Amerika
WSJ: Trump bu hafta Rusya’ya yaptırım uygulayabilir, Ukrayna görüşmelerinden çekilebilir

The Wall Street Journal’ın haberine göre ABD Başkanı Trump’ın bu hafta Moskova’ya yönelik yeni yaptırımlar getirmeyi ve “son bir çabanın” sonuç vermemesi durumunda Ukrayna barış müzakerelerinden çekilmeyi düşündüğü belirtildi. Beyaz Saray, Trump’ın müzakere edilmiş barış anlaşması istediğini ancak tüm seçenekleri açık tuttuğunu bildirdi.
The Wall Street Journal (WSJ) gazetesinin kaynaklarına dayandırdığı haberine göre Amerika Birleşik Devletleri (ABD) Başkanı Donald Trump, bu hafta Moskova’ya yönelik yeni yaptırımlar getirmeyi değerlendiriyor.
Haberde ayrıca Trump’ın, Ukrayna’daki çatışmanın çözümüne ilişkin müzakere sürecinden, “son bir çabanın” sonuç vermemesi durumunda çekilmeyi düşündüğü de ifade edildi.
Trump’ın bu adımları, Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin’in Ukrayna’daki eylemlerine bir tepki olarak ve barış görüşmelerinde ilerleme kaydedilememesi üzerine gündeme geldiği belirtildi.
WSJ‘ye konuşan kaynaklar, olası yeni kısıtlamaların büyük ihtimalle bankacılık yaptırımlarını içermeyeceğini, farklı seçeneklerin tartışıldığını belirtti.
Bununla birlikte, Trump’ın Rusya üzerindeki baskıyı artırmama ihtimalinin de bulunduğu ifade edildi.
Başkan Trump, önceki gün yaptığı açıklamada, Rusya’ya karşı yaptırım uygulama olasılığını “kesinlikle” değerlendirdiğini söylemişti.
Trump, bu durumu Devlet Başkanı Vladimir Putin’in “tamamen çıldırmış olmasına” ve Ukrayna’da “gereksiz yere çok sayıda insanı öldürmesine” bağlamıştı.
Trump, “Her zaman onun (Putin) Ukrayna’nın sadece bir kısmını değil, tamamını istediğini söyledim ve belki de bu doğrulanıyor, ama eğer onu alırsa, bu Rusya’nın düşüşüne yol açacaktır!” ifadelerini kullanmıştı.
Konuyla ilgili WSJ‘ye açıklamada bulunan Beyaz Saray Sözcüsü Karoline Leavitt, “Başkan Trump, müzakereler yoluyla barış anlaşması yapmak istediğini açıkça belirtti. Başkan Trump ayrıca ihtiyatlı bir şekilde tüm seçenekleri açık tuttu,” dedi.
NYT de çekilme iddiasını gündeme getirdi
Trump’ın müzakere sürecinden olası çıkışıyla ilgili bir haber de The New York Times (NYT) gazetesinde yer aldı.
NYT‘ye konuşan kaynaklar, Trump’ın 19 Mayıs’ta Almanya, Fransa, İtalya, Finlandiya liderleri ve Avrupa Komisyonu yetkilileriyle yaptığı ve Trump ile Putin arasındaki telefon görüşmesinin ardından gerçekleşen konuşmanın ayrıntılarını paylaştı.
Bu kaynaklara göre, Amerikalı başkan Avrupalı liderlerle yaptığı görüşmede, Rusya üzerindeki yaptırım baskısını artırmayacağını açıkça belirtti.
NYT‘nin bir kaynağı, Trump’ın tutumunu, “Aslında, ‘Ben [çatışmanın çözümü sürecinden] çekiliyorum’ dedi,” sözleriyle aktardı. Kaynak, bu durumun Başkan Yardımcısı J.D. Vance’in ABD’nin “ayrılmaya fazlasıyla hazır” olduğuna dair açıklamasıyla örtüştüğünü belirtti.
Trump’ın Putin hakkındaki sözlerine yanıt veren Kremlin Sözcüsü Dmitriy Peskov ise ABD’ye arabuluculuk çabaları için teşekkür etti.
