AVRUPA
Avrupalı enerji şirketleri gaz depolamak için Ukrayna’ya yöneliyor

AB’nin doğal gaz depolarının tam kapasiteye yaklaşması, Avrupalı enerji şirketlerini kış aylarının en yoğun talebi öncesinde fazla rezervleri Ukrayna’da depolamaya yöneltti.
Gas Infrastructure Europe’un rakamlarına göre, AB’nin depoları şu anda neredeyse yüzde 99 oranında dolu durumda ve Brüksel’in Kasım ayı itibariyle depolama kapasitesinin yüzde 90’ına ulaşma hedefi aşıldı.
Bu rakam, sıvılaştırılmış doğal gaz (LNG) ithalatının devam etmesi ve talebin azalması nedeniyle bölgenin bazılarının korktuğundan çok daha fazla gaz depoladığını gösteriyor.
Financial Times’a (FT) göre bu durum AB’yi bir enerji şokuna karşı daha az kırılgan hale getirse de, kıtanın önümüzdeki kış için ihtiyaç duyduğu tüm enerjiye sahip olacağının garantisi olmaktan uzak.
Fiyat raporlama ajansı Argus’un Avrupa gaz fiyatlandırma müdürü Natasha Fielding, “Planlanmamış büyük arz kesintileri ya da Avrupa ve Asya’yı aynı anda vuran uzun ve derin soğuk hava dalgaları dışında Avrupa’da gaz sıkıntısı riski bu kış için düşük. Avrupa olabildiğince iyi stok yaptı,” dedi.
Buna karşın, Uluslararası Enerji Ajansı geçen yıl Avrupa’daki depolama tesislerinin şimdiye kadar sadece üçte ikisinin dolu olma riski taşıdığı uyarısında bulunmuştu.
AB’deki depolama tesislerinin neredeyse kapasiteye ulaşmasıyla birlikte şirketler rezervlerini depolamak için Avrupa’nın en büyük tanklarına ev sahipliği yapan Ukrayna’ya yönelmeye başladı ve ülkede tutulan doğal gaz miktarı savaştan bu yana en yüksek seviyeye ulaştı. Bazıları da kapasiteyi arttırmak için LNG tankerlerine açık denizde ‘yüzer depo’ görevi görmeleri için ödeme yapıyor.
Birleşik Krallık’ın kapasitesi diğer pek çok Avrupa ülkesinin kapasitesinden çok daha küçük olmasına rağmen, ülkedeki tüm depolar neredeyse kapasiteye yakın bir şekilde doldurma konusunda AB’ye benzer bir başarısı var: Şu anda mevcut oranlar yüzde 95.
Ukrayna’nın avantajları
Ukrayna’nın savaştan kaynaklanan risklere rağmen bir depolama alternatifi olarak ortaya çıkmasının nedeni, ucuz depolama tarifeleri ve üç yıl boyunca gümrük vergisi muafiyeti gibi teşvikler sunarak gazın AB’ye kolayca yeniden ithal edilmesini sağlaması.
Devlet enerji şirketi Naftogaz’a göre ülkedeki tanklar büyük ölçüde ülkenin batısında, cephe hatlarından uzakta, yerin derinliklerinde yer alıyor ve şu anda AB kuruluşlarına ait 2 milyar metreküpten fazla gaz içeriyor. Şirket 10 milyar metreküpten fazlasını (Ukrayna’nın ulusal kapasitesinin üçte biri) yabancı müşterilere sunmuş durumda.
Naftogaz CEO’su Oleksiy Çernışov, Avrupalı şirketlerin gazlarını Ukrayna’daki depolara koyarak ‘tamamen ticari bir risk’ aldıklarını ve çatışmalardan uzak olmasına rağmen Rus saldırılarının hedefi olabileceklerini söyledi.
Naftogaz, bu yılın ocak ve ekim ayları arasında ülke genelindeki tesislerinden 128’inin Rus saldırılarından zarar gördüğünü belirtirken, sektördeki kişiler hiçbir yeraltı deposunun vurulmadığını söylüyor.
