Bizi Takip Edin

AMERİKA

ABD’li senatörlerden Rusya’nın 300 milyar dolarlık varlıklarına el konulması çağrısı

Yayınlanma

ABD’li senatörlerden oluşan bir grup, Rusya’nın dondurulmuş 300 milyar dolarlık varlıklarının tamamının Ukrayna’ya devredilmesi için çağrıda bulundu. Senatörler, Trump yönetiminden bu konuda daha kararlı adımlar atmasını ve müttefikleri ikna etmesini talep etti. Bu adımın, Ukrayna’ya destek sağlamanın yanı sıra Rusya’ya müzakereler için baskı yapmanın bir yolu olduğu iddia edildi.

ABD’de Cumhuriyetçi ve Demokrat partilerden bir grup senatör, Rusya’nın dondurulan varlıklarının Ukrayna’ya destek amacıyla kullanılması için “daha kararlı adımlar” atılması çağrısında bulundu.

Senatörler, Başkan Donald Trump yönetiminden, 300 milyar doların üzerindeki varlıkların tamamının Kiev’e yardım olarak gönderilmesini ve müttefiklerin de bu yönde ikna edilmesini talep ediyor.

Reuters‘ın ulaştığı, Dışişleri Bakanı Marco Rubio’ya hitaben yazılan dilekçede senatörler, yönetimin Moskova üzerindeki baskıyı artırmak için hangi finansal araçları kullanmaya ne kadar hazır olduğunu soruyor.

Özellikle Beyaz Saray’ın, ABD ve Avrupa Birliği’nin (AB) elindeki Rus varlıklarını, Moskova’nın barış görüşmelerinde etkilemenin bir yolu olarak kullanma şansını değerlendirip değerlendirmediği merak ediliyor.

Senatörler ayrıca, Washington’ın AB, G7 ve diğer müttefikleri Rus varlıklarını Kiev’e devretmeye ikna edebileceği bir planın hazırlanıp hazırlanmayacağını da soruyor.

Ek olarak, Trump yönetiminin bu varlıkların Ukrayna tarafından askeri teçhizat alımı için kullanılmasına onay verip vermeyeceği de merak konusu.

Dilekçeye Cumhuriyetçiler Todd Young ve Lindsey Graham ile Demokratlar Richard Blumenthal ve Tim Kaine imza attı.

Rusya’nın varlıklarına el konulması ve Ukrayna’nın yeniden inşası için kullanılması fikri, ABD Kongresi’nde birkaç yıldır tartışılıyor.

Kongre üyeleri, bu adımın Amerikan vergi mükellefleri için ek maliyetlerden kaçınmaya yardımcı olacağını ve aynı zamanda Moskova’yı barış anlaşmasına zorlamak için baskıyı artıracağını öne sürüyor.

Geçen yılın aralık ayındaki AB zirvesinde, Rusya’nın dondurulan varlıklarının, Moskova’nın Ukrayna’ya savaş tazminatı ödemeyi kabul etmesine kadar erişilemez hâlde kalmasına karar verildi.

Reuters‘ın aktardığına göre Moskova, bu varlıkların yıkılan altyapının yeniden inşası için kullanılması ihtimalini, bu tutarın 200 milyar dolarlık kısmının Rusya Federasyonu’na bağlanan bölgelere gönderilmesi şartıyla kabul ediyor.

Moskova’nın Ukrayna’ya askeri müdahalesinin ilk günlerinde Batılı ülkeler, Rusya Merkez Bankası ve Varlık Fonu’na yaptırımlar uygulayarak, G7 ülkelerinde bulunan fonları bloke etti.

Rusya Merkez Bankası’nın resmi verilerine göre, 2022’nin başında uluslararası rezervleri 207 milyar avro, 67 milyar Amerikan doları, 37 milyar İngiliz sterlini ve Japon yeni, Kanada ve Avustralya dolarları dâhil 64 milyar dolar değerinde diğer para birimlerini içeriyordu.

Uzun süren tartışmalara rağmen, Rusya’nın varlıklarına el konulması fikri henüz oybirliğiyle desteklenmedi.

Almanya, Fransa ve Avrupa Merkez Bankası daha önce buna karşı çıkarak, avronun küresel bir para birimi olarak istikrarı için olası risklere işaret etmişti.

Geçen yılın sonbaharında Washington ve Brüksel alternatif bir mekanizma üzerinde anlaştı: Ukrayna’ya 50 milyar dolarlık bir kredi verilecek ve bu kredinin geri ödeme kaynağı Rusya’nın varlıklarından elde edilen faiz gelirleri olacaktı.

