WikiLeaks’in kurucusu Julian Assange, İngiltere’de 2019’dan beri tutulduğu cezaevinden serbest bırakıldı ve ülkeden ayrıldı.
WikiLeaks’in sosyal medya hesabından yaptığı açıklamaya göre Assange, kendisini casuslukla suçlayan ABD savcılığıyla, mahkemenin İngiltere’deki hapishanede geçirdiği süreyi sayacağı geçici bir anlaşma yaptı.
Assange’ın 26 Haziran’da Kuzey Mariana Adaları’nda (Pasifik Okyanusu’nda bir ABD toprağı) mahkemeye çıkması ve daha önce kendisine yöneltilen 18 suçlamadan sadece biri olan ulusal güvenlik bilgilerini elde etmek ve ifşa etmek için komplo kurma suçunu kabul etmesi planlanıyor.
Anlaşma sağlandı: Julian Assange serbest kalıyor
Assange ve WikiLeaks’in tarihi
1971 Avustralya doğumlu Assange 2006 yılında anonim kaynaklardan elde edilen gizli bilgileri yayımlama konusunda uzmanlaşmış bir internet sitesi olan WikiLeaks’i kurdu. Site, 2010 yılında ABD dışişleri ve savunma bakanlıklarının diplomatik yazışmaları ile Irak ve Afganistan’daki askeri operasyonlara ilişkin bilgileri kamuya açıkladığında geniş çapta tanındı.
Daha sonra WikiLeaks, ABD Ulusal Güvenlik Ajansı’nın (NSA) bazı ülkelerin liderlerinin telefon görüşmelerini dinlemesiyle ilgili bilgiler de dahil olmak üzere binlerce gizli belgeyi kamuoyuna sundu.
2010 yılında ABD, Assange hakkında 1917 tarihli Casusluk Yasası’nı (en yüksek ceza idam cezası) ihlal ettiği şüphesiyle soruşturma başlattı.
WikiLeaks muhbirlerinin ve editörlerinin gizliliğini sağlamak için Assange, aynı yıl sitenin sunucusunu İsveç’te barındırdı, zira bu ülkenin mevzuatı kullanıcıların anonimliğinin korunmasını garanti ediyordu.
Kovuşturma süreci
Kendisini cinsel tacizle suçlayan iki İsveçli kadının iddiaları üzerine kısa süre sonra İsveç’te hakkında soruşturma başlatıldı. Assange, bu iddiaların siyasi amaçlı olduğunu iddia etti.
18 Kasım 2010 tarihinde Stockholm Bölge Mahkemesi, Assange’ın tutuklanmasına karar verdi. ABD’ye iade edilme korkusuyla ülkeyi terk etmemesi emredilmesine rağmen Assange, Londra’ya gitti.
Aralık 2010’da İsveç’in talebi üzerine Birleşik Krallık’ta gözaltına alındı, ancak iade talebi değerlendirilirken kısa süre sonra 240 bin sterlin kefaletle serbest bırakıldı.
Şubat 2011’de mahkeme Assange’ın İsveç makamlarına iadesine karar verdi ve Haziran 2012’de Birleşik Krallık Yüksek Mahkemesi, Assange’ın avukatlarının temyiz başvurusunu reddetti.
Bunun ardından Assange, siyasi sığınma talebinde bulunduğu Ekvador’un Londra Büyükelçiliğine sığındı. Orada neredeyse yedi yıl kaldı.
11 Nisan 2019’da Ekvador Devlet Başkanı Lenin Moreno, ‘diğer ülkelerin iç işlerine karışmama yönündeki uluslararası kuralı defalarca ihlal ettiğini’ açıklayarak Assange’ı siyasi sığınma hakkından mahrum etti (daha önce Ekvador’da, başkanın karıştığı bir yolsuzluk skandalı patlak vermiş, hükümet sızıntı için WikiLeaks’i suçlamıştı).
Aynı gün Assange, büyükelçilik konutunda İngiliz polisi tarafından gözaltına alındı.
İsveç’teki cinsel saldırı davaları
Bu zamana kadar İsveç’te Assange’a yöneltilen dört suçlamadan üçüne ilişkin soruşturma zaman aşımı nedeniyle sonlandırılmıştı.
Mayıs 2017’de soruşturma durduruldu ve tutuklama emri artık geçerli değildi.
Fakat Mayıs 2019’da İsveç savcılığı davayı yeniden açmaya karar verdi. 20 Mayıs’ta Assange’ın gıyabında tutuklanması için mahkemeye bir talep gönderildi, ancak aynı yılın kasım ayında, davadaki delil yetersizliği ve sunulan delillerin de yeterince ikna edici olmaması nedeniyle soruşturma kapatıldı.
Assange’ın 11 Nisan 2019 tarihinde Londra’da gözaltına alınmasının temelinde 2012 yılında Westminster Sulh Ceza Mahkemesi tarafından kefalet koşullarını ihlal ettiği gerekçesiyle çıkarılan yakalama kararı yatıyor.
1 Mayıs’ta Londra’nın Southwark ilçesindeki mahkeme Assange’ı 50 hafta hapis cezasına çarptırdı ve başka bir suç işlememesi koşuluyla bu sürenin yarısını yattıktan sonra serbest bırakılmasına karar verdi.
