Bizi Takip Edin

AMERİKA

ABD Kongresindeki finans komitesi Silikon Vadisinin egemenliğine girdi

Yayınlanma

Arkansaslı 68 yaşındaki eski bir bankacı olan Temsilci French Hill, ABD Kongresinde Silikon Vadisinin desteğini almak için büyük bir çaba gösterdi ve Temsilciler Meclisi Finansal Hizmetler Komitesi lideri oldu.

POLITICO’nun aktardığına göre Hill, son yıllarda Temsilciler Meclisi Finansal Hizmetler Komitesi üyesi olarak, kripto para ve yapay zeka da dahil olmak üzere gelişmekte olan teknoloji sektörlerini desteklemeye yardımcı olacak politikaların önde gelen savunucularından biri haline geldi.

Bu odaklanma, yeni Başkan Donald Trump ile derin bağları olan Silikon Vadisindeki yeni bir siyasi güç odağının desteğini artırdı.

Bu bağlantılar Trump’ın kampanya bağışı toplamasına yardımcı oldu ve diğer üç üst düzey Temsilciler Meclisi Cumhuriyetçisine karşı Hill’i güçlendiren etkili bir destek sağladı.

POLITICO’ya göre Hill’in yükselişi Silikon Vadisinin Washington’da sahip olduğu yeni etkiyi gösteriyor.

Komite liderlerini seçen Cumhuriyetçi Parti yönlendirme grubunun bir üyesi ve kripto endüstrisinin önde gelen destekçilerinden biri olan Cumhuriyetçi Temsilciler Meclisi üyesi Tom Emmer, “Topluluğu tanıyor, sektörü tanıyor ve yeni gelen bir başkanınız var; odaklanmak istediği yer burası,” dedi.

Uzun zamandır Wall Street odaklı bir komite olarak bilinen ve finansörlerin banka düzenlemelerini etkilemeye çalıştığı Finansal Hizmetler Komitesi, yeni ortaya çıkan endüstrilerin yeni bir nüfuza sahip olmasının kapısını açan finansal teknoloji konularına giderek daha fazla odaklanıyor.

Eski bankacılık sektörünün öncelikleri her zaman teknoloji endüstrisi ile aynı doğrultuda değil fakat Hill bu değişime yardımcı oldu ve şimdi kripto gibi yeni gelişen teknoloji sektörlerine, ikinci Trump yönetimi sırasında Kongre aracılığıyla endüstri dostu politikaları yönlendirmek için güçlü bir müttefik vermeye hazırlanıyor.

Milyarder Elon Musk ve Trump’ın kripto ve yapay zeka için Beyaz Saray çarı olarak seçtiği risk sermayedarı David Sacks gibi Silikon Vadisinin önde gelen isimleri, Trump’ın yeni döneminde politikayı şekillendirmeye yardımcı olmak için hazırlanırken, risk sermayesi ve gelişmekte olan teknoloji sektörlerine her zamankinden daha fazla etki sağlıyor.

Risk sermayesi şirketlerini temsil eden ticaret grubu National Venture Capital Association’ın başkanı ve CEO’su Bobby Franklin, “Bu sektör için harika bir seçim. French’in bizim için önemli olan pek çok şeyi daha da ileriye taşımasını bekliyorum,” dedi.

Hill’in Silikon Vadisi bağlantıları, Temsilciler Meclisi Cumhuriyetçilerinin en iyi bağış toplayıcılarından biri olmasına yardımcı oldu ve bu özelliği Finansal Hizmetler Komitesi liderliği için girdiği yarışı destekledi.

Geçtiğimiz yıl, aralarında girişim sermayesi devi Andreessen Horowitz’i kuran Trump destekçisi milyarder Marc Andreessen ve ABD’nin en büyük kripto borsası Coinbase’in CEO’su Brian Armstrong’un da bulunduğu kripto ve risk sermayesi şirketlerindeki birçok üst düzey yöneticiden bağış topladı.

Hill’in ekim ayında Silikon Vadisinin Woodside, Kaliforniya banliyösünde düzenlenen bağış toplama etkinliğine teknoloji ve risk sermayesi iş dünyasının önde gelen isimleri katılmıştı.

Etkinlik hakkında bilgi sahibi üç kişi, etkinliğe kripto yatırım firması Paradigm’ın kurucuları Fred Ehrsam ve Matt Huang’ın yanı sıra Sequoia Heritage’dan Kevin Kelly, Greenoaks Capital’den Neil Mehta, Haun Ventures’dan Katie Haun ve Stripe’tan Patrick Collison ile Robinhood’dan Vlad Tenev gibi diğer teknoloji CEO’larının ev sahipliği yaptığını söyledi.

