Bizi Takip Edin

RUSYA

Rusya, Fed’in faiz indirimi kararını nasıl okuyor?

Yayınlanma

ABD Merkez Bankası (Fed), 17-18 Eylül tarihlerinde gerçekleştirdiği toplantıda, enflasyondaki belirgin yavaşlama ve ekonomideki soğumanın etkisiyle baz faiz oranını 50 baz puan (0,5 yüzde puanı) indirerek yüzde 4,75-5 aralığına çekme kararı aldı. İndirimin tahmin edilenden daha keskin olduğu görüldü.

Fed’in baz faiz oranı, ABD para politikasını yönetmek için temel araç. Bu orana göre bankalar birbirlerine gecelik (yani bir günlük) borç verirler ve hedef gösterge yılda genel olarak sekiz kez belirlenir. Bu orana bağlı olarak, konut kredilerinden kurumsal kredilere kadar diğer tüm dolar oranları değişir. Bu oran en son 2020’de pandeminin zirvesinde düşmüş ve o zamandan beri yükselmeye devam ederek bir yıldan uzun bir süre önce yüzde 5,25-5,5 seviyesinde istikrar kazanmıştı. Tarihsel olarak bu çok yüksek bir oran, yani 2001’den bu yana en yüksek seviye. 2008 krizinden sonra, sıfır ya da biraz daha fazla bir oran normal kabul ediliyordu.

Tüm bunlar 2022 yılında, küresel ekonomideki tedarik zincirlerinin bozulması ve kurtarma programlarından kaynaklanan büyük mali enjeksiyonların enflasyonun neredeyse her yerde (Doğu Asya’nın çoğu hariç) yükselmesine neden olmasıyla değişti. ABD’de bir ara yıllık yüzde 9,1’e ulaşarak 40 yılın rekorunu kırdı. Oran yükselmeye başladı ve 2023 yazında yüzde 5’i aştı.

Şimdi ne oluyor? Enflasyon ağustos ayında yüzde 2,5’e geriledi ve hala hedefin (yüzde 2) üzerinde, ancak çok fazla değil. Aslında, çekirdek enflasyon (akaryakıt ve market ürünleri hariç) biraz daha yüksek ve bir ölçüt olarak bu rakam daha önemli. Öte yandan, işsizliğin arttığına ve yeni istihdam artışının azaldığına dair açık işaretler var. Bu da ekonomide önemli bir soğumaya ve yakın gelecekte olası bir durgunluğa işaret ediyor. Dolayısıyla bu karar bazı açılardan gecikmiş bir karar olarak görülebilir.

Kanada, İsviçre ve Meksika merkez bankalarının yanı sıra bir dizi merkez bankası faiz oranlarını düşürmeye başladı (örneğin ECB). Genelde ABD bu sürecin “öncüsü” konumunda olur, ancak şimdi durum farklı. Faiz indirimi konusu pratikte toplantıdan önce kararlaştırılmıştı. Yine de ne kadar düşürüleceği merak uyandırdı. Yatırımcıların konuya olan büyük ilgisi, örneğin Fed’in oranına ilişkin vadeli işlemlerdeki spekülatif pozisyon hacminin ticaret tarihinde rekor bir seviyeye ulaşmasıyla kendini gösterdi.

Keskin düşüş

BKS Investment World kıdemli broker’ı Aleksandr Bartenev, İzvestiya gazetesine yaptığı açıklamada, Fed’in faiz oranını düşürmesinin devlet ve şirket borçlarının ödenmesi risklerini azaltacağını, fakat durumun bundan ibaret olmadığını söyledi.

Uzmana göre Fed, sürekli yükselen enflasyonla mücadele etmek için 16 ay içinde faiz oranını 11 kez art arda yükseltti. ABD’deki nüfus anketleri, neredeyse tüm katılımcıların -şahısların- daha düşük faiz oranları istediğini gösteriyor:

“Fiyat artışı durdu, ABD işgücü piyasası hala güçlü ve işsizlik artmaya başladı. Örneğin, Ocak 2023’te yüzde 3,4 olan işsizlik oranı Ağustos 2024 sonunda yüzde 4,2’ye yükseldi. Şirketler pahalı finansmanla karşı karşıya; böyle bir ortamda işletmeler personel sayısını artıramaz, bu da şirketlerin büyüme kabiliyetini daha da etkileyecektir. Faiz oranlarının yüksek tutulması ABD’de durgunluk riskini artırdı ve düzenleyici kurum bunun yerine ekonomide ‘yumuşak bir iniş’ planlıyor.”