Dondurulan varlıklardan elde edilen yıllık kârın 3 ila 5 milyar avro olduğu tahmin ediliyor.

Fransa parlamentosu, Rusya’nın dondurulan varlıklarının el konulması yönünde karar aldı

AMERİKA

ABD gümrük vergilerini neye göre hesaplıyor? Çin’in misillemesi nasıl etkileyecek?

Yayınlanma

ABD Başkanı Donald Trump’ın, Amerika’nın müttefikleri de dahil olmak üzere onlarca ülkeye gümrük vergisi getirmesinin ardından başlayan çalkantı sürüyor.

Trump’ın gümrük vergisi artışlarının genel etkisi, ABD malları ithalatındaki ortalama gümrük vergisi oranını 130 yılın en yüksek seviyesi olan %26’ya yükseltti.

Peki Amerikan yönetimi bu tarifeleri neye göre hesapladı?

İngiliz iktisatçı Michael Roberts, Trump’ın hamlesini belirleyen formülün, ülkelerin ABD ihracatına uyguladığı haksız vergiler, sübvansiyonlar veya tarife dışı engellerle ilgili olmadığına işaret ediyor.

Trump ve ‘Kurtuluş Günü’: Gümrük vergilerinden ötesi

Roberts, ABD’nin bunun yerine basit bir formül izlediğini vurguluyor: ABD’nin her bir ülkeyle olan ticaret açığının büyüklüğü, ABD’nin o ülkeden yaptığı ithalatın büyüklüğüne bölünür ve bu çıkan sonuç da ikiye bölünür.

Roberts Vietnam örneğini veriyor:

“Amerika 137 milyar dolar ithalat yaptığı Vietnam ile 123 milyar dolar açık veriyor. Dolayısıyla %90’lık bir ithalat tarifesine denk gelen ticaret engellerine sahip olduğu kabul edilir. ABD’nin formülü, ikili açığı yarı yarıya azaltmak için bunun yarısı kadar (%45) karşılıklı bir tarife uyguluyor. Sorun şu: Vietnam’ın ABD ihracatına uyguladığı %90’lık bir gümrük vergisi yok, dolayısıyla ABD ihracatına uyguladığı ‘gümrük vergilerini’ azaltmayı kabul ederek ABD’ye yaptığı satışları azaltmaktan kaçınamaz.”

Dolayısıyla Roberts, bu hamlelerin “Küresel Güney” ülkeleri genelinde önemli bir etkisi olacağının altını çiziyor ve en yüksek tarife oranlarından bazılarının Kamboçya ve Sri Lanka gibi Güney ve Güneydoğu Asya’daki düşük gelirli gelişmekte olan ülkelere getirildiğini hatırlatıyor.

İngiliz iktisatçı, Trump’ın gümrük vergilerinin sadece mal ithalatına yönelik olduğunu, fakat hizmetler sektöründe benzer bir hamle yapılmadığının altını çiziyor.

Wolfgang Münchau: Trump’ın tarifeleri küreselleşmenin sonudur

Örneğin ABD, Avrupa Birliği ülkeleriyle mal ticaretinde açık veriyor ve bu nedenle Trump bu ithalatlara %20 gümrük vergisi getirdi. Fakat hizmetlere (tüm dünya ticaretinin yaklaşık %20’si) karşı herhangi bir tedbiryok; zira AB, ABD ile mal ticaretinde fazla verirken, hizmet ticaretinde (bankacılık, sigorta, profesyonel hizmetler, yazılım, dijital iletişim vs) önemli bir açık veriyor.

Roberts, “Eğer hizmetler de dahil edilmiş olsaydı, ABD’nin AB ile arasındaki açık neredeyse ortadan kalkardı,” diye yazıyor.

Öte yandan iktisatçı, ABD ile ticarette açık veren ülkeler de dahil olmak üzere tüm ülkelerin %10 gümrük vergisine tabi olduğunu hatırlatıyor. Bu, ABD ile ticareti olmayan ülkeler ya da herhangi bir halk için de geçerli.

Örneğin Birleşik Krallık’a uygulanan tarife %10’dur. Dolayısıyla, Birleşik Krallık’ın mal ticareti ABD ile neredeyse dengede olsa da (58 milyar dolara 56 milyar dolar), en büyük ticaret ortağı olan ABD’ye mal ihracatı kaybı nedeniyle yine de bir darbe alacak.

Trump’ın mallara yönelik tarife formülü İngiltere’ye uygulandığında, İngiltere’den yapılan ithalatta herhangi bir tarife olmaması gerekir. Buna karşılık, hizmet ticareti de dahil edilirse, Birleşik Krallık’tan yapılan ithalata uygulanacak gümrük vergisi %20 olurdu.

