Bizi Takip Edin

DİPLOMASİ

ABD ve Birleşik Krallık, HTŞ ile temasta

Yayınlanma

ABD Dışişleri Bakanı Antony Blinken, ABD’nin “terör örgütleri” listesinde yer alan ve Suriye’deki yönetimi ele geçiren gruplara liderlik yapan Heyet Tahrir eş-Şam (HTŞ) örgütü ile direkt temas kurduklarını söyledi.

Suriye’deki gelişmeleri görüşmek üzere gerçekleştirilen dışişleri bakanları toplantısı için gittiği Ürdün’ün Akabe kentinde basın toplantısı düzenleyen Blinken, ABD’nin ve diğer bölgesel güçlerin, Suriye’nin geçici liderlerinin gelecekteki bir Suriye hükümetine “destek ve tanınma” karşılığında uymasını umdukları bir dizi ilke üzerinde anlaştıklarını duyurdu.

Blinken, “Suriye’deki kapsayıcı ve temsili geçiş hükümetine, azınlıkların ve kadınların haklarına saygı gösterilmesi, terörist gruplara karşı hiçbir tolerans tanınmaması, kimyasal silah stoklarının imha edilmesi ve Suriye’nin komşuları ile iyi geçinmesi” çağrısında bulundu.

ABD’li bakan, “HTŞ ve diğer taraflarla temas halinde olduklarını” vurguladı ve temas halinde olan herkese, Beşar Esad iktidarı döneminde, 2012’de gözaltına alınan ABD’li gazeteci Austin Tice’ı bulmanın ve onu eve getirmenin önemini vurguladıklarını belirtti.

Telegraph: Türk hükümeti, Biden ile HTŞ arasında mesaj taşıyor

Geçen hafta İngiliz muhafazakâr gazetesi The Telegraph’ta yayınlanan bir haberde, HTŞ’nin ABD Başkanı Joe Biden’a Türk hükümetini aracı olarak kullanarak, IŞİD’in kendi hareketine katılmasına izin verme niyetinde olmadığı güvencesini verdiği ileri sürülmüştü.

New York Times’ın (NYT) haberine göre Biden, IŞİD ile işbirliği yapabilecekleri endişesiyle HTŞ önderliğindeki ne ölçüde doğrudan ilişki kurmaları gerektiğini tartışıyor.

Pazar günü televizyonda yaptığı konuşmada görevden ayrılacak başkan, bazı grupların “terörizm ve insan hakları ihlalleri konusunda kendi korkunç sicillerine” sahip olduğunu belirtti.

Middle East Eye’a konuşan üst düzey bir Arap yetkili ise, ABD’nin HTŞ lideri Ebu Muhammed el-Colani’nin başına konan 10 milyon dolarlık ödülün kaldırılmasını da görüştüklerini söyledi.

Londra da HTŞ ile temas kurdu: 50 milyon sterlin gönderecek

Öte yandan Birleşik Krallık hükümeti de HTŞ ile “diplomatik temas” kurduğunu açıkladı.

Dışişleri Bakanı David Lammy, Suriye’ye 50 milyon sterlinlik insani yardım yapılacağını açıklarken Londra’nın HTŞ ile temas kurduğunu söyledi.

Lammy, Suriye’nin büyük bir bölümünü yöneten HTŞ’nin “yasaklı bir terör örgütü” olmaya devam ettiğini fakat Birleşik Krallık’ın “diplomatik temas kurabileceğini ve beklediğiniz gibi diplomatik temas kurduklarını” söyledi.

Lammy, Britanya’nın yeni yardımının bir kısmının Suriye’de görev yapan kimyasal silah denetçilerine gideceğini söyledi.

Lammy, “Temsili bir hükümet, kapsayıcı bir hükümet görmek istiyoruz. Kimyasal silah stoklarının güvence altına alındığını ve kullanılmadığını görmek ve şiddetin devam etmemesini sağlamak istiyoruz. Tüm bu nedenlerle, elimizdeki tüm kanalları kullanarak, ki bunlar diplomatik ve elbette istihbarata dayalı kanallardır, HTŞ ile gerektiği yerde temas etmeye çalışıyoruz,” dedi.

HTŞ lideri el-Colani de Suriye TV’ye verdiği mülakatta, Batılı elçiliklerle temas halinde olduğunu ve “Şam’daki temsilciliklerini yeniden kurmak için Britanya ile görüşmeler yürüttüklerini” açıklamıştı.

