Asya
Dağlık Karabağ’da gerilim ABD’nin Ermenistan ile ortak tatbikatıyla eş zamanlı olarak yükseldi

ABD ordusu, dün itibariyle Ermenistan ile 10 gün sürecek ortak tatbikata başladı. Tatbikata yaklaşık 175 Ermeni askeri, başkent Erivan’ın dışında ABD Ordusu Avrupa ve Afrika Komutanlığı’ndan yaklaşık 85 asker katılacak.
Bu yılın başlarında Başbakan Nikol Paşinyan, Kolektif Güvenlik Anlaşması Örgütü’nün (KGAÖ) bu yıl Ermenistan’da tatbikat düzenleyeceği yönündeki açıklamasını doğrudan yalanlamıştı. Paşinyan, ayrıca bu ayın başlarında Belarus’ta düzenlenen tatbikatlara asker göndermeyi de reddetmişti.
Wall Street Journal’a konuşan üst düzey bir ABD Dışişleri Bakanlığı yetkilisi, Washington yönetiminin iktisadi ve askeri işbirliği için geleneksel olarak Moskova’ya sırtını dayayan ülkelerle ortaklıklarını güçlendirmek istediğini kabul etse de Ermenistan’la ortak tatbikatların nedeninin bu olduğu fikrini reddetti.
Yetkili, “Her zaman bu ülkelerle ikili ilişkilerimizi derinleştirmek konusunda fırsatlar arıyoruz,” dedi.
Ermenistan daha önce de NATO kuvvetlerini eğitim için ağırlamıştı. ABD’li yetkililer Ermenistan ile ortak tatbikatın uzun süredir planlandığını ve barış gücü operasyonlarına odaklanacağını bildirdi.
2020’de Ermenistan’la yaşanan şiddetli çatışmaların ardından Azerbaycan, o tarihten bu yana bölgenin kontrolünü elinde tutuyor.
O dönemde Rusya, Dağlık Karabağ’ı Ermenistan’a bağlayan ana yol ve bölgeye gıda, yakıt ve ilaç sevkiyatı için kritik bir güzergâh olan Laçın koridorunda şiddeti durdurma ve her iki taraf için de hareket özgürlüğü sağlama taahhüdü vererek ateşkese aracılık etmişti.
Geçtiğimiz ay Birleşmiş Milletler (BM), Azerbaycan’a ‘Dağlık Karabağ’daki binlerce insanın acılarını hafifletmek ve sivil nüfusa engelsiz insani yardım akışına imkân vermek’ adına ablukayı kaldırması çağrısında bulunmuştu.
Azerbaycan, Ermenistan’dan topraklarına silah kaçakçılığını engellediğini söylerken, Ermenistan bu iddiayı reddetti.
Ermenistan, Rusya’yı şimdiye kadar kışkırtmamaya özen göstermişti. Bununla birlikte Moskova, Ermenistan’ın Batı yanlısı söylemini giderek daha fazla eleştiriyor. Rusya Dışişleri Bakanlığı, geçen hafta yaptığı açıklamada Ermeni yetkililer arasında giderek artan Rusya karşıtı söylemleri protesto etmek için Ermenistan Büyükelçisini bakanlığa çağırdığını duyurmuştu.
Rusya ile Ermenistan arasında Dağlık Karabağ konusunda gerilim artarken ABD, bölgeye müdahalesini artırıyor ve Azerbaycan’a ‘Laçın Koridorunu yeniden açması’ konusunda baskı yapıyordu.
Ermenistan’daki mevcut askeri tatbikatlar, Blinken’in yanı sıra Avrupalı ve BM yetkililerinin gerginliği azaltmak için her iki tarafla da görüşmeler yapma çabalarına rağmen, Azerbaycan’da ABD’nin Erivan’la olan ihtilafında dürüst bir aracı olamayacağına dair endişeleri artırdı.
Gazeteye konuşan yetkili, tatbikatları Ermenistan ile ‘süregelen ortaklığın’ bir parçası olarak tanımladı.
Dağlık Karabağ’da seçimler: AB, Türkiye ve Azerbaycan meşruiyetini tanımadı
Öte yandan 10 Eylül’de Dağlık Karabağ parlamentosunda yapılan oylamada, 1’e karşı 22 oyla Samvel Şahramanyan yerel yönetimin başına geçti.
Bakü, söz konusu seçimi egemenliği ve toprak bütünlüğünü hedef alan açık bir ihlal olarak görürken ‘son derece provokatif bir adım’ olarak nitelendirdi.
