Bizi Takip Edin

ORTADOĞU

İran’ın yeni iç politika sınavı: Hicap ve İffet Yasası

Yayınlanma

hicap

Lübnan’da Hizbullah’ın aldığı ağır darbe ve Suriye’de Esad yönetiminin çöküşü ile dış politikada kan kaybeden İran, iç politikada yeni bir sınav verecek. Daha önce hicap zorunluluğu nedeniyle eylemlerin patlak verdiği ülkede, muhafazakarlar kıyafet yasağına uymayanlara daha ağır cezalar öngören yasayı uygulamaya koymakta diretiyor. Reformistlerin karşı çıktığı yasa Cumhurbaşkanı tarafından imzalanmadan yürürlüğe girerse kaos derinleşebilir.

İran’da muhafazakarların çoğunlukta olduğu Meclis’in kabul ettiği ve Anayasa’yı korumakla görevli konseyin onaylandığı tartışmalı “Hicap ve İffet Yasası” 13 Aralık’ta ılımlı Cumhurbaşkanı Mesut Pezeşkiyan’ın önüne gelecek. Yasa, Dış politikada kan kaybeden ülkede iç tartışmaları yeniden alevlendirme tehlikesi barındırıyor.

Ülkenin kıyafet yönetmeliğini daha da sıkılaştırmayı öngören yeni yasa, Eylül 2023’te İran Meclisi tarafından onaylanmıştı. İran yasaları üzerinde son sözü söyleyen yasal organ olan Anayasa Koruma Konseyi de onayını Eylül 2024’te vermişti. Yasanın yürürlüğe girmesi için Cumhurbaşkanının imzası gerekiyor. Yasa Pezeşkiyan’ın önüne geldikten sonra imzalamak için beş günü olacak.

Pezeşkiyan’ın yasayı imzalamaması halinde, Meclis Başkanı yasayı kendisi yürürlüğe koyacak. Ancak Pezeşkiyan liderliğindeki yürütme gücünün yasayı uygulamayarak fiilen işlevsiz hale getirme yoluna başvurması yasayı uygulamakla görevli kurumlar üzerinde iki yönlü bir baskı yaratabilir. Bu durum yeni kurallarla ilgili belirsizliği daha da belirginleştirebilir.

Şu anda geçerli yasalara göre kıyafet ve hicap kurallara uymayanlara 10 gün ile iki ay arası hapis ya da en fazla 10 dolara denk bir para cezası verilebiliyor.

Financial Times (FT) da yer alan habere göre 70 maddelik yeni Hicap ve İffet Yasası ise kadınların kıyafet ve hicap kurallarına uymaması durumunda 200 ila 2.000 dolar arasında değişen para cezaları öngörüyor. Yasağa uymayanlar suçun tekrarı halinde hapis cezasıyla karşı karşıya kalabilirler.

Para cezalarını ödemeyenler ise pasaport ya da ehliyet hakkından mahrum kalabilir. Ayrıca sosyal medya ve bankacılık kısıtlamalarıyla da karşılaşabilirler. Hicap yasasına uyulmamasını teşvik eden ünlüleri ise 13.000 dolardan başlayan daha ağır para cezaları bekliyor.

Ayrıca önceki dönemde “ahlak polisi” veya “irşad devriyeleri” aracılığıyla yapılan yasaya uymayanların tespit edilmesi görevinin istihbarat ve savunma bakanlıkları tarafından işletilen kameralar ve görüntüleme sistemlerine devredilmesi öngörülüyor. Bu kapsamda yasa işyerleri ve konutlara kamera görüntülerini polisle paylaşma zorunluluğu getirirken, ulaşım hizmeti veren sürücülerin de yasaları ihlal eden yolcuları ihbar etmeleri isteniyor, aksi takdirde cezalandırılmalarını öngörülüyor.

Pezeşkiyan yasayla ilgili yaptığı açıklamada hükümetinin yasayı uygulamaya hazır olmadığını söylemişti: “Uygulanması kolay olmayan bu yasayla ilgili belirsizlikler var. Ulusal dayanışmaya zarar verecek şekilde hareket etmemeliyiz.”

FT’ye konuşan siyasi analist Saeed Laylaz, “Yasanın uygulanması kelimenin tam anlamıyla imkansız. Tamamen rasyonellikten yoksun. Bu İslam Cumhuriyeti için kaybet-kaybet oyunu” dedi.

Muhafazakâr bir din adamı olan Mohsen Gharavian da yasanın halkın onayından yoksun olduğu görüşünde: “Bir yasa uygulanamaz olduğunda, hükümetin itiraz etmesi ve gözden geçirilmek üzere iade etmesi gerekir.”

