Bizi Takip Edin

Ortadoğu

PYD, HTŞ ile masaya oturmaya hazır: “Onlar kendi yerlerinde olsun, biz kendi yerimizde”

Yayınlanma

salih müslim

PKK’nın Suriye’deki kolu Demokratik Birlik Partisi’nin (PYD) Başkanlık Konseyi üyesi Salih Müslim, Suriye’deki yeni süreçte Heyet-i Tahrir Şam (HTŞ) örgütüyle diyaloğa açık olduklarını söyledi.

PYD’nin eski eş genel başkanı Müslim, “HTŞ bize bir adım atarsa biz iki adım atarız” dedi.

Telefon yoluyla BBC Türkçe’nin sorularını yanıtlayan Müslim, “HTŞ’nin çok güzel laflar ettiğini, bunları pratiğe uygulamasını beklediklerini” belirtti.

Türkiye’nin denetimindeki Suriye Milli Ordusu (SMO) oluşumunun Münbiç gibi yerlerdeki PYD’nin silahlı gücü Halk Savunma Birlikleri’ne (YPG) yönelik saldırıları nedeniyle Türkiye’ye tepki gösteren Müslim, bununla birlikte Ankara ile iletişime hazır olduklarını da söyledi.

Müslim, HTŞ’ye yaklaşımlarını anlatırken, geçmişte HTŞ’nin öncülü El Nusra ile çatışmaları olduğunu, o dönemden onları tanıdıklarını belirtti: “Biz onlarla Nusra Cephesi iken; Kobani’de, Serekaniye’de, Afrin’de çatışıyorduk. Birbirimizi iyi tanıyoruz. Teknik olarak görüşmeler oluyordu, bize yol veriyorlardı, biz yol veriyorduk, öyle şeyler oluyordu. Ahmed El Şara yani Colani… 2012’den onlar Nusra Cephesi iken onları biliyorduk.”

“Halep’te bize mesaj yolladılar…”

Müslim, son süreçte örgüt ile aralarında siyasi müzakerelerin yaşanmadığını ancak HTŞ’nin Halep operasyonu sırasında YPG’ye mesaj yolladığını söyledi: “Halep meselesinde olumlu davrandılar. ‘Onlara saldırmak istemiyoruz’ diye haber yolladılar. Gerçekten de uzak durdular. Olumlu bir şey. Umarız devam eder. Ama bütün Suriye için veya Suriye’nin politik çözümleri için şimdiye kadar bir görüşmemiz olmadı.”

Müslim, HTŞ’yi Suriye’nin parçası olarak gördüklerini söyledi: “Biz kim bizimle oturmayı kabul ederse diyaloğa hazırız. HTŞ’ye gelince, onlar da Suriye’nin bir parçasıdır. Düşüncesi, ideolojisi ne olursa olsun bir arada yaşamak istiyoruz; Suriye’nin içinde, istikrar içinde. Onlar kendi yerlerinde olsun, biz kendi yerimizde olalım.”

Geçmişte yaşananları düşündüklerinde HTŞ ile ilgili kaygıları olup olmadıklarına dair soruya ise şu yanıtı verdi Müslim: “Çok güzel laflar ediyorlar. Kardeşlikten vs. bahsediyorlar. Bunların pratiğe uygulanması konusunda geçmişe baktığımızda kaygılarımız var tabii, pratikte bunların ispatlamaları gerekiyor.”

Birçok ülkenin HTŞ’yi “terör örgütü” olarak tanımladığının hatırlatılması üzerine Müslim, “Söylem olarak şimdi öyle bir şey görmüyoruz. Beraber yaşayabiliriz. Gerçekten bir çözüme yönelirse, biz kabul ederiz. Ama kalkıp, ‘Hilafet kuracağım, herkes Müslüman olacak, bazı Yezidileri öldürüp cennete gideceğiz vs.’ gibi bir tutum olursa tabii o zaman terörist kalır.”

