Bizi Takip Edin

DİPLOMASİ

Wang’ın Washington ziyareti, Xi-Biden zirvesi için beklentileri yükseltti

Yayınlanma

Çin Dışişleri Bakanı Wang Yi, San Francisco’daki Asya-Pasifik Ekonomik İşbirliği forumunda Çin ve ABD başkanları arasında henüz teyit edilmemiş bir toplantının ayrıntılarını kesinleştirmek üzere perşembe gününden itibaren Washington’u ziyaret edecek.

Wang’ın ABD Dışişleri Bakanı Antony Blinken ve ulusal güvenlik danışmanı Jake Sullivan ile görüşmesi planlanıyor.

Dışişleri bakanlığı sözcüsü Mao Ning salı günü yaptığı açıklamada, ABD Dışişleri Bakanı Antony Blinken’in daveti üzerine Çin Komünist Partisi Merkez Komitesi Siyasi Büro üyesi ve Dışişleri Bakanı Wang Yi’nin 26-28 Ekim tarihleri arasında ABD’yi ziyaret edeceğini duyurdu.

Sözcü, Wang’ın ikili ilişkiler ve ortak kaygı duyulan bölgesel ve uluslararası meseleler de dahil olmak üzere derinlemesine görüş alışverişinde bulunacağını söyledi.

AP’nin isminin açıklanmaması kaydıyla konuşan üst düzey yönetim yetkililerine dayandırdığı haberine göre Wang’ın Blinken ve Sullivan ile İsrail-Hamas çatışması, Ukrayna krizi ve Güney Çin Denizi’nde tırmanan tansiyon da dahil olmak üzere bir dizi konuyu görüşmesi bekleniyor.

Analistler, Xi Jinping ve Joe Biden arasında önümüzdeki ay yapılması beklenen zirve için hazırlıkların sürdüğünü ve iki taraf arasında daha fazla resmi görüşme yapılacağını belirtiyor.

İkili temaslar arttı

Diğer yandan Çin-ABD Ekonomik Çalışma Grubu ilk toplantısını salı günü video bağlantısıyla gerçekleştirdi ve Çin maliye bakanlığı bu toplantının “derinlemesine, samimi ve yapıcı” geçtiğini söyledi. ABD Hazine Bakanlığı, yeni Mali Çalışma Grubu toplantısının çarşamba günü yapılacağını söyledi.

İki çalışma grubu da, Çin Başbakan Yardımcısı He Lifeng ve ABD Hazine Bakanı Janet Yellen arasında temmuz ayında Pekin’de yapılan görüşmelerin ardından, ekonomik ve mali konularda iletişimi geliştirmek amacıyla planlanmıştı.

Ayrıca, organizatörlere göre ABD Savunma Bakanlığı, pazar günü başlayacak olan üst düzey bir güvenlik konferansı olan 10. Pekin Xiangshan Forumu’na bir heyet gönderecek.

Bu arada Kaliforniya Valisi Gavin Newsom, iklim değişikliği ve ekonomik işbirliği gibi konulara odaklanmak üzere Çin’e bir haftalık bir ziyaret gerçekleştiriyor. Ziyaret, ekim ayının başlarında Şanghay ve Pekin’i ziyaret eden ABD Senatosu Çoğunluk Lideri Chuck Schumer’in hemen ardından gerçekleşiyor.

Analistler, dışişleri bakan yardımcılarından ekonomik ve mali çalışma gruplarına ve Wang’ın Washington gezisine kadar iki güç arasındaki resmi temasların artmasının liderler zirvesi için hazırlıkların başladığına işaret ettiğini söylüyor.

South China Morning Post’a konuşan Singapur Ulusal Üniversitesi Lee Kuan Yew Kamu Politikası Okulu’nda doçent olan Alfred Wu, son temasların Xi’nin APEC toplantısına katılma ihtimalinin yüksek olduğunu gösterdiğini söyledi.

Çin’in en üst düzey diplomatı Wang’ın bu haftaki gezisine ve Başkan Yardımcısı He’nin de ABD’yi ziyaret edebileceğine dair basında çıkan haberlere işaret eden Wu, “Çin tarafı ABD’li muhataplarıyla Xi ve Biden arasında olası bir toplantıyı görüşmeye çalışıyor” dedi.

Wu, Blinken ve Sullivan ile görüşen Wang’ın gündeminde, liderlerin nasıl bir araya geleceği ve vermeyi planladıkları mesajlar gibi ayrıntılar da dâhil olmak üzere, bir zirve için gerekli düzenlemelerin yer almasını beklediğini ifade etti.

