Bizi Takip Edin

ASYA

Çin, konut piyasası ve renminbi desteğini artırıyor

Yayınlanma

Büyük şehirlerde daha ucuz konut kredileri sunulurken, Merkez Bankası döviz rezervi zorunluluklarını hafifletti

Çinli yetkililer, dünyanın en büyük ikinci ekonomisine olan güveni yeniden tesis etmek amacıyla renminbiyi desteklemek ve ülkenin konut piyasasını canlandırmak için önlemleri artırdı.

Çin Halk Bankası cuma günü yaptığı açıklamada, finans kuruluşlarının rezervde tutmaları gereken döviz miktarını azaltacağını belirterek, bu yıl dolar karşısında yüzde 5’ten fazla değer kaybeden renminbiyi destekleme kararlılığının sinyalini verdi.

Pekin ve Şangay ayrıca ilk kez ev alacaklar için asgari ipotek faiz oranlarını da düşürdü. Çin’in en büyük iki şehrinde yapılan bu hamleler, bu hafta Guangzhou ve Shenzhen’de yapılan benzer indirimlerin ardından ve perşembe günü yetkililerin konut kredileri için hem faiz oranlarında hem de peşinat oranlarında indirim yaptıklarını duyurmalarının ardından geldi.

İmalat sektöründe beklenmedik büyüme

Ayrıca, imalat sektörü aktivitesinin beklenmedik şekilde büyüme kaydettiği açıklandı.

Çin’in imalat aktivitesi ağustos ayında beklenmedik bir şekilde genişleyerek imalat sektöründeki daralmanın sonuna yaklaşılmış olabileceğine dair işaret verdi.

Caixin imalat sektörü satın alma yöneticileri endeksi (PMI) ağustos ayında şubat ayından bu yana görülen en yüksek seviyeye çıktı. Temmuz ayında 49,2 puan ile daralmaya işaret eden imalat PMI, ağustos ayında 50 puan olan başa baş seviyesinin üzerine çıkarak 51,0 seviyesinde gerçekleşti.

Caixin anketine göre, imalatçılar artan piyasa talebi sayesinde hem üretim hem de toplam sipariş alımlarında artış bildirdi. Satışlardaki artış, yeni ihracat siparişlerindeki derinleşen düşüşlerle tezat oluşturarak, daha güçlü iç talebin büyümenin ana kaynağı olduğunu gösteriyor.

Kısa bir soluklanma

Politika yapıcılar, Çin’in para birimini ve ekonomisini, özellikle de ülkedeki ekonomik faaliyetlerin dörtte birinden fazlasını oluşturan emlak sektörünü desteklemek için yeni önlemlerin hızını artırdı.

Ancak uzmanlara göre, nakit sıkıntısı çeken müteahhitlerin görünümüne ilişkin sorular Çin menkul kıymetlerine olan talebi azalttı ve yatırım bankalarının renminbinin dolar kuruna ilişkin tahminlerini düşürmelerine neden oldu.

PBoC, “finansal kuruluşların döviz fonlarını kullanma kapasitesini geliştirmek amacıyla” bankalar için döviz rezervi zorunluluğunu 15 Eylül’den itibaren geçerli olmak üzere yüzde 6’dan yüzde 4’e indireceğini söyledi. Bu kararın ardından renminbi dolar karşısında yüzde 0,2’lik bir artışla 7,2431 Rmb seviyesine yükseldi.

Zorunlu karşılık indirimi yerel piyasada mevcut dolar miktarını artırıyor ve ticari bankaların dolar mevduatlarına sundukları faiz oranlarını düşürebilecekleri anlamına geliyor. Bu da renminbiyi dolara çevirmeyi daha az cazip hale getirmeyi amaçlıyor ki Çin para birimi üzerindeki baskıya katkıda bulunuyordu.

Standard Chartered’da Çin makro stratejisi başkanı Becky Liu Financial Times’a, indirimin yalnızca 16 milyar dolarlık ABD doları likiditesini serbest bırakacağını tahmin etti. Liu, hamlenin etkisinin öncelikle merkez bankasının renminbiyi destekleme kararlılığına işaret etmek olduğunu söyledi.

