Avrupa
Fransa’da göç yasasına sağ damga vurdu

Marine Le Pen’in Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron’un sert göç yasa tasarısına verdiği destek, kritik Avrupa Parlamentosu (AP) seçimlerine sadece aylar kala bu yıl Avrupa’nın ‘aşırı sağı’ için bir başka zafer anlamına geliyor.
Yeni ve hararetle tartışılan göçmenlik tasarısı, hükümetin ilk metninden çok daha sert, göçmenlerin vatandaşlığa, sosyal yardım haklarına ve aile birleşimi prosedürlerine erişimini ciddi şekilde kısıtlıyor.
Hem muhafazakâr Les Républicains (LR) hem de Le Pen’in Rassemblement National (Ulusal Birlik – RN) milletvekilleri, tasarının kabul edilmesinde etkili olan oylarıyla metnin içeriğine ağırlık verdiler.
Marine Le Pen, kabul edilen yasayı ‘ideolojik bir zafer’ olarak kutlarken, LR Grup Başkanvekili Olivier Marleix gazetecilere nihai metnin ‘%98’inin’ muhafazakâr görüşleri yansıttığını ileri sürdü.
Macron’un AP düzeyindeki siyasi gücü olan Renew ise, ‘aşırı sağ ile herhangi bir müzakere veya anlaşma olmadığı’ için ‘aşırı sağın uzak tutulmaya devam ettiğini’ ve ‘metnin RN’nin oyları olmadan geçeceğini’ savundu. Renew sözcüsü, “Le Pen’in metni onaylama kararı saf siyasi taktikti,” dedi.
Macron: Topal ördek değilim
Öte yandan Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron, aşırı sağın iktidara gelmesinin önünü açan ‘topal ördek’ bir cumhurbaşkanı olduğu yönündeki spekülasyonlara karşı tepki gösterdi.
Fransa cumhurbaşkanı, salı günkü oylamadan bu yana verdiği ilk röportajda, RN lideri Marine Le Pen’in ‘ideolojik bir zafer’ sözlerine rağmen, kendi cephesine uzun vadeli bir zarar geldiği fikrini reddetti.
Fransa cumhurbaşkanı France 5 TV kanalında, “Çoğunluğum küçülmedi. Çekimser kalan veya tasarıya karşı oy kullanan kadın ve erkeklere saygı duyuyorum, ancak içlerinden biri koalisyonumuzdan ayrıldı mı? İçlerinden biri ayrıldığımı söyledi mi?” diye sordu.
Salı günü, Macron’un koalisyonundaki 251 milletvekilinin neredeyse dörtte biri, göçmen tasarısında çekimser kaldı veya aleyhte oy kullandı. Sağlık Bakanı Aurélien Rousseau, oylamadan sonraki 24 saat içinde istifa etti ve gazetecilere ‘tasarıyı açıklayamayacağını’ söyledi.
Macron, “İşi bitirmedim. Önümde hala üç buçuk yıl var ve size söyleyeyim, şimdi durmuyorum,” dedi.
Fransa cumhurbaşkanı, Le Pen’in zafer iddialarına rağmen, aşırı sağın yükselişini teşvik ettiği suçlamalarına da karşı çıktı. Macron, anketlerde yükselen RN’yi durdurmanın tek yolunun ‘aşırı sağın temel meseleleri’ olan güvenlik ve göçle mücadele etmek olduğunu savundu.
Macron, “Ulusal Birlik’in iktidara gelmesini durdurmak istiyorsanız, onu besleyen sorunlarla mücadele etmek zorundasınız. Ve Ulusal Birlik’i besleyen şey, [göç konusundaki] cevaplarımızın etkili olmadığı izlenimi,” iddiasında bulundu.
Macron, sağı uzak tutmak için tam olarak gereken türden bir mevzuat üzerinde çalıştığını da söyleyerek, “Avrupa ile yaptığımız şey, göç anlaşması ve bu yasa, insan ticareti ağlarıyla mücadele etmemize, Fransız topraklarında yasadışı olarak bulunan insanları sınır dışı etmemize çok açık bir şekilde yardımcı olacak… ben buna verimlilik diyorum,” diye ekledi.
Avrupa
Birleşik Krallık’ı ziyaret eden Macron: Monarşiyi seviyoruz

Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron, İngiltere ve Fransa’yı, Brexit gibi gündemlerden uzaklaşarak göç ve savunma gibi konularda “yan yana” çalışmaya çağırdı.
Üç günlük İngiltere ziyaretinin başında Parlamento’nun iki meclisine hitap eden Macron, Brexit’in “derinden üzücü” olduğunu ancak son birkaç yılda “bu ittifakın daha da güçlendiğini” vurguladı.
İngiltere’nin artık AB üyesi olmasa da Avrupa’nın kenarında durmasının mümkün olmadığını söyledi. İki ülkenin yasadışı göçle mücadelede “birlikte hareket edeceğini” taahhüt etti.
