Bizi Takip Edin

ORTADOĞU

Aruri suikastı sonrası İsrail, Hizbullah’tan misilleme bekliyor

Yayınlanma

İsrail, Beyrut’un güney banliyölerinden Hizbullah’ın kalesi Dahiye’de düzenlediği insansız hava aracı saldırısında üst düzey Hamas yetkilisi Salih el-Aruri’yi öldürdü. İsrail hükümeti şimdi Hizbullah’tan gelecek misillemeye hazırlanıyor.

Lübnan devlet haber ajansının bildirdiğine göre insansız hava aracı Hamas’ın bir ofisini vurdu ve altı kişi öldü. Hizbullah sözcüsü, The Washington Post’a yaptığı açıklamada saldırının üç roketle donatılmış bir insansız hava aracıyla gerçekleştirildiğini ve sorumlunun İsrail olduğunu söyledi. İsminin açıklanmasını istemeyen ABD’li bir savunma yetkilisi de saldırıdan IDF’nin sorumlu olduğunu belirtti.

Aruri’nin ölümünü doğrulayan Hamas, bunu İsrail’in düzenlediği “korkakça bir suikast” olarak nitelendirdi ve “Filistin içinde ve dışında Filistinlilere yönelik saldırılar halkımızın iradesini ve kararlılığını kırmayı ya da yiğit direnişinin devamını baltalamayı başaramayacaktır” dedi. Grup, “Bu, düşmanın Gazze Şeridi’ndeki saldırgan hedeflerinden herhangi birine ulaşmadaki başarısızlığını bir kez daha kanıtlıyor” dedi.

Hamas Siyasi Büro Başkanı İsmail Heniyye, Aruri ile birlikte Hamas’ın silahlı kanadı İzzeddin el-Kassam Komutanları Semir Fendi, Azzam el-Akra’nın yanı sıra Hamas mensubu Mahmud Şahin, Muhammed Beşaşe, Muhammed er-Reis ve Ahmed Hammud’un hayatını kaybettiğini belirtti.

Heniyye, “Aruri’nin Lübnan topraklarında öldürülmesi tam anlamıyla bir terör eylemi ve Lübnan’ın egemenliğinin ihlalidir. Halkımıza ve topraklarımıza karşı saldırıların dairesinin genişletilmesidir” dedi. İsrail saldırılarının Hamas’ın gücünü artırdığını söyleyen Heniyye, “Aruri ile Hamas’ın liderleri ve kadrolarının öldürülmesinin yansımalarının sorumluluğu işgalci Siyoniste (İsrail) aittir. Halkımızın direnişini ve kararlılığını kırmayı asla başaramayacaklar” ifadesini kullandı.

İsrail söz konusu saldırıyı üstlenmemesine rağmen, İsrail’de iktidardaki Likud Partisi Üyesi İsrailli Milletvekili Danny Danon, saldırı nedeniyle İsrail güçlerini tebrik etti. Netanyahu’nun danışmanlarından Mark Regev ise Amerikan MSNBC kanalına yaptığı açıklamada İsrail’in bu saldırının sorumluluğunu üstlenmediğini söyledi. Ancak, “Bunu her kim yaptıysa açık olmalı: bu Lübnan devletine yönelik bir saldırı değildi” diye ekledi. “Bunu kim yaptıysa Hamas liderliğine karşı cerrahi bir saldırı yaptı” dedi.

Filistin’deki ulusal ve İslami gruplar, Aruri’nin suikastla öldürülmesi üzerine Batı Şeria’da genel grev ilan etti. Fetih Hareketi’ne yakınlığıyla bilinen Aksa Şehitleri Tugayları, yayımladığı yazılı mesajında, “Vatanperver lider şehit Salih el-Aruri için büyük bir gurur ve övünçle” başsağlığı dileklerinde bulunurken, “Aruri suikastı bizim direniş ve özgürlüğe karşı ısrarımızı daha fazla artıracak” ifadelerine yer verdi.

Salih el-Aruri kimdir?

