Bizi Takip Edin

ASYA

Çin büyük bir mali konferans topladı: Denetim, istikrar, yüksek kaliteli kalkınma

Yayınlanma

Çin Merkezi Mali Çalışma Konferansı dün (Salı) sona erdi. Konferansta mali denetimin kapsamlı bir şekilde güçlendirilmesi, mali sistemin iyileştirilmesi, mali hizmetlerin optimize edilmesi, risklerin önlenmesi ve çözülmesi, Çin özelliklerine sahip mali kalkınma yolunun şaşmaz bir şekilde izlenmesi ve yüksek kaliteli mali kalkınmanın teşvik edilmesi vurgulandı.

Aynı zamanda Çin Komünist Partisi (ÇKP) Merkez Komitesi Genel Sekreteri de olan Devlet Başkanı Xi Jinping önemli bir konuşma yaptı. Xinhua Haber Ajansına göre Xi, finans sektörünün yüksek kaliteli gelişiminin karşı karşıya olduğu durumları analiz etti ve mevcut ve gelecek dönemler için ilgili çalışmaları açıkladı.

Genellikle her beş yılda bir toplanan iki günlük konferans, Çin’in gelecek yıllardaki mali politikalarının yönünü belirlediği için yakından takip ediliyor. Küresel ekonomik sıkıntıların ve finansal risklerin yanı sıra ülke içinde de ekonomik sorunların yaşandığı bir döneme denk gelen bu yılki konferansta konut piyasası ve yerel yönetim borçları da dahil olmak üzere çeşitli zorluklar ve riskler ele alındı ve yüksek kaliteli kalkınmanın sağlanmasına yönelik çabalar özetlendi.

İstikrar ve ÇKP liderliğini güçlendirme vurgusu

Global Times’a konuşan analistler, konferansta belirlenen genel ton ve politika önceliklerinin, üst düzey politika yapıcıların küresel zorluklara ve risklere rağmen finans sektöründe istikrarlı ve sağlam bir gelişme sağlama kararlılığının altını çizdiğini ve bunun da ülkenin finans sektörüne ve bir bütün olarak Çin ekonomisine olan güvende büyük bir artış sağlayacağını söyledi.

Konferansta finansın ulusal ekonominin can damarı ve ulusal temel rekabet gücünün önemli bir bileşeni olduğu vurgulandı. Konferansta bir finansal güç merkezi inşa edilmesi, finansal denetimin güçlendirilmesi, gelişmiş bir finansal sistem, optimize edilmiş finansal hizmetler ve risklerin önlenmesi çağrısında bulunuldu.

Toplantıda, 18. ÇKP Ulusal Kongresi’nden bu yana ülkenin finansal gelişiminde elde edilen zor kazanımların altı çizilirken, aynı zamanda çeşitli çelişki ve sorunların net bir şekilde görülmesi çağrısında bulunuldu. Toplantıda hala birçok gizli ekonomik ve finansal riskin bulunduğu, reel ekonomiye yönelik finansal hizmetlerin kalite ve verimliliğinin yüksek olmadığı, yasadışı finansal faaliyetler ve finansal yolsuzluk sorunlarının devam ettiği ve finansal denetim ve yönetişim kabiliyetlerinin nispeten zayıf kaldığı kaydedildi.

Toplantıda, “Bu sorunları temelden çözmek için finansal sistem çözülmelidir” denildi. Hem bugün hem de gelecekte daha iyi bir mali çalışma sağlamak için ÇKP’nin genel liderliğinin sürdürülmesi ve güçlendirilmesi gerektiği ve diğer çalışmaların yanı sıra mali denetimin kapsamlı bir şekilde geliştirilmesi ve risklerin önlenmesi ve çözülmesine odaklanılması gerektiği vurgulandı.

ÇKP’nin “merkezi ve birleşik liderliğinin” güçlendirilmesinin etkili mali çalışmalar için temel güvence olduğu vurgulanarak, mali çalışmalarda ÇKP’nin liderliğine ilişkin sistem ve mekanizmanın iyileştirilmesi ve Merkezi Mali Komisyon’un rolüne tam anlamıyla işlerlik kazandırılması çağrısında bulunuldu. Üst düzey planlama, koordinasyon, finansal istikrar ve kalkınmanın genel olarak ilerletilmesi ve çalışmaların uygulanmasının denetlenmesinden sorumlu olan komisyon, mart ayında yayınlanan Parti ve devlet kurumlarında reform planının bir parçası olarak kurulmuştu.

