Bizi Takip Edin

AVRUPA

Almanya Başbakanı, iki yıl sonra ilk kez Putin’i aramaya hazırlanıyor

Yayınlanma

Almanya Başbakanı Olaf Scholz, kasım ayında Brezilya’da düzenlenecek G20 zirvesi öncesinde Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin ile telefon görüşmesi yapmayı planlıyor.

Alman hükümet kaynaklarının Die Zeit gazetesine verdiği bilgilere göre Almanya Başbakanı Olaf Scholz, önümüzdeki haftalarda Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin ile telefon görüşmesi yapmayı planlıyor.

Kremlin’den henüz resmi bir talep gelmediğini belirten kaynaklar, Scholz’un ekibinin, kasım ayında Brezilya’da düzenlenecek G20 zirvesi öncesinde Putin ile telefon görüşmesi gerçekleştirmeyi umduğunu ifade etti.

Eğer bu görüşme gerçekleşirse Scholz, Macaristan Başbakanı Viktor Orbán dışında, son bir buçuk yıl içinde Putin ile doğrudan temas kuran ilk Avrupalı lider olacak.

Scholz ile Putin arasındaki son telefon görüşmesi Aralık 2022’de yapılmıştı. Haziran ayında Scholz, ARD televizyonuna yaptığı açıklamada, “Konuşulacak bir şey olursa, Putin’i ararım,” demişti.

Eylül ayı başında ise Alman Şansölyesi, Ukrayna’daki savaşın sona erdirilmesi ve Rusya ile barış görüşmelerine başlanması çağrısında bulundu. Scholz’a göre, yıl sonuna kadar yapılması planlanan ikinci Ukrayna barış konferansına Rusya’nın temsilcileri de davet edilmeli.

Bunun ardından La Repubblica gazetesine konuşan bir kaynak, Scholz’un Minsk Anlaşmaları’nı model alan bir barış planı üzerinde çalıştığını bildirdi. Aynı zamanda, bu girişimin ‘bazı Ukrayna topraklarının Rusya’ya devredilmesini”‘ göz ardı etmediği belirtildi.

Ukrayna Devlet Başkanı Vladimir Zelenskiy ise daha önce Batılı müttefiklerinden, kış gelmeden savaşı sona erdirme çabalarına destek vermelerini talep etmişti. Daha sonra bir ‘zafer planı’ geliştiren Zelenskiy, bu planı ABD Başkanı Joe Biden’a ve başkan adayları Kamala Harris ile Donald Trump’a sundu.

ABC News‘e göre, Ukrayna’nın ‘zafer planı’ beş maddeden oluşuyor ve Rusya’ya herhangi bir taviz içermiyor. The Times ise bu maddelerin, Ukrayna ordusunun Kursk oblastındaki saldırılarının devamını, Ukrayna için Batılı güvenlik garantilerini, modern Batı silahlarının tedarikini ve Ukrayna’nın harap olmuş ekonomisi için mali yardımları kapsadığını bildirdi. Bu maddelerin ekim-aralık ayları arasında uygulanması planlanıyor. Zelenskiy, planın beşinci maddesinin ise savaş sona erdikten sonra devreye gireceğini belirtti.

Almanya Rusya’yı ‘Avro-Atlantik barışına en büyük tehdit’ ilan etti

AVRUPA

AfD’de savaş kampı sesini yükseltiyor: Almanya’nın nükleer silahı olmalı

Yayınlanma

Almanya ve Avrupa, tarihte ender görülen bir silahlanma çılgınlığına girişirken, daha önce Ukrayna savaşına karşı politikalar öneren Almanya için Alternatif’te (AfD) de farklı sesler yükselmeye başladı.

CDU lideri Friedrich Merz ile SPD liderliğinin bu hafta ulusal savunmaya milyarlarca avroluk yatırım yapacaklarını açıklamasının ardından AfD eş başkanı Tino Chrupalla X’te yaptığı açıklamada, “Vatandaşlar bu israf ve savaş çığırtkanlığı politikasına oy vermedi. Gelecek için sadece AfD var!” demişti.

Ne var ki, partinin diğer lideri ve şansölye adayı Alice Weidel, seçim kampanyası sırasında Alman silahlı kuvvetlerine gayri safi yurtiçi hasılanın yüzde beşine kadar yatırım yapılması ve genç Almanlar için iki yıl zorunlu askerlik hizmeti çağrısında bulunmuştu.

