Bizi Takip Edin

DİPLOMASİ

Çin ve ABD ‘Narkotikle Mücadele Çalışma Grubu’ kurdu

Yayınlanma

Çin ve ABD’nin salı günü Pekin’de fentanil uyuşturucusunun bileşenlerinin üretiminin ortaklaşa engellenmesi konusunda görüşmelere yeniden başladığı bildirildi.

AFP’nin haberine göre Washington’dan yapılan açıklamada salı günkü toplantıya Dışişleri Bakanlığı, Hazine, İç Güvenlik Bakanlığı ve Adalet Bakanlığı’ndan üst düzey ABD’li yetkililerin katıldığı belirtildi.

Basında yer alan habere göre ABD, “yasadışı uyuşturucu üretimi, finansmanı ve dağıtımıyla mücadele etmek üzere tasarlanan sürekli koordinasyonu kolaylaştırmak için bir platform sağlayacağını” söyledi.

Çin Devlet Konseyi Üyesi ve Kamu Güvenliği Bakanı Wang Xiaohong, ABD Başkan Yardımcısı ve İç Güvenlik Danışmanı Yardımcısı Jen Daskal ve ABD karşı-narkotik ekibinden bir heyetle bir araya geldi ve iki taraf salı günü Pekin’de Çin-ABD Narkotikle Mücadele Çalışma Grubu’nun açılışını duyurdu.

Çin Dışişleri Bakanlığı sözcüsü Wang Wenbin, salı günü düzenlenen brifingde, Dışişleri Bakanı Wang Yi ile ABD Ulusal Güvenlik Danışmanı Jake Sullivan arasında geçen hafta yapılan görüşmede, iki tarafın Çin-ABD narkotikle mücadele işbirliği çalışma grubunun çalışmalarına başlama konusunda mutabık kaldıklarını söyledi.

Sözcü, “Çin ilgili bilgileri yayınladı. ABD tarafının samimiyet göstereceğini, Çin ile aynı doğrultuda çalışacağını ve karşılıklı saygı, eşitlik ve karşılıklı fayda temelinde pratik karşı-narkotik işbirliği yürütmeye devam edeceğini umuyoruz” dedi.

Bu toplantı, Çin ve ABD devlet başkanlarının San Francisco’da gerçekleştirdikleri toplantıda bir çalışma grubu kurulması ve Kasım 2023’te uyuşturucu kontrolü konusunda işbirliği yapılması konusunda önemli bir mutabakata varmalarının ardından Çinli ve ABD’li yetkililer arasında gerçekleştirilen ilk üst düzey toplantı olma özelliğini taşıyor.

Reuters’in pazar günü aktardığına göre ABD’li bir yetkili, “Bu, bu çabaya ilişkin ikili işbirliğimizin uygulanmasının kilit bir parçasıdır” dedi.

Seçim öncesi hamlesi 

Basında çıkan haberlere göre fentanil, ABD’de 2022 yılında 75.000 kişinin ölümüne yol açtı. Joe Biden üzerinde krizi engellemek için önlemler alması yönünde artan bir baskı var ve bu 2024 ABD başkanlık seçimleri için sıcak bir konu haline geldi.

Çin Dış İlişkiler Üniversitesi profesörlerinden Li Haidong Global Times’a yaptığı açıklamada, fentanil kriziyle mücadelede işbirliğinin ABD’nin son dönemde Çin ile yaptığı görüşmelerde en önemli öncelik haline geldiğini söyledi. Washington’ın, seçmenlerine “sorunlarınızı çözmek istemeyen biz değiliz. Bu sorunları yaratan başka bir ülke. Ama biz bu işin üzerinde çalışıyoruz” mesajını vermek istediğini belirtti.

Bu stratejinin ABD’li politikacıların destekçilerini etkilemek için kullandıkları yaygın bir taktik olduğunu belirten Li, Biden yönetiminin bu görüşmeden elde edilecek somut sonuçların seçilmesi için bonus işlevi göreceğine güvendiğini kaydetti.