Singapur Ulusal Üniversitesi’nde doçent olan Chong Ja Ian ise, “Çin-ABD ilişkilerinde bir miktar istikrar olduğunu, ancak bunun ikili ilişkilerde bir çözülme anlamına gelip gelmediğini göreceğiz” yorumunu yaptı.

Bu ayın başlarında Xi, Senato Çoğunluk Lideri Chuck Schumer başkanlığındaki bir ABD heyetiyle Pekin’de bir araya geldi. Bu, dört yıl aradan sonra Çin’i ziyaret eden ilk ABD kongre grubuydu ve pek çok gözlemci Xi ile yapılan görüşmeyi, Xi’nin gelecek ayki APEC forumu için San Francisco’ya gidebileceğinin bir işareti olarak görmüştü.

Xi ABD’ye en son Nisan 2017’de dönemin başkanı Donald Trump’ı Florida’da ziyaret etmişti. Biden ise başkan olarak Çin’e seyahat etmedi.

Konu hakkında bilgi sahibi kaynaklar South China Morning Post’a yaptıkları açıklamada, ABD’nin Çin’i APEC toplantısına davet ettiğini ancak henüz bir Xi-Biden zirvesi için davet yapılmadığını, Wang ve Blinken’in bu hafta bir anlaşmaya varmaları halinde bunun gerçekleşebileceğini söylediler.

Pekin, Xi’nin APEC forumuna katılıp katılmayacağını henüz teyit etmedi ve sadece “zamanı geldiğinde resmi olarak” bilgi vereceğini söyledi.

Analistlere göre bu taahhüt içermeyen yaklaşım Pekin’e gerektiğinde çekilme konusunda daha fazla esneklik sağlıyor.

Medyaya konuşma yetkisi olmadığı için ismini vermek istemeyen Çinli bir ABD-Çin ilişkileri uzmanına göre bu aynı zamanda kamuoyunun beklentilerini düşürmenin ve riskleri yönetmenin bir yolu da olabilir.

DİPLOMASİ

Bulgaristan Gazprom’dan 400 milyon avro talep ediyor

Yayınlanma

Bulgaristan devlet doğalgaz şirketi Bulgargas, Rus doğalgaz tekeli Gazprom Export-Import’tan Nisan 2022 sonunda doğalgaz tedarikinin durdurulması nedeniyle 400 milyon avrodan fazla tazminat talep ediyor.

Gazprom, Ukrayna’da savaşın başlamasının ardından ülkenin Rus gazı için ruble cinsinden ödeme yapmayı reddetmesinin ardından Bulgaristan’a tedariki durdurmuştu. Bulgaristan şimdi doğrudan Gazprom’dan tazminat talep ediyor.

“Rus şirketinin tazminat talebini gönüllü olarak çözmesi için bir aylık bir süresi olacak. Anlaşma sağlanamazsa Paris’te tahkim davası açılacak,” diyen Enerji Bakanı Vladimir Malinov, 400 milyon avroluk zararın uluslararası hukuk firmaları tarafından hazırlanan hukuki ve mali analizler sonucunda hesaplandığını kaydetti.

Bakan, önceki Bulgar hükümetlerinin Gazprom’a karşı talepte bulunma konusunda “kabul edilemez” iki yıllık bir gecikmeye izin verdiklerini de sözlerine ekledi.

Nisan 2022’de Gazprom, Polonya ile birlikte Bulgaristan’ın da Rusya gazının bedelini ruble olarak ödemeyi reddetmesi üzerine, o dönemde Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin’in gazın bedelinin ruble olarak ödenmesi gerektiği yönündeki kararını gerekçe göstererek Bulgaristan’a gaz sevkiyatını durdurmuştu. Sofya, sözleşmede ABD dolarına atıfta bulunulduğunu öne sürüyor.

Daha sonra Bulgaristan, Rusya doğalgazına karşı yeni adımlar atmaya karar verdi. Geçen ekim ayında ülke, Gazprom tarafından ödenmek üzere Bulgaristan’dan geçen Rus gazına ek bir enerji vergisi getirmeye karar verdi.

Macaristan ve Sırbistan, Bulgaristan üzerinden Orta Avrupa’ya giren Rus gazının fiyatında önemli bir artışa yol açacağı için buna şiddetle itiraz etti.