Peskov, “Bu, kesinlikle herkes için duygusal bir aşırı yüklenme ve duygusal tepkilerle bağlantılı çok hassas bir an. Tüm tepkileri dikkatle izliyoruz,” diye konuştu.
Trump, Rusya’ya karşı Graham’ın yaptırım tasarısını destekleyebilir
Amerika
Trump: İran ve İsrail ne halt ettiklerini bilmiyorlar

Dün gece saatlerinde ateşkesi duyuran ABD Başkanı Donald Trump, tarafların anlaşmayı ihlal ettiğini ileri sürerek “İran ve İsrail ne halt ettiklerini bilmiyorlar” dedi.
Trump, NATO zirvesi için Lahey’e gitmeden önce Beyaz Saray’da gazetecilere yaptığı açıklamada, “Temelde, çok uzun süredir ve çok şiddetli bir şekilde savaşan iki ülke var ve bunlar ne halt ettiklerini bilmiyorlar,” dedi.
Aynı saatlerde Truth Social’da yaptığı bir paylaşımda Trump, bir ABD Başkanı için dikkat çekici bir hamle yaparak, uzun süredir müttefiki olan İsrail’i hedef aldı ve “İSRAİL. O BOMBALARI ATMAYIN. ATARSANIZ, BU BÜYÜK BİR İHLAL OLUR. PİLOTLARINIZI HEMEN EVLERİNE GETİRİN!” diye yazdı.
Trump, ateşkesin bir kısmının yürürlüğe girmesinin ardından gece boyunca her iki tarafın da saldırılarına devam etmesi hakkında sorulan bir soruya, Beyaz Saray’da gazetecilere “Bunu durdurabilir miyim diye bakacağım,” dedi.
Trump, “Onlar [İran] ihlal etti ama İsrail de ihlal etti. İsrail’den memnun değilim,” ifadelerini kullandı.
Trump ayrıca İran’dan memnun olmadığını ama İsrail’e balistik füze ateşlemesinin bir “hata” olabileceğini belirtti.
Başkan, “Ben de İran’dan memnun değilim. Ama İsrail, belki de yanlışlıkla ateşlenen ve hedefi bulamayan bir roket yüzünden bu sabah harekete geçerse, bundan gerçekten memnun olmayacağım,” dedi.
Hem İsrail hem de İran, birbirlerini gece boyunca saldırıları sürdürmekle suçladı.
Trump’ın gazetecilere yaptığı açıklamadan birkaç saat önce, sabah saatlerinde İsrail, İran’ın ateşkesi ihlal ettiği için güçle karşılık vereceğini söyledi. İsrail Savunma Bakanı Israel Katz, ülkesinin Tahran’a yönelik “yoğun saldırı operasyonunu sürdüreceğini” söyledi.
Bu arada CNN’e göre, ateşkesin yürürlüğe girmesinden hemen önce İran’ın füze saldırısı İsrail’in Beer Sheva kentinde bir sivil binayı vurdu ve dört kişi öldü.
Trump pazartesi gecesi İsrail ile İran arasında ateşkesin koşullarını açıkladı ve İran’ın önce çatışmayı durduracağını, ardından İsrail’in de ateşkes ilan edeceğini ve tüm çatışmaların 24 saat içinde sona ereceğini belirtti.
Trump, Truth Social’da yaptığı paylaşımda, “12 günlük savaş” olarak adlandırdığı iki ülke arasındaki çatışmaların sona ereceğine olan güvenini dile getirdi.
Trump, NBC News’e verdiği demeçte, iki ezeli düşman arasındaki ateşkesin “sonsuza kadar” süreceğine inandığını söyledi.
Trump ateşkes ilan etti, İran ateşkes öncesi İsrail’e füze saldırısı düzenledi
Amerika
BlackRock CEO’su Fink’ten ‘MAGA hesaplarına’ destek

BlackRock Yönetim Kurulu Başkanı ve CEO’su Larry Fink, yeni doğan çocuklar için yatırım hesapları oluşturulması yönündeki MAGA Cumhuriyetçi önerisini desteklediğini açıkladı.
