Bizi Takip Edin

AVRUPA

Yeşil taahhütlerini erteleme sinyali veren Sunak kabinesini topladı

Yayınlanma

Birleşik Krallık Başbakanı planları görüşmek üzere acil kabine toplantısı düzenledi.

Rishi Sunak, Başbakanlık ofisinin önemli yeşil taahhütlerini erteleyeceğinin sinyalini verdikten sonra çarşamba günü Birleşik Krallık hükümetinin net sıfır konusundaki yeni planlarını açıklayacak.

Hükümetin benzinli araçların ve gaz kazanlarının aşamalı olarak kullanımdan kaldırılmasına yönelik hedefleri erteleme planlarına ilişkin haberlerin ardından, başbakanın çarşamba günü öğleden sonra bir konuşma yapacağı ve soruları yanıtlayacağı açıklandı.

Financial Times’a konuşan hükümet kaynaklarına göre Başbakan çarşamba sabahı planlarını görüşmek üzere acil bir kabine toplantısı düzenledi.

Ft’ye göre, bildirilen hamleler, ülkenin önümüzdeki on yıl içinde net sıfır hedeflerini sulandırmaya yönelik belirgin bir değişimin parçası.

İçişleri Bakanı Suella Braverman’ın salı günü mevcut hedefleri “keyfi”, “tamamen gerçek dışı ve cezalandırıcı” olarak nitelendirmesine rağmen, bu hamle şimdiden sektörde tartışmalara yol açtı.

Otomobil üreticileri, İngiltere’nin 2030’dan itibaren yeni benzinli ve dizel araçların satışını yasaklama taahhüdüne dayanarak elektrikli araç üretimine yatırım yaptı – bu politika şu anda şüphe altında.

Başbakanlık ofisi, BBC’de yer alan ve 2030 yılından itibaren yeni benzinli ve dizel araçların satışının yasaklanmasının 2035 yılına kadar ertelenmesini de içeren değişikliklerin düşünüldüğü haberini yalanlamadı.

Ford UK Başkanı Lisa Brankin, otomobiller için mevcut 2030 hedefinin “Ford’u daha temiz bir geleceğe doğru hızlandırmak için hayati bir katalizör” olduğunu söyledi ve şirketin İngiltere’deki elektrifikasyon geliştirme ve üretim tesislerine yaptığı 430 milyon sterlinlik yatırımın altını çizdi.

“İşletmemizin Birleşik Krallık hükümetinden üç şeye ihtiyacı var: hırs, kararlılık ve tutarlılık. 2030’un gevşetilmesi bu üçünü de baltalayacaktır,” dedi Brankin.

‘İngiliz halkını iflas ettirerek gezegeni kurtaramayız’

Sunak’ın düşünceleri hakkında bilgi sahibi olan kişiler Financial Times’a, hükümetin 2035’ten itibaren yeni ev tipi gaz kazanlarının kurulumunu yasaklama planını da yumuşatmasını beklediklerini söyledi.

Sunak, BBC’nin haberinden sonra salı akşamı yaptığı açıklamada “hiçbir sızıntının” kendisini “ülkeye nasıl ve neden değişmemiz gerektiğini söylemekten” alıkoyamayacağını söyledi.

Başbakan, 2050 yılına kadar net sıfır karbon emisyonuna ulaşma konusunda daha fazla “gerçekçilik” ve “orantılı” bir devlet yaklaşımı vaat etti.

Net sıfır politikalarını ertelemeye yönelik bu belirgin hamle, anketlerde çok gerilerde kalan hükümetin yeşil politikaların maliyetini bir seçim meselesi haline getirmeye ve İşçi Partisi ile arasındaki farkı vurgulamaya çalıştığı bir dönemde geldi.

Bazı otomotiv endüstrisi figürleri, çevre kampanyacıları ve Muhafazakâr milletvekillerinin şiddetli tepkisine yol açan bu dönüş, Sunak’ın partisindeki net sıfır şüphecileri tarafından memnuniyetle karşılandı.

