Diplomasi
NATO ile savunma sanayii şirketleri toplantısı: Davet edilmeyenler mutsuz

15 Haziran’da NATO savunma bakanları toplantısının yanı sıra, Avrupa ve ABD’den 25 savunma sanayii şirketi de Kuzey Atlantik ittifakı ile görüşmelerde bulundu.
Batılı güçler Ukrayna’ya askeri desteği sürdürmenin ve stoklarını yenilemenin yollarını ararken, NATO da üyelerin yatırım ve siparişlerinde uzun vadeli bir perspektif oluşturarak sektörü yönlendirmeye çalışıyor.
NATO, yatırım hedeflerinin belirlenmesi ve talebin bir araya getirilmesi için yeni bir Savunma Üretimi Eylem Planı oluşturmayı ve ittifak üyelerinin sektöre yönelik transatlantik ölçekte standartlaştırılmış teçhizatlarını belirlemeyi değerlendiriyor.
Kimler katıldı?
Katılımcılar arasında ağırlıklı olarak üst düzey yetkililer ve füze ve roket gibi farklı mühimmat türleri üreten savunma şirketlerinin CEO’ları yer alıyor.
NATO yetkilileri, ittifakın ‘savaşta belirleyici mühimmatlara’ odaklanacaklarını söylüyorlar.
Avrupa savunma sanayii söz konusu olduğunda Belçika’dan FN Herstal, Fransız-İtalyan MBDA, Finlandiya’dan Patria, Almanya’dan Rheinmetall, Norveç’ten Nammo, Alman KMW ve Fransız Nexter’in birleşmesinden oluşan KNDS, İtalyan Leonardo, Bulgar Arsenal ve Prag merkezli Çekoslovak Grubu ile Türkiye’den Baykar ve Roketsan temsil edilmek üzere davet edildi.
ABD’den ise Ukrayna silahlı kuvvetlerine gönderilen Javelin, HIMARS ve Patriot füze sistemlerini üreten Raytheon Technologies ve Lockheed Martin toplantıya katıldı.
Bunların yanı sıra Portekiz’den Tekever gibi drone üreticilerinin yanı sıra İngiliz BAE Systems, Romanya’dan Romarm, Hırvatistan’dan savaş tankı üreticisi Đuro Đaković Grupa, Estonya’dan Milrem Robotics ve Fransız Thales de toplantıda yerini aldı.
Davet kriterleri tartışma yarattı: İspanya’dan boykot
Toplantıdan önce EURACTIV’e açıklama yapan bir NATO yetkilisi, davet edilecek kişi ve şirketlerin seçiminde ‘küçük ve odaklanmış bir formatın seçilmesinin esaslı bir tartışmayı kolaylaştırma’ kriterinin belirleyici olduğunu söyledi.
NATO yetkilisi bu kez mühimmat konusuna odaklanılsa da, “Müttefik endüstrilerinin çok daha geniş bir yelpazesini içeren düzenli NATO Endüstri Forumu da dâhil olmak üzere, gelecekte endüstri ile farklı formatlarda başka toplantılar da yapılacaktır,” diye ekledi.
Hükümetler savunma şirketlerinden üretimi artırmalarını isterken, şirketler de yeni üretim kapasitelerine, tedarik zincirlerine ve personele yapılan yatırımları kolaylaştırmak için uzun vadeli net sipariş beklentilerine ilişkin bilgi talep ediyor.
Bununla birlikte Perşembe günkü toplantıya davet edilmeyen şirketler ve ülkeler durumdan memnun değil. Davet edilmeyen bazı sektör temsilcileri, isimlerinin açıklanmaması kaydıyla EURACTIV’e yaptıkları açıklamada, davetli listesinin ‘adil’ bir şekilde oluşturulmadığını savundular.