Hamas Siyasi Büro Başkan Yardımcısı Salih el-Aruri, 19 Ağustos 1966’da Ramallah’ta doğdu. İzzeddin el-Kassam Tugaylarının kurulmasının öncü ismi olarak kabul edilen Aruri, 15 yıl İsrail hapishanelerinde kaldıktan sonra sınır dışı edildi ve Lübnan’da yaşamaya başladı. Aruri, Hamas’ın İsrail ile 11 Ekim 2011’de yaptığı, bir İsrail askeri karşılığında 1027 Filistinli esirin serbest bırakılması anlaşmasının müzakerecileri arasında yer almıştı.

Son haftalarda grubun sözcülüğünü üstlenen Aruri geçen ay Al Jazeera’ye verdiği demeçte Hamas’ın Gazze’deki savaş sona ermeden elindeki esirlerle ilgili bir takas anlaşmasını görüşmeyeceğini söyledi.

Lübnan, BM’ye şikâyet edecek

Lübnan’ın geçici Başbakanı Necip Mikati Beruit banliyösüne yapılan saldırıyı kınadı ve bunun “yeni bir İsrail suçu” ve Lübnan’ı savaşın içine çekme girişimi olduğunu söyledi. Mikati ayrıca “İsrail’in siyasi üst kademesinin Gazze’deki başarısızlıklarını güney sınırına taşıyarak sahada yeni gerçekler dayatmaya ve angajman kurallarını değiştirmeye çalışmasına” karşı uyarıda bulundu. Mikati ayrıca Lübnan Dışişleri Bakanlığı’na Beyrut’a saldırı düzenleyen İsrail’i Birleşmiş Milletler’e (BM) şikâyet etme talimatı verdi.

Hizbullah: Cezasız kalmayacak

Hizbullah’tan yapılan açıklamada başta Hamas Hareketi olmak üzere tüm Batı Şeria ve Gazze Şeridi’ndeki Filistinlilere Aruri’nin ölümü dolayısıyla başsağlığı dileğinde bulunuldu. Beyrut’ta Aruri’ye yönelik gerçekleştirilen saldırının, İsrail’in Suriye’de 25 Aralık’ta düzenlediği hava saldırısında öldürülen İran Devrim Muhafızları Komutanlarından Seyid Rıza Musevi’ye yönelik suikastin devamı olduğuna dikkat çekilen açıklamada, “Bu suç, cezasız ve karşılıksız kalmayacaktır” denildi.

Açıklamada, ayrıca, Beyrut’un kalbinde işlenen bu suikastın, Lübnan’a, halkına, güvenliğine, egemenliğine yönelik ciddi bir saldırı teşkil ettiği ve tehlikeli siyasi ve güvenlik mesajı niteliğinde olduğu aktarıldı. Son olarak Aruri suikastının İsrail ve Hizbullah Hareketi arasındaki savaşın gidişatında tehlikeli bir gelişme olduğu kaydedildi.

Hizbullah üzerine çalışan analist Amal Saad, Washinton Post’a verdiği demeçte saldırının örgütün misillemesine yol açmasının beklendiğini söyledi. Saad, Hizbullah’ın ülkeyi topyekûn bir savaşa sürüklemeden nasıl karşılık vereceğini belirlemesi gerektiğini söyledi.

İsrail’in İbranice yayın yapan Walla haber sitesinin ismi açıklanmayan bir İsrailli yetkiliye dayandırdığı haberinde, İsrail hükümetinin İsrail’e uzun menzilli füzelerin atılması da dahil “Hizbullah’tan gelecek büyük bir misillemeye hazırlandığı” belirtildi.

İsrail devlet televizyonu KAN’ın haberinde de “İsrail’in tüm cephelerde Hizbullah’a karşılık vermeye hazırlandığı” belirtildi. Aruri’nin öldürülmesine ilişkin haberde, “İsrail’de suikastın sorumluluğunu üstlenmeden şunu söylüyorlar; üst düzey Hamas yetkilisini kim öldürdüyse, bir tepki olacağını hesaba katmış ve her türlü olasılığa hazırlanmıştır” ifadesi kullanıldı.

