Bizi Takip Edin

AMERİKA

Kolombiya ve Venezuela liderleri bir araya geldi

Yayınlanma

Kolombiya Devlet Başkanı Gustavo Petro ile Venezuelalı mevkidaşı Nicolas Maduro, Venezuela’nın başkenti Caracas’ta bir araya geldi.

Petro’nun geçen Ağustos’ta görevi devralmasından bu yana iki ülke arasındaki ilişkiler iyiye gitmeye başlamıştı. Son aylarda iki ülke arasındaki ticaret gelişirken tarım ve sınırların yönetimi konusunda da anlaşmalara varılmıştı.

Hafta sonu yapılan görüşmelerde de karşılıklı yatırımlar ve ticaret konusunda fikir birliğine varıldı.

Petro-Maduro görüşmesinde, Bogota ile Ulusal Kurtuluş Ordusu (ELN) arasındaki barış müzakereleri de ele alındı. Venezuela, Kolombiya ile ELN arasında ilk turu Aralık’ta sona eren barış müzakerelerinin garantör ülkeleri arasında yer alıyor.

Venezuela lideri Maduro da görüşmelerin verimli geçtiğini söyledi. Maduro, iki ülke arasında net bir ortak çalışma planı olduğunu kaydetti.

Liderler daha önce, Venezuela devlet kimya şirketi Pequiven’in sahip olduğu Kolombiya merkezli gübre üretici Monomeros üzerindeki işbirliğini güçlendireceklerini söylemişlerdi. Kolombiya Maliye Bakanı daha önce ülkesinin Monomeros’u satın almaya açık olduğunu hatırlatmıştı.

Caracas ile Bogota arasındaki ilişkiler, 2019’da Venezuela muhalefetinin Kolombiya’dan Venezuela’yı yardım konvoyu gönderme girişiminin ardından kesilmişti. Maduro hükümeti bu hareketi ‘darbe girişiminin bir cephesi’ olarak nitelendirmişti.

Önceki Kolombiya hükümetleri de Venezuela’yı Kolombiyalı isyancı gruplara ve suçlulara kucak açmakla suçluyordu.

AMERİKA

Blackwater’ın kurucusu Prince: ABD, Ukrayna’ya eski ve işe yaramayacak silahlar veriyor

Yayınlanma

Kötü şöhreti nedeniyle adını ‘Academi’ olarak değiştiren ABD’li paralı asker şirketi Blackwater’ın kurucusu Erik Prince, Washington yönetiminin Ukrayna’ya çatışmalarda işe yaramayacak modası geçmiş silahlar teslim ettiğini söyledi.

Sunucu Tucker Carlson’a mülakat veren Prince, Ukrayna’ya askeri yardım için ayrılan bütçeye değinerek, “Bu paranın çoğu, Ukraynalılara gönderdiğimiz silahların beş katı maliyetle değiştirilmesi için beş büyük savunma yüklenicisine gidiyor. Yani, onlara göndereceğimiz 10 yıl önce üretilmiş bir şey dört beş kat daha pahalıya mal oluyor. Dolayısıyla bu, maliyet etkin bir şekilde nasıl alım yapacağını bilmeyen Pentagon’un imza attığı büyük bir dolandırıcılık,” dedi.

Ukrayna’daki ihtilafın uzun zaman önce müzakereler yoluyla çözülmüş olması gerektiğini kaydeden Prince, “Joe Biden yönetimi Amerikan silahlarının durumu kurtaracağına inanıyor, bu doğru değil. Bu korkunç bir şey. Ve Rus komutanlar aptal değil, kendi tarihlerinden haberleri var,” ifadelerini kullandı.

Prince, şöyle devam etti:

“Şu anda çatışmaların yaşandığı yerin hemen kuzeyinde gerçekleşen Kursk Muharebesi tarihteki en büyük tank muharebesiydi. Alman ordusunun Sovyetlere karşı son taarruz girişimiydi. Kuzeyden ve güneyden bu çıkıntıya doğru ilerlemeye çalıştılar. Bu bir çıkıntıydı ve Ruslar, geldiklerinin farkındaydı. Bu yüzden bir sürü savunma hattı inşa ettiler. Geçen yaz yaptıkları ve tüm teçhizatı tüketen şeyin aynısını şimdi de yaptılar.”

Rusya’nın Batı’yı savaş alanında ‘mutlak bir şekilde küçük düşürmeyi’ başarmasının ve aynı zamanda artık Ukrayna’nın ‘sorun çıkarmayacağı’ bir durumu tesis etmesinin gerçekçi bir ihtimal olduğuna işaret eden Prince, Ukrayna birliklerinin Rusya ordusunu asla geri püskürtemeyeceğini de sözlerine ekledi.

Prince, “Ve şimdi Ukraynalılar çok zayıf. Çok fazla yolsuzluk sorunları var. Ukraynalılar tarafından inşa edilmesi gereken tüm savunmalar çok daha küçük ya da hiç yok,” değerlendirmesini yaptı.

