Bizi Takip Edin

DİPLOMASİ

Birliğini güçlendiren ŞİÖ, başka hiçbir devlete karşı olmadığını vurguladı

Yayınlanma

Hindistan’ın ev sahipliğinde video konferans yöntemiyle düzenlenen Şangay İşbirliği Örgütü (SCO) Liderler Zirvesinin sonunda yayınlanan Yeni Delhi Bildirgesi’nde, Avrasya güvenlik ve siyasi gruplaşmasının başka hiçbir devlete karşı olmadığı ve herkesle geniş işbirliğine açık olduğu vurgulandı.

Gündeminde terörizm, bölgesel güvenlik ve refah konularının yer aldığı zirvenin ortak bildirisinde, ŞİÖ’nün uluslararası ve bölgesel sorunların “kolektivizasyon, ideoloji ve çatışmacı düşünce” yoluyla çözülmesine karşı olduğu belirtildi.

ŞİÖ’yü bir “aile” olarak niteleyen Modi, örgütün vizyonunun “güvenlik, ekonomik kalkınma, bağlantısallık, birlik, egemenliğe saygı, bölgesel bütünlük, çevrenin korunması” olduğu söyledi.

Ev sahibi Hindistan Başbakanı Modi açılış konuşmasında, “Geçtiğimiz yirmi yıl içerisinde ŞİÖ, tüm Avrasya bölgesinde barış, refah ve kalkınma için önemli bir platform olmuştur. Hindistan’ın Avrasya’yla olan binlerce yıllık kültürel ve insanlar arası bağları, ortak mirasımızın canlı bir kanıtıdır” dedi.

Terörle mücadelenin önemine de değinen Modi, bazı ülkelerin “sınır ötesi terörizmi kendi politikaları için kullandığını ve teröristlere sığınak sağladığını” savundu ve ŞİÖ üyelerine söz konusu durumu “kınama” çağrısında bulundu.

İran resmen üye oldu

2001 yılında Pekin ve Moskova tarafından kurulan Örgüt, Hindistan, Pakistan, Kazakistan, Kırgız Cumhuriyeti, Tacikistan ve Özbekistan’ı da içeriyor.

İran ise bugünkü toplantıda gruba resmen katılan dokuzuncu üye oldu. Bunun üzerine Pekin’deki Şanghay İşbirliği Örgütü Sekreterliğinde İran için bir bayrak çekme töreni düzenlendi.

İran Cumhurbaşkanı İbrahim Reisi zirvede yaptığı konuşmada, “İran, Şanghay İşbirliği Örgütünün, önemli göstergeler, kapasiteler ve ayrıcalıklı bir konumla büyüyen bir örgüt olduğuna ve İran’ın bu resmi üyeliğinin faydalarının tarihte yer bulacağına inanıyor” dedi.

Reisi, İran’ın örgütteki varlığının üye ülkeler arasında kolektif güvenliğin gelişmesine, sürdürülebilir kalkınmaya ve ilişkilerin genişletilmesine yol açacağını umduğunu belirtti.

İran’ın “komşuluk ve yakınlaşma” politikasını dış siyasetinin temeli haline getirdiğini ve bunu bölgesel barış ve istikrarı sağlamanın en iyi yolu olarak gördüğünü söyleyen Reisi, “İran, uzun yıllar bölgedeki güvenliği sağlama ve hegemonyayla mücadele etme taahhüdünü kanıtlamıştır. Terörizmden, aşırılıktan ve bölücülükten arınmış bir bölgeye doğru ilerlemek için bu tecrübelerini Şangay İşbirliği Örgütü çerçevesinde paylaşmaya hazırdır” diye konuştu.

Reisi ayrıca, “hegemonya aracı haline gelen doların hakimiyetini kırmak için” ŞİÖ üyesi ülkeler arasında ticaretin ulusal para birimleriyle yapılması gerektiğini söyledi.

Xi’den dayanışma ve güveni güçlendirme vurgusu

Zirvede konuşan, Çin Devlet Başkanı Xi Jinping, örgütün üyelerinin dayanışma ve karşılıklı güveni güçlendirmesine işaret etti.

