Bizi Takip Edin

ORTADOĞU

Lübnan sınırında ilk sıcak temas

Yayınlanma

Hizbullah, Tel Aviv’in dün sabah Lübnan’ın güneyinde kara işgaline başladığını duyurmasından sonra ilk kez bu sabah İsrail askerleriyle çatıştı. İsrail askerlerinin geri çekilmek zorunda kaldıkları belirtildi.

Hizbullah, Lübnan’ın güneyindeki Nebatiye ilinin Merc Uyun ilçesine bağlı El-Adise kasabasına sızmaya çalışan bir İsrail gücüne karşı koyarak onlarla çatıştığını ve kayıplar verdirerek onları geri çekilmeye zorladığını duyurdu.

Dün işgalin başladığına ilişkin açıklamalara rağmen gün boyunca İsrail güçlerinin herhangi bir kara saldırısı gözlenmezken, Hizbullah, Tel Aviv’in iddialarını yalanlayarak, Lübnan’ın güneyinde İsrail ordusu ile Hizbullah üyeleri arasında doğrudan bir çatışma yaşanmadığını vurgulamıştı.

Lübnan’ın güneyinde İsrail işgali başladı

Öte yandan Hizbullah İsrail’in kuzeyinde sınır hattı üzerinde yer alan Şumira kışlasında bulunan askeri grubun bir dizi füzeyle doğrudan hedef alındığını açıkladı.

Örgütün açıklamasında ayrıca, Lübnan sınırındaki Misgav Am Yahudi yerleşim birimindeki büyük bir İsrail piyade birliğine füze ve topçu atışlarıyla düzenlenen saldırılarda isabetli vuruş yapıldığı ifade edildi.

Yine Lübnan sınırı yakınlarındaki Shtula yerleşim birimine 2 Burkan füzesiyle isabetli bir saldırı gerçekleştirildiği kaydedildi.

İsrail’de yayın yapan Yediot Ahronot gazetesi de İsrail’in kuzeyindeki Yukarı Celil bölgesinde sirenlerin çaldığını, Lübnan’dan fırlatılan füzelerin açık alana düştüğünü duyurdu.

Hizbullah: İsrail askerleri sınırı geçmedi

Hizbullah’ın bir başka açıklamasında da Lübnan sınırına yakın Kiryat Shimona yerleşimindeki bir grup İsrail askerinin ve topçu mevzilerinin bir dizi füzeyle vurulduğu kaydedildi.

İsrail 24 beldeye saldıracağını duyurdu

İsrail ordusu ise Lübnan’ın güneyindeki 24 beldeye saldıracağını açıklayarak, bölge sakinlerini Avali Nehri’nin kuzeyine gitmeleri konusunda uyarıda bulundu.

İsrail ordusu sözcüsü Avichai Adraee, X hesabından yaptığı açıklamada, saldırıların düzenleneceği bölgeleri duyurarak, “Güvenliğiniz için evinizi derhal tahliye etmelisiniz, Avali Nehri’nin kuzeyine geçin. Hayatınızı kurtarın” ifadelerini kullandı.

İsrail işgaline ABD koruması

Adraee saldırıların düzenleneceği bölgeleri El-Beyada, Buyut es-Siyad, Er-Raşidiye, Maşuk, El-Bes, Şubriha, Teyr Dibbe, El-Burğuliye, Muhayyem el- Kasımiye, Nebi Kasım, Burc Rihal, El-Abbasiye, Muareke, Ayn el-Baal, Mahrune, Bafliye, Deyr Kifa, Sarife, Arzun, Derdeğiye, Dahr Bariye Cabir, Cebel el-Ades, Şuhur ve Burc eş-Şimali şeklinde sıraladı.

Bölgede yaşayanları güneye gitmemeleri konusunda uyaran Andraee, Hizbullah’ın askeri hedeflerine yönelik saldırılar düzenleneceği iddiasıyla, Lübnanlı sivillerden Avali Nehri’nin kuzeyine gitmelerini istedi.

