Diplomasi
Çin’in Suudi Arabistan ile bağları yeşil teknoloji ile güçleniyor

Çin’in Suudi Arabistan’a yaptığı ihracat ve yatırımlar, ülkenin yeşil teknoloji talebinin artmasıyla daha önce petrol satışlarıyla tanımlanan bir ilişkiyi derinleştiriyor ve Batılı ortaklarla olan iş ilişkilerini zorluyor.
Yıllardır iki ülke arasındaki ticaret büyük ölçüde Çin’in Suudi petrolünü satın almasıyla sınırlıydı. Ancak Çin’in Suudi Arabistan’a yaptığı ihracat, bu yılın ilk 10 ayında 40,2 milyar dolara ulaştı ve geçen yıl aynı dönemdeki 34,9 milyar dolardan daha yüksek bir seviyeye yaklaşıyor.
Çin ayrıca Suudi Arabistan’daki en büyük doğrudan yabancı yatırım kaynağı haline geldi. 2021’den Ekim 2023’e kadar Çin’in Suudi Arabistan’a yaptığı toplam yatırımlar 21,6 milyar doları buldu ve bunun üçte biri batarya, güneş enerjisi ve rüzgar gibi temiz teknolojilere ayrıldı. Bu rakam, ikinci sıradaki ABD’nin 12,5 milyar dolarlık yatırımını geride bıraktı.
Bu rakamlar, ABD ve Fransa gibi geleneksel yatırım ortaklarını geride bırakan büyük bir değişimin habercisi. Ancak birçok Çin anlaşması henüz Suudi Arabistan’ın resmi rakamlarına yansımamış durumda, bu da sermayenin henüz devreye alınmadığını gösteriyor.
“Büyük bir değişim yaşanıyor” diyen Avrupa Dış İlişkiler Konseyi’nde Çin ve Orta Doğu uzmanı Camille Lons, Financial Times’a verdiği demeçte, Suudi Arabistan’ın dünya haritasına daha bağımsız bir bakış açısıyla yaklaştığını belirtiyor.
“ABD’ye daha az bağımlı olmaya çalışıyorlar. Çin ile ilişkilerini derinleştirmek bunun bir yolu” diyen Lons,’a göre, bu güçlü Suudi-Çin bağları, Riyad ile ilişkilerde gelecek ABD yönetiminin işini zorlaştırabilir. Lons, “Eğer ABD, Suudilerin güvenlik garantileri veya teknolojik işbirliği konusundaki taleplerini karşılamazsa, Çin kartını oynayarak ‘başka seçeneklerimiz var’ diyebilirler” diye ekledi.
Yüksek düzeyli siyasi ve diplomatik çabaların sonuçları
Uzmanlar, ekonomik işbirliğinin Çin Devlet Başkanı Xi Jinping’in 2022 sonunda Riyad’a yaptığı ziyaret, Suudi Veliaht Prensi Muhammed bin Selman ile görüşmeleri ve Mart 2023’te Suudi Arabistan ile İran arasındaki ilişkilerin yeniden tesis edilmesine yönelik girişimleri gibi yüksek düzeyli siyasi ve diplomatik çabaların ardından derinleştiğini belirtiyor.
FT’ye konuşan, S&P Global Ratings’ten Charles Chang, “[2022] yılında iki hükümet liderinin görüşmesi, zincirleme toplantıları tetikledi” dedi. “Çin ile Suudi Arabistan arasındaki ilişki hızla çeşitlenmeye başladı” diye ekledi.
Pekin için, Suudi Arabistan ile ticaret, Çin’in ABD ve Avrupa dışındaki etkisini artırması açısından stratejik önem taşıyor.
Veliaht Prens Muhammed bin Selman için ise Çin yatırımları, ekonomiyi çeşitlendirmeyi, temiz enerjiye geçişi ve Suudi Arabistan’ı küresel sahnede ön plana çıkarmayı hedefleyen “Vizyon 2030” modernizasyon hamlesine destek sağlıyor.
