Bizi Takip Edin

AMERİKA

Pentagon’un gizli yapay zeka programına verilen manidar isim

Yayınlanma

Geçen hafta açıklanan bütçe belgelerine göre ABD Savunma Bakanlığı (Pentagon), askerler üzerindeki ‘bilişsel yükü en aza indirecek’ yüksek teknolojili bir programın peşinde.

40 milyar doların üzerindeki programa verilen isim ise ilgi çekici. The Intercept’te yer alan habere göre, programın kod adı ‘CARCOSA’. Aslen, R. W. Chambers’ın kurgusal kenti olan Carcosa ve yarattığı ‘Sarı Kral’ miti, ünlü Amerikan polisiye dizisi True Detective’in birinci sezonunda da geçiyordu. Dizide Carcosa ve Sarı Kral, ünlü ve zengin isimlerin içinde yer aldığı bir pedofil çetesini anlatan semboller arasındaydı.

Program, Pentagon’un fütüristik silahların ve askeri yeteneklerin geliştirilmesini finanse eden önde gelen kuruluşu olan Savunma İleri Araştırma Projeleri Ajansı ya da kısa adıyla DARPA tarafından denetleniyor. 

The Intercept’e göre, “Elbette ordunun CARCOSA’sının böyle bir şeye karıştığına dair hiçbir kanıt yok; fakat Beyaz Saray’ın ‘tehlikeli komplo teorileriyle’ mücadeleye öncelik verdiği bir dönemde DARPA’nın komplo kalabalığına neden böyle bir yem sağladığı belirsiz.”

The Intercept, bu garip tesadüften haberdar olup olmadığını ya da ajansta bir True Detective hayranı olup olmadığını sormak için DARPA’ya ulaştı ama DARPA cevap vermedi.

Pentagon’un CARCOSA’sı, geleceğin hızlı hareket eden savaş alanında neler olup bittiğini yansıtan bilgileri elde etmeyi, sıralamayı ve görüntülemeyi amaçlayan yapay zeka güdümlü bir toplayıcı olan kendi ‘bilgi tapınağı’ olarak nitelendiriliyor.

DARPA’nın yeni 2025 mali yılı bütçe talebinde, “Carcosa programı, taktik operasyonlar sırasında savaşçılar tarafından kullanılmak üzere siber teknolojiler geliştiriyor ve sergiliyor. Carcosa siber teknolojisi, sahadaki savaşçılara anlık savaş alanlarına ilişkin gelişmiş durumsal farkındalık sağlamayı amaçlamaktadır,” deniyor.

DARPA, CARCOSA’nın ‘taktik siber operatörler üzerindeki bilişsel yükü en aza indirmeye’ yardımcı olacağını söylüyor. The Intercept’in deyişiyle, ‘hepimizin her gün uğraşmak zorunda kaldığı aşırı bilgi yükünün neden olduğu baş ağrıları’ ile.

The Intercept şöyle devam ediyor. “Ukrayna ve İsrail gibi yüksek yoğunluklu savaş alanlarındaki bireysel siber savaşçılar, kendi iletişim ve BT sistemlerinden, istihbarat girdilerinin sanal Niagara’sından ve bilgisayarlar, makineler ve dronlar aracılığıyla yapılan elektronik saldırılardan gelen verilerle dolup taşıyor. Tüm bunların ötesinde, modern savaş alanı, düşmanın gördüklerini ve inandıklarını manipüle etmeyi amaçlayan ‘bilgi operasyonları’ için bir mekandır.”

CARCOSA, savaş alanı komutanlarına ‘saldırı ve savunma amaçlı siber uzay ve elektronik savaş operasyonlarının tüm yönleri hakkında teknik ve taktik tavsiyeler’ sağlayan Siber Uzay ve Elektromanyetik Faaliyetler veya CEMA adlı bir ordu görev sahasını destekleyecek. Ordu, CEMA operatörlerinin çok bilgiye boğulduğunu ve sinyali gürültüden ayırmaya yardımcı olmak için artırılmış istihbarat teknolojisine ihtiyaç duyduklarını söylüyor.