Kadın ve aile işlerinden sorumlu eski cumhurbaşkanı yardımcısı Masoumeh Ebtekar ise yasanın uygulanmasının “toplumdaki uçurumları derinleştireceği ve güvensizlik yaratacağı” uyarısında bulundu.

ORTADOĞU

Hamas, Muhammed Sinvar liderliğinde küllerinden doğuyor

Yayınlanma

Wall Street Journal’da (WSJ) yer alan habere göre Hamas, Muhammed Sinvar önderliğinde yeniden yapılanmaya ve İsrail’i bir yıpratma savaşına çekmeye çalışıyor.

Geçen sonbaharda İsrail’in, Hamas lideri ve 7 Ekim saldırılarının stratejik planlayıcısı Yahya Sinvar’ı öldürmesi, örgüt için ağır bir darbe oldu ancak örgütü çökertemedi ve liderlik koltuğunu Yahya Sinvar’ın kardeşi Muhammed Sinvar devraldı. Sinvar örgütü yeniden yapılandırmaya çalışıyor.

İsrail’in 15 ay süren harekâtı, Gazze’deki Hamas kalesini büyük ölçüde tahrip etti. Binlerce savaşçı ve lider öldürüldü, örgütün yeniden silahlanmasını engellemek için sınır kapıları kapatıldı. 7 Ekim 2023’te İsrail’e saldıran Hamas’ın donanımlı kadroları ciddi şekilde zayıfladı. Buna rağmen Gazze’deki çatışmalar yeni gönüllü militanların ortaya çıkmasına yol açtı. WSJ’ye göre patlamamış mühimmatlar, Hamas’ın savaşçıları tarafından el yapımı bombalara dönüştürülerek İsrail’e yönelik saldırılarda kullanılıyor.

Geçen hafta Beyt Hanun bölgesinde düzenlenen bir saldırıda 10 İsrail askeri hayatını kaybetti. Hamas, son iki hafta içinde İsrail’e yaklaşık 20 roket fırlattı.

Hamas’ın yeni militan toplama hızı Sinvar yönetiminde devam eden çatışmaların İsrail için yeni bir zorluk teşkil ettiğine dikkat çekilen haberde “(İsrail) Ordusu Gazze’de örgütü vurdu ama aylardır daha önce militanlardan temizlediği bölgelere dönüp yeni çatışmalarda militanları tekrar karşısına almak zorunda kalıyor. Bu döngü, İsrail askerlerini yoran ve Gazze’de hala rehin tutulan kişileri tehlikeye atmaya devam eden bir savaşı sona erdirmenin zorluğuna işaret ediyor” denildi.

İsrail Savunma Kuvvetleri’nden emekli Tuğgeneral Amir Avivi, “Hamas’ın kendini yeniden inşa etme hızının, İsrail ordusunun onları yok etme hızından daha yüksek olduğu bir durumdayız. Muhammed Sinvar her şeyi yönetiyor” dedi.

Yahya Sinvar’ın ölümünün ardından Doha’daki Hamas liderleri kolektif bir liderlik önerdi, ancak Gazze’deki militanlar bu kararı tanımadı. Şu anda liderlik koltuğunda bulunan Muhammed Sinvar, 50 yaşlarında ve genç yaşta Hamas’a katılmış bir isim. Yirmi yıldan fazla bir süreyi İsrail hapishanesinde geçiren abisinin aksine Muhammed Sinvar, İsrail hapishanesinde önemli bir süre geçirmedi ve İsrail’in güvenlik kurumları tarafından daha az tanınıyor. Haberde, İsrail’e karşı birçok saldırıdan sorumlu olduğu belirtilen Sinvar’ın, örgüt içinde “Gölge” lakabıyla anıldığı ifade ediliyor.

Gazze’deki savaşı yöneten Güney Komutanlığı’ndan üst düzey bir İsrailli yetkili “Onu bulmak için çok çalışıyoruz” dedi.

Habere göre İsrail ordusu Hamas’ın son birkaç ay içinde yüzlerce kişiyi silah altına aldığını ve silah altına almaların başta kuzey olmak üzere tüm Gazze’de gerçekleştiğini söylüyor. Arap yetkililer ise İsrail’in kendilerine bu sayının binlerle ifade edilebileceğini söylediğini belirtiyor. Yeni savaşçılar deneyimsiz olsalar da sadece birkaç savaşçıdan oluşan küçük hücreler halinde vur-kaç saldırıları düzenliyorlar. Çok az askeri eğitim gerektiren silahlar ve tanksavar kullanıyorlar.

Militanların bazen insani yardımları çaldığını ya da sivilleri militan grupla birlikte çalışmaya ikna ettiğini iddia eden Arap yetkililere göre Hamas yeni militanları, aileleri için daha fazla gıda, yardım ve tıbbi bakım vaatleriyle saflarına katıyor. WSJ, cenaze ve dua toplantılarının da genç erkekleri örgüte çekmek için kullanıldığını öne sürüyor.