Konut piyasası ve yerel yönetim borçları öncelikli gündemlerden

Global Times’a konuşan Bank of China’ya bağlı BOC International’ın küresel baş ekonomisti Guan Tao, önceki konferanslarla karşılaştırıldığında bu yılki konferansın finans sektörünün karşı karşıya olduğu zorluk ve risklerle mücadeleye odaklandığını ve konut piyasası ve yerel yönetim borçları gibi son zamanlarda çok dikkat çeken çeşitli konuları ele aldığını söyledi.

Guan, “Sadece sorunları ele almakla kalmadı, aynı zamanda bu zorlukların üstesinden gelmek için ayrıntılı planlar da sundu ki bu pek çok kişinin beklediği bir şeydi” dedi.

Toplantıda yerel yönetim borç riskleri konusunda, yerel borç risklerini önlemek ve çözmek için uzun vadeli bir mekanizma ve yüksek kaliteli kalkınmayla uyumlu bir devlet borç yönetimi mekanizması kurulması çağrısında bulunuldu.

Konut piyasasına ilişkin olarak toplantıda, gayrimenkul işletmelerinin denetim sisteminin ve sermaye denetiminin iyileştirilmesi, gayrimenkul finansmanının makro ihtiyati yönetiminin geliştirilmesi ve farklı mülkiyetlere sahip gayrimenkul işletmelerinin makul finansman ihtiyaçlarının ayrımcılık yapılmaksızın karşılanması çağrısında bulunuldu.

Şanghay merkezli E-house China R&D Institute araştırma direktörü Yan Yuejin, gayrimenkul şirketlerinin denetiminin güçlendirildiğini belirterek, “Toplantı önemli ve gayrimenkul sektöründeki finansal çalışmalarla ilgili pek çok içerik içeriyor, bu da ÇKP Merkez Komitesi’nin çalışmalara verdiği önemi tam olarak gösteriyor” dedi.

Yüksek kaliteli kalkınma vurgusu

Tarihsel olarak, üst düzey konferans Çin’in mali politika yapımına açılan çok önemli bir pencere olarak yorumlanıyor. Konferans 1997’den bu yana farklı dönemlerde farklı zorlukları ve riskleri ele alan ve uzun vadeli hedefler belirleyen önemli reformlarla sonuçlandı. Bir önceki konferans 2017 yılında düzenlenmiş ve üç görev belirlenmişti: finans sektörünün reel ekonomiye daha iyi hizmet etmesini sağlamak, finansal riskleri kontrol altına almak ve finansal reformları derinleştirmek.

Çin Renmin Üniversitesi Chongyang Finansal Çalışmalar Enstitüsü’nde kıdemli araştırma görevlisi olan Dong Shaopeng Global Times’a verdiği demeçte, “Toplantı, finans sektöründe yüksek kaliteli kalkınmanın daha da teşvik edilmesiyle ilgili” dedi ve piyasa kuruluşlarının ve finansal operasyonların kalitesinin artırılmasının, güçlendirilmiş denetim gerektiren kilit bir görev olmaya devam ettiğini belirtti.

Toplantıda, yüksek kaliteli kalkınmanın modern sosyalist bir ülkeyi çok yönlü bir şekilde inşa etmenin birincil görevi olduğu ve finans sektörünün ekonomik ve sosyal kalkınma için yüksek kaliteli hizmetler sunması gerektiği vurgulandı. Toplantıda özellikle ana stratejiler, önemli alanlar ve zayıf halkalar gibi alanlarda yüksek kaliteli finansal hizmetler sunulması çağrısında bulunuldu. “Teknolojik yenilik, ileri imalat, yeşil kalkınma ve küçük ve orta ölçekli işletmelere daha fazla mali kaynak aktarılmalıdır” vurgusu yapıldı.

Toplantıda ayrıca üst düzey finansal açılımın teşvik edilmesi için çaba gösterilmesi çağrısında bulunuldu. Özellikle finans sektöründe kurumsal açılımın istikrarlı bir şekilde genişletilmesi, sınır ötesi yatırım ve finansman kolaylığının iyileştirilmesi ve Çin’de işlerini genişletmek ve yürütmek için daha fazla yabancı finans kuruluşu ve uzun vadeli sermaye çekilmesi çağrısında bulunuldu.

“Daha fazla dışa açılma bir başka hedeftir” diyen Dong, bu tür çabaların sadece daha fazla yabancı sermaye çekmeyi amaçlamadığını, aynı zamanda Çin’in kendi sermaye piyasasını hem dış hem de iç faktörlere dayalı olarak denetlemek ve geliştirmekle ilgili olduğunu sözlerine ekledi.

