Avrupa
Fransız Ulusal Birlik lideri Bardella: Gönlüm Trump’tan yana

Fransa’da Marine Le Pen ile anılan Ulusal Birlik’in (RN) resmi lideri Jordan Bardella POLITICO’ya verdiği demeçte, bir sonraki ABD başkanlık seçimleri öncesinde ‘kalbinin Trump’a meylettiğini’ söyledi ve eski başkanın ekonomi politikalarını överken Başkan Joe Biden’ın bilişsel yeteneklerini sorguladı.
Bardella, Fransız siyasi figürlerine atıfta bulunarak, “Takip ettiğim tek model Fransız örnekleri. Biden ve Trump arasında gönlüm Trump’tan yana ama ben Amerikalı değilim,” dedi.
Paris’teki bir POLITICO etkinliğinde konuşan RN’nin Avrupa Parlamentosu (AP) seçimlerindeki liste başı adayı, ABD siyasetine karışmak istemediğini belirtti, fakat yine de Demokrat başkanın göreve uygunluğunu sorguladı.
Bardella, “Dünyanın önde gelen ekonomik gücünün başkanı olduğunuzda, doğru kararları verebilecek kadar canlı, zinde ve zihninizin açık olması gerekir. Sosyal medyada dolaşan son görüntüler güven verici değil,” dedi.
2016 yılında, RN’nin tarihsel lideri Marine Le Pen, Trump’ın zaferini ‘dünya çapında büyük bir hareketin’ parçası olarak tanımlamıştı. Dört yıl sonra da Trump’ın yeniden seçilmesinin ‘Fransa için en iyisi’ olacağını iddia etmişti.
Le Pen daha sonra 6 Ocak 2021 Kongre Binası isyanını ‘demokrasiye karşı tehlikeli bir eylem’ olarak nitelendirmiş ama Trump’ın ABD siyasetindeki kutuplaşmadan tek başına sorumlu olmadığını savunmuştu.
Fransa’nın NATO’daki rolü ne olacak?
Bardella’nın Trump ve Biden hakkındaki yorumları, Fransa’nın NATO’daki rolüne ilişkin duruşuyla ilgili sorulara yanıt olarak geldi ve ittifakın geleceğinin ABD başkanlık seçimlerinin sonucuna bağlı olduğunu savundu.
Bardella POLITICO’ya yaptığı açıklamada Ulusal Birlik’in NATO’nun entegre komutanlığından ayrılmaktan yana olduğunu fakat bunun ancak Ukrayna’daki savaş sona erdikten sonra gerçekleşebileceğini savundu.
Bardella, RN’nin 2027’de yapılması planlanan bir sonraki başkanlık seçimlerinde NATO’ya ilişkin pozisyonunu ancak Ukrayna’daki çatışmanın sona ermesi halinde koruyacağını belirtti. Bardella, “Savaş zamanında anlaşmaları değiştiremezsiniz,” iddiasında bulundu.
Le Pen’in 2022 cumhurbaşkanlığı seçimleri programında, Fransa’nın 2007 yılında eski Cumhurbaşkanı Nicolas Sarkozy’nin liderliğinde yeniden katıldığı NATO’nun entegre askeri komutanlığından çıkması ve ‘ABD ile yeni stratejik anlaşmalar’ yapması ve ‘önemli ortak konularda Rusya ile diyalog’ kurması çağrıları yer alıyordu.
Ukrayna’ya desteğe evet, Rusya ile savaşa hayır
Bardella savaşın başlangıcından bu yana ‘Ukrayna’yı desteklemeye evet ama Rusya ile topyekûn bir savaşa hayır diyerek makul bir pozisyonda kalmak için mücadele ettiğini’ iddia ediyor.
RN lideri, Macron’un göz ardı etmeyi reddettiği bir olasılık olan Fransız birliklerinin Ukrayna’ya gönderilmesine karşı olduğunu yineledi. Ayrıca Kiev’in AB ve NATO’ya katılma olasılığına ilişkin endişelerini dile getirerek bunun gerilimin tırmanmasına yol açabileceğini savundu ve Rusya ile doğrudan karşı karşıya gelmekten kaçınmanın önemini vurguladı.
Bununla birlikte Bardella, NATO’nun yeniden canlanmasında Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin’in suçu olduğunu kaydetti ve Putin’in Ukrayna’ya saldırarak ‘taktiksel bir hata’ yaptığını savundu.
