Rusya
Rusya’nın petrol gelirleri son iki yılın en düşük seviyesine geriledi

Rusya’nın petrol gelirleri, Ural petrolü fiyatlarındaki sert düşüş ve OPEC+ üretim kesintileri nedeniyle son iki yılın en düşük seviyesine indi. İhracat gelirlerindeki bu azalma, Rusya bütçesi üzerinde baskı yaratırken, uzmanlar bütçe açığının artabileceği ve rublenin değer kaybedebileceği uyarısında bulunuyor.
Rusya’nın petrol gelirleri son iki yılın en düşük seviyesine geriledi. Ural petrolü fiyatlarındaki sert düşüş ve OPEC+ anlaşması kapsamındaki üretim kesintileri, ülke ekonomisinin ihracat gelirlerini olumsuz etkiledi.
Bloomberg‘in, Argus verileri ve tanker taşımacılığı istatistiklerine dayanarak yaptığı hesaplamalara göre, 13 Nisan’da sona eren dört haftalık dönemde petrol şirketlerinin yurt dışına ham petrol satışından elde ettiği gelir, Temmuz 2023’ten bu yana en düşük seviyeye indi.
Ajansın hesaplamalarına göre, Rusya’nın ortalama petrol ihracatı günlük 3,13 milyon varile gerileyerek mart ortasına kıyasla yüzde 10 (günlük 320 bin varil) azaldı.
Yurt dışına varil ihracatından elde edilen ortalama gelir ise haftalık 1,29 milyar dolara düştü.
Petrol şirketlerinin geliri, bir ay öncesine göre yüzde 10, Nisan 2024’e göre ise üçte birden fazla (haftalık yaklaşık 700 milyon dolar) geriledi.
Bloomberg verilerine göre, petrol gelirlerindeki asıl düşüş nisan ayının ikinci haftasında yaşandı.
Bu dönemde, Rus petrol şirketlerinin ana markası olan Ural petrolünün varil fiyatı anlık olarak 50 doların altına kadar geriledi.
Rus petrolünün satış fiyatları tüm sevkiyat noktalarında keskin bir düşüş gösterdi: Baltık Denizi’nde varil başına 9,1 dolar, Karadeniz’de 9,4 dolar ve Pasifik Okyanusu limanlarında 9,7 dolar düştü.
Bu durum, petrol şirketlerinin haftalık gelirlerinde 220 milyon dolarlık kayba yol açarken, bütçe için de yeni sorunlar yaratıyor.
Rusya bütçesi, mart ayında petrol ve doğalgaz gelirlerinde geçen yılın aynı dönemine göre halihazırda yüzde 17’lik düşüş yaşamıştı.
Hazine için durumu zorlaştıran bir diğer etken ise güçlü ruble. Bloomberg‘e göre ruble, 2025 yılında dünyanın en hızlı değer kazanan para birimi oldu.
Arikapital Yönetim Şirketi Genel Müdürü Aleksey Tretyakov, mevcut kur ve petrol fiyatlarıyla bütçenin, planlanan 10,8 trilyon rublelik petrol ve doğalgaz gelirinin 3,1 trilyon ruble altında kalabileceğini tahmin ediyor.
Tretyakov’a göre, ham madde gelirlerindeki düşüşü telafi edebilecek petrol dışı gelirler de planlanandan yavaş artıyor ve yıl sonunda hedeflenen seviyenin 2 trilyon ruble altında kalabilir.
Tretyakov, bu durumun bütçede Gayri Safi Yurtiçi Hasıla’nın (GSYİH) yüzde 3’üne denk gelen 6,5 trilyon rublelik açık anlamına geleceğini belirtiyor ve ekliyor: “Bu rakam, modern tarihin en kötü yılı olan 2020’deki 4,1 trilyon rublelik açıktan önemli ölçüde daha fazla olacak.”
Uzman, bu koşullar altında rublenin devalüasyonunun “kaçınılmaz” olduğunu düşünüyor ve dolar kurunun 110-120 rubleye kadar çıkabileceğini belirtiyor.
Renaissance Capital analistleri de benzer bir tahminde bulunuyor: Petrolün varili 50 dolar olursa, dolar kurunun 108 rubleye yükseleceğini öngörüyorlar.