Toplantıda ayrıca ulusal mali ve ekonomik güvenliğin sağlanması ve bölgeler, piyasalar ve sınırlar arasında risk aktarımının önlenmesi çağrısında bulunuldu. Bu muhtemelen yurtdışında, özellikle de agresif para politikaları ve kaotik siyasi yönetimin küresel piyasaları tehdit ettiği ABD’de artan finansal risklere bir gönderme şeklinde yorumlandı.

ASYA

Rusya Devlet Başkanı Putin’in Çin ziyareti başladı: ‘Kapsamlı ortaklığın derinleştirilmesi’ mesajı

Yayınlanma

Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin, Çin ziyareti kapsamında Pekin’deki Halk Kongresi binasına geldi. Putin, mevkidaşı Xi Jinping tarafından karşılandı.

İki devlet başkanı el sıkıştıktan sonra top atışları eşliğinde içeriye geçtiler. Halk Kongresi binasında genişletilmiş formatta toplantı başladı.

Putin, toplantının başında Çin’in Rusya’nın ticari ve ekonomik alandaki ana ortağı olduğunu söyledi.

RİA Novosti‘nin aktardığına göre Moskova ile Pekin’in ortak çalışmaları sırasında ‘sağlam bir pratik işbirliği bagajı’ biriktirmeyi başardıklarına işaret eden Putin, 2023 yılında ikili ticaret hacminin neredeyse dörtte bir oranında artarak 227 milyar dolara ulaştığını hatırlattı.

Putin, “Rusya, geçen yılın sonunda Çin’in ticaret ortağı ülkeler listesinde dördüncü sıraya yükseldi. Mart 2023’te Moskova’ya yaptığınız ziyaretin ardından 2030 yılına kadar Rus-Çin ekonomik işbirliğinin kilit alanlarının geliştirilmesine yönelik planın onaylanması bunda doğrudan rol oynadı,” dedi.

Devlet Başkanı ayrıca Rusya ve Çin arasında yüksek teknolojiler, inovasyon, altyapı inşası ve ulaştırma alanlarındaki işbirliğine de dikkat çekti.

‘Rusya ile Çin arasındaki ödemelerin yüzde 90’ı yuan ve ruble cinsinden yapılıyor’

Bunun yanı sıra Putin, ülkeler arasındaki ikili anlaşmaların yüzde 90’ının ruble ve yuan cinsinden yapıldığını ve bu durumun, iki ülke arasındaki ticaret akışının genişlemesine ivme kazandırdığını ifade etti.

Putin, “Şimdi küçük bir grupla, hem Rusya hem de Çin ekonomilerinin çıkarları doğrultusunda ilişkilerimizi daha da geliştireceğimiz alanlar hakkında konuştuk. Planlanan tüm faaliyetlerin yerine getirileceğinden eminim,” yorumunu yaptı.

Moskova ile Pekin’in 80 büyük ortak yatırım projesinden oluşan bir portföy oluşturduğunu kaydeden Putin, şöyle devam etti: “Pandeminin sonuçlarına ve gelişmemizi engellemeye yönelik bazı eylemlere, üçüncü ülkelerin bazı eylemlerine rağmen, Rusya ile Çin arasındaki ticaret hacmi iyi bir hızla artıyor.”

Xi: Büyük güçler ve ve komşu ülkeler arasındaki ilişkiler açısından bir mihenk taşı

Öte yandan Çin Devlet Başkanı Xi, Putin’e iki ülke arasındaki ilişkilerin testlerden geçtiğini ve bir mihenk taşı haline geldiğini söyledi.

Xinhua‘nın aktardığına göre Xi, “Yeni kampanyada, her zaman olduğu gibi Rusya ile iyi komşu, güvenilir dost ve güvenilir ortak olma niyetindeyiz,” diye konuştu.

Xi, ülkesinin ‘iki halk arasındaki asırlık dostluğu sürekli olarak güçlendirme’ ve ‘uluslararası eşitlik ve adaleti birlikte koruma’ niyetinde olduğunu vurguladı.

Son üç çeyrek yüzyılda Rusya ile ilişkilerin ‘zor koşullar altında sertleştiğini ve değişken bir uluslararası ortamın testine dayandığını’ belirten Xi, bu etkileşimin ‘büyük güçler ve ve komşu ülkeler arasındaki ilişkiler açısından bir mihenk taşı’ haline geldiğini dile getirdi.

