Rusya
Rus şirketlerinin altıda biri işletme sermayesi sıkıntısı çekiyor

Rusya Merkez Bankası’nın mayıs ayı araştırmasına göre, her altı şirketten biri yüksek faiz oranları nedeniyle günlük faaliyetlerini finanse etmekte zorlanıyor. Artan maliyetler ve personel açığının yanı sıra işletme sermayesi eksikliği, şirketlerin karşılaştığı temel zorluklar arasında yer alıyor.
Rusya Merkez Bankası tarafından gerçekleştirilen ve 12 bin 100 şirketin katıldığı mayıs ayı araştırması, yüksek faiz oranlarının şirketlerin faaliyetleri üzerindeki baskıyı artırdığını ortaya koydu.
Araştırmaya katılan her altı şirketten biri (yüzde 17), günlük operasyonlarını finanse etmek için gerekli olan işletme sermayesi eksikliğini en önemli sorunlar arasında gösterdi.
Şirketler ayrıca, geleneksel olarak maliyet artışlarını (yüzde 30) ve personel açığını (yüzde 22) da temel zorluklar olarak belirtti.
İşletme sermayesi, bir şirketin üretim veya ticaret döngüsü boyunca kullandığı fonları ifade ediyor.
Alfa-Bank yetkilileri, bu sermayenin yapısının bankalar için kredi başvurularını değerlendirirken önemli bir faktör olduğunu açıklıyor.
Merkez Bankası’nın araştırması, işletmelerin bu tür fonlara erişiminin giderek zorlaştığını teyit etti. Şirket kârları yüksek seviyelerde kalsa da, geçen yıl toplam kâr 2023’e göre azaldı ve zarar eden şirketlerin oranı artış gösteriyor.
Kurum, mayıs ayı anket sonuçlarına göre işletmelerin kredi kaynaklarına sınırlı erişim, borçluların mali durumuna yönelik artan gereksinimler ve kredi teminatları konularında sıkıntı yaşamaya devam ettiğini belirtti.
Anket katılımcılarının üçte birinden biraz fazlası (yüzde 34 veya 4 binden fazla şirket) son bir ay içinde kredi başvurusunda bulundu.
Merkez Bankası’na göre olumlu bir gelişme ise kredi koşullarının sıkılaşmasından şikayetçi olan şirketlerin net payının (koşulları kötüleşenler ile iyileşenler arasındaki fark) üst üste altıncı ayda da azalması oldu.
Bu durum, kredi koşullarının hâlâ kötüleşmeye devam ettiğini ancak geçen yılın sonu ve bu yılın başına kıyasla daha yavaş bir hızda olduğunu gösteriyor.
Makroekonomik Analiz ve Kısa Vadeli Tahmin Merkezi (TsMAKP), sanayide işletme sermayesi kârlılığının geçen yılın sonunda kredi faiz oranlarının altına düştüğünü belirtmiş ve bu oranın modern tarihte ilk kez kalıcı hâle gelebileceği uyarısında bulunmuştu.
Dahası, pek çok sektörde işletme sermayesi kârlılığı, risksiz getiri sağlayan devlet tahvilleri veya mevduat faizlerinin altına geriledi.
Bu durum, yeterli fonu olan şirketleri bu fonları üretim döngüsünden çekip vadeli mevduatlara yöneltmeye ve bazen de tedarikçilere olan ödemelerini geciktirmeye teşvik ediyor.
TsMAKP uzmanları, “Görünüşe göre, nakit fazlası olan şirketler, yüksek faiz oranlarının cazibesiyle fonlarını üretimden vadeli mevduatlara kaydırırken, aynı zamanda tedarikçilere olan borçlarını artırıyorlar. Bu durumun gelişerek devam etmesi bir krize yol açabilir,” diye belirtti.
Rusya Sanayiciler ve Girişimciler Birliği İcra Kurulu Başkan Yardımcısı Aleksandr Murıçev, şirketler arası ödenmeyen borçların arttığına dikkat çekerek, Mart 2022’de olduğu gibi işletme sermayesi için uygun koşullu kredi programının yeniden başlatılması çağrısında bulundu ve “İşletme sermayesi sorunları açıkça görülüyor,” dedi.
Merkez Bankası’nın araştırması, yüksek faiz oranlarının yatırım kredilerini de olumsuz etkilediğini gösterdi.
