Bizi Takip Edin

DİPLOMASİ

Tayvan başkan yardımcısı Hsiao Bi-khim, politikalarını görüşmek üzere ABD’ye gidiyor

Yayınlanma

Tayvan’ın seçilmiş başkan yardımcısı Hsiao Bi-khim, Pekin’in tepkisine rağmen “kişisel” bir gezi için ABD’yi ziyaret ediyor.

Çin karşıtlığıyla öne çıkan 52 yaşındaki Hsiao, ABD’li yetkililer tarafından tutulan bir isim.

Mayıs ayında başkan yardımcısı olarak yemin edecek olan Washington’un eski ‘fiili büyükelçisi’ Hsiao’nun ziyareti adanın iktidardaki Demokratik İlerleme Partisi tarafından doğrulandı.

Reuters’ın salı günkü haberine göre, Çin’in Washington Büyükelçiliği sözcüsü Liu Pengyu, Pekin’in Hsiao’nun ABD’ye yapacağı herhangi bir ziyarete “ne ad altında ya da hangi bahaneyle olursa olsun” kesinlikle karşı olduğunu söyledi.

Liu, Hsiao’yu “koyu bir Tayvan bağımsızlığı ayrılıkçısı” olarak nitelendirdi ve Washington’un ABD hükümet yetkilileri ile Hsiao arasında “herhangi bir temas şekli ayarlamaması” gerektiğini söyledi.

Bağımsızlık yanlısı Hsiao, “ABD ile işbirliği yaptığı” ve Tayvan ile anakara arasında “çatışmayı kışkırttığı” gerekçesiyle Pekin tarafından iki kez kara listeye alındı ve yaptırıma tabi tutuldu.

Seçilmiş Başkan ve mevcut Başkan Yardımcısı William Lai Ching-te, ocak ayındaki seçimlerde Hsiao’yu aday olarak seçti.

Hsiao, Tayvan’ın ‘sözde’ ABD temsilcisi olarak geçirdiği üç yıl boyunca bir dizi ABD’li yetkili, milletvekili ve düşünce kuruluşu akademisyeniyle bağlantılar geliştirdi ve kasım ayında Lai’ye kampanya yolunda katılmasıyla bu süreç sona erdi.

Lai’nin, görevdeki Başkan Tsai Ing-wen’in yardımcısı olarak yemin etmesinden üç ay önce, Salı günü hem Tayvan başkanlık ofisi hem de adanın dışişleri bakanlığı Hsiao’nun ABD ziyareti hakkında bilgi sahibi olmadıklarını söyledi.

Ancak DPP sözcüsü Wu Cheng, Hsiao’nun “kişisel bir sıfatla seyahat ettiğini” ve seyahat hakkında “daha fazla ayrıntıya” sahip olmadığını söyleyerek ziyareti doğruladı.

Bir ABD Dışişleri Bakanlığı yetkilisi Reuters’e yaptığı açıklamada Hsiao’nun “kişisel meseleleriyle ilgilenmek üzere” birkaç günlüğüne Washington’da olduğunu söyledi ancak ziyaret sırasında herhangi bir ABD yetkilisiyle görüşüp görüşmeyeceğini belirtmedi.

Yetkili, “Amerika Birleşik Devletleri’nin Tayvan yetkililerinin geçişlerine ve adayların ve seçilmiş başkan yardımcısının göreve başlamadan önce ziyaretlerine ilişkin uzun süredir devam eden bir teamülü var” dedi.

Wall Street Journal’ın ismi açıklanmayan kaynaklara dayandırdığı haberine göre, Hsiao ziyareti sırasında ABD’li yetkililerle görüşmeyi planlıyor ve geçen yıl Lai ile birlikte kampanya yürütmek üzere Tayvan’a döndüğünde ABD’de bıraktığı kişisel eşyalarını da toplayacak.

Haberde Hsiao’nun Lai hükümetinin gündemini Joe Biden yönetiminin üyeleriyle görüşeceği ve ardından yine özel bir sıfatla Avrupa’daki çeşitli başkentlere seyahat edeceği belirtildi.

Taipei’deki Ulusal Chengchi Üniversitesi’nden emekli Çin güvenlik çalışmaları ve uluslararası ilişkiler profesörü Arthur Ding, Hsiao’nun gezi sırasında Lai’nin boğaz ötesi politikasını ABD’li yetkililerle görüşmesinin beklenebileceğini söyledi.

ABD destekli ayrılıkçı

Eski liderler Barack Obama ve Donald Trump dönemlerinde üst düzey bir ABD Ulusal Güvenlik Konseyi yetkilisi olan Ivan Kanapathy, “Hsiao yorulmak bilmeden Washington’daki fırsatları en üst düzeye çıkardı” dedi.