“HTŞ’ye bu aşamada bir fırsat verildi. Eğer bu fırsatı kullanırsa, eğer değiştiğini kanıtlarsa, eğer bu kardeşlik, kapsayıcılık söylemlerinde samimiyse biz de ona olumlu adım atarız. Ama eğer değilse de karşı karşıya geliriz.”

Müslim, “Deyrizor’da bazı IŞİD mensuplarının kendilerine saldırılar düzenlediğini ve saldırıları HTŞ adına yaptıklarını söylediklerini” savundu ve HTŞ’nin bunu önlemesi gerektiğini söyledi.

Müslim, genel olarak Suriye’de başlayan geçiş sürecinde nasıl bir rol üstlenmeyi hedefledikleri konusunda ise geçmişteki Birleşmiş Milletler (BM) nezdindeki Cenevre görüşmelerine PYD’nin davet edilmediğini hatırlattı ve “bunun bir hata olduğunu” söyledi.

Müslim, şöyle devam etti: “Herkes 2254’ten (BM Güvenlik Konseyi’nin Suriye ile ilgili kararı) bahsediyordu. Şimdi tekrar o çabalardan bahsediliyor. Şimdi sen Kuzey Doğu Suriye’yi ihmal edemezsin. Onların temsilcileri var, burada özerk yönetim var, silahlı güçleri var. Eğer bir sorunu çözmek istiyorsan bütün tarafları bir masa etrafında toplarsın. Çözümü düşünen güçler, uluslararası güçler, Birleşmiş Milletler, diğer ülkeler, hegemon güçler eğer gerçekten çözüm istiyorlarsa o zaman hepimizin bir masada olması gerekiyor.”

“Niye Münbiç’e saldırıyorsun”

Müslim, SMO oluşumunun kendi çizgilerindeki silahlı güçlere yönelik saldırılarını eleştirdi: “Bu saldırılar, örneğin bu Münbiç’teki saldırılar neyin nesi oluyor? Niye saldırıyorsunuz? Biz mecbur kaldık, 120 bin kişiyi başka yerlere naklettik ki bunların hepsi Afrin’den göç etmiş insanlar.”

PYD’nin de SMO ile ateşkes yönünde bir iletişimin olup olamayacağını sorusu üzerine Müslim, “bunun Türkiye’ye bağlı olduğunu” belirtti ve “saldırıların Türkiye’nin yönlendirmesiyle yapıldığını” savundu. Bu grupları “Kürt düşmanlığıyla” suçlayan Müslim, mensupları için ise “Bu bölgeden değiller” dedi.

“PYD’nin Türkiye ile son dönemde doğrudan veya dolaylı bir iletişimi oldu mu” sorusuna “Hayır” yanıtını veren Müslim, “Çünkü Türkiye istemiyor. Türkiye ile bir iletişim kanalı girişimi benim bilgim dahilinde değil ama bazıları dolaylı olarak yani arabulucularla bazı haberler yollanıyor dedi. Ama nasıl olduğunu bilmiyorum” diye ekledi.

Müslim, “Ankara ile iletişim mümkün mü?” sorusuna ise “Türkiye isterse biz varız” dedi.

‘ABD güçlerinin ayrılmasını beklemiyorum’

Suriye’nin yeni döneminde merak edilenlerden biri de ABD’de Donald Trump’ın göreve başlayacağı da düşünüldüğünde Suriye’deki ABD güçlerinin geleceği.

PYD, ABD’nin Suriye’deki en önemli müttefiki konumunda.

Müslim, bu ilişkinin geleceğiyle ilgili soruları yanıtlarken “çıkarlara” vurgu yaptı: “DAEŞ’e karşı savaşta beraber bir şeyler yaptık. Şimdiye kadar biz dürüst kaldık. Onlar da dürüst kaldı. Bu devam ediyor. Çekilebilirler ama bu bizim yok olacağımız manasına gelmez. Biz önceden de vardık. Ama Amerikan politikaları uzun vadelidir, bir başkanlıkla değişecek şey değildir. ABD’nin Ortadoğu’ dan çekileceğini sanmıyorum.”