Andraee, Lübnanlı sivillerin evlerine dönmeleri konusunda ise “Evlerinize dönmeniz için güvenli vakti size bildireceğiz” dedi.

İsrail’in Lübnan saldırılarında 1328 kişi öldü

Hizbullah’la 8 Ekim 2023’ten beri kontrollü çatışmalara devam eden İsrail ordusu, 23 Eylül’de Lübnan’ın güney kentlerinin yanı sıra Bekaa ve Baalbek bölgelerine yüzlerce hava saldırısı düzenledi.

Lübnan makamlarına göre, Hizbullah’ın kullandığı iletişim cihazlarının patlatıldığı 17 Eylül’den beri 104’ü çocuk ve 194’ü kadın olmak üzere toplam 1328 kişi öldü.

Hizbullah lideri Hasan Nasrallah, İsrail ordusunun 27 Eylül’de Beyrut’a düzenlediği hava saldırılarında hayatını kaybetti. Hizbullah ise İsrail’e roket ve füzelerle karşılık veriyor.

İsrail bombardımanı nedeniyle ülke içerisinde yüz binlerce kişi yerinden oldu. Ülkenin güney kesimlerinden başkent Beyrut ve kuzeye göç dalgası devam ederken, Suriye’ye 10 binlerce kişinin göç ettiği belirtiliyor.

ORTADOĞU

ABD, Suriye’de eğittiği gruba Esad devrilmeden önce “Zamanınız geldi” demiş

Yayınlanma

“IŞİD’e karşı mücadele” kapsamında ABD ve Birleşik Krallık tarafından eğitilen “Devrimci Komando Ordusu” (RCA) isimli gruba, Esad devrilmeden önce ABD Özel Kuvvetleri tarafından verilen bir brifingde, “Sizin zamanınız geldi,” denildiği belirtiliyor.

İngiliz The Telegraph’ta yayınlanan habere göre, Washington’un saldırıdan önceden haberdar olduğuna dair ilk işaret olarak RCA, Esad yönetiminin sonunu getirebilecek bir saldırı için güçlerini artırmalarının ve “hazır olmalarının” söylendiğini açıkladı.

RCA komutanlarından Başar el-Maşadani, Palmira kentinin eteklerinde Rusya tarafından kullanılan eski bir Suriye ordusu hava üssünden The Telegraph’a yaptığı açıklamada “Bize bunun nasıl olacağını söylemediler. Bize sadece, ‘Her şey değişmek üzere. Bu sizin anınız. Ya Esad düşecek ya da siz düşeceksiniz’ [dediler]. Ama ne zaman ya da nerede olacağını söylemediler, sadece hazır olmamızı söylediler,” dedi.

Maşadani’ye göre, Irak sınırındaki ABD kontrolündeki Tanf hava üssündeki brifingden önceki haftalarda, RCA’nın safları, komutası altına aldığı kendisi gibi daha küçük serbest birliklerle dolduruldu.

HTŞ geçen ayın sonlarına doğru yıldırım harekatıyla güneye, Şam’a doğru ilerlerken, RCA da Tanf’tan ilerledi ve şu anda başkentin kuzeyindeki toprak parçaları da dahil olmak üzere ülkenin yaklaşık beşte birini işgal ediyor.

Üst düzey RCA yetkilileri, Suriye’deki ABD’li komutanların ilerleme emrini, 2019’daki yenilgisine kadar ülkenin kuzeydoğusunun büyük bölümünü işgal eden IŞİD’in kalıntılarının “Esad’ın düşmesi halinde oluşacak güç boşluğundan yararlanmasını önlemek için” verdiklerini söyledi.

The Telegraph’a göre bu durum Washington’un sadece 8 Aralık’ta Beşar Esad yönetimini deviren HTŞ öncülüğündeki saldırıdan haberdar olduğunu değil, aynı zamanda operasyonun boyutları hakkında da kesin istihbarata sahip olduğunu gösteriyor.

