Bizi Takip Edin

Rusya

Rusya Merkez Bankası faiz artırdı

Yayınlanma

Rusya Merkez Bankası, yönetim kurulu toplantısının ardından fiyat artışının hızlanması ve enflasyonun tahminleri aşması, iç talebin ‘aşırı ısınması’ ve yaygın işgücü sıkıntısının artmaya devam etmesi gerekçesiyle bugün politika faizini 200 baz puan artırarak yüzde 18’e yükseltti.

Karar, analistlerin ve piyasanın beklentileriyle örtüştü. Reuters anketine katılan tüm ekonomistler faiz artırımı beklerken, 28 uzmandan 21’i 200 baz puanlık artışla yüzde 18’e, dördü 100 baz puanlık artışla yüzde 17’ye ve üçü 150 baz puanlık artışla yüzde 17,5’e yükselmesini bekliyordu.

Uzmanların çoğuna göre Rusya Merkez Bankası faiz oranını 1 ya da 2 puan artırma arasında karar alma sürecindeydi.

Merkez Bankası, yaptığı açıklamada “Enflasyonun yeniden düşmeye başlaması için ek para politikası sıkılaştırması gerekli ve enflasyonu hedefe geri getirmek için daha önce öngörülenden ciddi ölçüde daha sıkı parasal koşullara ihtiyaç var. Rusya Merkez Bankası önümüzdeki toplantılarında politika faizi oranının daha da artırılmasını değerlendirecek,” ifadelerine yer verildi.

Öte yandan açıklamada, enflasyon tahmini 2024 yılı için yüzde 4,3 ila 4,8’den yüzde 6,5 ila 7’ye yükseltildi. Para politikasının devam etmesi halinde yıllık enflasyonun 2025 yılında yüzde 4,0 ila 4,5’e düşmesi ve sonrasında yüzde 4’e yakın seyretmesi bekleniyor.

Açıklamada, “Tek seferlik faktörler, son aylarda enflasyondaki hızlanmaya kısmen katkıda bulundu. Aynı zamanda, süregelen enflasyonist baskılar da arttı,” denildi.

Haziran ayında yüzde 8,6 olan yıllık enflasyon 22 Temmuz itibariyle yüzde 9’a yükselirken, bu durum diğer faktörlerin yanı sıra 1 Temmuz’dan itibaren kamu hizmeti tarifelerinin endekslenmesini de yansıtıyor.

Merkez Bankası, “Daha yüksek enflasyon beklentileri, kalıcı enflasyonun ataletini güçlendiriyor,” değerlendirmesini yaptı.

Bununla beraber Rusya ekonomisi hızlı bir şekilde büyümeye devam ediyor ve hanehalkı gelirlerindeki kayda değer artışa bağlı olarak tüketici faaliyetleri de yüksek seyrediyor.

Açıklamada, “İşgücü kaynakları açığı büyümeye devam ediyor. Bu koşullarda, iç talepteki büyüme mal ve hizmet arzında orantılı bir genişlemeye yol açmıyor ve şirketlerin maliyetlerini büyük ölçüde artırıyor ve sonuç olarak enflasyonist baskıyı şiddetlendiriyor,” diye kaydedildi.

Merkez Bankası’na göre, orta vadede enflasyon üzerindeki risk dengesi enflasyon yanlısı risklere doğru kaymaya devam ediyor.

Başlıca enflasyonist riskler, dış ticaret koşullarındaki değişiklikler -jeopolitik gerilimlerin etkisi de dahil olmak üzere- yüksek enflasyon beklentilerinin devam etmesi ve Rusya ekonomisinin dengeli büyüme yörüngesinden yukarı doğru sapması ile ilgili.

Merkez Bankası, 2024 yılında para politikasının normalleşmesine ilişkin açıklanan yörüngenin değişmeyeceğine ve bu yörüngedeki değişikliklerin para politikası parametrelerinin yeniden düzenlenmesini gerektirebileceğine dikkat çekti.