Bu, Fed’in hareketlerini her zaman yakından takip eden dünyanın geri kalanı için ne anlama geliyor? Bartenev’e göre, Fed’in faiz indirimi, Avro Bölgesi ve diğer büyük ekonomilerde kademeli faiz indirimlerine yol açacak:

“Daha düşük faiz oranlarıyla, ticari kredi yükleri yeniden finanse edilecek ve ekonomiler canlanacak. Küresel ekonomi için bu durum, son iki üç yıldır iktisadi açıdan anlamlı olmayan bazı sorunlu ve düşük kârlı sektörlerin yeniden faaliyete geçmesi için bir fırsat sağlayacak. Yüksek borç yüküne sahip ülkelerde faizlerin düşürülmesi durgunluktan kaçınmaya yardımcı olacak ve sonuç olarak kamu ve şirket sektörlerinde borç servis maliyetlerini azaltacak.”

Küresel durgunluk riski

Faiz indirimi dünyadaki ekonomik büyümeyi daha eşit bir şekilde “yeniden dağıtabilir”. Tsifra Broker’ın önde gelen analistlerinden Natalya Pıryeva, ABD devlet tahvili getirilerinin büyüklüğünün faiz oranının seviyesine bağlı olduğunu belirtti:

“ABD varlıklarının getirilerindeki düşüş, diğer piyasaların çekiciliğinde artışa yol açıyor. Sonuç olarak, doların gücü azalır ve diğer dünya para birimlerinin değeri artar. Buna ek olarak, doların etkisi doğrudan emtia piyasalarına uzanarak altın gibi geleneksel güvenli liman varlıklarını dolar karşısında daha cazip hale getirir. Aynı zamanda zayıf bir dolar, başta petrol olmak üzere emtiaları daha uygun fiyatlı hale getiriyor.”

Pıryeva, son toplantı bağlamında, oranın bir kerede 50 baz puan düşürülmesinin önemli olduğunu da sözlerine ekledi. Bu durum, ABD ekonomisi ve beklentilerine ilişkin artan endişelerin bir göstergesi olabilir. Sonuç olarak, ABD’deki olası bir durgunluk küresel bir kriz için tetikleyici olabilir.

Faiz indiriminin bir başka ilginç etkisi de ABD finans piyasasındaki durum olabilir. Gerçek şu ki, 50 yıldır ödemeler dengesi açığı veren ABD artık dış finansmana güvenmek zorunda. Şu anda durum özellikle vahim, zira bu amaçla kullanılacak iç fonlar artık yeterli değil, hanehalkı ve şirketlerin tasarruf oranı negatif bölgede. Dolayısıyla yatırım büyümesi ancak dış kaynaklarla gerçekleştirilebilir. Peki ABD’de yüksek getirilere alışmış olan yatırımcılar düşen faizlere nasıl tepki verecek? Bunu önümüzdeki yıl gösterecek.

Rusya nasıl etkilenecek?

ABD’nin para politikasındaki değişiklikler Rusya’da yakından takip ediliyor. Son iki buçuk yılda ABD-Rusya ticari ve iktisadi ilişkilerindeki keskin düşüş bağlamında bile mevcut durum bir istisna değil.

Natalia Pıryeva’ya göre Fed’in kararlarının etkisi dolaylı olabilir ve büyük ölçüde emtia fiyatları üzerinden kendini gösterecek. En büyük önem petrol fiyatlarında olacak.