Morgan Stanley, yeni tarife rejiminin Birleşik Krallık’ın büyümesini 0,6 puana kadar düşürebileceğini hesaplıyor.

Roberts’a göre tarifeler fiyatları önemli ölçüde artıracaktır. ABD’li tüketiciler, fiziksel olarak yurt içinde üretilemeyen çok çeşitli temel gıda ve temel malların yükünü taşıyacak ve en yoksul haneler bundan en ağır şekilde etkilenecek.

Çin’den ABD ithalatına %34 oranında misilleme gümrük vergisi

Roberts, “Amerikan sanayisi temel ara mallar, makine ve teçhizat için daha yüksek maliyetlerle mücadele edecek ve yabancı rekabetin azalmasından kaynaklanan marjinal faydaları gölgede bırakacaktır,” diyor.

Roberts, Çin’e uygulanacak %54’lük gümrük vergisinin, ithalatta 507 milyar dolarlık bir düşüşe yol açabileceğinin hesaplandığını hatırlatıyor. Trump’ın Çin gümrük vergileri, bu hesaba göre Amerikan ithalatını kabaca %20 azaltacak. Roberts’a göre bu da pandemi dönemine benzer bir ‘arz şokuna’ neden olarak ‘ABD’de resesyona ve/veya enflasyona’ yol açacak.

Roberts, diğer ülkelerin yapacağı misillemelerin de Amerikan ihracatında düşüşe neden olacağının altını çiziyor. 1930’larda yine ABD’nin uyguladığı Smoot-Hawley tarifelerini hatırlatan Roberts, diğer ülkelerin misillemelerinin, ABD ihracatında %33’lük bir düşüşe ve “Kindleberger Sarmalı” olarak adlandırılan uluslararası ticarette sarmal bir düşüşe yol açtığını vurguluyor.

Karşılıklı misillemeler sonucunda, küresel ticaret Ocak 1929’da 3 milyar dolardan Mart 1933’te 1 milyar dolara düşmüştü.

Üstelik gümrük vergisi kaynaklı ticaret savaşı ABD ekonomisini Smoot-Hawley döneminden daha fazla vuracak, zira ticaretin GSYİH içindeki payı 1929’a kıyasla üç kat daha fazladır ve 1929’da GSYİH’nin yaklaşık %6’sına karşılık 2024’te %15’i.

Roberts ayrıca UBS tahminini aktararak, ABD’nin reel GSYİH’sinin bu yıl 1,5-2 puan düşebileceğini ve bu tarifeler yakında geri alınmazsa enflasyonun %5’e yaklaşabileceğini söylüyor.

Roberts, “Gümrük tarifeleri nedeniyle düşen ticaret büyümesi, uluslararası sermaye akışının azalmasına, yatırımların ve iktisadi büyümenin küresel olarak zayıflamasına yol açacaktır,”  diyerek analizini bitiriyor.

Okumaya Devam Et

AMERİKA

Politico: Trump’ın gümrük vergileri Amerikan silah üretimini tehdit ediyor

Yayınlanma

Donald Trump’ın gümrük tarifeleri ve iktisadi programının planlandığı gibi uygulanması halinde Pentagon’un onlarca yıldır oluşturduğu küresel tedarik zincirleri karışabilir, Amerikan silahları daha pahalı hale gelebilir ve Birleşik Krallık ve Avustralya ile denizaltı inşa etmek için ortak girişimler gibi Çin’e karşı uluslararası çabaları zorlaştırabilir.

Politico’ya konuşan çok sayıda diplomat, Kongre üyesi, yetkili ve savunma sanayii analistine göre, ABD’nin tek başına hareket etme yaklaşımı, bu daha geniş tehditlerle birleştiğinde, şüpheci ortakların işbirliği için başka yerlere bakmasına neden olabilir.

Bu da dünyanın büyük bir bölümünü donatan bir endüstriyi parçalayacak ve Washington ile müttefiklerine uzun zamandır fayda sağlayan küresel savunma ilişkisindeki güven ve öngörülebilirliği yok edecektir.

“İhtiyaçlarımız var ve bizim için mantıklı olanı yapacağız,” diyen bir NATO ülkesi diplomatı, kendi ülkelerinde neyi geliştirmeleri gerektiğini incelediklerini vurguladı.

Beyaz Saray, gümrük vergilerini açıklayan kararnamesinde, ABD’nin “temel girdiler için ithalata aşırı bağımlılık olmadan” parça üretmesi gerektiğini söyledi.

