Bizi Takip Edin

Ortadoğu

NYT: İsrail’in İran saldırısı ABD’deki çatlak nedeniyle rafa kalktı

Yayınlanma

NYT, Trump yönetiminin İsrail’in mayıs ayında İran’ın nükleer tesislerine düzenlemeyi planladığı saldırıya destek vermediğini yazdı. Trump’ın İsrail’in İran saldırısı için onay vermemesinin ardında Beyaz Saray’daki derin görüş ayrılıkları ve nükleer müzakere arayışının ağır basması var.

ABD merkezli New York Times gazetesi (NYT) İsrail’in mayıs ayında İran’ın nükleer tesislerine yönelik saldırı planladığını, ancak bu planın Trump yönetimindeki görüş ayrılıkları sonucunda rafa kaldırıldığını yazdı. Habere göre Trump, yönetimi içinde oluşan şüpheler ve diplomasi yanlısı eğilimler sonucunda İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu’ya destek vermeyi reddetti ve İran’la doğrudan müzakere yoluna gitti.

İran-ABD müzakereleri: Maskat görüşmesi ne anlama geliyor?

Yönetim içinde derin görüş ayrılıkları

Habere göre, Beyaz Saray’da askeri müdahaleyi savunan ve karşı çıkanlar arasında sert tartışmalar yaşandı. Ulusal İstihbarat Direktörü Tulsi Gabbard, İran’a yönelik bir saldırının ABD’yi istemediği şekilde geniş bir çatışmaya sürükleyebileceği uyarısını yaparken; Beyaz Saray Genel Sekreteri Susie Wiles, Savunma Bakanı Pete Hegseth ve Başkan Yardımcısı JD Vance da operasyon planına şüpheyle yaklaştı.

İran’a karşı en sert söylemleriyle bilinen Ulusal Güvenlik Danışmanı Michael Waltz dahi, İsrail’in planlarının, ABD’nin aktif askeri desteği olmadan başarıya ulaşamayacağı görüşüne katıldı. Trump’ın bazı üst düzey danışmanları, İran’dan gelen dolaylı müzakere sinyallerinin ardından diplomasiye bir şans verilmesi gerektiğini savundu.

Başkan Yardımcısı Vance, Trump’a “nükleer bir anlaşma yapmak için benzersiz bir fırsat doğduğunu” söyledi ve müzakerelerin başarısız olması halinde İsrail’e destek verilebileceğini öne sürdü.

Beyaz Saray’da “İran” çekişmesi

Komando baskını ve bombardıman planı

İsrail’in hazırladığı ilk plan, İran’ın yer altı nükleer tesislerine yönelik komandolarla yapılacak bir baskını ve ABD hava desteğiyle gerçekleştirilecek hava saldırılarını içeriyordu. Ancak ABD’li askeri yetkililer, bu planın bazı önemli nükleer tesisleri etkisiz hale getiremeyebileceğini ve operasyonun Ekim ayından önce hazır olamayacağını belirtti.

Netanyahu’nun zaman kaybetmek istememesi üzerine İsrail, ikinci bir plana yöneldi: Mayıs başında başlatılacak yoğun hava bombardımanı. Bu saldırının bir hafta süreceği ve öncelikle İran’ın hava savunma sistemlerinin devre dışı bırakılacağı, ardından nükleer tesislerin hedef alınacağı öne sürüldü.

ABD askeri hazırlık yaptı ama yeşil ışık vermedi

NYT’nin haberine göre, CENTCOM Komutanı General Michael Kurilla ve Güvenlik Danışmanı Waltz, Trump’ın onaylaması halinde ABD’nin İsrail’e nasıl destek verebileceğini görüştü. Bu çerçevede ABD, 15 Mart’tan itibaren Yemen’deki Husilere yönelik saldırıları gerekçe göstererek Ortadoğu’ya ikinci uçak gemisini (Carl Vinson) gönderdi, iki Patriot hava savunma sistemi ve THAAD bataryaları konuşlandırdı. Bu adımların, İsrail’e İran’a karşı potansiyel bir desteğin parçası olduğu iddia edildi.

Ancak yönetim içindeki şüpheciler ağır bastı. Trump, askeri destekten vazgeçerek diplomasiye yöneldi.

Habere göre, General Kurilla, ay başındaki İsrail ziyaretinde bu kararı açıkladı.

İsrail; ABD-İran müzakereleri çökerse saldırı seçeneği için bastırıyor

Trump, Netanyahu’ya desteği yüz yüze reddetti

Netanyahu ise 3 Nisan günü Trump’a telefon ederek konuyu görüşmek istedi. NYT’ye konuşan İsrailli yetkililere göre Trump, İran planlarını telefonda konuşmak istemediğini söyleyip İsrail Başbakanı’nı ABD’ye davet etti. Ziyaret kamuoyuna ticaret görüşmesi olarak sunulsa da asıl gündem İran’dı.