Geçen hafta kentin eteklerindeki Rus kontrolündeki Suriye hava üssünü ele geçiren RCA savaşçıları, saldırı başlamadan yaklaşık üç hafta önce, kasım ayı başında Esad’ın olası düşüşüne hazırlanmalarının söylendiğini belirttiler.

Ekim ayı başında Maşadani ve diğer komutanlar, Tanf’taki Amerikalı subayların Ebu Hatab tugayını ve diğer birlikleri RCA’nın ortak komutası altına soktuğunu söyledi.

Bunun sonucunda RCA’nın mevcudu yaklaşık 800’den 3.000’e çıktı. Kuvvetin tüm üyeleri ABD tarafından silahlandırılmaya ve şu anda feshedilmiş olan Suriye ordusundaki askerlere ödenen maaşın yaklaşık 12 katı olan ayda 400 dolar maaş almaya devam etti.

Saldırı başladığında RCA güçleri doğu çölü boyunca yayıldı ve kilit yolların kontrolünü ele geçirdi. Ayrıca güneydeki Dera kentinde HTŞ’den önce Şam’a ulaşan bir isyancı grupla birleştiler.

Yüzbaşı Maşadani, RCA ve Suriye’nin geçici lideri Muhammed el-Colani tarafından yönetilen HTŞ militanlarının işbirliği içinde olduğunu ve iki güç arasındaki iletişimin Tanf’taki Amerikalılar tarafından koordine edildiğini söyledi.

Okumaya Devam Et

ORTADOĞU

Gazze’de “ceset hattı”: Çocukları bile vuruyorlar

Yayınlanma

Netzarim Koridoru

Gazze Şeridi’ni ikiye bölen Netzarim Koridoru’ndaki İsrail askerleri, bölgede sivil ayrımı gözetilmeksizin herkesin hedef alındığını ve çocuk dahi olsalar ölen her Filistinlinin “terörist” olarak kayıtlara geçirildiğini itiraf etti.

İsrail ordusu, Gazze’nin kuzeyi ile güneyi arasındaki bağlantıyı koparan, İsrail sınırından Akdeniz kıyısına kadar uzanan 7 kilometre genişliğindeki Netzarim Koridoru yakınlarında yaşayan bütün Filistinlileri bölgeden zorla göç ettirdi. İsrail, 7 Ekim 2023 sonrası oluşturduğu koridorda, askeri yollar ve mevziler inşa etmek için bölge sakinlerinin evlerini yıktı.

Haaretz gazetesine göre, İsrail ordusunun komuta kademesi Netzarim Koridoru’nda oluşturulan “ölüm bölgesinin” varlığını inkâr etse de İsrail askerlerinin anlattıkları, bölgeye yaklaşan her Filistinlinin “terörist sayılarak” öldürüldüğünü ortaya koydu.

Haaretz’e konuşan İsrail ordusunun 252. Tümeni’nde görevli bir komutan, “Sahadaki kuvvetler buraya ‘ceset hattı’ diyor” ifadelerini kullanarak sözlerini şöyle sürdürdü: “Çatışmalardan sonra cesetler toplanmıyor, bu da onları yemeye gelen köpek sürülerini cezbediyor. Gazze’de insanlar, bu köpekleri gördüğünüz yerlere yaklaşmamanız gerektiğini bilir.”

Aynı tümende görev yapan kıdemli İsrail subayı, “Tümen komutanı bu bölgeyi ‘ölüm bölgesi’ olarak belirledi. Giren herkes vuruluyor” dedi.

İsrail ordusundan kısa süre önce terhis olan 252. Tümen subaylarından bir diğeri ise Netzatim Koridoru’ndaki “ölüm bölgesinin” keskin nişancının atış yapabildiği yere kadar uzandığını vurguladı.