Fakat Pentagon onlarca yılını şimdi gümrük vergileriyle karşı karşıya olan küresel bir tedarikçi ve şirket ağı kurmak, finanse etmek ve beslemek için harcadı.

Savunma için herhangi bir ayrıcalık tanınmaması halinde, yönetim bu çalışmaların çoğunu geri alabilir ve ülke ve diğer alıcılar için Amerikan yapımı silah üretimini geciktirebilir.

Eski bir Pentagon satın alma yetkilisi olan Bill Greenwalt, “Malzeme sıkıntısı yaşanacak, kısasa kısas olacak ve müttefiklerimiz ve diğer ortaklarımız misilleme yapacaklar. Potansiyel olarak hayati önem taşıyan bazı malzemeler ya eskisinden çok daha pahalıya mal olacak ya da bulunamayacak,” iddiasında bulunuyor.

AB’den yapılan ithalatta yüzde 20’den İngiltere ve Avustralya mallarında yüzde 10’a kadar değişen küresel tarifeler, uzun süredir başarılı ortak girişimler olarak görülen savunma işbirliklerini de altüst edebilir.

Bu tür programlar arasında, F-35 savaş uçağının yanı sıra Norveç ve İsrail ile önemli roket ve hava savunma projeleri de yer alıyor. Bu ve diğer projeler, Rusya ve Hint-Pasifik’te Çin’e karşı savunma için kilit öneme sahip.

Avrupalı bir yetkili, “En iyi ekipman için ABD’ye güveniyoruz. Avrupa’nın endüstriyel kapasitesi büyük ölçüde gelişti ve biz sadece tüketici değil, güvenlik sağlayıcı olmak istiyoruz,” dedi.

Bu da silahlar için Amerikan parça ve malzemelerine bağımlılığı azaltmak üzere Avrupa’da üretime daha fazla yatırım yapmak anlamına geliyor.

Dahası, Avustralya, İngiltere ve ABD’yi nükleer güçle çalışan denizaltılar inşa etmek ve teknolojileri paylaşmak üzere bir araya getiren, özellikle Biden dönemine ait bir girişim, parça fiyatlarının çok yükselmesi halinde sona erebilir.

Greenwalt, “Parmağınızı şıklattığınızda tedarik ağı kendini yeniden ayarlayamaz. Bu çok zaman, çaba ve çok para gerektirir,” diye konuştu.

Yönetim, silahlar için yabancı parçaları ABD’de üreterek daha fazla yerli istihdam yaratmayı umuyor ama şirketler bu işi yapacak personele sahip olmayabilir.

Savunma sanayii, diğer imalatçıların rekabeti ve genellikle daha fazla ödeme yapan ve istikrarlı bir işe sahip olan gelişen hizmet sektörü nedeniyle çalışanları çekmek için yıllardır mücadele ediyor.

Havacılık ve Uzay Sanayii Derneği’nin uluslararası ilişkilerden sorumlu başkan yardımcısı Dak Hardwick perşembe günü Amerikalı ve Avrupalı savunma yöneticilerinin katıldığı bir toplantıda, “Havacılık ve savunma sektöründe mevcut ihtiyacı karşılayacak yeterli sayıda insan yok,” dedi.

Savunma üretiminin karmaşıklığı birden fazla gümrük vergisi anlamına da gelebilir. Geçen yıl Savunma Bakanlığı’ndan 14,5 milyar dolardan fazla sözleşme koparan Senato Silahlı Hizmetler Komitesi’nin üyesi Demokrat Senatör Mark Kelly, küresel tedarik zincirinin o kadar karmaşık olduğunu ve bazı savunma ürünlerinin bir araya getirilirken birden fazla kez sınırları geçtiğini ve her seferinde daha fazla gümrük vergisi biriktirdiğini belirtti.

Kelly, “Fiyatlar artacak ve Savunma Bakanlığı’nın ödemek zorunda olduğu fiyatlar da artacak. Savunma bütçemiz, eğer aynı türden bir gücü muhafaza etmek istiyorsak, daha da pahalılaşacak,” dedi.

İş dünyası grupları, Pentagon’un daha yüksek maliyetlere maruz kalmasını, tedarik zincirinde önemli aksaklıklar yaşanmasını ve ülkenin güvenlik taahhütlerinin yerine getirilememesini önlemek için savunma sanayine stratejik bir ayrıcalık tanınmasını talep ediyor.

Ticaret Odası Savunma ve Havacılık Konseyi Başkanı Keith Webster, “On yıllar boyunca savunma sanayi tabanımız küresel bir tedarik zinciri üzerine inşa edildi. Bu durumda federal hükümet tüketici konumunda, dolayısıyla fiyatlar artacak,” dedi.