Trump, görüşmeden önce gazetecilere yaptığı açıklamada “İran’la doğrudan müzakerelerin başladığını” ilan etti. Görüşmede ise Netanyahu’ya açıkça, “İran’la görüşmeler sürerken İsrail’in planladığı saldırıya ABD’nin destek vermeyeceğini” ifade etti.

NYT’ye göre, General Kurilla, ay başında İsrail’e yaptığı ziyarette, ABD’nin askeri destek vermeyeceğini resmen bildirdi. Haberde, Trump’ın İran’la askeri tehditleri sürdüren bir söylemle birlikte müzakere teklifini mart ayında Tahran’a ilettiği, İran’ın ise mart sonunda dolaylı müzakerelere açık olduğunu bildirdiği hatırlatıldı.

Ortadoğu

İsrail hükümetinde Haredi krizi: Meclisin feshi için harekete geçildi

Yayınlanma

Tartışmalı askerlik muafliyeti yasası nedeniyle İsrail hükümetinde Haredi krizi derinleşiyor. Haredilerin dini liderleri, Tevrat eğitimi alan yeshiva öğrencilerini askerlikten muaf tutacak yasanın Meclis’ten hâlâ geçirilmemesi üzerine, Birleşik Tevrat Yahudiliği yetkililerine hükümetten çekilmeleri yönünde talimat verdi. Bu gelişme üzerine muhalefet partileri, İsrail Meclisi’nin feshi için yasa tasarısı sunacaklarını duyurdu.

Times of Israel’in İbranice yayın yapan medya organlarına dayandırdığı habere göre, Birleşik Tevrat Yahudiliği -UTJ içindeki üst düzey yetkililer, Meclis Dışişleri ve Savunma Komitesi Başkanı Yuli Edelstein ile yapılan son geceki toplantının başarısızlıkla sonuçlandığını söyledi. Degel HaTorah Partisi lideri Milletvekili Moshe Gafni’nin, partisinin ruhani liderlerinden hükümetten çekilmesi ve meclisin feshi için çalışması yönünde talimat aldığı duyurdu.

“Düşman ordusunda askerlik yapmayız” diyen Harediler polisle çatıştı

Degel HaTorah, UTJ’yi oluşturan iki ana partiden biri. Diğer parti ise UTJ’nin de liderliğini üstlenen Yitzchak Goldknopf’un temsil ettiği Agudat Yisrael Partisi. Agudat Yisrael’in halihazırda Meclis’in feshi ve erken seçim sürecini başlatacak yasa teklifini ilerletmek için çalıştığı iddia ediliyor.

Degel HaTorah’ın dini liderlerinden ve Bnei Brak’taki Slabodka Yeshiva’nın başkanı Haham Moshe Hirsch adına yapılan açıklamada şöyle denildi: “Dün gece milletvekilleri, Edelstein ile yapılan görüşmenin detaylarını Haham Hirsch’e aktardıktan sonra, askerlik meselesinde hiçbir ilerleme sağlanamadığı netleşti. Bu nedenle, yeshiva başkanı yakın zamanda koalisyondan çekilme talimatı verecek.”

Haredi krizi muhalefeti harekete geçirdi

Bu gelişmelere karşılık olarak, muhalefetteki Gelecek Var (Yesh Atid), İsrail Evimiz (Yisrael Beytenu) ve Demokratlar partileri, gelecek çarşamba günü Meclis’in feshine yönelik bir yasa tasarısı sunacaklarını açıkladı. Bu adım, Başbakan Binyamin Netanyahu’ya sorunu çözmesi için bir hafta süre tanınması anlamına geliyor. Ayrıca, teklifin Meclis’te oylamaya sunulması için geçecek süreç de dikkate alınacak.

Askerlik muafiyeti krizi Netanyahu hükümetini düşürebilir mi?

Şas ve UTJ, Meclis’teki iki Haredi partisi olarak, tartışmalı askerlik muafiyeti yasa tasarısının bu yıl 2 Haziran’da sona eren Şavuot Bayramı’na kadar geçirilmesini talep etmişti. Aksi takdirde hükümetin geleceğinin riske gireceği uyarısında bulunmuşlardı.

Ancak yedi milletvekilliği bulunan UTJ, tek başına hükümeti düşürebilecek güce sahip değil. Bu yönde atılacak herhangi bir adımın, koalisyon ortağı Şas’ın da desteğini alması gerekiyor. Netanyahu’nun mevcut koalisyonu, 120 sandalyeli Meclis’te 68 koltukla çoğunluğu elinde bulunduruyor.