AB ve Ukrayna ayrıca depolama tesislerinin savaştan kaynaklanan hasarlara karşı sigortalanması olasılığını da görüşüyor. Çernışov herhangi bir garantinin Ukrayna tanklarının kullanımını daha da artıracağını söyledi fakat sigortanın öngörülebilir gelecekte uygulanabilir olmasını beklemediğini de sözlerine ekledi.
Brüksel, üye ülkelere Rusya’dan ithalatı yasaklama yetkisi verecek
Öte yandan AB, Ukrayna savaşının başlamasından yaklaşık iki yıl sonra üye ülkelere Rusya ve Belarus’tan gaz ithalatını durdurma yetkisi vermeye hazırlanıyor.
Brüksel tarafından önerilen ve Financial Times tarafından görülen yasa taslağına göre, herhangi bir üye ülke Rusya ve Belarus’tan şirketlerin kendi gaz boru hatlarında ve sıvılaştırılmış doğal gaz terminallerinde kapasite satın almasını yasaklayabilecek.
Birliğin üst düzey bir yetkilisine göre bu öneri, AB enerji şirketlerinin Rus gaz sağlayıcılarıyla yaptıkları sözleşmelerden yüksek tazminat ödemek zorunda kalmadan çıkabilmeleri için bir temel oluşturabilir.
AB, savaşın ardından Rus enerjisine olan bağımlılığını kademeli olarak azaltmış olsa da, LNG sevkiyatları da dahil olmak üzere gaz tedarikinin yaklaşık onda birini hâlâ bu ülkeden alıyor. Avusturya ve Macaristan’ın da aralarında bulunduğu bazı üye devletler hâlâ büyük ölçüde Rus kaynaklarına güveniyor.
Avrupa Komisyonu üye ülkeleri kalan gaz ithalatını kesmeye zorlamak istiyor. Aralarında Polonya ve Baltık ülkelerinin de bulunduğu bazı üye ülkeler Moskova’ya karşı daha sert önlemler alınmasını talep ediyor.
Taslak mevzuata göre AB üye devletleri, ‘temel güvenlik çıkarlarını korumak için gerekli olduğu hallerde’ Rusya ve Belarus’tan gelen gaz operatörlerinin altyapıya erişimini “kısmen ya da gerekçelendirildiği hallerde tamamen sınırlandırabilecek.”
Üye devletler ve Avrupa Parlamentosu’ndan müzakerecilerin taslak metni cuma günü onaylaması bekleniyor. Metnin nihai halinin parlamento ve üye devletler tarafından resmi olarak onaylanması gerekiyor.
AVRUPA
İngiltere: Putin’in yeni oyun alanı Batı Balkanlar

Batı Balkanlar, Birleşik Krallık hükümetinin üst kademelerindeki isimler tarafından “yeni sıcak nokta” olarak tanımlanıyor ve Londra, “Rus etkisini” önlemek için bölgedeki altı devletin de AB’ye katılması için bastırıyor.
Birleşik Krallık Dışişleri Bakanı David Lammy geçen hafta bölgeye yaptığı bir ziyaret sırasında POLITICO’ya verdiği demeçte, “Avrupa’da savaşın yaşandığı ve Rusya’nın bölgeye uzun süredir müdahale ettiğini gördüğümüz bu dönemde, gözünüzü hâlâ aşılması gereken eski sorunların bulunduğu Batı Balkanlar’dan ayırırsanız aptallık etmiş olursunuz,” dedi.
Putin’in buradaki çıkarının “bölgeyi istikrarsız tutmak” olduğunu öne süren İngiliz bakan, Rusya’nın Batı Balkanları oluşturan ülkeleri “diken üstünde tutmak, istikrarsızlaştırılmış bir nüfusa sahip olmak ve siber ve hibrit bir savaş yürütmek” gibi hedefler güttüğünü öne sürdü.