Ayrıca Merkez Bankası, 2024 yılı sonunda ortalama faiz oranının yüzde 18 ila 19,4 aralığında olmasını bekliyor.

Alfa Bank’tan Natalya Orlova, Reuters‘a verdiği demeçte “Yıl sonuna kadar faiz oranının yüzde 18 ila 19,4 aralığında olması bir artış ihtimaline işaret ederken, 2023 yılı için yüzde 6,5 ila 7 enflasyon tahmin aralığı yıl sonuna kadar enflasyonda yavaşlamaya işaret ediyor. Dolayısıyla, artış riski masadan kalkmış değil,” yorumunu yaptı.

Rusya Sanayi ve Ticaret Bakanlığı, sanayideki keskin yavaşlamadan Merkez Bankası’nı sorumlu tuttu

Rusya

Rusya’dan İsrail-İran savaşı yorumu: ‘Bölgesel çatışma kısmen faydalı, topyekun savaş felaket’

Yayınlanma

Rus basını, 13 Haziran’da başlayan İsrail-İran savaşını mercek altına aldı. Uzmanlar, İsrail’in nihai hedefinin İran’ın nükleer programını tamamen yok etmek olduğunu belirtirken, Rusya’nın arabuluculuk rolü ile Tahran’a olası stratejik desteği arasındaki hassas dengeyi tartışıyor. Analizlerde, savaşın İran için ‘varoluşsal’ riskler taşıdığı ve Rusya’nın jeopolitik çıkarlarını yakından etkilediği vurgulanıyor.

Rusya’nın önde gelen yayın organları, 13 Haziran’da İsrail ile İran arasında patlak veren savaşı, uzman görüşleri ve analizlerle yakından takip ediyor. Rus medyasında öne çıkan değerlendirmeler, çatışmanın nedenleri, olası sonuçları ve Rusya’nın pozisyonu üzerinde yoğunlaşıyor.

Uzmanlar, İsrail’in İran’ın nükleer programını yok etme kararlılığına dikkat çekerken, Moskova’nın arabuluculuk çabaları ile Tahran’la olan stratejik ortaklığının getirdiği zorlukları ele alıyor.

İzvestiya: İsrail hedefinden vazgeçmiyor, diplomasi masada değil

İzvestiya gazetesine göre İsrail, İran’a yönelik askeri operasyon için bir zaman sınırı belirlemiş değil ve çatışmanın diplomatik yollarla çözülmesini şu an için mümkün görmüyor.

Gazeteye konuşan İsrail’in Moskova Büyükelçisi Simona Halperin, operasyonun amacının İran’ın nükleer silah üretme niyetini, arzusunu ve kabiliyetini ortadan kaldırmak olduğunu belirtti.

İsrail ordusu sözcüsü Anna Ukolova ise “İran liderleri her zaman İsrail’i yok etme arzularından bahsettiler ama biz buna izin veremeyiz. İsrail’e güvenliği geri getirmek için ne kadar gerekiyorsa o kadar hareket edeceğiz,” ifadelerini kullandı.

Gazeteye görüş bildiren uzmanlar, müzakere ihtimalini zayıf görüyor. Doğu bilimci Farhad İbragimov, Tahran’ın Washington’un desteği olmadan İsrail’in bu kadar saldırgan davranmayacağına inandığını ve bu nedenle müzakerelerin söz konusu olamayacağını belirtti.

MGIMO Doğu Bilimleri Bölümü’nden Doçent Nikolay Surkov ise krizden çıkış yollarından birinin, İran’ın baskı altında yeni bir nükleer anlaşma imzalaması olabileceğini, ancak bunun “fiili bir teslimiyet belgesi” anlamına geleceğini savundu.

Svobodnaya Pressa: Stratejik ortaklık anlaşması Rusya’ya ne yüklüyor?

Svobodnaya Pressa gazetesi, savaşın ortasında onaylanan Rusya-İran Kapsamlı Stratejik Ortaklık Anlaşması’nın Moskova’ya getireceği yükümlülüklere odaklandı.

