Bizi Takip Edin

ASYA

Çin Başbakanı, martta sunacağı rapor için heyetini topladı: Özel sektörde güven yeniden tesis edilecek

Yayınlanma

Analistler, Çin Başbakanı Li Qiang’ın mart ayındaki ilk hükümet çalışma raporunda özel sektörün önemini daha da artırabileceğini ve bunun yanı sıra önündeki riskler ve karmaşıklıkların net bir şekilde anlaşılması çağrısında bulunabileceğini söyledi.

Mart ayı başında Ulusal Halk Kongresi’nin yıllık yasama oturumuna hitap edecek olan Li, hükümetin geçen yıl elde ettiği başarıları gözden geçirecek ve 2024 yılının sosyal ve ekonomik politika yönü hakkında genel bir rehberlik sunacak. Rapor ayrıca Çin’in gayri safi yurtiçi hasıla (GSYH) büyümesi, enflasyon ve mali açık oranı için bir dizi hedef de içerecek.

Dünyanın en büyük ikinci ekonomisinin, 2023 yılında yıllık %5.2 büyüme kaydetmesinin ardından, bu yıl için de %5 civarında bir GSYH büyümesi hedeflemesi bekleniyor. South China Morning Post’un haberine göre, çarşamba günü yıllık çalışma raporunun hazırlanmasına ilişkin görüşlerin alındığı bir sempozyumda Li ve Başbakan Yardımcısı Ding Xuexiang, küçük siyasi partilerin ve yarı resmi Tüm Çin Sanayi ve Ticaret Federasyonu’nun politika önerilerini dinledi.

Habere göre, öneriler makroekonomik yönetim, bilimsel ve teknolojik inovasyon, gelişmekte olan endüstrilerin beslenmesi, piyasa dinamizminin yeniden canlandırılması ve yeşil kalkınmanın teşvik edilmesi konularını kapsıyordu.

2024 yılı Çin Halk Cumhuriyeti’nin kuruluşunun 75. yıldönümü ve Başbakan Li bu yılın 2021-25 yıllarını kapsayan 14. beş yıllık planda belirlenen hedef ve görevlerin hızlı bir şekilde yerine getirilmesi için çok önemli bir yıl olacağını söyledi.

Li ayrıca mali ve parasal tedbirler de dahil olmak üzere daha iyi politika tutarlılığı ve ülke çapında birleşik bir pazarın inşasını hızlandırırken tüm işletmeler için “oyun alanını düzleştirme” çabalarını artırma sözü verdi.

Aralık ayındaki ton belirleyici merkezi ekonomik çalışma konferansında ülke çapında “birleşik bir pazarın inşasına” değinilmiş, Çinli liderler iç talebin “çarklarını yağlamak”, “yabancı yatırımcıları Çin’de kalmaya ikna etmek” ve ABD’nin “ayrıştırma girişimlerine” karşı koymak için bu araca güvenmişti.

Merakla beklenen çalışma raporu, Li ve kabinesinin Pekin’in ekonomik stratejilerini yurtiçindeki gerilemeyle mücadele etmek ve yurtdışından gelen “zorlu rüzgârları savuşturmak” için nasıl uygulamayı planladıklarına ışık tutacak.

Geçen yıl beklenenin üzerinde gerçekleşen yüzde 5.2’lik ekonomik büyümeye rağmen Çin’in ekonomik toparlanması, emlak sektörünün baskı altında kalması, müteahhitlerin ve yerel yönetimlerin borç yükü altında ezilmesi ve özel sektör ile yabancı firmalar arasında güvenin zayıf olması nedeniyle düzensiz kalmaya devam ediyor.

Amerika Birleşik Devletleri ile uzun süren ticari gerilimler, Avrupa Birliği ile artan sürtüşmeler, Batı’nın devam eden teknolojik sınırlaması ve riskten arınma da Çin’in karşı karşıya olduğu dış zorluklar.

Özel sektörün öne çıkarılacağının emareleri

Xinhua’nın haberine göre, Li daha önce salı günü düzenlenen ayrı bir toplantıda Merkez Finans ve Ekonomi Üniversitesi Başkanı Ma Haitao, Baidu’nun kurucusu Robin Li ve diğer ekonomist ve girişimcilerin fikirlerini almıştı.

South China Mornig Post’un haberine göre, Tsinghua Üniversitesi Çin Ekonomik Uygulama ve Düşünce Akademik Merkezi Direktörü Li Daokui de çarşamba günkü toplantıya katıldı. Haberde, Tsinghua Üniversitesi akademisyeni Li’nin, Çin’in özel ekonomisinin siyasi statüsünün yükseltilmesi ve devlet sektörüyle aynı muameleye tabi tutulması çağrısını en yüksek sesle dile getirenlerden biri olduğu kaydedildi.

