Bizi Takip Edin

RUSYA

Rusya’nın Suriye’deki üslerinin akıbeti ne olacak?

Yayınlanma

Suriye’de silahlı gruplar, Rus üslerinin bulunduğu Lazkiye’ye girdi. Eski Cumhurbaşkanı Beşar Esad ile varılan anlaşma kapsamında Suriye’de kalıcı olarak iki Rus askeri üssü bulunuyor: Hmeymim’de bir hava üssü ve Tartus’ta bir deniz üssü.

Basında yer bulan haberlere göre, silahlı muhalifler henüz yüksek alarm durumuna geçirilen Rus askeri tesislerine yaklaşmadı.

Rusya ordusu, 2015 yılından bu yana Suriye topraklarında bulunuyor. Resmi olarak, varlıkları ve bölge dışılıkları, Rusya ve Suriye arasında 2066 yılına kadar geçerli olan üç anlaşmada yer alıyor.

Beşar Esad’ın, ülkedeki iktidarını gönüllü olarak bıraktığı göz önüne alındığında, Suriye’deki Rusya ordusu, onurlu bir şekilde ülkeden tahliye edilebilir ki bu, Rusya için Afganistan savaşının sona ermesinden bu yana en büyük askeri ve siyasi yenilgi olacak.

Dün Suriye Başbakanı Muhammed Gazi el-Celali, Al Arabiya televizyonuna verdiği demeçte Rusya’nın ülkedeki askeri varlığı konusunun yeni yetkililer tarafından karara bağlanacağını belirtmişti.

Berliner Zeitung: Esad’ı Putin-Trump anlaşması mı devirdi?

Rusya’nın Suriye’de kaç askeri personeli var?

Rusya ordusu, 2015 yılında IŞİD, silahlı muhalefet ve iktidarı ele geçirmeye çalışan diğer silahlı gruplarla mücadelede doğrudan askeri yardıma ilişkin ilk anlaşmayı imzaladığı günden bu yana Suriye’de resmi olarak bulunuyor.

Moskova, Suriye ordusuna büyük çaplı silah tedarikinin yanı sıra, 2015 yılında Suriye’ye dönemsel olarak on binlerce asker gönderen bir askeri birlik bulunduruyor. Rusya ordusuna ek olarak, birkaç bin Wagner birliği Suriye ordusunun yanında savaştı.

IŞİD’in yenilgiye uğratılması ve Suriye’de çözüm için müzakere sürecinin başlamasının ardından, Rusya’nın askeri varlığı kademeli olarak azaltılırken, Rusya Savunma Bakanlığı’na devredilen askeri tesislerin –Hmeymim hava üssü ve Tartus deniz üssü– takviyesi artmaya devam etti.

Stratejik Savunma Kuvvetleri’nin faaliyete geçmesinden sonra, Suriye’deki Rus askeri varlığında kayda değer bir azalma meydana geldi. Batılı uzmanlara göre, bugün ülkede Rus Hava Kuvvetleri’nin uçuş ve teknik personeli ile Tartus’taki savaş gemilerinin mürettebatı dahil olmak üzere beş ila on bin arasında Rus askeri bulunuyor.

Rus grubu, savaş ve bombardıman uçakları, tanklar dahil zırhlı savaş araçları, hava savunma sistemleri ve İskender füze sistemleriyle silahlandırılmış durumda. Rusya Savunma Bakanlığı, Suriye’deki birliklerinin kuvvet ve araçlarının bileşimini resmi olarak açıklamıyor.

Dün itibariyle Tartus, Hmeymim ve Rus Büyükelçiliği’nin faaliyet gösterdiği Şam arasında güvenli bir kara koridoru yok ve yerel gazetecilere göre Rusya ordusunun sınırlı gıda tedariki var.

Aynı zamanda, deniz yoluyla güvenli ikmal sadece Tartus’taki üs için mümkünken, Hmeymim’e sadece hava ya da kara yoluyla ulaşılabiliyor.

Rusya’nın Suriye’deki askeri üslere neden ihtiyacı var?

Rus askeri hava üssü Hmeymim, Suriye’nin Lazkiye vilayetindeki sahil kasabası Ceble yakınlarında, Beşar Esad Uluslararası Havalimanı topraklarında yer alıyor.

Hava üssünün iki uzun pisti, stratejik bombardıman uçaklarını ve Il-76 ya da An-124 gibi ağır askeri nakliye uçaklarını barındırabiliyor. Rusya ordusu, üsse yerleştiği yaklaşık on yıl içinde havaalanı çevresinde hem savunma hem de ekonomik açıdan devasa bir altyapı inşa etti.