Raiffeisenbank analistleri ise mevcut durumda Rus para biriminin jeopolitik normalleşme beklentileriyle desteklendiğini ancak rublenin aşırı değerlendiğini yazıyor.
Bankanın tahminine göre, dolar kuru yıl sonuna kadar 95 rubleye yükselecek.
Rusya
Şoygu’nun Kuzey Kore ziyaretinin perde arkası

Rusya Güvenlik Konseyi Başkanı Sergey Şoygu’nun Pyongyang ziyaretinde, Kuzey Kore’nin Kursk bölgesine bin istihkamcı göndermesi kararlaştırıldı. Rus uzman Yevgeniy Kim, bir ay içindeki ikinci olan bu ziyaretin asıl amacının daha derin askeri-teknik işbirliği ve Putin’den özel bir mesaj olduğunu, Kuzey Kore’nin uzun menzilli füzelerinin Rusya için stratejik önem taşıdığını belirtti.
Rusya Güvenlik Konseyi Başkanı Sergey Şoygu’nun 17 Haziran’da Kuzey Kore’nin başkenti Pyongyang’a gerçekleştirdiği ziyaretin ilk resmi sonuçları açıklandı.
Kuzey Kore lideri Kim Jong-un ile yapılan görüşmeler neticesinde, Pyongyang’ın, Ukraynalı milliyetçiler tarafından döşenen mayınları temizlemek üzere Rusya’nın Kursk bölgesine bin istihkamcı göndereceği bildirildi.
Bu ziyaret, Şoygu’nun bir ay içinde Kuzey Kore’ye yaptığı ikinci ziyaret olmasıyla dikkat çekti.
Resmi olarak açıklananların “buzdağının sadece görünen kısmı” olduğu belirtilirken, bazı kaynaklar Kuzey Kore’nin istihkamcıların yanı sıra, yıkılan tesislerin yeniden inşası için savaş bölgesine 5 ila 6 bin arasında inşaat işçisi gönderebileceğini öne sürdü.
Uzmanlar, Kuzey Kore’de inşaat faaliyetlerinin geleneksel olarak ordu tarafından yürütüldüğünü ve bu personelin aynı zamanda iyi bir savaş eğitimi aldığını vurguluyor. Gerekli bir durumda bu birliklerin, emir üzerine hem savunma hem de saldırı görevleri için harekete geçebileceği ifade ediliyor.
Kuzey Kore’den Rusya’ya kritik destek: Kursk’un inşası için binlerce asker yola çıkıyor
Putin’den özel mesaj
Rusya Bilimler Akademisi Çin ve Modern Asya Enstitüsü Kore Araştırmaları Merkezi’nin önde gelen araştırmacılarından Yevgeniy Kim, Svobodnaya Pressa‘ya yaptığı açıklamada, Şoygu’nun ziyaretinin görünenden daha derin anlamlar taşıdığını belirtti.
Kim, “Şoygu, Putin’in güvendiği bir isim olduğu için Rusya Devlet Başkanı’ndan önemli bir mesaj iletmiş olması son derece doğal. Konu, ülkelerimiz arasındaki güvenlik işbirliğinin biçimleriyle ilgili,” dedi.
‘Dengeyi değiştirecek füzeler’
Yevgeniy Kim, iki ülke arasındaki askeri-teknik işbirliğine dikkat çekerek, Kuzey Kore’nin elindeki gelişmiş silah sistemlerinin önemini vurguladı. Kim, bu konudaki değerlendirmesinde, “Kuzey Kore’nin, bizim ve Amerikan Çok Namlulu Roketatar Sistemleri’nin (ÇNRS) menzilini ikiye veya üçe katlayan ÇNRS’lere sahip olduğu bir sır değil. Bu tür sistemlerin envanterimizde olması, Ukraynalı militanlara karşı misilleme ateşi endişesi duymadan yaylım ateşi açmamızı sağlardı. Ukrayna’nın karşı batarya sistemlerinin bu menzildeki bir ÇNRS’yi vurma olasılığı çok düşük,” ifadelerini kullandı.
‘Rusya, Koreler arasında arabulucu olabilir’
Görüşmede ele alınan bir diğer konunun ise Ukrayna’da esir düşen iki Kuzey Koreli asker olduğu belirtildi. Kim, bu askerlerin propaganda amacıyla kullanılmak üzere Güney Kore’ye teslim edilebileceği riskine işaret etti.