Kurum, işletmelerin yatırım faaliyetlerini kısıtlayan faktörler arasında ekonomik durumdaki belirsizliğin ve yatırım kredisi faiz oranlarının seviyesinin etkisinin önemli ölçüde arttığını belirtti, ancak yatırım faaliyetlerinin hâlâ pozitif bölgede olduğunu ve yatırımların daha yavaş da olsa artmaya devam ettiğini ekleyerek piyasaları sakinleştirmeye çalıştı.
Sberbank Yönetim Kurulu Başkan Birinci Yardımcısı Aleksandr Vedyahin, geçen sonbaharda yaptığı açıklamada, mevcut faiz oranlarıyla işletmelerin işlerini geliştirmek için yeterli paraya sahip olmadığını belirtmişti.
Vedyahin, “Sadece işletme sermayesi, bankaya işletme sermayesi için gidiyorlar,” ifadelerini kullanmıştı.
Rusya, bütçe açığını kapatmak için rubleyi devalüe etmeyi planlıyor
Rusya
Rusya’dan İsrail-İran savaşı yorumu: ‘Bölgesel çatışma kısmen faydalı, topyekun savaş felaket’

Rus basını, 13 Haziran’da başlayan İsrail-İran savaşını mercek altına aldı. Uzmanlar, İsrail’in nihai hedefinin İran’ın nükleer programını tamamen yok etmek olduğunu belirtirken, Rusya’nın arabuluculuk rolü ile Tahran’a olası stratejik desteği arasındaki hassas dengeyi tartışıyor. Analizlerde, savaşın İran için ‘varoluşsal’ riskler taşıdığı ve Rusya’nın jeopolitik çıkarlarını yakından etkilediği vurgulanıyor.
Rusya’nın önde gelen yayın organları, 13 Haziran’da İsrail ile İran arasında patlak veren savaşı, uzman görüşleri ve analizlerle yakından takip ediyor. Rus medyasında öne çıkan değerlendirmeler, çatışmanın nedenleri, olası sonuçları ve Rusya’nın pozisyonu üzerinde yoğunlaşıyor.
Uzmanlar, İsrail’in İran’ın nükleer programını yok etme kararlılığına dikkat çekerken, Moskova’nın arabuluculuk çabaları ile Tahran’la olan stratejik ortaklığının getirdiği zorlukları ele alıyor.
İzvestiya: İsrail hedefinden vazgeçmiyor, diplomasi masada değil
İzvestiya gazetesine göre İsrail, İran’a yönelik askeri operasyon için bir zaman sınırı belirlemiş değil ve çatışmanın diplomatik yollarla çözülmesini şu an için mümkün görmüyor.
Gazeteye konuşan İsrail’in Moskova Büyükelçisi Simona Halperin, operasyonun amacının İran’ın nükleer silah üretme niyetini, arzusunu ve kabiliyetini ortadan kaldırmak olduğunu belirtti.
İsrail ordusu sözcüsü Anna Ukolova ise “İran liderleri her zaman İsrail’i yok etme arzularından bahsettiler ama biz buna izin veremeyiz. İsrail’e güvenliği geri getirmek için ne kadar gerekiyorsa o kadar hareket edeceğiz,” ifadelerini kullandı.
Gazeteye görüş bildiren uzmanlar, müzakere ihtimalini zayıf görüyor. Doğu bilimci Farhad İbragimov, Tahran’ın Washington’un desteği olmadan İsrail’in bu kadar saldırgan davranmayacağına inandığını ve bu nedenle müzakerelerin söz konusu olamayacağını belirtti.
MGIMO Doğu Bilimleri Bölümü’nden Doçent Nikolay Surkov ise krizden çıkış yollarından birinin, İran’ın baskı altında yeni bir nükleer anlaşma imzalaması olabileceğini, ancak bunun “fiili bir teslimiyet belgesi” anlamına geleceğini savundu.
Svobodnaya Pressa: Stratejik ortaklık anlaşması Rusya’ya ne yüklüyor?
Svobodnaya Pressa gazetesi, savaşın ortasında onaylanan Rusya-İran Kapsamlı Stratejik Ortaklık Anlaşması’nın Moskova’ya getireceği yükümlülüklere odaklandı.