Çin lideri, söz konusu ilişkilerin ‘kolay olmadığını ve azami özen gösterilmeyi hak ettiğini’ de sözlerine ekledi.

Kapsamlı ortaklığın derinleştirilmesine ilişkin bildiri imzalandı

Görüşmelerin tamamlanmasının ardından devlet başkanları kapsamlı ortaklık ve stratejik işbirliği ilişkilerinin derinleştirilmesine ilişkin ortak bir bildiri imzaladı. İki ülke arasında işbirliğine ilişkin toplam on belge imzalandı.

Rusya Devlet Başkan Yardımcısı Yuriy Uşakov, daha önce Moskova ile Pekin’in imzalayacağı ortak bildirinin 30 sayfadan fazla detaylı bir belge olduğunu bildirmişti.

Uşakov’a göre bildiride, ‘ikili ilişkilerin özel niteliğine’ dikkat çekiliyor ve ‘Rusya ve Çin’in adil ve demokratik bir düzenin şekillendirilmesindeki öncü rolünü teyit ederek, ikili ilişkilerin tüm yelpazesini geliştirmenin yolları’ özetleniyor.

Okumaya Devam Et

ASYA

Bloomberg: Çin’de devlet, satılmayan konutları satın alacak

Yayınlanma

Bloomberg’e konuşan konuyla ilgili bilgi sahibi kişiler, Çin’in zor durumdaki emlak piyasasını kurtarmak için şimdiye kadarki en iddialı girişimlerinden biri olacak şekilde, ülke genelinde yerel yönetimlerin satılmamış milyonlarca evi satın almasını sağlayacak bir öneriyi değerlendirdiğini söyledi.

İsimlerinin açıklanmasını istemeyen bu kişiler, Devlet Konseyi’nin ön planla ilgili olarak çeşitli eyaletlerden ve hükümet kuruluşlarından geri bildirim istediğini söyledi. Çin, devlet finansmanı yardımıyla fazla konut envanterini temizlemek için halihazırda birkaç pilot program denemiş olsa da, son plan ölçek olarak çok daha büyük olacak.

Bilgi veren iki kişiye göre, yerel kamu iktisadi teşebbüslerinden, devlet bankaları tarafından sağlanan kredileri kullanarak sorunlu müteahhitlerden satılmamış evleri büyük indirimlerle satın almalarına yardımcı olmaları istenecek. Mülklerin çoğu daha sonra uygun fiyatlı konutlara dönüştürülecek.

Yetkililerin planın ayrıntılarını ve uygulanabilirliğini hâlâ tartıştığını söyleyen kişiler, Çin liderlerinin planı uygulamaya karar vermesi halinde sonuçlanmasının aylar alabileceğini de sözlerine ekledi.

Yetkililerin harekete geçmesi halinde, devletin dünyanın en büyük ikinci ekonomisinin önündeki en büyük engele yönelik yakından izlenen kampanyasında yeni bir aşamaya geçilmiş olacak.

Çin’de konut satışlarının ilk dört ayda yaklaşık %47 oranında düşmesi ve satılamayan konut stokunun son sekiz yılın en yüksek seviyesinde seyretmesi ekonomiyi zorlayan unsurlar arasında.

Bu planın işleyebilmesi için 1 trilyon yuan (138 milyar 500 bin dolar) civarında bir fona ihtiyaç duyulduğu hesaplanıyor.

2023 yılının başlarında Çin Halk Bankası, özel bir borç verme fonu aracılığıyla bazı finans kuruluşlarına 100 milyar yuan sağlamıştı. Bu para, deneme amaçlı olarak sekiz şehrin yerel sübvansiyonlu kiralama programlarında kullanılmak üzere satılmamış mülkleri satın almasına yardımcı olacaktı.

The Economic Observer gazetesi bu yılın ocak ayında Qingdao ve Fuzhou gibi şehirlerin bu fonları daire satın almak için kullanmaya başladığını bildirdi. Yine de, Merkez Bankası’nın son üç aylık verilerine göre mart ayı itibariyle program kapsamında sadece 2 milyar yuan kullandırıldı ve bu da bankalar ve yerel yetkililer arasında ihtiyata işaret ediyor.

Geçen ayki ÇKP Politbüro toplantısından bu yana, Alibaba Group’un ana merkezi Hangzhou da dahil olmak üzere birçok büyük şehir, işlemleri canlandırmak için konut alımları üzerindeki kalan tüm engelleri kaldırdı.