Müslim bu durumda aralarındaki işbirliğinin sürüp sürmeyeceğine ilişkin ise “Onların çıkarları öyle istiyor. Kendi çıkarları için; bizim kara gözümüz için değil. Bizimkisi bir çıkar ilişkisi. Onların çıkarları bizim çıkarlarımızın da yararınadır diye düşünüyorum” yorumunu yaptı.

Ortadoğu

İran: Nükleer sanayinin gelişiminin durdurulmasına izin vermeyeceğiz

Yayınlanma

İran Atom Enerjisi Kurumu, Fordo, Natanz ve İsfahan’daki nükleer tesislere yönelik saldırıları ‘vahşi bir eylem’ olarak nitelendirdi. Kurum, ABD Başkanı Trump’ın sorumluluğunu üstlendiği saldırıları kınayarak uluslararası toplumu bu ‘orman kanununa dayalı hukuksuzluğu’ kınamaya çağırdı ve nükleer sanayinin gelişiminin durdurulmasına izin verilmeyeceğini vurguladı.

İran Atom Enerjisi Kurumu, Fordo, Natanz ve İsfahan’daki nükleer tesislerine yönelik saldırıları “vahşi bir eylem” olarak nitelendirerek, bu saldırıların uluslararası hukuka ve Nükleer Silahların Yayılmasının Önlenmesi Antlaşması’na (NPT) aykırı olduğunu bildirdi.

Kurum tarafından yapılan açıklamada, ABD Başkanı Donald Trump’ın saldırıların sorumluluğunu üstlendiği belirtilerek, uluslararası toplum bu durumu kınamaya davet edildi.

‘UAEA’nın kayıtsızlığı ve suç ortaklığıyla yapıldı’

İran Atom Enerjisi Kurumu’ndan yapılan açıklamada, “Siyonist düşmanın son günlerdeki barbarca saldırılarının ardından İran’ın Fordo, Natanz ve İsfahan’daki nükleer tesisleri bu sabah uluslararası hukuka, özellikle de NPT’ye aykırı vahşi bir saldırıya maruz kalmıştır,” ifadeleri kullanıldı.

Açıklamada, bu eylemin Uluslararası Atom Enerjisi Ajansı’nın (UAEA) “kayıtsızlığı ve hatta suç ortaklığı” gölgesinde gerçekleştirildiği öne sürüldü.

Kurum, ABD’nin, UAEA tarafından sürekli denetlenen bu tesislere yönelik saldırının sorumluluğunu üstlendiğini duyurdu.

Açıklamada, “Amerikalı düşman, siber ortam üzerinden ve başkanının diliyle, söz konusu tesislere yönelik bu saldırının sorumluluğunu üstlendiğini ilan etmiştir,” denildi.

Uluslararası topluma kınama çağrısı

Açıklamada, uluslararası toplumun “orman kanununa dayalı bu hukuksal kaosu” kınaması ve meşru haklarını elde etme yolunda İran’ın yanında yer alması beklentisi dile getirildi.

İran Atom Enerjisi Kurumu, düşmanların komplolarına rağmen nükleer sanayinin gelişiminin durdurulmasına izin verilmeyeceğini vurguladı.

Açıklamada, “Kurumumuz, binlerce devrimci ve gayretli bilim insanı ve uzmanın çabasıyla, nükleer şehitlerin kanlarının bir meyvesi olan bu milli sanayinin gelişim seyrinin durdurulmasına izin vermeyecektir,” ifadelerine yer verildi.

Kurumun, gerekli yasal takibat dahil olmak üzere İran halkının haklarını savunmayı öncelikleri arasına aldığı belirtildi.