Örneğin Airbus Defence, Fransız Dassault ve Safran, Amerikan Boeing, Fransız MBDA, Alman Diehl gibi büyük şirketler ya da Alman Hensoldt veya Rheinmetall tarafından satın alınan İspanyol mühimmat üreticisi Expal gibi elektronik alanında uzmanlaşmış şirketler NATO toplantısına davet edilmedi.
Masada yer almak için lobi faaliyetleri yürüten farklı sektör temsilcileri, seçim kriterlerinin ‘net olmadığını’ söyledi. Sektör kaynakları, görüşmelerden somut bir sonuç çıkmasının beklenmemesine rağmen, prensip olarak masada yer almak istediklerini belirttiler.
El Paìs’nin haberine göre, hiçbir İspanyol şirketinin davet edilmemesini protesto eden ülkenin Savunma Bakanı Margarita Robles, İspanyol şirketleri de dinlenmediği sürece Savunma Üretimi Eylem Planı üzerindeki çalışmaların başlamasını onaylamayı reddetti. İspanyol gazetesine göre Robles daha sonra toplantıyı da boykot etti.
Baykar ve Roketsan toplantıdan memnun ayrıldı
Türkiye’yi Milli Savunma Bakanı Yaşar Güler’in temsil ettiği Brüksel’deki toplantıya katılan Baykar ve Roketsan’dan olumlu açıklamalar geldi.
Baykar Genel Müdürü Haluk Bayraktar, Twitter’dan yaptığı açıklamada, NATO Genel Sekreteri Jens Stoltenberg’in davetine icabetle toplantıda yer aldıklarını bildirdi.
AA’da yer alan habere göre, savunma sanayisinin geleceği hakkındaki görüşlerini paylaştıklarını aktaran Bayraktar, küresel savunma harcamaları artarken NATO’nun harcamalardaki payının giderek azaldığını, son 20 yılda NATO’nun azalan payının Çin, Rusya ve Hindistan’a geçtiğini belirtti.
Bayraktar, son 3 yılda ciddi bir durgunluk olduğunu, savunma sanayisinin yeni kapasite, planlama ve yatırım için gerçek büyümeye ihtiyacı olduğunu vurguladı.
Roketsan Genel Müdürü Murat İkinci de Brüksel’deki toplantıda savunma sanayisi şirketleriyle NATO ülkeleri arasındaki işbirliğinin altının çizildiğini bildirdi.
İkinci, “Türkiye’nin savunma alanında kaydettiği ilerlemelerin ülkemiz için olduğu kadar müttefik ülkeler için de değerli olduğuna şüphemiz yoktur,” ifadesini kullandı.
Diplomasi
Taliban, Rusya ile ticarette doları devreden çıkarmayı hedefliyor

Taliban yönetimi, Rusya ile ticarette ABD doları yerine Rus rublesi ve Afgan afganisi kullanılmasını teklif etti. İki ülke, yaptırımlar ve uluslararası bankacılık sisteminden dışlanmaları nedeniyle bu konuyu ve karşılıklı yatırımların artırılmasını görüşüyor.
Taliban yönetimi, Batı yaptırımları nedeniyle uluslararası bankacılık sisteminden büyük ölçüde izole olan Rusya’ya, iki ülke arasındaki ticarette ABD doları yerine Rus rublesi ve Afgan afganisi kullanılmasını teklif etti.
Taraflar arasında bu konudaki teknik detayların görüşüldüğü bildirildi.
Afganistan Ticaret Bakan Vekili Hacı Nureddin Azizi, Reuters‘a yaptığı açıklamada, “Bölgesel ve küresel ekonomik beklentiler, Afganistan ve Rusya’nın karşılaştığı yaptırımlar ve sorunlar göz önüne alındığında bu konuda somut görüşmeler yapıyoruz. Şu anda teknik hususlar tartışılıyor,” dedi.
Azizi, Kabil’in benzer bir teklifi Çin’e de yaptığını belirtti.