Braverman çarşamba günü BBC’ye verdiği demeçte bakanların çevresel hedeflere “deli gömleği” muamelesi yapmaması ya da hayat pahalılığı baskıları karşısında “insanların kişisel bütçelerini mahvedecek” hedefleri riske atmaması gerektiğini söyledi.

“İngiliz halkını iflas ettirerek gezegeni kurtaramayız” diyen Bakan, karbon emisyonlarını azaltmaya yönelik adımların daha “sürdürülebilir … olgun … pragmatik bir şekilde” atılması gerektiğinde ısrar etti.

Sunak bu hafta yaptığı açıklamada, hükümetin en iddialı net sıfır hedeflerinin çoğunu açıklayan eski başbakan Boris Johnson’a üstü kapalı bir göndermede bulundu: “Çok uzun yıllar boyunca her türden hükümetteki politikacılar maliyetler ve ödünleşimler konusunda dürüst olmadılar.”

Ancak yeşil gündemi savunan Muhafazakâr milletvekilleri, yeşil taahhütler için zaman çizelgesini sulandırma önerilerine tepki gösterdi.

Eski COP26 başkanı Sir Alok Sharma BBC’ye verdiği demeçte iklim eylemi gündeminden vazgeçmenin gezegeni “yaşam destek ünitesinde” bırakacağını söyledi.

Kabinenin eski bakanlarından Sir Simon Clarke sosyal medya üzerinden yaptığı açıklamada Muhafazakârların “çevresel, ekonomik, ahlaki ve (evet) siyasi çıkarlarının” “bu konuyu reddetmek yerine bu konuda liderlik etmek” olduğunu söyledi.

Partinin sağ kanadındaki muhafazakârlar da Braverman’a katılarak değişimi memnuniyetle karşıladı. Net sıfır inceleme grubunun başkanı Muhafazakâr Milletvekili Craig Mackinlay, yeni fosil yakıtlı arabalar ile petrol ve gaz kazanlarına yönelik yasakların ertelenmesinin “Birleşik Krallık tüketicileri için olumlu bir haber” olacağını söyledi.

İşçi Partisi, Liberal Demokratlar, Yeşiller Partisi ve çeşitli çevre grupları Birleşik Krallık’ın net sıfır taahhütlerinin azaltılmasına yönelik önerileri eleştirdi.

AVRUPA

Polonya, AB’yi doğu savunması için daha fazla harcama yapmaya çağırıyor

Yayınlanma

NATO’nun en fazla savunma harcaması yapan ülkesi Polonya, Donald Trump’a kendi güvenlikleri konusunda kararlı olduklarını göstermenin bir yolu olarak AB ortaklarını Rusya ve Belarus’la olan sınırlarındaki savunmanın artırılmasına katkıda bulunmaya çağırdı.

Polonya’nın ocak ayında başlayacak AB dönem başkanlığını hazırlamakla görevli bakan yardımcısı Magdalena Sobkowiak-Czarnecka Financial Times’a (FT) verdiği demeçte, bloğun Doğu Kalkanı olarak adlandırılan güçlendirilmiş sınır savunması ve hava gözetleme sistemlerine katkıda bulunması gerektiğini söyledi.

Sobkowiak-Czarnecka, “Doğu Kalkanı konusundaki dayanışmanın Trump’a AB olarak savunma konusunda ne yapmamız gerektiğini anladığımızı göstermeye yardımcı olabileceğini düşünüyorum. Eğer Trump sadece savunmaya yatırım yapan ülkelerle çalışacağını söylüyorsa, GSYİH’nin %4’ünü zaten savunmaya ayırdığımız için Polonya için sorun yok, peki ya diğerleri? Doğu Kalkanı’nın finansmanı Avrupa ülkelerinin ortak taahhüdünü göstermenin bir yolu olacaktır,” dedi.