Rus uzman, “Güney Kore’nin yeni Cumhurbaşkanı Lee Jae-myung, Kuzey Kore ile gerilim istemediğini açıkça belirtti, ancak Seul’ün bunu isteyen ortakları ve kendi muhafazakar muhalefeti var,” bilgisini paylaştı.
Kim, Kim Jong-un’un Rusya’yı Güney Kore ile ilişkilerin normalleşmesinde potansiyel bir arabulucu olarak görüp görmediği sorusuna, “Bunu dışlamazdım. Putin, daha önce 2000, 2004 ve 2018’deki liderler zirvelerinde her defasında arabulucuydu,” yanıtını verdi.
Kim ayrıca, Güney Kore’de Rusya’ya yakın, stratejik düşünen ve üç ülkenin (Rusya, Çin, Kuzey Kore) sınırlarının kesiştiği bir noktada uluslararası bir havalimanı kurulmasını öneren önemli bir yetkilinin varlığından bahsetti.
‘İngiliz istihbaratının iddiası saçmalık’
İngiliz istihbaratının Kursk bölgesinde 6 bin Kuzey Koreli askerin öldüğü yönündeki raporu hakkında da konuşan Kim, bu iddiayı “saçmalık” olarak nitelendirdi.
Kim, “Kiev ve Londra’daki kaynaklar, Kursk bölgesinde yaklaşık 11 bin Kuzey Koreli askerin bulunduğunu söylüyordu. Aklı başında herhangi biri, bunların yarısından fazlasının öldüğüne inanabilir mi? Pyongyang bu hezeyanı neden yorumlasın ki?” diye sordu.
Kim, hayatını kaybeden Koreli askerlerin olduğunu doğrulayarak, “Devletlerarası anlaşmalara göre onlara tüm isimlerinin yazılacağı bir anıt dikilecek. İşte o zaman ölen Korelilerin sayısını öğreneceğiz. Bazı şehit kahramanların isimleri Kursk oblastındaki yerleşim yerlerindeki caddelere verilecek,” şeklinde konuştu.
Uzman, Şoygu’nun ziyaretinin aynı zamanda Rusya ve Kuzey Kore arasında imzalanan kapsamlı işbirliği anlaşmasının birinci yıl dönümüne denk geldiğini ve Batı’nın dikkatleri Orta Doğu’dan başka yöne çekmek için Uzak Doğu’da bir provokasyon planlayabileceği ihtimaline karşı ortak bir eylem planının da görüşülmüş olabileceğini sözlerine ekledi.
Rusya
‘Rusya’yı yeni bir durgunluk dönemi bekliyor’

Hükümete yakın bir düşünce kuruluşu olan TsMAKP’nin uzmanları, Rusya ekonomisinin bir ‘durgunluk ekonomisine’ dönüştüğünü belirtti. Rapora göre, ücret artışları, tüketim ve ithal ikamesine dayalı büyüme modeli artık işlemiyor ve ülkeyi uzun süreli bir yavaşlama bekliyor. Sanayideki durgunluk ve azalan ihracat, bu karamsar tabloyu destekliyor.
Rusya’da 2023-2024 yıllarındaki etkileyici ekonomik büyüme rakamları mazide kalırken, ekonomi hem ciddi bir yavaşlama sürecine girdi hem de yeniden ivme kazandıracak bir faktör ufukta görünmüyor.
Hükümete yakınlığıyla bilinen Makroekonomik Analiz ve Kısa Vadeli Tahmin Merkezi (TsMAKP) uzmanları, hazırladıkları makroekonomik eğilimler raporunda, “Büyüme için belirgin bir itici güç bulunmuyor. Ücret, gelir ve tüketim artışı, konut inşaatı ve ithal ikamesi kombinasyonuna dayalı model artık işlemiyor,” ifadelerini kullanarak, “Görünüşe göre bir ‘durgunluk ekonomisi’ oluştu,” sonucuna vardı.
2014 sonrası döneme benziyor
Uzmanlara göre benzer bir durum daha önce de yaşanmıştı. Kırım’ın Rusya Federasyonu’na bağlanması ve ilk yaptırımların ardından Rusya ekonomisi 10 yıl boyunca yılda ortalama yüzde 1,1 büyümüş, pandemi öncesindeki altı yıllık dönemde (2014-2019) ise yüzde 6’dan daha az bir artış kaydetmişti.