Bakan Vekili Azizi, Rusya ile Afganistan arasındaki yıllık ticaret hacminin yaklaşık 300 milyon dolar olduğunu ve karşılıklı yatırımların artmasıyla bu rakamın önemli ölçüde yükselebileceğini ifade etti.
Karşılaştırma yapmak gerekirse, 2024 yılında bir önceki yıla göre sırasıyla yüzde 32 ve yüzde 24 düşüşe rağmen Rusya’nın ABD ile ticareti 3,5 milyar dolar, AB ile ise 67,5 milyar dolar olarak gerçekleşti.
Azizi, Taliban’ın Rusya’dan daha fazla petrol ürünü ve plastik madde almayı planladığını söyledi.
Öte yandan Rusya’nın Kabil Büyükelçisi Dmitriy Jirnov, Rusya’nın Afganistan’dan çeşitli ürünler ithal ettiğini belirtti.
Jirnov, “Bunların başında kuru meyve ve kuru üzüm geliyor. Sebzeler, üzüm ve nar (şimdilik küçük miktarlarda), şifalı bitkiler (lavanta, kekik, meyan kökü) ve tabii ki pilav kazanları da ithal ediliyor,” dedi.
Jirnov, ticaretin tarım ürünleriyle sınırlı olmadığını, Afganistan’ın Rusya’ya krom cevheri, konsantreler, mineraller, yakut ve zümrüt de gönderdiğini ve bunların ithalatın yaklaşık altıda birini oluşturduğunu ekledi.
Taliban, 2022 yılında Rusya’dan petrol, doğalgaz ve buğday alımı konusunda anlaşmaya varmıştı.
Yaptırımlar nedeniyle Afganistan ve Rusya, uluslararası bankacılık sisteminden büyük ölçüde kopmuş durumda. Moskova’nın kalan ticaret ortaklarıyla yerel para birimlerinde ödemelere geçmeye çalışmasının nedenlerinden biri de bu.
Reuters‘ın belirttiğine göre, Taliban’ın iktidara gelmesinden sonra Afganistan çok daha az dolar almaya başladı ve bu durum, ABD tarafından yapılan uluslararası yardımların bu yıl azalmasıyla daha da kötüleşti.
Rusya, Afganistan üzerinden Hindistan ve Pakistan’a demiryolu istiyor
Diplomasi
Zalujnıy: Rusya savaş alanında inovasyonda Ukrayna’yı geçti

Ukrayna’nın Birleşik Krallık Büyükelçisi ve eski Genelkurmay Başkanı Valeriy Zalujnıy, Rusya’nın savaş alanındaki inovasyonlarda Ukrayna’yı geride bıraktığını belirtti. Zalujnıy, Ukrayna’nın yenilikleri sürekli üretip ölçeklendiremediğini ve teknolojik başarılarının sınırlı kaldığını ifade etti.
Ukrayna’nın Birleşik Krallık Büyükelçisi ve eski Genelkurmay Başkanı Valeriy Zalujnıy, “Güvenlik İhracatı: Dünyada Ukrayna Silahları” forumunda yaptığı konuşmada, Rusya’nın savaş alanındaki inovasyonlarda Ukrayna’yı geride bıraktığını söyledi.
Strana haber portalının aktardığına göre Zalujnıy, “Düşman bizi çoktan geçti, geride kalıyoruz ve bu dürüstçe söylenmeli,” dedi.
Ukrayna’nın “dün Rusya’yı geride bıraktığı alanlarda bile inovasyonları sürekli olarak üretip ölçeklendiremediğini” belirten Zalujnıy, ülkenin teknolojik başarılarının “oldukça sınırlı, sektörel bir nitelik taşıdığını ve hayatta kalma stratejisinin uygulanması için gereken tüm yelpazeyi kapsamadığını” vurguladı.
Bununla birlikte eski Genelkurmay Başkanı, sınırlı kaynaklar ve müttefiklerin tedariklerine yüksek bağımlılık koşullarında Ukrayna’nın teknolojik başarılarını dünya pazarlarında paylaşabileceğine inandığını ifade etti.
