Asya
Çin, ASEAN ile yaşadığı harita krizinde ‘dış müdahale’ vurgusu yaptı

Güney Çin Denizi’nde artan gerilimlerin ortasında Çin, Tokyo, Seul ve ASEAN’ı “yeni bir soğuk savaşa karşı çıkmaya” ve Pekin’le olan farklılıklarını yönetmeye çağırdı.
Çarşamba günü Cakarta’daki ASEAN zirvesinde konuşan Çin Başbakanı Li Qiang, uluslar arasındaki anlaşmazlık ve ihtilafların bazen yanlış anlamalardan ya da algılanan çıkar çatışmalarından kaynaklandığını, diğer zamanlarda ise – ABD’ye üstü kapalı bir gönderme yaparak – “bazı yersiz dış müdahalelerden” kaynaklandığını söyledi.
Li, bu yorumları Güneydoğu Asya Ülkeleri Birliği üyesi ülkelerin yanı sıra Çin, Japonya ve Güney Kore liderleri arasında düzenlenen bir toplantıda yaptı.
ASEAN’ın bu yılki dönem başkanı Endonezya Devlet Başkanı Joko Widodo da, Güneydoğu Asya ve Çin için “karşılıklı yarar sağlayan somut işbirliği” gerçekleştirilmesi gerektiğini vurguladı.
Widodo, “Bu ancak birbirimize güvenirsek yapılabilir, ki bu da elbette tüm taraflarca inşa edilmeli ve sürdürülmelidir” diye ekledi.
Çinli Başbakan Li, ASEAN+3 zirvesinde yaptığı konuşmada “Önemli olan hepimizin sorunlarla yüzleşmesi, yanlış anlamaları ortadan kaldırması ve farklılıklarımızı yönetmesidir” dedi.
Bölgedeki diğer liderlere de “Şu anda taraf tutmaya, blok çatışmalarına ve yeni bir soğuk savaşa karşı çıkmak çok önemli” dedi.
Bazı politikacılar ve uzmanlar Washington ve Pekin arasında tırmanan rekabeti yeni bir soğuk savaş olarak nitelendiriyor.
Asya’daki pek çok ülke ise, iki güç arasında yoğunlaşan rekabet sırasında kendilerini arada kalmış hissediyor.
Çin ekonomisi büyürse, bölge için de fırsat yaratır
Çin’in 2 numaralı yetkilisi Li, ülkenin 2023 yılı için belirlediği yıllık %5’lik ekonomik büyüme hedefine ulaşma yolunda ilerlediğini belirterek, bunun bölgedeki ve dünyadaki diğer ekonomiler için daha fazla fırsat yaratacağını kaydetti.
Li, “Barış ve refah varsa bundan hepimiz faydalanırız, kargaşa ve kaos varsa bundan hepimiz zarar görürüz” dedi.
Çarşamba günü Çin ve ASEAN arasında yapılan ayrı bir toplantıda Li, Pekin ve 10 üyeli bloğun son on yılda “daha sıkı” siyasi karşılıklı güven inşa ettiklerini, güvenlik alanındaki işbirliklerini derinleştirdiklerini ve bölgesel istikrarı korumak için “daha pratik” adımlar attıklarını söyledi.
Li, “Doğru yola bağlı kalmaya devam ettiğimiz sürece, gelecekte hangi fırtınalardan geçersek geçelim, Çin ve ASEAN arasındaki işbirliği kırılmaz, istikrarlı ve geniş kapsamlı olacaktır” dedi.
Başbakan Li, Çin’in 2026’da sona erecek beş yıllık dönemde ASEAN ülkelerinden 150 milyar ABD doları değerinde tarım ürünü ithal etme hedefine ulaşma konusunda beklenenden daha hızlı ilerlediğini ve şu ana kadar 55 milyar ABD dolarından fazla alım yapıldığını söyledi.
Çin gümrük verilerine göre, Çin’in en büyük ticaret ortağı olan ASEAN’a ihracatı yılın ilk yedi ayında bir yıl öncesine göre dolar bazında %2 gerilerken, ithalat %6,3 oranında düştü.
Güney Çin Denizi anlaşmazlığı
Çin ile olan ekonomik bağlarına rağmen ASEAN üyeleri dünyanın ikinci büyük ekonomisi ile başta Güney Çin Denizi olmak üzere bir dizi anlaşmazlıkla karşı karşıya. Çin, zengin balıkçılık alanlarına sahip olan ve önemli bir ticaret rotası haline gelen sularda birçok Güneydoğu Asya ülkesi ile çakışan hak iddialarına sahip.