Finans Üniversitesi’nden Doçent Vladimir Blinov, anlaşmanın tarafları müttefikinin saldırıya uğraması durumunda savaşa girmeye zorunlu kılmadığını hatırlattı.

Blinov, “İran, Rusya’dan yardım bekliyor. Rusya, İran için son derece önemli olan S-300 gibi savunma sistemleri ve füzeler tedarik edebilir. Ancak Trump’ın Putin’i, Ukrayna’ya sevkiyatların durdurulması vaadiyle İran’a silah vermekten caydırmaya çalışması muhtemel,” değerlendirmesinde bulundu.

Siyasi ve Ekonomik İletişim Ajansı’ndan Mihail Neyjmakov ise anlaşmanın büyük ölçüde “çerçeve” niteliğinde olduğunu ve tarafları katı yükümlülükler altına sokmadığını belirtti.

Neyjmakov’a göre Rusya’nın İran’a yardımı büyük olasılıkla insani konular ve arabuluculuk rolüyle sınırlı kalacak.

Uzman, “Rusya’nın Kiev ile çatışma koşullarında kendi hava savunma sistemlerine ihtiyacı var. Ayrıca, İsrail istihbarat ağlarının İran topraklarına sızdığı düşünüldüğünde, Tahran’a aktarılan bilgilerin hızla İsrail’in eline geçme riski bulunuyor,” dedi.

Vedomosti: ABD’nin rolü ve plansızlığı

Vedomosti gazetesi, ABD’nin çatışmadaki pozisyonunu ve Başkan Donald Trump’ın açıklamalarını öne çıkardı. Trump, bir anlaşmaya varılacağını düşündüğünü ancak “bazen mücadeleden geçmek gerektiğini” belirtti.

ISKRAN’dan kıdemli araştırmacı Nikolay Bobkin, ABD’nin saldırılara dolaylı olarak karıştığını ve her an İsrail’in yanında çatışmaya çekilebileceğini söyledi. Bobkin, “Sorun, Netanyahu’nun onların tavsiyelerini ne kadar dinlemeye hazır olduğu,” diye ekledi.

VŞE’den Doçent Dmitriy Novikov ise Beyaz Saray’ın Orta Doğu’da net bir eylem planı olmadığını ve bu nedenle Netanyahu’nun proaktif rol oynamaya devam edeceğini savundu. Novikov, “ABD, İran’a güvenlik garantisi veremez ve vermeyecektir; bu, bir nükleer anlaşma için tek seçenek olurdu. İsrail’in saldırgan eylemleri, İranlılara nükleer bomba yapmaktan başka seçenek bırakmadı,” dedi.

Rusya Uluslararası İlişkiler Konseyi’nden İvan Boçarov ise güç dengesinin henüz çok büyük ölçüde değişmediğini, çünkü İran’ın yaptırımların yanı sıra Gazze, Lübnan ve Yemen’deki müttefiklerinin zayıflamasıyla zaten güç kaybettiğini belirtti.

Vzglyad: Rusya için ‘kısmen faydalı’ ama tehlikeli bir savaş

Vzglyad gazetesinde bir analiz kaleme alan Finans Üniversitesi’nden Gevorg Mirzayan, İsrail’in, İran’ın “yıpratma savaşı” stratejisini tersine çevirdiğini savundu.

Mirzayan’a göre İsrail, önce Hamas’ı, ardından Hizbullah’ı zayıflatarak ve Suriye’de Esad rejiminin düşüşüne zemin hazırlayarak İran’ı bölgede yalnızlaştırdı.

Mirzayan, İsrail’in şimdi Tahran’a “ya nükleer tesislerinin yok edilmesine izin vererek aşağılanmayı kabul et ya da direnerek hem aşağılanmayı hem de bir darbeyi göze al” şeklinde bir ültimatom verdiğini belirtti.

Mirzayan, bu durumun Rusya için karmaşık sonuçları olduğunu vurguladı.

