Bizi Takip Edin

Diplomasi

Pekin: ABD ile her düzeyde diyaloğa hazırız

Yayınlanma

Çin Devlet Başkan Yardımcısı Han Zheng çarşamba günü yaptığı açıklamada, Çin’in ABD ile ilişkilerini düzeltmek ve küresel sorunlar üzerinde birlikte çalışmak için “her düzeyde” diyaloğu güçlendirmeye hazır olduğunu söyledi.

Han, ABD Başkanı Joe Biden ve Çin Devlet Başkanı Xi Jinping’in bir yıl önce Bali’den bu yana ilk kez bir araya gelmesinin beklendiği San Francisco’daki Asya-Pasifik Ekonomik İşbirliği (APEC) liderler forumundan sadece birkaç gün önce bu açıklamaları yaptı.

Pekin, Xi’nin Apec’e katılımını henüz teyit etmedi ancak son aylarda Washington ve Pekin arasında karşılıklı üst düzey ziyaretlerde artış görüldü ve bu da ikili bir zirve için zemin hazırladığı şeklinde yorumlandı.

Singapur’daki Bloomberg Yeni Ekonomi Forumu’nda konuşan Han, son resmi temasların “olumlu sinyaller” gönderdiğini ve dünyanın Çin-ABD ilişkilerinde “iyileşme” beklentilerini artırdığını söyledi.

“İstikrarlı ve sağlam bir Çin-ABD ilişkisi, diğer ülkelerdeki tüm sektörlerden insanların ve bir bütün olarak uluslararası toplumun ortak beklentisidir” dedi.

“Karşılıklı yarar sağlayan işbirliğini teşvik etmek, farklılıkları uygun şekilde yönetmek ve küresel zorlukları ortaklaşa ele almak için ABD ile her düzeyde iletişim ve diyaloğu güçlendirmeye hazırız” diyen Han, Pekin’in Washington ile ilişkilerini her zaman karşılıklı saygı, barış içinde bir arada yaşama ve kazan-kazan işbirliği ilkeleri doğrultusunda ele aldığını da sözlerine ekledi.

Çin Başbakan Yardımcısı da Janet Yellen ile görüşecek

Han’ın yorumları aynı zamanda Çin Başbakan Yardımcısı He Lifeng’in cumartesi günü başlayacak olan APEC toplantısında Biden-Xi zirvesine zemin hazırlama çabasının bir parçası olarak görülen ABD ziyaretiyle aynı zamana denk geldi.

Çin’in en üst düzey ekonomi ve mali politika yetkilisi olan He, dünyanın en büyük iki ekonomisi arasında teknoloji kısıtlamaları ve sübvansiyonlar konusundaki anlaşmazlıkların ortasında, beş günlük gezisi sırasında ABD Hazine Bakanı Janet Yellen ile görüşecek.

Han konuşmasında tek taraflılık ve korumacılığın “hiçbir yere götürmediğini” ve güvenlik konusunun araç olarak kullanılamayacağını söyledi.

Çin’in her zaman ekonomik küreselleşmenin destekçisi olduğunu da sözlerine ekleyen Han, “Ayrıştırma, sanayi ve tedarik zincirlerinin koparılması ve sözde ‘riskten arındırma’ küresel ekonomiyi sadece birçok izole adaya bölecektir” dedi.

Han, ülkenin kurumsal açılımı ilerletmeye ve dünyanın her yerinden şirketler için daha fazla pazar ve yatırım fırsatı sağlamaya kararlı olduğunu söyledi, “Çin ekonomisi toparlanıyor ve genel olarak iyileşiyor” diye ekledi.

Han’a göre jeopolitik gerilimler, değişen ekonomik manzara ve ortaya çıkan gıda, enerji ve borç krizleriyle birleşiyor.

Aynı zamanda, teknolojik ve endüstriyel dönüşümün yeni turunun derinleşmesinin sürdürülebilir ekonomik büyüme için yeni fırsatlar getirdiğini söyledi.

Han, Çin’in daha akıllı ve daha yeşil bir kalkınma için endüstriyel yapısını yükseltmek üzere büyük veri, yapay zeka ve yeni enerji teknolojilerindeki yeniliklere olan bağlılığını teyit etti.

Han’ın konuşmasında Gazze ve Ukrayna’daki çatışmalara da atıf yaparak, “Çatışmaları diyalog ve istişare yoluyla çözme ve kalkınmaya elverişli istikrarlı bir uluslararası ortam yaratma konusunda daha kararlı olmamız gerekiyor” dedi.

‘Pragmatizm su yüzüne çıkıyor’

Forumda Han’dan sonra söz alan Suudi Arabistan Yatırım Bakanı Khalid Al-Falih, iki ekonomik güç merkezi arasındaki angajman arttıkça ABD-Çin ilişkilerinde olumlu işaretler gördüğünü söyledi.