TsMAKP uzmanları, yüksek frekanslı verilerin durumda geçici iyileşme işaretleri gösterdiğini belirtse de, “Ancak bu iyileşme tamamen yerel bir nitelik taşıyor,” uyarısında bulundu.
Raporda, petrol sektöründe, perakende ticarette ve tüketici faaliyetlerinde hafif bir canlanma olduğu belirtilirken, sanayinin genelinde durgunluk gözlemlendiği ve enerji dışı sivil imalat sanayisi üretiminin yıl başından bu yana istikrarlı bir şekilde düştüğü vurgulandı.
Bu durumun bir sonucu olarak üretim kapasitesi kullanımında bir miktar azalma yaşanması ise raporun yazarları tarafından iyi bir haber olarak değerlendirildi ve üretim üzerindeki kapasite kısıtlamalarının aciliyetinin azaldığına işaret edildi.
Sanayide durgunluk, ihracatta düşüş
TsMAKP’nin değerlendirmesine göre, mevsimsellikten arındırılmış mal ihracatı kademeli bir düşüş eğiliminde kalmaya devam ediyor.
Rublenin güçlenmesi sayesinde ithalat yavaş bir büyüme trendine dönse de, satış sorunları nedeniyle yılın ikinci yarısında en azından yavaşlayacağı öngörülüyor.
Raporun yazarları, sabit sermaye yatırımlarındaki hızlı artışın aldatıcı olduğunu ve büyük olasılıkla maddi olmayan duran varlıklara yapılan yatırımlarla ilişkili olduğunu düşünüyor.
Ana yatırım kaynağı olan şirket kârlarının azaldığı ve GSYİH’nin gelir yapısında kârların yerini belirgin bir şekilde ücretlerin aldığına dikkat çekiliyor.
Halkın alım gücü ve tüketimi de zorda
Halkın gelirleri ve tüketiminde de sorunlar yaşanıyor. Enflasyonun hissedilir derecede yavaşlamasına ve Merkez Bankası’nın yaklaşık üç yıl sonra ilk kez politika faizini düşürmesine rağmen, TsMAKP, düşük gelirli nüfusun tüketim sepetindeki enflasyonun genel seviyenin oldukça üzerinde kaldığını yazıyor: “Bu nedenle, bu nüfus grubunun refah göstergesi neredeyse bir yıldır bir önceki yılın seviyesinin altında.”
Gelir vergisindeki artış nedeniyle bu yıl maaşlarda büyük bir belirsizlik olduğu belirtilirken, şirketlerin ilk çeyrek ödemelerinin bir kısmını aralık ayına ertelediği ifade ediliyor.
Ancak TsMAKP uzmanları, reel (enflasyona göre düzeltilmiş) ücretlerde durgunluk değil, daralma riski olduğunu belirtiyor.
Raporda, tüketici harcamaları yapısında artık “büyüme alanları”nın öne çıkmadığı, bazı kalemlerde (özellikle uzun ömürlü “kredili” mallarda) belirgin bir düşüş yaşandığı belirtiliyor.
Tüketim daralması eğilimi kalıcı hale gelmese de, şu anda daha çok bir durgunluktan bahsedilebileceği ifade ediliyor.
TsMAKP uzmanları, tüketici davranışlarında gıda, gıda dışı ürünler ve hizmetler gibi tüm ana harcama bileşenlerinde “oldukça güçlü bir düşüş” olduğunu kaydediyor.
Büyüme modeli tükendi
Bu durumdan çıkmanın kolay olmayacağı düşünülüyor. Son iki yılın büyümesinin temelini oluşturan devasa bütçe teşviki ve serbest kaynakların kullanımı gibi faktörler artık yardımcı olamayacak. TsMAKP uzmanları, işsizliğin tarihi düşük seviyelerde istikrar kazandığını ve kapasite kullanımının maksimum seviyelerden çok uzaklaşmadığını belirtiyor.
Bütçe teşvikinin 2024 yılında zaten kademeli olarak azaldığı ve bu yıl muhtemelen daha da zayıf olacağı ifade ediliyor.
