Amerika
Amerikan kampüslerinde ‘Filistin’ korkusu

ABD’nin en prestijli üniversitelerinden bazıları, Gazze savaşı nedeniyle kampüste yaşanan gerilimi yatıştırmaya çalışırken Columbia’da dersler iptal edildi, New York Üniversitesi ve Yale’de onlarca protestocu gözaltına alındı ve Harvard’ın kapıları pazartesi günü halka kapatıldı.
Columbia kampüsünde kamp kuran 100’den fazla Filistin yanlısı gösterici geçen hafta gözaltına alınmıştı. Columbia’daki müdahalenin ardından benzer kamplar ülkenin dört bir yanındaki üniversitelerde kurulmaya başlandı.
Associated Press’te (AP) yer alan habere göre New York Üniversitesi’nde öğrenciler tarafından kurulan bir kamp pazartesi günü gün boyunca yüzlerce protestocuya ulaştı. Okul yönetimi, kalabalığı dağılmaları için uyardığını, daha sonra ‘olay yerinin düzensizleşmesi’ üzerine polis çağırdığını ve üniversitenin ‘korkutucu sloganlar ve birkaç antisemitik olay’ haberini öğrendiğini ileri sürdü. Akşam saatleriyle birlikte polis gözaltılara başladı.
Kampüs kapılarının okul kimliği olmayan herkese kapatıldığı ve hem kampüste hem de dışarıda protestoların patlak verdiği Columbia’da ise pazartesi günü de tansiyon yüksekti.
Filistin yanlısı göstericiler üniversitenin İsrail’den desteğini çekmesini istiyor ve okulun savaşa verdiği tepkiyi eleştiriyorlar.
Cumhuriyetçilerden Columbia rektörüne istifa çağrısı
Üç Yahudi Kongre üyesiyle birlikte Columbia’yı ziyaret eden Kuzey Carolina’dan Demokrat Temsilci Kathy Manning, Yahudi Hukuk Öğrencileri Derneği’nden öğrencilerle görüştükten sonra gazetecilere yaptığı açıklamada, yeşil alanın yaklaşık üçte birini kaplayan ‘muazzam bir insan kampı’ olduğunu söyledi.
Manning, okulun Morningside Heights kampüsünden ayrıldıktan sonra yaptığı açıklamada, ‘İsrail’in yok edilmesi gerektiğini gösteren dövizler gördüklerini’ ileri sürerken, Columbia yönetimi de pazartesi günü yaptığı açıklamada, Morningside kampüsündeki derslerin mümkün olduğunda öğrenciler için çevrimiçi seçenekler sunacağını duyurdu ve güvenliği birinci öncelikleri olarak gösterdi.
Üniversite Başkanı Minouche Shafik pazartesi günü okul camiasına gönderdiği mesajda kampüste yaşananlardan dolayı ‘derin üzüntü’ duyduğunu belirtti.
Kampüste yaşamayan öğrencilerin uzak durması gerektiğini belirten Shafik, “Öfkeyi yatıştırmak ve hepimize bir sonraki adımları düşünme şansı vermek için pazartesi günü tüm derslerin sanal olarak yapılacağını duyuruyorum,” diye yazdı.
New York’tan ABD Temsilciler Meclisi Cumhuriyetçileri, pazartesi günü gönderdikleri bir mektupla Shafik’i istifaya çağırarak son günlerde ‘anarşi kampüsü sarmışken’ güvenli bir öğrenim ortamı sağlayamadığını ileri sürdüler.
Pazar günü, Ortodoks Birliği’nin Columbia’daki Yahudi Öğrenim İnisiyatifi hahamı Elie Buechler, yaklaşık 300 Yahudi öğrenciye bir WhatsApp mesajı göndererek kampüs onlar için daha güvenli hale gelene kadar evlerine gitmelerini tavsiye etti.
New England Patriots’un sahibi Columbia’ya bağışlarını durdurdu
Amerikan futbol takımı New England Patriots’un sahibi Robert Kraft, New York’taki kampüste Filistin yanlısı protestolar sırasında ‘Yahudi öğrenci ve öğretim üyelerine yapılan muamele’ gerekçesiyle Columbia Üniversitesine verdiği desteği geri çekeceğini açıkladı.
