Bizi Takip Edin

DİPLOMASİ

Üst düzey ABD’li yetkililer Pekin’de: Samimi ve yapıcı bir görüşme

Yayınlanma

ABD ve Çin orduları arasında Tayvan Boğazı ve Güney Çin Denizi üzerinde gerginlik devam ederken, diğer yandan yetkililer yüz yüze görüşmeler aracılığıyla gerginliği azaltabilmek için diplomatik çabalar sergiliyor. Her iki taraf da, yükselen tansiyona rağmen ikili ilişkileri istikrara kavuşturmaya istekli olduğunu ifade ediyor.

Pazartesi günü, Çin Dışişleri Bakan Yardımcısı Ma Zhaoxu, Pekin’de ABD’nin Doğu Asya ve Pasifik İşlerinden Sorumlu Dışişleri Bakan Yardımcısı Daniel Kritenbrink ile görüştü. Toplantıya, ABD Ulusal Güvenlik Konseyi’nin Çin ve Tayvan İşlerinden Sorumlu Kıdemli Direktörü Sarah Beran ve Çin Dışişleri Bakanlığı Kuzey Amerika ve Okyanusya İşleri Dairesi Genel Müdürü Yang Tao da katıldı.

Çin Dışişleri Bakanlığı’ndan yapılan açıklamaya göre, devlet başkanlarının Kasım 2022’de Bali’de yaptıkları toplantıda mutabık kaldığı gibi, iki taraf da, Çin-ABD ilişkisini iyileştirme ve farklılıkları uygun şekilde yönetme çabaları konusunda “samimi, yapıcı ve üretken” bir iletişim kurdu.

Görüşmeler sırasında Çin tarafının, Tayvan sorunu ve diğer önemli ilke meselelerindeki “katı tutumunu” dile getirdiği ve her iki tarafın da iletişimi sürdürme konusunda mutabık kaldığı kaydedildi.

“ABD çıkarlarını savunmaya devam edeceğiz”

ABD Dışişleri Bakanlığı ise ziyareti, “iki ülke arasındaki açık iletişim hatlarını sürdürme ve son zamanlarda üst düzey diplomasiyi geliştirmeye yönelik devam eden çabaların bir parçası” olarak değerlendirdi.

Bakanlıktan yapılan açıklamada, “İki taraf, ikili ilişkiler, boğazlar arası meseleler, iletişim kanalları ve diğer konularda görüş alışverişinde bulundu. ABD yetkilileri, ABD’nin güçlü bir şekilde rekabet edeceğini ve ABD’nin çıkarlarını ve değerlerini savunacağını açıkça belirtti” denildi.

Dışişleri Bakanlığı sözcü yardımcısı Vedant Patel pazartesi günü yaptığı açıklamada, toplantıda tartışılan diğer ikili konuların iklim değişikliği, Çin’den fentanil üretiminde kullanılan ara kimyasallar, insan hakları gündemi ve “haksız yere” gözaltına alınan Amerikan vatandaşları (Mark Swidan, Kai Li ve David Lin) olduğunu söyledi.

Patel, ABD Dışişleri Bakanı Blinken’ın ertelenen ziyaretiyle ilgili soruya ilişkin ise, departmanın geziyi “koşullar izin verdiğinde” planlamayı umduğunu söyledi.

Kritenbrink’in gezisi, Çin’in üst düzey diplomatı Wang Yi ile ABD Ulusal Güvenlik Danışmanı Jake Sullivan’ın Mayıs ortasında Viyana’da yaptıkları görüşme ve Çin Ticaret Bakanı Wang Wentao’nun Mayıs ayı sonlarında Washington’a yaptığı ziyaretin ardından geldi.

Gerginlik Shangri-La’ya yansımıştı

Bu arada Singapur’daki Shangri-La Diyaloğu öncesinde Pekin, savunma bakanları arasındaki görüşme talebini reddetmişti. Çin medyası buna gerekçe olarak, Washington’ın Çin Savunma Bakanı Li Shangfu’ya uyguladığı yaptırımı göstermişti.

Pentagon ise, Çin Savunma Bakanı Lloyd Austin ve Çin Savunma Bakanı Li Shangfu’nun Singapur’dayken resmi bir görüşme yapmadığını, ancak iki bakanın el sıkıştığını ve “kısa bir konuşma yaptığını” kaydetti.

Shangri-La Zirvesi sırasında, pazar günü ABD, bir Çin savaş gemisini Tayvan Boğazı’nda Kanada donanmasıyla ortak tatbikata katılan bir Amerikan gemisinin önünü kesmekle ve Amerikan gemisini çarpışmadan kaçınmak için yavaşlamaya zorlamakla suçlamıştı. Çin Savunma Bakanı ise ABD’yi “provokasyon” yapmakla ve bölgede “seyrüsefer hegemonyası” kurmakla suçlamıştı.