TsMAKP, “Bütçe istikrarını sağlama hedefi giderek daha net bir şekilde ortaya çıkıyor,” tespitinde bulunuyor. Ekonomist Vladislav İnozemtsev’e göre, devlet artık harcamaları eski hızda artırmayı göze alamaz ve ülke mevcut veya biraz daha yüksek harcamaları uzun süre karşılayabilir.
Devlet Başkan Yardımcısı Maksim Oreşkin de geçtiğimiz günlerde, daha önce kullanılmayan kaynakların devreye sokulmasını kastederek, “Bu büyüme modeli kendini tüketti,” dedi.
Oreşkin, çözümü teknolojik bir atılımda görse de, mevcut Rusya koşullarında bunun pek olası olmadığı değerlendiriliyor.
Çoğu tahmin, Rusya ekonomisinin uzun bir süre yavaşlayacağını öngörüyor. TsMAKP 2025-2027 yılları için yüzde 1,2-2,3, Merkez Bankası yüzde 0,5-2,5, bankanın anketine katılan analistler yüzde 1,5-1,9 büyüme tahmin ediyor.
IMF ise bu yıl için yüzde 1,5, gelecek yıl için yüzde 0,3-0,9 arasında bir büyüme öngörüyor.
Rusya
Ryabkov’dan İran konusunda Batı’ya sert sözler: Vicdanları var mı bilmiyorum

Rusya Dışişleri Bakan Yardımcısı Sergey Ryabkov, İsrail’in İran’a yönelik saldırısının, Batılı ülkelerin desteğiyle oluşan bir “cezasızlık hissi” sonucu gerçekleştiğini belirtti. Ryabkov, İsrail’in bu eylemin ardından kendisi için daha kötü bir güvenlik durumuyla karşı karşıya kalacağını vurguladı.
Rusya Dışişleri Bakan Yardımcısı ve Rusya’nın BRICS Şerpası Sergey Ryabkov, TASS haber ajansına verdiği mülakatta, İsrail’in İran’a yönelik son saldırısını ve BRICS grubunun geleceğini değerlendirdi.
Ryabkov, saldırının Batılı ülkelerin desteğiyle oluşan bir “cezasızlık hissi” sonucu gerçekleştiğini belirterek, İsrail’in bu eylemin ardından kendisi için daha kötü bir güvenlik durumuyla karşı karşıya kalacağını vurguladı.
‘İsrail daha kötü bir güvenlik durumuyla karşılaşacak’
İsrail’in İran’a yönelik saldırısının kendileri için sürpriz olmadığını belirten Ryabkov, gerilimin son günlerde tırmandığının açıkça görüldüğünü ifade etti.
Ryabkov, saldırının zamanlamasına dikkat çekerek, “Saldırı, Uluslararası Atom Enerjisi Ajansı (UAEA) Yönetim Kurulu’nda Batılı grubun baskısıyla kabul edilen İran karşıtı karardan hemen bir gün sonra gerçekleşti,” dedi.
Ryabkov, bu durumun İsrail’e bir cezasızlık hissi verdiğini ve Batılı devletlerden koşulsuz destek aldığının bir teyidi olduğunu kaydetti.
Ryabkov, “İsrail şimdi ne kadar onarılamaz bir hasar verdiğini, hedeflere ulaştığını iddia etse de sonuçta bu eylemden öncekinden daha kötü bir güvenlik durumuyla karşı karşıya kalacaklar. İran tarafının kararlı tutumu her şeyi anlatıyor,” değerlendirmesinde bulundu.
Rusya’dan İsrail-İran savaşı yorumu: ‘Bölgesel çatışma kısmen faydalı, topyekun savaş felaket’
‘Vicdanları var mı bilmiyorum’
İngiltere, Fransa ve Almanya’nın tutumunu sert bir dille eleştiren Ryabkov, bu ülkelerin siyasi ve diplomatik çözüm çabalarını iki katına çıkarması gerekirken, yaşananları “İran’ın suçu, bu yüzden vuruldu” şeklinde sunduğunu belirtti.
Ryabkov, bu durumu “korkunç bir sapma” ve “dünya algısında bir anormallik” olarak nitelendirerek, “İngiltere, Fransa ve Almanya’nın, vicdanlarının kalıp kalmadığını bilmediğim bir şekilde, olanları bu şekilde sunması korkunç bir durum,” ifadelerini kullandı.