Aleksandr Bartenev ise Rusya için Fed’in faiz indiriminin, rekabet etmek zorunda kalacağı trendi belirlemesine olanak sağlayacağını kaydetti:

“İktisadi Kalkınma Bakanlığı ve Maliye Bakanlığı ekonomik büyümeye ve şirketlerin yüksek faiz maliyetlerini karşılama kabiliyetine bel bağlayacaktır. Faiz oranını daha erken yükseltmeye başlayan ve enflasyonla mücadelede daha önce başarılı olan ABD’nin deneyimi, enflasyonla mücadelede başarılı olunması durumunda merkez bankamızın gelecekteki yörüngesini bize gösteriyor. Rusya Federasyonu’ndaki üretim engelleri ve uygulanan yaptırımların bir sonucu olarak yabancı ortaklarla çalışmadaki ticari zorluklar nedeniyle, belki de Maliye Bakanlığı taktik değiştirecek ve ülkemiz içinde ikame edilebilir üretim yaratmak için harekete geçecektir. Bu senaryoda, şirketler kapasitelerini artırmak ve işgücünü geliştirmek için sermaye çekeceğinden, oranın düşük olması gerekir.”

RUSYA

Putin’den füzelere yanıt: Çatışma küresel nitelik kazandı

Yayınlanma

Yazar

Rusya televizyonları yayınlarını keserek ve hiçbir duyuruda bulunmadan Putin’in açıklamasını girdiler. Açıklama televizyon yayınından bir süre sonra Kremlin internet sitesinde de yayınlandı.
Açıklamanın tam çevirisi:

* * *

“Daima bir cevap olacak”

Rusya Federasyonu silahlı kuvvetler personelini, ülkemizin yurttaşlarını, bütün dünyadaki dostlarımızı, keza Rusya’yı stratejik  bozguna uğratma fırsatıyla ilgili hayaller besleyenleri, bugün özel askeri harekat bölgesinde meydana gelen, topraklarımızda batı yapımı uzun menzilli silahlar kullanılmasından sonraki olaylar hakkında bilgilendirmek istiyorum.

Ukrayna’da batı tarafından provoke edilen çatışmayı tırmandırma siyasetine devam eden ABD ve onun NATO’daki müttefikleri daha önce, Rusya Federasyonu topraklarına karşı uzun menzilli yüksek hassasiyetli silah sistemlerini kullanma izni vermediklerini açıklamışlardı. Uzmanlar şunu iyi biliyorlar ve Rusya tarafı da devamlı surette vurguladı: bu silahları üreten ülkelerin askeri uzmanlarının doğrudan dahli olmaksızın benzer silahların kullanılması mümkün değildir.

19 Kasım günü ABD yapımı altı taktik ATACMS füzesiyle, ve 21 Kasım günü Büyük Britanya yapımı Storm Shadow ve ABD yapımı HIMARS sistemleriyle Rusya Federasyonu topraklarında, Bryansk ve Kursk oblastlerindeki askeri tesislere kombine bir füze saldırısı gerçekleştirildi. Bu andan itibaren, daha önce devamlı surette vurguladığımız gibi, Ukrayna’da batı tarafından provoke edilen bölgesel çatışma küresel bir niteliğin unsurlarını kazandı. Hava savunma sistemlerimiz bu saldırıları püskürttü. Neticede, düşmanın belli ki önüne koymuş olduğu hedeflere ulaşılamadı.

Bryansk oblastinde ATACMS füzelerinin parçalarının düşmesiyle çıkan yangın söndürüldü, kurban ve ciddi bir hasar yok. Kursk oblastinde saldırı, “Kuzey” ordu grubumuzun komuta noktalarından birine karşı yapıldı. Saldırı ve hava savunma muharebesi sonucunda ne yazık ki tesisin dış güvenlik birimleri personelinden zarar görenler, ölenler ve yaralananlar var. Yönetim noktasının komuta ve operasyon personeli zarar görmedi ve kıtalarımızın Kursk oblastindeki düşman birliklerini yok etme ve söküp atmaya yönelik faaliyetleri normal bir şekilde devam ediyor.

Bir kez daha özellikle vurgulamak istiyorum: düşmanın bu tür silahları kullanması özel askeri harekat bölgesinde askeri eylemlerin gidişatına etkide bulunamaz. Kıtalarımız bütün askeri temas hattı boyunca taarruza başarıyla devam ediyor. Önümüze koyduğumuz bütün görevler yerine getirilecektir.