FEC dosyalarına göre, Hill ve Temsilciler Meclisi Cumhuriyetçilerinin kampanya kolu için yaklaşık yarım milyon dolar toplanan etkinlik öncesinde Hill’e bağış yapan diğer kişiler arasında Multicoin Capital kurucu ortağı Kyle Samani ve Solana Labs kurucu ortakları Anatoly Yakovenko ve Raj Gokal da bulunuyor.

Franklin gibi risk sermayedarları, Hill’in kendilerini kazanmasına yardımcı olan şeyin sadece kripto politikası taslağı hazırlamak olmadığını söylüyor. Franklin, Hill’in kendi şirketini (bir kamu bankası) kurma deneyiminin yanı sıra “erken aşamadaki girişimler için sermayeye erişimi artıracak” DEAL Yasasına verdiği desteğe de işaret ediyor. Hill aynı zamanda Kongre Girişimcilik Grubu’nun da eş başkanlığını yürütüyor.

AMERİKA

Politico: Musk-Navarro kavgası Trump koalisyonundaki derin çatlağı ortaya çıkardı

Yayınlanma

Elon Musk ve ABD Ticaret Temsilcisi (USTR) Peter Navarro arasındaki beklenmedik tartışma, Donald Trump’ı iktidara taşıyan büyük koalisyon içindeki bölünmeleri açığa çıkarıyor.

Politico’daki analize göre bu kavga aylardır sessizce devam ediyordu. Gümrük tarifeleri ile başlayan ticaret savaşı şimdi bunu sadece kamuoyunun gözleri önüne sermekle kalmıyor, aynı zamanda alevlendiriyor.

Bu iki figür hafta sonu bir ağız dalaşına girişti ve gerilim salı günü sosyal medyada kaba bir tartışmaya dönüştü. Musk, X’te yaptığı bir dizi paylaşımda Navarro’ya “bir çuval tuğladan daha aptal” ve “Peter Retarrdo” (İngilizce retarded, yani “gerizekalı” sözcüğüne gönderme yapan bir kelime oyunu) diyerek, hafta sonu Navarro’nun Harvard doktorasına yönelik eleştirilerini tırmandırdı.

Politico’ya göre bu kavga, çocukça olsa da, birçok açıdan Donald Trump’ın koalisyonu içindeki daha önemli bölünmelerin bir göstergesi. Kasım ayında başkanı seçmek için bir araya gelen, fakat bunu yapmak için farklı ve bazen çelişkili nedenleri olan kişiler, gümrük tarifelerinin ortaya çıkması ile birlikte gerilmeye başladı.

Bu koalisyonda Trump’ın ilk başkanlığı döneminde de var olan ve aralarında Navarro gibi ideologların da bulunduğu eski MAGA (Amerika’yı Yeniden Büyük Yap) destekçileri; federal devlete, Wall Street’e ve kendi gündemlerine karşı çıktığını düşündükleri her kuruma şüpheyle yaklaşan muhafazakârlar ve Trump’ın sistemi yakıp yıkmaya çalıştığı kaostan zevk alan bir grup yer alıyor.

Bunların yanı sıra Musk ve Marc Andreessen gibi diğer teknoloji devlerinden Dave Portnoy ve Joe Rogan gibi muhafazakârlara kadar yeni MAGA tiplerini de içeriyor.

Bu kişiler Trump’ın ekonomiyi iyileştireceğini, kültürel konularda “sağduyulu” politikalar izleyeceğini ve bazı durumlarda kişisel profillerini ya da işlerini güçlendireceğini düşündükleri için harekete katıldılar.

Her iki tarafın da temel programları düzgünce ilan edilmiş değil fakat Trump’ın ticaret savaşının ortasında gruplar arasındaki boşluklar, özellikle de hisse senedi portföylerinin küçülmesini izleyenler için çatlaklara dönüşüyor.

Başkan Yardımcısı JD Vance ve Dışişleri Bakanı Marco Rubio ile bağlantıları olan bir düşünce kuruluşu olan American Compass’ın yönetici direktörü Abigail Ball, “Yeni Sağ-teknoloji koalisyonunda eninde sonunda öne çıkacak bazı gerilimler olduğu her zaman belliydi ve bence [Musk-Navarro tartışması] bunun ilk gerçek örneği,” dedi.