San Francisco’da iki devlet başkanı arasında yapılan görüşmenin ardından Biden, Çin’den belirli kimyasalların ihracatının sınırlandırılmasına ilişkin Çin-ABD anlaşmasının ABD’ye fentanil akışını durdurmada “kritik” olduğunu söylemişti.

Pekin’deki toplantıyla ilgili olarak AFP, Washington’un Çin’in fentanil yapmak için öncü kimyasallar üreten şirketlerle mücadele ve ticaretin finansmanını kesme konusunda işbirliği yapmasını umduğunu bildirdi.

Tsinghua Üniversitesi Uluslararası Güvenlik ve Strateji Merkezi ABD-AB Programı Başkanı Sun Chenghao Global Times’a yaptığı açıklamada, ABD’nin uyuşturucu ticaretini kontrol edememesinin fentanil krizinin doğrudan nedeni olduğunu söyledi.

“Çin’in kısa süre önce görüşmelere katılmayı kabul etmesi sadece bir iyi niyet jesti değil, aynı zamanda uyuşturucu kriziyle mücadele çabalarında ABD’ye bir iyiliktir” diyen Sun’a göre ABD, Çin’e “çamur atmak yerine kendi yönetimini geliştirmeye odaklanmalı”.

Çin Sosyal Bilimler Akademisi’nde araştırma görevlisi olan Lü Xiang, Global Times’a yaptığı açıklamada, ABD’nin samimiyet göstermesi ve  fentanil yapmak için “kimyasal madde ithal etmekle” suçladığı Çinli şirket ve kuruluşlara uyguladığı yaptırımları iptal etmesi gerektiğini söyledi: “Bu güven inşa etmenin ilk adımı olmalı.”

Ekim 2023’te Biden yönetimi, uyuşturucu yapımında kullanılan kimyasalları ithal etmekle suçlanan Çinli şirketlere ve yöneticilere karşı bir dizi iddianame ve yaptırım açıkladı.

Ancak ABD, kasım ayında Çin Kamu Güvenliği Bakanlığı’na bağlı bir laboratuvarı ‘Ticari Varlık Listesi’nden çıkararak yaptırımları kaldırdı. Laboratuvar 2020 yılında yaptırım listesine alınmıştı.

DİPLOMASİ

AB ve Ukrayna, Biden’ı 2022’de Kiev’in ‘zaferine’ engel olmakla suçluyor

Yayınlanma

Joe Biden’ın başkanlık süresi sona yaklaşırken, ABD’nin Rusya’ya karşı Ukrayna’ya 90 milyar doları aşan yardım sağlamasına rağmen, Avrupa Birliği (AB) ve Ukrayna, Amerikan başkanını kararsız davranmakla suçluyor.

Bazı Avrupalı liderlere göre bu kararsızlık, Ukrayna’nın 2022 sonbaharında Rusya ordusunu Harkov ve Herson’dan püskürtmesine rağmen savaşı kendi lehine çevirememesine neden oldu.

‘Çok az, çok geç’

Bloomberg‘in haberine göre, Biden yönetimi Ukrayna’ya yoğun bir şekilde askeri yardım sağlama konusunda çaba gösterdi ve hatta Batı menşeli uzun menzilli füzelerle Rusya topraklarına saldırılara izin verdi.

Fakat Ukraynalı yetkililer, savaş boyunca defalarca dile getirdikleri bir şikâyeti yineledi: “Çok az, çok geç.”

Bir yılı aşkın süredir devam eden savaş ve Donald Trump’ın başkanlık yarışında yükselişi, Ukrayna’yı işgal altındaki topraklardan vazgeçme veya NATO üyeliğinden yoksun bir barış anlaşmasını kabullenme gibi ihtimallerle karşı karşıya bıraktı.