Üyelerin dayanışması ve karşılıklı güveniyle bölgesel barış ortamı oluşturulmasının gerekliliğinden bahseden Xi, ekonomik iyileşmenin hızlanması için üye ülkeler arasında “pragmatik işbirliğinin” önemine değindi.

Xi barış, kalkınma ve işbirliği trendinin geçmişten bu yana sürdüğünü ve devam edeceğini belirtti.

Putin: Dış güçlerce Rusya’ya karşı hibrit savaş yürütülüyor

Wagner isyanı sonrası katıldığı ilk etkinlik olan Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin, dış güçlerce Rusya’ya karşı hibrit savaş yürütüldüğünü ve benzeri görülmemiş ölçekte gayrimeşru yaptırımlar uygulandığını söyleyerek “Rusya, dış baskılara, yaptırımlara ve provokasyonlara güvenle direniyor ve direnecek” dedi.

ŞİÖ’nün yapıcı bir temel üzerinde kurulu olduğunu dile getiren Putin, örgütün uluslararası ilişkilerde giderek daha önemli bir rol oynadığını, barış ve istikrarın korunmasına, üye devletlerin sürdürülebilir ekonomik büyümesinin sağlanmasına ve halklar arasındaki bağların güçlendirilmesine gerçek katkılar sunduğunu belirtti.

Putin, dünyada jeopolitik çelişkilerin şiddetlendiğini, uluslararası güvenlik sisteminin bozulmaya devam ettiğini, gelişmiş ülkelerdeki kontrolsüz borç birikimi nedeniyle küresel ekonomik ve mali kriz risklerinin, sosyal tabakalaşma ve yoksulluğun arttığını, gıda ve çevre güvenliğinin kötüye gittiğini vurgulayarak “Tüm bu sorunlar çatışma potansiyelinde gözle görülür bir artışa yol açtı. Rusya tüm bunları doğrudan kendi üzerinde hissediyor” şeklinde konuştu.

Dış güçlerin komşu ülke Ukrayna’da uzun süredir “Rusya karşıtı” bir devlet oluşturma projesini hayata geçirdiğini anlatan Putin, “Tüm bunlar Rusya’nın güvenliğini tehlikeye atmak ve kalkınmasını engellemek için yapılıyor. Rusya’ya karşı hibrit savaş yürütülüyor. Rusya’ya karşı benzeri görülmemiş ölçekte gayrimeşru yaptırımlar uygulanıyor. Rusya, dış baskılara, yaptırımlara ve provokasyonlara güvenle direniyor ve direnecek” ifadelerini kullandı.

“İsyan girişimine karşı birlik olduk”

Putin, Rusya’nın istikrarlı şekilde gelişmeye devam ettiğini, Rus halkının daha önce hiç olmadığı kadar birlik içerisinde olduğunu söyleyerek siyasi çevreler ve toplumun (Wagner’in) isyan girişimine karşı birlik sergilediğinin altını çizdi.

ŞİÖ ülkelerinin Rusya yönetimine verdiği destekler için teşekkür eden Putin, “ŞİÖ üyeleriyle bağlarımızı daha da derinleştirmeyi amaçlıyoruz. Rusya’nın ŞİÖ üyesi devletlerle geçen yıl ticaret yüzde 37 artarak 263 milyar dolarlık rekor seviyeye ulaştı” diye konuştu.

ŞİÖ-Afganistan Temas Grubu

Özbekistan Cumhurbaşkanı Şevket Mirziyoyev konuşmasında, Afganistan’ın yakın komşuları olan Şanghay İşbirliği Örgütü ülkelerinin, Afgan sorununa uzun vadeli bir siyasi çözümün bulunmasını en çok isteyenlerden olduğunu belirterek “Bu çerçevede ŞİÖ-Afganistan Temas Grubu formatında ortak çalışma ve istişarelerin yeniden başlatılmasının uygun olacağını umuyoruz” dedi.

