Bizi Takip Edin

DİPLOMASİ

Sudan’daki çatışmaların 10. gününde 3 günlük ateşkes

Yayınlanma

Sudan’da başlayan çatışmaların onuncu gününde yabancı ülkeler vatandaşlarını tahliyeye devam ederken ABD’nin arabuluculuğunda sağlanan üç günlük ateşkes yürürlüğe girdi.

Sudan’ın başkenti Hartum ve diğer şehirlerde 15 Nisan sabahı Sudan ordusu ile HDK arasında başlayan silahlı çatışmalara üç günlük ara verildi.  ABD Dışişleri Bakanı Antony Blinken, dün akşam Sudan ordusu ile Hızlı Destek Kuvvetleri (HDK) arasında yürütülen yoğun müzakereler sonucu ülke çapında üç günlük ateşkes konusunda anlaşma sağlandığını açıkladı. Blinken’ın açıklamasının ardından gece yarısından itibaren ateşkesin yürürlüğe girdiği bildirildi. HDK’den yapılan açıklamada, ABD’nin arabuluculuğu ile insani yardım koridorları açmak, vatandaşların ve bölge sakinlerinin hareketini kolaylaştırmak, ihtiyaçlarını karşılamalarını sağlamak hastanelere ve güvenli bölgelere ulaşmak ve diplomatik misyonları tahliye etmek amacıyla gece yarısından itibaren 72 saatlik insani ateşkes kararı alındığını duyuruldu. HDK’nin yabancıların ve diplomatik misyonların ülkeyi güvenli bir şekilde terk etmelerini sağlamak için iş birliğine hazır oldukları ifade edilen açıklamada, ilan edilen ateşkes süresince ona bağlı kalınacağı kaydedilerek “Karşı tarafa ateşkese uymaması nedeniyle devam eden ihlallere karşı uyarıda bulunuyoruz” ifadelerine yer verildi. El Cezire kanalına açıklama yapan askeri bir yetkili de ordunun ABD’nin arabuluculuğunda 3 günlük bir ateşkesi kabul ettiğini aktardı.

Tahliyeler sürüyor

Ancak tarafların ateşkese uyup uymayacaklarına dair endişeler var. Taraflar Ramazan Bayramı’nda da ateşkes için anlaşmış, ancak daha sonra çatışmalar devam etmişti.

Neredeyse tüm dükkân ve iş yerlerinin kapalı olduğu, sessizliğe gömülen Hartum’da birçok ülke, vatandaşlarının tahliyesini sürdürüyor. Sınırlı sayıdaki bakkal ve fırının önünde uzun kuyruklar oluştuğu görülüyor. Sokaklarda tahliye için bulunan otobüsler dikkati çekiyor. Hartum’da neredeyse her caddede Sudanlılar ve yabancı ülke vatandaşlarını taşıyan bu yolcu otobüslerini görmek mümkün. ABD, vatandaş ve diplomatlarını Hartum’dan helikopterlerle, aralarında Fransa, İngiltere ve Ürdün’ün de bulunduğu bazı ülkeler ise vatandaş ve diplomatlarını kara ve hava yolu üzerinden tahliye etti.

Avrupa Birliği (AB) Dış İlişkiler ve Güvenlik Politikası Yüksek Temsilcisi Josep Borrell, Sudan’dan vatandaşlarını ve diplomatlarını tahliye çabalarının “beklentilerin ötesinde” başarılı olduğunu söyledi. Suudi Arabistan, 101 kendi vatandaşı olmak üzere çeşitli ülke vatandaşı 284 kişi ile Sudan’dan toplam 385 kişiyi tahliye ettiğini duyururken Mısır tahliye ettiği vatandaşlarının toplam sayısının 904’e ulaştığını açıkladı. Tahliye edilen Türk vatandaşlarından oluşan 3 kafilenin 2’sinin de Etiyopya sınırına ulaştığı belirtildi. Türkiye’nin toplamda 1500 Türk vatandaşını tahliye etmesi bekleniyor.