Riyad, ABD ile olan askeri ortaklığını dengelemeye dikkat ederken, savunma ve yapay zeka gibi hassas sektörlerde ise Çin ile ticareti sınırlı tutuyor.
Yeni anlaşmalar ve ortaklıklar
Son aylarda, ilişkileri derinleştiren yeni anlaşmalar hız kazandı. Suudi yatırım desteğiyle, Çin’deki eski petrol rafinerileri daha fazla petrokimyasal ürüne yöneliyor.
Eylül ayında Saudi Aramco, Çin’in en büyük iki petrokimya grubu olan Rongsheng ve Hengli ile ortaklıklarını genişletti. Ayrıca, Çin Ulusal İnşaat Malzemeleri Grubu ile Suudi Arabistan’da temiz teknoloji üretim tesisleri kurma planlarını açıkladı.
Krallığın egemen varlık fonu PIF tarafından desteklenen yatırım grubu EWPartners, ekim ayı ortasında Riyad’ın Kral Salman Uluslararası Havaalanı’nda Suudi Arabistan-Çin özel ekonomik bölgesi olarak adlandırılan bir bölge için 2 milyar dolarlık bir plan açıkladı ve daha fazla Çinli şirketin burada üretimi yerelleştirmesini istedi.
İki ülkenin finansal sistemlerinin daha iyi entegre edilmesine yönelik bir teklif de ilgi çekmeye başladı. Haziran ayında Çin, FTSE Suudi Arabistan Endeksi’nin performansını takip eden borsa yatırım fonlarını onaylayarak Çinli yatırımcıların Saudi Aramco ve Saudi National Bank gibi üst düzey Suudi hisse senetlerine erişmesine olanak sağladı. Buna karşılık Suudi Arabistan Sermaye Piyasası Kurumu da Hong Kong’da listelenen Çin hisselerini takip eden ülkenin ilk ETF’sinin listelenmesine izin verdi. Ağustos ayında PIF, Çin’in en büyük altı devlet bankasıyla toplam 50 milyar dolar değerinde mutabakat zaptı imzaladı. Kasım ayında ise Çin, üç yıl sonra ilk kez ABD doları cinsinden devlet tahvili satışı için Suudi Arabistan’ı seçti.
Pekin ayrıca Çin para biriminin daha geniş bir uluslararası kullanımını teşvik etmek için Suudi Arabistan’la daha derin bağlar kurmaya çalışıyor. Krallık, diğer birçok uluslararası petrol üreticisi gibi, gelirleri kullanma kabiliyetinin sınırlı olması nedeniyle renminbi cinsinden ödeme kabul etme konusunda uzun süredir isteksiz davranıyor. Yine de, bir araştırma notunda S&P analistleri, Çin ve Suudi Arabistan arasında renminbi cinsinden anlamlı petrol ticareti hala onlarca yıl uzakta olsa da, daha kapsamlı Suudi-Çin bağlarının zamanla sözde petroyuanı destekleyebileceğine dikkat çekti.
FT’ye konuşan, S&P’den Chang, ilişkilerin giderek “petrolün ötesine geçmesi” için zeminin hazır olduğunu söyledi. “Suudi Arabistan merkezi planlamayla çok hızlı bir şekilde sanayileşebilmiş ülkeler arıyorsa, Çin muhtemelen bunun en iyi örneğidir. Bu da iki ülkenin uzun vadeli çıkarlarını aynı hizaya getiriyor” dedi.
Diplomasi
Ukrayna, Rusya’ya yönelik uzun menzilli saldırıları artıracak

Ukrayna Savunma Bakanı Rustem Umerov, Rusya’ya yönelik uzun menzilli insansız hava aracı saldırılarının sayısını ve ölçeğini ‘birkaç kat’ artırma kararı aldıklarını açıkladı. Umerov, on binlerce yeni İHA için sözleşme hazırlığı yapıldığını ve hedefin Rus askeri tesisleri olacağını belirtti.