Brexit’ten bu yana bir AB liderinin yaptığı ilk devlet ziyaretinde Macron, savunma, ticaret ve göç konularında ortak çıkarları vurguladı ve iki ülkenin Avrupa’nın güvenliği konusunda “özel bir sorumluluk” paylaştığını savundu.
Macron, “Avrupa’da, revizyonist komşularla karşı karşıya olan iki ülkemizin kıtanın güvenliği konusunda özel bir sorumluluğu olduğu yönünde bir beklenti var” dedi. “Ve bunu açıkça ifade etmenin zamanı geldi” diye ekledi.
Konuşma, iki ülkenin ABD’de giderek izolasyonist bir politika izleyen Trump yönetimi gibi zorluklarla karşı karşıya olduğu bir dönemde, Fransız liderin İngiltere ile ortak bir cephe oluşturma çabası olarak değerlendirildi.
Macron, İngiltere’nin AB’den ayrılma kararının “derin bir üzüntüyle karşıladığımız, ancak saygı duyduğumuz bir karar” olduğunu söyledi ve son yıllarda İngiltere ile ilişkilerin iyileştiğini ekledi.
Ancak iki ülke arasında hala belirgin ayrılıklar var.
Tartışmalı başlıklar
Sığınmacıların Fransa’ya iadesi konusunda bir göç anlaşması henüz imzalanmadı ve Macron, bazı İngiliz siyasetçiler tarafından düzensiz göçle mücadele konusunda yeterince çaba göstermediği için eleştiriliyor.
Macron, “başka yerlerde daha iyi bir yaşam umudunun meşru olduğunu” belirtirken, “insanları kabul etme kurallarımızın istismar edilmesine izin veremeyiz” diye ekledi. İngiltere ve Fransa’nın, kıtadaki göçmen akınını durdurmak için üçüncü ülkelerle işbirliği yapmasının hayati önem taşıdığını söyledi.
Son zamanlarda başka gerilimler de yaşandı. Fransa, AB ile İngiltere arasında son dönemde yürütülen müzakerelerde, özellikle balıkçılık hakları konusunda, ancak aynı zamanda İngiliz şirketlerinin yeni AB silahlanma fonuna erişim koşulları konusunda da sert bir tutum sergiledi.
Ancak Macron, mayıs ayında imzalanan AB-İngiltere anlaşmasında öngörülen yeni bir gençlik hareketliliği programının oluşturulması da dahil olmak üzere, ilişkilerin yeniden inşa edilmesinin hayati önem taşıdığını söyledi.
Macron, “Manş Denizi’nin daha da genişlemesine izin vermeyelim” diyerek “öğrenciler, araştırmacılar ve sanatçılar için değişim programları” çağrısında bulundu. “Çocuklarımız da bizim sahip olduğumuz fırsatlara sahip olmalı” dediğinde milletvekilleri ve lordlar uzun süre alkışladı.
Macron’un devlet ziyaretinin ilk gününde yaptığı konuşma, salı gecesi Windsor Kalesi’nde Kral Charles’ın ev sahipliğinde düzenlenecek devlet yemeği de dahil olmak üzere bir dizi resmi tören ve siyasi görüşmenin öncüsü oldu.
Macron, “Monarşiyi seviyoruz, özellikle de kendi ülkemizde değilse” diye espri yaptı.
Yakınlaşmanın devam etmesi çağrısında bulunan Macron, “Sonunda tekrar bir araya geldik. Ve on yıllar boyunca tekrar bir araya gelmeyi sağlayalım. Ortak geleceğimiz bizi birbirimize bağlıyor. El ele, omuz omuza, birlikte yürüyelim, bu bizim ortak kaderimiz” dedi.
Avrupa
Fransız polisi, Le Pen’in partisi Rassemblement National ofisine baskın düzenledi

Fransız mali polisi, ülkenin aşırı sağcı Rassemblement National (RN) partisinin genel merkezine baskın düzenleyerek son seçim kampanyalarıyla ilgili belgelere el koydu.
Parti lideri Jordan Bardella, X’te yaptığı paylaşımda, Fransa mali polisi tugayından yaklaşık 20 silahlı memurun çarşamba sabahı partinin Paris ofisine baskın düzenleyerek e-postalara, belgelere ve muhasebe bilgilerine el koyduğunu söyledi. Bardella, baskının nedenini bilmediğini belirtti.
Bardella, “Son bölgesel, cumhurbaşkanlığı, parlamento ve Avrupa seçim kampanyalarıyla ilgili tüm dosyalar, yani partinin tüm seçim faaliyetleri bugün yargının elinde” dedi.
Polis memurlarının iki soruşturma hakimi eşliğinde hareket ettiğini de belirtti.
Operasyon, RN’nin üç kez cumhurbaşkanı adayı olan Marine Le Pen ve diğer parti üyelerinin AB fonlarını zimmetlerine geçirmekten suçlu bulunarak 2027 cumhurbaşkanlığı seçimlerinde aday olmalarının engellenmesi ihtimalinin ortaya çıkmasından aylar sonra gerçekleşti. Le Pen, karara itiraz ediyor.