Rusya silahlı kuvvetleri Amerikan ve Britanya uzun menzilli silahlarının kullanılmasına cevap olarak 21 Kasım’da Ukrayna’nın savunma sanayisi tesislerinden birini kombine bir saldırıyla vurmuştur. Askeri şartlarda, Rusya’nın orta menzilli yeni füze sistemlerinden biri, mevcut durumda nükleer olmayan hipersonik konfigürasyonda bir füze de denenmiştir. Füze uzmanlarımız bunun adını Oreşnik koydular. Deneme başarıyla tamamlandı, fırlatma hedefine ulaşıldı. Ukrayna topraklarında Dinyepropetrovsk şehrindeki büyük ve daha Sovyetler Birliği zamanından beri bilinen sanayi komplekslerinden bugün de füze ve diğer silahların üretimini yapan biri vuruldu.

Kısa ve orta menzilli füzeler tarafımızdan ABD’nin orta ve kısa menzilli füze üretimi ve Avrupa’ya ve Asya-Pasifik bölgesine konuşlandırma planlarına karşı cevabi tedbir olarak geliştirilmektedir. ABD’nin orta ve kısa menzilli füzelerin tasfiyesi anlaşmasını uydurma bir bahaneyle tek taraflı olarak yıkmakla hata ettiği kanısındayız. Bugünse ABD bu araçları sadece üretmekle kalmıyor, görüyoruz ki, kıtalarının eğitim faaliyetleri sırasında gelecek vaat eden füze sistemlerinin dünyanın muhtelif bölgelerine ve bu kapsamda Avrupa’ya da konuşlandırılması meseleleri üzerine çalıştılar. Dahası, tatbikatlar sırasında da bunların kullanılmasına yönelik eğitim veriyorlar.

Rusya’nın orta ve kısa menzilli füzeleri, bu türden Amerikan silahları dünyanın herhangi bir bölgesinde ortaya çıkıncaya kadar konuşlandırmama yükümlülüğünü gönüllü ve tek taraflı olarak üstlendiğini hatırlatırım.

Tekrar ediyorum: Oreşnik füze sisteminin muharebe şartlarında denenmesi, tarafımızdan, NATO ülkelerinin Rusya’ya karşı saldırgan eylemlerine cevap olarak gerçekleştiriliyor. Orta ve kısa menzilli füzelerin konuşlandırılmasına devam edilip edilmeyeceği meselesine tarafımızdan ABD ve uydularının eylemlerine bağlı olarak karar verilecektir. Modern füze komplekslerimizin denenmesine devam edilmesi sırasında yok edilecek hedefler tarafımızdan Rusya Federasyonu’nun güvenliğine yönelik tehditler dikkate alınarak belirlenecektir. Silahlarımızı, kendi  silahlarının bizim tesislerimize karşı kullanılmasına izin veren ükelerin askeri hedeflerine karşı kullanma hakkımız olduğu kanısındayız; saldırgan eylemlerin devam etmesi durumunda da kararlı ve simetrik bir şekilde cevap vereceğiz. Rusya’ya karşı kendi muhariplerini kullanma planları kuran ülkelerin yönetici elitlerine bu hususta ciddiyetle düşünmelerini tavsiye ediyorum.

Elbette, Ukrayna topraklarında zaruret halinde ve cevabi tedbir olarak Oreşnik gibi sistemlerle vurulacak hedefleri seçerken orada bulunan sivillere tehlikeli bölgeleri terk etmelerini önerecek ve dost devletlerin yurttaşlarından da bunu rica edeceğiz. Bunu insani mülahazalarla yapacağız: açıkça, kamuoyu önünde, bu istihbaratı alacak düşman tarafından girişilecek karşı tedbirlerden endişe etmeden.

Neden endişe etmeden? Çünkü bu tür silahlara karşı koyacak vasıtalar günümüzde mevcut bulunmuyor. Füzeler hedeflere 10 Mach, saniyede 2,5-3 kilometre hızla saldırıyor. Dünyada mevcut modern hava savunma sistemleri ve Amerikalıların yaptığı Avrupa’daki füzesavar sistemleri bu tür füzeleri yakalayamaz, bu mümkün değil.