AfD savunma sözcüsü Lucassen nükleer silah ve zorunlu askerlik istedi

Şimdi, AfD’den “savaş partisine” bir destek daha gelmiş görünüyor. AfD’nin Federal Meclis’teki savunma politikası sözcüsü ve parti içi savunma çalışma grubunun başkanı, eski asker Rüdiger Lucassen yeniden silahlanmaya destek ve nükleer silah çağrısında bulundu.

Lucassen t-online’a verdiği demeçte, “Almanya’nın kendi nükleer silahlarına ve kadınlar da dahil olmak üzere zorunlu askerlik hizmetine ihtiyacı var. Bunun için Anayasanın mümkün olan en kısa sürede değiştirilmesi gerekiyor,” dedi.

Artık hiçbir şey eskisi gibi olmadığını, buna dış politika ve savunma stratejisinin de dahil olduğunu savunan Lucassen, sorun olarak Donald Trump’ı değil, “bugüne kadar ABD’ye çok fazla bel bağlamış olan Avrupalıların ataletini” görüyor.

Bu durumun artık sona ermesi gerektiğini savunan AfD’li, “Yeni durumlar yeni kararlar ve bunları alma cesareti gerektirir,” diye konuşuyor.

2023’te AfD vekilleri bir Rus kanalına çıktığında, bunun “halka karşı ihanet gibi bir şey olduğu sonucuna varabileceklerini” savunan Lucassen, daha sonra partinin içinde gelen tepkiler sonucunda geri adım atmıştı.

Fakat Lucassen, Rusya’nın Almanya için yarattığı “tehlikeye” ilişkin analizinde hâlâ ısrar ediyor ve “Putin’in bize saldırmak istediğini söylemiyorum. Ama bu bir seçenek,” diyor.

“Rusya bizim ne dostumuz ne düşmanımız”

Nükleer silahlar söz konusu olduğunda, ABD’nin Avrupa’dan çekilmesi halinde Birleşik Krallık ve Fransa’nın nükleer şemsiyesinin yeterli olmayacağını savunan AfD’li siyasetçi, “Almanya, Avrupa’nın stratejik özerkliği ve kendi askeri ve komuta yapısına sahip bir kolektif güvenlik sistemi çerçevesinde kendi başına bir nükleer caydırıcı güç haline gelmeli,” ifadelerini kullanıyor.

AfD’li Hannes Gnauck da benzer bir görüşe sahip. Geleneksel olarak “Rusya odaklı” olarak görülen Brandenburg eyaletinden gelen Gnauck, Lucassen gibi AfD’nin savunma çalışma grubunun üyesi.

Gnauck da Putin söz konusu olduğunda temkinli davranıyor ama Lucassen ile aynı sonuçlara varıyor.

Gnauck, AfD’nin programı doğrultusunda Rusya ile ticaret ya da enerji tedariki gibi alanlarda stratejik bir ortaklığın gerekli olduğunu söylüyor, fakat “(…) şunu da unutmamalıyız: Bu Rusya bizim dostumuz değil ama düşmanımız da değil,” diye uyarıda bulunuyor.

AfD’li Gnauck’a göre NATO şu anda ‘ellerindeki en iyi şey’

Gnauck, propagandası yapılsa da ABD’nin NATO’dan ayrılmasını olası görmüyor. Bunun gerçekleşmesi halinde Almanya’nın ittifakta öncü rolü üstlenmesinin gerekeceğini savunan AfD’li, NATO’yu “şu anda elimizdeki en iyi şey” olarak nitelendiriyor.

Gnauck da Almanya’nın kendi nükleer savunma kalkanına ihtiyacı olduğunu düşünüyor.

Bununla birlikte AfD’nin Saksonya-Anhalt eyalet başkan yardımcısı Hans-Thomas Tillschneider, t-online’a verdiği röportajda, “Eski hükümetler Zelenskiy rejimini agresif bir şekilde destekleyerek Rusya ile çatışma arayışına girmediği sürece Putin, Almanya ya da Avrupa için bir tehlike teşkil etmiyor,” diyor.

Tillschneider, Almanya’nın NATO’dan ayrılması talebinin şimdiye kadar “partinin geniş kesimlerinde popüler bir talep olduğunu, ancak henüz parti konferanslarında uygulanmaya hazır olmadığını” söylüyor.

