JPMorgan, dünyanın fosil yakıtlardan yenilenebilir enerjiye geçişte bir ‘gerçeklik kontrolüne’ ihtiyacı olduğu uyarısında bulunarak net sıfır hedeflerine ulaşmanın ‘nesiller’ alabileceğini söyledi.
ABD’li banka bu hafta müşterilerine gönderdiği küresel enerji stratejisi raporunda kömür, petrol ve doğalgaz kullanımını azaltma çabalarının yüksek faiz oranları, enflasyon ve Ukrayna ile Ortadoğu’daki savaşlar nedeniyle sekteye uğradığını belirtti.
JPMorgan’ın küresel enerji stratejisi başkanı ve raporun başyazarı Christyan Malek Financial Times’a verdiği demeçte, “Net sıfır hedefi hala biraz uzakta olsa da, değişkenlerin değiştiği gerçeğiyle yüzleşmek zorundayız. Faiz oranları çok daha yüksek. Devlet borçları önemli ölçüde daha fazla ve jeopolitik ortam yapısal olarak farklı. Her yıl 3 ila 4 milyon dolara mal olacak bu maliyet, farklı bir makro ortamda ortaya çıkıyor,” dedi.
Malek, gerekli yatırım seviyelerinin hükümetler üzerinde daha agresif enerji politikalarından geri adım atmaları için baskı oluşturacağını savundu. Örneğin İskoç hükümeti perşembe günü, karbon emisyonlarını 2030 yılına kadar yüzde 75 oranında azaltmaya yönelik iddialı planını, hedefin ulaşılamaz olduğunu kabul ederek rafa kaldırdı.
JPMorgan raporunda, dünyanın enerji sistemini değiştirmenin ‘yıllarla değil on yıllarla ya da nesillerle ölçülmesi gereken bir süreç’ olduğunu söyledi.
Banka, yenilenebilir enerjiye yapılan yatırımların ‘şu anda düşük getiri sağladığını’ ve enerji fiyatlarının güçlü bir şekilde artması halinde toplumsal huzursuzluk riskinin bile bulunduğunu ekledi.
Rapor, Shell ve BP gibi petrol şirketlerinin bu yıl iklim hedeflerini azaltmasının ve Microsoft, Unilever ve JBS gibi yüzlerce şirketin, Glasgow’daki BM COP26 iklim zirvesinin ardından kurulan bir ‘Bilime Dayalı Hedefler’ girişimi tarafından onaylanacak kadar iddialı hedefler belirleyememesinin ardından geldi.
Malek, Uluslararası Enerji Ajansı’nın öngördüğü gibi, gelişmekte olan ülkelerin nüfuslarının daha fazla otomobil satın almaya ve daha fazla uçuş yapmaya başlamasıyla petrol ve doğalgaz talebinin 2030’da zirve yapacağının garanti olmadığını belirtti.
JPMorgan, 2030 yılında dünyanın günde 108 milyon varil petrole ihtiyaç duyacağını ve daha fazla rüzgar, güneş ve elektrikli araç kapasitesi inşa edilmesinin bu rakama günlük 2 milyon varil daha ekleyebileceğini tahmin ediyor.
Malek, “Talep açısından bir dönüm noktasındayız. Dünyanın her geçen gün daha büyük bir kısmı enerjiye erişiyor ve daha büyük bir kısmı da bu enerjiyi yaşam standartlarını yükseltmek için kullanmak istiyor. Bu büyüme devam ederse enerji sistemleri ve hükümetler üzerinde büyük bir baskı oluşacaktır,” dedi.
JPMorgan, fosil yakıt projelerinin ve düşük karbonlu enerji projelerinin önde gelen finansörlerinden biri. BloombergNEF’in verilerine göre banka 2021 ve 2022’de 101 milyar dolarlık fosil yakıt anlaşması ve 71 milyar dolarlık düşük karbon anlaşması imzaladı.
İcra Kurulu Başkanı Jamie Dimon 2022 yılında bir ABD Kongresi oturumunda bankanın büyük petrol ve doğalgaz projelerine yatırım yapmaya devam edeceğini, bu tür anlaşmalardan çekilmenin ‘Amerika için cehenneme giden yol olacağını’ ve ‘dünyanın enerji dönüşümünü doğru yapmadığını’ söylemişti.
JPMorgan’a paralel olarak, enerji danışmanlık şirketi Wood Mackenzie de perşembe günü yaptığı açıklamada, yüksek faiz oranlarının net sıfır küresel ekonomiye geçişi ‘daha da zor ve maliyetli’ hale getireceğini söyledi.
Wood Mackenzie’nin baş ekonomisti Peter Martin, ‘artan sermaye maliyetinin enerji ve doğal kaynak endüstrileri için derin etkileri olduğunu’ ve yüksek faiz oranlarının, yüksek sermaye yoğunluğu ve düşük getirileri nedeniyle yenilenebilir enerji ve nükleer enerjiyi orantısız bir şekilde etkilediğini söyledi.
Wood Mackenzie, petrol ve doğalgaz sektöründeki birçok şirketin borçlanma seviyesinin düşük olduğunu ve yüksek faiz oranlarından nispeten etkilenmeyeceğini de sözlerine ekledi.