Bir kez daha vurguluyorum: uluslararası güvenlik sistemini yıkan Rusya değil ABD’dir ve mücadeleye devam ederken kendi hegemonyasına sarılıyor, bütün dünyayı küresel bir çatışmaya itiyorlar. Biz, bütün tartışmalı meseleleri barışçıl vasıtalarla çözmeyi her zaman tercih ettik ve bugün de hazırız, ama hadiselerin her türlü gelişmesine de aynı şekilde hazırız.

Eğer bundan şüphesi olanlar varsa beyhude; daima bir cevap olacak.

Okumaya Devam Et

RUSYA

Ukrayna, Rusya’nın ilk kez kıtalararası balistik füzeyle saldırdığını iddia etti

Yayınlanma

Ukrayna Hava Kuvvetleri, Rusya’nın bu sabah (21 Kasım) Ukrayna’ya yönelik saldırısında, Astrahan oblastından bir kıtalararası balistik füze  fırlattığını duyurdu.

Reuters ajansı söz konusu saldırının, Rusya’nın savaşın başlangıcından bu yana ilk kez bu kadar uzun menzilli bir füze kullandığına işaret ettiğini yazdı.

Bu saldırı, Ukrayna’nın bu hafta Rusya topraklarını hedef almak için ABD ve İngiltere’den sağlanan füzeleri kullanmasının hemen ardından gerçekleşti.

Moskova, bu tür eylemlerin çatışmayı daha da tırmandıracağı yönünde uyarılarda bulunmuştu.

Kiev, açıklamasında füze türüne dair ayrıntı vermeyerek, “Rusya’nın Astrahan oblastı topraklarından kıtalararası balistik füze fırlatıldı,” ifadelerini kullandı.

Bu tür balistik füzeler hem nükleer hem de konvansiyonel savaş başlıkları taşıma kapasitesine sahip olmasıyla dikkat çekiyor.

Bir gün önce Ukrayna’daki Telegram kanallarında, kaynak belirtilmeksizin, Rusya’nın nükleer yük taşıma kapasitesine sahip RS-26 Rubej füzeleri ile Ukrayna’yı hedef alabileceği yönünde iddialar ortaya atıldı.

Aynı gün ABD, İtalya, Yunanistan ve İspanya, Ukrayna’daki büyükelçiliklerini geçici olarak kapatma kararı aldı.

Dinyeper Bölgesel Askeri Yönetim Başkanı Sergey Lisak, saldırının bir rehabilitasyon merkezine hasar verdiğini belirtti.

Merkezin kazan dairesi kısmen tahrip olurken, onlarca pencere kırıldı. Olayda can kaybı yaşanmadı.

Fakat dokuz garaj, bir sanayi tesisi ve iki özel ev zarar gördü. Evlerden birinde çıkan yangın kontrol altına alındı.

Rusya’nın saldırıları yalnızca Dinyeper ile sınırlı kalmadı. Kiev, Odessa ve Suma oblastları da hedef alındı. Bu bölgelerde elektrik arzında ciddi aksaklıklar meydana geldi.

İsviçreli askeri uzman Bosshard ile mülakat: Rusya’dan hangi karşılık beklenebilir?

Okumaya Devam Et

RUSYA

Rusya’nın nükleer doktrinini güncellemesi ne anlama geliyor?

Yayınlanma

Rusya, nükleer caydırıcılık politikasını güncelleyerek, Belarus’un güvenliğine yönelik tehditleri de nükleer silah kullanımına gerekçe olarak tanımladı. Uzmanlar, bu değişikliklerin açıklayıcı bir nitelik taşıdığını belirtirken, doktrinin zamanlamasının ABD’nin Ukrayna’ya yönelik füze yardımıyla bağlantılı olabileceğine dikkat çekiyor.

Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin, “Rusya Federasyonu’nun Nükleer Caydırıcılık Alanındaki Devlet Politikasının Temelleri” başlıklı doktrin belgesinde yapılan değişiklikleri onayladı.

Putin, 25 Eylül 2024 tarihinde yaptığı bir toplantıda doktrinin değiştirileceğini duyurmuştu.