Haberde, Gazze’de İsrail saldırılarının ardından nelerin yapılacağının ele alınacağı, güvenlik ve siyasi konuların görüşüleceği kabine toplantısının iptal edildiğine dikkati çekildi. Kabine toplantısı yerine, Netanyahu’nun başkanlığında Tel Aviv’deki İsrail Savunma Bakanlığı merkezinde savaş konseyi toplantısının yapılacağı haberde aktarıldı.

Nasrallah’ın konuşması bekleniyor

Hizbullah lideri Hasan Nasrallah ağustos ayında İsrail’i Lübnan içinde suikast düzenlememesi konusunda uyarmıştı. O dönemde yaptığı bir konuşmada “Lübnan topraklarında Lübnanlı, Filistinli, Suriyeli, İranlı ya da başkalarını hedef alan herhangi bir suikast kesinlikle güçlü bir tepki görecektir” demişti. Lübnan’ın “suikastlara açık bir arena haline gelmeyeceğini ve mevcut angajman kurallarının değiştirilmesini asla kabul etmeyeceğimizi” de sözlerine ekledi.

Nasrallah’ın İran Devrim Muhafızları’nın Kudüs Gücü lideri Kasım Süleymani’nin ABD tarafından öldürülmesinin yıldönümü münasebetiyle bugün bir konuşma yapması bekleniyor.

İsrail Demokrasi Enstitüsü Başkanı Yohanan Plesner, İsrail ile tam teşekküllü bir savaştan kaçınmanın Hizbullah’ın ve destekçisi İran’ın çıkarına olduğunu söyledi. “Bu operasyonun, bu hesaplamayı değiştirdiğini sanmıyorum” dedi ve ekledi: “Ayrıca Hizbullah’a, İsrail’in Lübnan’daki Hizbullah yeteneklerini ve liderliğini değil Hamas liderlerini hedef aldığına dair bir sinyal gönderiyordu. Yani bu Hizbullah’a yönelik bir tırmanış değil, İsrail’in Hamas liderliğine ulaşma niyetinin bir uygulaması.”

Türkiye’de Mossad’la bağlantılı 47 kişiye gözaltı kararı

Öte yandan Türk yetkililer salı günü İsrail adına casusluk yaptıklarından şüphelenilen 34 kişiyi gözaltına aldı ve İsrail’in istihbarat servisi Mossad ile bağlantılı olduğu iddia edilen 13 kişiyi de aramaya devam ediyor. Ankara bu kişileri yabancı uyruklulara saldırmayı ve kaçırmayı planlamakla suçluyor. İsrail’in yabancı ülkelerde Hamas liderleri hedef alacağını duyurması üzerine Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan böyle bir durumun “ciddi sonuçları” olacağı konusunda uyarmıştı.

ORTADOĞU

Netanyahu, Trump’ın izinde: Yargıya ‘derin devlet’ suçlaması

Yayınlanma

Yolsuzluk ve rüşvetten yargılanan, yardımcıları Katar’dan para almak ve gizli belge sızdırmaktan suçlanan, “yargı reformu” adı altında yargının hükümet üzerindeki denetim mekanizmasını kırmaya çalışan, kendisi ve yakın çevresindeki isimleri soruşturan görevlileri görevden almaya çalışan Netanyahu, ABD Başkanı Trump’ın izinden giderek “derin devleti” suçladı.

İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu, çarşamba günü resmi X hesabından yaptığı paylaşımda, ABD ve İsrail’de “solcu Derin Devlet’in” seçimle gelen sağcı liderleri engellemek için yargıyı silah olarak kullandığını iddia etti. Netanyahu paylaşımında, eski ABD Başkanı Donald Trump’ın sıkça kullandığı retorikten faydalanarak şu ifadeleri kullandı:

“ABD’de ve İsrail’de, güçlü bir sağcı lider seçim kazandığında, solcu derin devlet halkın iradesini engellemek için adalet sistemini silahlandırır. Her iki yerde de kazanamayacaklar! Birlikte güçlüyüz.”