Berlin ve Paris geriden geliyor

Avrupa Birliği tarafından yayımlanan ortak açıklamada “Suriye’nin liderliğinde” barışçıl bir iktidar geçişi çağrısında bulunuldu.

Almanya, HTŞ’nin “Suriyeli azınlıklara” nasıl davrandığına bakılarak değerlendirileceğini söyledi.

Bir dışişleri bakanlığı sözcüsü, “Son aylarda ve yıllarda HTŞ cihatçı kökenlerinden uzaklaşmaya ve sivil yapılar inşa etmeye çalışmıştır,” diyerek “terör örgütü” listesindeki gruba yeşil ışık yaktı.

Ayrıc Berlin pazar günü yaptığı açıklamada, Esad yönetiminin “savaş suçlarına” ve “insan hakları ihlallerine” karışan herkesin Almanya’ya kaçmaya çalışması halinde tutuklanacağını ve yargılanacağını söyledi.

Dışişleri Bakanı Annalena Baerbock haftalık Bild am Sonntag gazetesine verdiği demeçte Alman makamlarının Esad yönetimi yetkililerinin Almanya’ya sığınmasına izin vermeyeceğini söyledi.

İçişleri Bakanı Nancy Faeser da Almanya’nın daha sıkı sınır kontrollerinin altını çizerek ve ülkenin Suriye’deki savaş suçlarını kovuşturma konusundaki sicilini vurgulayarak Baerbock’un pozisyonunun altını çizdi.

Bu arada Fransa da pazar günü HTŞ ile ilk teması kurmak üzere Suriye’ye diplomatik bir misyon göndereceğini açıkladı.

Fransız misyonu, müttefikler yaptırımları kaldırmayı ve devreye girmeyi düşünürken Batılı bir güçten gelen ilk misyon olacak.

DİPLOMASİ

Rusya Devlet Dumasından Taliban kararı

Yayınlanma

Rusya parlamentosunun alt kanadı Duma, Taliban’ın Rusya’da yasaklı terör örgütü listesinden çıkarılmasını mümkün kılacak yasa tasarısını kabul etti. Yeni düzenleme, örgütlerin faaliyetlerine yönelik yasağın mahkeme kararıyla geçici olarak askıya alınabilmesini öngörüyor.

Rusya parlamentosunun alt kanadı Duma, Afganistan’daki Taliban hareketinin Rusya’da yasaklı örgütler listesinden çıkarılmasını öngören yasayı ikinci ve üçüncü son okumalarda kabul etti.

Söz konusu tasarıda, federal terör örgütleri listesinde yer alan örgütlerin faaliyetlerine yönelik yasağın mahkeme kararıyla geçici olarak askıya alınabileceği belirtiliyor.

Halihazırda Rusya mevzuatı, terörist olarak kabul edilen örgütler için yasağın askıya alınması imkanını sağlamıyor. Fakat kabul deilen yasaya göre, ilgili mahkeme kararı yürürlüğe girer girmez federal terör örgütleri listesinde değişiklik yapılması mümkün olacak.

Tasarıda ayrıca Rusya Federasyonu İdari Yargılama Kanunu’nda değişiklik yapılarak, örgütlere yönelik yasağın geçici olarak askıya alınmasına ilişkin idari davaların değerlendirilme usulü düzenleniyor.

Aynı zamanda 7 Ağustos 2001 tarihli ve 115-FZ sayılı “Kara Para Aklama ve Terörün Finansmanı ile Mücadele” Kanununa da eklemeler yapıldı. Özellikle, bir örgütün veya bireyin aşırılıkçı ya da teröristler listesinden çıkarılma gerekçeleri açıklığa kavuşturuldu.

Tasarı, aralarında Andrey Klişas, Vasiliy Piskarev ve Andrey Lugovoy’un da bulunduğu beş milletvekili ve yedi senatör tarafından hazırlandı.

Duma Güvenlik Komisyonu Başkan Yardımcısı Ernest Valeyev, Taliban’ın terör listesinden çıkarılmasının ardından Rusların yasal sonuçlar olmaksızın Taliban’a katılabileceklerini bildirdi.