Daha önce, Dışişleri Bakan Yardımcısı Sergey Ryabkov da haziran ayında yaptığı açıklamada, askeri operasyon deneyimlerinin ışığında doktrinin güncellenebileceğini söylemişti.

Yeni metin, Putin tarafından duyurulan hükümler doğrultusunda, nükleer silah kullanımına ilişkin koşullarda önemli değişiklikler içeriyor.

Artık nükleer silahların kullanımı sadece Rusya’nın değil, Belarus’un güvenliğine yönelik kritik tehdit durumlarında da gündeme gelebilecek.

Rusya, güncellenmiş nükleer doktrinini yayımladı

Özellikle seyir füzeleri, insansız hava araçları, hipersonik silahlar ve diğer uzay-havacılık saldırı araçları gibi unsurlar, geniş çaplı bir saldırının güvenilir şekilde tespit edilmesi hâlinde nükleer yanıt için gerekçe olarak değerlendirilebilecek. Önceki belgelerde bu kapsam sadece balistik füzelerle sınırlıydı.

Ayrıca, nükleer doktrinin, değişen koşullara uyum sağlamak için sürekli güncellenmesi gereken bir belge olduğu vurgulandı.

Kremlin Sözcüsü Dmitriy Peskov, basın mensuplarının doktrinin yayımlanmasının ABD’nin Ukrayna’ya ATACMS füzeleri gönderme kararıyla aynı zamana denk gelip gelmediği sorusuna, belgenin “zamanında” yayımlandığını söyleyerek yanıt verdi.

Peskov, güncellenen önemli maddelerden birinin, nükleer silaha sahip olmayan bir devletin nükleer bir devletin desteğiyle Rusya’ya saldırması hâlinde bunun ortak bir saldırı olarak değerlendirileceği olduğunu kaydetti.

Dışişleri Bakanı Sergey Lavrov ise Batı’nın bu yeni doktrini dikkatlice inceleyeceğini umduğunu ifade etti.

Rusya Uluslararası İlişkiler Konseyi (RIAC) düşünce kuruluşundan uzman Aleksandr Yermakov, Vedomosti gazetesine verdiği demeçte yapılan değişikliklerin çoğunlukla açıklayıcı nitelikte olduğunu söyledi.

Yermakov, “Örneğin, daha önceki belgelerde misilleme amaçlı bir nükleer saldırının balistik füzelerle tetiklenebileceği belirtiliyordu. Şimdi buna insansız hava araçları ve seyir füzeleri de eklendi,” dedi.

Yermakov, doktrinin yayımlanma zamanlamasının ABD’nin Ukrayna’ya yönelik askeri yardımlarıyla bağlantılı olabileceğine dikkat çekerek, “Bu değişiklikler daha önce duyurulmuştu. Ancak son gelişmeler ışığında, olası tırmanma risklerini hatırlatmak amacıyla yayımlandı,” ifadelerini kullandı.

Dünya Ekonomisi ve Uluslararası İlişkiler Enstitüsü’nde Uluslararası Güvenlik Merkezi uzmanı Dmitriy Stefanoviç ise, güncellenen doktrinin, küresel nükleer arenadaki yeni eğilimlere ve olaylara yanıt verdiğini ifade etti.

Stefanoviç, bazı ülkelerin cephaneliklerini artırdığına, yeni nükleer silah sahibi devletlerin ortaya çıktığına ve nükleer faktörün öneminin son yıllarda arttığına dikkat çekti.

Uzman, doktrinin Belarus ile nükleer işbirliğini güçlendiren unsurlar içerdiğini de ekledi.

Stefanoviç, “Güncellenen belge, nükleer silah kullanımı için gerekli koşullar olan ‘nükleer eşik’ konusunu biraz daha netleştiriyor. Bu ne Rusya için ne de rakipleri için rahatlama nedeni değil. ABD ve NATO ile doğrudan çatışma riski devam ettiği sürece, hızlı bir nükleer tırmanma senaryosu her zaman mümkün,” değerlendirmesini yaptı.

Rusya, Biden’ın ATACMS kararına nasıl tepki verecek?

Okumaya Devam Et

Çok Okunanlar

English