Bizi Takip Edin

AMERİKA

Kamala Harris’in ardındaki isimler

Yayınlanma

Geçtiğimiz ay, milyarder risk sermayedarı ve Chamath Palihapitiya ile risk sermayedarı ve “PayPal Mafyası” üyesi David Sacks, San Francisco’da Trump adına düzenlenen bir bağış etkinliğine ev sahipliği yaptı. Diğer bazı teknoloji tekellerinin tercih ettikleri adaylar konusunda sessiz kalıyor. Meta’nın kurucusu ve CEO’su Mark Zuckerberg, Trump’ın hayatına kastedilmesinin ardından ayağa kalkıp yumruğunu havaya kaldırmasının kendisini heyecanlandırdığını söylese de Trump’ı “belalı” olarak nitelendirdi, kimi desteklediğine dair resmi bir beyanda bulunmadı. Bu, etkili CEO’lar için standart bir uygulama ve Amazon, Apple, Nvidia, Google ve diğerlerini yönetenler geleneğe bağlı kalıyorlar.

Fakat Joe Biden’ın “meşaleyi devrettiği” Kamala Harris’in yakın çevresi, Silikon Vadisi’yle bir hayli içli dış olduğunu gösteriyor. Gazeteci Lee Fang derlemiş.


Kamala Harris’in ardındaki isimler

Yakın çevresinin kurumsal dünya ile bağları

Lee Fang

Unherd

25 Temmuz 2024

Pazar günü Demokrat camianın ağırlık merkezi sarsıldı ve bir anda her şey değişti. İlahi bir müdahale olmazsa, Kamala Harris bir aydan kısa süre içinde Chicago’da partinin temsilcisi olacak.

Fakat onun yükselişi sadece nominal bir değişimden fazlasına delalet. Washington DC koridorlarında, bu durum, büyük ölçüde gözlerden uzak bir şekilde, başkanlık kampanyasında yer alan çalışanlar, bağışçılar ve danışmanlar arasında hızlı bir yetki transferini temsil edecek.

Harris’in kendini Joe Biden’dan nasıl farklılaştıracağı hala bir muamma. Muhtemelen Biden yönetiminin aynı pek çok politikası ve başarılarıyla yola çıkacak ve aynı parti organları ve destekçilerinden de yardım alacak. Ancak Harris’in kampanyasına kimleri danışman olarak getireceği konusundaki kararları daha belirleyici olacak. Reagan yönetiminde popülerleşen ve daha sonra senatör Elizabeth Warren tarafından da dile getirilen bir deyişle, “Personel, politika demektir”.

2019’daki talihsiz başkanlık adaylığında Harris’in kampanyasına kız kardeşi Maya Harris başkanlık etmişti. Maya Harris’in eşi Tony West ise Silikon Vadisi’nde etkili bir ses ve Demokrat politikacılar için önemli bir bağış toplayıcı. West’in Uber’deki o zamanki unvanı —baş hukuk sorumlusu— şirketteki rolünün büyüklüğünü tam olarak yansıtmıyordu. 2020 seçimlerinin ardından geçen yıllarda, Uber’in örgütlü işçilere karşı art arda siyasi zaferlerini tasarlamaya yardımcı oldu.

Harris ayrıca, Washington’da pek bilinmeyen ama Kaliforniya’nın siyasi sahnesinde etkili olan bir danışmanlık firması olan Bearstar Strategies ile müzakerelerde bulunuyor. Derinlemesine “muhalefet araştırması” yapmaları ve kültür savaşı meselelerine duyarlılıklarıyla orta yolcu, sermaye dostu davaları ve adayları pazarlamada kurnazca taktikler kullanmalarıyla tanınan Bearstar stratejistleri, Harris’i eyalet başsavcılığından Senato’ya ve son başkanlık kampanyasına taşıyan kişilerdi. Ayrıca Bearstar stratejistleri, son on yılda Kaliforniya’da önde gelen bir grup Demokrat’ı seçerken, aynı zamanda eyaletin en büyük şirketlerine de siyasi strateji konusunda danışmanlık yapmışlardı. Geçen yıla kadar, Kaliforniya senatörü Laphonza Butler da Uber’in sürücüleri işçi olarak saymaktan kaçınma kampanyasında firmaya danışmanlık yapıyordu. Başka bir deyişle, Trump kampanyasının karşısına çıkmak için hazırlandığı aşırı liberal figürden çok uzak olan Harris’in danışmanları ve bağışçıları, uzun zamandır Batı Kıyısı tarzı ılımlı güç politikasını somutlaştırdı.