Ukrayna Savunma Bakanı Rustem Umerov, ülkesinin uzun menzilli insansız hava araçları (İHA) kullanarak Rusya’ya yönelik saldırıların sayısını keskin bir şekilde artırmaya hazırlandığını bildirdi.
İnterfaks ajansının aktardığına göre Umerov, komutanlığın iki hafta önce uzun menzilli İHA operasyonlarının sayısını ve ölçeğini “birkaç kat” artırma kararı aldığını ifade etti.
Gazetecilerle bir araya gelen Umerov, Rus askeri tesislerini hedef alacak on binlerce yeni İHA için sözleşme hazırlıklarının sürdüğünü kaydetti.
Bu yıl 4 milyondan fazla İHA tedarik edilecek
Bakan Umerov, bu yıl içinde Ukrayna ordusuna toplamda 4 milyondan fazla İHA’nın teslim edileceğini açıkladı. Ukraynalı işletmelerin üretim hacimlerini yılda 4 milyondan fazla İHA üretebilecek seviyeye çıkardığını belirten Umerov, yılın başından bu yana Ukrayna ordusunun hem devlet tedarikleri hem de tugayların doğrudan alımları yoluyla 1,5 milyon İHA teslim aldığını söyledi.
Saldırılar onaylanmış planlara göre yapılıyor
Umerov, Ukrayna ordusuna İHA tedarikinin takvime uygun şekilde ilerlediğini ve Rus tesislerine yönelik saldırıların onaylanmış planlar doğrultusunda her gün gerçekleştirildiğini vurguladı.
Habere göre Kiev, geçen yıl sistematik uzun menzilli operasyonlar için bir plan geliştirmiş ve on binlerce “derin darbe” (deepstrike) kapasiteli İHA için sözleşme imzalamıştı.
Bu tedbir sayesinde Ukrayna ordusu, Rusya Federasyonu topraklarının derinliklerindeki kritik hedeflere düzenli olarak yüksek hassasiyetli saldırılar düzenleme imkânı buldu.
Ukrayna müttefikleriyle ‘avcı İHA’ üretiyor
Öte yandan, Ukrayna’nın artan Rus İHA saldırılarına karşı savunmasını güçlendirmek amacıyla müttefikleriyle birlikte önleyici İHA’lar (avcı İHA) üretmeye başladığı da daha önce açıklanmıştı.
Kiev’den yapılan açıklamada, “Şahid avcısı” olarak nitelendirilen bu İHA’ların üç Ukraynalı şirket tarafından üretildiği belirtilmişti.
Diplomasi
Ermenistan’da polis, başpiskoposu gözaltına almak isteyince arbede çıktı

Ermenistan’da Ulusal Güvenlik Teşkilatı’nın Başpiskopos Mikael Acapahyan’ı gözaltına alması, din adamları ve halkın direnişiyle karşılaştı. Eçmiadzin Ana Makamı önünde yaşanan arbedenin ardından güvenlik güçleri geri çekilmek zorunda kaldı.
Ermenistan’da Ulusal Güvenlik Teşkilatı mensuplarının, Başpiskopos Mikael Acapahyan’ı gözaltına almak üzere Eçmiadzin Ana Makamı’na düzenlediği operasyon, halkın ve din adamlarının direnişiyle karşılaştı.
Bugün yaşanan olayda, güvenlik güçleri ile halk arasında arbede çıkarken, muhalefetin çağrısıyla bölgeye gelen destekçiler başpiskoposun gözaltına alınmasını engelledi.
Halk özel kuvvetlerle çatıştı
Sputnik Ermenistan‘ın haberine göre, Ulusal Güvenlik Teşkilatı görevlileri sabah saatlerinde Şirak Piskoposluğu’nda arama başlattıktan sonra Başpiskopos Mikael Acapahyan’ı gözaltına almak amacıyla Tüm Ermeniler Katolikosu’nun Eçmiadzin’deki konutuna geldi.