Hsiao, 2021 yılında ABD Başkanı Joe Biden’ın yemin törenine katılmış ve Çin’den büyük tepki almıştı. Pekin, Hsiao’ya karşı yaptırım kararı almıştı.

Adaylık sürecindeki ilk konuşmasında kendisini “savaşçı bir kedi” olarak tanımlayan Hsiao, Çin’i eleştirmişti: “Tüm dünya Tayvan Boğazı’ndaki statükonun korunmasını umut etse de, bu durum sürekli olarak diğer tarafın tek taraflı değişikliklerine maruz kalmaktadır.”

DİPLOMASİ

Çin bankalarının Rusya’ya yönelik ödeme kontrolleri sertleşiyor

Yayınlanma

Çin bankaları, Rusya ile ticarette yeni kontroller uygulayarak Hindistan, BAE ve Hong Kong üzerinden yapılan ödemelerde ‘Rusya bağlantısı’ tespit etmeye odaklanıyor.

İzvestiya gazetesine konuşan iş dünyası temsilcileri, Çin bankalarının Hindistan, Birleşik Arap Emirlikleri (BAE) ve Hong Kong’dan gelen ödemelerdeki “Rusya bağlantısını” tespit etmeye yönelik kontrolleri sıkılaştırdığını ifade etti.

Impaya Rus şirketinin ticari direktörü Aleksey Razumovskiy, ödeme işlemlerinin giderek zorlaştığını belirtti.

Razumovskiy’e göre, Çin bankaları artık nakliye belgelerini analiz ederek malların kimlere, nerelere ve hangi amaçla gönderildiğini detaylı bir şekilde inceliyor.

Daha önce Türkiye ve Bağımsız Devletler Topluluğu (BDT) ülkeleri üzerinden yapılan transferlerde uygulanan bu tür gelişmiş kontroller, artık diğer ülkelere de genişletilmiş durumda.

Opora Rusya’nın Çin Temsilcisi İlona Gorşeneva-Dolunts, Çin bankalarının, ödeme yapılan ülkeden gelen malların yine o ülkeye gönderilmesi şartını koştuğunu doğruladı.

Dış ticaret uzmanı ve Atvira Genel Müdürü Yekaterina Kiseviç de bu kontrollerin sıkılaştırılmasının amacının, Çin bankalarının ikincil yaptırımlara maruz kalmaktan kaçınması olduğunu dile getirdi.

First Group CEO’su Aleksey Poroşin, Çin bankalarının ödeme süreçlerini sıkılaştırmasının geçmişe dayandığını hatırlattı.

Poroşin, Donald Trump’ın başkanlığı döneminde başlatılan ticaret savaşı politikalarının hala etkili olduğunu ve Çin bankalarının yeni yaptırım riskleriyle karşılaşmamak için ihtiyatlı davrandığını belirtti. Ayrıca, mevcut durumun 2025 yılına kadar düzelmeyeceğini öngördü.

Alternatif ödeme yöntemleri var mı?

Poroşin’e göre, Çin’e ödeme göndermek için hâlâ bazı alternatifler mevcut. Bölgesel Rus bankalarından Çin bankalarına doğrudan transferler yapılabiliyor.

Bunun yanında, Malezya ve Endonezya üzerinden gerçekleştirilen ödemeler de seçenekler arasında yer alıyor.

Kiseviç, en güvenli ve hızlı yöntemin, Rus bankalarının Çin’deki şubeleri aracılığıyla doğrudan ödeme yapmak olduğunu ifade etti.

Ancak Kiseviç bunun için, Çin’deki karşı tarafların bu bankalarda hesap açması gerektiğini belirtti. Böyle bir durumda, ödemelerin genellikle 2 ila 3 gün içinde tedarikçilere ulaştığını ve bankanın transfer için yüzde 4 oranında sabit komisyon aldığını ekledi.

Çin bankalarının Rus şirketlerine yönelik bu tür sıkı kontroller uygulamaya başlaması, 2022’de Ukrayna’daki savaş nedeniyle devreye alınan yaptırımlarla alakalı.

2023’ün sonlarından itibaren, “dost ülkelerin” bankaları da ABD Başkanı Joe Biden’ın nedeniyle Rusya ile olan işbirliklerine yeni tedbirler getirdi.

Bu yıl ise, ABD’nin yaptırımları daha da genişletilerek, bankalar dahil olmak üzere tüm Rusya bağlantılı kuruluşları savunma sanayii kapsamında değerlendirilmeye başlandı.

Çin-Rusya ödemeler sorunu

Okumaya Devam Et

DİPLOMASİ

Britanya Başbakanı Starmer yatırım çekmek için Körfez’i ziyaret edecek

Yayınlanma

Birleşik Krallık Başbakanı Keir Starmer’ın önümüzdeki ay Suudi Arabistan ve Birleşik Arap Emirlikleri’ne seyahat edeceği bilgisini veren bir kaynak çarşamba günü Reuters’a yaptığı açıklamada, Britanya’nın zengin Körfez ülkeleriyle bağlarını derinleştirmeye çalıştığını söyledi.