Analizde, “Rusya için Orta Doğu’da yerel bir savaş, ABD’nin dikkatini ve kaynaklarını Ukrayna’dan başka yöne çektiği için kısmen faydalıdır. Ancak İran’ın yok edilmesi veya parçalanmasıyla sonuçlanacak topyekun bir savaş, Rusya için kesinlikle kabul edilemez. Tahran yenilgiye uğrarsa ‘Kuzey-Güney’ ulaşım koridorlarının üzerine bir çarpı atılabilir ve istikrarsızlık hızla Güney Kafkasya’ya, oradan da Kuzey’e sıçrar,” ifadeleri kullanıldı.

Bu nedenle Rusya’nın durumu istikrara kavuşturmak için tüm diplomatik kanalları kullandığı kaydedildi.

Okumaya Devam Et

Rusya

ABD, Rusya ile normalleşme müzakerelerini iptal etti

Yayınlanma

Rusya Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Mariya Zaharova, Moskova’nın önümüzdeki günlerde yapılacağını duyurduğu Rusya ile ABD arasındaki ikili ilişkileri normalleştirme müzakereleri turunun Washington tarafından iptal edildiğini bildirdi. Zaharova, görüşmelerde ‘karşılıklı rahatsızlıkları’ gidermenin ve diplomatik misyonların çalışmalarını normalleştirmenin planlandığını belirtti.

Rusya Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Mariya Zaharova, Moskova’nın “önümüzdeki günlerde” yapılacağını duyurduğu Rusya ile ABD arasındaki ikili ilişkileri normalleştirme müzakereleri turunun iptal edildiğini bildirdi.

Zaharova’nın TASS‘a yaptığı açıklamaya göre, Washington’ın iptal ettiği bu istişarelerde, iki ülke arasındaki “karşılıklı rahatsızlıkların” giderilmesi ve diplomatik temsilciliklerin çalışmalarının normalleştirilmesi konularının ele alınması planlanıyordu.

Zaharova, “Umarız ki verdikleri bu ara çok uzun sürmez,” ifadelerini kullandı.

Sözcü, Washington’ın görüşmeleri neden iptal ettiğine dair bir sebep belirtmedi.

Donald Trump yönetiminin göreve gelmesinden bu yana Rus ve Amerikalı yetkililer en az altı kez yüz yüze görüştü.

Bu görüşmelerden ilki 18 Şubat’ta Riyad’da, ikincisi ise 27 Şubat’ta İstanbul’da yapıldı. Bir ay sonra, 24 Mart’ta iki ülke heyetleri Suudi Arabistan’ın başkentinde yeniden bir araya geldi.

Nisan başında Rusya Doğrudan Yatırım Fonu (RDIF) Başkanı Kirill Dmitriyev görüşmeler için Washington’a giderken, bir hafta sonra Trump’ın Özel Temsilcisi Stephen Witkoff St. Peterburg’u ziyaret etti.

Hemen hemen aynı tarihlerde, 10 Nisan’da Rus ve Amerikalı diplomatlar İstanbul’da tekrar bir araya geldi.

Geçtiğimiz hafta, Rusya’nın yeni Washingotn Büyükelçisi Aleksandr Darçiyev, yeni istişare turunun “önümüzdeki günlerde Moskova’da” gerçekleşeceğini belirtmişti.

Doğrudan Rusya-ABD ilişkilerine odaklanan 10 ve 27 Nisan tarihlerindeki iki tur görüşme ise neredeyse sonuçsuz kaldı.

Yalnızca Washington’a yeni bir büyükelçi atanması ve diplomatik misyonların bankacılık hizmetlerinin önündeki engellerin kaldırılması konusunda anlaşma sağlanabildi.

Rusya Dışişleri Bakan Yardımcısı Sergey Ryabkov, 9 Haziran’da TASS’a verdiği mülakatta, diğer kilit konularda henüz “ilerleme kaydedilemediğini” kabul etmişti.

Özellikle ABD, Rus diplomatların serbest dolaşım yasağını kaldırmayı (sadece diplomatik misyonların 25 mil çapındaki bölgesinde bulunmalarına izin veriliyor) ve Barack Obama yönetimince el konulan diplomatik mülkleri iade etmeyi reddediyor.