GFakat güvenlik güçleri geldiği sırada Acapahyan, din adamları toplantısı için Eçmiadzin’de bulunuyordu.
Bu gelişme üzerine din adamları ve halk, özel kuvvetlerin yolunu fiziksel olarak keserek Acapahyan’ın gözaltına alınmasına izin vermedi. Yerel saatle 11.39’da toplanan kalabalık ile güvenlik güçleri arasında arbede başladı.
Gerilimin tırmanmasıyla Eçmiadzin’e ek polis, özel kuvvetler ve Ulusal Güvenlik Teşkilatı personeli sevk edildi. Eş zamanlı olarak, Taşnaksutyun partisinin de aralarında bulunduğu Ermeni muhalefeti, destekçilerine kilise liderlerinin gözaltına alınmasını engellemek için kente gelme çağrısı yaptı.
Paşinyan, Rusya vatandaşı milyarder Karapetyan’a karşı neden silaha sarıldı?
Katolikos ve başpiskoposun çıkışı engellendi
Yerel saatle 11.48’de Tüm Ermeniler Katolikosu Karekin II, yanında başpiskopos ve bir avukatla birlikte kalabalığın karşısına çıktı.
Ancak halk, katolikos ve başpiskoposun bölgeden ayrılmasına izin vermedi. Kapıları kilitleyen kalabalık, “patrik” sloganları atarak maskeli güvenlik güçlerine “Sizler deccalsınız,” diye bağırdı.
Ulusal Güvenlik Teşkilatı, yaptığı resmi açıklamada başpiskoposu gönüllü olarak soruşturma makamlarına teslim olmaya çağırdı ve toplanan kalabalığı kolluk kuvvetlerinin faaliyetlerini engellememeleri konusunda uyardı.
Paşinyan yönetimine ‘kimliği yok etme’ suçlaması
Yaşananlar üzerine Rusya Ermenileri Birliği, Ermenistan hükümetinin eylemlerini sert bir dille eleştiren bir açıklama yayımladı.
Birlik, Başbakan Nikol Paşinyan’ı, 2026 seçimleri öncesinde muhalefetin kalesi olarak görülen kiliseye zulmetmek ve Ermeni kimliğinin temellerini yıkmaya çalışmakla suçladı.
Yerel saatle 14.21 sularında güvenlik güçleri ve toplanan halk dağılmaya başladı. Kolluk kuvvetleri, daha önce konuşlandıkları bölgeyi geldikleri gibi aniden terk etti.
Ulusal Güvenlik Teşkilatı ve polis, Eçmiadzin Ana Makamı’nı terk etme kararını güvenlik gerekçelerine dayandırdı.
Kurumlar, Başpiskopos Mikael Acapahyan’a “kolluk kuvvetlerinden saklanmaması ve kendisini bekleyen Ulusal Güvenlik Teşkilatı operasyon grubuna teslim olması” çağrısını yineledi.
Diplomasi
Hürmüz’de gemiler saldırıdan korunmak için ‘İsrail ile bağlantımız yok’ diyor

Reuters’ın analiz şirketi Windward’a dayandırdığı haberine göre, Hürmüz Boğazı’ndaki gemiler, İran ve İsrail arasındaki savaş nedeniyle olası saldırılardan kaçınmak için ‘Rus petrolü’ veya ‘Çin’e ait gibi olağan dışı mesajlar yayınlıyor.
İran ile İsrail arasındaki savaş, küresel deniz ticaretinin en kritik geçiş noktalarından biri olan Hürmüz Boğazı‘nda yeni bir güvenlik önlemini tetikledi.
Reuters‘ın haberine göre, bölgedeki gemiler olası saldırılardan korunmak amacıyla “Rus petrolü” veya “Çin’e ait” gibi daha önce görülmemiş mesajlar yayınlamaya başladı.