Türkiye Dışişleri Bakanlığı’ndan yapılan açıklamada ise “Azerbaycan ve Ermenistan arasında barış görüşmelerinin sürdürülmeye çalışıldığı bir dönemde gerçekleştirilen seçimleri, barış görüşmelerini baltalamaya yönelik bir hareket olarak algılıyor ve kınıyoruz,” ifadelerine yer verildi. AB ise söz konusu seçimlerin hukuki olarak bir geçerliliği olmadığını ve tanımadığını duyurdu.
Moskova’dan Erivan’ın suçlamalarına tepki
Hindistan’ın başkenti Yeni Delhi’de G20 Liderler Zirvesi’nin kapanışından sonra yaşanan gerilime değinen Rusya Dışişleri Sergey Lavrov, Ermeni yetkililerin ‘Moskova’nın Karabağ’ı Azerbaycan’a teslim ettiği’ yönündeki açıklamarını değerlendirdi.
Lavrov, şunları söyledi: “Ermeni yönetiminin eylemlerinden üzüntü duyuyoruz. Elbette saldırgan bir NATO ülkesinin Güney Kafkasya’ya girmeye çalışmasını iyi bir şey olarak görmüyoruz. Bunun Ermenistan dahil hiç kimse için iyi olduğunu düşünmüyorum. Amerikalılar nerede ortaya çıkarsa çıksın, dünyanın her yerinde yüzlerce üsleri var, bu hiçbir yerde iyi bir sonuca yol açmıyor.”
Bakü: Laçın koridorunun açılması iyi niyet jesti
Azerbaycan Cumhurbaşkanı İlham Aliyev’in dış politika danışmanı Hikmet Hacıyev, Laçın koridorunun açılması konusunda tartışmalara değindi.
Politico’ya konuşan Hacıyev, Azerbaycan’ın Ermenistan’ı ayrılıkçı Dağlık Karabağ bölgesine bağlayan tek karayolunu, yerel liderlerin Azerbaycan’dan gelecek yardımı da kabul etmesi koşuluyla yeniden açmayı kabul ettiğini belirtti.
Açıklama Bakü’nün, Azerbaycan hükümetinin kontrolündeki Ağdam’dan bölgeye alternatif bir yol üzerinden Rus Kızılhaçı’nın insani yardım sevkiyatlarını kabul edeceğini açıklamasının ardından geldi.
Hacıyev, Azerbaycan’ın 1 Eylül’de ‘iyi niyet jesti’ olarak Ağdam-Hankendi ve Laçın-Hankendi yollarının eşzamanlı olarak açılmasına rıza gösterdiğine işaret ederek Karabağ’daki yönetimin bunu reddettiğini dile getirdi.
Hacıyev, “Laçın kontrol noktasında Azerbaycan’ın gümrük ve sınır rejimine uyulmalıdır,” diye konuştu.
Bunun yanı sıra sosyal medya hesabından bir açıklama daha yapan Hacıyev, Rus Kızılhaçının Azerbaycan Kızılayı ile koordineli şekilde Karabağ’daki Ermeni nüfusu için gıda yardımı gönderdiğini bildirerek, “Bu ayrı bir anlaşmadır ve Uluslararası Kızılhaç Komitesi sevkiyatı için Ağdam-Hankendi ve Laçın-Hankendi yollarının eşzamanlı olarak açılması önerisiyle karıştırılmamalıdır,” bilgisini paylaştı.
Daha önce basında çıkan haberlerde, Rusya’nın gıda yardımının Ağdam yolu üzerinden bölgeye ulaşacağı ve aynı zamanda Laçın koridoru boyunca insani yardım geçişinin yeniden sağlamak için anlaşmaya varıldığı belirtilmişti.
Asya
ASEAN ve Çin, Trump’ın gümrük vergileri karşısında ilişkilerini derinleştiriyor

ASEAN dışişleri bakanları perşembe günü, ABD Başkanı Donald Trump’ın tehdit ettiği yeni “karşılıklı” cezai gümrük vergileri karşısında Pekin ile ilişkilerini derinleştirmeye çalışırken, bloğun Çin ile olan ilişkilerinin gücünü vurguladılar. Uzmanlar, Trump’ın agresif gümrük vergisi politikasının ASEAN ve Çin arasında daha da yakınlaşmayı beraberinde getirdiği görüşünde.
Kuala Lumpur’da ASEAN dışişleri bakanları ve Çinli mevkidaşları Wang Yi ile yapılan toplantının açılış konuşmasında Malezya Dışişleri Bakanı Mohamad Hasan, Çin’in “ASEAN’ın en önemli ve dinamik ortaklarından biri” olduğunu söyledi.
