Bizi Takip Edin

Asya

Bangladeş İşçi Partisi yöneticisi: Muhafazakarlar, ordu ve ABD desteği ile hükümet kurmaya çalışıyor

Yayınlanma

Bangladeş İşçi Partisi Merkez Komitesi üyesi Sabbaha Ali Khan Colince, ülkede yaşanan gelişmeleri ve son durumu Harici’ye değerlendirdi: “Özgürlük karşıtı, aşırı sağcı partiler protestolara hakim oldu. Radikal muhafazakar Cemaat-i İslami ve Bangladeş Milliyetçi Partisi, orduyla işbirliği içerisinde, ABD desteğiyle yeni bir hükümet kurmaya çalışıyor. Protestolara katılan gençlerin çoğunluğu bu durumdan rahatsız.”

1971’de Pakistan’dan ayrılarak bağımsızlığını ilan eden Güney Asya ülkesi Bangladeş kimilerinin ‘halk hareketi’, kimilerinin ise ‘darbe’ diye adlandırdığı olaylarla sarsıldı. 1996-2001 yıllarındaki ilk döneminin ardından 2009’dan bu yana ülkeyi yöneten 76 yaşındaki Başbakan Şeyh Hasina olaylar sonucu ülkeyi terk ederek komşusu Hindistan’a sığındı.

Bu haftaki istifasından önce Hasina, dünyanın en uzun süre görev yapan kadın liderlerinden biriydi ve 1975’te darbeyle görevden alınıp öldürülen babası Muciburrahman’ın partisi Avami Birliği’ne (Awami League) önderlik ederek, ülkede “laiklik ve demokrasi”nin sembollerinden biri olarak görülüyordu. Ancak son seçimlerde yeniden iktidara gelmesine rağmen, Hasina’nın hükümeti sık sık toplumsal hareketlerle ve protestolarla sarsıldı. Enflasyon ve geçim sıkıntısı üstüne yolsuzluk iddiaları da eklenince Hasina hükümeti ciddi güven kaybına uğradı.

Hükümetin, ülkenin 1971’de Pakistan’a karşı verdiği bağımsızlık savaşında gazi olanların yakınlarına kamu sektöründe çok sayıda iş imkanı sağlayan ayrıcalıklı kotalar getirmesi, işsizlikle boğuşan gençler ve özellikle de öğrenciler arasında büyük tepki yarattı. Bangladeş, dünyanın en yoğun nüfuslu ülkelerinden biri ve 30 milyonu aşkın genç işsiz.

Öğrenciler öncülüğünde başlayan protestolara, radikal muhafazakar Cemaat-i İslami ve Bangladeş Milliyetçi Partisi (BNP) başta olmak üzere muhalefet partileri de dahil oldu ve yerel kaynaklara göre muhalefet partileri sokaktaki hakimiyeti ele geçirdiler.

Hasina, büyüyen protestolar karşısında geri adım atmazken, polisin sert müdahalede bulunduğu eylemlerde 200’den fazla kişi hayatını kaybetti. Kota uygulamasının iptal edilmesi de artık Hasina’yı kurtarmaya yetmedi.

Hasina’nın pazartesi günü istifa etmesinin ardından askeri şef General Waker-Uz-Zaman, televizyonda yaptığı ulusa sesleniş konuşmasında ülkenin kontrolünü geçici olarak ele aldığını ve askerlerin artan huzursuzluğu durdurmaya çalıştığını duyurdu. General Zaman ayrıca, Hasina’nın uzun süredir iktidarda olan Avami Birliği hariç, önde gelen siyasi partilerin liderleriyle ileriye dönük izlenecek yolu tartışmak üzere görüşmelerde bulunduğunu söyledi.

Bangladeş Cumhurbaşkanı Muhammed Şahabuddin ise salı günü, Başbakan Şeyh Hasina’nın istifasının ardından protestocuların temel taleplerinden birini yerine getirerek parlamentoyu feshetti, 84 yaşındaki Nobel ödüllü Muhammed Yunus’un geçici hükümete başkanlık edeceğini duyurdu.

Batı tarafından sevilen bir isim olan Yunus, Bangladeş’te yoksulluğun azaltılmasına yardımcı olacağını savunduğu mikrofinans çalışmaları nedeniyle 2006’da Nobel Barış Ödülü’nü kazanan bir bankacı.