Eski bir Columbia öğrencisi ve önemli bir bağışçı olan Kraft’ın açıklaması, rektörü Kongre üyelerinin istifa çağrıları ile karşı karşıya olan üniversite üzerindeki baskıyı artırıyor.
Kraft, Antisemitizmle Mücadele Vakfı aracılığıyla yaptığı açıklamada, “Kampüste ve ülkemiz genelinde artmaya devam eden nefretten derin üzüntü duyuyorum. Columbia’nın öğrencilerini ve personelini koruyabileceğinden artık emin değilim ve düzeltici önlemler alınana kadar üniversiteyi desteklemekten çekiniyorum,” dedi.
İş adamı, 2000 yılında Kraft Yahudi Öğrenci Yaşam Merkezi’in inşası için 3 milyon dolarlık bağış yapmıştı ve o zamandan bu yana milyonlarca bağışta bulundu.
Harvard yönetimi Filistin yanlısı grubu yasakladı
Harvard Yard pazartesi günü halka kapanırken, girişteki tabelada çadır ve masa gibi yapıların bahçeye ancak önceden izin alınarak girebileceği belirtildi. Tabelada, “Bu politikaları ihlal eden öğrenciler disiplin cezasına tabidir,” yazarken, güvenlik görevlileri de insanların okul kimliklerini kontrol etti.
Aynı gün, Harvard Lisans Filistin Dayanışma Komitesi, üniversite yönetiminin gruplarını askıya aldığını söyledi. Öğrenci örgütü tarafından sağlanan uzaklaştırma bildiriminde üniversite, grubun 19 Nisan’daki gösterisinin okul politikasını ihlal ettiğini ve örgütün daha önce gözetim altında tutulmasına rağmen sonrasında gerekli eğitimlere katılmadığını yazdı.
Filistin Dayanışma Komitesi yaptığı açıklamada, ‘teknik nedenlerden’ dolayı uzaklaştırıldıklarını ve sorulduğunda, üniversitenin kendilerine üniversite politikalarına ilişkin yazılı bir açıklama yapmayı reddettiğini söyledi.
Grup yaptığı açıklamada, “Harvard bize Filistin’in ifade özgürlüğünün istisnası olduğunu defalarca gösterdi,” dedi.
Yale’de onlarca gözaltı
New Haven polis sözcüsü Christian Bruckhart, Yale’de polis memurlarının yaklaşık 45 protestocuyu gözaltına aldığını ve onları kampüse izinsiz girmekle suçladığını söyledi. Bruckhart, hepsinin daha sonra mahkemeye çıkma sözü vererek serbest bırakıldığını söyledi.
Cuma günü Beinecke Plaza’da çadır kuran protestocular hafta sonu boyunca gösteriler düzenleyerek Yale’den İsrail’le iş yapan savunma şirketlerine yapılan yatırımlara son vermesini talep etti.
Yale Başkanı Peter Salovey, pazar günü kampüs topluluğuna yaptığı açıklamada, üniversite yetkililerinin protestocu öğrencilerle, konuşma ve kampüs alanlarına erişim izni de dahil olmak üzere okulun politika ve yönergeleri hakkında birçok kez konuştuğunu söyledi.
Okul yetkilileri protestoculara Beinecke Plaza’yı terk etmeleri için hafta sonuna kadar süre verdiklerini söyledi. Pazartesi sabahı protestocuları tekrar uyardıklarını ve polis harekete geçmeden önce tutuklama ve uzaklaştırma dahil disiplin cezalarıyla karşı karşıya kalabileceklerini söylediler.
Bruckhart, Pazartesi günü Yale’deki gözaltıların ardından büyük bir gösterici grubunun yeniden toplandığını ve kampüs yakınındaki bir caddeyi kapattığını söyledi.
MIT öğrencileri, yönetimden savaşa karşı ses çıkarmasını istiyor
AP’de yer alan habere göre, elektrik mühendisliği okuyan MIT yüksek lisans öğrencisi Prahlad Iyengar, pazar akşamı okulun Cambridge, Massachusetts kampüsünde bir çadır kampı kuran öğrenciler arasındaydı.
Öğrenci ateşkes çağrısında bulunduklarını ve MIT’nin ‘Gazze’de devam eden soykırıma suç ortaklığı’ olarak tanımladıkları durumu protesto ettiklerini söyledi.
