Avrupa
Avrupa’da doğalgaz krizi: Fiyatlar yükselirken kıtlık korkusu arttı

Avrupa’da gaz fiyatları, Ukrayna üzerinden transitin durması ve son yıllara göre daha soğuk geçen kış nedeniyle hızla yükseliyor. Bu durum, gelecek kış için tedarik sıkıntısı endişelerini artırırken, Avrupa’nın Rus gazından uzaklaşma hedeflerini de geciktirebilir.
Avrupa’da doğalgaz fiyatları hızla yükselerek 1000 metreküp başına 500 doları aştı. Bu artışın nedenleri arasında Ukrayna üzerinden gaz transitinin kesintiye uğraması ve son yıllara kıyasla daha soğuk geçen bir kış yer alıyor.
Tüm bunlar, gelecek kış için bir kıtlık tehdidine ve doğalgaz fiyatlarında uzun vadeli bir artışa yol açabilir.
Bu durum da Avrupalıların Rus gazından vazgeçme planlarını daha uzak bir geleceğe ertelemeye zorlayabilir.
Ukrayna’daki askeri müdahale ve Rusya’dan enerji tedarikine getirilen kısıtlamalar nedeniyle doğalgaz fiyatlarının rekor seviyelere ulaştığı 2022’de, 27 Avrupa Birliği (AB) üyesi ülke, yer altı doğalgaz depolama tesislerini doldurmak için zorunlu hedefler üzerinde anlaşmaya vardı.
Bu hedefler, bölgeyi beklenmedik talep artışlarından veya en soğuk dönemlerdeki tedarik kesintilerinden korumayı amaçlıyordu.
Aradan geçen 2,5 yılın ardından Avrupa, şubat ayı için tesisleri doldurma hedeflerine güçlükle ulaştı ve bazı ülkeler bunu başaramadı bile.
Bloomberg‘in haberine göre, bölgedeki en büyük enerji tüketicilerinden biri olan Fransa, Avrupa Komisyonu tarafından belirlenen yüzde 41’lik hedefe karşılık 1 Şubat itibarıyla depolama tesislerini yüzde 35,5 oranında doldurmuş durumda.
Hakkaniyet adına, enerji güvenliği için yüzde 5 veya daha az bir eksikliğin de kabul edilebilir sayılacağına dair bir çekince bulunuyor.
Bazı AB üyeleri, iç gaz tüketimi veya diğer ülkelere ihracat gibi belirli istisnaları dikkate alan ayrı ve daha düşük bir depo dolum hedefi hesaplıyor, ancak herkes bu verileri yayınlamıyor.
Örneğin, Hollanda için 1 Şubat eşik değeri, ülke verilerine göre Avrupa Komisyonu’nun yüzde 47’lik hedefi karşısında yüzde 39 olarak belirlendi. Depolar ise yüzde 37,1 oranında doluydu.
Bu kategoriye Çekya, Macaristan, Letonya, Slovakya ve Avusturya da giriyor. Avusturya enerji piyasası düzenleyicisinin verilerine göre, Avusturya kendi hedefini Avrupa Komisyonu tarafından yayınlanan yüzde 64’e kıyasla yüzde 24,9 olarak hesaplıyor.
AB depoları bu ayın başlarında yaklaşık yüzde 53 oranında doluydu. Bu, 2022’den bu yana yılın bu zamanı için en düşük sonuç. Avrupa Komisyonu’nun yüzde 50’lik hedefi tutturuluyor, ancak güvenlik marjı düşük.
Tüm bunlar beklendiği gibi fiyatları körüklüyor. AB’nin bu kışı sorunsuz atlatması gerekiyor, ancak asıl önemli olan gelecek kışın nasıl geçeceği.
Şu anda yatırımcılar, depoların doluluk seviyesini yakından izliyor; Avrupa’nın azalan stokları yenilemek için daha fazla gaza ihtiyaç duyacağı için piyasa bu yaz sıkılaşabilir.