Bardella, “Putin muhtemelen [Ukrayna’ya yönelik] Batı desteğini hafife aldı… [ve] Finlandiya ve İsveç gibi ülkeleri NATO’ya yaklaştırdı,” dedi.
Son kamuoyu yoklamaları, RN’nin 9 Haziran AP seçimlerinde oyların yaklaşık yüzde 30’unu alacağını öngörüyor. Bu, Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron’un Valérie Hayer liderliğindeki Rönesans partisi listesinin yaklaşık yüzde 10 puan önünde.
Avrupa
Almanya’da Palantir ve gözetleme tartışması

ABD’de yeni Trump yönetimi ve Pentagon ile bağları bilinen veri analitiği şirketi Palantir’in gelecekte tüm Almanya’yı gözetleme ihtimali tartışma yarattı.
CDU/CSU ve SPD arasındaki koalisyon anlaşmasına göre, bir sonraki Alman hükümeti polisin otomatik veri aramalarına erişimini kolaylaştırmayı planlıyor. Bunun için de Palantir’inki gibi standartlaştırılmış analiz yazılımları gerekiyor.
Kasım ayında dağılan trafik lambası koalisyonu ve SPD’li İçişleri Bakanı SPD’li Nancy Faeser, Palantir’in kullanılmasını reddetmişti. Bunun yerine, artan veri hacminin daha verimli bir şekilde analiz edilmesini sağlayacak ayrı bir BT sistemi geliştirilecekti.
Fakat Berliner Zeitung’da yer alan bir habere gire, CDU/CSU ve SPD koalisyon müzakerelerinde CSU’nun gelecekte Federal İçişleri Bakanlığını devralması konusunda anlaştı ve bu, Palantir’in federal düzeyde daha büyük bir şans elde edeceği anlamına geliyor.
CSU’nun iktidarda olduğu Bavyera’da, eyalet polisi geçen yılın ağustos ayından bu yana ABD’li şirketin yazılımını kullanıyor.
Bavyera İçişleri Bakanlığına göre, prosedürler arası araştırma ve analiz platformu VeRA, “çok çeşitli kaynaklardan gelen büyük miktarda veriyi hızlı ve güvenilir bir şekilde analiz etmeyi ve işlemeyi ve yüksek hızda önemli bulgular üretmeyi” mümkün kılıyor.
Hessen ve Kuzey Ren-Vestfalya da halihazırda Palantir kullanıyor. Bayerischer Rundfunk’tan alınan bilgiye göre, Berlin ve Baden-Württemberg de şu anda şirketle işbirliği yapmayı inceliyor.
Federal Konsey de yazılımın ülke çapında kullanılması için baskıyı artırıyor. Konsey 21 Mart’ta verdiği bir karar önergesinde, “bazı eyalet polis güçleri tarafından kullanıldığı gibi, ortaklaşa işletilen bir veri analiz platformunun kısa vadede merkezi olarak sağlanması” çağrısında bulundu.
Palantir’den ismen bahsedilmese de, önerge amaçlanan çözüm konusunda çok az şüphe bırakıyor. Siyah-kırmızı (CDU-SPD) federal hükümetin Federal Konsey’in planını uygulayıp uygulamayacağı henüz belli değil ama işaretler artıyor.
Şimdilik direniş Yeşiller’den geliyor. Güvenlik politikaları sözcüsü Konstantin von Notz taz gazetesine verdiği demeçte, “Palantir birçok nedenden ötürü yıllardır oldukça tartışmalı,” dedi ve yazılımın hiçbir zaman güvenlik politikalarının kendisinden beklentilerini karşılayamadığını savundu. Yeşil siyasetçi, Avrupa polis teşkilatı Europol’ün bile artık bu yazılımı kullanmaktan kaçındığına işaret etti.
Von Notz ayrıca yazılımın kullanımının Avrupa hukuku ve anayasa hukuku kapsamında önemli riskler içerdiğini de vurguladı. Yazılım halihazırda devlet düzeyinde birçok kez eleştirilmişti. Yeşiller milletvekili, “Özellikle Trump yönetiminin son derece dengesiz davranışları ve şirket yönetiminin şüpheli bağlantıları göz önüne alındığında, kullanım sorununun her halükarda tamamen yeniden değerlendirilmesi gerektiğine inanıyoruz,” dedi.