Bu arada, 50’den fazla Çin şehri, konut talebini artırma çabalarının bir parçası olarak, sakinlerine eski evlerini satmaları ve yeni mülklere geçmeleri için teşvikler sunan “takas” programları başlattı. Tianfeng Securities tarafından bu hafta yayınlanan bir nota göre, bunların arasında 11 yerel hükümet veya şehir destekli kuruluş konut envanteri satın alma denemeleri yürütüyor.

Bloomberg Economics’e göre, buna rağmen Çin’in emlak sektörünün konut arzı ve talebi arasındaki fark kapanana kadar istikrara kavuşması pek mümkün görünmüyor.

Resmi verilere göre satılmayan konut stoku geçen yıl 3,6 milyar metrekareye yükselerek 2016’dan bu yana en yüksek seviyeye ulaştı. Tianfeng Securities’in tahminlerine göre hükümetin 18 ay içinde bu stoku eritmesi en az 7 trilyon yuan ya da Çin’in bu yılki bütçe açığının %78’ine mal olacak.

Konut fazlalığını azaltmak için yerel yönetimlerin görevlendirilmesine yönelik yeni plan, geçen yıl itibariyle gayrisafi yurtiçi hasılanın %56’sına yükselen borç seviyelerini daha da kötüleştirebilir. Bilançoları artan batık krediler ve daralan marjlar nedeniyle zaten aşınmış olan bankalar da baskı altında kalacak.

Okumaya Devam Et

ASYA

Asya hükümetleri, para birimlerini dolara karşı korumaya çalışıyor

Yayınlanma

Asya hükümetleri, bu yıl güçlü Amerikan doları tarafından zorlanan yerel para birimlerinin düşüşünü durdurmak için piyasaya giderek daha fazla müdahale ediyor. 

Nikke Asia’da yer alan habere göre Amerikan ekonomisinin göreli gücü ve daha uzun süre devam edeceği anlaşılan yüksek faiz oranları Asya para birimlerinin zayıflamasına neden oldu.

Asyalı politika yapıcılar doların gücüne karşı sözlü uyarılardan faiz oranlarını yükseltmeye kadar farklı derecelerde tepki veriyor. Hatta bazılarının yerel para birimlerini piyasadan satın alarak müdahalede bulunduğuna inanılıyor. Haberde, bu hamlenin ‘merkez bankalarının güvenilirliğini zedeleyebileceğine’ inanıldığı belirtiliyor. 

Analistlerin odağında, çarşamba günü açıklanacak ABD nisan ayı tüketici fiyat endeksi var. Geçen ayki veriler, Japon yeninin dolar karşısında hızla değer kaybetmesine neden olmuştu. Japon yeni, beklenenden daha güçlü seyreden ABD ekonomisinden en çok etkilenen Asya para birimlerinden biri.

Japonya’da yenin gerileyişine müdahale sürüyor

Analistler, resmi veriler henüz açıklanmamış olsa da, Japon hükümetinin yeni desteklemek için 29 Nisan ve 1 Mayıs tarihlerinde iki kez müdahale etmiş gibi göründüğünü söylüyorlar. Şüpheli ilk müdahaleden önce yen, dolar karşısında 160 seviyesini aşarak son 34 yılın en düşük seviyesine gerilemişti. 

Yenin düşüşü, ABD ve Japonya arasındaki tahvil getirilerindeki yaklaşık 5 puanlık farktan kaynaklanıyor. Refinitiv’e göre Japon yeni bu yıl %9,4’lük bir düşüşle dolar karşısında 155 seviyelerinde seyrediyor.  

Mizuho Securities stratejisti Shoki Omori’ye göre, Washington’dan destek almadan Tokyo için daha fazla dolar satışı ve yen alımı müdahalesi zor olabilir. 

Japonya Merkez Bankasının (BoJ) geçen hafta açıklanan nisan ayı para politikası toplantısına ilişkin görüşlerin özeti, Başkan Kazuo Ueda’nın daha önce kamuoyuna yaptığı açıklamalara kıyasla “şahin bir tonda” olduğunu gösterdi. Bazı kurul üyeleri faiz artışının hızlanabileceğini düşünürken, birçoğu da BoJ’nin tahvil alımlarını azaltması gerektiğini söyledi.

Bununla birlikte Omori, yendeki zayıflığı tersine çevirecek “sihirli bir değnek olmadığı” için temeller değişene kadar yene karşı “short” pozisyonlarının devam edeceğini düşünüyor. 