Üye sayısı 9’a çıktı

Türkiye’nin “diyalog ortağı” olarak yer aldığı ŞİÖ, ilk olarak Şanghay Beşlisi adıyla 1996’da Çin, Rusya, Kazakistan, Kırgızistan ve Tacikistan temsilcilerinin Çin’in Şanghay kentinde bir araya gelerek Sınır Bölgelerinde Askeri Güvenin Derinleştirilmesi Anlaşması’nı imzalamasıyla kuruldu.

2001’de Özbekistan’ın katılımıyla üye sayısı 6’ya çıkan Şanghay Beşlisi’nin adı Şanghay İşbirliği Örgütü olarak değişti. Pakistan ve Hindistan da daha sonra tam üye olarak örgüte kabul edildi.

2005’te ŞİÖ’ye gözlemci olarak kabul edilen İran’ın tam üyelik süreci 2021’de başlamıştı. İran’ın üyeliğinin resmileşmesiyle örgütün üye sayısı 9’a çıktı. Afganistan, Moğolistan ve Belarus ise ŞİÖ’de gözlemci üyeler olarak yer alıyor.

DİPLOMASİ

Peru Chancay Limanı, Çin’in Kuşak Yol’u için de yeni fırsatlar açacak

Yayınlanma

Çin Devlet Başkanı Xi Jinping ve Peru Devlet Başkanı Dina Boluarte perşembe günü Peru’nun Chancay kentinde dev bir limanın açılışını online olarak yaparak 3,6 milyar dolar yatırım çekmesi beklenen ve Çin’den Pasifik Okyanusu üzerinden Güney Amerika’ya doğrudan bir rota oluşturacak bir altyapı projesini kutladılar.

Asya-Pasifik Ekonomik İşbirliği forumu ve Xi’nin Başkan Joe Biden ile yapacağı son toplantı öncesinde gerçekleşen liman açılışı, bir zamanlar ekonomik fırsatlar için öncelikle ABD’ye bakan bir bölgede Çin’in artan etkisinin altını çiziyor.

Xi, Peru’ya varışından önce El Peruano gazetesinde yayınlanan başyazısında “Çin, Perulu dostlarımızla tek yürek ve aynı hedefle el ele çalışmaya ve dostluğumuzun gemisini daha da parlak bir geleceğe doğru yönlendirmeye hazırdır” diye yazdı .

Çin lideri mega limanın açılış töreninde yaptığı konuşmada projeyi “Kuşak ve Yol Girişimi himayesinde Çin-Peru işbirliğinin başarılı bir örneği” olarak övdü.

Xi, yatırımın Çin ve Latin Amerika arasında yeni bir deniz koridoru oluşturacağını, “büyük İnka yolu ile deniz İpek Yolu’nu birbirine bağlayarak Peru ve bölgedeki diğer uluslar için ortak refahın yolunu açacağını” söyledi.

Çin lideri, “2,000 yıldan daha uzun bir süre önce Çinli atalarımız Pasifik boyunca yelken açarak Deniz İpek Yolu’nu oluşturdular ve Doğu ile Batı’yı birbirine bağladılar. Perulu İnka halkı 500 yılı aşkın bir süre önce dağları ve vadileri korkusuzca aşarak And Dağlarını kuzeyden güneye kat eden İnka Yolu’nu inşa etti” dedi ve şöyle devam etti:

“Bugün Chancay Limanı modern İnka Yolu için yeni bir başlangıç noktası haline geliyor. Chancay’dan Şanghay’a, Peru’daki Kuşak ve Yol girişimi kapsamında sadece yeni bir gelişmeye değil, aynı zamanda yeni bir çağ için yeni bir kara-deniz geçidinin doğuşuna tanık oluyoruz.”

Çin lideri ayrıca proje ortaklarını ulaşım kapasitesini artırmaya, hizmetleri iyileştirmeye ve Güney Amerika ile Çin arasındaki bağlantıları güçlendirmeye çağırdı.

Peru lideri Boluarte bu projeyi kıtayı Asya’ya bağlayan potansiyel bir “sinir merkezi ” olarak nitelendirdi ve bunun yılda 8,000 kişiye istihdam ve 4.5 milyar dolarlık ekonomik faaliyet yaratabileceğini söyledi.