Ukrayna ordusunun mevcut Genelkurmay Başkanı Aleksandr Sırskiy, öncelikli görevinin insansız sistemlerin geliştirilmesi ve ordunun en yeni silahlarla donatılması olduğunu belirtmişti.
Rusya’da 1 Ocak 2024 tarihinde “İnsansız Hava Sistemleri” (İHS) adlı ulusal proje başlatılmıştı.
Sanayi ve Ticaret Bakan Yardımcısı Vasiliy Şpak, bu proje kapsamında geçen yıl 16,4 bin sivil insansız hava aracı üretildiğini bildirmişti.
Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin ise nisan ayında yaptığı açıklamada, ordunun 1,5 milyondan fazla çeşitli tipte insansız hava aracı aldığını ancak FPV drone sıkıntısı yaşandığını belirtmişti.
National Interest: NATO yardımı Ukrayna’nın askeri olarak geri kalmasına yol açtı
Diplomasi
Birleşik Krallık, Chagos Adaları’nı Mauritius’a devretti

Birleşik Krallık, Chagos Adaları’nın egemenliğini Mauritius’a devretmek için 3,4 milyar sterlin (4,6 milyar dolar) tutarında bir anlaşma imzaladı.
Anlaşma kapsamında, adaların en büyüğü olan Diego Garcia’daki Birleşik Krallık-ABD askeri üssünün kontrolü Birleşik Krallık’ta kalacak.
Başbakan Keir Starmer, Diego Garcia’yı yeniden kiralamak için yapılan 99 yıllık anlaşmanın kendilerine yıllık 101 milyon sterline mal olacağını ve üssü “kötü niyetli etkilerden” korumak için gerekli olduğunu söyledi.
Mauritius Başbakanı Navin Ramgoolam ise anlaşmanın “sömürgecilikten kurtulma sürecini tamamen tamamladığını” söyledi.
Fakat Birleşik Krallık’taki muhalefet liderleri ve şu anda İngiltere’de yaşayan bazı Chagoslular anlaşmayı eleştirdi.
Resmi adı Britanya Hint Okyanusu Toprakları olan Chagos Adaları, Hint Okyanusu’nda, Birleşik Krallık’ın yaklaşık 5.799 mil (9.332 km) güneydoğusunda ve Mauritius’un yaklaşık 1.250 mil kuzeydoğusunda yer alıyor.
Chagos Takımadaları olarak da bilinen adalar, yaklaşık 60 adadan oluşan yedi atolden oluşuyor ve Mauritius’un hâlâ bir İngiliz kolonisi olduğu 1965 yılında Mauritius’tan ayrıldı.
Birleşik Krallık adaları 3 milyon sterline satın almıştı fakat Mauritius, sömürgeci güçten bağımsızlık kazanmak için yapılan anlaşma kapsamında adaları yasadışı bir şekilde vermek zorunda kaldığını savunmuştu.
1960’ların sonunda İngiltere, ABD’yi Chagos Adaları’nın en büyüğü olan Diego Garcia’da bir askeri üs kurmaya davet etti ve bu süreçte binlerce insanı zorla evlerinden ve topraklarından çıkardı.
Britanya ile Mauritius arasındaki Chagos meselesi: ABD de topa girdi
Chagosluların bir kısmı Mauritius ve Seyşel Adaları’na yerleşti; diğerleri İngiltere’ye, çoğunlukla West Sussex’teki Crawley’e göçtü.
Birleşik Krallık, ilk üç yıl boyunca her yıl 165 milyon sterlin ödeyecek. Dördüncü yıldan 13. yıla kadar ise yıllık 120 milyon sterlin ödeyecek. Bundan sonra ödemeler enflasyona endekslenecek.