Iyengar, “MIT ateşkes çağrısında bile bulunmadı ve bu kesinlikle bizim talebimiz,” dedi.
Columbia Üniversitesi’ndeki protestolardan esinlenen öğrenciler MIT’nin yanı sıra Tufts Üniversitesi ve Emerson College’da da Filistin yanlısı çadır kampları kurdu.
Yüzlerce öğrenci pazar gecesi Cambridge, Medford ve Boston’daki kampüslerde çadır kurarak İsrail-Hamas savaşını protesto etti.
Amerika
‘Büyük, harika yasa’: Şirketlere vergi teşvikleri artacak

Senato Finans Komitesi Başkanı Mike Crapo, Cumhuriyetçilerin “büyük, harika yasa” tasarısında üç önemli işletme vergi hükmünün kalıcı hale getirileceğini söyledi.
Brifinge katılan senatörler, bireysel vergi mükellefleri için önemli bir indirimin ise azaltılacağını belirtti.
Araştırma ve geliştirme maliyetleri, işletme ekipmanı alımları ve borç faizleri için daha büyük vergi indirimlerini geri getirme taahhüdü, Crapo ve komite üyeleri için önemli bir öncelik. Bu indirimler, ekonomik büyümenin önemli bir itici gücü olarak görülüyor.
Ne var ki bu indirimleri kalıcı hale getirmek maliyetli ve Cumhuriyetçi liderlerinin önümüzdeki haftalarda tasarı üzerindeki çalışmaları tamamlamaya çalışırken siyasi sorunlara yol açabilecek tavizler gerektirecek.
Crapo, bu tür bir adımın, eyalet ve yerel vergi indirimlerine ilişkin Temsilciler Meclisi’nde uzlaşılan anlaşmanın geri çekilmesi olacağını söyledi.
İşletme vergisi kesintilerini destekleyen Montana Senatörü Steve Daines ve Kuzey Dakota Senatörü John Hoeven, Crapo’nun açıklamalarını doğruladı. Hoeven, “Evet, işletme vergilerinin kalıcı olacağını garanti etti. Başından beri kararlıydım ve o da başından beri kararlıydı,” dedi.
Temsilciler Meclisi’nden geçen yasa tasarısı, üç vergi teşvikini 2029’a kadar geri getiriyor; bunların kalıcı hale getirilmesi, tasarıya muhtemelen yüz milyarlarca dolarlık ek maliyet getirecek.
Kalıcılık, esas olarak Senato’nun önceliği. Başkan Donald Trump, işletme vergisi indirimlerinin kısa süreli uzatılmasına sıcak baktığını işaret etti. Ek maliyetleri dengelemek için Crapo, SALT indirimi konusunda Temsilciler Meclisi’nin öncelikli gündem maddelerinden birini hedef alıyor.
Cumhuriyetçi Parti senatörlerine, SALT’ı Meclis Başkanı Mike Johnson’ın kendi üyeleriyle yaptığı 40.000 dolarlık anlaşmadan daha düşük bir seviyede sınırlamayı planladığını söyledi.
“Mavi” rengiyle bilinen Demokrat eyaletlerdeki Cumhuriyetçi Kongre üyeleri, Senato Çoğunluk Lideri John Thune’un POLITICO‘ya ilk kez özetlediği plan hakkında şimdiden uyarı sinyalleri veriyor.
Katılımcılar, Crapo’nun toplantıda SALT için kesin bir rakam vermediğini, fakat bazı Cumhuriyetçi senatörlerin 20.000 dolara düşürmeyi önerirken, diğerlerinin Johnson’ın başlangıçta direnen üyelerine teklif ettiği 30.000 doları Temsilciler Meclisi’ne de teklif etmeleri gerektiğini savunduğunu söyledi.
Hoeven, “Temsilciler Meclisi 40.000 dolar teklif etti; biz daha azını yapacağız. Orada 350 milyar dolarlık bir potansiyel olduğunu biliyoruz, ancak henüz bir rakam üzerinde karar vermedik,” dedi.
SALT ile ilgili bu hamle, Thune’dan Temsilciler Meclisi tasarısında mümkün olduğunca az değişiklik yapmasını isteyen Johnson ve diğer Cumhuriyetçi milletvekilleri için bir darbe oldu.