Bölgedeki altı Balkan ülkesi de AB’ye üye olmaya çalışıyor; fakat hem Bosna-Hersek, hem de Sırbistan çeşitli nedenle istikrarlı olmaktan uzak.
Kamuoyu önünde yorum yapma yetkisi bulunmayan ve isminin açıklanmasını istemeyen bir Birleşik Krallık yetkilisi, “[Batı Balkan ülkeleri] Şu anda ilerlemek zorundalar yoksa Rusya’nın oyun alanı olmaya devam edecekler,” iddiasında bulundu.
Yetkililer, Brüksel Ukrayna’nın üyeliğiyle meşgul olmadan önce Balkan ülkelerinin “arada kalmayı bırakmaları” için “oldukça dar bir pencere” olduğunu söylüyorlar.
Lammy, Sırbistan’ın 2009 yılında başlattığı AB’ye katılma sürecini “gerçekten istediğine” inanıyor. Bakan, Sırbistan’ın başkenti Belgrad’da verdiği bir mülakatta, “Fakat oraya nasıl, ne kadar hızlı ve ne kadar ciddi bir şekilde ulaşılacağı konusunda farklı bakış açıları var. Alternatif bir vizyon var ve bu daha karanlık bir vizyon. Oligarşiye, yolsuzluğa, ağır devlet kontrolüne, çok daha fazla polis devletine işaret eden bir pozisyon. Böyle bir vizyon da var ve bunlar dünyanın bu bölgesinde tartışılıyor,” dedi.
Lammy POLITICO’ya verdiği demeçte, Aleksandar Vučić ile çarşamba günü başkanlık sarayında yaptığı görüşmede protestoları ve sonik silah kullanımı iddialarını gündeme getirmeden önce “Halkın yanındayız” dedi.
Dışişleri Bakanı, “yasadışı göçle mücadele” ve Sırbistan’ı Batı’ya yakınlaştırma ikili amacını güden bir dizi anlaşmayı imzalamak için Balkan ülkesine gitti.
Öte yandan Sırbistan lideri medyaya verdiği demeçte, “Büyük Britanya’daki protesto ve gösteriler hakkında yorum yapmak aklıma bile gelmiyor çünkü Büyük Britanya’nın egemenliğine saygı duyuyorum,” diyerek Lammy’ye cevap verdi.
Vučić ayrıca protestoculara karşı güç ya da sonik silah kullanıldığını reddetti ve Lammy’nin basına yaptıkları açıklamalar sırasında “anayasaya aykırı” eylemlerini gündeme getirmesi üzerine Bosna’daki Sırp Cumhuriyeti’nin lideri Milorad Dodik’i savundu. Dodik, ABD ve Britanya’nın yaptırım listesinde.
POLITICO’ya konuşan Kosova Cumhurbaşkanı Vjosa Osmani ise, “çılgın hegemonyacı komşu” olarak tanımladığı Sırbistan ile ilişkilerde her şeyin yolunda gitmediğini söyledi.
POLITICO, NATO Barış Gücü (KFOR) kapsamında bölgede bulunan İngiliz askerlerinin Lammy’ye, Kosova’daki Sırp faaliyetlerini istihbarat operasyonları da dahil olmak üzere Rusya’nın desteklediğine inandıklarını söylediğini aktardı. Askerler ayrıca siyasi mitingler ve seçimlerin yanı sıra kritik altyapıyı da gözetliyor.
Kosovalı yetkililer bir süredir Sırbistan’la yeni bir savaş ihtimalinin çok da uzak olmadığı uyarısında bulunuyorlar.
Lammy ile görüşmesinde Osmani, iki ülkenin silah alımını ve birliklerinin daha fazla ortak operasyon yapmasını içeren bir ekonomi ve güvenlik anlaşması imzalanması konusunda kendisine baskı yaptı.