Ancak Netanyahu, paylaşımını yaklaşık yarım saat sonra resmi hesabından silerek, aynı mesajı kişisel hesabından yeniden yayımladı.

Netanyahu’nun paylaşımının altına Elon Musk’ın “kesinlikle katılıyorum” anlamına gelen bir emoji ile yorum yapması dikkat çekti.

Netanyahu’nun bu açıklamasi, İsrail polisinin “Qatargate” adı verilen soruşturma kapsamında Netanyahu’nun bazı yardımcılarına Katar’dan binlerce dolar aktarıldığı iddialarına ilişkin iki şüpheliyi gözaltına aldığını duyurmasının hemen ardından geldi. Perşembe sabahı İsrail medyasında yer alan haberlere göre, gözaltına alınan şüphelilerden biri belirli şartlar altında serbest bırakılırken, diğerinin sorgusu devam ediyor.

Söz konusu soruşturmayı Başsavcı Gali Baharav-Miara’nın emriyle Şin-Bet Direktörü Ronen Bar polisle birlikte yürütüyor. Bu iki isim de Netanyahu ve hükümetinin hedefinde.

Axios haber sitesi, Netanyahu’nun Washington ziyaretinde Trump’ın “derin devlet’e” karşı aldığı önlemlerden ilham alarak Şin-Bet Başkanı Ronen Bar’ı şubat ayı başlarında görevden alma kararını kesinleştirdiğini yazdı. Netanyahu’nun, Başsavcı Miara’yı görevden alma planı ve hükümetin yargı üzerindeki kontrolünü artırmaya yönelik tartışmalı yasa değişikliklerini yeniden gündeme getirme çabası dün Batı Kudüs başta olmak üzere ülkede büyük çaplı hükümet karşıtı protestolara neden oldu.

Herzog’dan Netanyahu’ya yanıt

Siyasi tartışmalardan uzak durmaya özen gösteren İsrail Cumhurbaşkanı Isaac Herzog, Netanyahu’nun paylaşımına yanıt vererek, “İsrail’in güçlü ve bağımsız yargı sistemi demokrasimizin teminatıdır ve İsrail Cumhurbaşkanı olarak bununla gurur duyuyorum” ifadelerini kullandı.

Ana muhalefet lideri Yair Lapid’in partisi Yeş Atid ise Netanyahu’yu “kontrolden çıkmakla” suçladı. Partinin resmi X hesabından yapılan paylaşımda, “Tehlikeli komplo teorileri yayıyor, hukukun üstünlüğünü zayıflatıyor ve İsrail’e zarar veriyor. Panik içinde. Çevresindekilerin yabancı çıkarlarla bağlantılı olduğunu biliyor ve gerçeğin ortaya çıkmasından korkuyor. Bu bir liderlik değil, utanç verici bir panik hali” denildi.

‘Derin devlet’ açıklamalarına devam

Times of Israel’in aktardığına göre Netanyahu, çarşamba günü daha sonra sosyal medyada yayımladığı bir videoda “derin devlet” kavramını daha ayrıntılı bir şekilde ele aldı.

Başbakanlık Ofisi koridorunda bir saksı bitkisini göstererek, “Benden ve hükümetten bir saksı bitkisi gibi olmamızı istiyorlar” diyen Netanyahu, sözcüsü Topaz Luk’un “Peki, derin devlet nedir?” sorusuna şu yanıtı verdi:

“Derin Devlet, İsrail hükümetinin derinliklerinde kökleşmiş ve seçmenlerden daha iyi bildiğini düşünen değişmez bürokrasidir. Her zaman sola eğilimlidirler. Bir sağ hükümet seçildiğinde ‘Demokrasi nedir ki? Kararları neden onlar alsın? Bizi ilgilendirmez, biz karar alırız’ diyorlar. O yüzden seçilebilirsiniz ama gerçekten karar veremezsiniz. Beğenmediğimiz yasaları mı getireceksiniz? Onları iptal ederiz.”

