Amerika
ABD Hazinesi, Rusların İsviçre’deki banka hesaplarını mercek altın aldı

ABD Hazine Bakanlığı, UBS’in Credit Suisse’i devralması sonrası Rus müşterilere ait hesaplar üzerinde geniş çaplı bir soruşturma başlattı ve İsviçre’nin “şeffaflık eksikliğinden kaynaklanan risklere” dikkat çekti.
Reuters‘a bilgi veren üç kaynağa göre, ABD Hazine Bakanlığı, UBS’in Credit Suisse’i satın almasıyla devraldığı Rus müşterilerin hesaplarını soruşturuyor.
Kaynaklardan ikisi, bu inceleme kapsamında Hazine Bakanlığı Yabancı Varlıklar Kontrol Ofisi’nin (OFAC), bankadan resmi bir talepte bulunduğunu aktardı.
İsviçreli bankayla temas halinde olan Amerikalı bir yetkili, görüşmelerin devam ettiğini ifade etti.
Bir kaynak, OFAC’ın geçtiğimiz birkaç hafta içinde UBS’ye resmi bir yazı gönderdiğini belirtti. UBS ve OFAC temsilcileri ise konuyla ilgili yorum yapmaktan kaçındı.
Soruşturmanın odağında, Credit Suisse’in UBS tarafından devralınması sonrası UBS’e geçen Rus müşterilerin olduğu belirtiliyor.
Kaynaklardan biri, UBS’in yaptırım risklerinden kaçınmak amacıyla “şaibeli varlıkları” izole etmeye ve hesapları kapatmaya yönelik adımlar attığını, bu şekilde OFAC soruşturmasının etkilerini sınırlamayı amaçladığını ifade etti.
UBS’deki “sorunlu varlıkların” büyüklüğü henüz tam olarak bilinmiyor. Fakat Credit Suisse’in CEO’su, 2022’de bankanın yönetimindeki varlıkların yaklaşık yüzde 4’ünün Rus müşterilere ait olduğunu ve bu tutarın yaklaşık 35 milyar dolar olduğunu açıkladı.
Başka bir kaynağa göre, Amerikalı yetkililer UBS’in işbirliği konusundaki olumlu yaklaşımını takdir etmekle birlikte, sürecin çözümlenmemesi halinde cezai yaptırımların uygulanabileceği uyarısında bulundu.
İsviçreli düzenleyiciler de UBS’in Credit Suisse müşterileri ile yürüttüğü işlemleri ve bankanın kara para aklamayı önleme prosedürlerini inceliyor. Bu incelemenin, bankanın riskli müşteri portföyüne sahip olabileceği endişesinden kaynaklandığı belirtiliyor.
ABD ile İsviçre arasında anlaşmazlık
ABD ve İsviçre, Rus sermayesinin tespiti ve önlenmesine yönelik çalışmalarda bazı görüş ayrılıkları yaşıyor. Washington’ın başlıca şikayetlerinden biri, İsviçre’nin mülk ya da şirket gibi varlıkların gerçek sahibinin beyan edilmesini zorunlu kılan bir yasaya sahip olmaması. Bir Amerikalı yetkili, bu durumun, yaptırımlara tabi mülk sahiplerinin tespitini zorlaştırdığını ifade etti.
Bir başka kaynak, OFAC’ın İsviçre’nin bu alandaki durgunluğundan ötürü hayal kırıklığı yaşadığını ve ülkenin yalnızca Rusya değil, İran gibi ülkeler için de yasadışı mali işlemler için bir kanal haline gelebileceğinden endişe duyduğunu savundu.
Bu endişelerin, esas olarak, mülk sahiplerinin kimliklerini gizleyerek para transferi yapan avukatlara yönelik olduğu, ancak UBS’in bu davada suçlu sayılmadığı da vurgulandı.
ABD’de seçimleri kazanan Donald Trump’ın göreve gelmesi, Rusya’ya yönelik yaptırımlar ya da İsviçre ile ilişkilerde bir değişikliğe işaret edebilir. Ancak yeni başkanın bu konuda nasıl bir politika izleyeceği henüz belirsizliğini koruyor.
Credit Suisse ve UBS’e ‘Rusya yaptırımlarını delme’ soruşturması
Amerika
ABD’de yargıç, göçmenleri Libya’ya sınır dışı etme planını engelledi

Boston’daki bir ABD yargıcı, Trump yönetiminin göçmenleri Libya’ya sınır dışı etme planını geçici olarak durdurma kararı aldı.