Taliban, 2003 yılından bu yana Rusya’da terör örgütü olarak kabul edilmesine rağmen, Moskova son birkaç yıldır Taliban ile temaslarını sürdürüyor. Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin, Taliban’dan “müttefik” olarak bahsederken, Dışişleri Bakanı Sergey Lavrov ise Taliban yetkililerini “aklı başında insanlar” olarak tanımlamıştı.

Bu yılın mayıs ayında Rusya’nın dışişleri ve adalet bakanlıkları, Putin’e Taliban’ın terör listesinden çıkarılması gerektiğini gerekçelendiren bir rapor sundu.

Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Mariya Zaharova, ilgili kararın pragmatizmle alındığını belirtti. Putin ise Rusya’nın Taliban’ı terör listesinden çıkarma yönünde ilerlediğini, ancak bu yönde ilk adımı BM’nin atmasını umduğunu ifade etmişti.

Taliban, Amerikan askerlerinin ülkeden çekilmesinin ardından 2021 yılında Afganistan’da iktidara gelerek kendi hükümetini kurdu. Fakat şu ana kadar Rusya da dahil olmak üzere hiçbir devlet Taliban’ı resmi olarak tanımış değil.

Rusya, Taliban’ı terör örgütleri listesinden çıkarma hazırlığında

Okumaya Devam Et

DİPLOMASİ

ABD’den Gazprom’un Sırbistan’daki en büyük şirketine yaptırım tehdidi

Yayınlanma

Sırbistan Cumhurbaşkanı Aleksandar Vucic, ABD’nin, Rusya’nın kontrolünde olduğu gerekçesiyle Sırbistan’ın en büyük enerji şirketi olan Naftna Industrija Srbije (NIS) üzerinde yaptırım hazırlığında olduğunu duyurdu.

Vucic, NIS’in yüzde 50’sinin Gazprom Neft’e, yüzde 6,15’inin Gazprom’a, yalnızca yüzde 29,87’sinin ise Sırp devletine ait olduğunu hatırlattı.

Cumhurbaşkanı, Rusya’nın hissedarlık oranını azaltarak şirket üzerindeki kontrolünü yüzde 50’nin altına düşürmenin yaptırımlardan kaçınmanın bir yolu olabileceğini, ancak bunun Moskova ile ilişkilerde siyasi ve diğer zorluklara yol açabileceğini belirtti.

Konuya ilişkin bir çözüm bulmak amacıyla ABD ve diğer ilgili taraflarla müzakereler yapılacağını duyurdu.

Sırbistan devlet televizyonu RTS‘nin aktardığına göre Vucic, pazar günü yaptığı video açıklamasında, “Yarın Amerikalılarla, Ruslarla ve diğer tüm taraflarla müzakerelere başlayacağız,” ifadelerini kullandı.

Sırbistan’ın en büyük enerji şirketi olan NIS, petrol ve doğalgaz arama, üretim ve rafinaj faaliyetlerini yürütüyor.

Ülkenin yakıt tedarikinin büyük bölümü bu şirket tarafından karşılanıyor. Şirketin işlettiği altyapı arasında Belgrad yakınlarındaki Pančevo rafinerisi ve 400’den fazla benzin istasyonunu kapsayan geniş bir ağ bulunuyor.

Bu yılın ilk dokuz ayında NIS, toplam 2,5 milyon ton petrol rafine etti ve net kârı 74 milyon dolar olarak kaydedildi.

Sırbistan Enerji Bakanı Dubravka Djedovic, NIS’e yönelik yaptırımların ülkede ciddi ekonomik zorluklara neden olabileceği uyarısında bulundu.

Bakan, yaptırımların Bulgaristan’ın Rus gazının Sırbistan’a geçişini durdurmasına yol açabileceğini belirtti.

Ayrıca, Hırvatistan’ın Adriyatik Petrol Boru Hattı Operatörü JANAF, Rus petrolüne uygulanan kısıtlamaların ardından Pančevo rafinerisini besleyen Krk Adası Terminali’nden ham petrol tedarikini durdurabilir.

Vucic, ABD’nin yaptırım planlarının İngiltere tarafından da desteklenmekte olduğunu belirterek, “Bu, son yılların en zor haberlerinden biri,” dedi.

Öte yandan, ABD’nin Belgrad Büyükelçiliği, NIS’in Sırbistan için kritik öneme sahip olduğunu kabul etmekle birlikte, şirketin Rus sahipleri tarafından Ukrayna’daki savaşı finanse etmek amacıyla kullanıldığını öne sürdü.