Çinli şirketler derin su limanı projesinin neredeyse her aşamasında yer alıyor. Yüksek teknolojili lojistik merkezi, 2019 yılında projeye yüzde 60 hisse almak için 1,3 milyar dolar yatırım yapan Çinli nakliye devi Cosco tarafından işletilecek. Çin devlet medyası, tamamlanmış projenin toplam maliyetinin 3,6 milyar dolar kadar olduğunu tahmin ediyor.

Sadece küçük gemileri elleçleyecek bir liman inşa eden ilk aşamanın bu ay faaliyete geçmesi bekleniyor.

Otomatik kargo vinçleri Shanghai Zhenhua Heavy Industries tarafından tedarik ediliyor. Çinli şirketler tarafından üretilen elektrikli sürücüsüz kamyonlar ise konteyner ve kargoları taşımak için kullanılacak. Bu arada Kongre müfettişleri bu Çinli şirketin ABD limanları için güvenlik riski oluşturduğunu iddia etmişti.

ABD tedirgin

Çin’in bölgede artan etkisinden endişe duyan ABD, Peru’nun Çin askeri gemileri tarafından kıtada bir dayanak noktası olarak kullanılabileceğini öne sürdü.

Kısa bir süre önce emekli olan ABD Güney Komutanlığı eski başkanı General Laura J. Richardson, Financial Times’a verdiği bir röportajda Chancay’in Çin donanmasına ait savaş gemilerine ev sahipliği yapabileceğini söylemişti. Pekin yönetimi projenin ticari çıkarlar dışında bir amacı olduğunu reddetti.

Washington Post’a konuşan, Stratejik ve Uluslararası Çalışmalar Merkezi’nin Amerika Programı Direktörü Ryan Berg, “Çinliler ille de büyük bir gösteri yapmak ve orada bir savaş gemisi konuşlandırmakla ilgilenmiyorlar, ancak bunun bir seçenek olduğunu bilmek istiyorlar” dedi.

Liman, kıtanın Çin ile giderek güçlenen bağlarını vurguluyor.

Çin’in Latin Amerika’daki yatırımları, madencilik ve diğer maden çıkarma endüstrilerinin ötesine geçerek hızla gelişiyor.

Peru bölgesel merkez olabilir

Bu arada Peru kamuoyu, bölgeye yatırım çekecek bir yüksek teknoloji merkezi olasılığını memnuniyetle karşıladı.

Tamamlandığında limanın 15 rıhtımı, Güney Amerika’da Panama Kanalı’ndan geçemeyecek büyüklükteki taşıyıcı gemilere ev sahipliği yapabilecek ilk yer olacak.

Çinli araştırmacılar, bu rotanın maliyetleri düşüreceğini ve sefer sürelerini 10 ila 20 gün kısaltarak bölgedeki diğer merkezlerden iş çekeceğini söyledi.

Ayrıca Peru’yu yeni ihracat pazarları ve hatta kıtada fabrika kuracak yerler arayan Çinli şirketler için cazip bir yer haline getirebilir. Haziran ayında Çin’e yaptığı bir ziyarette Boluarte, Çinli elektrikli otomobil devi BYD’nin ülkede bir montaj tesisi kurmayı düşünmesinin nedeni olarak Chancay’i gösterdi.

Peru liman otoritesi bu yıl Cosco’nun yatırım anlaşmasının şartlarını değiştirmeye çalıştı ve Çinli firmaya liman üzerinde 30 yıl boyunca münhasır işletme hakkı vermeyi kabul ederken “idari bir hata ” yapıldığını öne sürdü. Dava, Boluarte’nin Xi ile görüşmek üzere Çin’e gitmesinden günler önce haziran ayında düştü.

Chancay, Xi tarafından 2013 yılında başlatılan ulaşım ve teknoloji altyapısı inşa etmeye yönelik 1 trilyon dolarlık bir plan olan Kuşak ve Yol Girişimi kapsamında 40’tan fazla limandan oluşan genişleyen bir küresel ağa katılacak.