Trump saldırıları üstlenmişti

ABD Başkanı Donald Trump, sosyal medya platformu Truth Social üzerinden yaptığı bir paylaşımda, Amerikan kuvvetlerinin Fordo, Natanz ve İsfahan dahil olmak üzere İran’a ait üç nükleer tesise başarılı saldırılar düzenlediğini bildirmişti.

Trump, “Operasyona katılan tüm uçaklar İran hava sahasını terk etti,” diye eklemişti.

Okumaya Devam Et

Ortadoğu

ABD, İran’daki nükleer tesisleri bombaladı, İran misilleme başlattı, İsrail’de sirenler çalıyor

Yayınlanma

Donald Trump, ABD’nin İran’daki üç nükleer tesisi vurduğunu açıkladı. İran ise “hasar görmedik” dedi. Tahran, İsrail’e yönelik füze saldırıları başlattı. İsrail ordusu İran misilleme saldırılarını duyurdu. 10 füzenin isabet ettiği bildirildi.

ABD Başkanı Trump, ABD uçaklarının Fordo, Natanz ve İsfahan’a bomba attığını ve İsrail’in İslam cumhuriyetine karşı hava harekatına katıldığını söyledi.

İran’a saldırı kararı, “sonsuz savaşları” sona erdirecek bir barış elçisi olacağına dair vaatlerle ikinci dönemine giren Trump’ın başkanlığının potansiyel bir dönüm noktası olarak değerlendiriliyor.

Saldırı, İran’ın ABD’ye, özellikle bölgedeki askeri üs ve gemilere ve petrol tedariki gibi diğer çıkarlarına misilleme yapma ihtimalini beraberinde getiriyor. İran misilleme saldırılarının ABD’yi hedef alması halinde ise Trump tekrar karşılık vereceklerini söyledi.

Bu saldırı, Trump’ın MAGA (Amerika’yı Yeniden Büyük Yap) tabanının, ABD’nin İran ile savaşa girmesini istemeyen şahinler ile ABD’nin dış çatışmalardan uzak durması gerektiğini düşünenler arasında şiddetli bir bölünme yaşadığı bir dönemde, başkan için siyasi bir kumar niteliği taşıyor.

Trump, cumartesi akşamı Beyaz Saray’da ulusal güvenlik toplantısı düzenledikten sonra Truth Social’da “Fordo, Natanz ve İsfahan dahil olmak üzere İran’daki üç nükleer tesise yönelik çok başarılı saldırımızı tamamladık. Tüm uçaklar şu anda İran hava sahası dışında” diye yazdı.

“Ana hedef olan Fordo’ya tam yük bombalar atıldı. Tüm uçaklar güvenli bir şekilde eve dönüyor” dedi.

ABD Başkanı, Amerikan uçakları ve denizaltılarıyla gerçekleştirilen saldırı sonucu, İran’ın kilit nükleer zenginleştirme tesislerinin “tamamen yok edildiğini” öne sürdü.

Devlet medyasına göre İranlı yetkililer üç nükleer tesise düzenlenen saldırıyı doğruladı.

İran’a düzenlenen saldırıda İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu ile takım olarak çalıştıklarını belirten Trump, “İran barış yapmak zorunda. Bu yapılmazsa sonraki saldırılar çok daha ağır olacak” diye konuştu.

“Amacımız İran’ın nükleer zenginleştirme kapasitesini yok etmek ve dünyanın bir numaralı terör destekçisi devletinin oluşturduğu nükleer tehdidi durdurmaktı” ifadelerini kullanan Trump, geceki saldırıları “muhteşem bir başarı” olarak değerlendirdi.

Beyaz Saray’dan üst düzey bir yetkiliye göre, ABD Başkanı ve İsrail Başbakanı Benjamin Netanyahu saldırıların ardından görüştü. Yetkili, ABD’nin İsrail’e nükleer tesisleri bombalama planını önceden bildirdiğini de sözlerine ekledi.

Tahran’ın menzilindeki ABD üsleri

‘TESİS TAHLİYE EDİLMİŞTİ’

İran parlamentosu başkanının danışmanı, Tahran’ın Fordo’ya saldırı beklediğini söyledi.