1983 yılında mikro kredi yoluyla yoksulluğun azaltılmasıyla mücadele edeceği iddiasıyla Grameen Bank’ı kurdu. Banka hızla büyüdü, farklı şubeler ve benzer modeller artık dünya çapında faaliyet gösteriyor. Yunus ve Grameen Bank, konut, öğrenci ve mikro işletme kredileri olarak toplamda yaklaşık 6 milyar dolar kredi verdikten sonra 2006 yılında Nobel Barış Ödülü’ne “layık” görüldü.

Ancak eleştirmenler Yunus’a ve Grameen Bank’a şüpheci bir gözle baktı. Bankacı Yunus’a, yüksek faiz oranlarının kredi alanları yoksullaştırdığı ve kredi verenin küçük kredilerden büyük karlar elde ettiği yönünde eleştiriler yöneltildi. Yunus ise amacının “para kazanmak değil, yoksullara yardım etmek” olduğunu ileri sürdü.

İstifa eden Hasina da görev süresince Yunus’u defalarca kez “yoksulların kanını emmekle” eleştirmişti. Yunus hakkında “vergi usulsüzlüğü” davası açıldı, en son haziran ayında ise zimmetine para geçirme suçlamasıyla itham edildi.

Batı’ya yakın görülen ve ABD’de eğitim almış bir isim olan Muhammed Yunus’un eylemler sonucu öne çıkması dikkat çekerken, Hasina’ya karşı eylemlerin ABD ve diğer Batılı ülkeler tarafından kışkırtıldığı yönünde yaygın değerlendirmeler de mevcut.

2023 yılında ülkeyi ziyaret eden ABD’nin Güney ve Orta Asya İşlerinden Sorumlu Dışişleri Bakan Yardımcısı Donald Lu, Bangladeş’in “hızla otoriterliğe kaydığını” söyleyerek, muhalefet liderleri ve “hak gruplarıyla” ayrı ayrı görüşmeler yapmıştı.

Ocak ayında yapılan seçimler öncesinde ABD, “demokrasi” davulunu çalarak Hasina hükümetine yönelik sert eleştiriler ve uyarılar getiriyordu. Seçim sonrası ise Hasina’nın partisi Avami Birliği Parlamento’daki 300 sandalyeden 223’ünü kazanmasına rağmen, hem ABD hem de Birleşik Krallık seçimleri “özgür ve adil olmadığı” gerekçesiyle eleştirmişti.

Mayıs ayında ise ABD hükümeti Bangladeş ordusunun emekli komutanı Aziz Ahmed ve yakın ailesine yolsuzluk iddiaları nedeniyle yaptırım uyguladı. Bu hamle Washington’ın Bangladeş hükümeti üzerinde nüfuz sağlama çabası olarak değerlendirilmişti.

Hindistan ise müttefiki ABD’nin Hasina hükümetine yönelik bu sert tutumunu eleştirerek, bu tutumun Bangladeş’i Çin’e yakınlaştırabileceği yönünde uyarılarda bulunuyordu. Nitekim Hasina hükümeti bir süredir tarihsel dostu ve komşusu Hindistan ile, ülkeye büyük yatırımlar yapmaya hazırlanan Çin arasında denge siyaseti izlemeye çalışıyordu.

Son olaylar sonrasında, Avrupa Birliği, “İnsan hakları ve demokratik ilkelere tam saygı çerçevesinde, demokratik yollarla seçilmiş bir hükümete doğru düzenli ve barışçıl bir geçiş” çağrısı yaparken, ABD de geçici hükümet çağrısı yaptı. ABD Senato Dış İlişkiler Komitesi Başkanı Cardin, yaptığı açıklamada, “Bangladeş halkı, seslerine kulak veren, iradelerine saygı duyan ve uluslarının onurunu koruyan bir hükümeti hak etmektedir” dedi.

Tüm bu tartışmaları ve ülkedeki son durumu, Bangladeş İşçi Partisi Merkez Komitesi üyesi Sabbaha Ali Khan Colince ile konuştuk. Bangladeş Öğrenci Birliği’nin eski başkanı olan Colince, ülkedeki gençlik hareketlerine önderlik eden öğrenci liderlerinden biriydi.