Richard Haass yazdı: Ukrayna’da başarıyı tanımlamak

Okumaya Devam Et

AMERİKA

Nikki Haley, Trump’a oy vereceğini açıkladı

Yayınlanma

ABD’nin eski BM Daimi Temsilcisi ve Cumhuriyetçi başkan aday adaylarından Nikki Haley, kasım ayında yapılacak seçimlerde Donald Trump’a oy vereceğini açıkladı.

Mart ayında başkanlık yarışından çekilmesinden bu yana ilk kez konuşan Haley, bir seçmen olarak önceliklerinin “Amerika’nın müttefiklerini destekleyecek ve düşmanlarından hesap soracak, sınırı güvence altına alacak, kapitalizmi ve özgürlüğü destekleyecek ve milli borcu azaltacak bir başkanı desteklemek” olduğunu söyledi.

“Trump bu politikalar konusunda mükemmel değil. Bunu pek çok kez açıkça ifade ettim,” diyem Haley, buna rağmen Biden’ın “tam bir felaket” olduğunu savunarak oyunu Trump’a vereceğini ilan etti.

Haley ayrıca, başkanlık kampanyasını sona erdirdiği konuşmasında söylediklerinin arkasında olduğunu söyledi. İki ay kadar önce başkanlık adaylığını sonlandırdığını açıkladığında Haley, Trump’ı desteklemeyi reddetmiş ve “partimizde ve ötesinde kendisini desteklemeyenlerin de oylarını kazanmak” için çalışması gerektiğini söylemişti.

Haley’nin çarşamba günü bu sonbaharda Trump’a oy vermeyi planladığını açıklaması da tam anlamıyla bir “destek” anlamına gelmiyor.

Trump’ın adaylığı kesinleşiyor: Nikki Haley başkanlık yarışından çekilmek üzere

Haley, “Trump, bana oy veren ve beni desteklemeye devam eden milyonlarca insana ulaşıp onların sadece kendisiyle birlikte olacaklarını varsaymazsa akıllıca davranmış olur,” dedi.

Haley Hudson Enstitüsü’ndeki konuşmasında Cumhuriyetçilerin giderek artan izolasyonist kanadını da sert bir şekilde eleştirdi ama Başkan Joe Biden’ın dış politikasına da çıkıştı.

Biden’ın kampanyası, Haley’in destekçilerini Trump’a karşı kazanmaya çalışıyor. Fakat Haley çarşamba günkü konuşması boyunca her iki partiye de eleştiriler yöneltti.

Haley, “Her iki partinin de büyük bir kısmı müttefiklerimizi terk etmemizi, düşmanlarımızı yatıştırmamızı ve sadece kendi içimizdeki sorunlara odaklanmamızı istiyor. Bu dünya görüşü Amerika’yı şimdiden büyük bir tehlikeye soktu ve bu tehdit gün geçtikçe artıyor,” dedi.

Biden’ın kampanyası Haley’in yorumlarını reddetti ve Cumhuriyetçi seçmenler arasında hâlâ “Donald Trump’ın temsil ettiği kaos, bölünme ve şiddeti reddeden” bir kesim olduğunu söyledi.

Haley, İsrail halkına desteğini göstermek için yakında İsrail’e bir ziyaret gerçekleştirmeyi planladığını söyledi.

Eski BM temsilcisi, Temsilciler Meclisi Başkanı Mike Johnson’ı Ukrayna’ya askeri yardım sağladığı için överken, diğer Cumhuriyetçileri “Ukrayna’yı uçurumdan aşağı itmeye çalışmakla” ya da Trump’ı üstü kapalı bir şekilde eleştirerek, sınır güvenliğine odaklanmakla suçladı.

Haley, “Cumhuriyetçiler başka bir şey yapmadan önce sınırı düzeltmemiz gerektiğini söylediklerinde yanılıyorlar. Her seferinde sadece bir sorunu çözebilirmişiz gibi davranmamalıyız,” dedi.

Konuşmasında İsrail’i de savunan Haley, Biden’ın Gazze’de devam eden savaş sırasında İsrail’e bazı silahların satışını durdurma kararını “savaşı uzatan, teröristleri cesaretlendiren ve başka savaşları daha olası hale getiren aptalca bir karar” olarak eleştirdi.

Okumaya Devam Et

AMERİKA

Biden yönetimi UCM’ye yaptırım uygulanmasını destekleyecek

Yayınlanma

ABD Dışişleri Bakanı Antony Blinken salı günü yaptığı açıklamada, Joe Biden yönetiminin, savcının üst düzey İsrail ve Hamas yetkilileri için tutuklama emri istediğini açıklamasının ardından Uluslararası Ceza Mahkemesi’ne (UCM) karşı olası yaptırımlar konusunda Kongre ile birlikte çalışacağını söyledi.

Kongre’deki Cumhuriyetçiler mahkemeye kararının bedelini ödetecek bir yasa tasarısı sunmayı planladıklarının sinyalini verdiler ve Gazze savaşı konusunda Demokratlarla aralarındaki ayrılıkları ortaya koyabilecek bir tasarıyı oylamaya sunmaları bekleniyor.