Mahdi Mohammadi, X’te “İran’ın bakış açısından, çok garip bir şey olmadı” diye yazdı.

“İran birkaç gecedir Fordoy’a saldırı bekliyordu. Tesis bir süredir tahliye edilmişti ve saldırıdan geri dönüşü olmayan bir hasar görmedi.”

İran’ın en kritik nükleer tesislerinden Fordo’ya ABD’nin saldırısının ardından tesiste nükleer sızıntı olmadığı bildirildi.

Fordo’daki uranyum zenginleştirme tesisinin bulunduğu Kum eyaletinden bir Valilik yetkilisi, AA muhabirine açıklama yaptı.

Yetkili, “Fordo nükleer tesisi Amerika Birleşik Devletleri tarafından saldırıya uğramış ve bu tesise zarar verilmiştir ancak içinde ve çevresinde herhangi bir nükleer sızıntı bulunmamaktadır” ifadelerini kullandı.

Öte yandan İran devlet televizyonu, saldırı haberlerini teyit etmeden tesislerin daha önceden boşaltıldığını ve nükleer malzemelerin başka bir yere taşındığını duyurmuştu.

WASHINGTON TAHRAN İLE İLETİŞİME GEÇTİ

Trump, Truth Social’da ikinci bir paylaşımda “İRAN ARTIK BU SAVAŞI SONLANDIRMAYI KABUL ETMELİ” dedi. “BU, AMERİKA BİRLEŞİK DEVLETLERİ, İSRAİL VE DÜNYA İÇİN TARİHİ BİR AN” ifadelerini kullandı.

ABD’nin, İran’daki üç nükleer tesisi vurduktan sonra Tahran ile iletişime geçerek amacının rejim değişikliği olmadığını ilettiği iddia edildi.

Amerikan CBS News’in ABD’li kaynaklarına dayandırdığı habere göre, Washington yönetimi İran’daki üç nükleer tesisi vurmasının ardından Tahran’a diplomatik bir mesaj ileterek, bu saldırıların tamamen kendileri tarafından gerçekleştirildiğini ve rejim değişikliği yapmak gibi bir niyetlerinin olmadığını vurguladı.

CBS News, daha önce de ABD yönetimindeki birçok kaynaktan aldığı bilgiye dayanarak, Başkan Trump’ın İran’ın dini lideri Ayetullah Ali Hamaney’i öldürme planına karşı çıktığını aktarmıştı.

NETANYAHU’DAN TEŞEKKÜR

İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu, İran’ın üç nükleer tesisine saldırı düzenlediklerini duyuran ABD Başkanı Trump’a teşekkür etti.

Başbakan Netanyahu, X hesabından, İran’ın nükleer tesislerini vurma kararı alan ABD Başkanı Trump’a görüntülü teşekkür mesajı yayınladı.

Netanyahu, “Tebrikler Başkan Trump. ABD’nin muhteşem ve hakkaniyetli gücüyle İran’ın nükleer tesislerini hedef alma yönündeki cesur kararınız tarihi değiştirecek” ifadesini kullandı.

İsrail’in İran’a başlattığı saldırılarla “şaşırtıcı işler” yaptığını öne süren Netanyahu, ABD’nin, bu gece gerçekleştirdiği saldırıyla gerçekten “eşsiz bir başarıya imza attığını” savundu.

ABD’nin İran’a saldırısının Orta Doğu’yu barışa taşıyacak “tarihi bir dönüm noktası” olduğunu savunan Netanyahu, “Başkan Trump ve ben sık sık güç yoluyla barış deriz. Önce güç gelir, sonra barış gelir. Ve bu gece Başkan Trump ve ABD büyük bir güçle hareket etti” iddiasında bulundu.

NEYLE VURULDU?