‘Kararları biz vereceğiz’

İsrail medyasında yer alan haberlere göre, Netanyahu ve bazı bakanlar, önceki gece yapılan kabine toplantısında Başsavcı Baharav-Miara’yı ve hukuk sistemini sert bir dille eleştirdi. Toplantıda aşırı sağcı siyasetçi Itamar Ben-Gvir’in ulusal güvenlik bakanı olarak yeniden atanması kararı alındı. Başsavcı Baharav-Miara ise bunun yasal olarak mümkün olmadığını belirtmişti.

İsrail’in resmi kanalı KAN’a göre Netanyahu toplantıda, “Trump, İsrail’deki derin devletin ne kadar köklü olduğunu duyduğunda inanamadı. Okyanus kadar derin” ifadelerini kullandı.

Netanyahu’nun, “Siz, aydınlar, ‘Ne yani, maymunlar seçim mi yapacak? Kararları bir mağaza tezgahtarı mı verecek? Siz halkın üzerinde olanlarsınız’ diyorsunuz” dediği öne sürüldü.

Kanal 13 haberine göre Netanyahu ayrıca, “Seçimleri iptal edeceğimiz söylentisini duydum. Tabii ki bu saçmalık. Ama İsrail’de seçimlerin ne değeri var ki? İşte söylüyorum, bitti. Bakanları biz atayacağız” dedi.

Başbakanlık Ofisi ise KAN’ın haberini “yanıltıcı” olarak nitelendirerek, Netanyahu’nun “yasama, yürütme ve yargı arasındaki dengeye duyulan ihtiyacı yıllardır vurguladığı” açıklamasında bulundu.

Öte yandan, Adalet Bakanı Yariv Levin de başsavcıyı eleştirerek, “Anayasa Mahkemesi bile senin hukuk görüşlerinle kıyaslandığında daha ölçülü görünüyor” dedi. İletişim Bakanı Şlomo Karhi ise Baharav-Miara’nın “çıkar çatışması içinde olduğunu” öne sürerek, “Seni çoktan görevden almamız gerekiyordu ve yakında bunu yapacağız” ifadelerini kullandı.

Başsavcı Baharav-Miara ise kabine toplantısında, “Hukuki durumu size sunuyorum. Başbakan, Ben-Gvir’in ulusal güvenlik bakanı olarak atanmasıyla ilgili benimle görüşmelidir. O zamana kadar kendisi başka bir bakanlık görevine atanabilir” yanıtını verdi.

Okumaya Devam Et

ORTADOĞU

Netanyahu’nun sözcüsünün maaşını Katar ödemiş

Yayınlanma

Eliezer Feldstein

İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu’nun “gizli belgelerin sızdırılması” davasından tutuklu bulunan ve “Qatargate” skandalında şüpheliler arasında yer alan sözcüsü Eliezer Feldstein, İsrailli bir iş insanı vasıtasıyla Katar’ın lobi faaliyetlerini yürüten ABD’li danışman Jay Potlik’ten para aldığı ortaya çıktı.

İsrail devlet televizyonu KAN, İsrailli iş insanı Gil Birger’in, Katar adına çalışan ABD’li lobici Jay Potlik’ten aldığı parayı Netanyahu’nun danışmanı Feldstein’a aktardığını söylediği bir ses kaydını yayımladı.

Bu ses kayıtlarına göre, Katar hükümeti adına lobi faaliyetleri yürüten ABD’li danışman Jay Potlik, parayı Gil Birger isimli İsrailli bir iş insanına verdi ve Birger de Netanyahu’nun sözcüsü olarak çalıştığı sırada Feldstein’a aktardı.

Şin-Bet Direktörü, “Qatargate” skandalı yüzünden mi kovuldu?

Başbakanlıkta çalıştığı süre boyunca sözcü olarak tanımlanmasına rağmen güvenlik soruşturmasından geçmediği için maaş almayan Feldstein’in maaşını Katar’dan gelen parayla Birger’in şirketinden aldığı kaydedildi.