Beyaz Saray Basın Sekreteri Karoline Leavitt de salı günü iki adam arasındaki anlaşmazlığı kabul etti fakat geçiştirdi. “Bunlar açıkça ticaret ve gümrük tarifeleri konusunda çok farklı görüşlere sahip iki kişi. Oğlan çocukları oğlan çocuklarıdır ve kamuoyu önünde atışmalarının devam etmesine izin vereceğiz,” diyen Leavitt, bunun ‘Trump’ın tüm tarafları dinleme isteğini gösterdiğini de sözlerine ekledi.

Trump, Beyaz Saray’ın gümrük tarifeleri konusundaki “pazarlık yok” tutumunda kararlı görünürken, destekçilerinin önemli bir kısmı gerçek dünyadaki sonuçlarla boğuşuyor.

Uzun süredir Trump destekçisi olan hedge fon yöneticisi Bill Ackman pazar günü yaptığı açıklamada yeni gümrük vergilerinin “ekonomik bir nükleer savaş” başlattığını söylerken, Musk Avrupa ve ABD arasında “sıfır gümrük durumu” umudunu dile getirdi.

2024 seçimlerinde Trump’ın önde gelen destekçilerinden biri olan Dave Portnoy ise, dijital medya şirketi Barstool Sports’u örnek göstererek pazartesi sabahı canlı yayında gümrük vergilerini eleştirdi.

Dahası Politico’ya göre, Başkan’ın “daha adil” ticari ilişkiler kurmak için daha fazla engel koyma hedefini destekleyen Beyaz Saray’a yakın bazı kişiler bile gümrük vergilerinin çok sert ve çok hızlı gelmesinden endişe ediyor.

Bu kişilerden biri, “Peter Navarro’ya bakarsanız, her şeyi kendi bünyesinde geliştirmek istiyor. Hiçbir şey için Çin’e bel bağlamak istemiyor… Fakat ihtiyaçlarımızı karşılayabilecek bir çip endüstrisine sahip olmaktan 15 yıl uzaktayız,” dedi.

Etkili MAGA podcastçisi Jack Posobiec ise pazartesi günü X’te, “Trump şimdi küresel ekonomiyi altüst ediyor ve Amerikan İşçisi adına küreselcilere savaş açıyor. Altın Çağ diğer tarafta – yeni Amerikan Rüyası. Büyük Anlaşma’ya hoş geldiniz,” diye yazdı.

Trump’ın Pazartesi günü müzakerelere gerçekten de açık olduğunu açıklaması, yabancı liderlerle anlaşma yapacağını uman ama bundan emin olamayan MAGA dünyasındaki pek çok kişiyi rahatlattı.

Leavitt salı günü yaptığı açıklamada, Başkan ve danışmanlarının Vietnam, Japonya ve Güney Kore ile görüşme ya da müzakere halinde olduklarını duyurduklarını, yaklaşık 70 ülkenin de görüşmek için kendilerine ulaştığını söyledi.

Adının açıklanmasını istemeyen bir Trump müttefiki, Hazine Bakanı Scott Bessent’in gümrük vergileri konusunda “Trump için en iyi elçi” olduğunu, çünkü hem gümrük vergileri lehinde konuşabildiğini hem de bu vergileri sona erdirecek müzakere fırsatlarını vurgulayabildiğini söyledi.

Bu kişi, “[Bessent] ‘S*ktirin gidin, ödeyin’ gibi bir mesaj vermiyor. Yaptığı şey, mesajı daha olumlu bir yöne çevirmek, yani burada Amerika’ya yardımcı olacak bir anlaşma yapabiliriz, müttefiklerimizle bir anlaşma yapabiliriz ve bundan sonra devam edebiliriz,” diye konuştu.

Okumaya Devam Et

AMERİKA

Çin hisselerini Amerikan borsalarından çıkarmak masada

Yayınlanma

ABD Hazine Bakanı Scott Bessent bugün yaptığı açıklamada, Çin’in ABD’ye karşı %84 oranında misilleme gümrük vergisi uygulama hamlesinin “talihsiz” ve Pekin için “kaybettirici bir teklif” olduğunu söyledi.

Fox Business’a verdiği mülakatta Bessent, “Çinlilerin gerçekten gelip müzakere etmek istememelerinin talihsiz olduğunu düşünüyorum, çünkü uluslararası ticaret sistemindeki en kötü suçlular onlar,” dedi.