“Bu ilişki, karşılıklı güven, ortak çıkarlar ve artan ekonomik bağımlılık üzerine kurulmuştur” dedi.
Wang da bu duyguları yineleyerek, ülkelerin ortak Asya kimliği ve hedeflerini vurguladı. “Çin, ASEAN’ı komşuluk diplomasisinde her zaman bir öncelik olarak görmüş ve bölgeyi, insanlık için ortak bir geleceğe sahip küresel bir topluluk inşa etmede öncü olarak görmektedir” dedi.
Toplantı, ASEAN dışişleri bakanlarının yıllık Bakanlar Konferansı’nın bir parçasıydı. Toplantının ardından Japonya, Çin ve Güney Kore ile ABD Dışişleri Bakanı Marco Rubio ve diğer diyalog ortaklarıyla toplantılar yapılacak.
Devam eden jeopolitik değişimlere değinen Wang, mevcut küresel çalkantı ve dönüşümün birlik veya bölünme, barış veya çatışma, işbirliği veya çatışma gibi soruları gündeme getirdiğini kaydetti.
“Tarihten dersler çıkarmalı, eşit ve yapılandırılmış bir dünya düzenini aktif olarak teşvik etmeli ve kapsayıcı ve paylaşımlı ekonomik küreselleşmeyi destekleyerek uluslararası sistemi daha fazla adalet ve eşitliğe doğru itmeliyiz” dedi.
Ticari ilişkiler
2020’den bu yana ASEAN ve Çin, birbirlerinin en büyük ticaret ortakları olmaya devam etti ve 2024’te toplam ticaret hacmi bir önceki yıla göre %10,6 artarak 770,9 milyar dolara ulaştı.
Mayıs ayında, iki taraf, iki buçuk yıl süren dokuz tur görüşmenin ardından ASEAN-Çin Serbest Ticaret Bölgesi (ACFTA) 3.0 anlaşmasını açıkladı.
Yükseltilmiş anlaşma, dijital ekonomi, yeşil ekonomi ve tedarik zinciri bağlantılılığını kapsayan dokuz yeni bölüm içeriyor. Çin Ticaret Bakanlığı, bu çerçeveyi Çin-ASEAN mega pazarının inşasına açılan bir kapı olarak nitelendirdi.
Bu arada, ASEAN üyeleri 1 Ağustos’ta yürürlüğe girecek yeni ABD gümrük vergilerine hazırlanıyor. Vergiler Myanmar ve Laos için %40, Kamboçya ve Tayland için %36, Endonezya için %32, Malezya ve Brunei için %25, Vietnam ve Filipinler için %20 olarak belirlendi. Washington, nisan ayında gümrük vergileri açıklandığında %10 oranında vergi uygulanan Singapur için henüz güncellenmiş bir oran açıklamadı.
Gümrük vergilerine tepki
Çarşamba günü, Malezya Başbakanı Enver İbrahim, ASEAN dışişleri bakanları toplantısının başında, ticaretin “baskı, izolasyon ve kontrol” aracı olarak kullanıldığını belirterek, “gümrük vergileri, ihracat kısıtlamaları ve yatırım engelleri artık jeopolitik rekabetin keskin araçları haline geldi” dedi.
Endonezya Maliye Bakanı Sri Mulyani çarşamba günü parlamentoda yaptığı konuşmada, Dünya Ticaret Örgütü, BM ve Dünya Bankası gibi çok taraflı kurumların ticaret savaşında daha önemli bir rol oynaması çağrısında bulundu. “Bu çok taraflı kurumların rolü çok zayıfladı ve hatta saygı görmüyor” dedi.
Tayland, 1,22 milyar dolarlık hafifletme önlemleri açıkladı. Maliye Bakan Yardımcısı Paopoom Rojanasakul’a göre, Tayland merkez bankasının da gümrük vergilerini düşürmek için para politikasını daha da gevşetmesi bekleniyor.
Nikkei Asia’nın gördüğü dışişleri bakanları toplantısının ortak bildirisinin taslağı, tek taraflı gümrük vergilerini “kontra üreten” olarak nitelendiriyor ve bunların “küresel ekonomik parçalanmayı şiddetlendirme ve ASEAN’ın ekonomik istikrarı ve büyümesine karmaşık zorluklar getirme riski taşıdığı” uyarısında bulunuyor. Cuma günü yayınlanması beklenen taslak, ASEAN’ın “bu amaçla tüm ortaklarla yapıcı bir şekilde çalışmaya kararlı olduğunu” teyit ediyor.