Palantir’e yönelik eleştiriler öncelikle insan hakları ve veri koruma örgütlerinden geliyor. Bu kuruluşlar diğer hususların yanı sıra veri güvenliği eksikliğini, ABD hükümetine yakınlığını ve yazılımın potansiyel kötüye kullanımını eleştiriyor.
Palantir birçok kişi tarafından bir “veri ahtapotu” olarak görülüyor: şirket kişisel veriler de dahil olmak üzere büyük miktarda veriyi analiz edebilen teknolojiler geliştiriyor. Eleştirmenler bunun kitlesel gözetime ve “şeffaf vatandaşlara” yol açabileceğinden korkuyor.
Şirketin ABD ordusu ve Pentagon ile yakın işbirliği de eleştiriliyor. Palantir, gözetleme ve savaş teknolojilerinin bir parçası olmakla suçlanıyor. Şirket aynı zamanda Amerikan sınır bölgelerinde göçmen gözetleme faaliyetlerinin de bir parçası.
NATO ile de yakın zamanda bir anlaşma imzalayan Palantir’in CEO’su Alex Karp, Silikon Vadisini ABD ve Batı medeniyetini “savunmak” için harekete geçmeye çağırmıştı.
Avrupa
Danimarka, dron eğitimi için Ukrayna’ya asker göndermeyi planlıyor

Danimarka televizyonu TV2’nin haberine göre Kopenhag bu yaz Ukrayna’ya asker göndererek savaş alanında insansız hava araçlarının nasıl kullanılacağını doğrudan bu ülkenin güçlerinden öğrenmeyi planlıyor.
“Sadece benim değil, her gün [insansız hava araçlarıyla] operasyon yapanların da bu deneyimi edinmesi gerekiyor,” diyen Danimarka Genelkurmay Başkanı Peter Boysen, Ukrayna’nın Rus güçlerine verdirdiği kayıpların %70’inden fazlasını insansız hava araçlarının oluşturduğunu söyledi.
Yerel medya Jyllands-Posten’e göre Danimarka Savunma Bakanlığı daha önce de deneyim alışverişinde bulunmak üzere Ukrayna’ya personel gönderdiğini ama bu personelin sadece yönetici düzeyinde olduğunu söyledi.
Moskova bundan memnun değil. Danimarka’daki Rus büyükelçiliği kararın “Ukrayna’daki çatışmaya siyasi ve diplomatik bir çözüm bulmaya yönelik mevcut girişimlerle çeliştiğini” söyledi.
Ayrıca “Danimarka askerlerinin hayatını tehlikeye atacak” ve onları Rus saldırıları için “meşru hedef” haline getireceğini vurguladı.
Boysen eğitimlerin ülkenin batı kesimindeki cephe hattından uzakta yapılacağında ısrar etti ve “Eğer bir füze saldırısı olursa, Ukraynalıların gerçekten iyi erken uyarı sistemleri ve iyi sığınakları var,” dedi.
Kiel Enstitüsüne göre Danimarka, Rusya’nın 2022 başlarındaki geniş çaplı işgalinden bu yana Kiev’in en kararlı destekçileri arasında yer aldı ve GSYİH’sinin %2,3’ü değerinde yardımda bulundu.
Avrupa
AB, Rusya’dan LNG ithalatı yasağını erteledi

Avrupa Birliği, bazı üye ülkelerin itirazları ve alternatif kaynaklara ilişkin belirsizlikler nedeniyle Rusya’dan sıvılaştırılmış doğalgaz (LNG) ithalatını yasaklama planını erteledi. Brüksel, bunun yerine 2027 yılına kadar Rus enerji kaynaklarından tamamen çıkış için yeni bir yol haritası üzerinde çalışıyor.
Reuters ajansının adı açıklanmayan AB yetkililerine dayandırdığı haberine göre Avrupa Birliği, bazı üye ülkelerin itirazları ve alternatif kaynaklara ilişkin belirsizlikler nedeniyle Rusya’dan sıvılaştırılmış doğalgaz (LNG) ithalatını yasaklama planını erteledi.
Habere göre, Avrupa Komisyonu bunun yerine 2027 yılına kadar Rus enerji kaynaklarından tamamen çıkış için yeni bir yol haritası hazırlamayı hedefliyor.
Planın mayıs ayı başında kamuoyuna duyurulması beklenirken, detayların henüz belirsiz olduğu ifade ediliyor.
Kaynaklar, Komisyon’un Rusya’ya karşı 17. yaptırım paketini haziran ayına kadar sunmayı planladığını ancak çalışmaların yavaş ilerlediğini aktardı.