Başkent Dakka’dan son durumu bildiren Colince, öğrenci protestolarının sosyo-ekonomik taleplerle başladığını, kota sisteminin işsizlikle boğuşan gençler arasında büyük tepki yarattığını söyledi. Kota sistemi ile devlet içerisinde belirli pozisyonlara belirli kişilerin yerleştirildiğini belirten Colince, diğer nitelikli adayların dışlandığını, bir haksız rekabet ortamı oluştuğunu ekledi. Ancak bu durumun protestoları tetiklese bile yine de tek sebep olmadığını da ifade etti. Colince’e göre, hükümet içerisinde artan yolsuzluk ve yozlaşma artık görünür hale gelmişti. Yüksek enflasyon, artan işsizlik, azalan döviz rezervleri ile boğuşan ülkede hükümetin, halkın çıkarlarını korumak yerine parti içerisindeki az sayıda ticari çıkar gruplarının ve iş insanlarının çıkarlarını korumaya odaklandığını söyleyen Colince, “Artık Hasina’nın partisinde politikacılar değil, iş adamları öne çıkıyordu” dedi. Hasina’nın halkın hoşnutsuzluğunu gidermek için reformlara başvurmak yerine, baskı ve polis gücüne başvurduğunu da ekledi.

Colince, buna rağmen eylemlerin giderek ekonomik taleplerden uzaklaştığını gerici, özgürlük ve demokrasi karşıtı siyasi partilerin protestolara hakim olduğunu söyledi. Sol partilerin tepkiyi yeterince örgütleyemediğini ve radikal İslamcı Cemaat-i İslami ve aşırı milliyetçi Bangladeş Milliyetçi Partisi’nin eylemlerde önderliği ele geçirdiğini belirten Colince, ordu şefi General Waker-Uz-Zaman’ın yönetimi ele aldıktan sonra sadece bu partilerle görüşüp onlara danıştığını vurguladı. General Zaman’ın Avami Birliği hariç diğer tüm parti temsilcileriyle toplantı yaptığını duyurduğunu yazmıştık. Ancak Colince, ordu şefinin sadece Cemaat-i İslami ve Bangladeş Milliyetçi Partisi ile görüştüğünü ve diğer sol partileri görmezden geldiğini söyledi. Bu olayın sokaktaki örgütsüz gençlerin ve öğrencilerin büyük kısmının tepkisini çektiğini ifade eden Colince, “Ordunun, Cemaat-i İslami ve Bangladeş Milliyetçi Partisi gibi özgürlük karşıtı, gerici partilerle hükümeti kurmaya çalışması, Bangladeş gençliğinin savunduğu tüm değerlere terstir. Bangladeş’in ilerici kurtuluş ve bağımsızlık savaşı ruhuna ve ilkelerine terstir” dedi. Protestocu gençlerin büyük kısmının ülkeye hakim olmaya çalışan bu “ordu-muhafazakar-milliyetçi” bileşiminden rahatsız olduğunu vurguladı.

Protestolarda ABD’nin parmağı olabileceğine dair tartışmaları da değerlendiren Colince, ABD’nin Cemaat-i İslami ve Bangladeş Milliyetçi Partisi aracılığıyla protestoları kışkırttığını söyledi. ABD’nin seçimler öncesinde de bu partilere destek verdiğini belirten Colince, “artık bu yaşananlarda ABD’nin parmağı olduğu çok açık” dedi. Geçici hükümetin başına getirilen bankacı Muhammed Yunus’un da “Amerikancı” olarak bilinen bir isim olduğunu söyleyen Colince, “Bangladeş için yakın gelecekte ne yazık ki gerici, özgürlük karşıtı, ABD destekli bir hükümet öngörüyorum” dedi.

Bangladeş İşçi Partisi yöneticisi Sabbaha Ali Khan Colince, uzun vadede umudunu kaybetmediğini, ülkenin emekçi ve gençlik hareketine ve geleneğine güvendiğini, çünkü bu geleneğin Bangladeş’in 1971’deki özgürlükçü, demokratik, ilerici bağımsızlık mücadelesini ve onun ilkelerini örnek aldığını vurguladı.

Bangladeş İşçi Partisi’nin İsrail’i protesto eden eylemlerinden fotoğraflar.

Asya

ASEAN ve Çin, Trump’ın gümrük vergileri karşısında ilişkilerini derinleştiriyor

Yayınlanma

ASEAN dışişleri bakanları perşembe günü, ABD Başkanı Donald Trump’ın tehdit ettiği yeni “karşılıklı” cezai gümrük vergileri karşısında Pekin ile ilişkilerini derinleştirmeye çalışırken, bloğun Çin ile olan ilişkilerinin gücünü vurguladılar. Uzmanlar, Trump’ın agresif gümrük vergisi politikasının  ASEAN ve Çin arasında daha da yakınlaşmayı beraberinde getirdiği görüşünde.