Bazı Cumhuriyetçi milletvekilleri de muafiyet için bastırıyor. Savunma Modernizasyonu Grubu eşbaşkanlarından Senatör Kevin Cramer, “Nihai hedeflerinin her şeyi ülkeye taşımak olduğunu biliyorum. Fakat bu durumda bile, denizaşırı taşımacılık tarife dışı ithalattan daha pahalı olacaktır,” diye konuştu.

Okumaya Devam Et

AMERİKA

ABD, Hür Avrupa Radyosu’nun Rusya yayınını durdurdu

Yayınlanma

Hür Avrupa Radyosu (RFE/RL) Genel Müdürü Stephen Capus, ABD Küresel Medya Ajansı’nın (USAGM) talimatıyla kuruluşun Rusya’ya yönelik uydu yayınlarının durdurulduğunu açıkladı. Bu adım, Başkan Donald Trump’ın USAGM’yi kapatma kararıyla bağlantılıyken, Capus yayını kesenin Rusya değil ABD olduğunu bildirdi.

Medya şirketi Hür Avrupa Radyosu (RFE/RL) Genel Müdürü Stephen Capus, Washington makamlarının, Hür Avrupa Radyosu’nun Rusya’ya yayın yaptığı uydunun faaliyetlerini durdurma kararı aldığını bildirdi.

Yayının engellenmesi, Başkan Donald Trump’ın Hür Avrupa Radyosu’nu finanse eden ABD Küresel Medya Ajansı’nın (USAGM) kapatılması yönündeki talimatının ardından geldi.

Capus, AFP‘ye yaptığı açıklamada, “Bugün işe geldiğimizde USAGM’nin Rusya topraklarını kapsayan uydu hizmetlerini kapattığını gördük,” dedi.

Söz konusu yayının, Rusya, Ukrayna, Orta Asya, Doğu Avrupa ve diğer bölgelerde yayın yapan 24 saatlik Nastoyaşçeye Vremya televizyon kanalına ait olduğu belirtildi.

Hür Avrupa Radyosu Genel Müdürü, USAGM’nin, kanalın Avrupa yayınlarına ilişkin uydu sözleşmelerinin feshedildiğini kendisine bildirdiğini aktardı.

Capus, Hür Avrupa Radyosu’nun Rusya’daki dinleyici ve izleyici kitlesine ulaşmak için başka yöntemleri de bulunduğunu belirtti.

Yetkili, “Ancak bu adımı atan Rus hükümeti değil, USAGM’nin talimatıydı,” diye ekledi.

Genel Müdür, Trump yönetiminin “kapanmalarını istediğini” düşündüğünü ifade etti.

USAGM, 15 Mart’ta Hür Avrupa Radyosu’na, yayın organının faaliyetlerini sürdürmek için kullanılan federal hibe fonlarının askıya alındığını bildirmişti.

Bu karar, ABD Başkanı’nın (Amerika’nın Sesi‘ni de denetleyen) ajansın ve diğer altı federal kurumun tasfiyesine yönelik kararnamesinin ardından gelmişti.

Trump, bu kuruluşların “tüzük dışı bileşenlerinin ve işlevlerinin azami ölçüde tasfiye edilmesini” ve personel sayılarının önemli ölçüde azaltılmasını talep etmişti.

Birkaç gün sonra Hür Avrupa Radyosu, mahkeme aracılığıyla finansmanın kesilmesine karşı geçici bir ihtiyati tedbir kararı aldırmıştı.

Geçen hafta USAGM Direktör Danışmanı Keri Lake, Hür Avrupa Radyosu’nun finansmanını askıya alma kararının iptal edildiğini duyurdu.

Lake, medya şirketine gönderdiği dilekçede, “otoriter rejimlere sahip ülkelerde” yaklaşık 50 milyon kişiye ulaşan Hür Avrupa Radyosu ile yapılan hibe anlaşmasının yenilendiğini belirtti.

Fakat USAGM, Hür Avrupa Radyosu’nun ekim ayına kadar faaliyetlerini sürdürebilmesi için gereken 77 milyon dolarlık fonu henüz tahsis etmedi.

Bu durum nedeniyle şirketin pazartesi günü birçok çalışanını maaş kesintisi yaparak zorunlu izne çıkardığı öğrenildi.

Hür Avrupa Radyosu ve Amerika’nın Sesi’ne veda: Bir devrin sonu mu?

Okumaya Devam Et

Çok Okunanlar

English