Aralık ayında, Bulgaristan’ın Schengen’e hava ve deniz yoluyla katılması için müzakereler devam ederken Bulgar hükümeti bu fikirden vazgeçti. Macaristan ise Bulgaristan’ın üyeliğini veto etmekle tehdit etti.

Mart 2024’te GERB lideri ve eski başbakan Boyko Borissov, gaz vergisinin getirilmesinin, Bulgaristan’ın Schengen bölgesine katılımı üzerindeki vetosunu kaldırması için Avusturya’ya baskı yapmak için bir araç olduğunu söyledi.

1 Ocak 2025’ten itibaren Gazprom’un Ukrayna ile olan sözleşmelerinin sona erecek olması nedeniyle Bulgaristan, Türk Akımı üzerinden Rus gazı ithalatı için tek güzergah olacak.

Okumaya Devam Et

DİPLOMASİ

UAD’de İsrail’e “yalancı” protestosu

Yayınlanma

İsrail’in avukatları, Uluslararası Adalet Divanı (UAD) duruşmasında Gazze savaşının trajik olduğunu ancak soykırım yapılmadığını iddia ederken protesto edildi.

İsrail’in Refah’ta başlattığı saldırıların Gazzelilerin haklarını geri dönülmez şekilde ihlal ettiği gerekçesiyle Güney Afrika Cumhuriyeti’nin, UAD’nin acil şekilde yeni tedbirlere hükmetmesine ilişkin talepleri Divan’da ele alındı.

Lahey merkezli UAD’de Güney Afrika’nın yeni ihtiyati tedbir talepleriyle ilgili ikinci ve son günü olan duruşmalarda İsrail tarafı savunmasını yaptı.

Duruşmada İsrail adına söz alan Uluslararası Hukuktan sorumlu Başsavcı Yardımcısı Gilad Noam, Divan’dan gelen duruşma kararını 13 Mayıs’ta öğrendiklerini ve kısa süre içerisinde kendilerinin ve avukatlarının yeterince hazırlanacak vakit bulamadıklarını ifade etti.

Noam, Güney Afrika’nın iddialarının yersiz olduğunu savunarak “Bir kez daha belirtmek zorundayım ki trajik bir savaş yaşanıyor ancak ortada bir soykırım yok” iddiasında bulundu.

Konuşmasını, Güney Afrika’nın iddiaları yanıtlamak yerine Hamas’ın saldırılarını anlatarak sürdüren Noam, Hamas’ın elindeki rehinelerin çok kötü şartlarda tutulduğunu öne sürdü.

İsrail’in rehineleri kurtarmak için harekete geçtiğini ileri süren Noam, “Her devlet böyle yapardı” iddiasında bulundu.

Noam, Gazze için İsrail’in farklı planları olduğunu belirterek, “Hamas’ın olmadığı, Filistin ve İsraillilerin barış içinde yaşadığı bir Gazze” istediklerini savundu.

UAD Refah için acil tedbirleri görüşecek

BM’yi yok saydı

Noam, Güney Afrika’nın iddialarını desteklemek için kullandığı BM kurum ve kuruluşlarının belge ve delillerinin “inandırıcı kanıtlar” olmadığı savunmasını yaptı.

Gazze’de öldürüldüğü iddia edilen sivillere ilişkin kimlik bilgilerinin sahte olduğunu ileri süren Noam, “Hiçbir devlet hatasız değildir. Her sivil kayıp bir trajedidir ancak bu tek başına hukuka aykırı hareket edildiğini kanıtlamaz” savunmasında bulundu.

Noam’ın ardından kürsüye çıkan İsrail Dışişleri Bakanlığı baş hukuk müşaviri yardımcısı Tamar Kaplan-Tourgeman, Kerem Şalom kapısının İsrail’in egemenliğindeki topraklarda yer aldığını savunarak, İsrail’in insani yardımların geçişinin artması ve sivillerin zarar görmemesi için gerekli tüm çabaları gösterdiğini iddia etti.

Tourgeman, hem Filistinlilerin hem de İsraillilerin çektiği acılardan Hamas’ı sorumlu tutarak “Bu savaşın trajik olduğuna ve her iki tarafa da büyük acılara mal olduğuna şüphe yok, ancak bunu Hamas yaptı” dedi.

Hamas’ın hastaneleri kullandığını iddia eden Tourgeman, İsrail askerlerinin hastanelerdeki operasyonlarında hiçbir sağlık çalışanının etkilenmediğini veya zarar görmediğini ileri sürdü.