Kuala Lumpur’da ASEAN dışişleri bakanları ve Çinli mevkidaşları Wang Yi ile yapılan toplantının açılış konuşmasında Malezya Dışişleri Bakanı Mohamad Hasan, Çin’in “ASEAN’ın en önemli ve dinamik ortaklarından biri” olduğunu söyledi.

“Bu ilişki, karşılıklı güven, ortak çıkarlar ve artan ekonomik bağımlılık üzerine kurulmuştur” dedi.

Wang da bu duyguları yineleyerek, ülkelerin ortak Asya kimliği ve hedeflerini vurguladı. “Çin, ASEAN’ı komşuluk diplomasisinde her zaman bir öncelik olarak görmüş ve bölgeyi, insanlık için ortak bir geleceğe sahip küresel bir topluluk inşa etmede öncü olarak görmektedir” dedi.

Toplantı, ASEAN dışişleri bakanlarının yıllık Bakanlar Konferansı’nın bir parçasıydı. Toplantının ardından Japonya, Çin ve Güney Kore ile ABD Dışişleri Bakanı Marco Rubio ve diğer diyalog ortaklarıyla toplantılar yapılacak.

Devam eden jeopolitik değişimlere değinen Wang, mevcut küresel çalkantı ve dönüşümün birlik veya bölünme, barış veya çatışma, işbirliği veya çatışma gibi soruları gündeme getirdiğini kaydetti.

“Tarihten dersler çıkarmalı, eşit ve yapılandırılmış bir dünya düzenini aktif olarak teşvik etmeli ve kapsayıcı ve paylaşımlı ekonomik küreselleşmeyi destekleyerek uluslararası sistemi daha fazla adalet ve eşitliğe doğru itmeliyiz” dedi.

Ticari ilişkiler

2020’den bu yana ASEAN ve Çin, birbirlerinin en büyük ticaret ortakları olmaya devam etti ve 2024’te toplam ticaret hacmi bir önceki yıla göre %10,6 artarak 770,9 milyar dolara ulaştı.

Mayıs ayında, iki taraf, iki buçuk yıl süren dokuz tur görüşmenin ardından ASEAN-Çin Serbest Ticaret Bölgesi (ACFTA) 3.0 anlaşmasını açıkladı.

Yükseltilmiş anlaşma, dijital ekonomi, yeşil ekonomi ve tedarik zinciri bağlantılılığını kapsayan dokuz yeni bölüm içeriyor. Çin Ticaret Bakanlığı, bu çerçeveyi Çin-ASEAN mega pazarının inşasına açılan bir kapı olarak nitelendirdi.

Bu arada, ASEAN üyeleri 1 Ağustos’ta yürürlüğe girecek yeni ABD gümrük vergilerine hazırlanıyor. Vergiler Myanmar ve Laos için %40, Kamboçya ve Tayland için %36, Endonezya için %32, Malezya ve Brunei için %25, Vietnam ve Filipinler için %20 olarak belirlendi. Washington, nisan ayında gümrük vergileri açıklandığında %10 oranında vergi uygulanan Singapur için henüz güncellenmiş bir oran açıklamadı.

Gümrük vergilerine tepki

Çarşamba günü, Malezya Başbakanı Enver İbrahim, ASEAN dışişleri bakanları toplantısının başında, ticaretin “baskı, izolasyon ve kontrol” aracı olarak kullanıldığını belirterek, “gümrük vergileri, ihracat kısıtlamaları ve yatırım engelleri artık jeopolitik rekabetin keskin araçları haline geldi” dedi.

Endonezya Maliye Bakanı Sri Mulyani çarşamba günü parlamentoda yaptığı konuşmada, Dünya Ticaret Örgütü, BM ve Dünya Bankası gibi çok taraflı kurumların ticaret savaşında daha önemli bir rol oynaması çağrısında bulundu. “Bu çok taraflı kurumların rolü çok zayıfladı ve hatta saygı görmüyor” dedi.

Tayland, 1,22 milyar dolarlık hafifletme önlemleri açıkladı. Maliye Bakan Yardımcısı Paopoom Rojanasakul’a göre, Tayland merkez bankasının da gümrük vergilerini düşürmek için para politikasını daha da gevşetmesi bekleniyor.