Bu görevi gelecek kıştan önce tamamlamak zor, özellikle de yaz aylarındaki doğalgaz sözleşmeleri bir sonraki ısıtma sezonu sözleşmelerinden daha yüksek işlem görüyor.
Hem kısa vadeli hem de yaz vadeli işlemler son zamanlarda keskin bir şekilde yükseldi. Avrupa’da gazın borsa fiyatları, 31 Ekim 2023’ten bu yana ilk kez 1000 metreküp başına 570 doları aştı.
Fiyat artışı için yeterli neden var. İlk olarak, Rus gazının Ukrayna toprakları üzerinden sevkiyatının durdurulması. Şu anda AB (ve bu arada Rusya da), TürkAkımı üzerinden sevkiyatları artırmaktan Rus gazını Azerbaycan gazı adı altında ihraç etmeye kadar bir çözüm bulmaya çalışıyor.
İkincisi, AB’de kış son iki yıla göre daha soğuk geçti. Örneğin, Amsterdam’da ocak ayı ortalamanın biraz altında geçti, ancak 2023 ve 2024’te ortalamanın üzerindeydi. Üçüncüsü, ABD Başkanı Donald Trump’ın dünyanın önde gelen ülkelerine karşı gümrük vergisi uygulama tehditleri üzerine petrol fiyatlarını takip etti.
İleride, yaz aylarında gaz depolarının boşalması ve Rusya’dan ithalatla ilgili sorunlar göz önüne alındığında, gelecek sonbaharda bunların doldurulması için belirlenen tarihlerde aksama yaşanması olası.
2022’deki olaylar da bu senaryoya göre gelişti. O zaman bu durum, tüm rekorları kıran aşırı fiyat artışlarına yol açtı.
İzvestiya gazetesine demeç veren İmplementa şirketinin araştırma direktörü Mariya Belova’ya göre, AB ısıtma sezonunun sonuna kadar doğalgaz sıkıntısı yaşamayacak, depolardaki stok seviyesi yılın bu zamanı için rahat.
Belova, “2025-26 kışına gelince, Ukrayna transit geçişi olmadan yeraltı depolarını doldurmak zor olacak. Bu durum, geleneksel olarak nisan ayından itibaren düşmeye başlayan gaz fiyatlarını etkileyebilir. Başka bir deyişle, bu yıl yaz aylarında fiyatlar 1000 metreküp başına 500 doların üzerinde kalabilir,” yorumunu yaptı.
BKS Mir İnvestitsiy borsa uzmanı Evgeniy Mironyuk ise, Avrupa’da gaz fiyatlarındaki yükselişin devam etme olasılığının orta düzeyde olduğunu düşünüyor.
Mironyuk, “Teknik tablo, fiyatların konsolidasyonuna işaret ediyor. Sorun şubat ayının sonunda daha da kötüleşebilir, ancak daha sonra tüketim azalacaktır. Daha sonraki belirleyici faktörler, yaz sezonunda Asya’daki hava koşulları (2024’teki anormal sıcakların tekrarı mümkün), Rus gazına yönelik daha fazla kısıtlama kararları, AB ile ABD ve ABD ile diğer ülkeler arasındaki ticaret engelleri olacaktır,” dedi.
Mironyuk’a göre, sonuncusu Avrupalıları Amerikan gazı alımlarını kısıtlamaya zorlayabilir.
Mironyuk, “Bu durumda, Rusya’dan LNG tedarikine yönelik bir yasak getirilmesi tekrar ertelenebilir. Haziran 2024’te Rus LNG’sine uygulanan yaptırımlar yalnızca Avrupa Birliği toprakları üzerinden üçüncü ülkelere yeniden ihracatı kapsıyordu,” diye konuştu.
Mariya Belova ise Rus LNG’sine yönelik ithalat ambargosu konusunun bir sonraki yaptırım paketi görüşülürken gündeme geldiğini, ancak sonuçta pakete dahil edilmediğini belirtiyor.