AfD’li, “Eğer Trump şimdi NATO’nun değerini düşürürse, hatta ABD’nin çekilmesiyle NATO’yu geçersiz kılarsa, bu çatışma da hafifleyecektir,” diye düşünüyor.

AfD’nin birliği: Transantlantikçiler-Avrasyacılar ittifakı mı?

Tillschneider, “transatlantikçiler ile Avrasyacılar arasında yeni ABD-Rusya işbirliği yoluyla” AfD’deki yeniden birlik kurabileceklerini düşünüyor. Ne var ki, t-online’a göre, Alman ve Avrupa savunma stratejisi söz konusu olduğunda pozisyonlar temelde farklı olmaya devam ediyor.

Tillschneider’e göre artık NATO’ya, nükleer silahlara ya da zorunlu Alman askerlik hizmetine ihtiyaç yok; sadece kendi deyimiyle “farklı bir dış politikaya” ihtiyaç var: “Diplomasi, barış ve anlayış odaklı bir dış politika izleyen bir ülkenin tepeden tırnağa silahlanmasına gerek yoktur.”

Dolayısıyla Tillschneider, AfD savunma uzmanları gibi yeniden silahlanma ve caydırıcılık çağrısı yapmıyor, aksine önceki yıllarda olduğu gibi, “Rus saldırganlığına ve artan güvenlik durumuna” rağmen silahsızlanma çağrısı yapıyor.

Savunma için borçlanmaya da itiraz eden AfD’linin, bu durumda Donald Trump’ın “daha fazla savunma harcaması” talebi ile ters düşeceği anlaşılıyor. 

t-online’a göre, parti pozisyonunu tam olarak belirleyememesi halinde, uluslararası sahnede baskı altında kalarak içerideki birliğini koruyamama tehdidi ile karşı karşıya kalabilir.

Tek ortak görüş: Savunma için dahi ortak borçlanma veya borç freninde gevşeme yok

Federal Meclis’te hangi kampın ağırlığını koyacağı önümüzdeki haftalarda netleşecek gibi görünüyor. AfD daha sonra çalışma gruplarını yeniden düzenleyecek ve yeni sözcüler seçecek. Savunma Çalışma Grubunun yanı sıra, bugüne kadar ağırlıklı olarak “Rusya yanlısı” olarak nitelendirilen Dış İlişkiler Çalışma Grubu da yeniden yapılandırılacak.

Bununla birlikte partinin tüm kamplarının ortak görüşünün, “özel fonlar yok, borç frenine istisna yok; savunma için bile,” olduğu ileri sürülüyor.

Rüdiger Lucassen, “Özel fonlar gibi el çabuklukları olmadan, şu anda Bundeswehr için yılda yaklaşık 80 milyar avro mümkün,” diyor.

Almanya son zamanlarda Bundeswehr’e bundan da fazla yatırım yaptı, NATO hedefi olarak GSYİH’nin yüzde ikisinin biraz üzerinde ama Lucassen, “Daha fazlası şu anda ekonomik olarak mümkün değil,” diyor.

Okumaya Devam Et

AVRUPA

AB liderleri 150 milyar avroluk savunma planını onayladı

Yayınlanma

AB liderleri, dün yapılan özel zirvede rekor bir silahlanma programı başlatmayı kabul etti. 

Buna göre AB, üye ülkelerin büyük miktarlarda silah tedarik edebilmeleri için 150 milyar avro tutarında uygun kredi sağlayacak. Toplam 650 milyar avro tutarındaki ilave borcun ise üye devletlerin kendileri tarafından karşılanması gerekecek.

Zirvede devlet ve hükümet başkanları, Avrupa Komisyonu Başkanı Ursula von der Leyen tarafından ilk taslağı sunulan 800 milyar avro değerindeki silahlanma programını kabul etti.

Programa göre Brüksel, üye devletlerin silah satın alabilmeleri için 150 milyar avroluk uygun kredi sağlayacak ki bu da dikkat çekici çünkü AB bütçesinin silahları finanse etmesine aslında izin verilmiyor. 

Haberlere göre, kredilerin şartları arasında “Avrupalı Satın Al” maddesi de yer alıyor: ABD silahları yerine Avrupa silahları satın alınacak. Buna ek olarak, savaş teçhizatı alımı için yapılan borçların artık İstikrar ve Büyüme Paktında öngörülen yüzde 3’lük borç tavanına dahil edilmesi gerekmiyor.