Şas Partisi, gelişmelere ilişkin şu ana kadar kamuoyuna herhangi bir açıklama yapmadı.

Aşırı Ortodoks olarak bilinen Harediler daha önce verdikleri birçok ültimatomdan geri adım atmıştı. Ancak son gelişmeler, özellikle İsrail ordusunun genç ultra-Ortodoks erkeklere yönelik celp sayısını artırma planları, Netanyahu ile Haredi partiler arasındaki ilişkinin kopma noktasına geldiğini gösteriyor.

Okumaya Devam Et

Diplomasi

Hamaney’den Trump’a nükleer anlaşma resti

Yayınlanma

Ali Hamaney

Tahran’ın kendi topraklarında uranyum zenginleştirmekten vazgeçmeyeceğini vurgulayan Hamaney’den Trump’a nükleer anlaşma resti geldi: “ABD’nin son teklifi doktrinimize ve pozisyonlarımıza yüzde 100 aykırı.”

İran’ın dini lideri Ali Hamaney İran devriminin kurucusu Ruhullah Humeyni’nin ölümünün 36. yıl dönümü dolayısıyla düzenlenen törende, ABD ile nükleer müzakere süreci, bölgesel ve uluslararası konular hakkında değerlendirmelerde bulundu.

ABD’nin, İran’ın uranyum zenginleştirme faaliyetlerinin tamamen durdurulmasını içeren nükleer anlaşma teklifini, “ulusal bağımsızlığa” yönelik bir tehdit olarak nitelendiren Hamaney, “Nükleer meselede ABD’nin sunduğu plan, ‘biz yapabiliriz’ anlayışına yüzde yüz karşıdır. Ulusal bağımsızlık demek, bir ülkenin ABD ve benzeri ülkelerden gelecek yeşil ya da kırmızı ışığı beklememesi demektir” ifadesini kullandı.

Reuters: İran ABD’nin nükleer teklifini reddetmeye hazırlanıyor

Ülkesi için “nükleer endüstrinin” önemine değinen Hamaney, konuşmasına şöyle devam etti: “İran, büyük çabalar sonucunda nükleer yakıt çevrimini tamamlamayı başardı. Nükleer endüstri sadece enerji amaçlı değildir. Nükleer endüstri bir ana endüstridir. Nükleer endüstriden çok sayıda bilimsel alan etkilenmektedir. Uranyum zenginleştirme nükleer meselenin anahtarıdır. Amerikalıların temel söylemi, nükleer teknolojiye sahip olmamamızdır. Radyofarmasötiklerde (nükleer teknolojiyle üretilen ilaç) ve diğer nükleer tabanlı bilimlerde ‘bize ihtiyaç duyun’ diyorlar. ABD’nin kaba ve kibirli liderleri bunu istiyor. ABD’nin saçmalıklarına cevabımız açıktır. Bu konuda hiçbir halt yapamazlar.”

Hamaney’in gözetimindeki “nükleer müzakere komitesi”nin ABD’nin teklifi ile ilgili “tamamen tek taraflı” ve “Tahran’ın çıkarlarına aykırı” değerlendirmesinde bulunduğu iddia edilmişti.

İsrail’in Gazze’de sürdürdüğü soykırıma dair de konuşan Hamaney, “Bugünkü İslam ülkelerinin Filistin meselesiyle ilgili yapabileceği çok şey var. Bugün tarafsızlık zamanı veya sessiz kalma günü değil. Siyonist rejime herhangi bir şekilde destek veren alnında ebedi bir utanç kalacağından emin olabilir” dedi.

Hamaney, ABD’nin de İsrail’e verdiği destek nedeniyle Gazze’de işlenen suçların ortağı olduğunu ve Amerikan güçlerinin bölgeden çıkarılması gerektiğini söyledi.

Irakçi: Zenginleştirme kırmızı çizgimiz

İran Dışişleri Bakanı Abbas Irakçi da dün Beyrut’u ziyaretinde, ABD’nin Umman üzerinden ilettiği taslakta “çok sayıda belirsizlik ve soru işareti” olduğunu belirterek “İran topraklarında uranyum zenginleştirmeye devam etmek bizim kırmızı çizgimiz” çıkışı yapmıştı. İran Dışişleri Bakanı’nın, “Ancak bu zenginleştirmenin nükleer silah üretimine yol açmamasını sağlamak için adımlar atmaya hazırız” demesi dikkat çekmişti. Irakçi Amerikan teklifine önümüzdeki günlerde yanıt vereceklerini de eklemişti.