Belova, “Ancak LNG’mizden vazgeçmek için öngörülen zaman çizelgeleri belirsiz. Aynı zamanda, yaptırım paketlerinden bağımsız olarak, AB’nin 2027’de Rus gazından vazgeçme görevi kimse tarafından kaldırılmadı ve tam olarak bu zamana kadar Amerikan ve Katar LNG’sinin ek hacimleri piyasaya girecek ve Avrupalılara bir alternatif sunacak. Bu nedenle, bana göre, Rus LNG’sinin ithalatına yönelik yasak sorunu hâlâ AB’nin gündeminde. Doğru, ABD ile olası bir ticaret savaşı bu durumu değiştirebilir,” dedi.
Finam analisti Sergey Kaufman’a göre de boru hattı gazı ithalatına yönelik bir yasak neredeyse hiçbir senaryoda olası görünmüyor, zira tek kalan rota olan TürkAkımı’nın bir kolu üzerinden Macaristan gaz alıyor ve bu da böyle bir yasağı veto edebilir.
Kaufman, “Siyasi gerçekler değişmezse, AB’nin Rus LNG’sinden vazgeçmesi an meselesi,” diye düşünüyor.
Kaufman, “Aynı zamanda, temel senaryoda, tam bir vazgeçmenin bir buçuk yıldan daha erken gerçekleşemeyeceğini düşünüyoruz, çünkü yeraltı depolarından hızlı gaz tüketimi ve LNG pazarındaki sınırlı arz kombinasyonu bunun daha erken yapılmasına izin vermeyecek. Ayrıca, artan gaz fiyatlarının, Ukrayna üzerinden transit geçişin yeniden sağlanması için kulis yapmaya çalışan Macaristan ve Slovakya başbakanları için önemli bir argüman olduğunu belirtmek gerekir,” ifadelerini kullandı.
Avrupa
Elbit, Filistin yanlısı eylemcileri mahkum ettirmek için lobi yapmış

İsrail’in en büyük silah şirketi Elbit Systems, Palestine Action’ın (Filistin Eylemi) kurucularına yöneltilen suçlamaların reddedilmesinin ardından Birleşi Krallık İçişleri Bakanlığına yeniden yargılama için lobi yaptı.
Declassified’ın haberine göre Snaresbrook Crown Court’taki jüri üyeleri, Aralık 2023’te altı Filistin yanlısı aktivisti dokuz suçlamadan beraat ettirdi, fakat diğer 23 suçlamayla ilgili bir karara varamadı.
Declassified, Elbit’in İngiltere güvenlik direktörü Chris Morgan’ın 15 Ocak 2024’te Birleşik Krallık’ın o dönemki polis bakanı Chris Philp’e mektup yazdığını ortaya çıkardı.
Morgan, “Filistin Eylemi grubunun kurucuları ve kontrol eden zihinleri Richard Barnard ve Huda Ammori’nin çok sayıda suçtan yargılandığını” belirtti.
Morgan, “Barnard, tesislerimizden birinde suçlu bulunurken, jüri, ikisi 2020’de gerçekleşen iki hırsızlık suçu da dahil olmak üzere, ikisi hakkında diğer yedi suçlamada karar veremedi,” diye ekledi.
Bu nedenle Morgan, “yeniden yargılama kesin değil” endişesini dile getirdi ve “bu davanın en kısa sürede yeniden görülmesinin kamu yararına olduğunu” belirterek, “Filistin Eylemi’nin suçlarının çok sayıda ve ciddi olduğunu” vurguladı.
Mektup, Elbit Systems’ın İngiliz yetkililere Filistin yanlısı örgüte karşı sert önlemler alması için baskı yaptığına dair yeni kanıtlar sunuyor. İngiliz hükümeti, Filistin Eylemi’ni yasaklayacağını açıklamıştı.
Kraliyet Savcılık Servisi (CPS) daha sonra aktivistler için yeniden yargılama emri verdi ve duruşma 2027’de yapılacak.