Tourgeman, Güney Afrika’ın ek tedbir taleplerinin dayanaktan yoksun olduğunu gerekçesiyle tamamının reddedilmesini istedi.

“Yalancılar!”

Tourgeman sözlerini sonlandırmak üzereyken Divan’da üst katta bulunan izleyicilerden birisi İsrail hukuk heyetine “Yalancılar, yalancılar!” diye bağırdı. Bunun üzerine mahkemenin canlı yayınına ara verildi. Protestocu Divan’dan çıkarıldıktan sonra yayın tekrar açıldı.

Duruşma sonlanmadan önce Divan’ın Alman Yargıcı Georg Nolte, İsrail tarafının özellikle Refah’ta sıkışan sivillere yönelik insani yardımı nasıl ulaştırdıklarını daha detaylı anlatmasını talep etti. Divan Başkanı Lübnanlı Yargıç Nawaf Salam, İsrail’in yarın akşam yerel saatle 18.00’e kadar Yargıç Nolte’nin sorusuna ilişkin beyanlarını yazılı olarak Divan’a sunmasını istedi.

Divan hakimleri tedbir talebine ilişkin müzakerelere başladı. Kararın birkaç hafta içerisinde açıklanması bekleniyor.

Okumaya Devam Et

DİPLOMASİ

Firari Rus sermayedar Hodorkovskiy: Batı savaşı kaybediyor

Yayınlanma

Rusya’da vergi kaçakçılığı ve dolandırıcılıktan hüküm giyen eski Yukos enerji şirketinin patronu Mihail Hodorkovskiy, X (eski adıyla Twitter) hesabından yaptığı paylaşımda Batı’nın Ukrayna’daki savaşı kaybettiğini söyledi.

Katıldığı bir etkinlikte yaptığı konuşmayı paylaşan Hodorkovskiy, “Mevcut çabalar Ukrayna’nın kilit bölgelerinin önümüzdeki 2 yıl içinde (Rusya Devlet Başkanı Vladimir) Putin’in eline geçmesini engellemeye yetmiyor. Putin, savaş için yılda yaklaşık 120 milyar dolar, Rusya’nın 2,2 trilyon dolarlık GSYİH’sinin yüzde 5,4’ünü harcıyor,” dedi.

Avrupa Birliği’nin (AB) Ukrayna’ya iki yıl boyunca yaptığı yardımın 88 milyar dolar tutarında, yani birliğin GSYİH’sinin yaklaşık yüzde 0,25’i olduğunu kaydeden Hodorkovkiy, şöyle devam etti:

“Bu da, ABD’nin katkısını da dahil edersek, Putin’in Batı’yı en az 2,5’e 1 oranında geride bıraktığı anlamına geliyor. Bu yıl ABD desteği olmadan bu oran 4’e 1’e yükseliyor. Savaş başladığında Rusya’nın 142 milyonluk nüfusuna karşılık Ukrayna’nın 40 milyonluk nüfusu vardı, bu yaklaşık 3,5’a 1’lik bir oran. Şimdi, iki yıl sonra, bu oran 7’ye 1. Yine de Ukrayna’nın savaşmaya devam etmesini talep ediyoruz. Peki neyle savaşacaklar? Bu gidişle Harkov bu yıl içinde, Odessa ise gelecek yıl düşecek. Ukrayna 2026 yılına kadar sadece küçük çaplı bir partizan direnişini sürdürebilecek durumda olacak, ki bu en iyi senaryo.”

Polonya birliklerinin NATO’nun bir parçası olarak Ukrayna’ya girmesi halinde Lviv’in korunacağını, Ukrayna ordusunun tüm zorluklara rağmen savaşı sürdürmesinin daha iyimser bir senaryo olduğunu belirten Hodorkovskiy, şu ifadeleri kullandı:

“Müttefiklerinin desteği olmadan Ukrayna’nın işgali sonsuza kadar püskürtmesi beklenemez. Putin kesinlikle kendi müttefiklerinin desteğine sahip. Xi Jinping, Çin-Rus işbirliğinin sınırı olmadığını söyledi. Putin’in toprağa ihtiyacı olmadığını akılda tutmak önemli. Putin’in iç hedefleri için bir savaşa ihtiyacı var. Ve zayıf bir Batı onun için harika bir hedef.”

Ukrayna’da kamuoyu yoklaması: Rusya ile müzakereleri destekleyenlerin oranı yüzde 72’ye yükseldi

Okumaya Devam Et

Çok Okunanlar

English