Mayıs ayında duyurulan Doğu Kalkanı, Polonya’nın Belarus ve Rusya’ya ait Kaliningrad eksklavı ile olan sınırları boyunca ilave tahkimat ve hava gözetleme sistemlerinden oluşuyor.

Doğu Kalkanı, Polonya Başbakanı Donald Tusk’ın “Rus saldırganlığını”, özellikle de Belarus’tan Polonya’ya “yasadışı göçü” kolaylaştıran “hibrit savaşı” durdurma vaadinin önemli bir bileşeni.

Tusk hükümeti, bu yıl Polonya’nın GSYİH’sinin yüzde 4,1’inden 2025’te yüzde 4,7’sine yükselecek olan savunma harcamalarının bir parçası olarak Doğu Kalkanı için 10 milyar zloti (2,3 milyar avro) ayırdı. Bu NATO’daki en yüksek seviye ve askeri ittifakın İtalya ve İspanya gibi bazı AB ülkelerinin hâlâ kaçırdığı GSYİH’nin yüzde 2’si hedefinin iki katı.

Sobkowiak-Czarnecka, “Tüm ortaklarımız [Doğu Kalkanı’nın] sadece Polonya ile ilgili değil aynı zamanda AB sınırları ile de ilgili olduğunu anlamalıdır,” dedi.

Trump’ın yaklaşan ikinci başkanlığı, birliği daha fazla gümrük vergisi uygulama sözü vermesi ve Ukrayna’daki savaşı sona erdireceğinin sinyalini vererek Rusya’nın lehine bir anlaşma ihtimalini artırmasının ardından AB başkentlerini alarma geçirdi.

Sobkowiak-Czarnecka, Polonya hükümetinin, bloğun askeri teçhizat üretimini artırmaktan dezenformasyonla mücadeleye ve enerji kaynaklarını güvence altına almaya kadar “tüm farklı boyutlarıyla” AB güvenliğini güçlendirmeye odaklandığını söyledi.

Polonyalı yetkili, “Polonya’nın bu dönem başkanlığı bizim için çok iyi bir zamanlamaya sahip, çünkü Polonya Ukrayna konusunda uzman olarak ve ABD’nin Avrupa’daki en güçlü müttefiklerinden biri olarak bu zor zamanlarda yol gösterici olacak,” dedi.

Okumaya Devam Et

AVRUPA

Avrupa’nın enerji piyasasında çalkantı: Doğalgaz fiyatların son bir yılın en yüksek seviyesinde

Yayınlanma

Rusya ile Ukrayna arasındaki gerilimlerin tırmanması, Gazprom’un Avusturya’ya doğalgaz sevkiyatını durdurması ve soğuk hava koşulları, Avrupa’da doğalgaz fiyatlarının son bir yılın en yüksek seviyelerine çıkmasına yol açtı.

Sektör temsilcileri, piyasaya yeterince doğalgaz sağlandığını ancak arz-talep dengesinin oldukça kırılgan olduğunu ve olumsuz haberlerin fiyatları hızla yükseltebileceğini belirtiyor.

Hollanda TTF vadeli işlem fiyatı, perşembe günü 48,8 avro/MWh’ye (1.000 metreküp başına 538 dolar) yükseldi. Bu seviyelere en son Kasım 2023’te ulaşılmıştı.

31 Mart’ta sona eren ısıtma sezonundan bu yana gaz fiyatları yüzde 150’den fazla arttı.

Fiyat artışı, çarşamba günü Ukrayna’nın İngiliz yapımı Storm Shadow füzeleriyle Rusya topraklarını hedef almasıyla hızlandı. Gün sonunda fiyatlar yüzde 2,5 artışla 46,8 avro/MWh’ye ulaştı.

Aynı gün, ABD özel istihbarat raporlarına dayanarak “bölgede büyük bir hava saldırısı olabileceği” uyarısında bulundu. Bu uyarının ardından birçok Batılı ülke Kiev’deki büyükelçiliklerini kapattı.