Aktivistlerden biri, yeniden yargılama için beklemeyi “sanıklara yönelik bir psikolojik savaş biçimi” olarak tanımladı ve “Bu, hayatımızda ilerleyemeyeceğimiz bir buçuk yıl daha demek: uzun vadeli kararlar alamazsınız, iş bulamazsınız. Sonuçları, sadece bu duruşmayı beklemekten çok daha öteye gidiyor,” dedi.
Filistin Eylemi’ne yönelik baskı
Elbit’in Birleşik Krallık hükümetine yakınlığını gösteren tek kanıt bu değil.
Filistin Eylemi’nin başlatılmasından sadece bir ay sonra, Ağustos 2020’de, dönemin Birleşik Krallık Dışişleri Bakanı Dominic Raab, İsrail’in eski stratejik işler bakanı Orit Farkash-Hacohen ile bir araya gelmişti.
Farkash-Hacohen, Raab’a İngiltere’deki İsrail şirketlerine karşı doğrudan eylem protestoları konusunda baskı yapmış ve “Elbit Systems’ın Londra ofislerinin” birkaç hafta içinde dördüncü kez saldırıya uğradığını belirtmişti.
Israel National News’in haberine göre, Raab ona “kendisinin ve İngiliz hükümetinin bu tür olayları durdurmaya kararlı olduğunu” söylemişti.
İki yıl sonra, Birleşik Krallık’ın o zamanki içişleri bakanı Priti Patel, Elbit Systems UK’nin CEO’su Martin Fausset ile “protestolar ve güvenlik” konulu özel bir görüşme yapmıştı.
İçişleri Bakanlığı belgeleri görüşmenin amacının “Fausset’e, Elbit Systems UK’ye karşı yapılan suç niteliğindeki protesto eylemlerinin hükümet tarafından ciddiye alındığını temin etmek” olduğunu ortaya çıkardı.
Toplantıda Patel’e, Filistin Eylemi’nin Elbit’e karşı protestolarının “giderek şiddetlendiği” ve aktivistlerin “iyi organize, finanse ve eğitilmiş” olduğu söylendi.
Patel, “duyduğu her şeyden derin endişe duydu” ve bir dizi öneri hazırladı. Bu liste tamamen sansürlendi.
Patel’in Fausset ile görüşmesi sırasında, İngiliz yetkililer Filistin Eylemi aleyhine herhangi bir mahkumiyet kararı almayı başaramamıştı.
Fakat toplantıdan bir ay sonra, o dönemki başsavcı Suella Braverman (daha sonra İçişleri Bakanı oldu), köle tüccarı Edward Colston’un heykelini devirmekten beraat eden dört aktivistin davasını temyiz mahkemesine sevk etti.
Bu nadir görülen hareket, savunma avukatı Raj Chada tarafından “son derece hayal kırıcı ve hukuk sistemimizin bütünlüğüne önem veren herkesi endişelendirmeli” olarak eleştirildi.
Ardından gelen karar, “protesto sırasında mülke önemli zarar vermekten mahkumiyet”in Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesinin koruması dışında kalacağını belirtmişti.
Bu karar, İngiliz yetkililere Filistin Eylemi aktivistlerini kovuşturmak için daha geniş bir yetki alanı sağladı ve mahkumiyet kararları da kısa sürede verildi.
Elbit’in ‘istihbarat hücresi’
2023 ilkbaharında, Filistin Eylemi, Elbit ve Fransız silah şirketi Thales’in Leicester’da sahip olduğu bir drone fabrikası olan UAV Tactical Systems’a karşı bir kampanya başlatmıştı.
Kampanyanın ortasında Philp, “devam eden protestolar” hakkında Leicestershire polisinin başkomiser yardımcısıyla bir brifing düzenledi.
Mahkemede açıklanan bir polis raporu, görüşülenlerin ayrıntılarını içeriyor. Raporda, “17:00 Polis Bakanı ve İçişleri Bakanlığı ekibine brifing” yazıyor ve “Şirketin meşru işlerini desteklemek için gerçek bir baskı. Meta Facebook ve Instagram ile proaktif çalışma önerisi,” deniyor.