Şanghay’daki China Europe International Business School’da ekonomi profesörü olan Zhu Tian’a göre, “Bu, Li Qiang’ın [özel sektöre] daha fazla önem verebileceğine dair bir ipucu olabilir, zira Xinhua bildirisinde piyasa dinamizminin canlandırılmasından da bahsediliyor ki bu da özetle özel ekonomiye olan güvenin yeniden tesis edilmesi anlamına geliyor.”

Çin’de özel sektör yatırımları 2023 yılında bir önceki yıla göre %0.4 oranında daralırken, devlet sektörü yatırımlarındaki yıllık büyüme %6.4 oldu.

Temmuz ayında Pekin, ekonomik büyümenin, istihdamın ve teknolojik inovasyonun temelini oluşturan zor durumdaki sektörü desteklemeyi amaçlayan 31 maddelik bir eylem planı ile Çin’in özel sektörüne şimdiye kadarki en güçlü mesajını gönderdi.

Başbakan Li ayrıca yılbaşından bu yana İsviçre ve İrlanda ziyaretleri ve geçen hafta Davos’taki Dünya Ekonomik Forumu’nda yaptığı ‘dışa açılma kararlılığı’ vurgulu konuşma da dahil olmak üzere bir dizi yabancı liderle bir araya geldi.

Bu vesilelerle Çin’in ekonomik beklentilerini dile getirdi ve uluslararası yatırımcıları “Çin’e olan inançlarını korumaya” çağırdı.

Geçen yıl Çin’in yabancı yatırım girişi bir önceki yıla göre %8 azalarak 1.13 trilyon yuan (159 milyar ABD$) oldu.

Japon heyet ile buluştu

Li perşembe günü ayrıca Pekin’de Japonya İş Federasyonu, Japonya-Çin Ekonomi Birliği ve Japonya Ticaret ve Sanayi Odası’ndan yönetici ve temsilcilerin yer aldığı 200 kişilik bir Japon iş heyetini kabul etti.

Li, ekonomik ve ticari bağları Çin ve Japonya arasındaki dostane ilişkilerin yeniden tesis edilmesi için bir dayanak olarak selamladı.

Çin Başbakanı ikili ekonomik ilişkilerdeki potansiyelin ortaya çıkarılması ve sanayi ve tedarik zincirlerinin istikrara kavuşturulması için ortak çaba gösterilmesi çağrısında bulundu.

Li perşembe günü heyete “Çin daha fazla yatırımı memnuniyetle karşılıyor, dışa açılma politikasına bağlı kalacak, negatif listeyi azaltacak, imalat sektöründeki erişim kısıtlamalarını kaldıracak ve yabancı işletmeler için adil muameleyi garanti edecek” dedi ve ekledi: “Pazar odaklı, uluslararasılaşmış bir iş ortamı yaratmak için çaba göstereceğiz.”

ASYA

Trump’ın ticari tutumu Asya ülkelerini bölgesel ittifaklara itiyor

Yayınlanma

Analistlere göre Asya ülkeleri, ABD Başkanı seçilen Donald Trump’ın korumacı söylemine, ABD’nin katılımı olmadan uluslar ötesi ekonomik işbirliğini teşvik etmeyi amaçlayan bölgesel ve ikili ticaret anlaşmalarına daha fazla önem vererek karşılık veriyor.

Trump, 20 Ocak’ta ikinci dönem için yemin ettikten sonra ABD ithalatına %20’ye varan genel vergilerin yanı sıra Çin mallarına %60 oranında gümrük vergisi uygulama sözü vererek gümrük tarifelerini 2024 başkanlık kampanyasının temel taşı haline getirdi.

Peru’da düzenlenen son Asya-Pasifik Ekonomik İşbirliği (APEC) forumunda, 21 üyenin birçoğunun liderleri jeopolitik gerilimler artarken ve tedarik zincirleri yıpranırken bölgesel ekonomik entegrasyonun güçlendirilmesi çağrısında bulundu.

Çin Peru ile daha güçlü bir ticaret anlaşması imzalarken, Endonezya Kanada ile bir ticaret anlaşması üzerinde mutabık kaldı.

Singapur Başbakanı Lawrence Wong, APEC ülkelerini kapsayan ve halen üzerinde çalışılan bir anlaşma olan Asya Pasifik Serbest Ticaret Bölgesi’nin yeniden canlandırılmasının önemini vurguladı.

Wong, “APEC şimdi eskisinden daha önemli” dedi.