Yargıç, bu kararın, göçmenlerin adil yargılanma hakkını güvence altına alan önceki kararını “açıkça ihlal edeceğini” belirtti.
Karar, iki ABD’li yetkilinin CBS’e, ABD’nin göçmenlere yönelik baskıyı artırma kapsamında yakında göçmenleri Libya’ya sınır dışı etmeye başlayabileceğini söylemesinin ardından geldi.
Sınır dışı etme haberine yanıt olarak, Libya Başbakanı Abdülhamid Dibeybe, X’te yaptığı açıklamada, ülkesinin “hiçbir bahaneyle göçmenlerin sınır dışı edilme noktası olmayı kabul etmeyeceğini” belirtti.
Aynı habere yanıt veren ABD Dışişleri Bakanlığı sözcüsü, konuyu tartışmayacaklarını söyledi.
CBS’e konuşan ve isminin açıklanmamasını isteyen yetkililer, ABD ordusunun göçmenleri bu hafta içinde Kuzey Afrika ülkesine uçuracağını söyledi.
Bu hamle tartışmalara yol açacak gibi görünüyor. Libya, on yıldan fazla bir süredir çatışmaların içinde ve ABD Dışişleri Bakanlığı, “suç, terör ve iç karışıklık” gibi faktörler nedeniyle Amerikalıların bu ülkeye seyahat etmemelerini tavsiye ediyor.
Göçmenlik avukatları, Trump yönetiminin sınır dışı işlemlerini engellemek için çarşamba günü hızlıca harekete geçti ve Massachusetts’teki bir yargıçtan “acilen” geçici bir engelleme kararı almasını istedi.
Avukatlar mahkemeye sundukları dilekçede, “Birçok güvenilir kaynak, sınıf üyeleriyle birlikte Libya’ya gönderilmek üzere ABD’den hemen kalkacak uçuşların hazırlandığını bildiriyor,” diye yazdı.
Boston’daki ABD Bölge Yargıcı Brian Murphy, çarşamba günü öğleden sonra geç saatlerde, Trump yönetiminin göçmenleri hızlı bir şekilde sınır dışı etme yetkisini kısıtlayan bir karar verdi.
Yargıç Murphy kararında, sınır dışı işlemlerinin, nihai sınır dışı emrine tabi göçmenlerin adil yargılanma hakkını koruyan daha önce verdiği ihtiyati tedbiri “açıkça” ihlal ettiğini belirtti.
Daha önceki karar, yetkililerin göçmenlere kendi dillerinde yazılı bildirimde bulunmalarını ve sınır dışı edilmekten korunmak için itirazda bulunmaları için anlamlı bir fırsat sunmalarını gerektiriyor.
Göçmenleri Libya’ya sınır dışı etme planından haberi olup olmadığı sorulan Başkan Donald Trump, “Bilmiyorum. İç Güvenlik Bakanlığına sormanız gerek,” dedi.
Libya, Trump yönetimi tarafından göçmenlerin sınır dışı edilmesini kabul etmesi istenen birkaç ülkeden biri olduğu düşünülüyor.
Bu hafta Ruanda, ABD ile görüşmelerin “erken aşamada” olduğunu doğrularken, Benin, Angola, Ekvator Ginesi, Eswatini ve Moldova da medya raporlarında adı geçen ülkeler arasında yer aldı.
ABD’nin Libya’ya kaç kişiyi sınır dışı etmeyi umduğu veya göçmenlerin Libya’nın hangi bölgesine gönderileceği belli değil.
Libya’nın batısı Dibeybe’nin başbakanı olduğu BM destekli bir hükümet tarafından yönetilirken, doğu ise askeri lider General Halife Hafter tarafından kontrol ediliyor.
Hafter’in oğlu geçen pazartesi Washington’da ABD’li yetkililerle görüşmüştü, fakat ABD Dışişleri Bakanlığı ve bir Libyalı sözcü, görüşmenin sınır dışı edilmeyle ilgili olmadığını açıkladı.
Amerika
Trump yapay zeka kısıtlama kuralını değiştirmeye hazırlanıyor

Trump yönetimi, büyük teknoloji şirketleri ve yabancı hükümetlerin güçlü muhalefetiyle karşılaşan küresel yarı iletken ticaret kısıtlamalarını revize etmek amacıyla, Biden döneminden kalma bazı yapay zeka (AI) çip kısıtlamalarını kaldırmayı planlıyor.