Öte yandan Doha’da yürütülen ateşkes ve esir takası müzakerelerine aracılık eden Arap yetkililere göre Muhammed Sinvar, kalıcı bir ateşkes konusunda en az abisi kadar inatçı olduğunu kanıtladı.

Muhammed Sinvar geçen yılın sonlarında arabuluculara gönderdiği bir mesajında “Hamas kendi şartlarını dikte edebilecek çok güçlü bir konumda” demişti. Bir başka mesajında da şöyle yazmıştı: “Eğer tüm Gazzelilerin acılarını sona erdirecek, kanlarını ve fedakarlıklarını haklı çıkaracak kapsamlı bir anlaşma olmazsa Hamas mücadelesine devam edecektir.”

İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu ise Hamas yok edilene kadar savaşın devam edeceğini söylüyor.  Ancak WSJ’nin değerlendirmesine göre, İsrail ordusu ve uluslararası gözlemciler, Hamas’ın yeniden organize olma kapasitesine dikkat çekiyor.

“İsrail’in Hamas’ın kökünü kazımakta yaşadığı zorluk, örgütün hem Gazze’de hem de yurtdışındaki birçok üst düzey liderini öldürme başarısı ve Lübnan’da Hizbullah’ı yenilgiye uğratmasıyla tezat oluşturuyor” ifadelerinin kullanıldığı haberde ABD’nin İsrail Büyükelçisi Jack Lew’in “Hamas’ın yok edilmesini hedef olarak belirlemenin hata olduğu” açıklamasına da yer verildi.

Tel Aviv merkezli düşünce kuruluşu Ulusal Güvenlik Çalışmaları Enstitüsü’nden Yoel Guzansky de “Hamas çok büyük bir darbe aldı ama hala orada. Adam toplayacaklar, yeniden silahlanacaklar” ifadelerini kullandı.

ABD’nin Hamas’ı saf dışı bırakmak için İsrail’i savaştan sonra Gazze Şeridi’ni yönetmek için bir plan hazırlamaya zorladığının hatırlatıldığı haberde İsrail’in güvenlik kurumlarındaki pek çok kişinin de aynı fikirde olduğuna dikkat çekildi: “Hükümetin Hamas’ın Gazze’nin bazı bölümleri üzerindeki kontrolüne karşı koyabilecek yeni bir yönetim oluşturmasını istiyorlar ve Filistin Yönetimi tek gerçekçi seçenek olarak görülüyor.”

Okumaya Devam Et

ORTADOĞU

Katar, nihai anlaşma metnini taraflara iletti

Yayınlanma

İsrail ve Hamas arasında Gazze’deki savaşı sona erdirme amacıyla yürütülen müzakerelerde önemli bir ilerleme kaydedildiği bildirildi. Reuters’a konuşan bir yetkili, Katar’ın bugün taraflara nihai anlaşma taslağı sunduğunu açıkladı. Öncesinde Doha’da yapılan toplantılara İsrail’in Mossad ve Şin Bet teşkilatlarının şefleri, Mısır İstihbarat Başkanı, Katar Başbakanı ve ABD’nin yeni başkanı seçilen Donald Trump’ın özel elçisi Steve Witkoff da katıldı.

Kritik 24 saat

Yetkili, görüşmelerin bu sabah erken saatlere kadar sürdüğünü ve anlaşmaya varılması için önümüzdeki 24 saatin kritik olduğunu ifade etti. İsrail’in Kan radyosu, tarafların taslağı aldığını ve İsrail heyetinin liderlerini bilgilendirdiğini duyurdu. Ancak hem İsrail hem de Hamas, taslak üzerinde nihai bir mutabakat sağlandığını henüz teyit etmedi.

Taslağın, ateşkesin sağlanması ve rehinelerin serbest bırakılmasını içerdiği öğrenildi. Üst düzey bir İsrailli yetkili, Hamas’ın teklife olumlu yanıt vermesi halinde birkaç gün içinde anlaşmaya varılabileceğini söyledi. Filistinli bir yetkili ise Doha’dan gelen bilgilerin umut verici olduğunu ve taraflar arasındaki farklılıkların azaldığını belirtti.

Trump ve Biden’ın baskısı

Donald Trump, göreve başlamadan önce Hamas’ın elindeki rehinelerin serbest bırakılmaması halinde sert yaptırımlar uygulayacağını duyurmuştu. Görev süresinin son günlerini geçiren Başkan Joe Biden ise ayrılmadan önce anlaşmaya varılması için yoğun çaba harcadı. Pazar günü İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu ile telefon görüşmesi yapan Biden, ateşkesin sağlanması ve insani yardımların artırılması konusundaki ihtiyaçları vurguladı.