Ayrıca POLITICO’ya ülkesinin İngiltere ve Fransa’nın Ukrayna için organize etmeye çalıştığı barış gücüne katılma isteğini “resmen ifade ettiğini” söyledi fakat bunu Londra’nın istediği anlaşmayı imzalaması şartına bağladı.
AVRUPA
Polonya’da cumhurbaşkanı adayları Ukrayna kartını oynuyor

Polonya’da Ukraynalılara yönelik olumsuz kamuoyu görüşü son üç yılın en yüksek seviyesine ulaştı. Araştırma merkezi Res Futura’nın verilerine göre, artan suç oranları, sosyal yardımların kötüye kullanıldığı iddiaları ve çiftçilerin yaşadığı haksız rekabet bu durumun temel nedenleri arasında yer alıyor.
Polonyalı internet kullanıcıları, son üç yılda Ukraynalılara karşı rekor düzeyde olumsuz bir tavır sergiledi.
Kamuoyu araştırma merkezi Res Futura’ya göre, mart ayında Ukraynalı mülteciler ve Kiev yönetimi hakkındaki eleştirel yayınların sayısı 325 milyona ulaştı.
Mesajlardaki baskın temanın Ukrayna ordusuna yapılan askeri yardımın durdurulması çağrısı olması dikkat çekti; bu çağrıların oranı yüzde 32 olarak kaydedildi.
Ayrıca, Polonyalılar ülkede yaşayan Ukraynalıları suç oranlarının artmasından ve sosyal yardımları kötüye kullanmaktan yaygın olarak sorumlu tutuyor.
Olumsuz içerikli paylaşımların altındaki yorumlarda Volin Katliamı sıkça tartışıldı. Bu konu, muhalif yayınların yüzde 46’sında gündeme geldi.
Ukraynalılara yönelik tutum, Polonyalı sosyologların sıkça incelediği bir konu hâline geldi.
Nitekim, şubat ayında Radio ZET, vatandaşların yaklaşık yüzde 57’sinin Kiev’in Moskova ile barış anlaşması yapması gerektiğine inandığını gösteren verileri paylaştı.
Ankete katılanların sadece yüzde 30’u farklı bir görüş belirtti.
Sosyologların bu konuya ilgisi, Polonya’daki kitlesel mülteci varlığının yol açtığı karmaşık sosyal durumla kolayca açıklanıyor.
TASS‘ın haberine göre, geçen hafta ülkede 34 yaşındaki bir Ukrayna vatandaşı, işverenini kundaklama suçlamasıyla tutuklandı. Polis, mağdurun durumunun ağır olduğunu bildirdi.
Epoznan‘ın haberine göre de şubat ayında trafik kurallarını sürekli ihlal eden ve trafik kamerasına orta parmağını gösteren bir genç Polonya’dan sınır dışı edildi.
Yoldan geçenleri dövdüğü ve kadınları taciz ettiği defalarca tespit edilen başka bir Ukraynalının sınır dışı edilmesi de benzer şekilde kamuoyunda yankı buldu. Söz konusu şahsın dairesinde uyuşturucu madde de ele geçirildi.
Polonyalıların hoşnutsuzluğunun ekonomik nedenleri de bulunuyor.
Ülkede çiftçi protestoları devam ediyor. Tarım sektörü çalışanlarının gösterileri 2024 yılında başlamıştı.
Çiftçiler, Ukrayna’dan gelen gıda ürünleriyle oluşan haksız rekabet koşullarından şikayetçi. Avrupa Birliği (AB) düzeyinde bu sorun henüz çözülemedi.
Bu durum, Ukrayna faktörünün ülkenin iç siyasetinde giderek daha belirgin bir rol oynadığını gösteriyor.
18 Mayıs’ta yapılacak cumhurbaşkanlığı seçimleri öncesinde bu faktörün etkisi de artıyor.
Sivil Platform (PO) adayı Rafal Trzaskowski favori olarak görülürken, onu Hukuk ve Adalet Partisi’nden (PiS) Karol Nawrocki ve Konfederasyon Partisi’nden Sławomir Mentzen takip ediyor.