Üste bir konser salonu, bir Ortodoks kilisesi ve bir spor kompleksinin yanı sıra, Suriye’de hayatını kaybeden Rus askeri personel için anıtlar bile bulunuyor. Rusya ordusu, hava üssünü kendi dilinde “Hımki” olarak adlandırıyor.

Üs, sadece Suriyeli silahlı gruplara saldırmak için değil, aynı zamanda Suriye ve Doğu Akdeniz üzerindeki hava sahasını kontrol etmek ve Afrika’daki Rus birliklerine ikmal sağlamak için bir “merkez” olarak kullanılıyor.

Askeri nakliye uçakları, Rusya’dan Afrika’ya Hazar Denizi, İran ve Irak üzerinden bir hava koridoru boyunca uçuyor ve yakıt ikmali için Hmeymim’e iniyor. Bu, Rus kuvvetlerinin Afrika kıtasına uçması için mevcut tek güvenli hava koridoru. Son gelişmelerden önce Hmeymim’deki üs, üste kendi tesisleri bulunan Wagner birimleri tarafından da aktif olarak kullanılıyordu.

Askeri uzmanlara göre, Hmeymim’in kaybedilmesiyle birlikte Kuzey ve Orta Afrika’daki Rus Afrika Kolordusu birliklerinin ikmali neredeyse imkansız hale gelecek ya da Orta Doğu’da yeni bir hava üssü kurulması gerekecek.

Suriye’deki Rus deniz üssünün resmi adı olan Tartus Filo Gücü Lojistik Noktası, Akdeniz’deki tek Rus deniz üssü. Ukrayna’ya askeri müdahalenin başlamasından bu yana, Rus savaş gemilerinin Akdeniz’deki diğer limanlara uğraması yasaklanmıştı.

Tartus’un kaybedilmesiyle birlikte, Rusya donanması bölgedeki geniş çaplı varlığını sona erdirmek zorunda kalacak.

Tartus, savaş gemileri için bir üs olmanın yanı sıra, Rusya’nın Ukrayna savaşının önce Suriye’deki tüm gücünü tedarik etmek için kullandığı önemli bir kargo limanı. O dönemde medya, Karadeniz’deki Rus limanlarından her gün Karadeniz boğazlarını geçerek Suriye’ye gidip gelen gemilere atıfta bulunmak için “Suriye Ekspresi” terimini kullanıyordu.

Ukrayna savaşının başlamasından sonra Türkiye, Karadeniz boğazlarının uluslararası alanda tanınan statüsüne dayanarak İstanbul ve Çanakkale Boğazları’nı Rus filosuna kapattı. Bu yasak, üslerin tahliyesine karar verilmesi halinde sorun yaratabilir; gemilerin Avrupa’yı dolaşarak tüm Akdeniz ve Kuzey Atlantik üzerinden Rusya’ya gitmesi gerekecektir.

Kremlin: Suriye muhalefeti, Rus askeri üslerinin güvenliğini garanti altına aldı

Rusya, Suriye’deki askeri üslerini ne zaman terk edecek?

Bugün itibariyle, Suriye’deki Rusya ordusu ile silahlı muhalif birlikler arasında silahlı bir çatışma yaşanması pek mümkün görünmüyor; ancak düne kadar Esad’ın düşeceğine inananların sayısı da oldukça azdı.

Muhalif ve Devrimci Güçler Ulusal Koalisyonu sözcüsü, hükümetinin Rusya ile çatışmak gibi bir niyeti olmadığını söyledi.

“Rusya ile iyi ilişkiler sürdürmek için çaba sarf ediyoruz. Bu bağlamda ortak çıkarlarımız her şeyden üstün tutulmalıdır,” diyen Koalisyonun siyasi komite üyesi Enes el-Abda’ya göre iktidarı ele geçiren gruplar Rusya ile iyi ilişkiler sürdürmeye çalışıyor.

Öte yandan, Suriye’de kimin tam güç sahibi olacağı ve bu yeni gücün, önceki gün Şam’a ilerleyen muhalif güçleri bombalayan Rus ordusuna nasıl davranacağı henüz bilinmiyor.

Her halükârda, yalnızca uluslararası alanda tanınan yeni Suriye hükümeti, Rusya’ya resmi olarak “kapıyı gösterebilecek”. Dolayısıyla, Rusya’nın bölgedeki üslerini sadece belirli bir durumda, Suriye topraklarında yeniden büyük bir iç savaş patlak verirse ve herkes herkese karşı savaşırsa tutabileceği görülüyor.

Rus basını değerlendirdi: Beşar Esad sonrası Suriye nasıl olacak?