Leyen, bunun muhtemelen 650 milyar avronun harekete geçirilmesine olanak sağlayacağını söyledi.

Liderlere ilk kez salı günü açıkladığı “ReArm Europe” (“Avrupa’yı Yeniden Silahlandır”) planının ana hatlarını anlatan Leyen, bir sonraki zirveye kadar beş savunma finansmanı seçeneğinden oluşan menüsünü detaylandıran yasal bir metni masaya koyacağını doğruladı.

Perşembe günü farklı destek gören bu beş seçenek şunları içeriyor: 150 milyar avroluk kredi, bloğun mali kurallarında ulusal bir ‘kaçış maddesinin’ etkinleştirilmesi, savunma harcamaları için uyum fonunun kullanımının teşvik edilmesi, Avrupa Yatırım Bankası için daha büyük bir rol ve Tasarruf ve Yatırım Birliği’nin tamamlanması yoluyla özel sermayenin harekete geçirilmesi.

Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron’un zirve sonrasında bu fikre “bakmaya hazır olduğunu” söylemesine rağmen ortak borçlanma ya da Eurobond ihracı henüz masada değil.

Almanya’nın görevden ayrılan Şansölyesi Olaf Scholz, savunma yatırımlarının AB mali kurallarından uzun vadeli muaf tutulmasını sağlayarak Almanya’nın harcama planlarının daha da ileri gitmesini istediğini doğruladı.

Acil durum zirvesini toplayan Avrupa Konseyi Başkanı António Costa, mali kuralların uygulanmasında “esneklik” çağrısında bulundu, fakat Almanya’nın tam bir yenileme önerisini desteklemekten kaçındı.

Bunun üye devletlerin daha fazla borçlanmasına yol açacağı gerçeği, ekonomik çıktılarının yüzde 100’ünden fazlasını borçlu olan ağır borçlu AB devletleri de dahil olmak üzere, dün açıkça ele alınmadı. 

Fakat İtalya Başbakanı Giorgia Meloni endişelerini dile getirdi. İtalya’nın borçları şu anda 3 trilyon avronun üzerinde, yani gayri safi yurtiçi hasılasının yaklaşık yüzde 137’sine ulaşmış durumda.

Meloni Brüksel’de yaptığı açıklamada, pahalı savunma projeleri nedeniyle İtalyan devletine daha fazla yük binmesi durumunda, yüksek talepler nedeniyle piyasaların tepkisinden korktuğunu belirtti.

Roma, silahlanma için “uyum fonlarının” kullanılmasına da itiraz ediyor. Kaynaklara göre İtalyan hükümeti, Avrupa Konseyi’nde bu fonların kendi işleri olduğunu ve silah satın almanın bunun bir parçası olmadığını açıkça belirtti.

Başbakan Yardımcısı Antonio Tajani de, “Uyum fonları söz konusu olduğunda, bunları kullanmayacağız çünkü başka şeylere tahsis edilmeleri gerekiyor. Bu konuda bir endişe yok,” diye konuştu.

Ağır borçlu üye devletler üzerindeki baskıyı azaltabilecek AB savunma tahvilleri ise Berlin tarafından reddedilmeye devam ediyor.

Polonya Başbakanı Donald Tusk ise yeni kararların sadece bir ilk adım olduğunu söyledi; muhtemelen “bugün değil” ama kesinlikle “yarın”, örneğin “Avrupa ve NATO birliklerinin Rusya ve Belarus sınırına” konuşlandırılmasını savunacağını vurguladı.

Tusk ayrıca, “Avrupa şimdi Rusya ile bir ‘silahlanma yarışı’ başlatmalı ve bunu kazanmalı,” dedi.

27 ülkenin katıldığı zirvede, Ukrayna’ya destek açıklaması ise 26 ülke tarafından desteklendi. Macaristan, bu bildiriyi imzalamayı reddetti.

Macaristan, diğer tüm AB liderlerinin “kesin bir şekilde desteklediği”, “Ukrayna olmadan Ukrayna konusunda müzakere yapılamayacağını” ve herhangi bir barış anlaşmasının “Ukrayna’nın bağımsızlığına, egemenliğine ve toprak bütünlüğüne saygı göstermesi gerektiğini” teyit eden açıklamayı kabul etmedi.