ABD’nin, İran’ın üç nükleer tesisinden en önemlisi olan Fordo’yu 6 sığınak delici mühimmat kullanarak vurduğu, diğer iki tesisin ise bölgedeki Amerikan denizaltılarından fırlatılan 30 Tomahawk füzesiyle yok edildiği iddia edildi.

Fox News sunucusu Sean Hannnity, canlı yayınlanan programında, ABD Başkanı Donald Trump’la az önce telefonla görüştüğünü ve Trump’ın kendisine İran’ın nükleer tesislerine yönelik saldırılarda yaklaşık 645 kilometre uzaklıktaki Amerikan denizaltılarından 30 Tomahawk füzesinin de fırlatıldığını ilettiğini söyledi.

Daha önce İran’ın Fordo nükleer tesisi için en az 2 adet GBU-57 A/B “Büyük Ordonat Delici” sığınak avcısı (bunker buster) mühimmat kullanılması gerektiğinin dile getirildiğini hatırlatan Hannity, ancak ABD Başkanı ile yaptığı konuşmada 6 sığınak delici mühimmatın kullanıldığını öğrendiğini belirtti.

Hannity, “Diğer iki büyük İran nükleer tesisi olan Natanz ve İsfahan, yaklaşık 645 kilometre uzaktaki Amerikan denizaltıları tarafından fırlatılan 30 Tomahawk füzesiyle yok edildi.” ifadelerine yer verdi.

B-2’LER DE KATILDI

ABD daha önce, Guam’daki bir üsse doğru yola çıktığı sanılan B-2 hayalet bombardıman uçaklarını hareket ettirmişti. B-2’lerin taşıdığı Amerikan “bunker buster” bombaları, bir dağın derinliklerine gömülü olan İran’ın Fordo’daki uranyum zenginleştirme tesisini yok etmek için en uygun silah olarak görülüyordu.

Amerikan Axios haber sitesinin İsrailli bir yetkiliden aldığı bilgiye göre, saldırıda B-2 ağır bombardıman uçakları da kullanıldı.

‘ANAYASAYA AYKIRI’​​​​​​​

Kongre’deki Cumhuriyetçi dış politika şahinleri, başkanın askeri hamlesini alkışladı. ABD Senatörü Lindsey Graham, “Bu doğru bir karardı. Rejim bunu hak ediyor” dedi. Güçlü Senato Dış İlişkiler Komitesi Başkanı Senatör Jim Risch, İsrail’e yardım etmek için Trump’ın “kararlı eylemini” alkışlayarak, “Bu sonsuz bir savaşın başlangıcı değil. İran topraklarında Amerikan askerleri olmayacak” dedi.

Demokrat ABD senatörü John Fetterman da Trump’ı överek, başkanın “doğru hamle” yaptığını söyledi.

Ancak Cumhuriyetçi temsilci Thomas Massie, kararın “Anayasaya aykırı” olduğunu söyledi.

İRAN ATOM ENERJİSİ KURUMU: DURMAYACAĞIZ

İran Atom Enerjisi Kurumu (AEOI) ABD saldırısını kınadı.

Kurum, üç nükleer tesisin Nükleer Silahların Yayılmasının Önlenmesi Anlaşması (NPT) kapsamında Uluslararası Atom Enerjisi Ajansı’nın (IAEA) tam denetimi altında faaliyet gösterdiğini ve bu tesislere yönelik “vahşi saldırının” uluslararası hukuku ihlal ettiğini belirtti.

AEOI, saldırının “Uluslararası Atom Enerjisi Ajansı’nın kayıtsızlığı, hatta suç ortaklığı altında” gerçekleştirildiğini söyledi.

“Uluslararası toplumun, orman kanunlarına dayalı bu kanunsuzluğu kınaması ve İran’ın meşru haklarını savunmasında yanında yer alması beklenmektedir” denilen açıklamada, örgütün “büyük İran milletine, düşmanların hain komplolarına rağmen bu ulusal sanayinin ilerlemesinin durdurulmasına izin vermeyeceği” garantisi verildi.