Ukrayna konusu, adayların seçim kampanyalarında önemli bir yer tutuyor.
Nitekim Nawrocki, Vladimir Zelenskiy konusunda “derin bir hayal kırıklığı” yaşadığını ifade etti.
Nawrocki, Varşova’nın Kiev’e yaptığı yardım karşılığında “hiçbir şey almadığını” ve bunun “ortaklık anlayışıyla bağdaşmadığını” vurguladı.
Mentzen ise Polonyalı askerlerin Ukrayna’da konuşlandırılmasına karşı çıktı. Hatta Lviv Belediye Başkanı Andriy Sadovyi ile polemiğe girdi.
Mentzen, şehri ziyareti sırasında Stepan Bandera anıtının yanında çektiği videoda, Ukraynalı milliyetçiyi “terörist” olarak nitelendirdi ve Kiev’i “suçlulara tapmakla” eleştirdi.
Tusk: Polonya bir cephe ülkesi, Ukrayna’nın savunmasına her şeyini veremez
AVRUPA
ABD, Polonya’daki Ukrayna yardım merkezinden askeri personelini çekti

ABD Ordusu, Ukrayna’ya askeri destek dağıtımında önemli bir lojistik merkez olan Rzeszów yakınlarındaki Jasionka üssünden Amerikan personelinin ve askeri teçhizatının çekildiğini açıkladı.
Başbakan Donald Tusk, “Amerikalılar bizi önceden bilgilendirdi ve Rzeszów bölgesinden çekilen birliklerin Polonya’da konuşlanmaya devam edeceği konusunda güvence verdi. Bu Polonya’daki ya da Avrupa’daki ABD güçlerinin azaltılması anlamına gelmiyor,” dedi.
Komutanlıktan yapılan açıklamada, birliklerin “ABD askeri operasyonlarını optimize etmeye yönelik daha geniş bir stratejinin parçası olarak, Müttefiklere ve ortaklara verilen destek düzeyini artırırken aynı zamanda verimliliği de artırarak” ülkedeki diğer yerlere taşınacağı belirtildi.
Birliklerin ve teçhizatın yeniden konumlandırılması kararının “Polonyalı ev sahipleri ve NATO müttefikleri ile yakından koordine edilen aylarca süren değerlendirme ve planlamayı yansıttığı” belirtilen açıklamada, Jasionka aracılığıyla Ukrayna’ya askeri yardımın kolaylaştırılmasının artık Polonya ve NATO liderliğinde devam edeceği ifade edildi.
2022’de Ukrayna savaşının başlamasının ardından ABD kuvvetleri Jasionka’da geçici bir varlık tesis etmişti.
Polonya’daki kalıcı bir askeri üssü olarak yer almamasına rağmen, bölge son üç yıldır ABD, NATO ve ortak güçler tarafından kullanılıyor.
-
ORTADOĞU2 hafta önce
Suriye İnsan Hakları Takip Komitesi: Sahil bölgesinde soykırım işlendi
-
DİPLOMASİ2 hafta önce
Politico: İmamoğlu’nun tutuklanmasına rağmen AB, Türkiye’ye para göndermeye devam edecek
-
DÜNYA BASINI2 hafta önce
Signal bir Amerikan hükümeti operasyonudur
-
AMERİKA2 hafta önce
Gizli CIA dosyalarında ‘Ahit Sandığı’nın bulunduğu iddia ediliyor
-
DİPLOMASİ2 hafta önce
ABD, Ukrayna’ya ‘sömürge’ anlaşması teklif etti
-
RUSYA2 hafta önce
Güney Koreli şirketler Rusya’ya dönmek istiyor
-
RUSYA2 hafta önce
Putin: Arktik’te işbirliğine hazırız
-
AVRUPA6 gün önce
Almanya’daki Porsche fabrikaları tank üretmeye başlayacak