Senato tasarısı Temsilciler Meclisi’nin tasarısının büyük bir bölümünü yansıtacak gibi görünse de, Crapo’nun sunumu, Senato’nun tasarıdaki en hassas siyasi alanlardan bazılarını değiştireceğine dair en önemli işaret.
Johnson, Senato toplantısının ardından gazetecilere verdiği demeçte, “SALT rakamı ve tasarıdaki bazı hükümler konusunda ne yapabilecekleri konusunda çok, çok endişeliyim. Umarım mümkün olduğunca az değişiklik yaparlar,” dedi.
Cumhuriyetçi Temsilci Nicole Malliotakois, Senato Cumhuriyetçilerinin Temsilciler Meclisi’nin SALT anlaşmasını değiştirirlerse “tüm tasarıyı çökertme riskiyle karşı karşıya olduklarını” söyledi ve “Amerikan halkına uygulanan en büyük vergi artışından sorumlu olacaklarını” savundu.
Crapo ve Thune, perşembe günü Beyaz Saray’da Trump ile bir araya gelerek vergi planını ona anlatacak. Crapo’nun önümüzdeki hafta başında Senato Cumhuriyetçilerine daha ayrıntılı bilgi vermesi bekleniyor.
Vergi diline ek olarak, Crapo tasarıdaki Medicaid hükümlerinin taslağını hazırlamaktan da sorumlu ve senatörler, bu konuda ne gibi değişiklikler düşündüğü konusunda çok daha az ayrıntı verdiğini söyledi. Tasarıda programın ele alınışından endişe duyan birçok Cumhuriyetçi senatör, Finans Komitesi’nde yer almıyor.
Eyaletindeki kırsal hastaneleri korumaya çalışan Maine Senatörü Susan Collins, toplantı sonrası gazetecilere Medicaid’de bazı değişiklikler önerdiğini ancak ayrıntılara girmeyeceğini söyledi. Kuzey Dakota Senatörü Kevin Cramer ise “Medicaid ile ilgili bazı hususların çıkarılması gerekecek” diyerek, bu konuda daha fazla değişiklik olabileceğini ima etti.
Amerika
Bezos, Washington Post’un görüş bölümünü yeniden yapılandırdı

Washington Post‘un (WP) sahibi Jeff Bezos tarafından istendiği şekliyle, görüş bölümünü yenilemesi kapsamında yeni görüş editörünü atadığını duyurdu.
Bezos şubat ayında, WP’nin geleneksel geniş görüş programını kaldırarak, “kişisel özgürlükler ve serbest piyasa” yanlısı başyazılara odaklanan bir bölüme geçeceğini duyurmuştu.
Bezos, haber yayıncılığının kamuoyundaki tartışmaların gündemini belirleme rolünün değiştiğini ileri sürmüştü.
Bezos, çalışanlarına yazdığı notta, “Bir zamanlar, özellikle yerel bir tekel olan gazeteler, her sabah okuyucuların kapısına tüm görüşleri kapsayan geniş bir köşe yazısı bölümü sunmayı bir hizmet olarak görebilirdi. Bugün ise bu işi internet yapıyor,” dedi.
The Economist’in Washington muhabiri ve The Dispatch’in eski genel yayın yönetmeni Adam O’Neal, yenilenen bölümün başına geçecek.
O’Neal, mesajında yeni patronunun hedeflerini yineledi ve “Felsefemiz, bu ülkenin geleceğine dair temel bir iyimserliğe dayanacak. İdeoloji hakkında ders veren veya politikalar hakkında belirli şekillerde düşünmenizi talep eden insanlar olmayacağız,” dedi.
Gazete çalışanları, Bezos’un gazetenin haber içeriğini değiştirmeye çalışmadığını vurguladı fakat bu ilk kez olmuyor.
Geçen ekim ayında Bezos, WP’nin başkan adaylarını destekleme uygulamasını durdurarak, genel seçimler öncesinde eski Başkan Yardımcısı Kamala Harris’e destek vermesini engellemişti.
Bu hamle, gazetenin birçok köşe yazarı ve eski baş editörü Marty Baron’un tepkisini çekmiş ve editörler kurulunun birkaç üyesi protesto için istifa etmişti.
Kararın ardından gazetenin okurları da isyan etmiş ve yaklaşık 250.000 kişinin aboneliklerini iptal ettiği bildirilmişti.