“Örgüt, asil İran halkının haklarını savunmak için gerekli tüm önlemleri, yasal takip tedbirleri de dahil olmak üzere, gündemine almıştır” ifadelerini kullandı.

İRAN MİSİLLEME BAŞLATTI: İSRAİL’E FÜZE

İsrail ordusu, pazar sabahı İran misilleme saldırılarını duyurdu. İran’dan İsrail’in orta ve kuzey bölgelerine yaklaşık 20 füze atıldığını tespit ettiğini açıkladı.

İsrail genelinde şiddetli patlama sesleri duyuldu ve İsrail’in acil durum servisi Magen David Adom (MDA), çarpışma olduğu bildirilen birkaç bölgeye doğru yola çıktı.

İsrail’in kuzey ve orta bölgelerinde çarpmalar olduğu ve 10 füzenin isabet ettiği yönünde haberler geldi.

Ordu, tehditleri önlemek için savunma sistemlerinin devreye girdiğini de ekledi.

Uyarı alınması halinde, halkın korunaklı bir alana girip yeni bir talimat gelene kadar orada kalması gerektiği belirtildi.

İran misilleme saldırılarının ilerleyen saatlerde devam etmesi bekleniyor.

13 HAZİRAN

İsrail, 13 Haziran’da İran’ın çeşitli kentlerindeki nükleer tesisler başta olmak üzere ordunun üst komuta kademesini de hedef alan geniş çaplı saldırılar düzenledi.

İran’da Genelkurmay Başkanı, Devrim Muhafızları Genel Komutanı ve bazı üst düzey komutanlar ile 9 nükleer bilim insanı saldırılarda öldü.

İran Sağlık Bakanlığı, 21 Haziran’da yaptığı açıklamada, İsrail’in saldırılarında toplam sivil can kaybının 430, yaralı sayısının da 3 bin 500’den fazla olduğunu bildirdi.

İran misilleme saldırıları başlattı. İsrail Başbakanlık Ofisi, İran ordusunun yaptığı misillemelerde 24 kişinin öldüğünü, 1272 kişinin yaralandığını aktardı.

Türkiye, Çin, Rusya, Pakistan başta olmak üzere çok sayıda ülke İsrail’i kınadı.

Okumaya Devam Et

Ortadoğu

Hürmüz kapanırsa petrol 90 dolara fırlayabilir

Yayınlanma

Citigroup’a göre, Hürmüz Boğazının kapatılması halinde Brent ham petrolü varil başına 90 dolara kadar yükselebilir.

Şirket, bu önemli su yolunun uzun süreli olarak kapatılmasının olası olmadığını da savundu.

Anthony Yuen ve Eric Lee’nin de aralarında bulunduğu analistler, bankanın mevcut iyimser senaryosuna atıfta bulunarak, “Boğazın kapatılması, fiyatlarda keskin bir artışa yol açabilir. Fakat tüm çabaların yeniden açılmaya odaklanacağı için sürecin kısa olacağını ve birkaç ay sürmeyeceğini düşünüyoruz,” dedi.

Hürmüz Boğazı, Basra Körfezinin girişinde bulunan dar bir su yolu ve OPEC’in önde gelen üreticileri Suudi Arabistan ve Irak da dahil olmak üzere, dünya günlük petrol üretiminin yaklaşık beşte biri buradan geçiyor.

Citigroup’un tahminine göre, birkaç ay boyunca günde yaklaşık 3 milyon varil petrol üretimi kesintiye uğrayabilir.

Citigroup’a göre, İran’ın ham petrol ihracatındaki herhangi bir kesinti, fiyatlar üzerinde beklenenden daha az etki yaratabilir. Banka, ülkenin sevkiyatlarının azaldığını ve Çin rafinerilerinin daha az alım yaptığını belirtti.

Brent vadeli işlemleri şu anda varil başına 77 dolar civarında işlem görüyor.

Okumaya Devam Et

Çok Okunanlar

English