“Pragmatizm su yüzüne çıkıyor” diyen Al-Falih, ülkesinin her iki ülkeyle de güçlü ilişkileri olduğunu belirtti ve “Dünyanın iki ekonomik süper gücü ve jeopolitik gücü arasında işbirliği ve bir arada yaşama çağrısında bulunuyoruz” ifadelerini kullandı.

Al-Falih, iki gücün doğal bir stratejik rekabete ilişkin söylemlerini azaltacaklarına ve nihayetinde barış içinde bir arada yaşamayı başaracaklarına inandığını söyledi.

Diplomasi

Almanya ile Fransa arasındaki yeni nesil savaş uçağı sorunu sürüyor

Yayınlanma

Almanya Şansölyesi Friedrich Merz, Avrupa’nın yeni nesil savaş uçağı programına desteğini yineledi, fakat projenin yapısı konusunda Fransa ile devam eden gerginliği kabul etti.

Berlin’de NATO Genel Sekreteri Mark Rutte ile birlikte konuşan Merz, 2040 yılına kadar mevcut savaş uçağı filosunu yenilemek için başlatılan milyarlarca avroluk bir girişim olan Gelecek Savaş Hava Sistemi (FCAS) konusunda Paris ve Madrid ile yapılan geçmiş anlaşmalara bağlı olduğunu söyledi.

Merz, “FCAS ile ilgili olarak Fransa ve İspanya ile yaptığımız anlaşmalara kesinlikle bağlı kalmak istiyorum,” diyerek, bunu “Avrupa savunması için iyi bir proje” olarak nitelendirdi ve Almanya’nın operasyonel gereksinimlerini karşılamak için “bu tür uçaklara ihtiyaç olduğunu” ekledi.

Merz’in açıklamaları, Fransız sanayi oyuncularının programın temel unsuru olan yeni nesil savaş uçağı projesinin yüzde 80’ini talep etmesiyle Berlin ve Paris arasında gerginliğin tırmandığı bir dönemde geldi. Bu talep, Alman sanayi ve hükümetinde endişe yarattı.

Merz çarşamba günü, sınır ötesi anlaşmazlıkların hâlâ çözülmediğini kabul etti. Şansölye, “Fransa’da yapılan görüşmeler” olarak nitelendirdiği konuyla ilgili olarak, “Bu konuyu önümüzdeki birkaç ay içinde kesin olarak netleştirmeye karar verdik. Bu konsorsiyumun yapısı konusunda farklı görüşler hâlâ çözülmedi,” diye ekledi.

Merz’in açıklamaları, POLITICO’nun Almanya’nın bu girişimdeki başlıca endüstri ortağı olan Airbus’ın, Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron’un bu ayın sonunda Berlin’i ziyaret etmeden önce siyasi bir yeniden düzenleme yapılmazsa projenin çökebileceği uyarısında bulunmak için şansölye ile görüşme talep ettiğini bildirmesinden sonra FCAS hakkında yaptığı ilk kamuoyu açıklaması oldu.

Okumaya Devam Et

Diplomasi

Parlamento komitesi: İran, İngiltere için ‘kalıcı bir tehdit’

Yayınlanma

İngiltere parlamentosunun istihbarat ve güvenlik komitesi, İran’ın İngiltere için “kalıcı ve öngörülemez” bir risk oluşturduğu uyarısında bulundu.

Geçen yılki genel seçimler nedeniyle yayınlanması ertelenen İran güvenlik raporu, İngiliz hükümetini Tahran’ın etkisine karşı önlemleri güçlendirmeye çağırdı.

Komite başkanı Lord Beamish, “İran, Birleşik Krallık, Birleşik Krallık vatandaşları ve Birleşik Krallık’ın çıkarları için geniş kapsamlı, kalıcı ve öngörülemez bir tehdit oluşturmaktadır,” iddiasında bulundu.

Beamish, İran’ın devlet politikası aracı olarak “suikastı kullanmaya istekli olduğunu” göz önünde bulundurarak, Birleşik Krallık’ta bulunan muhaliflere ve rejim karşıtlarına yönelik fiziksel tehdidin keskin artışından “özellikle endişe duyduklarını” ekledi.

Raporda, 2022’nin başından bu yana İran’ın Birleşik Krallık’ta yaşayan kişilere yönelik tehditlerinde “önemli bir artış” olduğu ve bu tehditlerin “İngiliz vatandaşlarına veya Birleşik Krallık’ta yaşayan kişilere yönelik 15 cinayet veya kaçırma girişimini” içerdiği belirtildi.

Raporda, “Bu tehdit, muhaliflere ve rejim muhaliflerine yoğun bir şekilde odaklanıyor. Birleşik Krallık’taki Yahudi ve İsrail çıkarlarına yönelik tehdit de artıyor,” denildi ve saldırıların çoğunun “üçüncü taraf ajanlar” aracılığıyla gerçekleştirildiği öne sürüldü.