Çok taraflı bölgesel ekonomik ortaklıklar

Ekonomistler, Bölgesel Kapsamlı Ekonomik Ortaklık (RCEP) ve Trans-Pasifik Ortaklığı için Kapsamlı ve Aşamalı Anlaşma gibi Washington’u içermeyen ticaret anlaşmalarının önümüzdeki yıllarda Asya ülkeleri için daha önemli hale geleceğini söylüyor.

Sürdürülebilir ticareti teşvik eden Asya merkezli bir grup olan Hinrich Vakfı’nın ticaret politikası başkanı Deborah Elms, Nikkei Asia’ya yaptığı değerlendirmede, “Bu, çöken küresel sistemden kaynaklanan kaos ve hasarın bir kısmını yönetmemize yardımcı olacak” dedi.

Çin, Japonya, Güney Kore ve ASEAN üyeleri dahil olmak üzere 15 Asya-Pasifik ülkesi arasında bir ticaret anlaşması olan RCEP, ABD-Çin ticaret savaşının arka planında sekiz yıl süren müzakerelerin ardından Kasım 2020’de imzalandı. Bu ülkeler dünya gayrisafi yurtiçi hasılasının yaklaşık %30’unu temsil ediyor.

Trump 2017 yılında ABD’yi Trans-Pasifik Ortaklığı’ndan çekerek Tokyo’yu anlaşmanın liderliğini üstlenmek durumunda bıraktı. Şu anda CPTPP olarak bilinen ve Kanada, Avustralya, Yeni Zelanda, Singapur ve Vietnam’ın da aralarında bulunduğu 11 ülkeden oluşan grup altıncı yılına girmek üzere. Üyeler arasındaki ticaret 2018’den 2021’e kadar %5,5 arttı. Birleşik Krallık aralık ayında katılıyor, Çin de üye olmak istiyor.

Trump’ın küreselleşme karşıtı tutumu karşısında bazı analistler Japonya’yı CPTPP’yi geliştirmeye, üye eklemeye ve Avrupa Birliği ile işbirliğini ilerletmeye çağırıyor.

APEC’teki Çinli bir delege şunları söyledi: “Günün sonunda çok sayıda ticaret ortağımız var.”

Ancak Çin’in ekonomi politikası bölgesel ticari işbirliğinin önünde engel teşkil edebilir. Pekin

Asia Decoded danışmanlık şirketinin kurucusu Priyanka Kishore ise, bölgesel ticareti teşvik etmek için Çin’in iç tüketimi canlandırması ve daha fazla ithalat yapması gerektiğini söyledi.

Nikkei’ye konuşan Kishore, “Çin, bölgenin dış talebini desteklemede çok önemli bir role sahip” dedi ve ekledi: “Bölge içi ticaretin şampiyonu olmak istiyorsa daha fazlasını yapmalı.”

Yeni ticaret ortakları bulmaları 5 yıl sürebilir

Daha yüksek ABD tarifeleri, ticaretin GSYH’ye oranı %100’ün üzerinde olan Singapur, Hong Kong, Vietnam gibi Asya ekonomileri için özellikle zor olabilir. Singapur ve Güney Kore şu anda ABD ile serbest ticaret anlaşması olan tek Asya ülkeleridir.

Gümrük vergileri ABD’deki ithalatçılar tarafından ödenmekte ve ABD Gümrük ve Sınır Koruması tarafından tahsil edilmektedir. Daha yüksek maliyetler müşterilere yansıtılabilse de tarifeler, ürünlerinin satışını zorlaştırarak yabancı ülkelere zarar verebilir.

Fudan Üniversitesi’nde ekonomist olan Yang Zhou’nun araştırmasına göre, 2018’deki ticaret savaşı Çin’e 35 milyar dolara, ABD’ye ise 15 milyar dolara mal oldu.

Kendisini dünya ticaretini etkileyen politikaların bağımsız bir gözlemcisi olarak tanımlayan Global Trade Alert, Asya ülkelerinin ABD pazarına erişimlerinin engellendiği en kötü durum senaryosuyla nasıl başa çıkacaklarını ölçmeye çalıştı. Analiz, bu ülkelerin yeni ticaret ortakları bulmalarının ortalama beş yıl alacağını ortaya koydu.

Çalışmaya göre, ABD’nin yerini Çin, AB, Vietnam ve Japonya’daki ticaret ortaklarıyla doldurmak için 24 yıla ihtiyaç duyacak olan Tayland gibi ülkeler için bu görev daha zor olacaktır. Güney Kore için bu süre 2038 yılına kadar uzayacaktır.