Henüz kesinleşmemiş olan “AI yaygınlaştırma kuralı”nın kaldırılması, Nvidia ve diğer şirketlerin çip ihracatını düzenlemek için üç geniş ülke grubu oluşturan, Başkan Joe Biden tarafından başlatılan politikayı yeniden şekillendirmeyi amaçlıyor.
Konuya yakın kaynakların Bloomberg’e aktardığına göre, Trump yönetimi bu çerçeveyi 15 Mayıs’ta yürürlüğe girdiğinde uygulamayacak ve bunun yerine Birleşik Arap Emirlikleri (BAE) veya Suudi Arabistan gibi ülkelerle doğrudan müzakerelere odaklanacak kendi versiyonunu hazırlıyor.
Hâlâ devam eden politika tartışması, Çin dışındaki yerlere yarı iletken sevkiyatlarının nasıl düzenleneceği sorusu üzerinde odaklanıyor. Hem Trump hem de Biden yetkilileri, gelişmiş çip ve yapay zeka teknolojisinin Çin’e askeri üstünlük sağlayabileceği endişesiyle Pekin’in yarı iletken hedeflerini engellemeye çalışıyor.
Yapay zeka yaygınlaştırma çerçevesinin kaldırılması, Trump’ın kısa süre önce sertleştirdiği Çin’i hedef alan önlemleri değiştirmeyecek. Aksine, dünya çapında hükümetler yerli yapay zeka kapasitelerini geliştirmeye çalışırken, diğer ülkelere kendi çip erişimlerini müzakere etmek için yeni fırsatlar sunacak. Bu anlaşmalar, yatırım vaatleri veya daha geniş ticaret ve diplomatik hususlardan etkilenebilir.
Bir yetkili, ABD yetkililerinin yapay zeka yaygınlaştırma kuralını perşembe günü, Başkan Donald Trump’ın bir dizi ülkenin son kısıtlamalara tepki gösterdiği Orta Doğu gezisi öncesinde kaldırma niyetini açıklayabileceğini söyledi. Yetkililerin, yurt dışındaki çiplere yönelik kontrolleri güçlendirmeyi amaçladığını söylediği Trump’ın yeni düzenlemeleri henüz şekilleniyor.
Ticaret Bakanlığı Sanayi ve Güvenlik Bürosu, bir sözcü tarafından yayınlanan açıklamada, “Biden’ın AI kuralı aşırı karmaşık, aşırı bürokratik ve Amerikan inovasyonunu engelleyecek. Bu kuralı, Amerikan inovasyonunu serbest bırakacak ve Amerikan AI’nın hakimiyetini sağlayacak çok daha basit bir kural ile değiştireceğiz,” denildi.
Bloomberg’in bu haberi yayınlamasının ardından çip üreticilerinin hisseleri yükseldi. Nvidia %3,1 değer kazandı ve yakından takip edilen Philadelphia Borsası Yarı İletken Endeksi %1,7 artış kaydetti.
ABD, 2022 yılında Çin’e ileri teknoloji çip satışlarına kapsamlı kısıtlamalar getirmiş ve bu önlemleri birkaç kez genişleterek daha fazla yarı iletkeni ve giderek artan sayıda ülkeyi kapsayacak şekilde genişletmişti.
Bu kısıtlamalar, Biden yetkililerinin Çin’in aracılar aracılığıyla yasaklı teknolojilere erişebileceğinden şüphelendiği Körfez ülkeleri ve Güneydoğu Asya’nın bir kısmı da dahil olmak üzere 40’tan fazla ülkeye 2023 yılında genişletildi.
Biden’ın görevdeki son haftasında açıklanan yapay zeka yaygınlaştırma kuralı, bu lisans gerekliliklerini dünyanın çoğu ülkesine genişletti.
AI modellerinin eğitimi için çip üreten lider şirket Nvidia, ABD’nin artan kısıtlamalarına itiraz ediyordu. Şirket, AI yaygınlaştırma kuralını sürekli olarak eleştirmiş ve üçüncü ülkelere getirilen kısıtlamaların bu ülkeleri Çin’e daha da yaklaştıracağını savunarak kuralın tamamen kaldırılmasını talep etmişti.
CEO Jensen Huang da bu hafta yaptığı açıklamada, ABD şirketlerinin Çin’e satış yapabilmesi gerektiğini ve Çin’in önümüzdeki birkaç yıl içinde AI çipleri için 50 milyar dolarlık bir pazar haline geleceğini öngördüğünü söylemişti.
Yine de Trump yönetimi, Pekin’in teknoloji alanındaki hedeflerini hedef alan kısıtlamaları artırdı ve Nvidia’nın H20 çipini Çin’de satmasını yasakladı. Bu karar, şirkete 5,5 milyar dolar zarar yazılmasına neden oldu.