Amerika
Trump’ın Los Angeles hamlesi Demokratları böldü

ABD Başkanı Donald Trump’ın milyonlarca belgesiz göçmeni sınır dışı etme girişimi, protestoları bastırmak için Los Angeles kentinde ABD ordusunu görevlendirmesiyle Demokratları böldü.
Financial Times’a (FT) göre bu hamle Washington’da, başkanın seçmenler nezdindeki gücünü pekiştirirken, Demokrat rakipleri arasında göç, hukuk ve düzen konusunda bölünmeleri ortaya çıkaran “kurnaz” bir siyasi hesap olarak da görülüyor.
Cumhuriyetçi kamuoyu araştırma şirketi North Star Opinion Research’ün başkan yardımcısı Jon McHenry, “Başkan Trump birçok açıdan takdire şayan olmayabilir, ama elindeki kartları nasıl oynayacağını iyi biliyor,” dedi.
Trump, 2024 seçim kampanyasında, Joe Biden’ın başkanlığı döneminde ülkeye yasadışı olarak giren milyonlarca göçmeni sınır dışı etme sözü vermişti ve o günden bu yana göçmenlik konusundaki tutumu nedeniyle nispeten yüksek onay oranları elde etti.
Göçmenlik ve Gümrük Muhafaza (ICE) görevlilerinin giderek sertleşen taktiklerine dair haberlere rağmen, son zamanlarda yapılan birkaç ankette, Amerikalıların çoğunluğunun Trump yönetiminin belgesiz göçmenleri sınır dışı etme çabalarını desteklediği ortaya çıktı.
Geçen hafta, Los Angeles şehrinde protestocular ile kolluk kuvvetleri arasında çıkan çatışmalar ve Ulusal Muhafızlar ile ABD Deniz Piyadeleri’nin görevlendirilme kararından önce yapılan bir CBS News anketine göre, Amerikalıların yüzde 54’ü yasadışı göçmenleri sınır dışı etme programını onaylarken, yüzde 46’sı desteklemiyor.
Beyaz Saray iletişim direktörü Steven Cheung, ankete yanıt olarak “Ulusal Muhafızların şiddeti bastırmak için Los Angeles’a gönderilmesinden sonra onay oranı daha da yükselecektir,” diye yazdı.
Trump daha da ileri giderek, bu hafta Beyaz Saray’da düzenlenen bir üst düzey yöneticiler toplantısında, Amerikalıların yüzde 95’inin kendisini desteklediğini düşündüğünü söyledi.
Trump, “Diğer birçok konu gibi, bunun da 95’e 5’lik bir konu olduğunu düşünüyorum. Demokratlar, konularda yanlış tarafta oldukları için seçimleri ezici bir çoğunlukla kaybettiler,” dedi.
Trump’ın Ulusal Muhafızları görevlendirmesinden bu yana çok az ulusal anket yapılmış olsa da, hafta sonu gerçekleştirilen ve çarşamba günü yayınlanan bir Quinnipiac anketi, başkanın hamlesine verilen desteğin değişiyor olabileceğini ortaya koydu.
Sadece %43’lük bir kesim Trump’ın göçmenlik meselesini ele alışını onaylarken, %54’lük bir kesim onaylamadı. %40’lık bir kesim ise yönetimin sınır dışı etme çabalarını onayladığını belirtti.
Yine de Beyaz Saray çarşamba günü sert bir tavır sergiledi. Trump’ı daha fazla sınır dışı etme kararından vazgeçirebilecek bir şey olup olmadığı sorulduğunda, Beyaz Saray basın sekreteri Karoline Leavitt, “Trump yönetimi, başkanın Amerikan halkına vaat ettiği toplu sınır dışı etme çabalarını sürdürecek,” yanıtını verdi.
Demokratlar, geçen kasımdaki seçimlerden bu yana, Biden yönetiminin ABD-Meksika sınırındaki tutumu nedeniyle Beyaz Saray ve Kongredeki kontrolünü kaybetmesinden bu yana, göç konusunda tutarlı bir mesaj oluşturmakta zorlanıyor.
Şimdi, Los Angeles sokaklarında şiddet ve kaosu desteklediği izlenimi vermeden Trump’ın göçmenlik uygulamalarını ve protestoları bastırmak için ABD ordusunun konuşlandırılmasını kınamaya çalışmak gibi ek bir zorlukla karşı karşıyalar.