Xi ve Boluarte’nin ayrıca genişletilmiş bir serbest ticaret anlaşması imzalaması bekleniyor. Çin on yıldır Peru’nun en büyük ticaret ortağı konumunda. İki ülke geçen yıl 36 milyar dolarlık mal ticareti yaparken, Peru’nun ABD ile ticareti 21 milyar dolardı.

Pekin için liman, Peru ve komşu ülkelerdeki bir dizi mevcut yatırımı bir araya getirmeyi vaat ediyor.

Çin, Chancay’ı Latin Amerika’daki en büyük ticaret ortağı olan Brezilya’ya bağlayan bir demiryolu hattı inşa etmeyi hedefliyor ve Çinli firmalar Lima’nın elektrik dağıtımını devralma sürecinde.

Peru madencilik sektöründeki Çin yatırımlarının toplamı 11.4 milyar dolar. Bunun büyük bir kısmı elektronik ve temiz enerji teknolojilerinin üretimi için gerekli olan bakıra erişimi güvence altına almaya odaklanmış durumda.

Dünyadaki bakır rafinasyonunun neredeyse tamamı Çin’de gerçekleştiğinden, Chancay limanı Pekin’in Güney Amerika’nın ikinci en büyük ham bakır üreticisindeki madenlere erişimini geliştirmesine yardımcı olacak.

Okumaya Devam Et

DİPLOMASİ

Çin’in en büyük bankalarından biri, Rusya’ya yapılan yuan transferlerini engellemeye başladı

Yayınlanma

Çin’in dördüncü büyük bankası Bank of China, Rusya ile ticari ilişkileri bulunan ülkelerden yapılan yuan transferlerini engellemeye başladı.

RBK gazetesine konuşan iş insanları, avukatlar ve danışmanlar, varlıklarına göre Çin’in dördüncü büyük bankası olan Bank of China’nın, Rusya’nın mal alımı için kullandığı bazı ülkelerden yuan transferlerini engellemeye başladığını belirtti.

Örneğin, Birleşik Arap Emirlikleri (BAE) merkezli bir şirket, kısa süre önce Kazakistan’daki Bank CentreCredit’ten Çin’in Chouzhou Commercial Bankası’na yuan transfer edemedi.

İhracatçılar ve İthalatçılar Birliği Hukuk Komitesi Başkan Yardımcısı Vladislav Donçenko, bu işlemin, Kazakistan bankasının muhabir bankası olarak görev yapan Bank of China tarafından bloke edildiğini açıkladı.

Donçenko, şirketin ne yöneticisinin ne de kurucusunun Rusya ile resmi bir bağı bulunmadığını vurguladı. Ayrıca, Chouzhou Bank’ın artık yalnızca doğrudan muhabir ilişkiye sahip olduğu bankalardan ödeme kabul ettiğini belirtti.

ITSWM Danışmanlık Şirketi kıdemli analisti Giorgiy Okromçedlişvili ise, benzer sorunların Gürcistan ve Ermenistan’daki bankalardan Çin’e para aktarırken de yaşandığını ifade etti.

Diğer yandan Rus-Asya Sanayiciler ve Girişimciler Birliği Genel Konseyi Sekreteri Maksim Spasskiy, bu tür vakalardan haberdar olduğunu söyledi.

Bank of China’nın, Çin bankaları arasında en katı ve karmaşık uyumluluk prosedürlerine sahip olduğunu belirten Spasskiy, “Ufak bir risk şüphesi bile ödeme yapmayı reddetmelerine yol açabiliyor,” dedi.

Genel olarak, Çin’den yapılan mal alımları söz konusu olduğunda, sıradan ürünler için (örneğin tekstil ürünleri) ödemeler genelde küçük bölgesel bankalar aracılığıyla yapılabiliyor.

Fakat karmaşık ekipman veya elektronik ürünlerin teslimatı söz konusu olduğunda ve ödeme yapan şirket BAE, Kırgızistan veya Kazakistan merkezliyse, süreç daha da karmaşıklaşıyor.

