Bizi Takip Edin

AVRUPA

Merkel’den Merz’e AfD tepkisi

Yayınlanma

Eski Almanya Şansölyesi ve eski CDU’nun Genel Başkanı Angela Merkel, Federal Mecliste AfD’nin oylarıyla kabul edilen göç tasarısı nedeniyle partisinin şansölye adayı Friedrich Merz’i eleştirdi.

Perşembe günü yayınladığı açıklamada Merkel, CDU lideri Merz’in Kasım 2024’te Federal Mecliste ifade ettiği, çoğunlukların sadece “merkez partilerle” aranması gerektiği yönündeki görüşünün doğru olduğuna inandığını vurguladı.

Merkel, “Bu öneri ve bununla bağlantılı duruş, tamamen desteklediğim büyük bir ulusal siyasi sorumluluğun ifadesiydi,” dedi.

Eski şansölye, artık bu öneriyle “bağlı hissetmemenin” ve dolayısıyla 29 Ocak 2025’te Bundestag’da yapılan oylamada ilk kez AfD’nin oylarıyla çoğunluk sağlanmasına izin vermenin yanlış olduğuna inandığını belirtti.

Merkel, internet sitesinde yayınlanan açıklamasında “tüm demokratik partilerin, taktiksel bir manevra olarak değil, dürüstçe, ılımlı bir şekilde ve yürürlükteki Avrupa hukuku temelinde, Noelden kısa bir süre önce Magdeburg’da ve birkaç gün önce Aschaffenburg’da meydana gelen saldırılar gibi gelecekte bu tür korkunç saldırıları önlemek için mümkün olan her şeyi yapmak üzere parti siyasi sınırlarını aşarak birlikte çalışması gerektiği” uyarısında bulundu.

Eski şansölye Merkel, Almanya’nın 2015’teki göç krizi sırasında uygulamaya konan “açık kapı” politikasının mimarı olarak kabul ediliyor.

Çarşamba günü, CDU/CSU’nun göç politikasında daha katı bir yol izlenmesine ilişkin önergesi, AfD ve FDP’nin de oylarıyla Federal Meclis tarafından kabul edildi..

SPD, Yeşiller ve Sol Parti önergenin lehinde tek bir oy bile kullanmazken, Sahra Wagenknecht İttifakı (BSW) üyeleri çekimser kaldı ya da oy kullanmadı.

SPD ve Yeşiller, CDU/CSU ve FDP’yi AfD’nin desteğiyle önergeyi kabul ettirdikleri için sert bir dille eleştirdi.

SPD’li Şansölye Olaf Scholz ile Merz arasında da mecliste tartışma yaşandı. Scholz, CDU/CSU’nun seçimden sonra AfD ile bir koalisyona girebileceği spekülasyonunu yaparken Merz, Şansölyeye verdiği yanıtta bunu “iftira” ve “rezillik” olarak niteleyerek reddetti.

Bununla birlikte CDU lideri yine de göç konusundaki önerilerini hayata geçirmek için AfD’nin onayını kabul edeceğini vurguladı. Merz, “Ülkemizdeki insanların tehdit edilmeye, yaralanmaya ve öldürülmeye devam etmesini çaresizce izlemeye devam etmektense” bunu yapmayı tercih edeceğini söyledi.

AVRUPA

Merz: NATO korumasının sona ermesine hazırlıklı olmalıyız

Yayınlanma

Almanya’nın bir sonraki şansölyesi olması beklenen CDU lideri Friedrich Merz, Avrupa’nın ABD olmadan da kendini savunmaya hazır olması gerektiği konusunda sert bir uyarıda bulundu.

Merz bugün (21 Şubat) bir Alman yayın kuruluşuna verdiği mülakatta, “Donald Trump’ın NATO’nun karşılıklı savunma taahhüdünü artık koşulsuz olarak yerine getirmeyeceği ihtimaline karşı hazırlıklı olmalıyız. Bu nedenle bana göre Avrupalıların, en azından Avrupa kıtasını kendi başımıza savunabilmemizi sağlamak için mümkün olan en büyük çabayı göstermeleri çok önemlidir,” dedi.

Avrupalı liderler, Soğuk Savaş’tan bu yana “Avrupa’nın güvenliğinin” temelini oluşturan ABD ve NATO ortak savunma maddesine artık güvenemeyecekleri konusunda giderek daha fazla endişe duymaya başladılar.

Pazar günkü federal seçimler öncesinde kamuoyu yoklamalarında ilk sırada yer alan Hıristiyan Demokratların lideri Merz, Avrupa’nın Trump yönetiminin NATO’nun ittifak üyelerine kolektif savunma taahhüdü veren 5. Maddesini desteklememe ihtimaline karşı toplu olarak kendini hazırlaması gerektiğini söyledi.

Merz, Trump’ın bu maddeyi koruyacağına inanıp inanmadığı sorulduğunda, “Bana sorulan herhangi bir soru üzerine sahip olduğum her şey üzerine bahse girmem, hele ki bu soru üzerine hiç girmem,” diye cevap verdi.

Almanya’nın Fransa’nın nükleer şemsiyesi altında koruma isteyip istemeyeceği sorusuna Merz, Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron’un Berlin’e defalarca böyle bir teklifte bulunduğunu, fakat önceki Alman hükümetlerinin bu soruyu yanıtsız bıraktığını kabul etti.

Merz, “Avrupa’nın iki nükleer gücü İngiliz ve Fransızlarla, nükleer paylaşımın ya da en azından Britanya ve Fransa’nın nükleer güvenliğinin bizim için de geçerli olup olamayacağı konusunda görüşmeler yapmamız gerekiyor,” dedi.