Çin geçen hafta Güney Çin Denizi’nin tartışmalı bölgelerinde hak iddia eden yeni bir harita yayınlayarak aralarında Endonezya, Malezya ve Filipinler’in de bulunduğu ASEAN komşularının tepkisini çekmişti.
Pekin’in Tokyo ve Seul ile ilişkileri ise, komşularının ABD’ye giderek daha fazla yönelmesi ve Çin’in bundan duyduğu rahatsızlığı dile getirmesiyle düşük bir seviyede seyrediyor.
Bu arada üst düzey bir Japon hükümet yetkilisi, Japonya Başbakanı Fumio Kishida’nın zirve toplantıları çerçevesinde Çin Başbakanı Li Qiang ile kısa bir görüşme yaptığını söyledi.
Li’nin Mart ayında göreve gelmesinden bu yana iki lider ilk kez yüz yüze görüşmüş oldu.
İki liderin Fukuşima Daiichi nükleer santralinden Pasifik Okyanusu’na salınan atık su konusunu görüştüğü kaydedildi.
Asya
Güney Kore’nin yeni başkanı Lee, ekonomik krize karşı işe koyuldu

Güney Kore’nin yeni başkanı Lee Jae-myung, perşembe günü ilk kabine toplantısını, durgun ekonomik büyümeyi ele almak ve hane halklarına yardım etmek için acil bir paket hazırlamaya odaklanarak gerçekleştirdi ve seçim kampanyasının en önemli vaatlerinden birini yerine getirmek için hızlı adımlar attı.
Devlet Başkanı Lee, Yoon Suk Yeol’un anayasaya aykırı olarak kısa süreli sıkıyönetim ilan etmesinin ardından görevden azledilmesi sonucu erken seçimlerden zaferle çıkarak çarşamba günü göreve başladı. Askeri yönetim girişimi, Yoon’un görevden alınmasına yol açtı ve Asya’nın dördüncü büyük ekonomisinde şok dalgaları yarattı.
Basın mensuplarına yaptığı kısa açıklamada Lee, aralık ayında Yoon’un görevden alınmasının ardından göreve gelen geçici hükümetin bıraktığı kabineye, halkın zor günler geçirdiği için işe koyulmak için kaybedecek zaman olmadığını söyledi.
Lee, yönetimde sürekliliği sağlamak için kabineyi ve ofis kadrosunu oluşturmak üzere acele ediyor.
Yeni lider, çarşamba günü cumhurbaşkanlığı ofisine girdikten sonra, bilgisayarların, yazıcıların ve hatta kalemlerin bile kaldırıldığını ve oranın “mezarlık” gibi sessiz olduğunu, oraya atanan hükümet yetkililerinin görev yerlerine geri gönderildiğini söyleyerek şaşkınlığını dile getirdi.
Lee, ekonomik toparlanmayı en önemli önceliklerinden biri haline getirdi ve büyümeyi desteklemek için en az 30 trilyon won (22 milyar dolar) tutarında mali harcamayı derhal başlatacağını taahhüt etti. Merkez bankası, mayıs ayında büyüme tahminini şubat ayındaki %1,5’ten bu yılın %0,8’ine düşürmüştü.
‘1997 Asya finansal krizinden daha zorlu bir dönem’
Lee, şu ana kadar sadece siyasi bir müttefiki ve deneyimli bir milletvekilini başbakan adayı olarak gösterdi. Başbakan olarak atanması parlamentonun onayını gerektiren Kim Min-seok çarşamba günü yaptığı açıklamada, ülkenin 1997 Asya finansal krizinden daha da zorlu bir ekonomik çalkantı ile karşı karşıya olduğunu ve bunun olumsuz dış faktörlerle daha da karmaşık hale geldiğini söyledi.
Kim, gazetecilere verdiği demeçte, “Bugün ekonomi düşüşe geçiyor ve durgunluk yaşıyor, bu yüzden durumun çok daha zor olduğunu düşünüyorum” dedi.
Önceki hükümet, otomobil, elektronik ve çelik gibi ülkenin ihracata bağımlı bazı önemli sektörlerini vuracak olan ABD’nin ağır gümrük vergilerini hafifletme konusunda çok az ilerleme kaydetmişti.
Analistler, Lee’nin, sıkıyönetim girişiminin ülkede bıraktığı derin izleri sarmaktan ABD’nin öngörülemeyen korumacı adımlarına karşı koymaya kadar, Güney Kore liderlerinin son on yılların en zorlu görevlerinden biriyle karşı karşıya olduğunu belirtiyor.