Westpac’ta kıdemli döviz stratejisti olan Sean Callow da FT’ye verdiği demeçte şunları söyledi: “Dirençli bir dolar ve emlak sektöründen gelen zayıf yerel verilerin birleşimi göz önüne alındığında, Çinli yetkililerin para birimine olan güveni yeniden tesis etmesi çok zor bir mücadele.”

Analistler, perşembe günü düzenleyicilerin ilk ve ikinci ev alımlarında asgari peşinat şartını azaltma ve mevcut ipotekli konut kredilerinin faiz oranlarını düşürme hamlelerinin önemli olduğunu söyledi.

UBS’de Çin ve Hong Kong emlak araştırmaları başkanı olan John Lam, bunun en büyük şehirlerdeki fiyat beklentilerini sabitlemeye yardımcı olabileceğini söyledi.

Lam, bir araştırma notunda, “Bunun gibi ulusal bir politika gevşemesi, özellikle 1. kademe şehirlerde ev alıcılarının emlak fiyatı beklentilerini düzeltmeye yardımcı olabilir” dedi.

Önlemlerin konut piyasalarına “kısa bir soluklanma” sağlayabileceği, ancak büyük şehirlerde konut işlemleri ve arazi arzı üzerindeki diğer kısıtlamalar devam ettiği için etkinin “kısa ömürlü” olabileceği söyleniyor.

Düşen ihracat, jeopolitik ve zayıf güven gibi diğer faktörler de ekonomi ve tüketici duyarlılığı üzerinde baskı oluşturmaya devam edecek gibi görünüyor.

Analistlere göre, “önlemler memnuniyetle karşılansa da işleri tamamen tersine çevirmek için kesinlikle yeterli değil, Pekin’in gerçek bir toparlanma sağlamak için daha agresif emlak gevşeme önlemleri alması gerekebilir.”

ASYA

Batı yaptırımlarının ardından Rusya’da Çin malı otomobil satışları rekor kırdı

Yayınlanma

Çin otomobillerinin Rusya’daki satışları, yaptırımların Batılı markaları Moskova ile ilişkilerini kesmeye zorlamasıyla yeni rekorlara ulaştı.

Pekin’in Washington ve Brüksel’den elektrikli araç ihracatına yönelik yüksek gümrük vergileriyle karşı karşıya olduğu bir dönemde Rusya’daki satışların artması Çinli otomobil üreticilerine yardımcı olurken, Rus otomobil kültüründe de hızlı bir değişimin mühendisliğini yaptı.

Moskova’da yaşayan bir otomobil blog yazarı olan Ilya Frolov, Financial Times’a verdiği demeçte, “Eğer bir araba satın alacaksanız, seçiminiz ya [Rus yapımı] bir Lada ya da gri ithalat olarak getirilen son derece pahalı bir Avrupa arabası ya da çok iyi donanımlı ve nispeten ucuz bir Çin arabası” dedi.

Ukrayna müdahalesi sonrası, daha önce Rusya’nın otomobil pazarına hakim olan Avrupalı, Koreli ve Japon otomobil üreticilerinin araç satışlarında keskin bir düşüş yaşandı.

Avtostat analiz ajansına göre, Şubat 2022’deki müdahale sırasında bu markalar tüm satışların yüzde 69’unu oluşturuyordu. Şu anda pazar payları sadece yüzde 8,5. Çinli üreticilerin payı ise aynı dönemde yüzde 9’dan yüzde 57’ye yükseldi.

Bir endüstri grubu olan China Passenger Car Association’ın verilerine göre, 2024 yılının ilk dokuz ayında Rusya, 849.951 araca ulaşan hacmiyle Çin yapımı otomobiller için en büyük ihracat noktası oldu. İkinci en büyük hedef olan Meksika ise bu rakamın yarısından daha azını ithal etti.

CPCA genel sekreteri Cui Dongshu, “Çin’in son yıllarda otomobil ihracatında kaydettiği büyüme esas olarak Rusya pazarından gelen katkılara dayanıyor,” dedi. “Rusya’nın otomobil pazarının rekabetçi ortamındaki dramatik dalgalanmalar ve değişiklikler, Çinli otomobil şirketlerine geniş satış fırsatları ve büyük karlar sağladı” diye ekledi.