RUSYA

Rusya göçmenlere yaklaşımını değiştiriyor

Yayınlanma

2024 yılında Rusya’da göçmenlik politikalarının sıkılaştırılması yönünde toplumsal bir talep artışı yaşandı. Göçmenlerin işlediği suçların sayısında ciddi bir artış görülmesi üzerine, Vladimir Putin daha katı düzenlemeler ve yeni stratejiler uygulanmasını onayladı. Bu düzenlemeler, göçmenlerin entegrasyonu, suç oranlarının azaltılması ve ulusal güvenliğin sağlanmasına odaklanıyor.

2024 yılı, Rusya’da göçmenlerin işlediği suçların artması ve bu konuda kamuoyunun daha sıkı tedbirler talep etmesiyle dikkat çekti.

Özellikle mart ayında Moskova yakınlarındaki Krasnogorsk’ta bulunan Crocus City Hall’da yaşanan silahlı saldırı ve Rusya ordusundan üst düzey bir yetkiliye yönelik suikast girişimi, tartışmaları alevlendirdi. Suçların birçoğunun Orta Asya kökenli göçmenler tarafından işlendiği bildirildi.

Rusya Soruşturma Komitesi verilerine göre, 2024’ün ilk sekiz ayında yabancılar 26 bin suç işledi. Bu rakam, yasa dışı göçmenler tarafından işlenen suçlarda yüzde 300’e varan bir artışı da içeriyor. Rus vatandaşlığı almış göçmenlerin işlediği suçların sayısında da ciddi bir yükseliş görüldü.

Haziran ayında Devlet Başkanı Vladimir Putin, “anlamlı bir göçmenlik politikası” çağrısında bulunarak bu alanda reformlara ihtiyaç olduğunu belirtti.

Aralık ayında yaptığı yıllık değerlendirme konuşmasında, “vasıfsız iş gücüne olan bağımlılığı azaltarak yüksek teknolojiye dayalı sektörlere odaklanılması gerektiğini” ifade etti.

Putin, ayrıca göçmenlerin entegrasyonunun sağlanabilmesi için Orta Asya ülkelerinde Rus okullarının yaygınlaştırılmasını önerdi. Bu okullarda Rusça dil eğitimi, Rusya yasaları ve gelenekleri öğretilerek, ülkeye çalışmaya gelen göçmenlerin adaptasyonu kolaylaştırılacak.

2024’ün sonunda Putin, Rusya’da aşırılıkla mücadeleye yönelik yeni bir strateji onayladı. Bu belgede, göçmenlerin aşırılıkçı faaliyetlerde bulunmasının önlenmesi için çeşitli önlemler yer alıyor. Buna ek olarak, yasa dışı göçmenlerin 2025 Nisan ayına kadar yasal statülerini düzenlemeleri veya ülkeyi terk etmeleri talep edildi. Mayıs ayından itibaren yasalara uymayan göçmenlerin sınır dışı edilmesi öngörülüyor.

Göçmenlerin ülkede kalabilmeleri için biyometrik kimlik doğrulama, sağlık taraması ve borç durumlarının kontrol edilmesi gibi şartlar getirildi. Bunun yanı sıra, yasa dışı göçmenlere bir çözüm yolu olarak Rusya Savunma Bakanlığı ile sözleşme yaparak askeri hizmete katılma seçeneği sunuldu.

1 Ocak 2025 tarihinden itibaren Rusya’da yabancıların vizesiz kalma süresi 180 günden 90 güne düşürülecek. Ayrıca, 5 Şubat 2025’ten itibaren sınır görevlileri, yabancı bir kişinin Rusya’nın güvenliğini tehdit edebileceği durumlarda ülkeye giriş iznini reddetmek için daha fazla gerekçeye sahip olacak.

Diğer değişiklikler arasında, yabancıların ve vatansız kişilerin yalnızca 10 SIM kart kaydettirebileceği bir sınırlama yer alıyor. Bu SIM kartlar yalnızca yabancıların bizzat bir iletişim mağazasına gitmesi, Sosyal Sigorta Numarası, devlet hizmetleri portalında bir hesap ve biyometrik kimlik doğrulamasıyla kimliklerini doğrulamaları durumunda satın alınabilecek. Ayrıca, federal ve bölgesel düzeyde, göçmenlerin ekonomi sektörlerindeki bazı alanlarda çalışmasına yönelik sınırlamalar getirildi.

Bu arada, pek çok Rus için hassas bir konu olan göç, Batılı istihbarat teşkilatlarının da dikkatini çekiyor.

