Bizi Takip Edin

DİPLOMASİ

ABD ile Venezuela arasında mahkum takası

Yayınlanma

Politico’da yer alan habere göre üst düzey Biden yönetimi yetkilileri Çarşamba günü gazetecilere verdiği demeçte, Venezuela’nın ABD ile mahkum takasının bir parçası olarak 10 Amerikalıyı ve ünlü kaçak ‘Şişman Leonard’ı serbest bıraktığını söyledi. Toplamda 30’dan fazla tutuklunun serbest bırakılması bekleniyor.

ABD ise Venezuela lideri Nicolás Maduro’nun müttefiki olan ve kara para aklamakla suçladığı Alex Saab’ı anlaşmanın bir parçası olarak serbest bırakıyor.

Yetkililerin ‘son derece karmaşık’ ve ‘kırılgan’ olarak nitelendirdiği anlaşma, ABD Başkanı Joe Biden tarafından kabul edilen en son yüksek profilli uluslararası mahkum takası. Biden’ın muhaliflerinin, yönetiminin ‘ABD’li düşmanlarla yaptığı anlaşmalarda çok hoşgörülü olduğu’ yönündeki suçlamalarını körüklemesinin de muhtemel olduğu düşünülüyor.

Serbest bırakılan 10 Amerikan vatandaşının çoğu, ABD hükümeti tarafından ‘haksız yere gözaltına alındığı’ öne sürülüyor. Serbest bırakılanlar arasında Joseph Cristella, Eyvin Hernandez, Jerrel Kenemore ve Savoi Wright var. ABD’li yetkililer, gizlilik endişeleri nedeniyle diğer isimleri paylaşmayı reddetti.

Caracas ayrıca 20 Venezuelalı siyasi tutukluyu ve muhalefet lideri Roberto Abdul’u serbest bırakıyor. Maduro hükümeti ayrıca diğer üç Venezuelalı için tutuklama emrini askıya almayı kabul etti.

Caracas ayrıca, Donanma yetkililerine rüşvet vermekle suçlanan ve kovuşturmadan kaçmak amacıyla 2022’de Venezuela’ya sığınan ‘Şişman Leonard’ lakaplı Malezyalı Leonard Francis’i de ABD’ye iade edecek.

Biden yaptığı açıklamada, haksız yere gözaltına alınan Amerikalıların eve dönüş yolunda oldukları için ‘memnun’ olduğunu söyledi ve ‘Venezuela’da demokrasiye ve Venezuela halkının özlemlerine desteğini’ yineledi.

ABD’li yetkililer yaptırımların hafifletilmesinin bu anlaşmanın bir parçası olmadığını söylediler. Biden yönetimi daha önce Venezuela’nın petrol ve gaz endüstrilerine yönelik yaptırımları geri aldı, fakat insan hakları ihlalleri, uyuşturucu kaçakçılığı ve teröre destek ile ilgili olarak Venezuelalı yetkililere yönelik yaptırımları sürdürüyor.

Takasın müzakere edilmesinde yer alan taraflar arasında Katar da vardı. Biden yönetimi yetkilileri gazetecilere verdiği demeçte, Katar’ın ‘haksız yere gözaltına alınan’ Amerikalıların iadesini sağlamak ve Venezuela’nın 2024’teki seçimlerinin rekabetçi olmasını sağlamak için birkaç ay boyunca Maduro hükümeti üyeleri ile ABD’li yetkililer arasındaki görüşmeleri kolaylaştırdığını söylediler.

DİPLOMASİ

‘Ukrayna istihbaratı, Mossad’ı örnek alıyor’

Yayınlanma

Önceki gün Moskova’da öldürülen Korgeneral İgor Kirillov, Ukrayna’da görev yapmış en yüksek rütbeli kurban olarak kayıtlara geçti. Ancak Ukrayna istihbarat kurumları, bu saldırılarda Mossad’dan esinlenerek eski KGB ortaklarını geride bırakmayı başardı.