Öte yandan şirket, e-posta ile gönderilen açıklamada, “Yönetimin AI politikası konusunda gösterdiği liderlik ve yeni yönelimini memnuniyetle karşılıyoruz. AI Yaygınlaştırma Kuralının kaldırılmasıyla Amerika, bir nesilde bir kez karşımıza çıkacak bir fırsatla, bir sonraki sanayi devrimine öncülük edecek, yüksek ücretli işler yaratacak, ABD tarafından tedarik edilecek yeni altyapılar kuracak ve ticaret açığını azaltacak,” iddiasında bulunuldu.
Amerika
Fed faizleri sabit tuttu

ABD Merkez Bankası (Fed), Başkan Trump’tan gelen baskılara rağmen faizleri sabit tuttu.
Fed dün beklendiği gibi faiz oranlarını %4,25–4,5 arasında tuttu ve ülkenin iktisadi gidişatı hakkında uyarılarını artırdı. Axios muhabirinin, Fed’in neden sert veriler yumuşak verileri yakalayana kadar politika kararı almayı beklediğini sorması üzerine FedBaşkanı Jerome Powell, “Gelişmeleri sabırla bekleyebiliriz,” dedi.
Powell, gelişmeleri beklemekle birlikte gelecekten endişeli olduğunu da vurguladı. Başkan, “Açıklanan büyük gümrük vergisi artışları devam ederse, enflasyonda artış, iktisadi büyümede yavaşlama ve işsizlikte artış yaşanması muhtemel,” dedi.
Gümrük vergileri genellikle tek seferlik bir fiyat artışına neden olsa da, Powell’a göre, Trump’ın politikasının uygulamaya konmasıyla enflasyon daha kalıcı olabilir.
Fakat Powell’a göre şimdilik, istihdam ve harcamalardaki son artışlar, “bazı çok karamsar duygularla örtülü olsa da, sağlıklı bir ekonomiye işaret ediyor.
ABD’de insanlar henüz ortaya çıkmamış gümrük vergilerinin etkilerine hazırlanırken, tüketici güveninin rekor düşük seviyelere gerilediğini belirtti.
Pazar günü, Başkan Donald Trump, Powell’dan faiz indirimine gitmesi yönündeki çağrısını yinelemiş ve onu “tamamen katı” olarak nitelendirmişti fakat Powell’ı kovacağı yönündeki önceki açıklamalarını geri aldı.
Powell dün, başkanın açıklamalarının Fed’in kararları üzerinde “hiçbir etkisi” olmadığını söyledi.
Powell, “çok fazla belirsizlik” ortamında, Trump yönetiminin ticaret anlaşmaları müzakere ederken Fed’in eli kolunun bağlı olduğunu ve bu anlaşmaların işletmelere ve ailelere şu anda sahip olduklarından daha fazla istikrar sağlayabileceğini söyledi.
Henüz herhangi bir anlaşma açıklanmadı, fakat Trump dün gece Truth Social’da, “BÜYÜK VE SON DERECE SAYGIN BİR ÜLKENİN TEMSİLCİLERİ İLE ÖNEMLİ BİR TİCARET ANLAŞMASI” hakkında bugün bir basın toplantısı düzenlemeyi planladığını söyledi.
New York Times, bu ülkenin Birleşik Krallık olduğunu bildirdi.
-
Görüş2 hafta önce
Pahalgam terör saldırısı, Hindistan ve Pakistan yine kavgalı…
-
Görüş2 hafta önce
Dönüşümün gereklilikleri ve ulusal ortaklığın ihtiyaçları arasında Hamas
-
Görüş6 gün önce
Hindistan ve Pakistan savaşır mı?
-
Avrasya Günlüğü2 hafta önce
ABD’li ekonomist: Çin’in “e-ticaret + altyapı” sinerjisi bölgesel ekonomik dönüşümü hızlandırıyor
-
Görüş1 hafta önce
ABD, Ukrayna’ya ihanet etti
-
Dünya Basını2 hafta önce
Jeffrey Sachs: ABD’nin Asya’daki askeri üslerini kapatın
-
Avrasya Günlüğü2 hafta önce
Francis Acquah Amaning ile Çin-Afrika dijital işbirliğinin ilerlemesi ve potansiyeli üzerine röportaj
-
Avrasya Günlüğü2 hafta önce
Francis Gurry ile Çin’in küresel dijital yönetişimin şekillendirilmesinde oynadığı rol üzerine röportaj