Belge şöyle devam ediyor: “Tutuklananların tutukluluk halinin devamı için baskı yapın ve proaktif eylemleri destekleyin, polis varlığını gösterin ve suç işleyenlere karşı harekete geçmemizi açıkça bekliyorlar. Barışçıl protestoculara ve onların eylemlerini kolaylaştırmaya değil, şirkete odaklanın.”
İçişleri Bakanlığı, bu şekilde polise, İnsan Hakları Yasasında güvence altına alınan toplanma ve ifade özgürlüğünü kolaylaştırmak yerine, şirketin çıkarlarını önceliklendirmesini ve aktivistleri tutuklu yargılamasını talimat vermiş gibi görünüyor.
Declassified tarafından görülen diğer belgeler, İsrailli silah şirketinin Birleşik Krallık’ta işleri kendi eline aldığını da gösteriyor.
Elbit Systems UK’in kendi istihbarat birimi var ve iki haftada bir ülke çapındaki polisle bilgi paylaşıyor. Bu bilgi, polis dosyasında bulunuyor.
Avrupa
Almanya’da sağcı Compact dergisi mahkeme kararıyla yayınına devam edecek

Almanya’da sağcı dergi Compact, Leipzig Federal İdare Mahkemesinin verdiği nihai karar ile yayın hayatına devam edebilecek.
Böylece, Federal İçişleri Bakanlığının bir yıl önce aldığı yasaklama kararı reddedildi.
Mahkeme, derginin içeriğinin büyük bir kısmı anayasaya aykırı olsa da, yargıçlar bu içeriğin dergiyi karakterize edecek eşiği “henüz” aşmadığını savundu.
Kararda, basın özgürlüğü ve ifade özgürlüğünün yüksek statüsüne işaret edilerek, abartılı ifadelerin de kabul edilebilir olduğu belirtildi.
Haziran 2024’te, dönemin SPD’li İçişleri Bakanı Nancy Faeser, Compact-Magazin GmbH ve tüm basılı ve çevrimiçi yayınlarını yasaklamıştı; bu karar 16 Temmuz 2024’te kamuoyuna duyurulmuştu.
Faeser, dergiyi “aşırı sağcı sahnenin merkezi sözcüsü” olarak nitelendirmişti. Bakanlığa göre, şirket bir süredir Anayasa Koruma Dairesinin gözetimindeydi ve 2021’in sonunda aşırı sağcı örgüt olarak sınıflandırılmış ve gözlem altına alınmıştı.
Mahkeme bilgilerine göre, baş editör Jürgen Elsässer tarafından yayınlanan Compact dergisinin tirajı 40.000 olup çevrimiçi TV kanalı videoları 460.000 tık sayısına ulaşıyor.
Elsässer, Faeser’in kararına karşı harekete geçerek Federal İdare Mahkemesine dava açtı. Ağustos 2024’te mahkeme, orantılılığı konusunda şüpheler nedeniyle özet yargılamada yasağı kısmen askıya almıştı.
Bu, Compact’ın yayın hayatına devam etmesini sağladı. Salı günü, hakimler ana yargılamada kararlarını açıkladı.
“Şu anda Almanya’da devletin gerici-militarist yeniden yapılandırılmasını yaşıyoruz”
Hukuki açıdan, Compact’a getirilen yasak bir dernek yasağıydı ve bakanlığa göre, belirli koşullar altında şirketler de bu şekilde yasaklanabilir.
Bakan bir basılı yayın da Dernekler Kanununa dayanılarak yasaklanabilir miydi? Compact bunu kabul edilemez buldu. Ne var ki Federal İdare Mahkemesi salı günü yaptığı açıklamada, bunda bir sorun görmediğini belirtti.
İkinci soru, Compact’ta yer alan ifadelerin hâlâ görüşlerin ifadesi olarak kabul edilip edilemeyeceği ve bu nedenle basın özgürlüğü ve ifade özgürlüğü ile korunup korunmayacağıydı.