Ukrayna, terör alternatifine 2014’te, Kırım’ın Rusya’ya bağlanması ve Donetsk ile Lugansk oblastlarında halk cumhuriyetlerinin kurulmasıyla başlamıştı. “Rus Baharı” katılımcıları ve işbirlikçiler hedef alınırken, 2022’de askeri müdahalenin başlamasıyla birlikte bu çaba genişletildi.

The Wall Street Journal’a konuşan Ukraynalı istihbarat yetkilileri, Ukrayna Güvenlik Teşkilatı’nın (SBU) yurt dışındaki düşmanlarını acımasızca takip eden İsrail’in istihbarat kurumu Mossad’ı örnek aldığını belirtti.

Bir SBU yetkilisi, Kirillov’un ölümüyle ilgili “Ukraynalıları öldüren herkesi böyle bir son bekliyor. Savaş suçlarının cezasız kalması mümkün değil,” dedi.

ABD’li danışmanlık şirketi Teneo’nun analistlerinden Andrius Tursa ise şunları ekledi: “Kiev, Rusya’nın savaş suçlarından sorumlu en üst düzey yetkililerin bile Moskova’da kendilerini güvende hissedemeyeceklerini net bir şekilde ortaya koydu.”

Kirillov, Ukrayna güvenlik güçlerinin hedef aldığı son isimdi. Sadece son bir ayda Sivastopol’da aracı havaya uçurulan Füze Gemisi Tugayının Komutanı Yüzbaşı Valery Trankovskiy (SBU’ya göre, sivil hedeflere füze saldırıları emrini vermişti), Donetsk’te arabası patlatılan Olenovka cezaevinin eski müdürü Sergey Yevsyukov, Moskova’da vurularak öldürülen ve Rusya ordusunun füzelerinin modernizasyonundan sorumlu Mars Tasarım Bürosu Genel Tasarımcı Yardımcısı Mihail Şatskiy, Ukrayna’nın saldırılarının kurbanları oldu.

Daha önce ise muhafazakâr siyaset bilimci Aleksandr Dugin’in kızı Darya Dugina (hedefin babası olduğu düşünülüyor) ve savaş muhabiri Vladlen Tatarskiy, bu tasfiyelerin kurbanları arasındaydı.

Ukrayna istihbaratı, özellikle Rusya’daki operasyonlar için çoğunlukla yerli infazcılar kullanıyor. Bir yetkilinin aktardığına göre, tetikçilere genellikle Telegram veya darknet üzerinden ulaşılıyor. Bu kişiler ya para teklif edilerek ya da tehdit yoluyla görevlendiriliyor.

The Wall Street Journal’a konuşan bir kaynak, bu operasyonlarda birden fazla hedefin yer aldığı durumlarda tetikçilerin neye hizmet ettiklerini tam olarak bilmediklerini belirtti. Hedefler arasında gazeteciler, askeri personel ve Rusya’ya iltica eden eski Ukraynalı yetkililer yer alıyor.

Rusya kolluk kuvvetleri, General Kirillov’un öldürülmesi şüphesiyle bir Özbek vatandaşını gözaltına aldı. Bu kişinin, 100 bin dolar karşılığında generalin evinin girişine bir scooter’a patlayıcı yerleştirdiği belirtiliyor.

Tatarskiy’in öldürülmesi olayında da zanlı Darya Trepova, kendisinden içinde dinleme cihazı bulunan bir heykelciği hediye etmesinin istendiğini öne sürdü.

Trepova, “Heykelciğin patlayıcı olduğunu bilmiyordum, sadece bir dinleme cihazı olduğunu sanıyordum,” ifadelerini kullandı. Ancak WSJ’ye konuşan bir kaynak, heykelin içinde gerçekten bir mikrofon olduğunu ve casusların cihazı bu şekilde patlattığını açıkladı.

Hem SBU hem de FSB, Sovyet dönemi Devlet Güvenlik Komitesi’nin (KGB) mirasçıları olsalar da Ukraynalılar etkinlik açısından Rus meslektaşlarını geride bırakmış görünüyor. Avrupa Politika Analiz Merkezi’nden istihbarat uzmanı Andrey Soldatov, “FSB, gerçekleşen olayları araştırmakta başarılı olsa da henüz olayları öngörmekte zayıf,” değerlendirmesini yaptı.