Kaydın yayınlanmasından sonra Feldstein’in avukatları Oded Saburai ve Sion Hausman, müvekkillerinin Katar ile İsrail arasında arabuluculuk yaptığı iddia edilen İsrailli iş adamından para aldığını kabul etti. Ancak bu paranın Katar’dan geldiğini bilmediğini ileri sürdü.

Avukatlar, bu yöntemin Başbakanlıktan maaş alamayan Feldstein’in parasını alması için üretilen geçici ve kısmi bir çözüm olduğunu, Feldstein’in bunun Katar’la ilişkili olduğunu bilmediğini iddia ederek “Katar’a bilgi aktarmamış ve onlardan hiçbir zaman para almamıştır” dedi.

Öte yandan ses kayıtlarının yayınlanmasından saatler sonra polis, devam eden soruşturma kapsamında dün akşam iki şüpheliyi gözaltına aldı. Ancak davada yayın yasağı olduğu için şüphelilerin neyle suçlandığı henüz bilinmiyor.

Feldstein, Qatargate skandalı dışında gizli askeri belgeleri sızdırdığı iddiasıyla ulusal güvenliği tehlikeye atmakla suçlanıyor. Savcılar, Feldstein’ın belgeleri sızdırarak kamuoyunu yönlendirmeye çalıştığını öne sürüyor.

Öte yandan, Netanyahu’nun eski danışmanları Jonatan Urich ve Yisrael Einhorn’un da Katar lehine 2022 Dünya Kupası öncesinde halkla ilişkiler çalışmaları yaptığı iddia ediliyor. İddiaların merkezindeki üç isim suçlamaları reddederken, Netanyahu’nun ofisi de iddiaları yalanladı.

Netanyahu’nun asıl hedefi

İsrail Başsavcısı Gali Baharav-Miara, şubat ayı sonunda polis ve iç istihbarat birimi Şin-Bet’ten bu iddiaları araştırması için soruşturma başlatılmasını emretti. Netanyahu’nun, hafta sonu Şin-Bet Başkanı Ronen Bar’ı görevden alacağını açıklaması ise muhalefet ve sivil toplum kuruluşlarının tepkisini çekti. Muhalefet, Netanyahu’nun bu kararla soruşturmayı engellemeye çalıştığını söylüyor.

Kanal 13’ün daha önceki bir haberinde, Katar’dan Netanyahu’nun danışmanlarına yüz binlerce dolar aktarıldığı öne sürüldü. Habere göre Katar’dan gelen paraların büyük miktarda olması, soruşturmayı yürüten yetkilileri şaşırttı.

Okumaya Devam Et

ORTADOĞU

On binlerce İsrailli Netanyahu hükümetine karşı yürüyor

Yayınlanma

İsrail’de on binlerce kişi Başbakan Binyamin Netanyahu ve hükümetinin, İsrail iç istihbarat teşkilatı Şin-Bet (Şabak) Direktörü Ronen Bar’ı görevden alma girişimi ve Gazze’ye saldırıları yeniden başlatma kararına karşı gösteri düzenliyor.

Protestoların odak noktası, İsrail’de Meclis, Başbakanlık ve diğer hükümet binalarının bulunduğu Batı Kudüs oldu.

Göstericiler sabah saatlerinde Tel Aviv-Kudüs arasındaki ülkenin ana arterlerinden 1 numaralı otoyolu trafiğe kapattı. Yollarda uzun kuyruklar oluşturdu.

Ardından, İsrail Meclisi çevresinde bakanlıklar ve devlet binalarının bulunduğu Batı Kudüs’teki meydanda toplanan on binlerce kişi, Netanyahu hükümetinin istifası ve erken seçim çağrısıyla protesto düzenledi.

İsrail bayrakları, Gazze Şeridi’ndeki İsrailli esirleri temsil eden sarı kurdeleler taşıyan göstericilere, eski Başbakan Ehud Barak, eski Savunma Bakanı Moşe Yaalon gibi eski üst düzey siyasetçiler de katıldı.

