Çin’in İran destekli “direniş ekseni” ile ilişki kurma stratejisi, Suriye’de Esad hükümetinin düşmesinin ardından baskı altında olsa da bazı analistler savaşın yıktığı Orta Doğu ülkesinin yeniden inşasında Çin için fırsatlar görüyor.
Birçok hükümet gibi Çin de Suriye Devlet Başkanı Beşar Esad’ın, El Kaide mirası Heyet Tahrir el Şam (HTŞ) adlı örgütün liderliğindeki isyancıların başkent Şam’a ulaşmasının ardından Rusya’ya sığınmak üzere ülkesini terk etmesinin tüm sonuçlarını kavramaya çalışıyor.
Çin Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Mao Ning pazartesi günü gazetecilere yaptığı açıklamada “Suriye halkının uzun vadeli ve temel çıkarları için ilgili tarafların Suriye’de istikrar ve düzeni yeniden tesis edecek siyasi bir çözüm bulmalarını umuyoruz” dedi.
Çin ve Suriye, Çin Devlet Başkanı Xi Jinping’in geçen yıl Asya Oyunları sırasında Esad’ı Hangzhou’da ağırlamasıyla stratejik bir ortaklık kurmuştu. Xi, bu ortaklığın ikili ilişkilerde “önemli bir dönüm noktası” olduğunu söyledi ve Suriye’yi ulusal yeniden yapılanma ve “terörizme” karşı kapasitesini güçlendirme konusunda destekleme sözü verdi.
Son yıllarda Pekin ve Şam arasındaki sıcak ilişkiler, Çin’in bir dizi kararı veto ederek Rusya’ya destek verdiği ve Esad yönetimine karşı yaptırımlara karşı çıktığı Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi’ne de yansıdı.
Xi ise Suriye’yi, 1949’da kurulduktan sonra Çin Halk Cumhuriyeti ile diplomatik ilişki kuran ilk Arap ülkelerinden biri ve Pekin’in BM’deki koltuğunu geri getiren kararın sponsorlarından biri olarak takdir etti.
Xi’nin Esad’la ilişkileri geliştirme girişimleri, Çin’in Pekin’in enerji ihtiyaçları için hayati önem taşıyan Orta Doğu ile ilişkilerini geliştirme çabalarını da yansıtıyordu. Çin, savaştan sonra Gazze’yi yönetecek geçici bir uzlaşma hükümeti kurmak amacıyla temmuz ayında Filistinli gruplar Hamas, El Fetih ve diğerlerinin liderlerini ağırlayarak bölgede barışı sağlamaya çalıştı. Bundan bir yıl önce de İran ve Suudi Arabistan, Pekin’in arabuluculuk ettiği bir anlaşmayla diplomatik ilişkilerini yeniden tesis etmişti.
Pekin zorluğu avantaja çevirebilir mi?
George Mason Üniversitesi’nde kıdemli misafir araştırmacı olan Umud Shokri, “Esad rejiminin çöktüğüne dair haberler Çin’in bölgesel sonuçları şekillendirmedeki etkisinin sınırlarını vurguluyor ve rolünü aşırı genişletmenin zorluklarının altını çiziyor” dedi.
Aynı zamanda bir enerji stratejisti olan Shokri Nikkei Asia’ya verdiği demeçte, Pekin’in politikasının ideolojik kaygılardan ziyade stratejik ve ekonomik çıkarlara öncelik verdiğini ve bu sayede geniş bir aktör yelpazesiyle ilişki kurabildiğini vurguladı. Ancak Çin’in “karşıt taraflarla aynı anda angaje olmasının, özellikle akut kriz veya çatışma dönemlerinde bölgesel dinamikleri kararlı bir şekilde etkileme kapasitesini engelleyebileceğini” de sözlerine ekledi.
Ancak Portekiz’deki Minho Üniversitesi’nde Orta Doğu uzmanı olan Mohammad Eslami, Nikkei’ye verdiği demeçte, stratejik ortaklıkları henüz hayata geçmediği için Suriye’deki gelişmelerin Çin’i önemli ölçüde etkilemeyeceğini belirtti: “Çin, Taliban yönetimi altındaki Afganistan’da plan ve projelerini sürdürdüğü gibi Suriye’de yeni bir rejimle işbirliğini muhtemelen sürdürecektir.”
Londra’daki Adarga Araştırma Enstitüsü’nün başkan yardımcısı Sam Olsen, Çin’in Suriye ile ilişkilerinden gerçekte ne istediğinin hiçbir zaman net olmadığını, ancak Suriye’nin yeniden inşasının Pekin için ticari bir avantaj olabileceğini söyledi.
George Mason Üniversitesi’nden Shokri, Trump’ın öngörülemeyen politikaları altında Çin’in Orta Doğu jeopolitiğinin değişen dinamiklerini yönlendirmede önemli zorluklarla karşı karşıya olduğunu söyledi. Shokri, Pekin’in “temkinli angajman ile stratejik hırslar arasında denge kurmaya çalışacağını ve bölgedeki dalgalanmalara kapılmadan nüfuzunu genişletmeye çalışacağını” tahmin ediyor.
‘Çin’in Orta Doğu etkisi abartılıyor’
Atlantik Konseyi’nde kıdemli araştırmacı olarak görev yapan Jonathan Fulton ise Reuters’a verdiği demeçte, “Çin’in bölgedeki siyasi sonuçları şekillendirebileceğine dair abartılı bir algı var” dedi.
Esad’ın çöküşünün, başlıca destekçileri olan İran ve Rusya’nın Arap dünyasındaki etkisini azalttığını söyleyen Fulton, bunun Çin’in küresel hedefleri için de bir darbe olduğunu söyledi: “(Çin’in) uluslararası alanda yaptığı pek çok şey bu ülkelerin desteğine dayanıyordu ve Orta Doğu’daki en büyük ortaklarını destekleyememeleri, bölgenin ötesinde çok şey yapabilme yetenekleri hakkında oldukça fazla şey söylüyor.”
Şanghay Uluslararası Çalışmalar Üniversitesi’nde Orta Doğu uzmanı olan Fan Hongda, “Esad’ın aniden düşmesi Pekin’in görmek istediği bir senaryo değil” dedi. “Çin daha istikrarlı ve bağımsız bir Orta Doğu’yu tercih ediyor çünkü bölgede kaos ya da Amerikan yanlısı bir yönelim Çin’in çıkarlarıyla örtüşmüyor” diye ekledi.
Çinli uzmanlar ve diplomatlar Pekin’in Şam’daki yeni hükümeti tanımadan önce biraz gözlemleyeceğini düşünüyor.
Pekin’in uzmanlığını ve mali gücünü yeniden inşayı desteklemek için kullanabileceğini ancak Çin’in son yıllarda yurtdışındaki mali riskleri en aza indirmeye çalışması nedeniyle taahhütlerinin sınırlı olacağını söylüyorlar.
Suriye 2022 yılında Çin’in Kuşak ve Yol Girişimi’ne katıldı, ancak kısmen yaptırımlar nedeniyle o tarihten bu yana Çinli firmalar tarafından önemli bir yatırım yapılmadı.
Çin’den Suriye’de ‘siyasi çözüm’ çağrısı