‘BRICS, Batı’ya alternatif bir çekim merkezi’
Ryabkov, BRICS’in “Batı karşıtı değil, Batı dışı” bir yapı olarak kalacağını ve Batı’ya alternatif yaklaşımlar için bir çekim merkezi rolünü güçlendireceğinden emin olduğunu söyledi.
Batı’nın baskı, korkutma ve şantaj girişimlerine rağmen grubun rolünün her geçen yıl arttığını belirten Ryabkov, “Eğer bu tür girişimler başarılı olsaydı, birliğin rolünün yıldan yıla arttığını görmezdik,” değerlendirmesini yaptı.
BRICS’in gündeminin sürekli genişlediğini vurgulayan Ryabkov, “2009’daki ilk zirvenin sonuç belgesi 14 paragraftan oluşuyordu. Şimdi ise her yıl yaklaşık yüz paragraflık belgeler yayımlıyoruz. Yapay zekadan yeni aşılara, Batı yaptırımlarına karşı bağışıklığı olan bir ödeme sisteminin oluşturulmasına kadar pek çok konuda sözümüzü söylemek zorundayız,” diye konuştu.
Finansal sistemde reform ve BRICS Köprüsü
Ryabkov, BRICS’in temel hedeflerinden birinin Bretton-Woods kurumlarında (IMF ve Dünya Bankası) adil temsil olduğunu ancak bu alandaki reformların yıllardır yerinde saydığını belirtti.
Bu durumun, mevcut kurumları reforme etme çabalarından vazgeçmek için bir neden olmadığını söyleyen Ryabkov, “Mevcut kurumların yerine bir şey yaratmıyoruz. Kendi görevlerimizi çözmek için alternatif bir araca sahip olmak, aynı zamanda mevcut olanı reforme etmeye devam etmek istiyoruz,” dedi.
Rusya’nın Yeni Kalkınma Bankası (BRICS bankası) ile projelerin uygulanmasında ikincil yaptırım korkusu nedeniyle zorluklar yaşandığını kabul eden Ryabkov, “Bankanın yönetimiyle tartıştığımız ve tamamen işler olduğuna inandığımız planlarımız var. Yakın zamanda bu durgunluktan çıkacağımızı umuyorum,” şeklinde konuştu.
Bakan Yardımcısı ayrıca, ülkelerin ikili ticaretteki dengesizlikleri çok taraflı bir formatta telafi etmelerini sağlayacak “BRICS Bridge” ve “BRICS Clear” gibi sistemler üzerinde çalıştıklarını da ekledi.
Hindistan’ın dönem başkanlığında öncelik terörle mücadele olacak
Brezilya’nın ardından BRICS dönem başkanlığını devralacak olan Hindistan’ın önceliklerine de değinen Ryabkov, finans, ekonomi ve ticaret konularının merkezde olacağını belirtti.
Ryabkov, “İkinci olarak, Hindistan’ın dönem başkanlığı sırasında terörle mücadelede bir sonraki büyük adımı atacağımızdan şüphem yok. Bu konu Hindistan için son derece önemli ve bizim için de bariz nedenlerden ötürü son derece güncel. BRICS içinde pratik operasyonel etkileşime ve en iyi uygulamaların değişimine geçmemiz gerekiyor,” diye ekledi.
-
Dünya Basını2 hafta önce
Trumpizmin gerici ideoloğu: Curtis Yarvin
-
Asya1 hafta önce
Huawei kurucusu: Çiplerimiz ABD’nin bir nesil gerisinde
-
Görüş2 gün önce
Çin, İsrail’i Kınamaktan Daha Fazlasını Yapabilir mi?
-
Dünya Basını1 hafta önce
Mevcut jeopolitik değişiklikleri anlamak: Sergey Karaganov ile mülakat
-
Görüş1 hafta önce
Avrupa’nın savunma özerkliği ve Almanya’nın askerî rolü dönüm noktasında
-
Diplomasi3 gün önce
Çinli akademisyen İsrail-İran savaşını Harici’ye değerlendirdi: İran, Çin için stratejik öneme sahip
-
Görüş2 hafta önce
Silahlar sustu, şimdi artılar eksiler hanesine bakma zamanı – 3
-
Ortadoğu14 saat önce
İsrail’de hangi ‘halk’ yaşıyor?