Konsorsiyum yeniden mi gündemde?

ABD merkezli haber sitesi Axios’a konuşan İranlı bir yetkili ise Tahran’ın, kendi topraklarında olduğu sürece uranyum zenginleştirmenin bölge ülkelerinden oluşacak bir konsorsiyum ile uranyum zenginleştirmeyi kabul edebileceğini söyledi. Haberde, konsorsiyum önerisinin Amerikan teklifinde de yer aldığı iddia edildi. İranlı üst düzey yetkili ise Axios’a demecinde “İran toprakları” şartını yineledi: “Konsorsiyum İran sınırları içinde faaliyet gösterecekse bu, dikkate alınmayı hak edebilir. Ancak ülke sınırları dışında konuşlandırılırsa, kesinlikle başarısızlığa mahkum olacak.”

İlk başkanlık döneminde İran’la 2015 tarihli nükleer anlaşmadan tek taraflı olarak çekilen, Beyaz Saray’a döndükten sonra Tahran’a yaptırım öngören “azami baskı” politikasını yeniden yürürlüğe koymuştu. Trump, bu baskı ve askeri tehditler eşliğinde İran liderliğine bir mektup göndererek müzakere teklifinde bulunmuştu.

Okumaya Devam Et

Ortadoğu

İsrail, yardım dağıtım noktalarına yaklaşılmasını yasakladı

Yayınlanma

İsrail ordusu, Filistinlilerin, “yenileme ve düzenleme çalışmaları” nedeniyle bugün sözde insani yardım dağıtım noktalarına yaklaşmasının yasaklandığını duyurdu.

Ordu Sözcüsü Avichay Adraee, yaptığı açıklamada, Gazze’deki sözde insani yardım dağıtım noktalarının “yenileme, düzenleme ve verimlilik artırma çalışmaları” nedeniyle bugün açık olmayacağını belirtti.

Sözcü Adraee, “Gazze Şeridi sakinlerine; Gazze İnsani Yardım Vakfının (GHF) çarşamba günü insani yardım dağıtım merkezlerini kapatacağı yönündeki açıklamasına dikkat edin” ifadesini kullandı.

Adraee, bugün, “çatışma bölgeleri kabul edilen” sözde yardım dağıtım noktalarına giden yollarda hareket etmenin ve dağıtım merkezleri bölgelerine girişin kesinlikle yasak olduğunu vurguladı.

İsrail ordusunun, dün sabah Gazze Şeridi’nin güneyindeki Refah kentinin El-Alem isimli sözde yardım dağıtım noktasında insani yardım bekleyen Filistinlileri hedef alması sonucu 27 kişi hayatını kaybetmişti.

Gazze’deki Filistin hükümetinin Medya Ofisinden dün yapılan açıklamada, İsrail ordusunun, 27 Mayıs’tan bu yana İsrail-ABD güdümlü Gazze İnsani Yardım Vakfı tarafından “yardım” adı altında kurulan dağıtım bölgelerinde açlıkla boğuşan Filistinlileri hedef alan saldırılarında 102 kişinin öldüğü, 490 kişinin de yaralandığı duyurulmuştu.

İsrail’in Gazze’de kullandığı yeni silah: Yardım dağıtımları

ABD’nin üstlendiği İsrail’in desteklediği Gazze İnsani Yardım Vakfı, 27 Mayıs’ta “Gazze’de operasyona başladığını” ve sözde yardım dağıtımı için tırların yola çıktığını açıklamıştı.

İsrail ordusu ise Gazze Şeridi’nde 3’ü güneyde, biri kuzeyde olmak üzere 4 sözde yardım dağıtım merkezi kurulduğunu duyurmuştu.

Gazze Şeridi’ni kantonlara bölerek yaklaşık yüzde 80’inden fazlasını Filistinliler için yasak bölge ilan eden İsrail ordusunun açıklamasında, sözde yardım dağıtım merkezlerinden Morag Koridoru üzerindeki 2’sinin faaliyetlerine başladığı kaydedilmişti.

Sözde yardım dağıtımının ilk gününde, İsrail ordusunun açlığa maruz bıraktığı Filistinlilerin Tel Sultan’daki merkeze akın etmesi nedeniyle çıkan kargaşada açılan ateş sonucu 3 Filistinli hayatını kaybetmiş, onlarcası yaralanmıştı.

GHF kontrolündeki dağıtım noktasından gelen görüntüler, sosyal medya kullanıcıları tarafından 2. Dünya Savaşı’nda Alman Nazilerin kurduğu toplama kamplarında çekilen sembol fotoğrafa benzetilmişti.

Okumaya Devam Et

Çok Okunanlar

English