Bu hesaplar, Washington’dan emeklilik planlamasını teşvik etmek için daha güçlü politikalar talep eden, Demokrat Parti destekçisi Fink’ten geldiği için sürpriz sayılıyor.
Fink, Semafor’a yaptığı açıklamada, “Her Amerikalı için doğumda bir yatırım hesabı açılması, ülkemizin geleceğine yapılan güçlü bir yatırımdır. Mülkiyet, bağ kurmayı sağlar,” dedi.
BlackRock ve Bipartisan Policy Center, bugün birçok Amerikalının emeklilik hesaplarında yaklaşan eksiklikleri gidermek için politika yapıcılar ve işverenlere öneriler sunan bir rapor yayınlıyor.
Rapor, Sosyal Güvenlik numarası olan her yeni doğan bebek için 1.000 dolarlık vergi avantajlı yatırım hesapları oluşturulmasını öngören MAGA hesabı konseptini destekliyor ve ayrıca politika yapıcıların işyerlerinde ve özel hesaplar aracılığıyla emeklilik planlarına erişimi daha da genişletmelerini öneriyor.
Büyüme ve İlerleme için Para Hesabı (Money Account for Growth and Advancement), genellikle Başkan Donald Trump’ın kampanya sloganıyla aynı kısaltma olan “MAGA hesapları” olarak kısaltılıyor ve ebeveynlerin 2026’dan itibaren 8 yaşın altındaki çocuklar için özel tasarruf hesapları açmasına olanak tanıyor.
İlgili yasa, Trump’ın “Büyük, Harika Yasa” olarak tanımladığı devasa harcama ve vergi indirimi paketinde yer alıyor.
Hesap açmak için, yararlanıcı ABD vatandaşı olmalı ve en az bir ebeveynin Sosyal Güvenlik numarasını vermeli. Bu, ebeveynin çalışmaya uygun olduğunu göstermek için de gerekli. Evli çiftler için, her iki ebeveynin de Sosyal Güvenlik numaralarını vermesi isteniyor.
MAGA hesabındaki fonlar, kaldıraçsız, düşük ücretli, çeşitlendirilmiş ABD hisse senedi portföylerine yatırılacak. Dolayısıyla Amerikan vatandaşları neredeyse doğdukları andan itibaren “finansallaştırılmış” olacak.
Bu hesapların çoğu federal vergiden muaf olacak ve gelecekteki eğitim, ev sahipliği ve girişimciliği finanse etmek için tasarlanacak.
Yıllık katkı payları enflasyona göre ayarlanacak şekilde 5.000 dolar ile sınırlandırılacak ve yararlanıcılar 18 yaşına gelene kadar fonları çekemeyecekler.
Çocuklar 18 yaşına girdiklerinde birikimlerini çekmeye başlayabilirler, fakat 25 yaşına kadar birikimlerinin yarısından fazlasını kullanamayacaklar. 31 yaşında ise tüm nakit otomatik olarak ödenecek.
Hesapta kazanılan gelir, nitelikli harcamalar için kullanılması halinde sermaye kazancı olarak vergilendirilecek, fakat başka amaçlarla kullanılması halinde cezalandırılacak ve normal gelir olarak vergilendirilecek.
Ne var ki, Temsilciler Meclisi Yollar ve Araçlar Komitesi tarafından hazırlanan tasarıya göre, özel vakıflar gibi vergiden muaf kuruluşların katkıları 5.000 dolarlık yıllık sınırlamaya tabi olmayacak.
Ayrıca, komitenin tasarıyı bölümler halinde ayrıntılı olarak ele aldığı kısımda, özel vakıflar 5.000 dolarlık sınırdan fazla katkı yapabilecek vergiden muaf kuruluşlara örnek olarak gösteriliyor.
Aynı tasarıda ayrı bir bölüm, özel vakıfların varlık büyüklüklerine göre kademeli bir vergi getirilmesini öngörüyor.
MAGA hesaplarına katkı payları, çocuk 18 yaşına gelene kadar yapılabilecek.