Bloomberg’e konuşan Ukraynalı yetkililer, böyle bir sonucun büyük ölçüde Biden’ın aldığı ya da almadığı kararlardan kaynaklanacağını savundu.

Avrupa ne ediyor?

Letonya Dışişleri Bakanı Baiba Brazhe, ABD’nin daha erken ve daha güçlü bir şekilde silah sağlaması durumunda bunun “geniş kapsamlı sonuçları” olabileceğini, ancak “olan oldu” diyerek konuyu değerlendirdi.

2022 sonbaharında Ukrayna ordusu, Harkov ve Herson’da hızlı bir taarruz gerçekleştirerek bazı bölgeleri geri aldı. Fakat Ukrayna lideri Vladimir Zelenskiy, bu zaferlerin sürdürülebilmesi için daha fazla silah talep etti. Biden ise bu konuda tereddütlü davrandı.

Biden’ın bu temkinli yaklaşımı, Beyaz Saray Ulusal Güvenlik Danışmanı Jake Sullivan tarafından doğrulandı. Sullivan, ABD’nin nükleer bir tırmanış riskini dikkate aldığını belirtti.

Eski İngiltere Savunma Bakanı Grant Shapps, Biden’ın Ukrayna’ya desteği konusunda genelde temkinli ve kararsız bir tutum sergilediğini, bu yüzden gerekli desteğin cephe dengelerini değiştirecek şekilde verilmediğini söyledi.

Diğer bazı Amerikalı yetkililer ise, Avrupa ülkelerinin Ukrayna’yı desteklemek ve yaptırım uygulamak konusunda yavaş davrandığını belirtti.

Örneğin, Almanya ve diğer AB ülkeleri, Ukrayna’nın NATO üyeliği konusundaki Amerikan tavrının yumuşamasına rağmen şiddetle karşı çıkmaya devam etti.

Biden’ın bir Soğuk Savaş gazisi olarak nükleer tırmanma tehdidine takıntılı hale geldiği belirtilirken, Avrupa’daki bazı liderler Biden’ın stratejisinin Ukrayna’nın yenilmesini önlemeye odaklandığını ancak zafer için gerekli yolu sunmadığını savundu.

Bu stratejinin, Ukrayna’yı uzun ve maliyetli bir çatışmanın içine çektiği iddia edildi.

Ukrayna’da kamuoyu yoklamaları: Halk, Rusya ile müzakereler hakkında ne düşünüyor?

Okumaya Devam Et

DİPLOMASİ

Trump’tan AB’ye gümrük tarifesi tehdidi

Yayınlanma

ABD’nin yeni başkanı Donald Trump, AB’yi “büyük ölçekli” miktarlarda ABD petrol ve doğalgazını satın almayı taahhüt etmemesi halinde gümrük vergileriyle karşı karşıya kalacağı konusunda uyardı.

Trump cuma günü Truth Social platformunda yayınladığı mesajda, “Avrupa Birliği’ne, ABD ile aralarındaki muazzam açığı petrol ve doğalgazımızı büyük ölçekte satın alarak kapatmaları gerektiğini söyledim. Aksi takdirde, her şekilde TARİFELER!!!” diye yazdı.

Avrupa Komisyonu Başkanı Ursula von der Leyen kasım ayında yaptığı açıklamada AB’nin ABD’den daha fazla sıvılaştırılmış doğalgaz (LNG) almayı değerlendirebileceğini söylemişti.

Leyen gazetecilere verdiği demeçte, “Rusya’dan hâlâ çok miktarda LNG alıyoruz ve neden bunu bizim için daha ucuz olan ve enerji fiyatlarımızı düşüren Amerikan LNG’si ile değiştirmeyelim?” diye sormuştu.

Financial Times’a (FT) konuşan bir AB yetkilisi, “Leyen’in tam da bunu yapma olasılığını ima ettiği göz önüne alındığında, bu bir ‘tehdit’ olarak tuhaf görünüyor,” dedi.