CARCOSA, ‘Cyber-Augmented Reality and Cyber-Operations Suite for Augmented Intelligence’ın kısaltması. ‘Artırılmış gerçeklik’, Apple’ın Vision Pro kulaklığı gibi, kullanıcının gerçek dünya görüşünün üzerine bilgisayar tarafından oluşturulmuş görüntüler üreten sürükleyici teknolojiyi ifade ediyor.

Program, en azından belirsiz bütçe belgelerine göre, hepsi de savaşın yeni bir gerçekliğini yenmeyi amaçlayan çeşitli teknolojilerin geliştirilmesini destekliyor.

AMERİKA

ABD’li senatör: Musk’ın Çin bağlantıları ABD ulusal güvenliği için ‘derin bir tehdit’

Yayınlanma

Elon Musk’ın yeni Donald Trump yönetimine katılımı, olası çıkar çatışmaları nedeniyle incelemeye alınırken, bir senatör Tesla ve SpaceX CEO’sunun Çin ile olan iş bağlarının ABD ulusal güvenliğini tehlikeye atabileceği uyarısında bulundu.

Senato’nun gizlilik, teknoloji ve hukuk alt komitesi başkanı Richard Blumenthal, “Bunun tehlikeli olmanın ötesinde olduğunu düşünüyorum. Bay Musk ve SpaceX’in bu pozisyonda olmasının ulusal güvenliğimiz için derin bir tehdit olduğunu düşünüyorum,” dedi.

Cumhuriyetçi Trump, Musk’ın federal kurumlarda potansiyel olarak büyük kesintilerin yanı sıra düzenlemelerde yapılacak değişiklikleri denetlemeyi amaçlayan bir hükümet verimlilik komisyonuna eş başkanlık edeceğini söyledi.

Tesla araçlarının yarısını, satışlarının da üçte birini gerçekleştirdiği Çin’de üretirken, ABD Savunma Bakanlığı ve diğer devlet kurumları da SpaceX’e giderek daha fazla bağımlı hale geliyor.

Musk’ın Çin ve Başbakan Li Qiang da dahil olmak üzere bazı üst düzey yetkilileriyle olan yakın iş ilişkileri, Pekin tarafından özellikle geçiş döneminin ilk günlerinde Trump’a bir arka kanal olarak değerlendirilebileceğine dair haberlere yol açtı.

Salı günü ABD’li teknoloji şirketleri ve bu şirketlerin Çin ile olan ilişkilerinin ele alındığı bir oturumda konuşan ve 2011 yılından bu yana Connecticut’ta Demokrat senatör olarak görev yapan Blumenthal, Musk’ın Pekin ile olan bağlarının istismar edilebileceğini savundu.

ABD’de Musk ve Ramaswamy “hükümet verimliliğini” denetleyecek

Okumaya Devam Et

AMERİKA

ABD, Filipinler’e Pekin’e karşı kullanması için insansız deniz aracı veriyor

Yayınlanma

Analistler, Washington’ın Manila’ya gelişmiş insansız hava araçları sağlamasının Filipin Donanması için bir “güç çarpanı” görevi göreceğini ve ABD’nin müttefikinin Güney Çin Denizi’nde Çin’e karşı gözetleme ve operasyonel kabiliyetlerini artıracağını söylüyor.

ABD Savunma Bakanı Lloyd Austin salı günü Filipinler’e yaptığı iki günlük ziyaret sırasında ABD hükümetinin Filipin Donanmasına Batı Filipin Denizi’ndeki operasyonları için açıklanmayan sayıda insansız deniz aracı (USV) verdiğini açıkladı.

Biden yönetimi sona ermeden önce “çok daha fazlasının” teslim edileceği sözünü verdi.

Austin, Filipinler Savunma Bakanı Gilberto Teodoro Jnr ile birlikte Batı Filipin Denizi’ne bakan ve ABD-Filipin ortak askeri tesisine ev sahipliği yapan Puerto Princesa, Palawan’da düzenlediği basın toplantısında şunları söyledi: “Temmuz ayındaki ziyaretim sırasında açıkladığım 500 milyon ABD doları tutarındaki yabancı askeri finansmanla, Filipinler’in münhasır ekonomik bölgesi (MEB) boyunca haklarını ve egemenliğini savunacak yetenek ve araçlara sahip olmasını sağlamaya yardımcı olmak için bunun gibi daha birçok platformun teslim edilmesini bekliyoruz.”