Türk vatandaşlarının tahliyesi kafileler halinde devam ediyor. Foto: Ömer Erdem/AA

Sudanlılar sınırlara akın ediyor

Birleşmiş Milletler (BM) Acil Yardım Bürosu’nun verdiği bilgilere göre şimdiye kadar on binlerce Sudanlı da komşu ülkeler Çad, Mısır ve Güney Sudan’a kaçtı. Mısır basınında yer alan haberlere göre, Sudan’daki çatışmalardan kaçan binlerce Sudanlı ve Mısırlının yanı sıra farklı uyruklardan insanlar Arkin Sınır Kapısı’nda yoğunluk oluşturdu. Mısır tarafı, Sudan’da yaşanan kriz nedeniyle pasaportları bulunan Sudanlıların Mısır büyükelçiliğiyle koordinasyon sağlanması koşuluyla ülkeye girişlerini kolaylaştıracak bazı yasal prosedürleri hayata geçirdi. Sudan’dan gelenlerin Mısır’ın güneyindeki Asvan kentine nakledilmesi için sınır kapısına otobüsler getirildi. BM yetkilileri, ülkede istikrarsızlık ve çatışmalar devam ettikçe daha fazla Sudanlının ülkeden kaçacağına işaret etti.

BM İnsani Yardım Koordinasyon Ofisi’nin (OCHA), verilerine göre çatışmalarda bugüne  kadar en az 427 kişi yaşamını yitirdi, 3 bin 700’den fazla kişi de yaralandı.

Sudan’da 15 Nisan’dan bu yana Egemenlik Konseyi Başkanı ve Genelkurmay Başkanı Abdülfettah el Burhan ile Egemenlik Konseyi Başkan Yardımcısı ve HDK lideri General Muhammed Hamdan Dagalo arasındaki rekabet nedeniyle silahlı çatışmalar yaşanıyor. El Burhan, 2019 ve 2021 yıllarında gerçekleştirdiği iki darbe ile ülkedeki yönetimi ele geçirmiş ve ülkenin aynı zamanda fiili devlet başkanı olmuştu.

Ömer Beşir döneminde Darfur’da isyancılara karşı savaşmak, sınırları korumak ve asayişi sağlamak amacıyla milis bir yapılanma şeklinde oluşturulan ve 2013’te Güvenlik ve İstihbarat Teşkilatına bağlanan HDK’nin lideri Dagalo ise darbenin ikinci adamı olarak El Burhan’ın yardımcısı konumundaydı.

İkili arasındaki anlaşmazlık HDK’nin orduya entegre edilmesi girişimiyle başladı. Bir süre söz düellosu şeklinde devam eden anlaşmazlık 15 Nisan’da sıcak çatışmaya döndü.

 

 

DİPLOMASİ

AB ve Ukrayna, Biden’ı 2022’de Kiev’in ‘zaferine’ engel olmakla suçluyor

Yayınlanma

Joe Biden’ın başkanlık süresi sona yaklaşırken, ABD’nin Rusya’ya karşı Ukrayna’ya 90 milyar doları aşan yardım sağlamasına rağmen, Avrupa Birliği (AB) ve Ukrayna, Amerikan başkanını kararsız davranmakla suçluyor.

Bazı Avrupalı liderlere göre bu kararsızlık, Ukrayna’nın 2022 sonbaharında Rusya ordusunu Harkov ve Herson’dan püskürtmesine rağmen savaşı kendi lehine çevirememesine neden oldu.

‘Çok az, çok geç’

Bloomberg‘in haberine göre, Biden yönetimi Ukrayna’ya yoğun bir şekilde askeri yardım sağlama konusunda çaba gösterdi ve hatta Batı menşeli uzun menzilli füzelerle Rusya topraklarına saldırılara izin verdi.

Fakat Ukraynalı yetkililer, savaş boyunca defalarca dile getirdikleri bir şikâyeti yineledi: “Çok az, çok geç.”