Analiz şirketi Windward’ın verilerine dayandırılan haber, gemilerin bu yönteme başvurarak kendilerini potansiyel hedeflerden uzak tutmaya çalıştığını ortaya koydu.
‘Olağan dışı’ 101 mesaj tespit edildi
Windward tarafından yapılan analize göre, 12-24 Haziran tarihleri arasında 55 farklı gemi, aidiyetlerine ilişkin toplam 101 “olağan dışı mesaj” gönderdi.
Bu mesajlar arasında “Rus petrolü” ve “Çin’e ait” ifadeleri öne çıktı.
Örneğin, Panama bayraklı Yuan Xiang Fa Zhan adlı konteyner gemisi, 26 Haziran’da Pakistan’a giderken Hürmüz Boğazı’nı geçtiği sırada telsizle geminin “Çin’e ait olduğunu” bildirdi.
Benzer şekilde, Suudi Arabistan’dan Çin’e ham petrol taşıyan süper tanker Yuan Yang Hu da aynı mesajı yayınladı ve boğazdan ayrılır ayrılmaz sinyali değiştirdi.
Singapur bayraklı Kota Cabar adlı konteyner gemisi ise Kızıldeniz’den geçerken “geminin İsrail ile bağlantısı olmadığı” yönünde bir sinyal verdi.
Normal şartlarda gemiler, varış noktaları veya taşıdıkları yüke ilişkin bilgiler aktarır. Bazı durumlarda ise korsanları ve diğer olası saldırıları caydırmak için gemide silahlı muhafızların bulunduğuna dair mesajlar verilebiliyor.
Uzmanlar Harici’ye değerlendirdi: Hürmüz’ün kapanma ihtimali ‘sıfır’
‘Bazı ülkeler daha yüksek tehdit altında’
Windward CEO’su Ami Daniel, gemiciliğin karmaşık yapısı nedeniyle bir geminin sahibi olan devleti net bir şekilde belirlemenin zor olduğu yönünde gemi sahipleri arasında bir görüş birliği oluştuğunu belirtti.
Daniel, buna karşın İngiltere, ABD ve İsrail gibi bazı ülkelerle bağlantılı gemilerin “daha yüksek bir tehdide maruz kalabileceğini” ifade etti.
İran’dan ‘boğazı kapatırız’ tehdidi
İran ve Umman’ın karasularında yer alan Hürmüz Boğazı, dünya petrol ve sıvılaştırılmış doğalgaz (LNG) sevkiyatının yaklaşık beşte birinin yapıldığı stratejik bir konumda bulunuyor.
İran, İsrail ile yaşadığı savaş ve ABD’nin ülkedeki nükleer tesislere yönelik saldırıları sonrasında, “egemenliğine yönelik saldırganlığın” devam etmesi halinde boğazı kapatma tehdidinde bulunmuştu.
İranlı uzmanların değerlendirmelerine göre, boğazın kapatılması piyasaya petrol arzında keskin bir düşüşe yol açabilir ve petrol fiyatlarının varil başına 250 dolara kadar yükselmesine neden olabilir.
-
Görüş2 hafta önce
Çin, İsrail’i Kınamaktan Daha Fazlasını Yapabilir mi?
-
Ortadoğu1 hafta önce
İsrail’de hangi ‘halk’ yaşıyor?
-
Diplomasi2 hafta önce
Çinli akademisyen İsrail-İran savaşını Harici’ye değerlendirdi: İran, Çin için stratejik öneme sahip
-
Dünya Basını2 hafta önce
İran’la savaş kapıda mı?
-
Avrupa1 hafta önce
Merz: İsrail hepimizin kirli işlerini yapıyor
-
Dünya Basını2 hafta önce
Savunma sanayiinde ‘Amerikan malı’ baskısı geri tepiyor
-
Dünya Basını4 gün önce
Sınıfsız modern para teorisi muhasebedir
-
Görüş1 hafta önce
İsrail’in ‘Bildiği Şeytan” ile İşi Bitti mi?