Soldatov’a göre, istihbarat kurumları arasında etkili bir bilgi paylaşımı ve güven eksikliği, Rusya’nın operasyonel etkinliğini zayıflatıyor.

Ukraynalı milletvekili ve eski istihbarat başkanı Valentyn Nalıvayçenko da SBU’nun, Rusya’nın silahlı kuvvetleri ve istihbarat kurumları hakkında geniş çaplı veri topladığını ve düşman topraklarındaki iletişimleri hacklemek gibi yöntemlerde başarılı olduğunu söyledi.

Ukrayna, 2014 sonrası CIA ile yakın ilişkiler geliştirerek bu alanda ciddi bir ivme kazandı. SBU’nun, yalnızca resmi olarak 30 binden fazla çalışanıyla Mossad’ın dört katı büyüklüğünde bir teşkilat olduğu biliniyor.

Bunun yanı sıra SBU ve Ukrayna Savunma Bakanlığı İstihbarat Müdürlüğü (GUR) arasında bir rekabet söz konusu. Her iki servis de bazen aynı hedefi takip ediyor.

Geçen yıl, vatana ihanetten hüküm giyen eski Ukraynalı milletvekili İlya Kiva’nın Moskova yakınlarında öldürülmesi bu rekabetin bir örneği.

Operasyonu kimin gerçekleştirdiği, tetikçinin gönderdiği fotoğraf sayesinde anlaşıldı. Bu durum, “sağlıklı bir rekabet” olarak nitelendirildi.

Rusya’da general Kirillov’a suikast: Bir Özbekistan vatandaşı gözaltına alındı

Okumaya Devam Et

DİPLOMASİ

Rusya’nın Sudan’daki stratejik üs planları çıkmaza girdi

Yayınlanma

Rusya, Sudan’da Kızıldeniz kıyısında stratejik bir deniz üssü kurma çabalarını sürdürüyor. Ancak Sudanlı yetkililer, ABD ve Batı’nın tepkilerinden çekinerek Rusya’nın önerilerini geri çevirdi.

Rusya, Suriye’de Beşar Esad’ın devrilmesinden sonra burada bulunan deniz üssünü kaybetme ihtimaline karşı, Afrika’da stratejik bir deniz üssü edinmek için Sudan üzerindeki girişimlerini sürdürüyor.

Fakat, Sudan’daki mevcut yetkililer, Moskova ile silah ve petrol ürünleri alımı konusunda anlaşmalar yapmış olsalar da ülkede devam eden iç savaş ve uluslararası dengeler nedeniyle Rusya’ya yeşil ışık yakmıyor.

Rusya ile Sudan arasında Kızıldeniz kıyısındaki Port Sudan’da bir deniz üssü kurulmasına yönelik anlaşma 2019 yılında imzalanmıştı.

Ancak, ülkede iç savaşın patlak vermesi nedeniyle bu anlaşma hiçbir zaman resmen onaylanmadı. Moskova başlangıçta Sudan’daki isyancı güçlerden Hızlı Destek Kuvvetlerine (HDK) Wagner üzerinden destek verdi.

Daha sonra hükümet birliklerini destekleme stratejisine geçti. Şubat 2024’te Rus Büyükelçi Andrey Çernovol, deniz üssü projesinin süresiz olarak ertelendiğini açıkladı.

Bloomberg’e konuşan Sudanlı istihbarat yetkilileri ve Batılı diplomatik kaynaklar, çatışmaların devam ettiği başkent Hartum dahil pek çok bölgede Rusya ve İran’ın, Port Sudan’da askeri üs kurma konusunda Sudan hükümetiyle müzakereler yürüttüğünü belirtti.

Sudanlı yetkililer, ABD ve Batılı ülkelerin olası tepkilerinden çekindikleri için Rusya’nın sunduğu ileri teknoloji ürünü S-400 hava savunma sistemleri gibi teklifleri geri çevirdi.