Starmer’ın BAE seyahat planları hakkında bilgi veren bir başka kaynak da BAE ziyaretini doğruladı.

Kaynak, Londra’nın BAE’nin enerji projeleri de dahil olmak üzere Körfez ülkelerinden yatırım çekmeyi umduğunu söyledi. Starmer’ın Gazze, İsrail ve Lübnan’daki çatışmalar da dahil olmak üzere bölgesel konuları da ele alması bekleniyor.

Gezi, İşçi Partisi’nin temmuz ayında iktidara gelmesinden bu yana Starmer’ın Körfez’e yaptığı ilk ziyaret olacak.

Starmer hükümeti, BAE ile önceki Muhafazakâr hükümet döneminde, kısmen bazı Muhafazakâr parlamenterlerin BAE bağlantılı Telegraph gazetesini satın alma teklifi gibi İngiltere’deki BAE yatırımlarına karşı çıkması nedeniyle gerilen ilişkileri onarmaya çalışıyor.

Starmer’ın ziyareti ilk olarak çarşamba günü Financial Times tarafından, planları hakkında bilgi sahibi olan kişilere dayandırılarak duyuruldu.

Gazete Suudi Veliaht Prens Muhammed bin Selman’ın önümüzdeki yıl Londra’yı ziyaret edebileceğini fakat seyahat planlarının henüz kesinleşmediğini belirtti.

Katar Emiri Şeyh Tamim bin Hamad Es-Sani 3-4 Aralık tarihleri arasında Britanya’yı ziyaret edecek ve Buckingham Sarayında Kral Charles ve Kraliçe Camilla tarafından ağırlanacak.

Birleşik Krallık’ın bakanları ayrıca Bahreyn, Kuveyt, Umman, Katar, Suudi Arabistan ve BAE’den oluşan Körfez İşbirliği Konseyi (KİK) ile serbest ticaret anlaşmasına yönelik müzakereleri ilerletmek amacıyla eylül ayında Körfez’i ziyaret etmişti.

Birleşik Krallık İş ve Ticaret Bakanlığı, KİK ile yapılacak bir serbest ticaret anlaşmasının Britanya ekonomisine uzun vadede 1,6 milyar pound (2,10 milyar dolar) katkı sağlayacağını tahmin ediyor.

Okumaya Devam Et

DİPLOMASİ

UCM’den Netanyahu’ya tutuklama emri

Yayınlanma

Uluslararası Ceza Mahkemesi, Gazze’de savaş suçu ı̇şledikleri gerekçesiyle İsrail Başbakanı Netanyahu ve eski Savunma Bakanı Gallant hakkında tutuklama emri çıkardı.

İsrail ve ABD’nin yaptırım ve tehditlerine rağmen Uluslararası Ceza Mahkemesi (UCM) İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu ve eski Savunma Bakanı Yoav Gallant hakkında tutuklama emri çıkardı.  Mahkeme, İsrail’in Filistinlilere karşı işlediği savaş suçları ve insanlığa karşı suçlarla ilgili ezici deliller doğrultusunda harekete geçerek bu kararı aldı. Netanyahu ve Gallant’a yöneltilen suçların arasında açlığı silah olarak kullanmaktan suçlu bulunduklarını da belirtildi. Mahkeme bu suçlamaların, “makul temellere” dayandığını söyledi.

“İsrailli yetkililer hakkında yakalama kararı almaması UCM’nin sonunu getirebilir”

İsrail, mahkemenin kendisiyle ilgili soruşturmaları engellemek amacıyla istihbarat teşkikatı Mossad’ı gözetlemek, hacklemek, baskı yapmak, karalamak ve iddiaya göre üst düzey UCM personelini tehdit etmek için devreye sokmuştu. Uluslararası basına da yansıyan UCM yetkililerinin de bir kısmını kamuoyuna duyurduğu bu baskılar sonuç vermedi.

UCM, İsrail’in kararı ya da mahkemeyi tanımasının bir önemi olmadığını belirtti.

Mahkeme, bunun yanında Hamas lideri Muhammed Diab İbrahim Al-Masr için de bir tutuklama emri çıkardı.

İsrail, UCM savcısı Khan’ı da tehdit etmiş

Bu kararın İsrail’in Filistinlilere yönelik saldırılarını engellemesi veya ABD’nin bu saldırılara verdiği desteği azaltması beklenmiyor. Ancak karar sonrası Avrupa ülkelerinin İsrail’e verdikleri destek konusunda daha fazla iç bölünme yaşamaları muhtemel.

Okumaya Devam Et

Çok Okunanlar

English