Bir yılı aşkın süredir devam eden savaş ve Donald Trump’ın başkanlık yarışında yükselişi, Ukrayna’yı işgal altındaki topraklardan vazgeçme veya NATO üyeliğinden yoksun bir barış anlaşmasını kabullenme gibi ihtimallerle karşı karşıya bıraktı.

Bloomberg’e konuşan Ukraynalı yetkililer, böyle bir sonucun büyük ölçüde Biden’ın aldığı ya da almadığı kararlardan kaynaklanacağını savundu.

Avrupa ne ediyor?

Letonya Dışişleri Bakanı Baiba Brazhe, ABD’nin daha erken ve daha güçlü bir şekilde silah sağlaması durumunda bunun “geniş kapsamlı sonuçları” olabileceğini, ancak “olan oldu” diyerek konuyu değerlendirdi.

2022 sonbaharında Ukrayna ordusu, Harkov ve Herson’da hızlı bir taarruz gerçekleştirerek bazı bölgeleri geri aldı. Fakat Ukrayna lideri Vladimir Zelenskiy, bu zaferlerin sürdürülebilmesi için daha fazla silah talep etti. Biden ise bu konuda tereddütlü davrandı.

Biden’ın bu temkinli yaklaşımı, Beyaz Saray Ulusal Güvenlik Danışmanı Jake Sullivan tarafından doğrulandı. Sullivan, ABD’nin nükleer bir tırmanış riskini dikkate aldığını belirtti.

Eski İngiltere Savunma Bakanı Grant Shapps, Biden’ın Ukrayna’ya desteği konusunda genelde temkinli ve kararsız bir tutum sergilediğini, bu yüzden gerekli desteğin cephe dengelerini değiştirecek şekilde verilmediğini söyledi.

Diğer bazı Amerikalı yetkililer ise, Avrupa ülkelerinin Ukrayna’yı desteklemek ve yaptırım uygulamak konusunda yavaş davrandığını belirtti.

Örneğin, Almanya ve diğer AB ülkeleri, Ukrayna’nın NATO üyeliği konusundaki Amerikan tavrının yumuşamasına rağmen şiddetle karşı çıkmaya devam etti.

Biden’ın bir Soğuk Savaş gazisi olarak nükleer tırmanma tehdidine takıntılı hale geldiği belirtilirken, Avrupa’daki bazı liderler Biden’ın stratejisinin Ukrayna’nın yenilmesini önlemeye odaklandığını ancak zafer için gerekli yolu sunmadığını savundu.

Bu stratejinin, Ukrayna’yı uzun ve maliyetli bir çatışmanın içine çektiği iddia edildi.

Ukrayna’da kamuoyu yoklamaları: Halk, Rusya ile müzakereler hakkında ne düşünüyor?

Okumaya Devam Et

DİPLOMASİ

Trump’tan AB’ye gümrük tarifesi tehdidi

Yayınlanma

ABD’nin yeni başkanı Donald Trump, AB’yi “büyük ölçekli” miktarlarda ABD petrol ve doğalgazını satın almayı taahhüt etmemesi halinde gümrük vergileriyle karşı karşıya kalacağı konusunda uyardı.

Trump cuma günü Truth Social platformunda yayınladığı mesajda, “Avrupa Birliği’ne, ABD ile aralarındaki muazzam açığı petrol ve doğalgazımızı büyük ölçekte satın alarak kapatmaları gerektiğini söyledim. Aksi takdirde, her şekilde TARİFELER!!!” diye yazdı.

Avrupa Komisyonu Başkanı Ursula von der Leyen kasım ayında yaptığı açıklamada AB’nin ABD’den daha fazla sıvılaştırılmış doğalgaz (LNG) almayı değerlendirebileceğini söylemişti.

Leyen gazetecilere verdiği demeçte, “Rusya’dan hâlâ çok miktarda LNG alıyoruz ve neden bunu bizim için daha ucuz olan ve enerji fiyatlarımızı düşüren Amerikan LNG’si ile değiştirmeyelim?” diye sormuştu.

