Macaristan Başbakanı Viktor Orbán, Fransa Cumhurbaşkanı adayı ve Reconquête! lideri Eric Zemmour ve Britanya’nın ünlü muhafazakâr figürlerinden Nigel Farage gibi sağcı liderleri bir araya getiren Milli Muhafazakârlık Konferansı (NatCon) 2024, Belçika’da etkinliğin düzenlendiği Saint-Josse-ten-Noode Belediye Başkanı Emir Kir’in talimatıyla kesintiye uğradı.
Polis önce Kir’in emrini yerine getirmek için mekâna girdi, fakat yetkililer etkinliğin devam etmesine izin vererek katılımcıların içeri girmesini veya çıkıp tekrar girmesini önlemek için girişe barikat kurmayı tercih etti.
POLITICO tarafından bildirildiğine göre bir polis memuru konferansın organizatörlerinden birine, “Yetkililer, kamu düzensizliği olasılığı nedeniyle etkinliği kapatmaya karar verdi,” dedi. Brexit kampanyasının mimarlarından Farage’ın saat 11.00’de açılış konuşması yapacağı etkinlik alanı polis tarafından çevrildi.
Sahneye çıktığında, salonun dışında gerginlik yaşanmaya devam ederken Farage, etkinliği iptal etmeye çalıştıkları için Brüksel makamlarını ‘tek kelimeyle canavarca’ diyerek eleştirdi. Eski AP üyesi, “Brüksel’de hoş karşılanmayacağımı biliyordum,” diye yakındı.
Farage’a göre polisin yaptığı ‘komünizmin yeni bir şekli’
Euractiv’e verdiği demeçte Farage, yetkililer etkinliği kapatmaya geldiğinde konuşmakta olduğunu belirterek, “Bu komünizmin yeni bir şekli,” iddiasında bulundu.
Farage, “Alternatif görüşlere izin yok. Aynı fikirde olmayan herkes deli, çılgın, tehlikeli ve bugün kendilerini dünyaya ifşa ettiler… Bu insanları çok kötü bir ışık altında gösteriyor,” diye ekledi.
Farage’a göre, Donald Trump Brüksel’den o kadar hoşlanmıyordu ki, kendisi AB’nin en iyi dostu gibi görünürdü. Farage, “Trump’la özel olarak konuştuklarımızı asla tekrarlamıyorum ama Trump’ın Brüksel’deki yapılar hakkında düşündükleri konusunda beni bir Avrupa hayranı gibi gösterdiği zamanlar olduğunu düşünüyorum,” dedi.
Farage, eski ABD liderinin taklidini yaparak, Trump’ın kasım ayındaki ABD seçimlerinden sonra Beyaz Saray’a geri döneceğini savundu ve “Bu çok harika olacak,” dedi.
Siyasete geri dönmeyi düşündüğü söylenen İngiliz siyasetçi, Trump’ın Çin’i doğru anladığını savundu ve İran ile İsrail ve bazı Arap ülkeleri arasında bir dizi diplomatik anlaşma olan İbrahim Anlaşmaları konusundaki Ortadoğu politikasını övdü. Farage, AB dışişleri şefi Josep Borrell’i, ‘İran’ı yatıştırmakla’ suçladı.
Farage, AB’ye yüklenerek, kalan üye ülkeleri AB’den çıkmaya çağırdı; çünkü ona göre AB artık reforme edilemez ve ‘antidemokratik’ hale geldi. İngiliz siyasetçi ayrıca Avrupa Birliği Adalet Divanı ve Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin ‘siyasallaştığını’ söyledi.
Belediye Başkanı ‘katılımcıların güvenliğinden’ endişe etmiş
Euractiv tarafından görülen etkinlik kapatma kararına göre, belediye başkanı NatCon24 katılımcılarının ‘milli muhafazakâr toplum vizyonu’, ‘Avrupa aşırı sağı’ ile bağlantıları ve ‘Avrupa şüpheciliğinden’ endişe duyuyordu.
Ayrıca, etkinliğin devam etmesine izin verilmesi halinde, NatCon’un ‘görünüşte provokatif ve ayrımcı doğası’ nedeniyle ‘kamu düzeninde ciddi rahatsızlıklar yaşanma’ ihtimaline vurgu yaptı.
Belgede ayrıca Başkan Kir’in katılımcıların güvenliğinden endişe duyduğu, katılımcılara yönelik bir tehdit ve şiddet içeren tepkiler öngördüğü ve etkinliğin ‘yapılmasının tavsiye edilemez’ olduğu belirtiliyor.
Kir, X’te yaptığı açıklamada, “Etterbeek, Brüksel Şehri ve Saint-Josse’de aşırı sağ hoş karşılanmıyor,” dedi.
De Croo, Meloni ve Sunak’tan kınama
Belçika Başbakanı Alexander De Croo, Brüksel belediye başkanının etkinliği engelleme kararını kınadı ve etkinliğin devam etmesi için açık kapı bıraktı.
De Croo X’te yaptığı paylaşımda, “Bugün Claridge’de yaşananlar kabul edilemez. Belediye özerkliği demokrasimizin temel taşlarından biridir fakat 1830’dan bu yana ifade ve barışçıl toplanma özgürlüğünü garanti altına alan Belçika anayasasını asla geçersiz kılamaz. Siyasi toplantıları yasaklamak anayasaya aykırıdır. Nokta,” diye yazdı.
Bazı üyeleri etkinlikte hazır bulunan AP’deki Avrupa Muhafazakârlar ve Reformcular (ECR) grubunun başkanı olan İtalya Başbakanı Giorgia Meloni, De Croo’ya ‘Brüksel’de ifade özgürlüğüne yönelik nefret dolu baskıya karşı zamanında ve net duruşu’ için teşekkür etti ve kendisinden durumu takip etmesini istediğini belirtti.
Meloni devamla, ‘başta ECR üyeleri olmak üzere, bu haksız istismarın tüm mağdurlarına tam bir dayanışma içinde olduğunu’ söyledi.
Katılımcıların çoğunun mensubu olduğu AP grupları Kimlik ve Demokrasi (ID) ve ECR, haziran ayındaki AP seçimleri öncesinde zemin kazanıyor.
Öte yandan Birleşik Krallık Başbakanı Rishi Sunak’ın sözcüsü de, “Etkinliklerin iptal edilmesinin ya da katılımın engellenmesinin ve konuşmacıların platform dışı bırakılmasının ifade özgürlüğüne ve sonuç olarak demokrasiye zarar verdiği çok açıktır. Serbest tartışma ve görüş alışverişinin hayati önem taşıdığı çok açıktır. Aynı fikirde olmasanız bile,” dedi.
Bugün (17 Nisan) konferansta konuşma yapması planlanan Orbán, Avrupa Parlamentosu’nda düzenlediği basın toplantısında Brüksel’in ‘solcu liberal liderliğini’ eleştirdi ve “Plan, bizim gelip Brüksel’i işgal etmemiz,” dedi.
Bugün Orbán’ın yanı sıra eski Birleşik Krallık İçişleri Bakanı Suella Braverman’ın da konuşma yapması bekleniyor.