Çin Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Wang Wenbin, pazartesi günü düzenlediği olağan basın toplantısında, “sorun çıkaranın” ve “provokasyonları ilk yapanın” ABD olduğunu ve Çin’in yasa ve yönetmeliklere uygun önlemlerle karşılık verdiğini söyledi.

Çinli analistler, Çin ile ABD arasındaki son etkileşimlerin iki tarafın anlaşmazlıkları yönetmeye çalıştığını göstermesine rağmen, ABD’nin bölgedeki “provokatif” eylemlerine devam etmesi ve ilişkileri iyileştirmede samimiyet göstermemesi durumunda çatışma riskinin artacağını söylüyor.

DİPLOMASİ

Çin bankalarının Rusya’ya yönelik ödeme kontrolleri sertleşiyor

Yayınlanma

Çin bankaları, Rusya ile ticarette yeni kontroller uygulayarak Hindistan, BAE ve Hong Kong üzerinden yapılan ödemelerde ‘Rusya bağlantısı’ tespit etmeye odaklanıyor.

İzvestiya gazetesine konuşan iş dünyası temsilcileri, Çin bankalarının Hindistan, Birleşik Arap Emirlikleri (BAE) ve Hong Kong’dan gelen ödemelerdeki “Rusya bağlantısını” tespit etmeye yönelik kontrolleri sıkılaştırdığını ifade etti.

Impaya Rus şirketinin ticari direktörü Aleksey Razumovskiy, ödeme işlemlerinin giderek zorlaştığını belirtti.

Razumovskiy’e göre, Çin bankaları artık nakliye belgelerini analiz ederek malların kimlere, nerelere ve hangi amaçla gönderildiğini detaylı bir şekilde inceliyor.

Daha önce Türkiye ve Bağımsız Devletler Topluluğu (BDT) ülkeleri üzerinden yapılan transferlerde uygulanan bu tür gelişmiş kontroller, artık diğer ülkelere de genişletilmiş durumda.

Opora Rusya’nın Çin Temsilcisi İlona Gorşeneva-Dolunts, Çin bankalarının, ödeme yapılan ülkeden gelen malların yine o ülkeye gönderilmesi şartını koştuğunu doğruladı.

Dış ticaret uzmanı ve Atvira Genel Müdürü Yekaterina Kiseviç de bu kontrollerin sıkılaştırılmasının amacının, Çin bankalarının ikincil yaptırımlara maruz kalmaktan kaçınması olduğunu dile getirdi.

First Group CEO’su Aleksey Poroşin, Çin bankalarının ödeme süreçlerini sıkılaştırmasının geçmişe dayandığını hatırlattı.

Poroşin, Donald Trump’ın başkanlığı döneminde başlatılan ticaret savaşı politikalarının hala etkili olduğunu ve Çin bankalarının yeni yaptırım riskleriyle karşılaşmamak için ihtiyatlı davrandığını belirtti. Ayrıca, mevcut durumun 2025 yılına kadar düzelmeyeceğini öngördü.

Alternatif ödeme yöntemleri var mı?

Poroşin’e göre, Çin’e ödeme göndermek için hâlâ bazı alternatifler mevcut. Bölgesel Rus bankalarından Çin bankalarına doğrudan transferler yapılabiliyor.

Bunun yanında, Malezya ve Endonezya üzerinden gerçekleştirilen ödemeler de seçenekler arasında yer alıyor.

Kiseviç, en güvenli ve hızlı yöntemin, Rus bankalarının Çin’deki şubeleri aracılığıyla doğrudan ödeme yapmak olduğunu ifade etti.

Ancak Kiseviç bunun için, Çin’deki karşı tarafların bu bankalarda hesap açması gerektiğini belirtti. Böyle bir durumda, ödemelerin genellikle 2 ila 3 gün içinde tedarikçilere ulaştığını ve bankanın transfer için yüzde 4 oranında sabit komisyon aldığını ekledi.

Çin bankalarının Rus şirketlerine yönelik bu tür sıkı kontroller uygulamaya başlaması, 2022’de Ukrayna’daki savaş nedeniyle devreye alınan yaptırımlarla alakalı.

2023’ün sonlarından itibaren, “dost ülkelerin” bankaları da ABD Başkanı Joe Biden’ın nedeniyle Rusya ile olan işbirliklerine yeni tedbirler getirdi.

Bu yıl ise, ABD’nin yaptırımları daha da genişletilerek, bankalar dahil olmak üzere tüm Rusya bağlantılı kuruluşları savunma sanayii kapsamında değerlendirilmeye başlandı.

Çin-Rusya ödemeler sorunu

Okumaya Devam Et

DİPLOMASİ

Britanya Başbakanı Starmer yatırım çekmek için Körfez’i ziyaret edecek

Yayınlanma

Birleşik Krallık Başbakanı Keir Starmer’ın önümüzdeki ay Suudi Arabistan ve Birleşik Arap Emirlikleri’ne seyahat edeceği bilgisini veren bir kaynak çarşamba günü Reuters’a yaptığı açıklamada, Britanya’nın zengin Körfez ülkeleriyle bağlarını derinleştirmeye çalıştığını söyledi.