Reuters‘a konuşan kaynaklardan biri, Avrupa Komisyonu’nun yaptırımlar nedeniyle Rusya’dan LNG satın alma olanağını kaybetme riskini almak istemediğini, zira bunun ABD ile devam eden gümrük vergileri müzakerelerindeki konumunu zayıflatacağını belirtti.
ABD Başkanı Donald Trump’ın, AB’nin ülkesinden daha fazla LNG almasını istediğini defalarca vurguladığı biliniyor.
Fakat haberde, hem Avrupa Komisyonu’nun hem de bazı AB üye ülkelerinin, Rusya ve Norveç’in ardından AB’nin üçüncü büyük gaz tedarikçisi olan ABD’ye bağımlı hale gelmekten endişe duyduğu kaydedildi.
Öte yandan, Brüksel merkezli düşünce kuruluşu Bruegel’in 16 Nisan’da yayımladığı verilere göre, 2025’in ilk çeyreğinde ABD’den AB’ye yapılan LNG ithalat hacmi Rusya’nın sevkiyatlarını geride bıraktı.
Böylece ABD, Avrupa’ya bu yakıt türünü ihraç eden en büyük ikinci ülke konumuna yükseldi.
Amerikan Enerji Ekonomisi ve Finansal Analiz Enstitüsü (IEEFA) tarafından 18 Şubat’ta yayımlanan verilere göre Rusya’dan AB ülkelerine yapılan LNG ithalatı 2024 yılında yıllık bazda yüzde 18 artış gösterdi.
Raporda, Moskova’nın ilgili yılın ocak-kasım döneminde bu satışlardan en az 6,3 milyar avro gelir elde ettiği belirtildi.
Analistlere göre Fransa, İspanya ve Belçika, Avrupa’da Rus LNG’sinin en büyük alıcıları konumunda bulunuyor ve Rusya Federasyonu’ndan yapılan toplam yakıt ithalatının yüzde 85’ini bu ülkeler gerçekleştiriyor.
Yalnızca Fransa’nın Dunkirk kentindeki LNG terminali, geçen yıl Rusya’dan Avrupa’ya yapılan toplam LNG sevkiyatının yüzde 27’sini tek başına karşıladı.
Rusya’dan LNG alımına yönelik olası yasak konusu, Rusya’nın Ukrayna’ya askeri müdahalesinin üçüncü yıl dönümüne denk gelen dönemde kabul edilen 16. AB yaptırım paketi müzakereleri sırasında yoğun bir şekilde tartışılmıştı.
Ancak bazı uzmanlar, Rus LNG’sine henüz tam bir alternatif bulunamadığı için Rusya’dan AB’ye gaz tedarikinin tamamen kesilmesinin Avrupa’da yakıt fiyatlarında sert bir yükselişe neden olacağı uyarısında bulunuyor.
Ukrayna savaşının başlamasının ardından AB, Rus kömürünü hızla terk etmişti. Ham petrol ithalatına yönelik ambargo Aralık 2022’de, petrol ürünleri ambargosu ise Şubat 2023’te uygulamaya konmuştu.
Bruegel’in raporuna göre, Rusya’dan Avrupa Birliği ülkelerine yapılan doğalgaz sevkiyatları, 2025 yılının ocak-mart döneminde Ukrayna savaşının başlangıcından bu yana en düşük seviyeye indi.
AB, Rusya ile doğalgaz sözleşmelerini bedel ödemeden feshetmenin yollarını arıyor
-
Avrupa2 hafta önce
Almanya’daki Porsche fabrikaları tank üretmeye başlayacak
-
Görüş2 hafta önce
Sosyalizmin yeni dünya-sistemindeki yeri – 4
-
Görüş2 hafta önce
Yemen’de 48 saatlik Husi karargâhı ziyareti…
-
Ortadoğu2 hafta önce
İsrail’den Türkiye’ye “bombalı” mesaj
-
Avrupa1 hafta önce
Komünist Parti’ye karşı ilk ‘Twitter devrimi’: Moldova’da 16 yıl önce ne olmuştu?
-
Dünya Basını2 hafta önce
Wolfgang Münchau: Trump’ın tarifeleri küreselleşmenin sonudur
-
Dünya Basını2 hafta önce
FT: İsrail anayasal krizin eşiğinde
-
Görüş2 hafta önce
Hindistan için Şili neden önemli?