Finans Üniversitesi’nden Doçent Vladimir Blinov, anlaşmanın tarafları müttefikinin saldırıya uğraması durumunda savaşa girmeye zorunlu kılmadığını hatırlattı.
Blinov, “İran, Rusya’dan yardım bekliyor. Rusya, İran için son derece önemli olan S-300 gibi savunma sistemleri ve füzeler tedarik edebilir. Ancak Trump’ın Putin’i, Ukrayna’ya sevkiyatların durdurulması vaadiyle İran’a silah vermekten caydırmaya çalışması muhtemel,” değerlendirmesinde bulundu.
Siyasi ve Ekonomik İletişim Ajansı’ndan Mihail Neyjmakov ise anlaşmanın büyük ölçüde “çerçeve” niteliğinde olduğunu ve tarafları katı yükümlülükler altına sokmadığını belirtti.
Neyjmakov’a göre Rusya’nın İran’a yardımı büyük olasılıkla insani konular ve arabuluculuk rolüyle sınırlı kalacak.
Uzman, “Rusya’nın Kiev ile çatışma koşullarında kendi hava savunma sistemlerine ihtiyacı var. Ayrıca, İsrail istihbarat ağlarının İran topraklarına sızdığı düşünüldüğünde, Tahran’a aktarılan bilgilerin hızla İsrail’in eline geçme riski bulunuyor,” dedi.
Vedomosti: ABD’nin rolü ve plansızlığı
Vedomosti gazetesi, ABD’nin çatışmadaki pozisyonunu ve Başkan Donald Trump’ın açıklamalarını öne çıkardı. Trump, bir anlaşmaya varılacağını düşündüğünü ancak “bazen mücadeleden geçmek gerektiğini” belirtti.
ISKRAN’dan kıdemli araştırmacı Nikolay Bobkin, ABD’nin saldırılara dolaylı olarak karıştığını ve her an İsrail’in yanında çatışmaya çekilebileceğini söyledi. Bobkin, “Sorun, Netanyahu’nun onların tavsiyelerini ne kadar dinlemeye hazır olduğu,” diye ekledi.
VŞE’den Doçent Dmitriy Novikov ise Beyaz Saray’ın Orta Doğu’da net bir eylem planı olmadığını ve bu nedenle Netanyahu’nun proaktif rol oynamaya devam edeceğini savundu. Novikov, “ABD, İran’a güvenlik garantisi veremez ve vermeyecektir; bu, bir nükleer anlaşma için tek seçenek olurdu. İsrail’in saldırgan eylemleri, İranlılara nükleer bomba yapmaktan başka seçenek bırakmadı,” dedi.
Rusya Uluslararası İlişkiler Konseyi’nden İvan Boçarov ise güç dengesinin henüz çok büyük ölçüde değişmediğini, çünkü İran’ın yaptırımların yanı sıra Gazze, Lübnan ve Yemen’deki müttefiklerinin zayıflamasıyla zaten güç kaybettiğini belirtti.
Vzglyad: Rusya için ‘kısmen faydalı’ ama tehlikeli bir savaş
Vzglyad gazetesinde bir analiz kaleme alan Finans Üniversitesi’nden Gevorg Mirzayan, İsrail’in, İran’ın “yıpratma savaşı” stratejisini tersine çevirdiğini savundu.
Mirzayan’a göre İsrail, önce Hamas’ı, ardından Hizbullah’ı zayıflatarak ve Suriye’de Esad rejiminin düşüşüne zemin hazırlayarak İran’ı bölgede yalnızlaştırdı.
Mirzayan, İsrail’in şimdi Tahran’a “ya nükleer tesislerinin yok edilmesine izin vererek aşağılanmayı kabul et ya da direnerek hem aşağılanmayı hem de bir darbeyi göze al” şeklinde bir ültimatom verdiğini belirtti.
Mirzayan, bu durumun Rusya için karmaşık sonuçları olduğunu vurguladı.
Analizde, “Rusya için Orta Doğu’da yerel bir savaş, ABD’nin dikkatini ve kaynaklarını Ukrayna’dan başka yöne çektiği için kısmen faydalıdır. Ancak İran’ın yok edilmesi veya parçalanmasıyla sonuçlanacak topyekun bir savaş, Rusya için kesinlikle kabul edilemez. Tahran yenilgiye uğrarsa ‘Kuzey-Güney’ ulaşım koridorlarının üzerine bir çarpı atılabilir ve istikrarsızlık hızla Güney Kafkasya’ya, oradan da Kuzey’e sıçrar,” ifadeleri kullanıldı.
