Rusya Dışişleri Bakanı Sergey Lavrov, Batı’nın Rusya’ya yönelik stratejik yenilgi planlarını 1945’in gizli ‘Düşünülemez Harekâtına’ benzetti. Ayrıca, Rusya’nın nükleer doktrininde yapılan güncellemelerle ilgili açıklamalarda bulunan Lavrov, Batı’nın Kiev’deki rejim aracılığıyla Rusya’yı yenme girişimlerine dikkat çekti ve Moskova’nın nükleer bir saldırı durumunda karşılık vereceğini belirtti.
Rusya Dışişleri Bakanı Sergey Lavrov, Birleşmiş Milletler (BM) Genel Kurulunda yaptığı konuşmada Batı’nın Rusya’yı yok etme planlarını sert bir dille eleştirdi.
RIA Novosti haber ajansının aktardığına göre Lavrov, konuşmasında, “Londra ve Washington’un Mayıs 1945’te, İkinci Dünya Savaşı sona ermeden Sovyetler Birliği’ni yok etmeyi amaçlayan ‘Düşünülemez Harekâtını’ geliştirdikleri gibi, bugün de Rusya için stratejik bir yenilgi hedef olarak ilan edildi,” dedi.
O dönemde büyük bir gizlilik içinde yürütülen bu operasyonun şimdi açıkça tartışıldığını belirten Lavrov, “Bugünün Anglosakson stratejistleri, Kiev’deki gayrimeşru neo-Nazi rejimi üzerinden Rusya’yı yenmeyi umuyorlar, ancak niyetlerini gizlemiyorlar,” diye ekledi.
Lavrov, Batı’nın Avrupa’yı da bu ‘intihar macerasına’ sürüklemeye çalıştığını savundu ve şunları ekledi: “Rusya gibi bir nükleer güce karşı savaşmanın anlamsızlığı ve tehlikesi üzerine konuşmaya gerek bile yok.”
Rusya Ulusal Güvenlik Konseyi’nin 25 Eylül’deki toplantısında Devlet Başkanı Vladimir Putin, Nükleer Caydırıcılığa İlişkin Devlet Politikasının Temellerinde yapılan güncellemeleri açıkladı. Putin, nükleer bir gücün desteğiyle Rusya’ya yapılan herhangi bir saldırının, bu saldırının nükleer olmayan bir devletten gelse bile ortak bir saldırı olarak kabul edileceğini vurguladı. Ayrıca Devlet Başkanı Moskova’nın, egemenliğine konvansiyonel silahlarla yönelik kritik bir tehdit durumunda nükleer silah kullanma hakkını saklı tuttuğunu belirtti.
Kremlin Sözcüsü Dmitriy Peskov, Rusya’nın nükleer doktrinindeki bu değişikliklerin, ‘hasım’ ülkelere bir uyarı niteliği taşıdığını ifade etti. Peskov, “Batılı liderler, Putin’in açıklamalarının ciddiyetini özellikle Ukrayna ihtilafına doğrudan müdahil olmalarıyla tetiklenen bu ‘benzeri görülmemiş’ çatışma bağlamında çoktan anlamış olmalılar,” dedi.
Peskov ayrıca Rusya’nın nükleer caydırıcılık kapasitesinin dünya genelinde iyi bilindiğini ve ülke sınırlarındaki gerilimler ışığında ‘nükleer caydırıcılıkta bir ayarlama’ yapıldığını ekledi.
Lavrov, Batı ile diyaloğa kapılarını kapatmadıklarını ve Avrasya’da eşit ve bölünmez bir güvenlik mimarisi teklif ettiklerini de kaydetti.
“Batı ile diyaloğa kapalı değiliz,” diyen Lavrov, Rusya’nın Ukrayna çatışmasından önce de tüm Avrasya’da, kıtadaki tüm ülkelere açık eşit ve bölünmez bir güvenlik sistemi önerdiğini vurguladı. Bu bağlamda, 31 Ekim’de Minsk’te uluslararası bir konferans düzenleneceğini açıkladı.
Birleşmiş Milletler reformu
Lavrov, konuşmasında, BM’nin reforme edilmesinin, ülkeler arasındaki güveni eşitlik temelinde yeniden inşa etmekle mümkün olabileceğini söyledi.