Okumaya Devam Et

AVRUPA

Rheinmetall, Alman ordusundan 260 milyon avroluk ihale aldı

Yayınlanma

Alman silah şirketi Rheinmetall çarşamba günü yaptığı açıklamada, hem yurt içinde hem de yurt dışında askerlerin yeniden konuşlandırılması sırasında lojistik destek sağlamak üzere Alman Silahlı Kuvvetleri (Bundeswehr) ile bir anlaşma imzaladığını duyurdu.

Avrupa’nın en büyük mühimmat üreticisi, Alman ordusu ile 260 milyon avro (271 milyon dolar) değerindeki çerçeve anlaşmanın üç yıl geçerli olduğunu ve 2029 sonuna kadar uzatılabileceğini söyledi.

Sözleşme kapsamında Rheinmetall, ulusal savunma gereksinimleri ve karşılıklı savunma yükümlülükleri doğrultusunda belirtilen hizmetleri sağlayacak. Böylece şirket, kuvvetlerin yeniden konuşlandırılması için sunduğu lojistik destek hizmetlerini genişletmiş oluyor.

Sipariş, ABD Başkanı Donald Trump’ın Avrupa’yı sektöre yatırımı artırmaya çağırması ve askeri harcamalarda artış beklentilerini artırmasının ardından Avrupalı savunma gruplarına olan ilginin arttığı bir dönemde geldi.

Ukrayna savaşından bu yana yaklaşık on kat yükselen Rheinmetall hisseleri dün de %0,7 artış gösterdi.

Rheinmetall, anlaşmanın Bundeswehr’e hizmet sağlamakla sınırlı olmadığını, NATO gibi müttefik silahlı kuvvetleri de kapsadığını söyledi.

Rheinmetall, “Avrupa’daki merkezi konumu nedeniyle Almanya hem bir geçiş ülkesi hem de kolektif savunma için lojistik bir merkezdir. Bu nedenle NATO ve AB içinde, kuvvetlerin yeniden konuşlandırılması konusunda kilit bir rol oynamaktadır,” dedi.

CEO Armin Papperger geçen hafta Reuters’e verdiği demeçte, Trump yönetiminin Avrupa’nın savunma harcamalarını artırması ve kendi güvenliğinin sorumluluğunu üstlenmesi yönündeki çağrıları göz önüne alındığında şirketin daha önce düşünülenden daha hızlı büyümeye devam etmesini beklediğini söyledi.

Papperger, Almanya’nın savunma bütçesinin GSYİH’nin mevcut %2’sinden %2,5 ya da %3’üne çıkarılmasının yıllık 60 milyar avro ila 70 milyar avro savunma yatırımı anlamına geleceğini söyledi.

Okumaya Devam Et

AVRUPA

Economist: Seçim yapılsa Zelenskiy kaybeder

Yayınlanma

ABD Başkanı Donald Trump’ın, Ukrayna Devlet Başkanı Volodimir Zelenskiy’i “diktatör” olarak nitelendirmesinin ve seçim çağrısı yapmasının ardından başlayan tartışma devam ediyor.

The Economist’te yayınlanan bir haberde görüşlerine yer verilen eski bir diplomat, “Bay Trump hiç sevmediği ve zor biri olduğunu düşündüğü Bay Zelenskiy’den kurtulmak istiyor gibi görünüyor. Bu seçimlerle ilgili değil, Zelenskiy’den kurtulmakla ilgili,” iddiasında bulunuyor.

Üst düzey bir Ukraynalı yetkili, ülkesi açısından kabul edilebilecek “en asgari şey”in, Batılı ordularla ilişkilerin devam etmesi, ciddi bir demilitarizasyon olmaması, silah ve para akışının sürmesi ve yabancı bir barış gücünün bulunması olduğunu savundu.

Bunun ötesinde, Zelenskiy’in pozisyonunun Ukrayna içinde de sorgulandığı belirtiliyor.Dergiye bilgi veren devletin içinden kaynaklar, Zelenskiy’in tam da en geniş desteğe ihtiyaç duyduğu bir dönemde giderek daha dar bir çevreye çekilmesinden endişe ediyor.

Bu kaynaklardan biri, “Ona hayır demeye hazır kimse yok ve hatalar yapıyor,” diye yakınıyor.

Pek çok Ukraynalı da savaş liderlerinden açıkça hayal kırıklığına uğramış durumda. The Economist’e açıklanan iç kamuoyu yoklamaları, Zelenskiy’in Ukrayna’nın en popüler siyasetçisi olmaya devam etmesine rağmen, gelecekteki bir seçimi, henüz siyasete girmemiş olan eski üst düzey generali Valeri Zalujniy’e karşı %30’a %65 oranında kaybedeceğini gösteriyor.

Ocak ayında yapılan bir kamuoyu yoklaması Zelenskiy’e olan güvenin %52 ile savaşın en düşük seviyesine gerilediğini, işgalin başlangıcında kendisine güvenen %90’lık oranın çok altında olduğunu, ama 18 Şubat’ta Trump’ın ileri sürdüğü %4’lük destek oranının da oldukça üzerinde olduğunu gösteriyor.

Bununla birlikte habere göre “gerçek Ukrayna kâbusu”, Trump’ın Kremlin’in planını bütünüyle uygulamaya koymasıyla ortaya çıkacak: etkili güvenlik garantileri olmadan ateşkes; siyasi felçle sonuçlanan seçimler, zayıf bir cumhurbaşkanlığı, parçalı bir parlamento; ardından terhis, kitlesel göç ve iç parçalanmanın başlaması.

Okumaya Devam Et

Çok Okunanlar

English