Perşembe günü ise Ukrayna Hava Kuvvetleri, Rusya’nın ilk kez nükleer yük taşıyabilen kıtalararası balistik bir füze kullandığını duyurdu.

Bu gelişmeler, Rusya’nın nükleer doktrinindeki olası bir değişikliğin ve ABD’nin uzun menzilli füzelerle Rusya topraklarını hedef alma izni vermesinin beraberinde gerçekleşti.

Öte yandan Bloomberg’e göre, Asya’da sıvılaştırılmış doğalgaza (LNG) talep düşük kalırken tüccarlar yükselen fiyatlardan yararlanmak için Avrupa’ya yöneldi.

Gas Infrastructure Europe verilerine göre, Avrupa’daki gaz depolarının doluluk oranı yüzde 90 seviyesinde bulunuyor.

Ancak, ısıtma sezonunun başlaması ve kuzey Avrupa’da kar yağışı ile dondurucu hava koşullarının etkili olması piyasa üzerinde baskı yaratıyor.

Equinor’un finans müdürü Torgrim Reitan, kırılgan piyasa dengesinin, dış faktörlerin fiyatlar üzerindeki etkisini artıracağını belirtti.

Rusya’dan Avrupa’ya boru hattı üzerinden doğalgaz tedarikinin durumu da piyasa katılımcılarının endişelerini artırıyor. Gazprom, 16 Kasım’dan bu yana Avusturyalı OMV şirketine gaz sevkiyatını durdurdu ve bir buçuk ay boyunca tedarik ettiği gaz için ödeme yapmamaya karar verdi.

Şirket, bu adımla tahkim mahkemesinden kazandığı 230 milyon avroluk kararın en azından bir kısmını tahsil etmeyi hedefliyor.

Bununla birlikte, Gazprom, Ukrayna üzerinden Avrupa’ya günlük 42,4 milyon metreküp gaz sevkiyatını sürdürüyor. Fakat OMV bu gazı alamıyor ve Slovakya gibi ülkelerden tedarik sağlamak zorunda kalıyor. OMV yetkilileri, Avusturya’nın ihtiyaçlarının diğer kaynaklardan tamamen karşılandığını belirtiyor.

Yatırım bülteni Fuller Treacy Money’nin yayıncısı Jon Treacy, “Avusturya resmi olarak tarafsız kalsa da OMV’nin müşterilerinin büyük bir kısmı NATO üyesi,” diyerek durumu yorumladı.

Treacy, Rusya’nın “uzun, soğuk kış” stratejisinin, Ukrayna dışındaki bölgelerde uygulamaya çalıştığı uzun vadeli taktiklerden biri olduğunu ifade etti.

Piyasa analistleri, Avrupa Birliği’nin toplam doğalgaz ithalatının küçük bir kısmını oluşturan Ukrayna üzerinden yapılan transit geçişin, Ocak 2024 itibarıyla tamamen durabileceğini de göz önünde bulunduruyor.

Putin’den füzelere yanıt: Çatışma küresel nitelik kazandı

Okumaya Devam Et

AVRUPA

Operationsplan Deutschland: Almanya’da “planlı ekonomi” tartışması

Yayınlanma

Ukrayna’nın Rusya’ya ilk kez ABD yapımı uzun menzilli füzeler fırlatması ve Rusya lideri Vladimir Putin’in ülkesinin nükleer doktrinini güncellemesi ile birlikte Avrupa ülkeleri kıtada topyekûn bir savaşa hazırlanıyor.

Alman Silahlı Kuvvetlerinin (Bundeswehr) hazırladığı “Operationsplan Deutschland” (Almanya Organizasyon Planı) başlıklı 1.000 sayfalık belgeye göre Almanya’nın NATO ülkelerinden yüz binlerce askere ev sahipliği yapacağı ve cepheye büyük miktarlarda askeri teçhizat, gıda ve ilaç göndermek için lojistik bir merkez olarak hizmet vereceği bildirildi.