Son günlerde, Cumhuriyetçi Parti kampanyaları Harris’in 2019 ön seçim kampanyasındaki konuşmalarından kesitler içeren videolar hazırladı. O zamanlar, Harris, Medicare for All ve Yeni Yeşil Mutabakat’ı destekleyerek sola doğru kaymıştı; hatta ABD Göçmenlik ve Gümrük Muhafaza Kurumun kaldırmayı düşünebileceğini bile söylemişti. Ancak Harris’in yakın çevresine bakıldığında, neredeyse hiç radikal isim görülmüyor. Harris’in eski en yakın yardımcılarından Yasmin Nelson, Meaghan Lynch, Andy Vargas, Michael Collins, Michael Fuchs ve Deanne Millison, kendisinden ayrıldıktan sonra kurumsal lobicilik dünyasında iş buldu. Esasında, Harris sivil hak yürüyüşleri ve aktivizmi ikonografisinden beslenmeye hevesli olsa da 20 yıllık kamu görevinde hiçbir zaman solcuların yanında yeri olmadı.

Belki de şaşırtıcı olmayan bir şekilde, ilk bağış toplama çabaları bu eğilimi pekiştiriyor. Örneğin, Obama yönetiminden Karen Dunn ve David Plouffe’yi işe almaya çalıştığı yönündeki haberleri ele alalım. Her iki seçim de popüler Harris anlatısından çok daha fazla sermaye dostu bir çizgiyi işaret ediyor. Plouffe daha önce Uber’e danışmanlık yapmıştı, Dunn ise Biden yönetimi tarafından açılan antitröst davasında Google’ı temsil eden baş avukat. Eğer ekibe alınırlarsa, Obama’nın başsavcısı olarak görev yaptıktan sonra avukatlık-lobi firması Covington & Burling’de kurumsal danışman olarak çalışan ve şimdi Harris tarafından potansiyel koşu arkadaşlarını değerlendirmek üzere seçilen Eric Holder’a katılacaklar.

Özünde bu, son derece Kaliforniya’‘ya özgü bir siyaset yapma biçimi. Vali Gavin Newsom —San Francisco’da belediye başkanıyken Harris’in de bölge savcısı olarak görev yaptığı dönemde Harris’in yanında görev yapmıştı— seçim zaferlerini de Bearstar’a borçluydu. Liderlik tarzı, eski meslektaşıyla çarpıcı bir benzerlik taşıyor; tıpkı Harris gibi, sola şirin gözüküyor ama büyük ölçüde orta yolcu. 2019’da, valilik ön seçimlerinde ilerici oyları harekete geçirmek amacıyla Newsom, sola büyük vaatlerde bulundu ve tek ödemeli sağlık hizmeti ve yeni konut alanları inşa etmeye yönelik bir “Marshall Planı” ile kampanya yürüttü. Fakat göreve geldikten sonra her iki hedef de rafa kalktı.

Dokuz yıl önce, başsavcılık için ilk adaylığında Harris benzer bir şekilde kampanya yürüttü: Sol eğilimli seçmenlerin büyük memnuniyeti için kurumsal suçlulara karşı sert tedbirler alacağını vaat etti ama göreve geldikten sonra yasaları pek fazla uygulamadı. En tartışmalı olanı, büyük işletmelere karşı davalardan kaçındı; dolandırıcı haciz uygulamalarıyla suçlanan OneWest Bank ve San Bruno’daki doğalgaz boru hattı patlamasıyla sekiz kişinin ölümüne neden olan enerji devi PG&E gibi finans firmalarına suç duyurusunda bulunmadı. New York Times’ın daha sonra belirttiği üzere PG&E, Bearstar Strategies’in öncülünde Harris’in siyasi danışmanlarının hizmetlerinden yararlanmıştı. Başka yerlerde, Harris’in düşük gelirli, etnik azınlık mahallelerine tehlikeli atık döken kirleticilere dönük eşi benzeri görülmemiş bir teşebbüs olarak sunduğu iklim adaleti birimi, bu tür olaylara hiç müdahale etmedi. Bunun yerine ofisi, birkaç düşük profilli sanığı soruşturdu ve büyük sermaye çıkarlarını yargılanmaktan korudu.