Hesaplar bir finans kurumu tarafından yönetilecek ve Hazine Bakanlığı tarafından denetlenecek. 1 Ocak 2024 tarihinden önce doğmuş ve 8 yaşından küçük çocuklar da hesap açma hakkına sahip olacak.
Federal hükümet, 1 Ocak 2024 ile 31 Aralık 2028 tarihleri arasında doğan ABD vatandaşı olan ve hesabı olan her çocuğa 1.000 dolar katkıda bulunacak.
Vergilendirme Ortak Komitesi, hükümet katkıları da dahil olmak üzere MAGA hesaplarının önümüzdeki on yıl içinde federal hükümete yaklaşık 17,2 milyar dolar maliyete mal olacağını tahmin ediyor.
Üstelik vergi avantajları da çok dar bir pencereyi kapsıyor. Hesaptaki para nakit olarak çekildikten sonra, yatırım getirileri uzun vadeli sermaye kazancı olarak vergilendirilecek ama ancak fonlar onaylanmış birkaç amaçtan biri için kullanılırsa.
Bunlar arasında yüksek öğrenim veya diğer mesleki eğitim giderlerinin ödenmesi, küçük bir işletme kurma veya ilk ev için peşinat ödemesi yer alıyor. Başka herhangi bir amaçla harcanan para, normal gelir olarak değerlendirilecek.
Şu anda, Wyoming hariç tüm eyaletler, ailelerin eğitim masraflarına yardımcı olmak amacıyla oluşturulan yatırım hesapları olan “529 planı” sunuyor.
Bu yeni federal tasarruf programı 529 planlarından farklı olmakla birlikte, programın ebeveynlerin devam eden katkıları için vergi indirimi gibi önemli teşviklerden yoksun olduğu ve tek seferlik 1.000 dolarlık depozito tutarının üniversite eğitim masraflarını veya bir evin peşinatını karşılamaya yetmeyebileceği belirtiliyor.
Cumhuriyetçi Senatör Ted Cruz, MAGA tasarruf hesaplarının şiddetli bir savunucusu olarak, programın incelemeye girmesiyle birlikte kendini programın önemli bir destekçisi olarak konumlandırdı.
Cruz geçen hafta yaptığı açıklamada, “Hisse senedi veya tahvil sahibi olmayan, piyasaya yatırım yapmayan ve Amerikan serbest girişim sistemine özellikle bağlı hissetmeyen birçok Amerikalı var. Bu, herkese bir pay verecek,” iddiasında bulunmuştu.
Demokratlar tarihsel olarak çocukların tasarruf girişimlerine karşı çıkmamış olsa da, birçokları bu vergi tasarısının nasıl finanse edileceği, özellikle Medicaid kesintileri ve iklim politikasındaki değişiklikler konusunda endişelerini dile getiriyor.
Ayrıca finans uzmanları MAGA hesabının, teorik olarak, emeklilik birikimlerinden memnun olan ve çocuklarının üniversiteye gitmesini planlamayan aileler için yararlı olabilir, çünkü bu para ceza ödemeden ev satın almak gibi başka amaçlar için kullanılabilir.
Fakat bu durumda bile bazı tuzaklar olabilir. Örneğin, bir çocuğun parayı eğitim, iş veya ev dışında başka bir şey için harcadığı ve daha yüksek normal gelir oranına tabi olduğu durumda, ailesi normal bir aracı kurum hesabına yatırım yapsa daha iyi olabilir.
Amerika
Pentagon’da Asya-Orta Doğu ayrışması

Pentagon’un üst düzey yetkilileri, ABD’nin İsrail’e vereceği askeri desteğin boyutu ve Asya ile angajman konusunda bölünmüş durumda.
Bu bölünme, Başkan Donald Trump’ın ikinci dönem dış politika yönünü etkileyebilir.
Haber sitesi Semafor’un kurucusu Ben Smith, yakın zamanda yayınlanan özel bir makalesinde bu konuyu ele aldı. Smith’e göre ABD Merkez Komutanlığı (CENTCOM) Komutanı General Michael “Erik” Kurilla, İran’ın misillemelerinin artmasıyla birlikte İsrail’i savunmak için daha fazla kaynak ayrılmasını savunuyor.