Büyükelçilik, şirketteki Rus sermayesinin azaltılmasına yönelik çabaları desteklediklerini bildirdi.

Ukrayna’daki savaşın başlamasının ardından Gazprom Neft, riskleri azaltmak amacıyla NIS’teki hisselerinin bir kısmını Gazprom’a devretmişti.

Kommersant gazetesinin kaynaklarına göre, Belgrad yönetimi, 2022’den itibaren Rus hissedarların NIS’teki payını daha da azaltma olasılığını tartışıyor.

Sırp yetkililer ve Macar enerji şirketi MOL, NIS hisselerini satın almak için yarışanlar arasında bulunuyor. Habere göre, bu anlaşma, geçici bir hisse devri olarak planlanabilir.

Okumaya Devam Et

DİPLOMASİ

Trump, Biden’ın ATACMS kararını gözden geçirebilir

Yayınlanma

Donald Trump, Ukrayna’nın ATACMS füzelerini Rusya topraklarına karşı kullanmasına izin veren Biden yönetimi kararını yeniden değerlendirebileceğini açıkladı. Barış görüşmelerine vurgu yapan Trump hem Kiev hem de Moskova ile müzakereler planladığını belirtti.

ABD Başkanı seçilen Donald Trump, görevdeki Başkan Joe Biden’ın Ukrayna’nın Rusya topraklarını vurmak için ATACMS füzelerini kullanmasına izin veren kararını gözden geçirmeyi düşündüğünü söyledi.

Trump, Mar-a-Lago’daki konutunda basın mensuplarına yaptığı açıklamada, konuyla ilgili bir soruya yanıt verirken, “Evet, bu kararı yeniden gözden geçirebilirim” dedi.

Fox News kanalının aktardığına göre Trump, ekibinin Ukrayna’daki savaşı sona erdirmenin yollarını bulmak için çalıştığını da belirtti. Bu yönde bazı başarıların elde edilmiş durumda olduğu kaydeden Cumhuriyetçi lider, yönetiminin hem Kiev hem de Moskova ile müzakere edeceğini vurguladı.

“Bunu durdurmak zorundayız,” diyen Trump, Ukrayna Devlet Başkanı Vladimir Zelenskiy’in barışa olan bağlılığından emin olduğunu ifade etti.

Geçen hafta Trump, Ukrayna’nın Rusya topraklarına saldırmak için Batı menşeli füzeleri kullanmasına şiddetle karşı çıktı. Time dergisine verdiği mülakatta, bu tür saldırıların çatışmayı daha da şiddetlendirdiğini ve yıkıcı hale getirdiğini söylemişti. Ayrıca, Ukrayna’ya yapılan askeri yardımı barış görüşmeleri sırasında Rusya’ya baskı yapmak için bir araç olarak kullanmayı planladığını belirtmişti. 7 Aralık’ta ise Trump, Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin’i savaşın sonuna hazırlanmaya çağırmış ve Rusya’nın ciddi kayıplar verdiğini, dolayısıyla zaten savaşı kaybettiğini öne sürmüştü.

Daha önce, Rus haber ajansı TASS, Trump ekibinden ismi açıklanmayan bir yetkiliye dayandırdığı haberinde, seçilmiş başkanın, Biden yönetiminin Ukrayna’nın ABD yapımı ATACMS füzelerini kullanarak Rus topraklarını vurmasına izin verme kararını yeniden gözden geçirebileceğini bildirmişti.

Kasım ayında, Biden yönetimi, Ukrayna’nın ATACMS ve İngiliz yapımı Storm Shadow füzeleri de dahil olmak üzere uzun menzilli Batı silahlarını kullanarak Rusya’nın derinliklerine saldırması için resmi izin verdi.

Ukrayna Silahlı Kuvvetleri, bu füzeleri kullanarak Rusya topraklarına birkaç kez saldırı düzenledi. Buna karşılık, Rusya Federasyonu, yeni hipersonik balistik füzesi Oreşnik’i nükleer olmayan bir modifikasyonla kullanarak Dinyeper Nehri’ni vurdu.

Ukrayna, Rusya’yı ATACMS füzeleriyle hedef aldı

Okumaya Devam Et

Çok Okunanlar

English