Tabii ki, siyasi kampanyalar her zaman yüksekten atılan politika vaatleriyle doludur. Ancak tüm bu boş laflar ve kandırmacalar arasında, bir liderin gerçek motivasyonları personel seçimlerinden anlaşılabilir. Obama, 2008 mali krizinin ardından Wall Street’in “açgözlülük ve entrika kültürüne” sert bir şekilde müdahale edeceğine dair ünlü bir söz vermişti; fakat deneyimli yatırım bankerlerini yönetiminde görevlendirme seçimi, hiçbir büyük bankanın krize neden olan suçlarından dolayı cezai yargılamaya uğratılmayacağının doğru bir işaretiydi. Aynı şekilde, Trump’ın en ciddi ataması —serbest ticarete şüpheyle bakan Robert Lighthizer— Amerika’nın ağır işleyen ticaret politikasını alt üst etme niyetini bariz biçimde ortaya koymuştu.

Biden’a gelince; Başkanın en önemli ataması, Federal Ticaret Komisyonu Başkanı olarak Lina Khan’ı seçmesi olabilir. Khan, bir zamanlar unutulmuş olan federal kurumu yeniden canlandırdı ve yeni bir yol çizmek için kullanarak, çok sayıda kurumsal birleşmeyi caydırdı, özel sermayeye sıkı yönetmelikler getirdi ve ilaç firmaları ile teknoloji devlerine karşı yeni davalara öncülük etti. Ancak belki de daha da belirleyici olan Biden’ın Avrupa politikasını belirlemek üzere bir grup Rusya şahinini seçmesiydi: Ulusal Güvenlik Danışmanı olarak Jake Sullivan ve yakın zamana kadar, Dışişleri Bakanlığı’nda Victoria Nuland. Onların Putin ile müzakere etmekteki görünür isteksizliği, Biden Beyaz Saray’dan ayrıldıktan uzun süre sonra bile Amerika’nın küresel tavrını etkilemeye devam edebilir.

Her ne şekilde olursa olsun, Amerika’nın kazananın her şeyi aldığı başkanlık sistemi ile birlikte eğlence siyaseti şeklinde profesyonelleşmiş yapısının, başkanlığı tek bir kişi olarak gereksiz yere odaklanmaya teşvik edebileceğini göz ardı etmek yanlış olur. Aslında bu rol, yüzlerce yöneticinin ekip çalışmasıdır. Federal hükümetin yaklaşık 2,5 milyon sivil çalışanı ve 2,2 milyon askeri personeli, sonuçta Oval Ofis’in gündemini yerine getirmekle görevlendirilen yaklaşık 4 bin başkanlık atamasına cevap verir. Ve her yeni yönetimle birlikte, bu 4 bin yöneticinin koltuğunu değiştirme gücü gelir.

Biden’ın kabinesi, daha iyi ya da daha kötü olmak üzere, ilerici ve muhafazakâr eğilimli Demokratlarla dikkatlice karıştırılmıştı; bu durum, Başkan’ın bir lider olarak tercihlerini yansıtıyor. Fakat Harris’in bilinen bir niteliği yok. Bu gerçekle yüzleştiğimizde, sadece onun yakın çevresine bakabiliriz. Orada, Silikon Vadisi ve Demokrat Parti’nin sermaye kanadına olan derin bağlarıyla, Harris 2024’ün gerçek vizyonu görünmeye başlayacaktır.

AMERİKA

ABD’deki rüşvet soruşturmasında Türk asıllı işadamı Arkan suçunu kabul etti

Yayınlanma

ABD’de federal savcılar, New York Belediye Başkanı Eric Adams’a karşı açılan ceza davasıyla bağlantılı olan Türkiye doğumlu bir işadamının, yasadışı kampanya katkısı suçlamasını kabul etmeyi planladığını açıkladı.

Adams aleyhindeki iddianamede daha önce sadece “İşadamı-5” olarak tanımlanan Erden Arkan, pazartesi günü davaya müdahil olan iki hakime gönderilen bir mektuba göre, kampanya katkılarının paravan ile toplanması yoluyla telgraf dolandırıcılığı yapmak için komplo kurmakla suçlanacak.

Bloomberg’e göre savcılar mektupta, “Arkan suçunu kabul etmek istediğini belirtti,” dedi.

Arkan, Adams’ın 2021 belediye başkanlığı kampanyasına fon sağlamak için kampanya finansmanı yasalarını ihlal etmekten suçlu olduğunu kabul eden son sanık olacak.

Manhattan’daki ABD Savcı Vekili Edward Kim’in sözcüsü, Arkan’ın, suç işlediğini reddeden Adams’ın kovuşturulmasında işbirliği yapmayı kabul edip etmediğini söylemeyi reddetti.