“Orada sivilleri öldürüyoruz ve onlar da terörist olarak sayılıyor” ifadesini kullanan İsrailli subay, “İsrail ordu sözcüsünün kayıp sayılarıyla ilgili açıklamaları, bunu birimler arasında bir rekabete dönüştürdü. Eğer 99. Tümen 150 (kişiyi) öldürürse, bir sonraki birim 200’ü hedefliyor” dedi.

Kısa bir süre önce Netzarim Koridoru’ndan dönen bir kıdemli yedek komutan, İsrail ordusunu, “dünyanın en ahlaklı ordusu” olarak adlandırmanın, Gazze’de “ne yaptığını çok iyi bilen” İsrail askerlerini temize çıkartmaktan başka bir şey olmadığını kaydetti.

“Netzarim Koridoru’na giren herkesin kafasına bir kurşun sıkılıyor”

252. Tümen’de görev alan bir asker, “Emir açıktı. Köprüyü geçip (Netzarim) koridora giren herkesin kafasına bir kurşun sıkılıyor” ifadelerini kullandı.

Askerlerin güneyden yaklaşan bir kişiyi fark etmeleri üzerine büyük bir saldırıymış gibi yoğun ateş açtıklarını aktaran asker, “Yaklaşık bir veya iki dakika boyunca cesede ateş etmeye devam ettik. Etrafımdaki insanlar ateş ediyor ve gülüyorlardı” dedi.

Öldürdükleri kişinin 16 yaşlarında bir çocuk olduğunu söyleyen asker, sonrasında ise bu kişinin Hamas üyesi değil, sadece bir sivil olduğunun öğrenildiğini dile getirdi.

İsrail askeri, aynı akşam tabur komutanlarının “bir teröristi öldürdükleri” iddiasıyla kendilerini tebrik ettiğini belirterek, şöyle konuştu: “Komutan, ‘Hattı geçen herkes teröristtir, istisna yok, sivil yok. Herkes teröristtir.’ dedi. Bu beni derinden rahatsız etti. Bunun için mi evimden çıkıp fare dolu bir binada uyumaya gittim? Silahsız insanları vurmak için mi?”

252. Tümen’deki bir subay da İsrail ordusunun “200’den fazla Hamas üyesinin öldürüldüğünü duyurduğunu ancak sadece 10 tanesinin Hamas üyesi olduğunun doğrulandığını” söyledi.

Başka bir asker ise dört silahsız kişinin normal şekilde yürüdüğünü, insansız hava aracı tarafından fark edilmelerinin ardından bir tankın makineli tüfeğiyle ateş açması sonucu üçünün hayatını kaybettiğini kaydetti.

Dördüncü kişinin ise giysilerinin çıkartılıp bir kafese konduğunu ve oradan geçen askerlerin ise bu kişiye tükürdüğünü anlatan asker, “Bu iğrençti. Sonunda bir asker gelip kafasına silah dayayarak onu sorguladı ve serbest bıraktı. Bu kişi sadece Gazze’nin kuzeyindeki amcalarına ulaşmaya çalışıyordu” diye konuştu.

99.Tümen’de görevli bir asker de iki çocuklu bir yetişkinin “yasak hattı” geçtikleri iddiasıyla silahsız olmalarına rağmen bir savaş helikopterinin onlara füzeyle saldırdığını anlattı. Asker, “Çocuklara füze atmanın meşru olduğunu kim düşünüyor? Ve bir helikopterle? Bu tam bir kötülük” ifadelerini kullandı.

İsrail ordusu Gazze’de “standart askeri protokoller” dışında hareket ediyor

Haaretz gazetesinin haberinde, İsrail askerlerinin tanıklıklarının, ordu komutanlarına “benzeri görülmemiş yetkiler” verildiğini gözler önüne serdiği vurgulanırken, ordunun çok sayıda yerde saldırıları gerçekleştirmesinin, tümen komutanlarının yetkilerinin ciddi anlamda genişletilmesine sebep olduğu öne sürüldü.