ABD halihazırda Avrupa’nın en büyük LNG tedarikçisi konumunda, fakat Rusya’dan yapılan ithalat ikinci sıradaki yerini koruyor.

Trump, Çin menşeli olmayan tüm ithalata yüzde 20’ye varan genel bir gümrük vergisi uygulama tehdidinde bulunuyor.

Geçtiğimiz ay Avrupa Merkez Bankası Başkanı Christine Lagarde, Avrupa’nın siyasi liderlerini gümrük vergileri konusunda Trump ile işbirliği yapmaya ve ABD’de üretilen daha fazla ürünü satın almaya çağırmıştı.

Trump’ın ilk başkanlığı sırasında, dönemin Avrupa Komisyonu Başkanı Jean-Claude Juncker, ticaret savaşı tehditlerini engellemek için daha fazla ABD gazı satın almayı teklif etmişti.

Uluslararası petrol göstergesi Brent ham petrol fiyatları cuma günü yüzde 0,4 düşüşle varil başına 72,61 dolar oldu. West Texas Intermediate vadeli işlemleri de yüzde 0,4 düşüşle varil başına 69,14 dolardan işlem gördü.

ABD dünyanın en büyük ham petrol üreticisi ve en büyük sıvılaştırılmış doğalgaz ihracatçısı. Aralarında AB ve Vietnam’ın da bulunduğu LNG alıcıları, kısmen gümrük vergisi tehdidini caydırmak için ABD’den daha fazla yakıt satın almayı şimdiden konuşmaya başladılar.

Okumaya Devam Et

DİPLOMASİ

ABD’den Türkiye Gazprombank yaptırımlarında özel muafiyet

Yayınlanma

Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Alparslan Bayraktar, ABD’nin Gazprombank yaptırımlarında Türkiye’ye muafiyet tanıdığını belirterek, doğalgaz ödemelerinin sorunsuz devam edeceğini duyurdu.

Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Alparslan Bayraktar, ABD’nin Gazprombank’a uyguladığı yaptırımlar konusunda Türkiye’ye özel bir muafiyet tanıdığını duyurdu.

Bakan Bayraktar, bu sayede Türkiye’nin doğalgaz borcu ödemelerini Gazprombank üzerinden yapmaya devam edebileceğini belirtti.

Bloomberg’e yaptığı açıklamada Bayraktar, bu kararın Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı ile Dışişleri Bakanlığı’nın ABD’li yetkililerle yürüttüğü yoğun görüşmelerin ardından alındığını ifade etti.

Türkiye’nin uzun süredir talep ettiği muafiyetin, Rusya ile doğal gaz ticaretinde önemli bir rol oynayacağını vurguladı.

Gazprombank’ın ABD tarafından yaptırım listesine alınması, Türkiye açısından ciddi endişelere yol açmıştı.

Bakan Bayraktar, yaptırımların Türkiye’yi de hedef alması durumunda bunun ekonomik ve stratejik sonuçlarının büyük olabileceğine dikkat çekmişti.

Türkiye’nin geçmişte İran yaptırımları sürecinde de benzer bir muafiyet elde ettiğini hatırlatan Bayraktar, bu kararın iki ülke arasındaki iş birliğini destekleyeceğini söyledi.

Muafiyetin sağlanmasına rağmen Türkiye, Rusya ile alternatif ödeme yöntemleri üzerinde de görüşmeler gerçekleştirdi.

Geçen ay Ankara’da yapılan toplantılarda, her iki tarafın bürokratları olası senaryoları masaya yatırdı. Ancak Bayraktar, alternatif çözümlerle ilgili detaylı bir değerlendirme yapmaktan kaçındı.

Türkiye, Gazprombank yaptırımında ABD’den muafiyet istiyor

Okumaya Devam Et

Çok Okunanlar

English