Rusya’ya satılan Çinli araçların yaklaşık %90’ı içten yanmalı motorlara sahip olsa da, geniş hibrid SUV’larda uzmanlaşmış elektrikli araç üreticisi Li Auto tarafından üretilen 15.000’den fazla otomobil 2024’ün ilk sekiz ayında Rusya’da satıldı.

Çin’in varlığının genişlemesi o kadar büyük oldu ki sadece müşteriler değil sektör profesyonelleri de yeni şirketlere akın etti.

Otomobil endüstrisiyle çalışan Krasnoe Slovo adlı halkla ilişkiler ajansının Moskova’daki yöneticisi Vadim Gorzhankin, Financial Times’a verdiği demeçte, “[Eskiden Batılı şirketlerde çalışan] neredeyse herkes artık Çinli şirketlerde çalışıyor,” dedi.

Çin gümrük verileri, otomobil üreticilerinin tam rakamların mevcut olduğu en son ay olan eylül ayında Rusya’ya 1,8 milyar dolar değerinde otomobil ihraç ettiğini gösteriyor; bu rakam 2021’in aynı ayında 96 milyon dolardı.

Financial Times’a gör, Çin’in artan hakimiyeti bazı yerli üreticileri kızdırdı – özellikle de kaynaklarının daha fazlasını silah üretimine yönlendirmek zorunda kalanları.

Rusya’nın en güçlü silah üreticisi Rostec’in başkanı Sergei Chemezov, devleti Çin araçlarına “koruyucu önlemler” uygulamaya çağırdı. Şirketinin Rusya’nın en büyük otomobil üreticisi Lada’nın üreticisi Avtovaz’da hissesi var ve Avtovaz eylül ayında yaptığı açıklamada Çin araçlarının satışlarındaki artışın ardından pazar payının %25’e düşebileceğini söyledi.

Ülkenin otomobil üreticileri, batılı parçalara ve teknolojiye erişimi kısıtlayan yaptırımlardan ağır darbe aldı. Bunu telafi etmek için onlar da sık sık Çin’e yöneldi.

Okumaya Devam Et

ASYA

Sri Lanka devlet başkanının koalisyonu erken seçimde çoğunluğu elde etmeye hazırlanıyor

Yayınlanma

Sri Lanka Devlet Başkanı Anura Kumara Dissanayake’nin koalisyonu Ulusal Halkın Gücü (NPP),  seçim kurulunun cuma günü açıkladığı sonuçlara göre, erken genel seçimlerde çoğunluğu kazanmaya hazırlanıyor.

Eylül ayında yapılan cumhurbaşkanlığı seçimlerini kazanan Dissanayake, ağır bir mali krizden çıkmaya çalışan ülkede yoksullar arasındaki sıkıntıları hafifletmeyi amaçlayan politikaları için yetki istiyor.

Marksist eğilimli Dissanayake’nin koalisyonu perşembe günkü seçimlerden önce parlamentodaki 225 sandalyeden sadece üçüne sahipti ve bu da onu koalisyonu feshetmeye ve yeni bir yetki istemeye sevk etti.

Sri Lanka Seçim Komisyonu’nun internet sitesinde yer alan son sonuçlara göre NPP perşembe günkü seçimlerde yaklaşık %62 ya da 5,4 milyon oy alarak 52 sandalye kazandı ve parlamentoda çoğunluğu elde etme yolunda ilerledi.

“Bunu Sri Lanka için kritik bir dönüm noktası olarak görüyoruz. Güçlü bir parlamento oluşturmak için yetki bekliyoruz ve halkın bize bu yetkiyi vereceğinden eminiz,” dedi Dissanayake perşembe günü oyunu kullandıktan sonra.

“Sri Lanka’nın siyasi kültüründe eylül ayında başlayan ve devam etmesi gereken bir değişim var” diye ekledi.

Dissanayake’nin koalisyonunun başlıca rakibi olan muhalefet lideri Sajith Premadasa’nın Samagi Jana Balawegaya partisi 13 sandalye ve oyların yaklaşık %19’unu kazandı. Önceki Devlet Başkanı Ranil Wickremesinghe’nin desteklediği Yeni Demokratik Cephe ise iki sandalye kazandı.

17 milyondan biraz fazla Sri Lankalı beş yıllık bir dönem için milletvekillerini seçme hakkına sahipti. Rekor sayıda 690 siyasi parti ve bağımsız grup 22 seçim bölgesinde yarıştı.