Gazze’de çatışmaların başladığı Ekim 2023’ten bu yana, Filistinli sağlık yetkililerine göre 46.000’den fazla kişi hayatını kaybetti, yerleşim bölgeleri büyük ölçüde harabeye döndü ve insani kriz derinleşti. Taraflar, rehinelerin ve tutukluların karşılıklı serbest bırakılması konusunda büyük ölçüde mutabık kalsa da anlaşmanın savaşın sona ermesini sağlayacak şartları konusundaki görüş ayrılıkları devam ediyor. Hamas, İsrail’in Gazze’den tamamen çekilmesini isterken, İsrail savaşın ancak Hamas’ın tasfiyesiyle biteceğini savunuyor.

İsrail’in sert milliyetçi Maliye Bakanı Bezalel Smotrich, önerilen anlaşmayı “teslimiyet” ve “ulusal güvenlik için bir felaket” olarak niteleyerek eleştirdi.

Görüşmelerin sonucunun önümüzdeki günlerde netleşmesi bekleniyor.

Okumaya Devam Et

ORTADOĞU

Suriye’ye Pepsi ve Pringles akını

Yayınlanma

şam dükkan

Esad döneminin sona ermesi ve yeni yönetimin ülkeyi küresel ekonomiye entegre etmeye dönük adımları sonrası Suriye ithal malların akınına uğradı.

Şam Ticaret Odaları Başkanı Bassel Hamwi, HTŞ liderliğindeki silahlı güçlerin Esad’ı devirmesinden sadece üç gün sonra Reuters’a verdiği mülakatta, “Rekabete dayalı bir serbest piyasa sistemi olacak” demişti. O günden bugüne Heyet-i Tahrir Şam’ın (HTŞ) liderliğindeki yeni Suriye yönetimi serbest piyasa modelini uygun bir dizi adım attı.

HTŞ patronlara Suriye’de “serbest piyasa ekonomisi” ve “küresel ekonomiye entegrasyon” sözü verdi

Financial Times’ta (FT) yer alan habere göre Esad dönemindeki dolar kısıtlamalarının, yüksek gümrük vergilerinin ve haraçların kaldırılması yabancı mallarda patlamaya yol açtı, ithal Batı ve bölge malları dükkanları doldurdu.

Habere göre Şam çevresindeki dükkanlar Türk yapımı şişelenmiş sular, Suudi Arabistan’da üretilen bulyonlar, Lübnan menşeli süt tozları ve Twix, Snickers gibi batı çikolata markalarıyla doldu. Şehrin merkezindeki bir süpermarkette, bir duvar tamamen Pringles’a ayrılmıştı.

Bir süpermarket çalışanı “Burada gördüğünüz her ithal ürün yeni” dedi ve insanların en çok peynir küpleri ve Pepsi gibi içecekler konusunda heyecanlı olduğunu ekledi: “Eskiden sattığımız her şey Suriyelilerin ürettiği ürünlerdi.”

Esad, 2013 yılından beri Suriye lirasını güçlendirmek amacıyla yabancı para birimi kullanımı suç kapsamına alırken devlet gelirlerini artırmak amacıyla gümrük verdilerini yükseltmişti. Örneğin, geçen yıl iPhone’lara yaklaşık 900 dolarlık bir gümrük vergisi uygulanıyordu.

Bu durum, Suriyelileri yerel olarak üretilen mallara bağımlı hale getirdi ve yerli üretilemeyen ürünler için Lübnan’dan yapılan kaçakçılığın yayılmasına neden oldu. Uluslararası yaptırımlar ise izolasyonu daha da kötüleştirdi.

HTŞ liderliğindeki yeni hükümet ise dolarla yapılan işlemlere izin verdi ve cumartesi günü, gümrük tarifelerinde %50 ila %60 indirime gitti. Ayrıca, hammadde ithalatında daha düşük tarifenin uygulanacağı böylece yerel üreticilerin korunacağını duyurdu.

İç Ticaret Bakanı Mahir Halil el-Hasan bu ay devlet haber ajansı Sana’ya verdiği demeçte “Bu dönemdeki ana görevimiz ekonominin atardamarlarına kan pompalamak, kurumları korumak ve vatandaşlara hizmet etmektir” dedi.

Yıllardır Türkiye’den HTŞ’nin kontrolündeki İdlib’e akan ithal mallar, ülkenin geri kalanına ve araçların sınırdan çoğunlukla kontrolsüz geçtiği Lübnan’dan da geçmeye başladı.

Okumaya Devam Et

Çok Okunanlar

English