Buna karşılık, ABD’nin askeri olarak Çin’e ve Hint-Pasifik’e odaklanmasını savunan Pentagon Politika Müsteşarı Elbridge Colby, ABD askeri varlıklarının Asya’dan Orta Doğu’ya aktarılmasına karşı çıkıyor.
İran savaşı, Colby ve müttefikleri için temel gerilimi somutlaştırıyor: ABD, Barack Obama’nın 2011’de ilk kez duyurduğu “Asya’ya yönelme” stratejisini uzun süredir uygulamaya çalışıyor, fakat pratik talepler ve siyasi baskılar, ABD’nin askeri müdahalesini sürekli olarak Orta Doğu’ya yönlendiriyor.
Pentagon içindeki önceliklerin değişmesi
Smith’e göre, Colby’nin muhalefeti, nisan ayında Güney Kore’deki Patriot füze bataryasının Orta Doğu’ya taşınması gibi konuşlandırmaların, ABD’nin Çin veya Kore Demokratik Halk Cumhuriyeti ile gelecekteki çatışmalarda hazırlık durumunu zedeleyebileceği endişesinden kaynaklanıyor.
Trump’ın, İsrail’e askeri yardımda bulunmasına rağmen, zaman zaman açık koordinasyona tepki gösterdiği ve Ulusal Güvenlik Danışmanı Mike Waltz’u, İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu ile yakın bağları nedeniyle görevden aldığı iddia edilmişti.
Trump’ın Colby’yi Savunma Bakanlığında bir göreve ataması, bunu ABD’nin desteğinin azalacağına dair bir işaret olarak yorumlayan İsrail yanlısı şahinler arasında endişe yarattı.
Waltz’un görevden alınması ve Trump’ın İsrail’in İran’a “bağımsız” bir saldırı düzenlemesine izin vermesi, daha da müdahaleci olmayan bir yaklaşımı işaret etse de Colby’nin etkisi azalıyor gibi görünüyor.
CENTCOM şefi Kurilla güçleniyor
Savunma Bakanı Pete Hegseth’in nisan ayında Colby’nin müttefiklerinden birkaçını görevden aldığı ve Kurilla ile daha yakın bir ilişki kurduğu bildirildi.
Free Press’ten Eli Lake, “kısıtlayıcı” (restrainer) kamptan olan yeni Orta Doğu Savunma Bakan Yardımcısı Michael Dimino’nun, Orta Doğu’da angajmanın hayati önem taşıdığına inanan Trump destekçilerinin arasında alarm zillerini çaldığını bildirdi.
Bir Trump müttefiki, Dimino’nun görüşlerine atıfta bulunarak, “Orta Doğu politikasından sorumlu yardımcısı olacak adam, ABD’nin Orta Doğu’da olmaması gerektiğini düşünüyor. Biri DOGE’deki Elon’u arasın,” diye espri yaptı.
Bu ayın başlarında, Al-Monitor, Kurilla’nın bölgeye ikinci bir uçak gemisi saldırı grubunun konuşlandırılmasını talep ettiğini bildirmişti. Pentagon bu konuşlandırmayı doğrulamasa da, ABD bölgeye savaş gemileri ve uçakları sevk etmeye başladı. USS Nimitz’in Vietnam’a planlanan ziyareti, “acil operasyonel gereklilikler” nedeniyle aniden iptal edildi.
Amerikan politikasının geleceği
“Kısıtlayıcı” ideolojinin arkasındaki temel güçlerden biri, Charles Koch’un Stand Together “filantropi grubu” tarafından finanse edilen “Defense Priorities.”
Örgüt, kısa süre önce İsrail’in ABD’nin askeri garantilerine bağımlılığını azaltmayı savunan dikkatli bir bildiri yayınladı: “Daha güvenli, diplomatik bağları daha güçlü bir İsrail, geleceğini güvence altına almak için Amerikan askeri desteğine daha az, bölgesel ortaklıklara daha fazla güvenecektir.”