On yıllardır aile partilerinin egemen olduğu ülkede siyasete yabancı olan Dissanayake, daha büyük refah önlemleri ve rüşvet gibi yoksullukla mücadele politikalarını destekliyor.

Sri Lanka’da genel seçimlerde, özellikle de başkanlık oylamasından kısa bir süre sonra yapılıyorsa, genellikle başkan desteklenir.

Başkan yürütme yetkisini elinde bulunduruyor ancak Dissanayake’nin tam teşekküllü bir kabine atayabilmesi ve vergileri düşürme, yerel işletmeleri destekleme ve yoksullukla mücadele gibi önemli vaatlerini yerine getirebilmesi için parlamentoda çoğunluğa sahip olması gerekiyor.

Ayrıca Sri Lanka’nın tartışmalı yürütme başkanlığını kaldırmayı planlıyor ancak bunu uygulamak için parlamentoda üçte iki çoğunluğa ihtiyacı var.

22 milyonluk bir ülke olan Sri Lanka, 2022’de ciddi bir döviz sıkıntısının tetiklediği ekonomik krizin altında ezilmiş, bu da ülkeyi temerrüde itmiş ve ekonomisinin 2022’de %7,3, geçen yıl ise %2,3 küçülmesine neden olmuştu.

Uluslararası Para Fonu’nun 2,9 milyar dolarlık kurtarma programıyla desteklenen ekonomi geçici bir toparlanma sürecine girdi ancak yüksek hayat pahalılığı başta yoksullar olmak üzere pek çok kişi için hala kritik bir sorun.

Okumaya Devam Et

ASYA

Hindistan Afganistan ile ilişkilerini güçlendirmeye çalışıyor

Yayınlanma

Hindistan, Afganistan ve Pakistan arasındaki gerginlikten faydalanarak Afgan ticaretini Pakistan güzergahından Hintli bir şirket tarafından işletilen İran limanına yönlendirmeye çalışıyor.

Hindistan Dışişleri Bakanlığı’ndan Genel Sekreter J.P. Singh başkanlığındaki üst düzey bir heyet 4 ve 5 Kasım tarihlerinde Kabil’i ziyaret etti. Heyet Afganistan Savunma Bakanı Molla Muhammed Yakup, eski Afganistan Devlet Başkanı Hamid Karzai, Afganistan Dışişleri Bakanı Emir Han Muttaki ve Kabil’deki BM kuruluşlarının başkanlarıyla bir araya geldi. Görüştükleri konular arasında India Ports Global Limited tarafından işletilen İran’ın Çabahar limanı da vardı.

Bakanlık sözcüsü Randhir Jaiswal geçen hafta düzenlediği basın brifinginde “Hindistan’ın insani yardımları, Çabahar limanının Afganistan’daki iş dünyası tarafından işlemler, ihracat ve ithalat için nasıl kullanılabileceği ve yapmak istedikleri diğer şeyler hakkında görüşmelerde bulundular” dedi.

Taliban’ın savunma bakanlığı da sosyal medya üzerinden yaptığı bir paylaşımla Yaqoob’un Hintli heyetle ilişkilerini geliştirme yollarını görüşmek üzere bir araya geldiğini doğruladı. Muttaki’nin ofisi de Singh ile yaptığı görüşmenin detaylarını açıklayarak Taliban’ın baş diplomatının ikili siyasi ve ekonomik ilişkilerin güçlendirilmesi çağrısında bulunduğunu ve Afgan işadamlarının Hindistan’a seyahat edebilmeleri için daha kolay vize verilmesini talep ettiğini kaydetti.

Yeni Delhi’deki Observer Araştırma Vakfı Stratejik Çalışmalar Programı’nda yardımcı araştırmacı olan Kabir Taneja, Hindistan’ın bir süredir Çabahar limanını Afganistan için alternatif bir ticaret yolu olarak tanıtmaya çalıştığını söyledi.

“[Çabahar] projenin temel tasarımının bir parçası. Ayrıca Kabil’e, Afganistan’ın uzun süredir birincil liman olarak kullandığı Karaçi limanına bir alternatif sunmaktır,” dedi.

Okumaya Devam Et

Çok Okunanlar

English