Duruşma sırasında derginin temsilcileri, yayının bazen kışkırtıcı ifadelerinin hükümeti devirme stratejisinin bir parçası olmadığını savundu. Elsässer, dergide birkaç sağcı yazar bulunmasına rağmen, “Compact sağcı değildir ve aşırı sağcı kesinlikle değildir,” dedi.
Yargıçlar ise farklı düşünüyor: Kararlarında, Compact’ın aşırı sağcı görüşlere platform sağladığını, “etnik” ideologlara ve Kimlik Hareketine yakınlığını gerekçe göstererek belirtiyorlar.
Yargıçlar, “Fakat Temel Yasa, özgür sosyal tartışmanın gücüne güvenerek, özgürlüğün düşmanlarına bile ifade özgürlüğü ve basın özgürlüğü garanti ediyor,” dedi.
Mahkemeye göre bir yasak, ancak “anayasaya aykırı faaliyetlerin dernek için belirleyici olduğu kanıtlanırsa” haklı olabilir ve bu durum Compact için “henüz” geçerli değil.
Kara göre derginin “komplo teorileri ve tarihsel revizyonizm” için bir forum sağladığı veya örneğin koronavirüs önlemleri veya Ukrayna’daki savaş konusunda “iktidar sahiplerine karşı polemik amaçlı abartılı eleştiriler” dile getirdiği gerçeği de bir yasağı haklı çıkarmıyor.
Avrupa
Finlandiya duvar örüyor, İsveç silahlanıyor

Finlandiya, Rusya ile olan kara sınırını süresiz olarak kapatıp duvar inşa etmeye başlarken, İsveç de Baltık Denizi’ndeki stratejik Gotland adasını korumak için Almanya’dan milyarlarca kronluk hava savunma sistemleri satın alıyor.
Finlandiya, Rusya ile olan kara sınırını süresiz olarak kapatma ve duvar inşa etme kararı alırken İsveç, milyarlarca kron değerinde yeni hava savunma sistemleri satın alıyor.
Finlandiya ‘sınırları yeniden inşa etme’ döneminde
Finlandiya Sınır Muhafaza Teşkilatı Operasyonel Yönetim Başkanı Samuel Siljanen, Reuters‘a yaptığı açıklamada, yetkililerin Rusya ile kara sınırını kapatma kararının sınır bölgelerindeki vatandaşlar üzerinde “çok büyük bir etki” yarattığını belirtti.
Siljanen, “Sınırları silme döneminden, onları yeniden inşa etme dönemine geçtik,” ifadelerini kullandı.
İki ülke, on yıllardır ticaret ve turizm bağlarını kademeli olarak geliştirmişti. Ajansın haberine göre, toplam 1340 kilometre uzunluğundaki sınır “neredeyse fark edilmez” bir hâle gelmişti.
Ancak Helsinki’nin Ukrayna’daki çatışmalar nedeniyle NATO’ya katılma kararı almasından bu yana gerilim yeniden tırmandı.
2023 sonbaharında Finlandiya hükümeti, Orta Doğu ve Afrika’dan gelen sığınmacılar nedeniyle sınırı kademeli olarak kapatmaya başladı.
Helsinki, bu durumdan Moskova’yı sorumlu tutarken, Rusya Dışişleri Bakanlığı ise suçlamaları reddetti. Geçtiğimiz bahar aylarında tüm geçiş noktalarının bir sonraki duyuruya kadar süresiz olarak kapatılmasına karar verildi.
Ayrıca Finlandiya, kameralar, sensörler, alarm sistemleri ve aydınlatma ile donatılacak olan 4,5 metre yüksekliğinde 200 kilometrelik bir duvarın inşasına devam ediyor.
Halk ikiye bölünmüş durumda
Reuters‘ın görüştüğü bazı Finlandiya vatandaşları, iki ülke arasındaki gerilim nedeniyle akrabalarını ziyaret etme imkanlarını kaybettiklerini ve ekonomik zarara uğradıklarını bildirdi.