Lee, çarşamba günü ilk resmi etkinliği olarak ülkenin en üst düzey askeri yetkilisiyle görüştü.
Asya
Çin’in nadir toprak elementleri ihracat kısıtlamaları, Japonya’da Suzuki Swift üretimini durdurdu

Nikkei‘nin perşembe günü edindiği bilgiye göre, Japon Suzuki Motor, Çin’in nadir toprak elementleri ihracatına getirdiği kısıtlamalar nedeniyle parça sıkıntısı yaşandığı için Japonya’da kompakt Swift modelinin üretimini durdurdu.
Bu, Çin’in ihracat kontrollerinin bir Japon otomobil üreticisinin faaliyetlerini doğrudan etkilediği ilk vaka. Etkisi, Pekin’in vereceği tepkiye bağlı olarak diğer şirketlere de yayılabilir.
Elektrikli ve hibrit araçların motorları için hayati önem taşıyan nadir toprak metalleri, büyük ölçüde dünya üretiminin %70’ini karşılayan Çin’de üretiliyor.
Nisan ayında Çin hükümeti, ABD’nin Çin mallarına uyguladığı gümrük vergilerine misilleme olarak yedi tür nadir toprak metaline ihracat kısıtlamaları getirdi.
Suzuki, spor modeli hariç Swift modellerinin üretimini 26 Mayıs’tan 6 Haziran’a kadar askıya aldı. Şirket bunun nedenini açıklamadı. Çin’in ihracat lisanslarını geç vermesi nedeniyle parça tedariki gecikti.
Bazı Swift modellerinde yakıt tüketimini sınırlamak için basitleştirilmiş hibrit sistemler bulunuyor. Suzuki sadece hibrit sistemli modellerin üretimini durdurursa, üretim hattının verimliliği düşer. Bu nedenle şirket diğer modellerin üretimini de durdurmuş görünüyor.
Etkileri ABD ve Avrupa’da şimdiden hissedilmeye başladı. Mayıs sonunda, ABD’li otomobil üreticisi Ford Chicago’daki fabrikasında Explorer spor araçlarının üretimini geçici olarak durdurdu. Avrupa Otomotiv Tedarikçileri Birliği (CLEPA) de bazı otomotiv parça üreticilerinin fabrikalarını kapatmak zorunda kaldığını açıkladı.
Çin’in nadir toprak elementleri ihracat kısıtlamaları Avrupa otomotiv sektörünü vurdu
Asya
Japonya’da doğum sayısı yeni bir düşüş rekoru kırarak %5,7 azaldı

Sağlık, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı’nın çarşamba günü açıkladığı rakamlara göre, 2024 yılında ülkede ikamet eden Japon vatandaşlarının toplam doğum sayısı 686.061 olarak gerçekleşti ve bir önceki yıla göre %5,7 azaldı. Kayıtların tutulmaya başlandığı 1899 yılından bu yana yıllık doğum sayısının ilk kez 700.000’in altına düştüğü belirtildi.
Bu rakam, hükümetin tahminlerinden 14 yıl önce gerçekleşti ve keskin düşüş, Japonya’nın nüfus azalmasını daha da ağırlaştırarak ülke ekonomisi ve sosyal güvenlik sistemine ek baskı yaratıyor.
Toplam doğurganlık oranı, yani her kadının doğurganlık çağının sonuna kadar doğuracağı çocuk sayısı, bir önceki yılın 1,20’sinden 0,05 puan düşerek 1,15’e geriledi ve üst üste üçüncü yıl yeni bir rekor düşük seviyeye ulaştı. Bu oran, nüfusun korunması için gerekli olan 2,07’nin oldukça altında kaldı. Bu oran 2005’ten 2015’e kadar 1,26’dan 1,45’e yükselmişti, ancak 2016’dan bu yana düşüş eğiliminde.
Ulusal Nüfus ve Sosyal Güvenlik Araştırmaları Enstitüsü’nün Nisan 2023’te hazırladığı orta vadeli tahminlere göre, Japonya 2024 için 755.000 doğum ve 1,27 doğum oranı öngörmüştü. Yıllık doğum sayısının 2038’de 700.000’in altına düşeceği tahmin ediliyor.
