yu Beyaz Saray’da ağırlarken, ABD’nin İran ile yeni görüşmeler planladığını duyurdu ve Gazze’den Filistinlilerin başka ülkelere yerleştirilmesi yönündeki tartışmalı girişimde ilerleme sağlandığını söyledi.

Görüşme öncesi gazetecilere konuşan Netanyahu, ABD ve İsrail’in, Filistinlilere “daha iyi bir gelecek” sunacak ülkelerle birlikte çalıştığını belirtti.
“Kalmak isteyen kalabilir ama ayrılmak isteyenler de ayrılabilmeli” diyen Netanyahu, “ABD ile çok yakın çalışıyoruz. Bence birkaç ülkeye ulaşmak üzereyiz” ifadesini kullandı.

Trump ise sorulara önce yanıt vermekten kaçındı, ardından şunları söyledi:
“Çevredeki ülkelerden harika bir işbirliği gördük. Her birinden. Yani iyi bir şey olacak.”

Trump, yılın başlarında Gazze’den Filistinlilerin gönderilmesi ve bölgenin kontrolünün alınması fikrini gündeme getirmişti. Gazze halkı bu öneriyi “toplu sürgün” olarak nitelemiş ve evlerini terk etmeyeceklerini açıklamıştı.

‘Filistin devleti, yok etme platformu olur’

Trump’a görüşmede iki devletli çözümün mümkün olup olmadığı da soruldu. Trump, “Bilmiyorum” diyerek soruyu Netanyahu’ya yönlendirdi.

Netanyahu ise şunları söyledi: “Filistinlilerin kendilerini yönetme konusunda tüm yetkilere sahip olması gerektiğini düşünüyorum ama bizi tehdit etme yetkisine asla. Bu da demektir ki güvenlik gibi egemen yetkiler her zaman bizim elimizde kalacaktır.”

Netanyahu, 7 Ekim 2023’te Hamas’ın saldırılarını örnek göstererek, “Bakın ne yaptılar. Yer altına tüneller kazdılar, katliam yaptılar, kadınlarımıza tecavüz ettiler, erkeklerimizin kafasını kestiler… Bu, İsrail’i yok etmek için bir platform olur” dedi.

“Bizi yok etmek istemeyen Filistinli komşularımızla bir barış tesis edeceğiz. Ama bu barışta güvenlik kontrolü her zaman bizim elimizde olacak. İnsanlar şimdi diyecek ki ‘Bu bir devlet değil’. Umurumuzda değil. ‘Bir daha asla’ dedik. Ve o ‘bir daha asla’ şu an. Bu bir daha olmayacak.”

‘İran artık farklı, görüşmeye hazır’

Trump görüşmede İran’la yapılması planlanan temaslara da değindi:
“İran ile görüşmeleri planladık ve onlar da görüşmek istiyor. Büyük darbe aldılar. Artık farklılar. İki hafta önce olduklarından çok farklılar.”

Yeni bir saldırı planı olup olmadığı sorusuna “Umarım yapmak zorunda kalmayız” yanıtını veren Trump, “İran’a yeniden inşa etme şansı vermek isterim. ‘ABD’ye ölüm’ demiyorlar artık. Ortadoğu’nun zorbasıydı, artık değil” diye konuştu.

Trump ayrıca, Suriye’ye yönelik yaptırımları kaldırdıklarını belirtti ve Şam yönetimine “şans vermek” istediklerini söyledi. Suriye Cumhurbaşkanı Ahmed Şara’dan “çok etkilendiğini” dile getiren Trump, Şara’nın “sert bir geçmişten ve coğrafyadan geldiğini” belirtti.

Netanyahu da Suriye’de artık istikrar ve barış için yeni fırsatlar doğduğunu ifade etti.

Okumaya Devam Et

Çok Okunanlar

English