Starmer’ın BAE seyahat planları hakkında bilgi veren bir başka kaynak da BAE ziyaretini doğruladı.

Kaynak, Londra’nın BAE’nin enerji projeleri de dahil olmak üzere Körfez ülkelerinden yatırım çekmeyi umduğunu söyledi. Starmer’ın Gazze, İsrail ve Lübnan’daki çatışmalar da dahil olmak üzere bölgesel konuları da ele alması bekleniyor.

Gezi, İşçi Partisi’nin temmuz ayında iktidara gelmesinden bu yana Starmer’ın Körfez’e yaptığı ilk ziyaret olacak.

Starmer hükümeti, BAE ile önceki Muhafazakâr hükümet döneminde, kısmen bazı Muhafazakâr parlamenterlerin BAE bağlantılı Telegraph gazetesini satın alma teklifi gibi İngiltere’deki BAE yatırımlarına karşı çıkması nedeniyle gerilen ilişkileri onarmaya çalışıyor.

Starmer’ın ziyareti ilk olarak çarşamba günü Financial Times tarafından, planları hakkında bilgi sahibi olan kişilere dayandırılarak duyuruldu.

Gazete Suudi Veliaht Prens Muhammed bin Selman’ın önümüzdeki yıl Londra’yı ziyaret edebileceğini fakat seyahat planlarının henüz kesinleşmediğini belirtti.

Katar Emiri Şeyh Tamim bin Hamad Es-Sani 3-4 Aralık tarihleri arasında Britanya’yı ziyaret edecek ve Buckingham Sarayında Kral Charles ve Kraliçe Camilla tarafından ağırlanacak.

Birleşik Krallık’ın bakanları ayrıca Bahreyn, Kuveyt, Umman, Katar, Suudi Arabistan ve BAE’den oluşan Körfez İşbirliği Konseyi (KİK) ile serbest ticaret anlaşmasına yönelik müzakereleri ilerletmek amacıyla eylül ayında Körfez’i ziyaret etmişti.

Birleşik Krallık İş ve Ticaret Bakanlığı, KİK ile yapılacak bir serbest ticaret anlaşmasının Britanya ekonomisine uzun vadede 1,6 milyar pound (2,10 milyar dolar) katkı sağlayacağını tahmin ediyor.

Okumaya Devam Et

DİPLOMASİ

UCM’den Netanyahu’ya tutuklama emri

Yayınlanma

Uluslararası Ceza Mahkemesi, Gazze’de savaş suçu ı̇şledikleri gerekçesiyle İsrail Başbakanı Netanyahu ve eski Savunma Bakanı Gallant hakkında tutuklama emri çıkardı.

İsrail ve ABD’nin yaptırım ve tehditlerine rağmen Uluslararası Ceza Mahkemesi (UCM) İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu ve eski Savunma Bakanı Yoav Gallant hakkında tutuklama emri çıkardı.  Mahkeme, İsrail’in Filistinlilere karşı işlediği savaş suçları ve insanlığa karşı suçlarla ilgili ezici deliller doğrultusunda harekete geçerek bu kararı aldı. Netanyahu ve Gallant’a yöneltilen suçların arasında açlığı silah olarak kullanmaktan suçlu bulunduklarını da belirtildi. Mahkeme bu suçlamaların, “makul temellere” dayandığını söyledi.

“İsrailli yetkililer hakkında yakalama kararı almaması UCM’nin sonunu getirebilir”

İsrail, mahkemenin kendisiyle ilgili soruşturmaları engellemek amacıyla istihbarat teşkikatı Mossad’ı gözetlemek, hacklemek, baskı yapmak, karalamak ve iddiaya göre üst düzey UCM personelini tehdit etmek için devreye sokmuştu. Uluslararası basına da yansıyan UCM yetkililerinin de bir kısmını kamuoyuna duyurduğu bu baskılar sonuç vermedi.

UCM, İsrail’in kararı ya da mahkemeyi tanımasının bir önemi olmadığını belirtti.

Mahkeme, bunun yanında Hamas lideri Muhammed Diab İbrahim Al-Masr için de bir tutuklama emri çıkardı.

İsrail, UCM savcısı Khan’ı da tehdit etmiş

Bu kararın İsrail’in Filistinlilere yönelik saldırılarını engellemesi veya ABD’nin bu saldırılara verdiği desteği azaltması beklenmiyor. Ancak karar sonrası Avrupa ülkelerinin İsrail’e verdikleri destek konusunda daha fazla iç bölünme yaşamaları muhtemel.

Okumaya Devam Et

Çok Okunanlar

English