Siyaset bilimci Aleksandr Asafov, Vzglyad gazetesine verdiği demeçte, “Düşmanlarımız göç temalarını ustaca etnik bölünmeye dönüştürüyor. Toplumun bölünmesi için girişimlerde bulunuluyor. Çoğu Rus bu oyunlara dahil olmamayı başarabiliyor, ancak bu çalışmaların hedef kitlesi var,” ifadelerini kullandı.

Asafov, göçmenlerin karıştığı suçların toplumu duygusal olarak etkilediğini ve adalet talebine yol açtığını belirtti. Ancak bu gibi durumların yürütme organlarının ve güvenlik güçlerinin görev alanına girdiğini, özellikle de mağdurların çocuklar olduğu durumlarda kamuoyunun sakinleştirilmesi gerektiğini vurguladı.

Asafov, göçmenlerin gerçekleştirdiği terör eylemlerinin doğrudan göç politikalarıyla bağlantılı olmadığını ifade ederek “Ukrayna’dan gelen gerçek teröristler, farklı milliyetlerden ve uyruklardan insanları devşiriyor. Onlarca patlayıcı madde vakası, banka ve polis araçlarının kundaklanmasının göçmenlerin işi olduğunu mu düşünüyoruz? Bunları bizim gibi yurttaşlar yapıyor. Bu nedenle genellemeler yanlış olur,” dedi.

Rusya Federasyonu Halk Meclisi üyesi Maksim Grigoriev, “sahte İslami faaliyetlere” dahil olan göçmenlerin oluşturduğu terör tehdidine dikkat çekti. Grigoriev, radikal İslamcıların propagandasına karşı yürütülen mücadelede birçok göçmenin bu ideolojilere maruz kaldığını gözlemlediğini belirterek “Göç politikalarının geliştirilmesi, yurttaşlarımızın güvenliği açısından gerekli,” değerlendirmesini yaptı.

Devlet Duması’nın aldığı kararların göç alanında düzeni sağlamayı amaçladığını ifade eden Grigoriev, Katar ve Birleşik Arap Emirlikleri’nin bu konudaki deneyimlerinin incelenmesini önerdi.

Diğer yandan Asafov, işverenlerin yalnızca göçmenlerin kalma koşullarını sağlamakla kalmayıp, aynı zamanda onların yasalara ve toplumsal davranış normlarına uymasını da sağlama yükümlülüğüne sahip olduğunu vurguladı. İşverenlerin göçmenlerin dil eğitimi ve topluma entegrasyonu gibi konularda sorumluluk alması gerektiğini ifade etti.

Grigoriev ise işverenlerin sorumluluğunu artırmak için daha katı para cezalarının uygulanmasını önerdi. İşverenlerin, göçmen işgücünün ana yararlanıcıları olduğunu belirtti.

Asafov, 2025 yılında göç yasalarının iyileştirilmesine yönelik çalışmaların devam edeceğini belirterek şöyle devam etti: “Yeni bir hukuki çerçeve oluşturuldu, ancak bu çerçeve bölgesel özellikler göz önünde bulundurularak daha da geliştirilebilir. Gelecek yıl yeni girişimler ve çözümler göreceğiz.” Asafov, Rusya’nın çok uluslu ve çok dinli bir toplum olarak bu zorlukların üstesinden gelebileceğini ve gerekli hukuki düzenlemelerin yapılacağını vurguladı.

Patrik Kirill’den Rusya’da göçmen işçilere yönelik sıkı kontrol çağrısı

Okumaya Devam Et

RUSYA

Patrik Kirill’den Rusya’da göçmen işçilere yönelik sıkı kontrol çağrısı

Yayınlanma

Rus Ortodoks Kilisesi Patriği Kirill, göçmen işçi akışının kontrol altına alınmasını ve sadece ihtiyaç duyulan sektörlerde sınırlı sayıda çalıştırılmalarını önerdi. Kirill, göçmenlerin kalış sürelerinin düzenlenmesi gerektiğini belirterek, ulusal kimliğe yönelik tehditlerin önlenmesine dikkat çekti.

Rus Ortodoks Kilisesi Patriği Kirill, göçmen işçi akışının azaltılması gerektiğini belirterek, yalnızca ekonominin ihtiyaç duyduğu sektörlerde ve gerekli miktarda göçmen çalıştırılmasının önemine vurgu yaptı.

Rossiya-1 televizyonunda yayımlanan Noel röportajında Patrik Kirill, “Ekonomik ya da politik bir değerlendirme yapmak bana zor gelse de şunu ifade etmek istiyorum: Göçmenler olmadan da yaşayabiliyorduk,” dedi.