Bardella, “Bu olağanüstü ve eşi görülmemiş operasyon, açıkça yeni bir [tür] taciz. Bu, çoğulculuğa ve demokratik geçişe yönelik ciddi bir saldırı. Beşinci Cumhuriyet döneminde hiçbir muhalefet partisi böyle bir zulüm görmemişti” dedi.
Avrupa
Norveç, casuslukla suçladığı Rus şirketlerinin balık avlamasını yasakladı

Norveç hükümeti, casusluk faaliyetlerine karıştıkları ve denizaltı altyapısı için tehdit oluşturdukları gerekçesiyle iki büyük Rus balıkçılık şirketi olan Norebo ve Murman Seafood’a yaptırım uyguladı. Karar uyarınca şirketlerin gemilerinin Norveç sularında balık avlaması ve limanlara girmesi yasaklandı.
Norveç hükümeti, iki büyük Rus balıkçılık şirketi olan AO Norebo ve OOO Murman Seafood’a yaptırım uyguladığını duyurdu.
Hükümetin internet sitesinde yer alan açıklamaya göre, bu karar şirketlere ait gemilerin Norveç sularında balık avlamasını ve ülke limanlarına girişini fiilen yasaklıyor.
Kararın, Avrupa Birliği’nin (AB) 20 Mayıs 2025 tarihli 17. yaptırım paketinin uygulanması kapsamında alındığı bildirildi.
Norveç Dışişleri Bakanı Espen Barth Eide, atılan adımın Rus istihbarat kurumlarının artan faaliyetlerine ve Moskova’nın Batılı ülkelere yönelik “hibrit kampanyasına” karşı koyma çabalarının bir parçası olduğunu iddia etti.
‘Casusluk ve sabotaj’ iddiası
Bakan Eide, “Rusya’nın müttefiklere karşı giderek daha saldırgan eylemlerde bulunduğunu gözlemliyoruz. Değerlendirmelerimize göre bu eğilim devam edecek,” ifadelerini kullandı.
Eide, Norebo ve Murman Seafood’un, Norveç ve müttefiklerinin karasularındaki kritik öneme sahip denizaltı altyapısını gözetlediğini öne sürdü.
Bakan, “Bu tür faaliyetler gelecekteki sabotajlara zemin hazırlayabilir ve ulusal güvenliğe yönelik bir tehdit oluşturmaktadır,” diye vurguladı.
Kritik altyapı NATO ile korunuyor
Norveç’in kıta sahanlığı, ülkeyi kıtanın geri kalanına bağlayan Avrupa’nın en büyük doğalgaz boru hattı, telekomünikasyon ve enerji kabloları ağlarından birine ev sahipliği yapıyor.
Söz konusu altyapının korunması, NATO ile yakın işbirliği içinde yürütülüyor. Norveçli yetkililer, yeni yaptırımların yakın zamanda ulusal mevzuata dahil edileceğini de bildirdi.
AB de yaptırım listesine almıştı
Norebo ve Murman Seafood, mayıs ayında AB tarafından da yaptırım listesine alınmıştı.
AB’nin ilgili belgelerinde, bu şirketlere ait gemilerin Barents ve Norveç denizlerinde balıkçılık yaparken aynı zamanda sivil ve askeri altyapıya yönelik istihbarat faaliyetlerinde bulunduğu savunuluyor.
AB Konseyi, Rus balıkçı teknelerinin gizli bilgi toplamak için kullanıldığını ve Norebo’ya ait bazı gemilerin casusluk amaçlı kullanılabilecek teknolojilerle donatıldığını iddia ediyor.
RBK gazetesine göre, iki şirketin filosunda yaklaşık 50 balıkçı gemisi bulunuyor.
-
Ortadoğu1 hafta önce
Reuters: Suriye’de Şara’ya bağlı güçler 1.500 Alevi’yi katletti
-
Söyleşi2 hafta önce
İsrail-İran savaşını kim kazandı? E. Tuğamiral Alaettin Sevim Harici’ye anlattı
-
Dünya Basını2 hafta önce
İran-İsrail savaşı ve Orta Asya
-
Görüş1 hafta önce
Altı Gün Savaşı’ndan ‘On İki Gün Savaşı’na
-
Avrupa2 hafta önce
Yeni MI6 şefinin dedesi, “Kasap” olarak bilinen Nazi casusu çıktı
-
Söyleşi2 hafta önce
E. Koramiral Kadir Sağdıç: ‘Hürmüz’ü kapatmak ABD-İsrail’e yarar’
-
Amerika2 hafta önce
Zohran Mamdani: Canavarın ininde bir ‘nepo bebek’
-
Dünya Basını2 hafta önce
Jerusalem Post: Rusya-Ukrayna savaşının gölgesinde Çin’in Orta Doğu stratejisi