Haberde, bazı kaynakların, İsrail ordusundaki birimlerin “standart askeri protokollerle sınırlandırılmamış bağımsız milisler” gibi hareket ettiğini belirttiği kaydedildi.

Haaretz’e konuşan 252. Tümen’den kıdemli bir subay ise “Tümen komutanları, artık çatışma bölgelerinde neredeyse sınırsız ateş gücü yetkisine sahip” diyerek, “Bir tabur komutanı insansız hava araçlarıyla saldırı emri verebilir ve bir tümen komutanı (saldırı) başlatabilir” ifadelerini kullandı.

Okumaya Devam Et

ORTADOĞU

İsrail’den Suriye ve Gazze’de uzun süreli işgal sinyali

Yayınlanma

Suriye’de Baas yönetiminin devrilmesinden saatler sonra Suriye topraklarındaki tampon bölgeye giren İsrail ordusu, bölgede uzun sürece kalacağının işaretlerini veriyor. Ayrıca ateşkes müzakerelerinin hızlandığı bir dönemde İsrail Savunma Bakanı, İsrail’in Batı Şeria’da olduğu gibi Gazze’de de güvenlik kontrolünü sürdüreceğini söyledi.

İsrail basını, Başbakan Binyamin Netanyahu’nun Baas rejiminin devrilmesinin ardından Suriye’nin Hermon Dağı’ndaki tampon bölgede başlattığı işgalin gelecek yılın sonuna kadar devam ettirilmesi talimatını verdiğini yazdı. İsrailli yetkililer daha önce bu bölgedeki işgalinin geçici olduğunu iddia etmiş daha sonra kış ayları boyunca işgalin süreceğini söylemişti.

Kanal 12 televizyonunda yer alan haberde, Netanyahu’nun dün gittiği Hermon Dağı’ndaki tampon bölgede İsrail ordusuna işgalin 2025 sonuna kadar sürdürülmesi talimatı verdiği ifade edildi.

İsrail Başbakanı, dün Savunma Bakanı Yisrael Katz ve Genelkurmay Başkanı Herzi Halevi’yle birlikte 7 Aralık sonrası işgal edilen Hermon Dağı’ndaki tampon bölgeye gitmişti. Başbakanlık Basın Ofisinden yapılan açıklamada, Netanyahu’nun burada İsrail ordusunun Hermon Dağı’nda tampon bölgedeki işgalinin “geleceğine yönelik yönergeleri belirlediği” belirtilmiş ancak detay verilmemişti. Netanyahu, Hermon Dağı’ndaki tampon bölgede yaptığı açıklamada, buradaki işgalin “İsrail’in güvenliğini sağlayacak düzenleme bulunana kadar” süreceğini belirtmişti.

İsrail Savunma Bakanı Katz da orduya tahkimat kurmalarını ve bölgede uzun süre kalmaya hazırlanmalarını söyledi. Katz, Hermon Dağı’nı “İsrail devletinin gözü” olarak nitelendirdi.

Esad yönetimini deviren saldırıyı yöneten HTŞ lideri Ebu Muhammed el-Colani pazartesi günü verdiği bir röportajda İsrail ordusunun Suriye’de asker bulundurması için hiçbir gerekçe olmadığını söyledi. Katz ise yönetimi deviren isyancıları radikal olarak nitelendirdi ve caydırılmaları gerektiğini söyledi.

İsrail’in 1974’te İsrail ve Suriye arasında imzalanan ve Birleşmiş Milletler barış güçlerinin burada konuşlanmasını öngören bir anlaşmayla oluşturulan tampon bölgeye girmesi BM ve Fransa, Türkiye, İran, Suudi Arabistan, Kuveyt, Mısır ve Ürdün gibi ülkeler tarafından kınandı ve Suriye’nin toprak bütünlüğünü tehdit eden bir uluslararası hukuk ihlali olarak nitelendirildi. İsrail ise Şam’daki yönetimin çökmesiyle birlikte Suriyeli askerlerin görev yerlerini terk etmelerinin ardından anlaşmanın geçersiz olduğunu iddia ediyor.