NSP Hukuk Bürosu ortaklarından Aram Grigoryan, Çin bankalarının, aynı müşterinin hesapları arasında bile para transferi seçeneklerini giderek daha fazla daralttığını ve bu durumun kötüleşeceğini söyledi.

Grigoryan, “Bazı durumlarda, Çin bankaları yabancı bir banka hesabından Çin’deki bir banka hesabına ödeme yapılması için özel izinler talep ediyor,” ifadelerini kullandı.

BGP Litigation avukatı Kseniya Mudrik, Bank of China’nın, Rusya ile bağlantılı tarafların doğrudan veya dolaylı katılımıyla gerçekleşen sınır ötesi ödemelerde muhafazakâr bir politika izlediğini belirtti.

Nordic Star hukuk firmasının yönetici ortağı Andrey Gusev de Bank of China’nın bu tedbirleri yalnızca uluslararası baskılar nedeniyle değil, aynı zamanda iç düzenlemeler doğrultusunda aldığını ifade etti.

Rusya’dan yapılan ödemelerle ilgili sorunlar, Ukrayna’daki savaş nedeniyle 2022’de başlayan yaptırımların bir sonucu olarak ortaya çıktı. Aralık 2023’ten itibaren, “dost” ülkelerden bazı bankalar, ABD Başkanı Joe Biden’ın kararnamesi nedeniyle Rus şirketleriyle çalışma politikalarını daha da sıkılaştırdı.

Söz konusu kararnamede, yabancı bankaların, Rusya’dan yaptırım altındaki kişilere yönelik işlemleri kolaylaştırmaları veya Rusya’nın savunma sanayiine tedarik sağlamaları durumunda cezai yaptırımlara maruz kalabileceği belirtiliyor.

Çin-Rusya ödemeler sorunu

Okumaya Devam Et

DİPLOMASİ

Hırvatistan, 91 milyon dolarlık Bayraktar TB2 alacak

Yayınlanma

Hırvatistan hükümeti perşembe günü yaptığı açıklamada, parlamento komitesinin ABD yapımı roket sistemlerinin alımını desteklemesinden birkaç gün sonra, 86 milyon avroluk (91 milyon dolar) bir anlaşmayla Türkiye’den insansız hava araçları satın alacağını söyledi.

Hükümetten yapılan açıklamada, Bayraktar TB2 SİHA’larının 2026 yılına kadar satın alınmasının onaylandığı belirtildi.

Altı insansız hava aracının yanı sıra çeşitli ekipman ve uzmanların eğitimini de içeren anlaşmanın Hırvatistan ordusunun “çağdaş tehditlere başarılı bir şekilde yanıt vermesini” sağlayacağı belirtildi.

Salı günü ayrıca parlamentonun savunma komitesi ABD’den yaklaşık 290 milyon dolar değerinde sekiz adet HIMARS füze sisteminin satın alınmasını onaylamıştı.

Genelkurmay Başkanı Tihomir Kundid bunun ülkede “topçu füze birliklerinde yeni bir dönem” anlamına geleceğini söyledi.

Perşembe günü hükümet ayrıca Almanya’dan 50 adede kadar Leopard tankı satın almak için hazırlıklara başladı; bu işlem eski tanklarının ve diğer askeri ekipmanlarının bir kısmının Ukrayna’ya gönderilmesini de içeriyor.

Hırvatistan Savunma Bakanı Ivan Anusic ve Alman mevkidaşı Boris Pistorius tarafından ekim ayı sonunda imzalanan niyet mektubu, Zagreb’in Kiev’e 30 tank, 30 savaş aracı, mühimmat ve ekipman teslim etmesini ve bunların değerinin yeni Leopard 2A8’lerin toplam fiyatından düşülmesini öngörüyor.

Hem Avrupa Birliği hem de NATO üyesi olan Hırvatistan, nisan ayında Fransa’dan satın aldığı 12 savaş uçağının ilk partisi olan altı Rafale savaş uçağını teslim aldı.

Okumaya Devam Et

Çok Okunanlar

English