Okumaya Devam Et

ASYA

Çin, Japon vatandaşları için vizesiz seyahati yeniden başlatıyor

Yayınlanma

Çin Dışişleri Bakanlığı cuma günü yaptığı açıklamada, hükümetin 30 Kasım’dan itibaren ülkeye seyahat edecek Japon vatandaşları için vize şartlarından feragat edeceğini duyurdu.

Japonya, vize muafiyeti listesine eklenen Bulgaristan, Romanya ve Hırvatistan’ın da aralarında bulunduğu bir grup Avrupa ülkesinin yanında yer aldı. Bu uygulama önümüzdeki yılın sonuna kadar sürecek.

Son muafiyetlerle birlikte uygun ülkeler listesi 38’e yükseldi. Pekin ayrıca vizesiz kalış süresini de 15 günden 30 güne çıkardı.

Japonya’nın listeye dahil edilmesi kararı, Japonya Başbakanı Shigeru Ishiba ile Çin Devlet Başkanı Xi Jinping’in geçen hafta Peru’da düzenlenen Asya-Pasifik Ekonomik İşbirliği Forumu çerçevesinde bir araya gelerek “ortak stratejik çıkarlar” doğrultusunda işbirliği yapma konusunda mutabık kalmalarının ardından geldi.

Çin, COVID-19 salgını sırasında Japon ve diğer yolcular için vize muafiyetlerini askıya almıştı. Pekin, 2023 yılında sıfır COVID politikasını kaldırdığından beri Avrupa ve Güneydoğu Asya’daki düzinelerce ülke için vizelerden feragat etti. Ancak Japon vatandaşlarının 15 gün veya daha kısa süreli kalışlar için bile vize almaları gerekiyor.

Japon yetkililer Çin’i vize politikasını hafifletmeye zorluyor.

Bu önlem iş ya da tatil amaçlı seyahatleri daha kolay hale getirecek, ancak Çin’e giden Japon ziyaretçilerde önemli bir artışa yol açıp açmayacağı belirsiz.

Japonya’dan yurt dışına seyahatler zayıf yen nedeniyle durgun seyrediyor.

Öte yandan, Japonya’ya seyahat eden Çin vatandaşlarının hala vize almaları gerekiyor ve bu politika pandemi öncesinden beri uygulanıyor. Japon medya kuruluşları Tokyo’nun Çin’e karşılıklı vizesiz seyahat sunmayı planlamadığını, ancak uygulamayı basitleştirmeyi düşündüğünü bildirdi.

Okumaya Devam Et

AMERİKA

ABD, Filipinler’e Pekin’e karşı kullanması için insansız deniz aracı veriyor

Yayınlanma

Analistler, Washington’ın Manila’ya gelişmiş insansız hava araçları sağlamasının Filipin Donanması için bir “güç çarpanı” görevi göreceğini ve ABD’nin müttefikinin Güney Çin Denizi’nde Çin’e karşı gözetleme ve operasyonel kabiliyetlerini artıracağını söylüyor.

ABD Savunma Bakanı Lloyd Austin salı günü Filipinler’e yaptığı iki günlük ziyaret sırasında ABD hükümetinin Filipin Donanmasına Batı Filipin Denizi’ndeki operasyonları için açıklanmayan sayıda insansız deniz aracı (USV) verdiğini açıkladı.

Biden yönetimi sona ermeden önce “çok daha fazlasının” teslim edileceği sözünü verdi.

Austin, Filipinler Savunma Bakanı Gilberto Teodoro Jnr ile birlikte Batı Filipin Denizi’ne bakan ve ABD-Filipin ortak askeri tesisine ev sahipliği yapan Puerto Princesa, Palawan’da düzenlediği basın toplantısında şunları söyledi: “Temmuz ayındaki ziyaretim sırasında açıkladığım 500 milyon ABD doları tutarındaki yabancı askeri finansmanla, Filipinler’in münhasır ekonomik bölgesi (MEB) boyunca haklarını ve egemenliğini savunacak yetenek ve araçlara sahip olmasını sağlamaya yardımcı olmak için bunun gibi daha birçok platformun teslim edilmesini bekliyoruz.”

Austin, ABD’nin “Filipinler’in savunmasına derinden bağlı olduğunu” ve Manila ile olan Karşılıklı Savunma Anlaşmasının “Güney Çin Denizi’nin herhangi bir yerinde, sahil güvenlik güçlerimiz de dahil olmak üzere silahlı kuvvetlerimize, uçaklarımıza veya kamu gemilerimize yönelik silahlı saldırılar için geçerli olduğunu” yineledi.

Okumaya Devam Et

Çok Okunanlar

English