Rusya, Sudan’daki varlığını artırma çabalarını iktisadi ve askeri yardımlarla destekliyor.

Sudan’ın askeri lideri Abdülfettah el-Burhan’ın yardımcısı Melik Ağar, Haziran 2024’te Rusya’yı ziyaret ederek Kızıldeniz kıyısında bir yakıt ikmal istasyonu kurulması karşılığında silah alımı görüşmeleri gerçekleştirdi.

Ardından, Sudan’a Rus silah sevkiyatları başladı. Liman yetkilileri, bu tür birkaç sevkiyatın son aylarda gerçekleştiğini bildirdi.

Rusya ayrıca, Sudan’a yakıt sevkiyatını yedi aylık bir aranın ardından yeniden başlattı. Nisan ile ekim ayları arasında Sudan’a 2,8 milyon varil dizel ve benzin ihraç eden Rusya, Sudan’ın toplam yakıt ithalatının yüzde 47’sini karşılamış oldu.

Kasım ayı sonunda Sudan Enerji Bakanlığı, Gazprom yöneticileriyle petrol altyapısının yeniden inşası, yeni boru hatları ve bir rafineri kurulması gibi konuları görüştü.

Rusya’nın Sudan ordusuna istihbarat desteği sağladığı da iddialar arasında. Conflict Observatory araştırmacılarından Justin Lynch, Rusya’nın hem ekonomik hem stratejik çıkarları doğrultusunda Kızıldeniz’de bir deniz üssü kurmaya yönelik çabalarını şu sözlerle yorumladı:

“Rusya, Kızıldeniz’de bir üsse ve bu üs üzerinden para kazanmaya ihtiyaç duyuyor. Orduyla iş birliği yapmak hem silah satışı hem de Port Sudan’da bir tesis elde etmek açısından stratejik bir hamle.”

Rus askeri uzman Viktor Murahovskiy ise, bu deniz üssünün Sovyet döneminden bu yana Afrika’daki ilk deniz üssü olacağını belirterek, Rusya’nın Süveyş Kanalı güzergahını kontrol etme ve Hint Okyanusu’nda kalıcı bir varlık sağlama amacını vurguladı.

Rusya’nın Suriye’deki üslerinin akıbeti ne olacak?

Okumaya Devam Et

DİPLOMASİ

Reuters: Ukrayna’ya askeri yardım koordinasyonunu ABD yerine NATO üstlendi

Yayınlanma

Reuters ajansına konuşan bir kaynağa göre, ABD, Ukrayna’ya yönelik Batı ülkelerinin askeri yardımlarının koordinasyon görevini Kuzey Atlantik İttifakı’na (NATO) devretti.

Bu adım, önceden planlanmış olmasına rağmen birkaç ay ertelenmişti.

Ajans, bu kararın NATO’nun Ukrayna’ya asker göndermeden “savaşta daha aktif bir rol üstlenmesini” sağlayacağını belirtti.

Fakat diplomatlar, ABD’nin Kiev’e en büyük askeri desteği sağlamaya devam etmesi nedeniyle bu değişikliğin etkisinin sınırlı kalabileceğini ifade etti.

Ajans ayrıca, ABD Başkanı seçilen Donald Trump’ın Rusya-Ukrayna savaşını hızla sona erdirmek istediğini, ancak bunu başarmak için nasıl bir yol izleyeceğini henüz açıklamadığını anımsattı.

NATO ülkeleri, temmuz ayında Washington’da düzenlenen bir zirvede, Ukrayna’ya askeri yardım sevkiyatının koordinasyonunun NATO’ya devredilmesine karar verdi.

Bu yeni yapı, NATO Güvenlik Yardım ve Eğitim Misyonu (NSATU) olarak adlandırılıyor ve yaklaşık 700 kişilik bir personel kadrosuna sahip.

Misyonun merkezi, Almanya’nın Wiesbaden kentindeki bir ABD üssünde bulunuyor.

McFaul: Ukrayna, topraklardan feragat karşılığında NATO üyeliğine ikna edilmeli

Okumaya Devam Et

Çok Okunanlar

English