Diğerleri ise gelecekteki bir çatışmaya hazırlanma ve caydırıcılık gerekliliğini öne sürerek hükümetin önlemlerini destekledi.
Reuters, Finlandiya hükümetinin Aralık 2024 tarihli bir raporunda böyle bir riskin varlığından bahsedildiğini belirtti.
İsveç’ten 9 milyar kronluk hava savunma hamlesi
İsveç Başbakanı Ulf Kristersson ve Savunma Bakanı Pål Jonson, Alman üretici Diehl’den 9 milyar kron (790 milyon avro) karşılığında IRIS-T SLM hava savunma sistemleri satın alınacağını duyurdu.
Başbakan Kristersson, Aftonbladet‘in aktardığına göre, “Artık daha önce sahip olmadığımız yeteneklere, yani askeri bir durumda ortaya çıkabilecek tehditleri püskürtme yeteneğine sahip olacağız,” dedi ve IRIS-T sistemlerinin “Ukrayna’da olağanüstü iyi bir performans sergilediğini” kaydetti.
İsveç, ek teçhizatla birlikte yedi adet sistem teslim alacak. Anlaşma bedeline lojistik ve bakım hizmetleri de dahil. Teslimatların 2028 yılında başlaması planlanıyor.
Gözler stratejik Gotland adasında
Yetkililer, IRIS-T sistemlerinin Baltık Denizi’ndeki stratejik Gotland adasında insansız hava araçları, helikopterler, savaş uçakları ve seyir füzelerine karşı korumayı güçlendirmeyi amaçladığını belirtti.
Ada, Letonya ile İsveç arasında, İsveç kıyılarından 100 kilometre uzakta ve St. Petersburg ile Kaliningrad arasındaki deniz yolu üzerinde yer alıyor.
İsveç ordusu, Gotland’ın stratejik öneme sahip olduğunu ve konumunun Baltık Denizi’nin güneyindeki hem hava hem de deniz trafiğini kolayca kontrol etmeye olanak tanıdığını vurguluyor.
Euractiv ise adanın askeri tehditlere ve potansiyel saldırılara karşı özellikle savunmasız olduğunu yazıyor.
Rusya’nın Stockholm Büyükelçisi Sergey Belyaev, İsveç’in Gotland’daki askeri varlığını Baltiysk’teki Rus deniz üssü nedeniyle güçlendirdiğini belirtmişti.
IRIS-T SLM füzelerinin maksimum menzili 40 kilometre, vuruş yüksekliği ise 20 kilometre. Almanya, 2022 sonbaharında bu sistemleri Ukrayna’ya teslim etmeye başlamıştı.
SIPRI’nin verilerine göre, 2024 itibarıyla Kiev’in elinde altı sistem bulunuyordu. Geçen eylül ayında ise dönemin şansölyesi Olaf Scholz, Kiev’e 17 adet daha IRIS-T sistemi gönderme planlarını açıklamıştı.
-
Görüş1 hafta önce
Çin, İsrail’i Kınamaktan Daha Fazlasını Yapabilir mi?
-
Asya2 hafta önce
Huawei kurucusu: Çiplerimiz ABD’nin bir nesil gerisinde
-
Ortadoğu6 gün önce
İsrail’de hangi ‘halk’ yaşıyor?
-
Diplomasi1 hafta önce
Çinli akademisyen İsrail-İran savaşını Harici’ye değerlendirdi: İran, Çin için stratejik öneme sahip
-
Avrupa6 gün önce
Merz: İsrail hepimizin kirli işlerini yapıyor
-
Amerika2 hafta önce
ABD’de göçmen isyanı büyüyor: Deniz piyadeleri Los Angeles’ta
-
Görüş1 hafta önce
İsrail’in ‘Bildiği Şeytan” ile İşi Bitti mi?
-
Dünya Basını2 hafta önce
İran’la savaş kapıda mı?