Bessent, müttefiklerin ABD’li yetkililerle görüşmelerde Çin’in ticaret politikalarının nasıl yeniden dengeleneceğini tartışmak istediklerini de ileri sürdü.

Bakan, “Buradaki büyük kazanç bu. ABD daha fazla üretime doğru yeniden dengelenmeye çalışıyor. Çin’in ise daha fazla tüketim yönünde yeniden dengelenmesi gerekiyor,” dedi.

Bessent ayrıca Pekin’i yeni gümrük vergilerine yanıt olarak para birimini devalüe etmeye çalışmaması konusunda uyardı.

Bessent, “Çin devalüasyon yapmaya başlarsa, bu dünyanın geri kalanı için bir vergi olur ve herkes devalüasyonu dengelemek için tarifelerini yükseltmeye devam etmek zorunda kalır. Bu yüzden onları bunu yapmamaya ve masaya oturmaya çağırıyorum,” ifadelerini kullandı.

Çin hisse senetlerinin ABD borsalarından çıkarılmasını da göz ardı etmeyen Bessent, “tüm seçeneklerin masada” olduğunu söyledi.

Dün de CNBC’ye verdiği bir mülakatta Bessent, “Çin’in bu tırmanışının büyük bir hata olduğunu düşünüyorum. Biz cari açık veren bir ülkeyiz. Çin’in bize karşı gümrük vergilerini artırması ile ne kaybediyoruz? Onların bize ihraç ettiğinin beşte birini biz onlara ihraç ediyoruz. Yani bu onlar için kaybeden bir el,” diye konuşmuştu.

ABD Başkanı Donald Trump’ın ticaret müzakerelerine bizzat dahil olacağını söyleyen Bessent, Avrupa Birliği’nin katma değer vergileri de dâhil olmak üzere tarife dışı engelleri azaltması gerekip gerekmediği sorusuna ise, “Her şey masada” yanıtını verdi.

Okumaya Devam Et

AMERİKA

Gümrük vergileri Amerikalıların panikle iPhone almasına neden oldu

Yayınlanma

Bloomberg’e göre Apple müşterileri, şirketin ABD Başkanı Donald Trump’ın gümrük vergilerini dengelemek için fiyatları yükseltebileceği korkusuyla yeni iPhone’lar almak için sıraya girdi.

ABD genelindeki mağazalarda çalışanlar, olası fiyat artışlarıyla ilgili soru bombardımanına tutulduklarını ve müşterilerin panikle telefon satın aldıklarına tanık olduklarını söyledi.

Apple Bloomberg’e yorum yapmaktan kaçınsa da, perakende mağazalarının geçtiğimiz hafta sonu önceki yıllara göre daha yüksek satışlar yaptığı bildirildi.

TechInsights tarafından yayınlanan bir rapora göre, Trump’ın Çin mallarına getirdiği yeni gümrük vergileri Apple için bir iPhone üretim maliyetinin 580 dolardan 850 dolara çıkabileceği anlamına geliyor.

Apple muhtemelen amiral gemisi ürününün (2017’den bu yana 999 dolarda tuttuğu) fiyatını hemen yükseltmekten kaçınacaktır, fakat iPhone toplam gelirinin %50’sini oluşturuyor. 

Apple’ın bu durumda atabileceği adımlar arasında gümrük vergilerinden muaf tutulmak için lobi faaliyeti yürütmek sayılıyor.

Öte yandan Beyaz Saray’ın Çin’e uyguladığı gümrük vergisini %104’e çıkardığı düşünüldüğünde, Çin üzerinden bir muafiyet tanınması pek mümkün görünmüyor.

Bir yandan da Apple, Çin’in yaklaşık dörtte biri büyüklüğünde bir gümrük vergisiyle karşı karşıya olan Hindistan’dan geçici olarak daha fazla iPhone tedarik edeceğini duyurdu.

Teknoloji devi muhtemelen tedarik zincirlerini tamamen yenilemeyecek olsa da, Çin’e olan bağımlılığını azaltmak için son birkaç yıldır bazı ürünlerini Vietnam, İrlanda, Tayland ve Malezya’da üretiyor.

Trump’ın üretimi ABD’ye getirme hedefine rağmen, Apple fabrikalarının ABD’de peş peşe açılmasını beklemek de kısa vadede gerçekçi değil. Wedbush analisti Dan Ives’e göre iPhone üretimini ABD’ye taşımak imkansız olmakla kalmıyor, aynı zamanda akıllı telefonun fiyatını da 3.500 dolara çıkarabilir.

Okumaya Devam Et

Çok Okunanlar

English