Asya
Malezya Başbakanı ASEAN toplantısında Trump’ın tarifelerinin ‘baskı altına almak’ için kullanıldığını söyledi

Malezya Başbakanı Enver İbrahim, çarşamba günü ASEAN’ın önemli dışişleri bakanları toplantısının açılışında, ABD’nin gümrük tarifelerinin artık diğer ülkeleri “baskı altına almak, izole etmek ve kontrol altında tutmak” için kullanıldığını söyledi.
Kuala Lumpur’da düzenlenen bakanlar toplantısının açılış töreninde konuşan İbrahim, “Dünya çapında, bir zamanlar büyümeyi sağlamak için kullanılan araçlar artık baskı, izolasyon ve kontrol altında tutmak için kullanılıyor” dedi. “Gümrük tarifeleri, ihracat kısıtlamaları ve yatırım engelleri artık jeopolitik rekabetin keskin araçları haline geldi” diye ekledi.
Enver İbrahim, ASEAN’daki meslektaşlarına, bölgenin bu gerçekle “açık ve kararlı” bir şekilde yüzleşmesi gerektiğini ve bloğun birlikteliğinin deklarasyonlarla sınırlı kalmaması gerektiğini hatırlattı.
Pazartesi günü, ABD Başkanı Donald Trump, altı ASEAN üyesini etkileyen yeni bir dizi gümrük vergisi oranı açıkladı. Bunlar arasında Myanmar ve Laos’tan gelen mallara %40, Tayland ve Kamboçya’dan gelen mallara %36 vergi yer alıyor. Endonezya için oran %32, Malezya için ise %25.
Malezya, 10 üyeli bloğun bu yılki dönüşümlü başkanlığını yürütüyor. Bu haftaki toplantılar arasında ASEAN’ın içişleri bakanları toplantısı ve ardından ABD, Çin, Rusya, İngiltere, Japonya ve Hindistan gibi önemli ortak ülkelerle toplantılar yer alıyor.
Nikkei Asia‘nın gördüğü dışişleri bakanları toplantısının ortak bildiri taslağı, tek taraflı gümrük vergisi uygulamalarının “kontra üreten nitelikte olduğunu ve küresel ekonomik parçalanmayı şiddetlendirme riski taşıdığını” ve “ASEAN’ın ekonomik istikrarı ve büyümesi için karmaşık zorluklar oluşturduğunu” belirtiyor.
Malaya Üniversitesi Uluslararası ve Stratejik Çalışmalar Bölümü’nde doçent olan Khoo Ying Hooi, Nikkei Asia’ya verdiği demeçte, Trump’ın son gümrük vergisi açıklamalarının, Japonya ve Güney Kore gibi müttefikleri hedef almak anlamına gelse bile, daha çok güç gösterisi ve “Önce Amerika” söylemini canlandırmak amacıyla yapıldığını söyledi.
“Bu, stratejik olmaktan çok sembolik bir hamle gibi görünüyor ve kimin zarar göreceği önemli olmaksızın seçmenlere ticaret konusunda sert olduğunu göstermek amacıyla yapılmış bir hamle” dedi.
Khoo, Güneydoğu Asya’nın ticareti çeşitlendirmek, bölgesel entegrasyonu güçlendirmek ve tek bir pazara bağımlılığı azaltmak için adımlar attığını belirtti. Güney-Güney ticaret ortaklıklarının kurulduğunu ekleyen Khoo, bu çabaların “hızlanıp derinleşebileceğini” kaydetti.
Malezya Başbakanı Enver İbrahim konuşmasında, ASEAN’ın “merkeziliğinin” devam etmesi gerektiğini yineleyerek, jeopolitik ve ekonomik belirsizliklerin dünya çapında arttığı bir dönemde bloğun diyalog için birincil dayanak noktası olması gerektiğini vurguladı.
“Küresel düzen parçalanıyor” dedi ve ekledi: “Çatışma, zorlama ve güvensizlik artık çok sayıda ilişkiyi tanımlıyor ve bunların sonucunda sayısız hayat kaybediliyor veya altüst oluyor.”
Öte yandan, toplantıda Malezya Dışişleri Bakanı Mohamad Hasan, küresel siyasi manzaranın “iki kutupluluktan tek kutupluluğa ve nihayet çok kutupluluğa” doğru değişmeye devam edeceğini vurguladı.