Ryabkov, “Ülkelerimiz arasında doğrudan hava trafiğini yeniden başlatma teklifi henüz pek coşkuyla karşılanmıyor,” diye şikayet etmişti.

Darçiyev, geçtiğimiz hafta yaptığı açıklamada, yaşananlardan “derin devletin” ve “Kongre’deki şahinlerin” sorumlu olduğunu, orada “istikrarlı bir Rusya karşıtı lobinin oluştuğunu” dile getirmişti.

Rusya ile ABD arasındaki müzakerelerin yeni durağı Moskova olacak

Okumaya Devam Et

Rusya

Rusya istihbaratı: Ukrayna ve İngiltere, ABD donanmasına yönelik sahte saldırı hazırlığında

Yayınlanma

Rusya Dış İstihbarat Servisi (SVR), Ukrayna’nın İngiltere’nin yardımıyla Baltık Denizi’nde bir ABD donanma gemisine sahte bir saldırı düzenlemeyi planladığını iddia etti. SVR, bu provokasyonların amacının Moskova’yı suçlayarak Ukrayna’daki barış görüşmelerini sabote etmek ve Washington’u askeri yardıma devam etmeye zorlamak olduğunu belirtti.

Rusya Dış İstihbarat Servisi (SVR), Ukrayna’nın İngiltere’nin desteğiyle Baltık Denizi sularında bir dizi provokasyon düzenleyerek bunları Rus istihbarat kurumlarının sabotajı gibi göstermeye hazırlandığını öne sürdü.

SVR tarafından yapılan açıklamada, bu planın nihai hedefinin, Rusya ile ABD arasında Ukrayna’daki barışçıl çözüme yönelik müzakereleri sekteye uğratmak olduğu belirtildi.

‘Rus torpidosuyla’ sahte saldırı senaryosu

SVR’nin açıklamasına göre, İngiltere ve Ukrayna tarafından planlanan ilk senaryo, bir ABD Donanması gemisine “sözde Rus torpidoları” ile saldırı düzenlenmesini içeriyor. Bu torpidoların Kiev tarafından İngiliz tarafına çoktan teslim edildiği iddia edildi.

SVR, plana ilişkin şu detayları paylaştı: “Plan, torpidoların bir kısmının Amerikan gemisinden ‘güvenli bir mesafede’ patlatılmasını, bir tanesinin ise kasıtlı olarak patlamamasını ve Rusya’nın ‘kötü niyetli faaliyetlerinin’ kanıtı olarak kamuoyuna sunulmasını öngörüyor.”

Deniz mayınları da devrede

SVR, Ukrayna’nın ayrıca “kuzey Avrupa ülkelerindeki suç ortaklarıyla birlikte” Baltık Denizi’nde sözde Rus yapımı demirlemiş mayınları “tespit etmeyi” planladığını da ifade etti.

SVR’ye göre, İngiltere-Ukrayna senaryosu kapsamında bu mayınlar, Rusya tarafından uluslararası deniz yolunda sabotaj amacıyla döşenmiş gibi gösterilecek.

Amaç çatışmayı tırmandırmak

SVR tarafından yayımlanan açıklamada, bu provokasyonların amacının, Ukrayna’daki çatışmayı tırmandırmak ve Washington’u Ukrayna’ya askeri yardıma devam etmeye teşvik etmek olduğu ifade edildi.

İstihbarat kurumu, bu durumun arkasında Ukrayna ordusunun cephedeki pozisyonlarının zayıflaması ve ülke içindeki Ukrayna toplumunun “manevi yorgunluğunun” yattığını savundu.

SVR, şubat ayında da benzer bir iddiada bulunarak Ukrayna askeri istihbaratının, yurt dışında bulunan Rus muhaliflere ve iş insanlarına yönelik terör saldırıları hazırlığında olduğunu bildirmişti.

Londra’dan Moskova’ya: Gerekirse savaşmaya hazırız

Okumaya Devam Et

Çok Okunanlar

English