Financial Times’a (FT) konuşan bir AB yetkilisi, “Leyen’in tam da bunu yapma olasılığını ima ettiği göz önüne alındığında, bu bir ‘tehdit’ olarak tuhaf görünüyor,” dedi.

ABD halihazırda Avrupa’nın en büyük LNG tedarikçisi konumunda, fakat Rusya’dan yapılan ithalat ikinci sıradaki yerini koruyor.

Trump, Çin menşeli olmayan tüm ithalata yüzde 20’ye varan genel bir gümrük vergisi uygulama tehdidinde bulunuyor.

Geçtiğimiz ay Avrupa Merkez Bankası Başkanı Christine Lagarde, Avrupa’nın siyasi liderlerini gümrük vergileri konusunda Trump ile işbirliği yapmaya ve ABD’de üretilen daha fazla ürünü satın almaya çağırmıştı.

Trump’ın ilk başkanlığı sırasında, dönemin Avrupa Komisyonu Başkanı Jean-Claude Juncker, ticaret savaşı tehditlerini engellemek için daha fazla ABD gazı satın almayı teklif etmişti.

Uluslararası petrol göstergesi Brent ham petrol fiyatları cuma günü yüzde 0,4 düşüşle varil başına 72,61 dolar oldu. West Texas Intermediate vadeli işlemleri de yüzde 0,4 düşüşle varil başına 69,14 dolardan işlem gördü.

ABD dünyanın en büyük ham petrol üreticisi ve en büyük sıvılaştırılmış doğalgaz ihracatçısı. Aralarında AB ve Vietnam’ın da bulunduğu LNG alıcıları, kısmen gümrük vergisi tehdidini caydırmak için ABD’den daha fazla yakıt satın almayı şimdiden konuşmaya başladılar.

Okumaya Devam Et

DİPLOMASİ

ABD’den Türkiye Gazprombank yaptırımlarında özel muafiyet

Yayınlanma

Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Alparslan Bayraktar, ABD’nin Gazprombank yaptırımlarında Türkiye’ye muafiyet tanıdığını belirterek, doğalgaz ödemelerinin sorunsuz devam edeceğini duyurdu.

Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Alparslan Bayraktar, ABD’nin Gazprombank’a uyguladığı yaptırımlar konusunda Türkiye’ye özel bir muafiyet tanıdığını duyurdu.

Bakan Bayraktar, bu sayede Türkiye’nin doğalgaz borcu ödemelerini Gazprombank üzerinden yapmaya devam edebileceğini belirtti.

Bloomberg’e yaptığı açıklamada Bayraktar, bu kararın Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı ile Dışişleri Bakanlığı’nın ABD’li yetkililerle yürüttüğü yoğun görüşmelerin ardından alındığını ifade etti.

Türkiye’nin uzun süredir talep ettiği muafiyetin, Rusya ile doğal gaz ticaretinde önemli bir rol oynayacağını vurguladı.

Gazprombank’ın ABD tarafından yaptırım listesine alınması, Türkiye açısından ciddi endişelere yol açmıştı.

Bakan Bayraktar, yaptırımların Türkiye’yi de hedef alması durumunda bunun ekonomik ve stratejik sonuçlarının büyük olabileceğine dikkat çekmişti.

Türkiye’nin geçmişte İran yaptırımları sürecinde de benzer bir muafiyet elde ettiğini hatırlatan Bayraktar, bu kararın iki ülke arasındaki iş birliğini destekleyeceğini söyledi.

Muafiyetin sağlanmasına rağmen Türkiye, Rusya ile alternatif ödeme yöntemleri üzerinde de görüşmeler gerçekleştirdi.

Geçen ay Ankara’da yapılan toplantılarda, her iki tarafın bürokratları olası senaryoları masaya yatırdı. Ancak Bayraktar, alternatif çözümlerle ilgili detaylı bir değerlendirme yapmaktan kaçındı.

Türkiye, Gazprombank yaptırımında ABD’den muafiyet istiyor

Okumaya Devam Et

Çok Okunanlar

English