Raporda, “İran, Birleşik Krallık’taki muhalif, Yahudi ve İsrail hedeflerine yönelik saldırıları Birleşik Krallık’a yönelik saldırılar olarak görmüyor,” denildi.

Rapor, İngiliz hükümetini ve uluslararası ortaklarını, bu tür saldırıların aslında Birleşik Krallık’a yönelik saldırılar olduğunu ve uygun şekilde yanıtlanacağını İran’a her fırsatta açıkça belirtmeye teşvik ettiğini duyurdu.

Raporda, İran’ın “gizli yabancı nüfuz”u izlemek için İngiliz hükümetinin yeni kayıt defterinde Rusya ile birlikte en üst sıraya yerleştirilmesinden kısa bir süre sonra yayınlandı.

Komite, 7 Ekim Aksa Tufanı operasyonu ve ardından Orta Doğu’da çıkan çatışmalardan önce, Ağustos 2021’den Ağustos 2023’e kadar delil topladı.

Raporu hazırlayanlar, “Orta Doğu’daki manzaranın önemli ölçüde değiştiğini” kabul ederken, İran’ın faaliyetlerine ilişkin daha geniş bakış açısının “hâlâ geçerli olduğunu” belirtti.

Raporda, İran’ın casusluk ve siber tehditlerine karşı uyarıda bulunuldu ve Birleşik Krallık’ın “öncelikli hedef” olduğu belirtildi, fakat bu tehdidin Rusya ve Çin’in oluşturduğu tehditten “daha dar” ve “daha az sofistike” olduğu ifade edildi.

Raporda, hükümetin İran tehdidine daha uzun vadeli bir yaklaşım benimsemesi tavsiye edildi ve acil krizlere yanıt olarak hükümetin çok fazla “yangın söndürme” faaliyetinde bulunduğu belirtildi.

Okumaya Devam Et

Diplomasi

Lavrov ve Rubio, Ukrayna, İran ve Suriye’yi görüştü

Yayınlanma

Rusya Dışişleri Bakanı Sergey Lavrov ve ABD Dışişleri Bakanı Marco Rubio, Malezya’nın başkentinde bir araya geldi. Görüşmede Ukrayna, İran ve Suriye’deki durum ele alınırken, Rubio, Rusya’nın Ukrayna konusunda esneklik göstermemesinden duyulan hayal kırıklığını iletti.

Rusya Dışişleri Bakanı Sergey Lavrov ve ABD Dışişleri Bakanı Marco Rubio, Malezya’nın başkentinde gerçekleştirdikleri görüşmede Ukrayna, İran ve Suriye’deki durum başta olmak üzere bir dizi uluslararası sorunu ele aldı.

ABD tarafı, Rusya’nın Ukrayna meselesindeki tutumundan duyduğu rahatsızlığı dile getirirken, Rusya ise iki ülke arasında doğrudan uçuşların yeniden başlatılmasını gündeme getirdi.

Görüşmenin ardından açıklama yapan ABD Dışişleri Bakanı Rubio, Lavrov ile yaptığı görüşmenin “önemli ve samimi” olduğunu belirtti.

Rubio, Başkan Donald Trump’ın, Rus tarafının Ukrayna ihtilafının çözümünde esneklik göstermemesinden dolayı hayal kırıklığına uğradığını Lavrov’a ilettiğini söyledi.

Rubio, “Bu çatışmanın nasıl sona erebileceğini belirleyen bir yol haritasına ihtiyacımız var,” diye konuştu.

Moskova’dan işbirliği ve hava bağlantısının yeniden kurulması vurgusu

Rusya Dışişleri Bakanlığından yapılan resmi açıklamada ise görüşmenin, çatışma durumlarına barışçıl çözümler bulma ve Rusya-ABD iktisadi ve insani işbirliğini yeniden tesis etme yönündeki karşılıklı niyeti teyit ettiği vurgulandı.

Açıklamada, Rusya ile ABD arasında doğrudan hava bağlantısının yeniden kurulmasının bu sürece katkı sağlayabileceği ifade edildi.

Bakanlık, “İkili diplomatik misyonların işleyişinin normalleştirilmesi için daha fazla çalışmanın önemi vurgulandı,” ifadelerine yer verdi.

Açıklamanın devamında Moskova, “Rusya ve ABD dışişleri bakanlıkları arasındaki yapıcı ve karşılıklı saygıya dayalı diyalog, karşılıklı çıkar sağlayan ve genişleyen bir dizi konuda devam edecektir,” mesajını verdi.

ABD’den Rusya’nın enerji sektörünü hedef alan yeni yaptırım hamlesi

Okumaya Devam Et

Çok Okunanlar

English