Güney Kore Merkez Bankası ‘dolar yaktı’

Kore Merkez Bankası verilerine göre, Güney Kore’de forex rezervleri, kısmen ülkenin wonun düşüşünü durdurma çabaları nedeniyle geçen ay mart ayına göre yaklaşık 6 milyar dolar azaldı. 

Ülkenin merkez bankası yaptığı açıklamada, forex rezervlerindeki düşüşün, Eylül 2022’de uygulamaya konulan “Ulusal Emeklilik Hizmeti ile döviz takası gibi piyasa istikrar önlemleri” de dahil olmak üzere çeşitli faktörlerle bağlantılı olduğunu söyledi. 

Seul’deki Korea Investment & Securities’de ekonomist Moon Da Woon’a göre, piyasalar Güney Kore hükümetinin wonun hızlı düşüşünü engellemeye yardımcı olduğunu düşünüyor.

Güney Kore Maliye Bakanlığı ve Merkez Bankası nisan ayında, wonun ABD doları karşısında yaklaşık bir buçuk yıl sonra ilk kez 1.400 seviyesine ulaştığı sırada, hızlı kur hareketleri konusunda uyarıda bulunarak sözlü müdahalede bulunmuştu.

Endonezya faiz artırdı

Endonezya’da ise merkez bankası, para birimini güçlendirmek için geçen ay gösterge faiz oranını beklenmedik bir şekilde 25 baz puan artırarak %6,25’e yükseltti. 

Endonezya Merkez Bankası Başkanı Perry Warjiyo geçen hafta düzenlediği basın toplantısında verilerin şimdilik daha fazla faiz artışına gidilmeyeceğini gösterdiğini söyledi ve para birimini dolar karşısında 16.000’in altına kadar güçlendirmek için çalışma sözü verdi. 

Rupiah, sürpriz faiz artışından önce yaklaşık 16.300 seviyesinden dolar karşısında yaklaşık 16.000 seviyesine kadar güçlendi fakat geçen ay son dört yılın en düşük seviyesine geriledikten sonra henüz toparlanamadı.

Hint rupisi ve Malezya ringiti de düşüşte

Asya’nın en istikrarlı para birimlerinden biri olan Hindistan rupisi, geçtiğimiz ay dolar karşısında 83,739 ile şimdiye kadarki en düşük seviyesine geriledi. 

Singapur’’daki ING’nin Asya Pasifik baş ekonomisti Rob Carnell’e göre, rupi hemen hemen ekim ayından bu yana Hindistan Merkez Bankası tarafından “yoğun bir şekilde yönetiliyor” ve yaklaşık 83 civarındaki dar bir aralıkta işlem görüyor. 

Carnell, Malezya hariç Asya’daki tüm merkez ve bölge bankalarının yeterli rezerv eşiği olan altı aydan fazla ithalatı karşılayacak forex rezervine sahip olduğunu söyledi. 

Malezya ringiti, Şubat ayında 26 yılın en düşük seviyesi olan 4,7965’e geriledikten sonra dolar karşısında 4,737 seviyesinden işlem görüyor. 

Ringitin zayıflığı doların güçlenmesinden, Malezya’nın cari işlemler fazlasındaki düşüşten ve para biriminin yine zayıflayan Çin yuanı ile olan güçlü korelasyonundan kaynaklanıyor. 

Gözler ABD TÜFE’sinde  

ABD’nin en son açıklanan en önemli ekonomik verilerinden tarım dışı istihdamın beklenenden zayıf gelmesi, Asya para birimlerinin biraz nefes alabileceği anlamına geliyor. Fakat Singapur merkezli Maybank’ta kıdemli döviz stratejisti olan Fiona Lim’e göre bu tek başına doları aşağı çekmeyecek.

Lim, yaklaşan ABD enflasyon verilerinin dolar-Asya para birimleri için bir sonraki hareketi belirleyeceğini söyledi ve “Veri açıklanmadan önce muhtemelen bir tür konsolidasyon göreceğiz,” dedi.

Federal fonların faiz oranlarını takip eden CME FedWatch’a göre, yatırımcılar haziran ayındaki bir sonraki Federal Açık Piyasa Komitesi toplantısından sonra ABD’de faiz indirimi ihtimalini %8,5, temmuz ayındaki bir sonraki toplantı için ise yaklaşık %33 olarak öngörüyor. 

Okumaya Devam Et

Çok Okunanlar

English