Bu nedenle Rusya’nın durumu istikrara kavuşturmak için tüm diplomatik kanalları kullandığı kaydedildi.
Rusya
ABD, Rusya ile normalleşme müzakerelerini iptal etti

Rusya Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Mariya Zaharova, Moskova’nın önümüzdeki günlerde yapılacağını duyurduğu Rusya ile ABD arasındaki ikili ilişkileri normalleştirme müzakereleri turunun Washington tarafından iptal edildiğini bildirdi. Zaharova, görüşmelerde ‘karşılıklı rahatsızlıkları’ gidermenin ve diplomatik misyonların çalışmalarını normalleştirmenin planlandığını belirtti.
Rusya Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Mariya Zaharova, Moskova’nın “önümüzdeki günlerde” yapılacağını duyurduğu Rusya ile ABD arasındaki ikili ilişkileri normalleştirme müzakereleri turunun iptal edildiğini bildirdi.
Zaharova’nın TASS‘a yaptığı açıklamaya göre, Washington’ın iptal ettiği bu istişarelerde, iki ülke arasındaki “karşılıklı rahatsızlıkların” giderilmesi ve diplomatik temsilciliklerin çalışmalarının normalleştirilmesi konularının ele alınması planlanıyordu.
Zaharova, “Umarız ki verdikleri bu ara çok uzun sürmez,” ifadelerini kullandı.
Sözcü, Washington’ın görüşmeleri neden iptal ettiğine dair bir sebep belirtmedi.
Donald Trump yönetiminin göreve gelmesinden bu yana Rus ve Amerikalı yetkililer en az altı kez yüz yüze görüştü.
Bu görüşmelerden ilki 18 Şubat’ta Riyad’da, ikincisi ise 27 Şubat’ta İstanbul’da yapıldı. Bir ay sonra, 24 Mart’ta iki ülke heyetleri Suudi Arabistan’ın başkentinde yeniden bir araya geldi.
Nisan başında Rusya Doğrudan Yatırım Fonu (RDIF) Başkanı Kirill Dmitriyev görüşmeler için Washington’a giderken, bir hafta sonra Trump’ın Özel Temsilcisi Stephen Witkoff St. Peterburg’u ziyaret etti.
Hemen hemen aynı tarihlerde, 10 Nisan’da Rus ve Amerikalı diplomatlar İstanbul’da tekrar bir araya geldi.
Geçtiğimiz hafta, Rusya’nın yeni Washingotn Büyükelçisi Aleksandr Darçiyev, yeni istişare turunun “önümüzdeki günlerde Moskova’da” gerçekleşeceğini belirtmişti.
Doğrudan Rusya-ABD ilişkilerine odaklanan 10 ve 27 Nisan tarihlerindeki iki tur görüşme ise neredeyse sonuçsuz kaldı.
Yalnızca Washington’a yeni bir büyükelçi atanması ve diplomatik misyonların bankacılık hizmetlerinin önündeki engellerin kaldırılması konusunda anlaşma sağlanabildi.
Rusya Dışişleri Bakan Yardımcısı Sergey Ryabkov, 9 Haziran’da TASS’a verdiği mülakatta, diğer kilit konularda henüz “ilerleme kaydedilemediğini” kabul etmişti.
Özellikle ABD, Rus diplomatların serbest dolaşım yasağını kaldırmayı (sadece diplomatik misyonların 25 mil çapındaki bölgesinde bulunmalarına izin veriliyor) ve Barack Obama yönetimince el konulan diplomatik mülkleri iade etmeyi reddediyor.
Ryabkov, “Ülkelerimiz arasında doğrudan hava trafiğini yeniden başlatma teklifi henüz pek coşkuyla karşılanmıyor,” diye şikayet etmişti.
Darçiyev, geçtiğimiz hafta yaptığı açıklamada, yaşananlardan “derin devletin” ve “Kongre’deki şahinlerin” sorumlu olduğunu, orada “istikrarlı bir Rusya karşıtı lobinin oluştuğunu” dile getirmişti.