Nikkei Asia’nın gördüğü dışişleri bakanları toplantısının ortak bildirisinin taslağı, tek taraflı gümrük vergilerini “kontra üreten” olarak nitelendiriyor ve bunların “küresel ekonomik parçalanmayı şiddetlendirme ve ASEAN’ın ekonomik istikrarı ve büyümesine karmaşık zorluklar getirme riski taşıdığı” uyarısında bulunuyor. Cuma günü yayınlanması beklenen taslak, ASEAN’ın “bu amaçla tüm ortaklarla yapıcı bir şekilde çalışmaya kararlı olduğunu” teyit ediyor.

Okumaya Devam Et

Asya

Malezya Başbakanı ASEAN toplantısında Trump’ın tarifelerinin ‘baskı altına almak’ için kullanıldığını söyledi

Yayınlanma

Malezya Başbakanı Enver İbrahim, çarşamba günü ASEAN’ın önemli dışişleri bakanları toplantısının açılışında, ABD’nin gümrük tarifelerinin artık diğer ülkeleri “baskı altına almak, izole etmek ve kontrol altında tutmak” için kullanıldığını söyledi.

Kuala Lumpur’da düzenlenen bakanlar toplantısının açılış töreninde konuşan İbrahim, “Dünya çapında, bir zamanlar büyümeyi sağlamak için kullanılan araçlar artık baskı, izolasyon ve kontrol altında tutmak için kullanılıyor” dedi. “Gümrük tarifeleri, ihracat kısıtlamaları ve yatırım engelleri artık jeopolitik rekabetin keskin araçları haline geldi” diye ekledi.

Enver İbrahim, ASEAN’daki meslektaşlarına, bölgenin bu gerçekle “açık ve kararlı” bir şekilde yüzleşmesi gerektiğini ve bloğun birlikteliğinin deklarasyonlarla sınırlı kalmaması gerektiğini hatırlattı.

Pazartesi günü, ABD Başkanı Donald Trump, altı ASEAN üyesini etkileyen yeni bir dizi gümrük vergisi oranı açıkladı. Bunlar arasında Myanmar ve Laos’tan gelen mallara %40, Tayland ve Kamboçya’dan gelen mallara %36 vergi yer alıyor. Endonezya için oran %32, Malezya için ise %25.

Malezya, 10 üyeli bloğun bu yılki dönüşümlü başkanlığını yürütüyor. Bu haftaki toplantılar arasında ASEAN’ın içişleri bakanları toplantısı ve ardından ABD, Çin, Rusya, İngiltere, Japonya ve Hindistan gibi önemli ortak ülkelerle toplantılar yer alıyor.

Nikkei Asia‘nın gördüğü dışişleri bakanları toplantısının ortak bildiri taslağı, tek taraflı gümrük vergisi uygulamalarının “kontra üreten nitelikte olduğunu ve küresel ekonomik parçalanmayı şiddetlendirme riski taşıdığını” ve “ASEAN’ın ekonomik istikrarı ve büyümesi için karmaşık zorluklar oluşturduğunu” belirtiyor.

Malaya Üniversitesi Uluslararası ve Stratejik Çalışmalar Bölümü’nde doçent olan Khoo Ying Hooi, Nikkei Asia’ya verdiği demeçte, Trump’ın son gümrük vergisi açıklamalarının, Japonya ve Güney Kore gibi müttefikleri hedef almak anlamına gelse bile, daha çok güç gösterisi ve “Önce Amerika” söylemini canlandırmak amacıyla yapıldığını söyledi.

“Bu, stratejik olmaktan çok sembolik bir hamle gibi görünüyor ve kimin zarar göreceği önemli olmaksızın seçmenlere ticaret konusunda sert olduğunu göstermek amacıyla yapılmış bir hamle” dedi.

Khoo, Güneydoğu Asya’nın ticareti çeşitlendirmek, bölgesel entegrasyonu güçlendirmek ve tek bir pazara bağımlılığı azaltmak için adımlar attığını belirtti. Güney-Güney ticaret ortaklıklarının kurulduğunu ekleyen Khoo, bu çabaların “hızlanıp derinleşebileceğini” kaydetti.

Malezya Başbakanı Enver İbrahim konuşmasında, ASEAN’ın “merkeziliğinin” devam etmesi gerektiğini yineleyerek, jeopolitik ve ekonomik belirsizliklerin dünya çapında arttığı bir dönemde bloğun diyalog için birincil dayanak noktası olması gerektiğini vurguladı.