Belediye başkanının baş avukatı Alex Spiro, mahkeme dosyasına cevaben yaptığı açıklamada, “Hükümetin kendi görüşmelerinden, Bay Arkan’ın defalarca Belediye Başkanı Adams’ın eylemleri hakkında bilgisi olmadığını söylediğini biliyoruz. Bay Arkan’ın davranışının Belediye Başkanının davası üzerinde hiçbir etkisi olmayacaktır,” dedi.

Adams eylül ayında, Manhattan’da yeni bir kule konsolosluğunun uygun yangın denetimi yapılmadan açılmasına izin verilmesi için yetkililere baskı yapması karşılığında yasadışı kampanya bağışlarını kabul etmek ve Türkiye hükümetinden lüks seyahat hediyeleri almakla suçlandı.

Görevdeyken suçlanan ilk New York belediye başkanı olan Adams, rüşvet, dolandırıcılık, komplo ve yasadışı kampanya bağışları istemek suçlamalarıyla karşı karşıya. Adams suçsuz olduğunu savundu ve istifa etmeyi reddetti.

Arkan’ın suçunu kabul etmesi, belediye başkanını, en yakın çalışma arkadaşlarını ve 2021 kampanyasıyla bağlantılı kişileri hedef alan suçlama ve soruşturmaların sonuncusu. Belediye başkanının eski üst düzey danışmanlarından Ingrid Lewis-Martin geçen hafta rüşvet ve kara para aklamakla suçlandı.

Adams iddianamesinde savcılar, belediye başkanının pazartesi günkü mektupta Arkan olarak tanımlanan “İşadamı-5 ”ten paravan kişi olarak bağış istediğini ve kabul ettiğini söyledi. Savcılar, işadamının “New York’un Türk toplumunun önde gelen bir üyesi” olduğunu ve New York bölgesinde bir inşaat şirketi işlettiğini söyledi.

Savcılara göre Arkan, diğer inşaat yöneticilerini ve Türk toplumundan kişileri Adams’ın kampanyasına bağışta bulunmaya ikna etmek için çalıştı ve Mayıs 2021’de şirketinin ofislerinde bir bağış etkinliği düzenledi. Bağış toplantısından önce Arkan’ın 10 çalışanın her birine 1.250 dolar verdiği ve çalışanların da bu parayı kampanyaya bağışladığı iddia ediliyor.

Okumaya Devam Et

AMERİKA

Trump Pentagon’un iki numarası olarak milyarder Feinberg’i atadı

Yayınlanma

ABD’de Donald Trump, milyarder yatırımcı Stephen Feinberg’i üst düzey bir savunma görevine atadı.

Özel sermaye grubu Cerberus Capital Management’ın kurucularından Feinberg, savunma bakan yardımcılığına aday gösterilerek Pentagon’un iki numaralı ismi oldu.

Trump, şirketi sıkıntılı varlıklara odaklanan Feinberg’i “Pentagon’u Yeniden Büyük Yapmaya” yardımcı olacak “son derece başarılı bir işadamı” olduğu için övdü.

Yatırımcı, Trump’ın ilk döneminde İstihbarat Danışma Kurulu başkanıydı.

Savunma, yönetim altında 65 milyar dolarlık varlığa sahip olan Cerberus’un temel yatırım alanlarından biri. Fon mayıs ayında ABD askeri havacılık şirketi M1 Support Services’in kontrol hisselerini satın almıştı.

Trump Pentagon’u Silikon Vadisine emanet etmeye hazırlanıyor

Cerberus geçen ay da Avustralya’daki bir askeri-sivil ortak inşaat projesine 300 milyon dolarlık bir yatırım yaptığını duyurdu.

Pentagon’daki en yüksek rütbeli ikinci sivil olan bakan yardımcısı, savunma bütçesi de dahil olmak üzere günlük operasyonların yürütülmesinden sorumlu.

İş arkadaşlarına göre Feinberg, ABD’nin Çin gibi rakiplerinin gerisinde kalmasından endişe duymaya başladıktan sonra hipersonik alanına yatırım yapmaya karar verdi.

Uzun süredir medyadan ya da kamuoyu önüne çıkmaktan kaçınan Feinberg ulusal güvenliğe ilgi duyuyor. Şirketi, en azından geçmişte, mevcut şirketlerdeki özel sermaye hisselerine odaklanmıştı. Fakat Cerberus bu yıl savunma girişimlerine odaklanan bir girişim sermayesi fonu kurdu.