Robert Fico’nun liderliğindeki Slovakya ise, Kiev ile devam eden gaz tedariki anlaşmazlığına “uygulanabilir çözümler” aranmasına ilişkin ifadenin son dakikada eklenmesiyle Ukrayna metnini desteklemeye ikna oldu.

Liderlere çalışma yemeğinde eşlik eden Ukraynalı lider Volodimir Zelenskiy Brüksel’de “çok verimli bir gün” geçirdiklerini belirterek önümüzdeki hafta ekibiyle birlikte ABD ile görüşmelere katılmak üzere Suudi Arabistan’a gideceğini teyit etti.

Perşembe günü erken saatlerde varışında gazetecilere yaptığı açıklamada, “Yalnız değiliz ve bunu hissediyoruz,” demişti.

Emmanuel Macron, Zelenskiy ve AB müttefikleriyle mutabık kalarak “doğru zaman geldiğinde” barış görüşmelerinin bir parçası olarak Rusya lideri Vladimir Putin ile konuşmaya hazır olduğunu söyledi.

Macron, “Şu anda, bir noktada [Rus] liderlerle müzakereleri tamamen haklı çıkaracak bir tartışma ve görüşme aşamasına giriyoruz,” dedi.

Cumhurbaşkanı ayrıca uzun vadede savunma yatırımlarını artırmak için yeni bir ortak AB borcunu desteklediğini ifade etti ve “Piyasa finansmanı, savunma konusunda daha ileri gitme yönündeki bu ortak irade gösterisini ortaya koyacaktır,” dedi.

Macron ayrıca AB’nin kendi kaynaklarını artırmak için müzakereleri çıkmaza giren dijital verginin yeniden canlandırılmasından yana olduğunu söyledi.

Öte yandan AB’nin en üst düzey üç yetkilisi (Avrupa Konseyi Başkanı António Costa, Avrupa Komisyonu Başkanı Ursula von der Leyen ve diplomasi şefi Kaja Kallas) yarın sabah AB üyesi olmayan ortak ülkeleri görüşmeler hakkında görüntülü arama yoluyla bilgilendirmesi bekleniyor.

Üst düzey bir AB yetkilisi zirve öncesinde gazetecilere yaptığı açıklamada Norveç, Birleşik Krallık, İzlanda, Türkiye ve muhtemelen Kanada’nın da katılacağı bilgilendirme toplantısının amacının Ukrayna’nın müttefikleri arasında “bir koordinasyon bağı kurmak” olduğunu söyledi.

Ayrıca Alman lider Scholz, önerilen 150 milyar avroluk AB kredi kolaylığı tarafından desteklenen savunma projelerinin, Britanya ve Türkiye de dahil olmak üzere AB üyesi olmayan müttefiklere açılmasının iyi bir fikir olacağını düşündüğünü söyledi.

Okumaya Devam Et

AVRUPA

İtalyan hükümeti Avrupa savunması konusunda bölündü

Yayınlanma

İtalya’da hükümetin üç ortağından ikisi, Avrupa savunması ve ortak borçlanma konusunda ayrı fikirlere sahip. 

Sağcı koalisyonun küçük ortağı konumundaki Lega’nın lideri ve Başbakan Yardımcısı Matteo Salvini, Avrupa Komisyonu Başkanı Ursula von der Leyen tarafından ortaya atılan “Avrupa’yı toparla” planını ve AB ordusu fikrini eleştirerek, “Leyen başta olsa 20 dakikada teslim olurduk,” dedi.

Koalisyonun diğer ortağı Forza Italia lideri ve Dışişleri Bakanı Antonio Tajani ise tam tersi bir görüşe sahip. Çarşamba günü Avrupa savunma çabalarına güçlü bir destek verdi ve Avrupa Komisyonu Başkanı Ursula von der Leyen’in önerisini destekledi, fakat bunun NATO’ya bir alternatif teşkil etmediğini vurguladı.

Bu arada Başbakan Giorgia Meloni ise sessizliğini koruuyor ve AB ile ABD arasında artan gerilimin ortasında gündemden uzak durma stratejisini sürdürdü. 

Fakat partisi İtalya’nın Kardeşleri’nden önemli isimler girişimi, özellikle de Meloni hükümetinin uzun süredir talebi olan savunma yatırımları için önerilen mali frenleri askıya alma maddesini memnuniyetle karşıladı.

Okumaya Devam Et

Çok Okunanlar

English