2024 yılında evlilik sayısı bir önceki yıla göre %2,2 artarak 485.063’e yükseldi. Bu rakam, COVID-19 pandemisinin neden olduğu büyük düşüşün ardından iki yıl sonra ilk kez artış göstermiş olsa da, toparlanma zayıf kaldı. Toplam sayı, ikinci yıl üst üste 500.000’in altında kaldı ve savaş sonrası en düşük ikinci rakama ulaştı.
2024 yılında ölüm sayısı %1,9 artarak 1.605.298’e yükseldi. Doğumlar ile ölümlerin farkı olarak hesaplanan doğal azalma da 919.237 ile rekor seviyeye ulaştı. Bu rakam, bir önceki yıla göre yaklaşık 70.000 daha fazla olup, batı Japonya’daki Kagawa eyaletinin nüfusu olan yaklaşık 916.000 kişiye eşittir.
Hızlı nüfus azalması, Japonya’nın ekonomik geleceğine gölge düşürüyor. Çalışma çağındaki nüfus (15-64 yaş arası bireyler) azaldıkça işgücü sıkıntısı giderek daha ciddi hale geliyor. Son yıllarda daha fazla kadın ve yaşlı işgücüne katılmış olsa da, bu eğilim doğum oranındaki düşüşü telafi etmeye yetmeyecek.
Japonya’nın işgücü nüfusu 2023 yılında 69,25 milyondu. Tokyo merkezli Dai-ichi Life Research Institute’da ekonomist olan Takuya Hoshino’ya göre, işgücü sayısının 2035’ten itibaren azalmaya başlayarak 2050’de 62,87 milyona düşmesi bekleniyor. Hoshino, “İşgücü sıkıntısı daha da kötüleşecek ve sağlık hizmetleri, yaşlı bakımı ve lojistik gibi hizmetlerin sürdürülmesi son derece zor hale gelecek” dedi.
Nüfusun azalmasının, tüketici talebini zayıflatacağını ve şirketleri sermaye harcamalarını kısmaya zorlayacağını söyledi.
Ülkenin sosyal güvenlik sisteminin sürdürülebilirliği sorgulanıyor. Sosyal yardımların mevcut düzeyde sürdürülmesi için, bugünkü ve gelecekteki çalışanların daha fazla katkı yapması gerekecek. Genç nesillerin yükünü hafifletmek için, ülke sosyal yardım ve hizmetleri kısmak zorunda kalabilir.
Henüz yeni doğan sayısında herhangi bir tersine dönüşün işareti yok. Bu yılın Ocak-Mart döneminde, yabancılar da dahil olmak üzere doğum sayısı, bir önceki yılın aynı dönemine göre %4,6 düştü.
1990’larda Japonya’da yıllık yaklaşık 1,2 milyon doğum gerçekleşiyordu ve bu bebekler şu anda çocuk doğurma çağındadır. 2000’lerin ortalarında doğum sayısı 1,1 milyonun altına düştü ve sonraki on yılda 1 milyonun altına indi. Japon hükümeti, bu eğilimi tersine çevirmek için 2030’lara kadar zaman olduğu uyarısında bulundu.
Doğum oranlarının düşmesi, diğer ülkelerin de karşı karşıya olduğu bir sorun. Güney Kore, toplam doğurganlık oranının 1’in altına düştüğü tek OECD üyesi (2024’te 0,75). Bu oran 2023’e göre hafif bir artış göstermiş olsa da, hala dünyadaki en düşük oranlardan biridir. Ard arda gelen hükümetler, durumu iyileştirmek için yeterince çaba göstermedikleri için sık sık eleştirilmektedir.
-
Dünya Basını2 hafta önce
Çin’de üretilen güneş panelleri ve bataryalar neden bu kadar ucuz?
-
Görüş2 hafta önce
Çin-Afrika enerji işbirliği: Kurak bölgelerin temiz enerji vahalarına dönüşümü
-
Diplomasi2 hafta önce
Lavrov’un ziyareti ve Ermenistan’da son durum: Denge mi, savrulma mı?
-
Görüş2 hafta önce
Rusya ile müzakerelerde aklıselimin galip gelme ihtimali
-
Söyleşi2 hafta önce
Eski AP Türkiye Raportörü Kati Piri Harici’ye konuştu: AB’nin tutarlı bir Türkiye stratejisi yok
-
Görüş2 hafta önce
Trump’ın Rusya-Ukrayna barışını teşvik girişimi stratejik açmaza dönüştü
-
Dünya Basını2 hafta önce
Tantura katliamı: İsrail’in örtbas ettiği savaş suçu
-
Avrupa5 gün önce
Max Otte: Alman ekonomisinde bir gerileme değil, çöküş yaşanıyor