Kirill, Rusya’da büyük sermayenin ucuz iş gücü üzerinden kâr elde etme uygulamasını eleştirdi.

Aynı zamanda, çok etnikli bir toplumda ulusal bütünlüğü korumanın, farklı kültürlerin birbiriyle çatışmadığı bir ortam oluşturmakla mümkün olacağını belirtti.

Kirill’e göre, göçmen topluluklarının, geldikleri kültürel değerleri tamamen koruma ve yerli halkla karşı karşıya gelme eğilimleri, “toplumsal uyumu tehdit ediyor.”

Patrik Kirill, göçmen işçi istihdamında yerli ve yabancı nüfusun oranlarının devlet kontrolünde olması gerektiğini ifade ederek, “Öncelikle yabancı iş gücü, gerçekten ihtiyaç duyulan sektörlerde ve gerçekten gerekli miktarda kullanılmalı,” ifadelerini kullandı.

Bunun yanı sıra, göçmen işçilerin ülkede kalış sürelerinin düzenlenmesi gerektiğini savunan Patrik, şu sözleri ekledi: “Bu göç, mutlaka göçmenin hayat boyu Rusya’ya bağlanması anlamına gelmemeli. Ayrıca, ulusal kimliğimize tehdit oluşturmamalıdır.”

Rusya’nın göç politikası nasıl değişti?

Okumaya Devam Et

RUSYA

Rusya’da ‘LGBT propagandası’ nedeniyle 30 milyon ruble ceza kesildi

Yayınlanma

Rusya, 2023 ve 2024’ün ilk yarısında ‘LGBT propagandası’ nedeniyle toplam 188 kişi ve kuruma yaklaşık 30 milyon rublelik para cezası uyguladı. Yabancı acenta statüsünde değerlendirilen şahıs ve kurumlara da 25,8 milyon ruble ceza verildi. Devlet Başkanı Putin’in 2022’de imzaladığı yasa, LGBT propagandasını tamamen yasaklıyor.

Rusya Yüksek Mahkemesi bünyesindeki Yargı Departmanı’nın TASS haber ajansına aktardığı bilgilere göre, 2023 yılı ve 2024’ün ilk yarısında LGBT propagandası nedeniyle toplam 30 milyon rubleye yakın para cezası kesildi.

İlgili davalarda, Rusya Federasyonu İdari Suçlar Kanunu’nun 6.21 (geleneksel olmayan cinsel ilişkilerin veya cinsiyet değişikliğinin propagandası), 6.21.1 (pedofili propagandası) ve 6.21.2 (geleneksel olmayan cinsel ilişkilerin gösterilmesiyle ilgili bilgilerin reşit olmayan bireyler arasında yayılması) maddeleri kapsamında kararlar verildi.

2023 ve 2024’ün ilk altı ayında toplamda 188 para cezası kesildi. Bu cezaların toplam tutarı yaklaşık 30 milyon rubleye ulaştı. Bu miktarın 16,4 milyon rublesi tahsil edildi ya da gönüllü olarak ödendi.

2023 yılında 66 şahıs, 26 kamu görevlisi ve 14 tüzel kişi cezalandırılırken, 2024’ün ilk yarısında 59 birey, 18 kamu görevlisi ve 13 tüzel kişi sorumlu bulundu. Bu şahıslar arasında 12 yabancı uyruklu da yer aldı. Bu kişilerin ülkeden sınır dışı edildiği, yedisine ise öncesinde 15 günlük idari tutuklama uygulandığı belirtildi.

2023 yılı ve 2024’ün ilk yarısı itibarıyla, “yabancı acenta” olarak nitelendirilen şahıs ve kurumlara da ceza verildi. Kanunun 19.34 maddesi (yabancı ajanların faaliyet düzenine aykırılık) kapsamında toplam 620 para cezası kesildi. Bu cezaların toplam tutarı 25,8 milyon ruble oldu. Bu süreçte, 471 birey, 70 tüzel kişi ve 67 kamu görevlisi sorumlu bulundu.

Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin, 5 Aralık 2022’de LGBT, pedofili ve cinsiyet değişikliği propagandasını her yaş grubunda yasaklayan yasayı imzalamıştı.

Bu yasa, ihlaller için yüksek miktarda idari para cezaları öngörüyor.

Ayrıca, 30 Kasım 2023’te Yüksek Mahkeme, Adalet Bakanlığı’nın talebi üzerine LGBT hareketini “aşırılık yanlısı” ilan ederek faaliyetlerini Rusya topraklarında yasakladı.

Okumaya Devam Et

Çok Okunanlar

English