Bakan, “BM’ye yeni bir soluk getirmek için hâlâ geç değil, ancak bu, temassız zirveler ve anlamsız deklarasyonlarla değil, BM Şartı’nın tüm devletlerin egemen eşitliği ilkesine dayalı olarak güveni yeniden tesis etmekle olabilir,” dedi.
Lavrov ayrıca, geçtiğimiz BM Gelecek Zirvesi’nin, örgütün devletler arası doğasını bulanıklaştırma ve Batı’nın elindeki kilit pozisyonları koruma çabalarını yansıttığını kaydetti.
Dışişleri Bakanı, “Sekretarya, Batı’nın lehine olan söylemleri desteklemek için bahaneler üretmek yerine, uzlaşmacı çözümleri teşvik etmeli,” diye ekledi.
Daha önce Rusya Dışişleri Bakan Yardımcısı Sergey Verşinin, Sputnik‘e verdiği demeçte, New York’taki Gelecek Zirvesi’nde Gelecek Paktı’nın kabul sürecinin mutabık kalınan prosedürlere aykırı olduğunu ve uygun müzakerelerin yapılmadığını belirtmişti.
Lavrov, “Gelecek Paktı olarak adlandırılan belgeyi hazırlarken tüm BM üyelerinin katılımıyla dürüstçe müzakere etmeliyiz; fakat bu süreç, Batılı manipülatörlerin kontrolü altında yürütüldü. Sonuç olarak, yeni doğmuş olan bu pakt, şimdiden bir İngilizce deklarasyonlar yığınına dönüştü,” ifadelerini kullandı.
Ukrayna ihtilafı
Aynı zamanda Rusya Dışişleri Bakanı, Ukrayna’daki kriz konusunda barış girişimleri öneren ülkeleri çatışmanın temel nedenlerini ele almaya çağırdı.
Lavrov, “Dostlarımızı, gelecekteki çabalarında mevcut durumun gerçek nedenlerine tam olarak odaklanmaya davet ediyoruz. Bu gerçekler dikkate alınmadan BM Şartı temelinde adil bir barışa ulaşmak mümkün olmayacaktır,” değerlendirmesini yaptı.
Ukrayna konusunda arabuluculuk yapan ülkelerin içten çabalarını takdir ettiğini belirten Lavrov, Zelenskiy’in çıkmazdaki ‘barış formülüne’ karşı, yapıcı sonuçlara odaklanan yaklaşımlarını değerli buluyoruz,” dedi.
Hizbullah liderine suikast
Lavrov, İsrail’in Hizbullah lideri Hasan Nasrallah’ı öldürmesini ‘siyasi bir suikast’ olarak nitelendirerek bu tür yöntemlere karşı endişesini dile getirdi. Lavrov, “Siyasi suikast yöntemleri, Beyrut’ta olduğu gibi, giderek sıradan hale gelmesi nedeniyle son derece endişe verici,” diye konuştu.
Lavrov, İsrail’in Lübnan’a yönelik saldırılarını ‘insanlık dışı’ olarak nitelendirerek, Moskova’nın Washington’un en azından bu son terör eyleminin hazırlıklarından haberdar olduğuna inandığını söyledi.
Dışişleri Bakanı, “Siyasi hedeflere ulaşmanın bir aracı olarak terör yöntemlerinin en son örneği, sivil teknolojilerin ölümcül silahlara dönüştürülmesi suretiyle Lübnan’a yapılan bu insanlık dışı saldırıdır,” yorumunu yaptı.
Lavrov, “Bu suç derhal soruşturulmalıdır, ancak şu anda bile, Avrupa ve ABD’dekiler de dahil olmak üzere, bu terör eyleminin hazırlanmasında Washington’un belli bir düzeyde dahli ya da en azından bilgisi olduğunu düşündüren çok sayıda medya haberini görmezden gelemeyiz,” vurgusunu yaptı.
Dışişleri Bakanı, sözlerine şunları da ekledi: “Amerikalılar her zaman her şeyi inkâr ederler ve tıpkı Kuzey Akım boru hatlarına yönelik terör saldırılarına karıştıklarına dair reddedilemez kanıtlar karşısında yaptıkları gibi, ortaya çıkan gerçeklerin üstünü örtmek için mümkün olan her şeyi yaparlar.”