“Küresel düzen parçalanıyor” dedi ve ekledi: “Çatışma, zorlama ve güvensizlik artık çok sayıda ilişkiyi tanımlıyor ve bunların sonucunda sayısız hayat kaybediliyor veya altüst oluyor.”

Öte yandan, toplantıda Malezya Dışişleri Bakanı Mohamad Hasan, küresel siyasi manzaranın “iki kutupluluktan tek kutupluluğa ve nihayet çok kutupluluğa” doğru değişmeye devam edeceğini vurguladı.

Okumaya Devam Et

Asya

Ermenistan’da tutuklu milyarder Karapetyan’ın şirketinin kamulaştırılmasına onay

Yayınlanma

Ermenistan Cumhurbaşkanı Vaagn Haçaturyan, tutuklu iş insanı Samvel Karapetyan’a ait Ermenistan Elektrik Şebekeleri şirketinin kamulaştırılmasına olanak tanıyan yasaları imzaladı. Yeni düzenleme, hükümete şirkete kayyum atama ve satın almada öncelik hakkı tanıyor. Karapetyan ise hükümeti devirmeye yönelik çağrı suçlamasıyla iki aydır tutuklu.

Ermenistan Cumhurbaşkanı Vaagn Haçaturyan, aynı zamanda Rusya vatandaşı olan tutuklu iş insanı Samvel Karapetyan’a ait olan Ermenistan Elektrik Şebekeleri şirketinin kamulaştırılmasına olanak tanıyan yasaları imzaladı.

Cumhurbaşkanlığının internet sitesinden yapılan açıklamada, yasanın yürürlüğe girdiği duyuruldu.

Söz konusu yasa, bir gün önce Ermenistan parlamentosunda 27’ye karşı 65 oyla kabul edilmiş, bir milletvekili ise çekimser kalmıştı.

Hükümete kayyum atama yetkisi

Yapılan yasal değişikliklere göre, Kamu Hizmetleri Düzenleme Komisyonu, şirketin lisansından gönüllü olarak vazgeçmesi durumunda, tüzel kişiliği faaliyete devam etmeye zorlayabilecek veya yönetimi bir geçici yöneticiye devredebilecek.

Ayrıca, idari sürecin başlamasının ardından komisyon başkanı, yürütme organının tüm yetkilerini devralacak kayyumu doğrudan atama hakkına sahip olacak.

Komisyon başkanı, ihlallerin giderilmesi için bir programı onaylama, şirketin üst yönetim organı toplantılarını düzenleme, tüzükte değişiklik yapma ve yönetim kurulu üyelerini değiştirme gibi geniş yetkilerle donatıldı.

Paşinyan, Ermeni Kilisesi’ni ‘özgürleştireceğini’ ilan etti

Satın almada öncelik hükümetin

Değişiklikler uyarınca, şirketin satılmasına karar verilmesi hâlinde, hükümet satın alma konusunda öncelik hakkına sahip olacak.

Belgede, şirketin satın alma bedelinin, “Değerleme Faaliyetleri Hakkında Kanun” uyarınca belirlenen piyasa değerini aşamayacağı belirtiliyor.

İş insanı ‘hükümeti devirme’ suçlamasıyla tutuklu

Karapetyan’a yönelik ceza davası, iş insanının, hükümet yetkililerinin Ermeni Apostolik Kilisesi’nin üst düzey yöneticilerine yönelik sert eleştirileri karşısında kiliseyi savunmasının ardından başlatıldı.

17 Haziran’da Karapetyan’ın evinde arama yapılmış, ertesi gün ise “hükümeti devirmeye yönelik çağrılarda bulunma” suçlamasıyla iki ay süreyle tutuklanmıştı.

İş insanı suçlamaları reddederken, avukatı Liana Gasparyan mahkeme kararının yasa dışı olduğunu savunuyor.

Karapetyan’dan iktidar partisi vekillerine iftira davası

Öte yandan Karapetyan, 4 Temmuz’da iktidardaki Sivil Sözleşme partisinden milletvekilleri Arsen Torosyan ve Hayk Konjoryan’a karşı dava açtı.

İş insanı, milletvekillerinin iftira niteliğindeki beyanlarını kamuoyu önünde yalanlamalarını ve özür dilemelerini talep etti.

Okumaya Devam Et

Çok Okunanlar

English