Colby ve Pentagon basın ofisi medya sorularına yanıt vermedi, fakat iç dinamikler, Orta Doğu’da geleneksel ABD müdahalesini destekleyenlerin avantajının arttığını gösteriyor.
Smith’e göre Trump, “Önce Amerika” politikasını bölgesel ittifaklarla dengelemeye çalışırken, bu iç tartışmanın sonucu, bölgesel istikrarsızlığın yaşandığı bir dönemde ABD-İsrail ilişkilerinin gidişatını belirleyecek.
Elbridge Colby’nin Çin takıntısı
Haberde yer alan bir iddiaya göre Colby Asya’ya o kadar odaklanmış durumda ki,” Trump’ın sadık destekçileri de dahil olmak üzere dış politikada başka bir şey yapan herkesle ters düşüyor.”
Smith’in haberi yayınlandıktan sonra, Pentagon baş sözcüsü Sean Parnell, e-posta ile yaptığı açıklamada, herhangi bir iç bölünmeyle ilgili haberlerin doğru olmadığını ve Colby’nin “liderlik ekibiyle tamamen uyumlu olduğunu ve her adımda birlikte hareket ettiğini” söyledi.
Colby, geçen temmuz ayında POLITICO‘ya verdiği bir mülakatta, kişisel görüşünün, NATO’nun doğusunu savunmak için, ABD’nin Tayvan’ı savunma kabiliyetini azaltmayacak miktarda kuvvet ayırmak gerektiği yönünde olduğunu vurgulamıştı.
Colby ayrıca uzun menzilli ateş, lojistik, komuta kontrol ve C4ISR olarak bilinen lojistik, mühimmat ve hava savunması gibi “kilit yetenekleri”, ABD’nin Avrupa’ya değil Asya’ya odaklanması gereken alanlar olarak göstermişti.
Daha önce de ABD’nin Ukrayna’ya taahhütlerinin fazla olduğunu savunan Colby, ülkesine ve çıkarlarına yönelik en somut meydan okumanın, iktisadi ve askeri olarak Çin’den geldiğinin altını çizmişti.
Ukrayna’ya da ‘Çin merceğinden’ baktığını söyleyen stratejist, Kiev’e bir anda tüm yardımların kesilmesini söylemediğini, Rusya’nın yaptıklarının şeytani olduğunu ama ABD’nin yaptığı yardımların Amerikalıların somut çıkarlarıyla uyuşmadığını savunuyordu.
Colby, şu anda ABD Başkanının danışmanı olsa ne yapmasını tavsiye edeceği yönündeki bir soruya şu cevabı veriyordu: “Şöyle derdim: ‘Şu anda Ukrayna hakkında konuşmak istemiyorum. Önce Tayvan, Çin ve Asya hakkında konuşacağız ve bu sorunu tatmin edici bir şekilde çözdükten sonra Ukrayna için zaman, siyasi sermaye ve kaynak harcayacağız.’”
Geçen ay da Financial Times (FT), Colby’nin İngiliz yetkililere Trump yönetiminin İngiliz ordusunun Avrupa-Atlantik bölgesine odaklanmasını artırması gerektiğini söylediğini aktarmıştı.
-
Görüş1 hafta önce
Çin, İsrail’i Kınamaktan Daha Fazlasını Yapabilir mi?
-
Asya2 hafta önce
Huawei kurucusu: Çiplerimiz ABD’nin bir nesil gerisinde
-
Ortadoğu6 gün önce
İsrail’de hangi ‘halk’ yaşıyor?
-
Diplomasi1 hafta önce
Çinli akademisyen İsrail-İran savaşını Harici’ye değerlendirdi: İran, Çin için stratejik öneme sahip
-
Avrupa6 gün önce
Merz: İsrail hepimizin kirli işlerini yapıyor
-
Amerika2 hafta önce
ABD’de göçmen isyanı büyüyor: Deniz piyadeleri Los Angeles’ta
-
Dünya Basını2 hafta önce
İran’la savaş kapıda mı?
-
Görüş7 gün önce
İsrail’in ‘Bildiği Şeytan” ile İşi Bitti mi?