Zorluklar, parti liderliğinin üst düzey bir üyesinin çarşamba gecesi istifa ettiğini açıkladığı Demokratik Ulusal Konvansiyon (DNC) da dahil olmak üzere, parti yapısının iç çekişmelerle boğuştuğu bir dönemde ortaya çıktı.
Kaliforniya’daki Demokrat yetkililer protestoların büyük ölçüde barışçıl olduğunu ısrarla belirtirken, yağma ve vandalizm olayları ABD genelinde manşetlere taşındı ve Los Angeles’ın Demokrat belediye başkanı Karen Bass’ın yerel sıkıyönetim ilan edip sokağa çıkma yasağı getirmesine neden oldu.
Washington’da Demokratlar nasıl tepki verileceği konusunda bölündü. Senato azınlık lideri Chuck Schumer dahil olmak üzere önde gelen parti isimleri Trump’ın eylemlerini “endişe verici otoriterlik” olarak kınadı.
Fakat parti tabanı, partinin protestocuları kınaması gerekip gerekmediği konusunda sert tartışmalar yaşadı.
Pennsylvanialı Demokrat senatör John Fetterman, sosyal medya hesabında, partisinin “arabaları ateşe vermeyi, binaları tahrip etmeyi ve kolluk kuvvetlerine saldırmayı kınamayı” reddederek “ahlaki üstünlüğünü” kaybettiğini yazdı.
New Yorklu Demokrat Temsilci Alexandria Ocasio-Cortez, CNN’e verdiği demeçte, “Aileleri parçalamak, ICE’nin kanunları çiğnemek gibi şiddet eylemlerini kesinlikle kınamalıyız. Senatör Fetterman veya başka biri kanun ve düzenle ilgileniyorsa, ABD’de gördüğümüz en kanunsuz kurum ve yönetimlerden birine bakmalıyız,” yanıtını verdi.
Connecticut senatörü Chris Murphy, partisinin bu ikilemi çözebileceğini vurgulayarak, Kongrede gazetecilere, “Aynı anda iki şeyi yapabiliriz. Kontrolden çıkan protestoları kınayabiliriz ve Donald Trump’ın şiddet uygulayan protestoculara karşı durmakla ilgilenmediğini kabul edebiliriz,” dedi.
Murphy, “Gerçek şu ki: Donald Trump barış sağlamak istemiyor. Durumu yatıştırmak istemiyor. Kavga arıyor,” diye ekledi.
Öte yandan kavganın Trump’ın istediği gibi bitmeyebileceğine dair bazı işaretler var. Son günlerde bir grup Cumhuriyetçi Kongre üyeleri, yaygın baskınların ekonomiyi bozabileceği ve toplulukları altüst edebileceği uyarısında bulunarak, yönetimi sınır dışı etme operasyonlarını daraltmaya çağırdı.
Kaliforniya’dan Cumhuriyetçi Kongre üyesi David Valadao salı günü X’te yaptığı açıklamada, “Kaliforniya’da devam eden ICE operasyonları konusunda endişeliyim ve yönetimle görüşmelerime devam ederek, yıllardır Valley’de barış içinde yaşayan çalışkan insanlardan çok, bilinen suçluların sınır dışı edilmesine öncelik verilmesi gerektiğini vurgulayacağım,” dedi.
-
Görüş2 hafta önce
ABD Dışişleri’nin Avrupa eleştirisi ne anlama geliyor?
-
Asya3 gün önce
Huawei kurucusu: Çiplerimiz ABD’nin bir nesil gerisinde
-
Avrupa2 hafta önce
Max Otte: Alman ekonomisinde bir gerileme değil, çöküş yaşanıyor
-
Dünya Basını5 gün önce
Trumpizmin gerici ideoloğu: Curtis Yarvin
-
Rusya2 hafta önce
Ukrayna’dan Rus stratejik bombardıman üslerine kamyonlardan kalkan İHA’larla saldırı
-
Görüş2 hafta önce
Silahlar sustu, şimdi artılar eksiler hanesine bakma zamanı – 2
-
Dünya Basını2 hafta önce
Rusya ve Ukrayna heyetleri tekrar İstanbul’da: Masada neler var?
-
Dünya Basını2 hafta önce
Savaş sonrası Suriye’yi dönüştüren ‘Sünni popülizm’