Austin, ABD’nin “Filipinler’in savunmasına derinden bağlı olduğunu” ve Manila ile olan Karşılıklı Savunma Anlaşmasının “Güney Çin Denizi’nin herhangi bir yerinde, sahil güvenlik güçlerimiz de dahil olmak üzere silahlı kuvvetlerimize, uçaklarımıza veya kamu gemilerimize yönelik silahlı saldırılar için geçerli olduğunu” yineledi.

Okumaya Devam Et

AMERİKA

ABD’nin nükleer modernizasyon planı: Pentagon’dan kritik açıklama

Yayınlanma

ABD Savunma Bakanlığı (Pentagon), ülkenin nükleer cephaneliğini artırma ve modernize etmeyi planlandığını açıkladı. Bu adımın, caydırıcılık kabiliyetini güçlendirmek amacıyla hayata geçirileceği ifade edildi.

Nükleer politikalardan sorumlu savunma bakan yardımcısı Richard Johnson, bu hedefin gerekirse nükleer kuvvetlerdeki stratejik ayarlamaları da içereceğini belirtti.

Johnson, Washington merkezli Stratejik ve Uluslararası Çalışmalar Merkezi’nde (CSIS) düzenlenen konferansta yaptığı konuşmada, “Bugün mevcut ABD kuvvetlerine ve doktrinine güveniyoruz. Fakat, eğer caydırıcılık kabiliyeti yetersiz kalırsa, bu eksikliği zamanında gidermeye hazır olmalıyız,” dedi.

Johnson, ABD’nin nükleer doktrinini, silahların modernizasyon programını ve kuvvetlerin hazır olma durumunu gerektiğinde yeniden değerlendireceğini vurguladı.

Yetkili, “Caydırıcılık başarısız olsa bile Washington, belirlediği hedeflere ulaşabilecek kapasitededir,” ifadesini kullandı.

20 Kasım’da, ABD Silahlı Kuvvetleri Stratejik Komutanı (STRATCOM) General Anthony Cotton, ABD’nin, Rusya ve Çin’e ek olarak “üçüncü taraf” tehditlerine karşı yeterli güçlere sahip olup olmadığını inceleyeceğini bildirmişti.

Cotton, günümüz tehditlerinin, nükleer modernizasyonun başladığı dönemden çok daha karmaşık hale geldiğini belirterek, “Stratejik planlama artık Rusya ve Çin’in giderek artan agresif tavırlarına uygun şekilde yeniden şekillendirilmelidir,” değerlendirmesini yapmıştı.

STRATCOM temsilcisi Tuğamiral Thomas Buchanan ise ABD’nin, potansiyel düşmanlara karşı caydırıcılık sağlayacak bir cephaneliğe sahip olması gerektiğini, aksi takdirde nükleer saldırı senaryolarının devreye girebileceğini söylemişti.

Öte yandan, 19 Kasım’da Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin, Rusya’nın nükleer doktrininde önemli değişiklikler içeren güncellemeleri onayladı.

Yeni doktrine göre, insansız hava araçları veya nükleer olmayan seyir füzeleri ile yapılan saldırılarda ya da toprak kaybetme tehdidi karşısında nükleer silah kullanımının mümkün olduğu açıklandı.

Ayrıca, diğer nükleer güçlerin dolaylı olarak çatışmaya dahil olması, Moskova tarafından “saldırı” olarak değerlendirilecek.

Bu kapsamda, yalnızca Rusya’nın değil, müttefiki Belarus’un toprak bütünlüğüne yönelik tehditler de agresif bir tutumla karşılanacak.

Stockholm Barış Araştırmaları Enstitüsü’ne (SIPRI) göre, Ocak 2023 itibarıyla Rusya’nın 4 bin 500, ABD’nin ise 3 bin 700 nükleer savaş başlığı bulunuyor.

Rusya’nın nükleer doktrinini güncellemesi ne anlama geliyor?

Okumaya Devam Et

Çok Okunanlar

English