Rusya ile ABD arasındaki müzakerelerin yeni durağı Moskova olacak
Rusya
Rusya istihbaratı: Ukrayna ve İngiltere, ABD donanmasına yönelik sahte saldırı hazırlığında

Rusya Dış İstihbarat Servisi (SVR), Ukrayna’nın İngiltere’nin yardımıyla Baltık Denizi’nde bir ABD donanma gemisine sahte bir saldırı düzenlemeyi planladığını iddia etti. SVR, bu provokasyonların amacının Moskova’yı suçlayarak Ukrayna’daki barış görüşmelerini sabote etmek ve Washington’u askeri yardıma devam etmeye zorlamak olduğunu belirtti.
Rusya Dış İstihbarat Servisi (SVR), Ukrayna’nın İngiltere’nin desteğiyle Baltık Denizi sularında bir dizi provokasyon düzenleyerek bunları Rus istihbarat kurumlarının sabotajı gibi göstermeye hazırlandığını öne sürdü.
SVR tarafından yapılan açıklamada, bu planın nihai hedefinin, Rusya ile ABD arasında Ukrayna’daki barışçıl çözüme yönelik müzakereleri sekteye uğratmak olduğu belirtildi.
‘Rus torpidosuyla’ sahte saldırı senaryosu
SVR’nin açıklamasına göre, İngiltere ve Ukrayna tarafından planlanan ilk senaryo, bir ABD Donanması gemisine “sözde Rus torpidoları” ile saldırı düzenlenmesini içeriyor. Bu torpidoların Kiev tarafından İngiliz tarafına çoktan teslim edildiği iddia edildi.
SVR, plana ilişkin şu detayları paylaştı: “Plan, torpidoların bir kısmının Amerikan gemisinden ‘güvenli bir mesafede’ patlatılmasını, bir tanesinin ise kasıtlı olarak patlamamasını ve Rusya’nın ‘kötü niyetli faaliyetlerinin’ kanıtı olarak kamuoyuna sunulmasını öngörüyor.”
Deniz mayınları da devrede
SVR, Ukrayna’nın ayrıca “kuzey Avrupa ülkelerindeki suç ortaklarıyla birlikte” Baltık Denizi’nde sözde Rus yapımı demirlemiş mayınları “tespit etmeyi” planladığını da ifade etti.
SVR’ye göre, İngiltere-Ukrayna senaryosu kapsamında bu mayınlar, Rusya tarafından uluslararası deniz yolunda sabotaj amacıyla döşenmiş gibi gösterilecek.
Amaç çatışmayı tırmandırmak
SVR tarafından yayımlanan açıklamada, bu provokasyonların amacının, Ukrayna’daki çatışmayı tırmandırmak ve Washington’u Ukrayna’ya askeri yardıma devam etmeye teşvik etmek olduğu ifade edildi.
İstihbarat kurumu, bu durumun arkasında Ukrayna ordusunun cephedeki pozisyonlarının zayıflaması ve ülke içindeki Ukrayna toplumunun “manevi yorgunluğunun” yattığını savundu.
SVR, şubat ayında da benzer bir iddiada bulunarak Ukrayna askeri istihbaratının, yurt dışında bulunan Rus muhaliflere ve iş insanlarına yönelik terör saldırıları hazırlığında olduğunu bildirmişti.
-
Görüş2 hafta önce
ABD Dışişleri’nin Avrupa eleştirisi ne anlama geliyor?
-
Asya7 gün önce
Huawei kurucusu: Çiplerimiz ABD’nin bir nesil gerisinde
-
Dünya Basını1 hafta önce
Trumpizmin gerici ideoloğu: Curtis Yarvin
-
Görüş1 hafta önce
Avrupa’nın savunma özerkliği ve Almanya’nın askerî rolü dönüm noktasında
-
Dünya Basını2 hafta önce
Financial Times: Borç batağındaki ‘gelişmekte olan ülkeler’ için kayıp on yıl kapıda
-
Dünya Basını1 hafta önce
Mevcut jeopolitik değişiklikleri anlamak: Sergey Karaganov ile mülakat
-
Amerika1 hafta önce
ABD’de göçmen isyanı büyüyor: Deniz piyadeleri Los Angeles’ta
-
Görüş1 hafta önce
Silahlar sustu, şimdi artılar eksiler hanesine bakma zamanı – 3