Bu arada İsrail’in Gazze Şeridi’nde süresiz işgale hazırlandığına dair işaretler artmaya devam ederken Katz, ordunun işgal altındaki Batı Şeria’da olduğu gibi Gazze’de de güvenlik kontrolünü sürdüreceğini söyledi. Katz, X’te yaptığı bir paylaşımda “Gazze konusundaki tutumum net. Hamas’ın Gazze’deki askeri ve hükümet gücünü yendikten sonra İsrail, tıpkı Batı Şeria’da olduğu gibi Gazze üzerinde de tam hareket özgürlüğü ile güvenlik kontrolüne sahip olacaktır” dedi. Filistin Yönetimi Batı Şeria’daki bazı bölgeleri kısmen yönetirken İsrail bölgede sıkı güvenlik kontrolünü sürdürüyor ve düzenli olarak askeri baskınlar düzenliyor.

Katz’ın bu açıklamaları Gazze’de ateşkes için yürütülen diplomasinin hızlandığı bir dönemde geldi. İsrail’in Gazze’nin kritik bölgelerinde kuvvet bulundurma ısrarı konusundaki anlaşmazlıklar nedeniyle daha önceki ateşkes müzakereleri başarısızlıkla sonuçlanmıştı.

Wall Street Journal’a göre (WSJ) Filistinliler ve bazı İsrailliler  “güvenlik kontrolünün” bölgede uzun süreli askeri işgale yol açacağını düşünüyor.

Netanyahu’nun liderliğini yaptığı Likud partisi ve koalisyondaki diğer partilerin üyeleri, bölgede Yahudi yerleşimleri kurmak da dahil çok daha sıkı bir kontrolü desteklediklerini dile getiriyorlar.

Birleşmiş Milletler’in en yüksek mahkemesi olan Uluslararası Adalet Divanı Temmuz ayında verdiği bir kararda İsrail’in Gazze ve Batı Şeria da dahil Filistin topraklarını on yıllardır işgal altında tutarak çeşitli uluslararası yasaları ihlal ettiğini belirtti. Mahkeme, uluslararası hukuka göre işgalin geçici olması gerektiğini ve işgalci bir gücün işgal altındaki topraklarda yaşayanlara karşı yasal sorumlulukları olduğunu söyledi.

Mahkeme, İsrail’in Filistin topraklarındaki işgalinin geçici olmadığını gösteren eylemlerde bulunduğunu ve işgalci bir güç olarak bazı görevlerini ihmal ettiğini söyledi. İsrail mahkemenin görüşüne ve yargı yetkisine itiraz etti.

Gazze’nin işgalinin ilk günlerinden bu yana İsrail ordusu, adını Gazze’deki eski bir Yahudi yerleşiminden alan ve Netzarim olarak bilinen geniş bir güvenlik koridoru inşa ediyor. Askeri üsler, ileri karakollar, elektrik direkleri, baz istasyonları ve hatta bir sinagogdan oluşan koridor, Gazze’yi ikiye bölüyor. Kuzeye geçmek isteyenlerin koridordan geçen iki kontrol noktasından birinden geçmesi gerekiyor.

Filistin Kurtuluş Örgütü’nün eski hukuk danışmanı ve UAD davalarında çalışmış olan Diana Buttu, WSJ’ye Katz’ın yorumlarının ve İsrail’in Gazze’de askeri altyapı inşa etmesinin uzun vadede “Gazze’deki Filistinlilerin yaşamlarının sadece etkin kontrolü değil, düpedüz askeri kontrolü yönünde ilerlediğini” gösterdiğini söyledi.

Okumaya Devam Et

Çok Okunanlar

English