Hükümetin Gazze Şeridi’ne yeniden saldırı başlatmasını protesto eden göstericiler, Netanyahu’yu “siyasi gerekçelerle Gazze’ye saldırı başlatıp buradaki İsrailli esirlerin hayatını riske atmakla” suçlayan sloganlar attı, afiş ve pankartlar taşıdı.

Öte yandan Batı Kudüs’teki gösterilere araçlarıyla katılan bazı vatandaşlar, trafikte araçlarını durdurarak sivil itaatsizlik eylemleri gerçekleştirdi. Batı Kudüs’ün birçok noktasında trafik yoğunluğu yaşandı.

“Netanyahu hükümeti meşruiyetini kaybetti”

İsrail’de ana muhalefet partisi Yesh Atid (Gelecek Var) lideri Yair Lapid, sosyal medya hesabından yaptığı paylaşımda, İsraillilere gösterilere katılma çağrısı yaptı.

“Netanyahu hükümeti meşruiyetini kaybettiği için sokaklara inme kararı aldıklarını” belirten Lapid, “hükümetin yol açtığı yıkım karşısındaki sessizliğin, hükümete ülkeyi parçalaması için daha fazla zaman verdiğini” ifade etti.

The Times of Israel’in haberine göre, İsrail Hava Kuvvetlerinden emekli Tuğgeneral Amir Haskel, Netanyahu’nun Batı Kudüs’teki evinin yakınlarında megafonla slogan atarken İsrail polisi tarafından güç kullanılarak gözaltına alındı.

Netanyahu’nun İsrail’de Şin-Bet Direktörü Ronen Bar’ı görevden alacağını 16 Mart’ta duyurması, muhalefetin ve Netanyahu karşıtlarının yoğun tepkisiyle karşılanmıştı.

İsrail Başsavcılığı, Netanyahu’nun yakın danışmanlarının soruşturulduğu iki dosyaya Şin-Bet baktığı için söz konusu adımın hukuksuz olabileceği uyarısını yapmıştı.

İsrail Başbakanlığı, Başsavcı Gali Baharav-Miara’nın “yetkisini sapıkça aştığı” değerlendirmesinde bulunmuştu.

İsrail, siyasi kriz yaşanırken ateşkesi bozdu

İsrail’de siyasi kriz yaşanırken Netanyahu hükümeti, 18 Mart’ta Hamas ile ateşkesi bozarak Gazze Şeridi’ne şiddetli saldırılar düzenledi.

İsrail ordusunun Gazze Şeridi’ne 18 Mart sabahı düzenlediği hava saldırılarında, çoğunluğu kadın ve çocuk olmak üzere en az 400 kişi hayatını kaybetti, 500’ün üzerinde Filistinli yaralandı.

İsrail Başbakanlık Ofisinden yapılan açıklamada, saldırıların Başbakan Binyamin Netanyahu ve Savunma Bakanı Yisrael Katz’ın talimatlarıyla başlatıldığı, Hamas’a karşı “gittikçe artan askeri güçle” hareket edileceği ifade edildi.

Hamas ise “İsrail’in verdiği sözlere uymadığını ve ateşkese arabulucu ülkelerin gözü önünde sorumluluklarını yerine getirmeyerek Gazze Şeridi’nde Filistin halkına karşı soykırımını yeniden başlattığını” açıkladı.

Gazze Şeridi’ndeki İsrailli esirlerin aileleri, ateşkesi bozan Netanyahu hükümetini “esirlerden vazgeçmekle” suçlayarak hükümetin savaşı yeniden başlatmasına esirleri geri getirmeyi gerekçe göstermesinin “tam bir aldatmaca olduğunu” belirtti.

İsrail’deki muhalefet partileri de Başbakan Netanyahu’nun iç istihbarat teşkilatı Şin-Bet Direktörünü görevden alması gibi tartışmalı siyasi adımlarının gölgesinde saldırıların yeniden başladığına dikkati çekti.

Okumaya Devam Et

Çok Okunanlar

English