Asya
Ermenistan’da tutuklu milyarder Karapetyan’ın şirketinin kamulaştırılmasına onay

Ermenistan Cumhurbaşkanı Vaagn Haçaturyan, tutuklu iş insanı Samvel Karapetyan’a ait Ermenistan Elektrik Şebekeleri şirketinin kamulaştırılmasına olanak tanıyan yasaları imzaladı. Yeni düzenleme, hükümete şirkete kayyum atama ve satın almada öncelik hakkı tanıyor. Karapetyan ise hükümeti devirmeye yönelik çağrı suçlamasıyla iki aydır tutuklu.
Ermenistan Cumhurbaşkanı Vaagn Haçaturyan, aynı zamanda Rusya vatandaşı olan tutuklu iş insanı Samvel Karapetyan’a ait olan Ermenistan Elektrik Şebekeleri şirketinin kamulaştırılmasına olanak tanıyan yasaları imzaladı.
Cumhurbaşkanlığının internet sitesinden yapılan açıklamada, yasanın yürürlüğe girdiği duyuruldu.
Söz konusu yasa, bir gün önce Ermenistan parlamentosunda 27’ye karşı 65 oyla kabul edilmiş, bir milletvekili ise çekimser kalmıştı.
Hükümete kayyum atama yetkisi
Yapılan yasal değişikliklere göre, Kamu Hizmetleri Düzenleme Komisyonu, şirketin lisansından gönüllü olarak vazgeçmesi durumunda, tüzel kişiliği faaliyete devam etmeye zorlayabilecek veya yönetimi bir geçici yöneticiye devredebilecek.
Ayrıca, idari sürecin başlamasının ardından komisyon başkanı, yürütme organının tüm yetkilerini devralacak kayyumu doğrudan atama hakkına sahip olacak.
Komisyon başkanı, ihlallerin giderilmesi için bir programı onaylama, şirketin üst yönetim organı toplantılarını düzenleme, tüzükte değişiklik yapma ve yönetim kurulu üyelerini değiştirme gibi geniş yetkilerle donatıldı.
Satın almada öncelik hükümetin
Değişiklikler uyarınca, şirketin satılmasına karar verilmesi hâlinde, hükümet satın alma konusunda öncelik hakkına sahip olacak.
Belgede, şirketin satın alma bedelinin, “Değerleme Faaliyetleri Hakkında Kanun” uyarınca belirlenen piyasa değerini aşamayacağı belirtiliyor.
İş insanı ‘hükümeti devirme’ suçlamasıyla tutuklu
Karapetyan’a yönelik ceza davası, iş insanının, hükümet yetkililerinin Ermeni Apostolik Kilisesi’nin üst düzey yöneticilerine yönelik sert eleştirileri karşısında kiliseyi savunmasının ardından başlatıldı.
17 Haziran’da Karapetyan’ın evinde arama yapılmış, ertesi gün ise “hükümeti devirmeye yönelik çağrılarda bulunma” suçlamasıyla iki ay süreyle tutuklanmıştı.
İş insanı suçlamaları reddederken, avukatı Liana Gasparyan mahkeme kararının yasa dışı olduğunu savunuyor.
Karapetyan’dan iktidar partisi vekillerine iftira davası
Öte yandan Karapetyan, 4 Temmuz’da iktidardaki Sivil Sözleşme partisinden milletvekilleri Arsen Torosyan ve Hayk Konjoryan’a karşı dava açtı.
İş insanı, milletvekillerinin iftira niteliğindeki beyanlarını kamuoyu önünde yalanlamalarını ve özür dilemelerini talep etti.
-
Söyleşi2 hafta önce
İsrail-İran savaşını kim kazandı? E. Tuğamiral Alaettin Sevim Harici’ye anlattı
-
Ortadoğu1 hafta önce
Reuters: Suriye’de Şara’ya bağlı güçler 1.500 Alevi’yi katletti
-
Görüş1 hafta önce
Altı Gün Savaşı’ndan ‘On İki Gün Savaşı’na
-
Dünya Basını2 hafta önce
İran-İsrail savaşı ve Orta Asya
-
Avrupa2 hafta önce
Yeni MI6 şefinin dedesi, “Kasap” olarak bilinen Nazi casusu çıktı
-
Dünya Basını2 hafta önce
Jerusalem Post: Rusya-Ukrayna savaşının gölgesinde Çin’in Orta Doğu stratejisi
-
Amerika2 hafta önce
Zohran Mamdani: Canavarın ininde bir ‘nepo bebek’
-
Dünya Basını2 hafta önce
Kimler faşist olabilir? Önce Mussolini’nin İtalya’sına, sonra İsrail’e bakalım