Senato Dış İlişkiler Komitesinin en üst düzey Cumhuriyetçi üyesi Jim Risch, dünkü oturumda Blinken’a, “UCM’nin bağımsız ve meşru bir demokratik yargı sistemine sahip ülkelerin işlerine burnunu sokmasına” karşı çıkacak bir yasayı destekleyip desteklemeyeceğini sordu.

Risch, kendisinin ve diğer üyelerin mahkemenin “ters” olarak nitelendirdiği eylemlerini ele alacak bir yasa üzerinde çalıştıklarını söyledi.

Cumhuriyetçiler ile Demokratlar Kongre’de yaptırım için çalışacak

Blinken’in UCM konusunda partiler üstü işbirliğine açık olması, İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu ve İsrail Savunma Bakanı Yoav Gallant hakkında tutuklama emri çıkarılması talebinin Washington’da yarattığı öfkenin bir göstergesi olarak değerlendiriliyor.

Blinken komiteye, “Şeytan ayrıntıda gizlidir” derken, Biden yönetiminin Cumhuriyetçilerin önerilerini değerlendireceğini ve “oradan devam edeceğini” söyledi.

Blinken, “Uygun bir yanıt bulmak için sizinle iki partili bir temelde çalışmak istiyoruz,” dedi.

Donald Trump yönetimi 2020 yılında, ABD’nin Afganistan’da işlediği iddia edilen savaş suçlarını soruşturma çabalarına tepki olarak UCM’nin üst düzey yetkililerine yaptırım uygulamıştı. Yaptırımlar 2021 yılında Biden yönetimi tarafından kaldırıldı fakat o dönemde Beyaz Saray mahkemenin Afganistan ve Filistin topraklarıyla ilgili eylemlerine karşı olduğunu söyledi.

Blinken: UCM kararı hesaplarımızı değiştirdi

Biden yönetiminin yaptırımları “Afganistan’da görev yapan üyelerimizi korumanın en iyi yolunu bulmak için” kaldırdığını söyleyen Blinken, UCM’nin tutuklama emri başvurusunun hesaplarını değiştirdiğini de sözlerine ekledi.

Blinken komiteye, “Dün yaşananlar göz önüne alındığında, son derece yanlış bir kararla başa çıkmak için atılması gereken uygun adımlara bakmamız gerektiğini düşünüyorum,” diyerek yaptırımlara geri dönme sinyali verdi.

Cumhuriyetçiler kime ya da neye yaptırım uygulayacaklarını belirtmediler fakat ABD’li yetkililer önlemlerin savcı Karim Khan ve soruşturmaya dahil olan diğer kişileri hedef almasını bekliyor.

Yaptırımlar, ABD’nin Afganistan’da işlediği iddia edilen savaş suçlarına ilişkin soruşturmaları nedeniyle Trump yönetimi tarafından UCM’nin o dönemki başsavcısı Fatou Bensouda ve mahkemenin yargı yetkisi başkanı Phakiso Mochochoko’ya uygulananlara benzer olabilir. Yaptırımlar bu kişilerin Amerika’daki mal varlıklarını dondurdu ve ABD’ye seyahatlerini yasakladı. Biden yönetimi ne tür yaptırımları destekleyeceğini henüz belirtmedi.

Beyaz Saray Basın Sekreteri Karine-Jean Pierre salı günü yaptığı açıklamada yönetimin “. . sonraki adımlar konusunda Hill [ABD Kongresi] ile görüşmeler yapıyor,” dedi.

Graham, Demokrat lideri UCM kararını eleştirdiği için övdü

Cumhuriyetçiler mahkemeyi kınama niyetinde birleştiklerinin sinyalini verdiler. Cumhuriyetçi Temsilciler Meclisi Başkanı Mike Johnson’ın bu hafta içinde yaptırımlar konusunda bir oylama yapması bekleniyor.

Fakat Demokratların görüşü daha az net. Senato Çoğunluk lideri Chuck Schumer ve Temsilciler Meclisi Azınlık lideri Hakeem Jeffries’in de aralarında bulunduğu Demokrat liderler mahkemeyi eleştirirken, yaptırımları destekleyip desteklemeyeceklerini henüz söylemediler.

Vermont Senatörü Bernie Sanders gibi “ilericiler” UCM’yi ve eylemlerini desteklediklerini söylediler.

Cumhuriyetçi Senatör Lindsey Graham, Schumer’in UCM’nin yakalama emri başvurusuna verdiği yanıtı övdü ve onu “güçlü sözleri güçlü eylemlerle takip etmeye” çağırdı.

Graham, “Senatonun iki partili bir şekilde UCM’ye karşı –sadece İsrail’i desteklemek için değil, aynı zamanda Amerikan personeline karşı gelecekteki herhangi bir eylemi caydırmak için– sakatlayıcı yaptırımlar getirmesi zorunludur,” dedi.

Okumaya Devam Et

Çok Okunanlar

English