Pentagon’un üç numarasına bilindik bir isim: Elbridge Colby

Trump ayrıca Pentagon’un üç numaralı pozisyonuna da bir “Çin şahini” olarak bilinen Elbridge Colby’yi atadı.

Trump yönetiminde dış politika ve jeopolitika alanında da söz sahibi olması beklenen Colby, Avrupa ve orta Doğu’daki savaşlar yerine ABD’nin askeri gücünü Pasifik’te Çin’e karşı kaydırması gerektiğini savunuyor.

ABD’nin Ukrayna’ya taahhütlerinin fazla olduğunu savunan Colby, ülkesine ve çıkarlarına yönelik en somut meydan okumanın, iktisadi ve askeri olarak Çin’den geldiğinin altını çiziyor.

Ukrayna’ya da ‘Çin merceğinden’ baktığını söyleyen stratejist, Kiev’e bir anda tüm yardımların kesilmesini söylemediğini, Rusya’nın yaptıklarının ‘şeytani’ olduğunu ama ABD’nin yaptığı yardımların Amerikalıların somut çıkarlarıyla uyuşmadığını savunuyor.

Trump’ın dış siyaset danışmanı Colby: Çin, Rusya’dan daha tehlikeli

Ekonomi danışmanlığına “Powell düşmanı” Miran geldi

Donald Trump, ilk döneminde görev yapmış iktisatçı Stephen Miran’ı ise Ekonomik Danışmanlar Konseyine başkanlık etmesi için görevlendirdi.

Miran, Trump’ın ilk yönetiminde Hazine Bakanlığında ekonomi politikalarından sorumlu kıdemli danışman olarak görev yapmıştı.

Seçilmiş başkan bu atamayla, Biden yönetimini ekonomiyi manipüle etmekle ve merkez bankasının rolünü “gasp etmekle” suçlayan Federal Rezerv Başkanı Jay Powell’ı eleştiren bir ismi yükseltmeyi amaçlıyor.

Trump pazar günü yaptığı açıklamada, “Steve, tüm Amerikalıları ayağa kaldıracak Büyük Ekonomik Patlamayı sağlamak için Ekonomi Ekibimin geri kalanıyla birlikte çalışacak,” dedi.

Beyaz Saray Ekonomi Danışmanları Konseyi, başkana ekonomi politikası konusunda danışmanlık yapan üç kişilik bir grup.

Bu yılın başlarında Miran, Biden’ın Hazine Bakanlığını seçim sırasında ekonomiyi manipüle etmekle suçlayan bir makale kaleme almış ve hükümetin kısa vadeli borca bağımlılığının “gizli niceliksel gevşeme” anlamına geldiğini ve Fed’in enflasyonla mücadele kabiliyetini engellediğini savunmuştu.

Trump’a yakın Elbridge Colby: Tüm askeri gücümüzü Doğu Avrupa’ya aktarmayacağız

Okumaya Devam Et

AMERİKA

Trudeau’ya darbe: Kendi partisinden istifa çağrısı

Yayınlanma

Kanada devlet yayını CBC’nin haberine göre, Ontario’dan 50’den fazla Liberal Parti milletvekili cumartesi günü bir konferans görüşmesi sırasında Justin Trudeau’nun başbakanlıktan istifa etmesi gerektiği konusunda “fikir birliğine” vardı.

Hafta sonu yapılan toplantıya katılan Ottawa bölgesi Liberal milletvekillerinden Chandra Arya CBC’ye verdiği demeçte, “Muhafazakârlar, Bloc Quebecois ve NDP’nin hepsi mevcut başbakanı düşürmek istediklerini söylediler. Dolayısıyla liderliğin şimdi değişmesinden başka alternatif yok,” dedi.

Arya, Trudeau’ya alternatif olarak Freeland’i kamuoyu önünde destekledi. Globe’un ismini vermek istemeyen bir kişiye dayandırdığı haberine göre, başkaları da özel olarak Arya’ya destek veriyor.

Bu sayı, Kanada Avam Kamarasında 153 sandalyesi bulunan Liberal Parti grubunun yaklaşık üçte birini temsil ediyor. Ne var ki Liberal milletvekillerinin liderlerini görevden almaları ya da bir yarışma başlatmaları için resmi bir mekanizma bulunmuyor.