Starmer, Diego Garcia’nın askeri üs olarak kullanılmaya devam edilmesinin, beş göz ittifakı üyeleri olan İngiltere, ABD, Kanada, Avustralya ve Yeni Zelanda tarafından onaylandığını söyledi ve ABD’nin üssün “işletme masraflarını” karşılayacağını belirtti.
1970’lerin başından beri, Birleşik Krallık ve ABD bu adada ortaklaşa gizli bir askeri üs işletiyor. Hükümet, üssün havaalanı ve derin su limanının yanı sıra gelişmiş iletişim ve gözetleme imkanlarına sahip olduğunu belirtiyor.
Adaya ticari uçuşlar yapılmıyor. Adaya giriş, askeri tesis veya daha önce bu bölgeyi yöneten İngiliz yetkililer tarafından izne tabi.
Diego Garcia, Hint Okyanusu’nun kalbindeki konumu nedeniyle stratejik önemi yüksek bir ada olarak görülüyor.
11 Eylül saldırıları sonrasında ABD’nin “terörle savaş” sırasında, Afganistan ve Irak’ta görev yapmak üzere adadan doğrudan uçakların gönderildiği biliniyor.
Anlaşma, Chagosluları desteklemek için 40 milyon sterlinlik bir güven fonu da içeriyor.
Anlaşma uyarınca, Mauritius Diego Garcia’yı kontrol edecek fakat adaya yeniden yerleşime izin verilmeyecek.
Bernadette Dugasse, Diego Garcia’da doğan ve anlaşmaya karşı son anda İngiltere Yüksek Mahkemesine dava açan iki Chagoslu kadından biri.
Dugasse BBC’ye verdiği demeçte, “Ben Birleşik Krallık’a ait değilim, Mauritius’a ait değilim, Seyşel Adaları’na ait değilim. Ben Diego Garcia’ya aidim,” dedi.
Mahkeme kararıyla anlaşma geçici olarak durdurulmuştu fakat Yüksek Mahkeme itirazı reddetti.
Britanya’da Muhafazakârlar da anlaşmayı eleştirdi. Parti lideri Kemi Badenoch, anlaşmayı “ulusal bir zarar verme eylemi” olarak nitelendirdi.
Parti lideri, “Bu anlaşma bizi Çin’e daha fazla maruz bırakıyor ve Chagos halkının iradesini görmezden geliyor. Ve bunun için milyarlarca pound ödüyoruz,” dedi.
Reform UK lideri Nigel Farage da anlaşmanın “gerekli olmadığını” ve “Çin’in ekmeğine yağ sürdüğünü” ileri sürdü.
ABD Dışişleri Bakanı Marco Rubio, X’te yaptığı bir paylaşımda, Washington’un “bölgesel ve küresel güvenlik için kritik öneme sahip Diego Garcia’daki ABD-İngiltere ortak askeri tesisinin uzun vadeli, istikrarlı ve etkili bir şekilde faaliyetini güvence altına alan” anlaşmayı “memnuniyetle karşıladığını” söyledi.
-
Görüş2 hafta önce
“Ölüm denir mi hiç öylesine?”
-
Amerika2 hafta önce
Zuckerberg ve AI terapistler: Aklınıza mukayyet olun!
-
Görüş2 hafta önce
Hindistan-Pakistan gerilimi: Geleneksel ve sınırlı bir askerî güç gösterisi oyunu
-
Amerika2 gün önce
İki İsrail elçiliği çalışanını öldüren Elias Rodriguez manifesto yazmış
-
Dünya Basını2 hafta önce
Batı’nın Gazze sessizliği
-
Söyleşi2 hafta önce
‘Alman medyası hükümetin halkla ilişkiler departmanı gibidir’
-
Rusya2 hafta önce
Putin’in tarihi 9 Mayıs konuşması: “Muzaffer halka şan olsun!”
-
Asya2 hafta önce
Güney Kore cumhurbaşkanlığı seçimleri kampanyasını başlattı