Assange, Londra’nın yüksek güvenlikli Belmarsh cezaevine gönderildi. Cezası 22 Eylül 2019’da sona erdi, Assange’ın ABD’ye iade davası sonuçlanana kadar serbest bırakılmamasına karar verildi.
ABD’de gizli bilgileri yaymakla suçlanıyor
ABD’de Assange, Pentagon’a ait gizli bilgileri elde etmek ve yaymak için ABD askeri Bradley Manning (2013’te 35 yıl hapse mahkum edildi, 2017’de affedildi) ile ortaklaşa komplo kurmakla suçlanıyor.
Söz konusu suçlama, Assange’a 6 Mart 2018’de gıyabında yöneltildi, ancak 11 Nisan 2019’a kadar kamuoyuna açıklanmadı.
23 Mayıs 2019’da ABD Adalet Bakanlığı Wikileaks kurucusuna karşı 17 suçlama daha yöneltti.
Gizli bilgi kaynaklarının isimlerini ifşa etmek (Casusluk Yasasının ihlali) ve komplo kurmak da dahil olmak üzere ‘ABD tarihindeki en büyük gizli bilgi ifşası vakasıyla’ suçlanıyor.
Haziran 2020’de ABD Adalet Bakanlığı yeni bir iddianameyi kabul etti. Yeni iddianame, ek suçlamalar içermiyor, fakat ‘hacker saldırıları etrafında dönen komplonun kapsamını genişletiyor’. Adalet Bakanlığı’nın açıklamasına göre, suçlu bulunması halinde Assange’ın toplam cezası 175 yıl hapis olabilir.
Birleşik Krallık’tan ABD’ye iade süreci
ABD’nin Assange’ın iadesi talebine ilişkin duruşmalar 24 Şubat 2020’de Woolwich Mahkemesi’nde başladı.
Duruşmalara aynı yılın eylül ayında, Westminster Sulh Ceza Mahkemesi Yargıcı Vanessa Barrightser tarafından Londra Merkez Ceza Mahkemesi’nde devam edildi.
Barightser, Washington’un talebinin 2007’den beri yürürlükte olan İngiliz-Amerikan suçluların iadesi anlaşmasına uygun olup olmadığına karar vermek zorundaydı (bu belge ‘siyasi suçlarla’ itham edilen şahısların iadesinin yasaklanmasını öngörüyor).
4 Ocak 2021’de mahkeme Assange’ın otizm spektrum bozukluğu ve klinik depresyondan muzdarip olduğu ve intihar etmeye hazır olduğu için ABD’ye iade edilemeyeceğine karar verdi.
Yargıç aynı zamanda, WikiLeaks kurucusuna karşı ABD makamları tarafından yöneltilen suçlamaları meşru ve sağlam temellere dayalı buldu ve savunmanın kovuşturmanın siyasi amaçlı olduğu yönündeki iddialarını reddetti.
Temmuz 2021 başında ABD Adalet Bakanlığı, Londra’daki Yüksek Mahkeme’ye, iade durumunda Assange’ın maksimum güvenlikli bir cezaevine yerleştirilmeyeceği ve ziyaret ve iletişim hakkının kısıtlanmayacağına dair bir teminat verdi. Bu nedenle ABD tarafına Assange’ın iadesinin reddine karşı temyize gitme hakkı tanındı.
10 Aralık 2021 tarihinde, İngiltere ve Galler Temyiz Mahkemesi, Amerikan tarafının temyiz başvurusunu kabul ederek Assange’ın ABD’ye iadesine izin verdi. 15 Mart 2022’de Assange’ın avukatlarının temyiz başvurusu reddedildi.
Haziran ayında, İngiliz mahkemelerinin kararına dayanarak, İçişleri Bakanı Priti Patel iadeyi onayladı. 6 Haziran 2023’te Londra Yüksek Mahkemesi Assange’ın savunması tarafından yapılan itirazı reddetti, ancak karara tekrar itiraz edildi.
26 Mart 2024 tarihinde, bir duruşmanın ardından Londra Yüksek Mahkemesi ABD hükümetinden, iade edilmesi halinde sanığın haklarına saygı gösterileceğine ve ölüm cezasına çarptırılmayacağına dair garanti talep etti.
16 Nisan’da ABD makamları Assange’ın haklarına saygı gösterileceğine dair garantiler içeren belgeleri teslim etti. Belgelerde ABD tarafının ‘idam cezası talep etmeyeceği ve bunu uygulamayacağı’ belirtiliyor.
Ayrıca belgelerde Assange’ın, Amerikan Anayasası’nın ifade özgürlüğünü teminat altına alan Birinci Değişikliği’ne başvurmak için ‘girişimde bulunabileceği’ ifade ediliyor.
20 Mayıs’ta Londra’daki İngiltere ve Galler Yüksek Mahkemesi, Assange’ın, ABD makamları tarafından sağlanan güvencelerin iade durumunda haklarını garanti etmediğini düşünerek, daha önce ABD’ye iade edilmesi kararına itiraz etmesine izin verdi.
25 Haziran’da Assange ile ABD Savcılığı arasında bir ön anlaşmaya varıldığı ve Assange’ın kefaletle serbest bırakıldığı öğrenildi.