Muhalefet partileri başbakanı devirme hazırlığında

Liberaller parlamentodaki en büyük grubu oluştursa da çoğunluğa sahip değiller ve yasaları geçirmek ve iktidarda kalmak için başta Yeni Demokratik Parti (NDP) olmak üzere diğer partilerin üyelerinin oylarına güveniyorlar.

Trudeau hükümeti, Maliye Bakanı Chrystia Freeland’in 16 Aralık’ta başbakanla hükümetin gidişatı konusunda anlaşmazlığa düştüklerini söyleyerek istifa etmesinden bu yana çalkantı içinde.

Bunun ardından NDP Lideri Jagmeet Singh cuma günü yaptığı açıklamada 25 üyesinin diğer iki muhalefet partisine katılarak önümüzdeki yılın başlarında hükümeti düşürmek için oy kullanacağını söyledi.

Liberal Parti’ye daha “merkezci” bir rol biçme çabası

Pazar günü Globe and Mail gazetesinde yer alan ayrı bir habere göre Trudeau kış tatili boyunca istifa etmeyi planlamıyor fakat ne yapması gerektiği konusunda düşünmeye devam edecek.

Montreal bölgesinden milletvekili Anthony Housefather de pazar günü yayınlanan bir televizyon röportajında yayıncı kuruluşa, “Kalırsa imkansız bir durumdayız çünkü oy pusulası o olacak” dedi.

Pazar günü The West Block’ta yayınlanan bir röportajda Mercedes Stephenson’a konuşan Housefather, “En önemlisi Kanadalıların ona olan güvenini açıkça kaybetmiş olması ve Kanadalıların onun gitmesini istemesi,” dedi.

Housefather, Trudeau bir sonraki seçimde aday olmaya kalkarsa, “Liberal programlara bakmayacağız, başka hiçbir şeye bakmayacağız. Her şey seçmenler için tek bir soru olacak: Justin Trudeau’nun başbakan olarak kalmasını istiyorlar mı? Bence bu konuda açıkça bir sonuca varmış durumdalar,” iddiasında bulundu.

Housefather, yeni bir liderin Liberallerin Trudeau tarafından yönetilen “ilerici” gündemden vazgeçerek “daha merkezci bir vizyon” sunmasına yardımcı olabileceğini ve partinin Kanadalıların arzu ettiği bir zamanda değişim sunmasına izin verebileceğini sözlerine ekledi.

Kanada halkının dörtte üçü Trudeau’nun istifasını istiyor

Milletvekili, konuştuğu meslektaşlarının önemli bir çoğunluğunun Trudeau’nun Liberallerin lideri olarak kalması için bir yol olmadığına inandığını da sözlerine ekledi.

Housefather, Trudeau’nun önümüzdeki günlerde ya da haftalarda istifa etmesi halinde, parti grubunun bir liderlik seçimi sırasında ya da “teorik olarak” bir sonraki seçime kadar başbakan olarak görev yapacak geçici bir lideri oylayabileceğini söyledi.

Ipsos’un Global News için yaptığı ve cuma günü açıklanan bir ankete göre Kanadalıların neredeyse dörtte üçü Trudeau’nun görevi bırakmasını isterken, Liberallere destek yüzde 20 ile neredeyse tarihin en düşük seviyesinde.

Kanadalıların yarısından biraz fazlası Ipsos’a, Ekim 2025’te yapılması planlanan seçimden önce, ilk fırsatta bir erken seçim istediklerini söyledi.

Bütçe açığı gerilimi ön planda

Trudeau hükümetindeki çatlak, i​lkbahar bütçesi görüşmeleri sırasında ortaya çıktı ve derinleşti. 

Freeland, hükümetin bütçe açığının 40 milyar dolar ya da altında kalacağını taahhüt etmişti. 

Fakat Meclis Başkanı Karina Gould tarafından yapılan Sonbahar Ekonomik Açıklaması, açığın yavaşlamadığını, aksine yaklaşık 62 milyar dolara yükseldiğini vurguladı.

Britanya Kolumbiyasındaki ara seçim kaybı Liberallere bir darbe daha vurdu ve bu, 2024 yılında Liberallerin aldığı üçüncü mağlubiyet oldu.

Freeland istifa mektubunda gereksiz harcamalarla ilgili endişelerini ve yeni ABD Başkanı Donald Trump’ın “Önce Amerika” iktisadi gündemiyle başa çıkmak için en iyi yaklaşım konusundaki fikirlerini dile getirdi.

Okumaya Devam Et

Çok Okunanlar

English