The Diplomat / Nicolas Velez
1 Ağustos’ta Çin’in galyum ve germanyum tedarikleri üzerindeki ihracat kontrolleri, daha katı ihracat lisansı gereklilikleri şeklinde yürürlüğe girdi. Temmuz başındaki duyurularından bu yana, kısıtlamaların geniş çapta ABD, Japonya ve Hollanda’nın çip üretim araçlarına yönelik ihracat kısıtlamalarına doğrudan bir yanıt olarak algılandı.
Galyum yarı iletken teknolojisinin savunma ve enerji sektörlerindeki hayati rolü ve Japonya’nın savunma ve temiz enerji kapasitesini geliştirme arzusu göz önüne alındığında, önemli bir soru ortaya çıkıyor: Japonya’nın ABD’nin Çin politikasına uyum sağlaması, savunma ve enerji güvenliği önceliklerini tehlikeye mi atıyor?
Galyum, yarı iletkenler için temel malzeme olarak kullanılan bir bileşik olan galyum nitrürün (GaN) üretimi için önemli bir bileşendir. GaN ile üretilen çipler, hem Japonya’nın savunma sanayisini geliştirmesi hem de yeşil dönüşüm stratejisi için çok önemli.
GaN, yüksek güçlü radyo frekansı sinyallerini daha verimli bir şekilde yükseltmekle kalmaz, aynı zamanda silikon muadili ile karşılaştırıldığında daha yüksek bir radyasyon toleransına sahip. Bu, GaN çiplerini radarlar, karıştırıcılar ve uydu iletişimi gibi elektronik harp teknolojileri için tercih edilen seçenek haline getirir. Gerçekten de GaN , Japonya’nın Aegis Ashore balistik füzesi ve Uzun Menzilli Ayırım Radarı (LRDR) olan AN/SPY-7(V) 1 radarı için önemli bir bileşendir.
Japonya’nın yeşil dönüşüm stratejisinde ana bileşen olan GaN, Japon hükümetinin temiz teknoloji emellerini gerçekleştirmenin anahtarı olabilir. Japonya’nın 2050 yılına kadar karbon nötrlüğüne ulaşma stratejilerinden biri olan Yeşil İnovasyon Fonu kapsamında üstlenilen iki büyük proje, açık deniz rüzgar enerjisinin maliyetini azaltmak ve “otomatik sürüş yazılımı ve sensör sistemlerinin” enerji verimliliğini artırmayı hedefliyor. Silikon yarı iletkenlerle karşılaştırıldığında, GaN yongaları gereksinimleri en aza indirmek için daha büyük bir kapasiteye sahip. Başka bir deyişle GaN, rüzgar türbinleri için malzeme gereksinimlerini ve enerji çıkışını optimize ederek rüzgar enerjisi maliyetlerini düşürme potansiyeline sahip. Elektrikli araçlar (EV) için GaN, yazılımsal açıdan güç tüketimini potansiyel olarak azaltabiliyor.
Peki, Çin’in daha katı galyum ihracat lisansı gereklilikleri bu teknolojilerin gelişimini tam olarak nasıl etkileyecek? Çin, GaN üretimi için gerekli bir hammadde olan dünyanın birincil düşük saflıktaki galyumunun yüzde 98’lik payına rağmen, kısıtlamaların etkisi sınırlı olacaktır.
Kısa vadede, Japonya’nın ucuz açık deniz rüzgâr teknolojisinin altı oyulabilecek olsa da, Çin’in yeni ihracat kısıtlamalarının savunma ve EV teknolojisindeki ilerleme üzerindeki etkisi büyük olasılıkla minimum düzeyde olacaktır. CNBC ile konuşan ticaret uzmanı Clete Willems, kısıtlamaların “genel bir arz etkisinden çok bir fiyat etkisi” olacağını belirtti.
Gerçekten de, Çin’in Temmuz başında galyum kısıtlamalarını ilk kez duyurmasının ardından, alıcılar gelecekte bir arz sıkıntısı yaşanacağından korktukları için galyum fiyatı yüzde 27 arttı. Fiyatlar kısa bir süre sonra dengelense de, önümüzdeki aylarda daha fazla fiyat artışı tehdidi beliriyor. Bu tür fiyat artışları, Japonya’nın daha ucuz rüzgâr enerjisi geliştirme hedefini engelleyebilir, çünkü daha pahalı galyum nihayetinde seviyelendirilmiş enerji maliyetini yükseltecektir.
Bununla birlikte, galyum fiyatları yükselse bile, Japonya’nın genel olarak galyum talebini karşılama yeteneği büyük olasılıkla etkilenmeyecektir. Arz tarafındaki bu dayanıklılık, geçmişte Çin’in 2010’da benzer kritik maden ihracatı kısıtlamaları uyguladığı zaman gösterilmişti.
Orta ve uzun vadede Japonya, Çin’in galyum tedarik zincirini daha fazla çeşitlendirmek ve hatta desteklemek için Çin’in galyum kısıtlamalarından gerçekten faydalanabilir. Hükümet, Japonya Metal ve Enerji Örgütü (JOGMEC) aracılığıyla denizaşırı yeni galyum kaynakları keşfetmek için şirketlere aktif olarak yatırım yapıyor. Dowa Holdings ve Mitsubishi Chemicals gibi küresel galyum tedarik zincirine entegre olmuş Japon firmalarının Çin’i güvenilmez bir galyum kaynağı olarak algılaması durumunda, alternatif tedarik kaynakları oluşturmaya yönelik hükümet çabalarına katılmaları için daha büyük bir teşvik olacaktır.
Japonya, Çin nadir toprak elementlerine olan bağımlılığını 2018’de yüzde 82’den yüzde 58’e düşürmeyi başardığından, kritik mineral tedarik zincirlerini başarılı bir şekilde çeşitlendirme konusunda şimdiden başarılı bir geçmişe sahip. Çin ve Japonya, savunma ve enerji sektörleri için yalnızca daha istikrarlı bir galyum kaynağı değil, aynı zamanda Çin’in ekonomik baskılarına karşı daha dayanıklı bir ekonomi de kazanabilir.