Alman ordusu ayrıca Rusya’nın Avrupa genelinde insansız hava araçları uçuşlarını, casusluk operasyonlarını ve sabotaj saldırılarını genişlettiği bir durumu varsayarak şirketlere ve sivillere kilit altyapıyı nasıl koruyacakları ve ulusal savunma için nasıl harekete geçecekleri konusunda talimat veriyor.

İşletmelere acil durumlarda çalışanların sorumluluklarını detaylandıran kriz planları oluşturmaları tavsiye edildi ve enerji bağımsızlığını sağlamak için dizel jeneratör stoklamaları ya da rüzgar türbinleri kurmaları talimatı verildi.

Ekonomiye daha fazla devlet müdahalesi konuşuluyor

Bu kapsamda ekonomiye ve şirketlere yönelik devlet müdahalesi daha yoğun bir şekilde tartışılmaya başladı.

Alman devleti, kriz durumlarında geniş kapsamlı haklara sahip. Enerji krizi, devletin ne kadar hızlı müdahale edebileceğini göstermişti: O dönemde Alman hükümeti gaz depolama tesislerini kanun yoluyla doldurmuş, gaz ithalatçısı Uniper’i kamulaştırmış ve diğer şeylerin yanı sıra yüzer LNG terminalleri tedarik etmişti.

faz’ın Bavyera İşletmeler Birliği Genel Müdürü Bertram Brossardt’ın açıklamalarına dayandırdığı haberine göre, acil bir durumda “planlı ekonomiye geçiş” bile mümkün olabilir.

Bu “planlı ekonomi” uygulamalar kapsamında devlet gıda kuponu vermesi, hatta insanları su temini ya da ulaşım şirketleri gibi belirli sektörlerde çalışmaya zorlaması da gündeme getiriliyor.

Dolayısıyla şirketlerin de bugün afet yardımı, Bundesanstalt Technisches Hilfswerk (Almanya’da afet ve acil durum yönetiminden sorumlu bir kuruluş – THW) ya da itfaiye için gönüllü olan çalışanlara sahip olmaları durumunda bundan yarar sağlayabileceği öne sürülüyor.

Hamburg’daki şirket eğitimini veren Yarbay Jörn Plischke, “Bunu desteklemek size yılda birkaç güne mal olur. Fakat bir kriz anında, insanları ve altyapıyı koruyan kişilerle doğrudan bir bağlantınız olur,” diyor.

Hamburg: Sivil-askeri ekonominin kesişimi

Yarbay Plischke’nin katıldığı etkinliğin gerçekleştiği Hamburg, mal ve asker taşımacılığında merkezi bir konumda.

Hansa kentinin belediye başkanı Peter Tschentscher, faz’a verdiği demeçte, “Altyapımız askeri amaçlarla kullanılırsa, siber saldırı ve sabotaj riski önemli ölçüde artar,” uyarısında bulundu.

Hamburg Senatosu bu nedenle sivil savunmayı güçlendirmek için ek kadrolar oluşturdu. Birliklerde savaşmayan fakat koruma ve güvenliği sağlamak için çalışan gönüllülerden oluşan üçüncü bir “yurt savunma birliği” hizmete sokuldu.

Hansa kentinde şu anda Alman Silahlı Kuvvetleri ve sivil güçlerle birlikte tatbikatlar yapılıyor.

Habere göre, “Red Storm Alpha” adı verilen bu tatbikatta liman tesislerinin korunması konusunda eğitim veriliyor.

Bir sonraki tatbikat olan “Red Storm Bravo” ise yakında başlayacak ve daha büyük çaplı olacak.

Bu tür tatbikatlardan elde edilen deneyimler daha sonra “Almanya Organizasyon Planı”na aktarılacak. Bu planın sürekli gelişen ve yeni bilgi ve tehditlere uyum sağlayan “yaşayan bir belge” olması amaçlanıyor.

Okumaya Devam Et

Çok Okunanlar

English